Nis 01

Edepli ve Edepsiz Sözler!

Edepli ve Edepsiz Sözler!                                                                                                                                                                          www.kenansahbaz.com

* “Sevr Anlaