May 11

TÜRK Olduğun Vakitte Hürsün!

TÜRK Olduğun Vakitte Hürsün!                                                                                                                                                 www.kenansahbaz.com

 

Vatanın her yanı candır, can inler

Varlığını talan eder hainler

İntikam diyerek çıldırır kinler

Örümcek ağını hele bir örsün(!)…

 

İmandandır elbet vatan sevgisi?

Aldatmasın seni haçlı övgüsü

Kahramanlık bil ki Allah vergisi

Yiğit defterini namert mi dürsün?

 

İrfan güneşleri çöpe atılmış

Milli düşünceye zehir katılmış

Bütün mal varlığın tek tek satılmış

Hala gömüyorsan elbette körsün!…

 

Dünyalar sultanı, çağın kâhini

Tut, şu yücelerden gökler şahini

Yok et, tüm gücünle kini, haini

Çakallar, baykuşlar bağırsın dursun…

 

Kaptırırlar seni bir sinsi çarka

İnsanoğlu farklı ve fırka, fırka

Sen hiç benzemezsin bir başka ırka

Sen ki, Türk olduğun vakitde hürsün…

Kenan ŞAHBAZ

Not: Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , | TÜRK Olduğun Vakitte Hürsün! için yorumlar kapalı
May 10

Kilis’i görmeyen iktidar Tuzhurmatu’yu görür mü!.

Kilis’i görmeyen iktidar Tuzhurmatu’yu görür mü!..                                                                                                                             www.kenansahbaz.com

Milisleri tutuklayanlar, Kilis’i göremezler.

Irak’ın son kalan Türkmen yerleşimlerinden Tuzhurmatu “yanıyor”;

Kak Mesud”un -hani şu AKP kongresinde ‘Türkiye seninle gurur duyuyor’ tezahüratlarıyla karşıladığınız Mesud Barzani- peşmergeleri zırhlı araçlarla kasabayı kuşatıp havan topları, roketatarlar, tanklarla saldırıyorlar.

Hani “IŞİD’i vursunlar” diye yollananlar var ya; hıh işte onlar… Yüreğiniz yeterse bakın fotoğraflara, el kadar çocukların bedenlerini nasıl delik deşik yaptılar! Çok değil birkaç aylık mesele; “kimyasal silah”la da vuruldu Tuzhurmatu daha önce.

Türkmenlerin evleri yakılıyor, iş yerleri yağmalanıyor.

“Soykırım”ı işaret ediyor “bölgeden” aktarılanlar. Ha bir “Peşmerge” dediysem “çapulcu sürüsü” gelmesin gözünüzün önüne; “Task Force Black” dedikleri “özel birlikleri” bunlar “Kürdistan”cı Barzani’nin. Irak Türkmen Cephesi üyeleri “son nefer”, “son mermi” kalana kadar direnecek; “bir kurşun gelirse yüz kurşun ile cevap veririz” diyor ama soranlar kaç yüz kurşunları kaldı ellerinde acaba diyor?

Soran, bilen, duyan var mı?

Zinhar mezhepçi olduğunuzdan filan değil “diğer Müslümanlar da ölüyor” diye filan herhalde “eşit” yaklaşımınızın tezahürü olarak(!) Şii Türkmenleri sınırdan içeri almayıp da katledilmeye terk ettiğiniz için vicdanınız sızlıyor mu? Uykunuz kaçacak mı mesela bu gece? Kan ter içinde o 1 yaşındaki kevgire dönen bebeğin çığlığıyla sıçrayacak mısınız yatağınızdan? Alyan bebeğe yandığınız kadar yanacak mısınız Türkmen bebeğe?

Diyeceksiniz ki “sen sor öyleyse“…                                                                                                                                                                                Tam sormak istiyorum; Kilis geliyor gözümün önüne. “Kelin ilacı olsa” diyorum; utanıyorum! Öyle ya kendi sınırlarında vatandaşlarını koruma kabiliyeti olmayan bir iktidardan “dış Türkler”e yardım eli uzatmasını bekliyoruz hâlâ; hem de “müttefiklerine karşı” yapacak ha!

Kaynak: Tuzhurmatu diyeceğim; sen daha Kilis’i görmüyorsun usta – Selcan TAŞÇI

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , | Kilis’i görmeyen iktidar Tuzhurmatu’yu görür mü!. için yorumlar kapalı
May 09

Ahmet Haşim’den Özlü Sözler

Ahmet Haşim’den Özlü Sözler

www.kenansahbaz.com

* Yarin dudağından getiriImiş bir katre aIevdir bu karanfiI.

* Sevmeyi biImeyen, öImeyi biImez.

* Hayat, kitaba sığmayacak kadar geniştir.

* GüzeI, yaIanın çocuğudur.

* Aşk, değişmeyince öIür.

* AcıIar gece çözüIür.

* AkıI; nar, ayva ve portakaI gibi geç renk ve koku kazanan bir sonbahar ürünüdür.

* Namus kavramı, zaman, din, ikIim, geIenek ve biIhassa giyim şekIine göre değişen kararsız bir erdemdir.

* Günün doğma saati, neşe ve umudun başIangıcıdır.

* YaşIıIarı gençIik, gençIeri ise aşk öIüme götürür.

* FikirIerine emin mahfazaIar buIamayan bir medeniyetin, tefekkür kabiIiyetini kaybetmekte gecikmeyeceğinden hiç şüphe etmemeIidir.

* Ne yazık ki vücudun çökmesi akIın oIgunIuk dönemine rastIar.

* Eti tadan köpek, artık kuru ekmeğe dönmez.

* Aşık, yüz buIamayan adamdır.

* Büyük dinIenme zuImet denizine daIıp bir daha ışığa kavuşmamaktır.

Kaynak:Ahmet Haşim Sözleri  http://www.neguzelsozler.com/ozlu-sozler/ahmet-hasim-sozleri-2.html

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , , , , | Ahmet Haşim’den Özlü Sözler için yorumlar kapalı
May 08

Türk Dili Konuşan ve Akraba Ülkeler Avukat Örgütleri Birliği (TÜRK-AV)

Türk Dili Konuşan ve Akraba Ülkeler Avukat Örgütleri Birliği  (TÜRK-AV)                                                                                    www.kenansahbaz.com

Türk Dili Konuşan ve Akraba Ülkeler Avukat Örgütleri Birliği  (TÜRK-AV) dün Ankara’da atılan imzalarla resmen kuruldu. Tasarlanan muhteşem logoyu da tanıtalım;

Töreni izlemek için gittiğimiz Türkiye Barolar Birliği salonunda saygın hukuk adamı (TBB Baş danışmanı) Prof. Dr. Necdet Basa ile kapıda karşılaştık. 2 sene süren zorlu kuruluş çalışmalarını anlattı. Engellemeleri aşıp nasıl bugüne geldiğini aktarırken hâlâ heyecan içindeydi. Basa, TÜRK-AV’ın diğer sivil toplum örgütleri ayağında daha da yaygınlaşacağını kaydetti. Basa, TBMM  Genel Sekreterliğini yürüttüğü dönemde Türk Parlamentolar Birliği kurulması için çok yoğun çaba yürütmüştü.

Metin Feyzioğlu, 9 Nisan 2016’yı “onur günü” olarak ilan etti. Her birimizin ülkesinde hukukun üstünlüğünün desteklenmesinin şart olduğuna işaret ederek, “sorunların ortak olduğu, çözümlerin de ortak akılla çözülebileceğini göstereceğiz” dedi. Feyzioğlu’nun konuşmasının en çarpıcı ve anlamlı cümleleri şöyleydi;

“Öyle büyük bir iş ki bugün, biz bile ne yaptığımızın farkında değiliz. Büyük müessese harekete geçti.

Evet!.. Turan yolunda yapılan bu büyük hizmeti tarih yazacak.

TÜRK-AV hakkında biraz da teknik bilgi verelim;

Birliğin merkezi; Ankara/Oğuzlar Mahallesi… Faaliyetlerin gerektirmesi halinde birlik, üye ülkeler nezdinde temsilci bulundurabilip, şube açabilecekler. TÜRK-AV’ın kurucu üyeleri; Arnavutluk Ulusal Avukatlar Odası, Azerbaycan Cumhuriyeti Avukatlar Birliği, Gürcistan Barolar Birliği, Kazakistan Cumhuriyet Barosu, Kırgızistan Cumhuriyeti Barolar Birliği, Moğol Avukatlar Birliği, Türkiye Barolar Birliği.

KKTC ve Kosova  gözlemci üye sıfatıyla birliğe dahi oldu.

“Birliğin amaçları ve çalışma alanları”ndan kısa notlar;

Avukatlık mesleğini geliştirmek, avukatlık örgütlerinin etkinliğini artırmak ve hukukun üstünlüğü ilkesini güçlendirmek.

Üyeler ve üyelere kayıtlı avukatlar arasında etkili iletişimin ve dayanışmanın geliştirilmesi için zemin hazırlamak. Üyelerin ülkelerinin mevzuatlarını uyumlaştırma çalışmalarına, avukatlık mesleğinin uluslararası kabul gören ilkeleri çerçevesinde destek vermek.

Konferanslar düzenlemek, kitaplar, broşürler çıkarmak, Web sitesi açmak.

Eğitim, araştırma faaliyetleri düzenlemek.

Üyelerin ülkelerindeki mevzuatlarından ihtiyaç duyulanları tercüme ettirmek ve yayınlamak.

Avukat stajyerleri, avukatlar ve akademisyenler arası değişim programları düzenlemek.

Genel Kurul tarafından tüzüğe uygun olarak karar verilen diğer faaliyetleri yerine getirmek.

TURAN’ın Barolar Birliği kuruldu…

Allah utandırmasın.

Kaynak: Türk’ün onur günü… – Ahmet TAKAN

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , | Türk Dili Konuşan ve Akraba Ülkeler Avukat Örgütleri Birliği (TÜRK-AV) için yorumlar kapalı
May 07

ORUÇ BORCU

ORUÇ BORCU                                                                                                                                                                                       www.kenansahbaz.com

Nasrettin Hoca pazarda zeytin satıyormuş…
İki üç sokak ileride oturan yarıbuçuk tanıdığı bir adam gelmiş.
Adam: – Zeytinin iyi mi?
Hoca: – Tadına bak
Adam: – Ben orucum.
Hoca: – Madem oruçlusun zeytini al git parasını sonra ver.
Hocanın birdenbire aklına düşmüş; Ramazan değilmiş çünkü…
Hoca: – Tuttuğun oruç ne orucu ki?
Adam: – Üç sene önceden borcum vardı da onları tutuyorum.
Hoca – tam zeytinleri veriyormuş vazgeçmiş…
Adam: – Biraz önce al git dedin noldu da vazgeçtin Hoca?
Hoca: – Get anam get… Allah’a olan borcunu üç senede veriyorsan bizim borcu ne zaman getirirsin kim bilir …..

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , | ORUÇ BORCU için yorumlar kapalı
May 06

“Bana ne, ülkeyi ben mi kurtaracağım!”

Bana ne, ülkeyi ben mi kurtaracağım”                                                                                                                                             www.kenansahbaz.com

2016 yılına ne ümitlerle girmiştik…

1 Ocak 2016 yılın ilk günü 4 şehit, ikinci günü 3 şehit,  sadece Diyarbakır Sur’da 11 asker yaralı; 27 Ocak yine 4 şehit, şehit sayımız gün geçtikçe artmaya devam ediyor 250 civarında şehidimizin olduğu belirtiliyor. Şimdi artık sayısını bile belirtmeye akıl vicdan isyan ediyor. Kanlı saldırılarla, ihanetlerle, bölünme nutuk ve naraları ile dış destekli terör devam ediyor.

  
Seçimler olalı henüz 6 ay oldu ey Türk Milleti doğru seçim yaptığından, reyini doğru kullandığından emin misin? Seçtiğin, Ankara’ya gönderdiğin parlamento üyeleri süküneti, barışı sağlayabilecek bir hükümet çıkaramadı. Evet, bir iktidar, bir hükümet var ama güven yok, Güneydoğu’da ismi dillendirilmeyen bir iç harp yaşanıyor. Hemen hemen her gün Kilis füzelerin hedefi durumunda. Hükümet saldırıları protesto edenlere gaz sıklmaklar tutuklamakla meşgul.. Siz hangi şehrimizde canlı bomba saldırısına maruz kalacağınızın korkusuyla yaşamaktasınız değil mi?..
  
Siz dünyanın her hangi bir ülkeside, bir şehrinde bir terör örgütü kuşatmasının olduğunu, devlete şantaj yapıldığını, baş kaldırıldığını, kurşun sıkıldığını hiç gördünüz, duydunuz mu?  Böyle bir uygulama, gücünü kullanamayan veya güçsüz bir ülkede, güçsüz bir iktidar varsa olur. Anadolu coğrafyasının şehirlerdeki asayişsizliği, Güneydoğu dağlarında imha edildiği yazılıp söylenen silah depoları – mağaraları, kısaltılmış ayrı ayrı isimlerle ifade edilen terör örgütleri ve has destekçisi siyasi parti ortada iken aksini söylemek kimin haddine!
  
Güneydoğu Anadolu’da Diyarbakır, Cizre, Şırnak, Yüksekova, Silopi, Dargeçit, Çukurca’da güvenlik güçleri ve TSK İle çarpışan, isyan eden bir terör örgütü var. Böleceğim diyor;  otonom, federasyon, özyönetim… ilan edilmeli diyor. Siz İstanbul’da rey verirken böyle bir gelecekle karşılaşacağınızı hiç düşündünüz mü, Kürt haklarını savunduğunu söyleyen yoldaş sempatizanları…
  
Yoksa tuzu kuru, gelirleri iyi, yarınları garanti birileri, milli değerler gündeme geldiğinde; “Hala bana ne, ülkeyi ben mi kurtaracağım, korkma bir şey olmaz biri çıkar meseleyi çözer; mi diyorsunuz?.

 

Kaynak:www.haberiniz.com.tr

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , , , | “Bana ne, ülkeyi ben mi kurtaracağım!” için yorumlar kapalı
May 05

Benim yurdum işte bu tarlanın ucu..

Benim yurdum işte bu tarlanın ucu..
www.kenansahbaz.com

‘Milli mücadele’ bayrağını açmak için Samsun’a ayak basan Gazi Mustafa Kemal Paşa, Havza’ya doğru yol alırken, sıcak güneşin altında tek bacağı ile tarlada çift sürmekte olan bir köylü ile karşılaştı.
Olup bitenler hakkında sıradan vatandaşın ne düşündüğünü öğrenmek için iyi bir fırsat olduğunu düşünen Gazi, arabasından inerek köylünün yanına yaklaştı:
– “Hemşehri. Düşman İzmir’e çıktı. Yakında Samsun’a da asker çıkaracak. Belki buraların hepsini ele geçirecek. Sen ise rahat bir şekilde toprağı sürüyorsun.”
Bir eliyle alnında biriken teri silen yaşlı adam, üzerindeki üniformadan ‘önemli’ bir adam olduğunu anladığı Gazi’ye şöyle çıkıştı:
– “Paşa, Paşa… Sen ne diyorsun? Biz 3 kardeştik. İki de oğul vardı. Yemen’de, Kafkasya’da, Çanakkale’de hepsi elden gitti. Bir ben kaldım. Ben de yarım adamım. Evde 8 öksüz ile 3 dul kalmış kadın var. Hepsi benim sabanımın ucuna bakarlar. Şimdi benim vatanım da yurdum da işte bu tarlanın ucu. Düşman oraya gelinceye kadar benden hayır bekleme.”,

 

Kaynak:Tek Adam. 2. cilt, İstanbul 1983, s. 22 Şevket Süreyya Aydemir,

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , , | Benim yurdum işte bu tarlanın ucu.. için yorumlar kapalı
May 04

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde neler oluyor? (3)

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde neler oluyor? (3)                                                                                               www.kenansahbaz.com

Savcı katillerine anma!

Üniversitede Savcı Mehmet Kiraz’ı katleden teröristlerle ilgili mumlar yakılarak, anma töreni düzenlendi. Okul yönetimi ve güvenliğin herhangi bir tepki göstermediği olaya polis müdahale etti ve çok sayıda öğrenci gözaltına alındı.

Sonra mı ne oldu? Ellerinde isim listesi dolaştırıp, teröristleri akademisyen yapmak isteyen sözde hocalar hemen adliyeye koşup öğrencilerine sahip çıkıp, onlara kefil olduklarını belirten bir imza kampanyası başlattılar. Şu anda tutuklu kalmadı!

İşte geleceğimizin, nesillerimizin yetiştirildiği bir üniversitemizden küçük bir kesit…

Eğer öğrencilerin anayasal eğitim hakkını savunup, teröre geçit vermeyen onurlu bir mücadele verecekseniz, unutmayın ki, hedef gösterilecek, tehdit edilecek, fiziki şiddete maruz bırakılacaksınız!

Kaynak: PKK’nın akademi kadrosu çalışıyor! – Batuhan ÇOLAK

Posted in Gündem | Tagged , , , , | Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde neler oluyor? (3) için yorumlar kapalı
May 03

3 MAYIS 1944 TÜRKLÜĞÜN DİRİLİŞ GÜNÜ

3 MAYIS 1944 TÜRKLÜĞÜN DİRİLİŞ GÜNÜ

www.kenansahbaz.com

Milliyetçilik, tüm dünya milletleri arasında geçen mücadelede, sosyal yapıdaki en büyük silah ve güç olma özelliğini korurken Türk milliyetçileri bu duruşu ile 3 Mayıs 1944 günü resmi devlet yetkilileri tarafından her türlü işkence ve zulümle yargılanmışlardır.

Kendi vatanında, milletine olan bağlılığı en açık ve berrak şekilde ifade eden insanlar maalesef bu sevgisinin bedelini en ağır şekilde ödemişlerdir.

3 Mayıs 1944; Türk milliyetçiliği hareketinin kendini aksiyon ve muhteva olarak ortaya koyduğu dönüm noktasıdır. Dönemin iktidar sürecini elinde tutanların gayr-ı milli unsurlara kendi eliyle hayat hakkı tanıması karşısında, Türk milletine kara sevdalı Türkçüler tarafından haykırışın en sert ve anlamlı günüdür.

3 Mayıs, Türk milliyetçilerine en acımasızlığı yaşatanların karşısında “Çileler bizim rütbemizdir” diyerek, her türlü olumsuzluk ve zorluk karşısında Türk milletine en derin sevginin tüm dünyaya ilan edildiği gündür.

3 Mayıs, Türk’ün değer yargılarını, bizi biz yapan değerleri savunanları hapislere, tabutluklara hapsederek, beyinlerinin körleştiğini ispat edenlerin Türk milliyetçileri tarafından tescillendiği gündür.

3 Mayıs, Atatürk’ün ölümünden sonra, onun Türk milliyetçiliği ölçüsünde geliştirdiği devlet politikasına dinamit koymak isteyenlerin, dinamitlerinin elinde patlatıldığı gündür.

3 Mayıs, Türk milliyetçiliği ülküsünü en sert haykıran H.Nihal Atsız’ın önderliğinde başlatılan kutlu savaşın zafer naralarıyla Türk’ün makus talihinin değiştiği gündür.

Bu açıdan maziyi hatırlayıp gelecekle ilgili umutlarımızı yeşerteceğiz. Her çile sonrası olgunlaşarak büyüyen Türk milliyetçiliği hareketi 3 Mayıs Türkçülüğün Diriliş Günü’nün anlam ve öneminde yatan tüm gerçekleri yürek ve beyinlerimize kodlayarak sevdalarımızla, ülkülerimizle Türk olarak, Türk milleti için varolacağız.

Globalleşen dünyanın birçok sinsi atmosferinde milleti millet yapan değerlerin kurban edilmesini tüm güçleri ile savunanlar, Türk milliyetçilerinin iman ve azmi karşısında tutunamayacaklardır. Türk milliyetçileri çıktıkları hiçbir yoldan geri dönmemişlerdir.Ufkun genişliğinde verdikleri mücadelede şartların en ağır yönünü yaşasalar bile zafer her daim bizlerin olmuştur. Bu duygu ve düşüncelerle, Türklük bayrağını her türlü fırtınaya karşı dalgalandırmayı kendilerine hayat felsefesi edinmiş ülkü devleri, başta Başbuğumuz Alparslan Türkeş, H.Nihal Atsız, Orhan Şaik Gökyay, Necdet Sançar, Fethi Tevetoğlu, Zeki Velidi Togan, Muzaffer Eriş, İsmet Tümtürk ve daha birçok Türk milliyetçisini rahmet ve minnetle anıyoruz. 3 Mayıs 1944 Türkçülük Bayramının 60.yıldönümünde Türk milletinin mutlu ve huzurlu günlerde muhataplık bulması dileklerimizi sunuyoruz.

 

TÜRK DÜNYASININ VE BU ÜLKÜYE BAŞ KOYMUŞ ÜLKÜCÜ KAHRAMANLARIN ‘TÜRKÇÜLÜĞÜN DİRİLİŞ GÜNÜ’NÜ YÜREKTEN TÜRÇE VE TÜRKÇÜ DİLEKLERİMLE KUTLARIM…

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , , | 3 MAYIS 1944 TÜRKLÜĞÜN DİRİLİŞ GÜNÜ için yorumlar kapalı
May 02

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde neler oluyor? (2)

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde neler oluyor? (2)                                                                                                       www.kenansahbaz.com

Akademik destek

Akademisyenlerin içerisinde ciddi bir grup bu yapılanmayı ve öğrencileri destekliyor. Derslerden geçmelerine yardımcı olunup, “yüksek not verilecek öğrenciler” şeklinde isim listeleri yapılıp elden ele dolaştırılıyor.

İsim listelerindeki öğrencilerin hepsi terör örgütü mensubu ve rahat bir şekilde okullarını bitirip, akademisyenliğe hazırlanıp, sonrasında da yine aynı isimlerden destek görerek “akademisyen” oluyorlar. Yabancı dil sınavından almak istedikleri notu da PKK’nın sınav çetesinden aldıkları yardımla çok rahat bir şekilde gerçekleştirip, gelecek nesillerimizi yetiştirmeye başlıyorlar!

Fakültede öğretim üyesi olan Doç. Dr. Esra Keskinkılıç’a da bölüm başkanı A.U. tarafından böyle bir liste ulaştırılıp, ismi geçen öğrencilere yüksek not verilmesi isteniyor. Keskinkılıç ise bu adaletsizliği ve eşitsizliği kesinlikle kabul etmeyeceğini belirterek reddediyor.

Sonrasında ise olaylar başlıyor. Önce Keskinkılıç’ın dersleri elinden alınıyor, sonrasında sosyal medyada ve okulda terör örgütü mensupları tarafından sözlü ve fiziksel tacizlere uğruyor. Hakkında karalama kampanyası başlatılıyor. Bununla da yetinilmiyor. Evrensel, Birgün, Özgür Gündem gibi gazeteler devreye sokularak akademisyenin ismi ve soy ismi kullanılarak açıkta hedef gösteriliyor.

Keskinkılıç kendisine yönelen bu toplu linç girişimi için verdiği hukuk mücadelesinden zaferle ayrılıyor. Ama mahkeme kararına rağmen hala kendisi okul yönetimi tarafından derslere sokulmuyor.

Kısacası kurulan sisteme, düzeneğe çomak sokulunca bir akademisyenin başına gelmeyen kalmıyor. Tüm bunlara rağmen hala birileri “akademisyenler tutuklanmamalı, üniversitelerde özerktir” diyebiliyor.

Bu sözleri sarf edenlerin, bu gibi sloganik ifadelerle konuşanların; özgürlüklerle, eşit bir düzenle alakaları yoktur. Klasik bir terör yöntemi olan anarşi ve propaganda ile güç elde etmekten başka bir şey yapılmıyor.

Kaynak: PKK’nın akademi kadrosu çalışıyor! – Batuhan ÇOLAK

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde neler oluyor? (2) için yorumlar kapalı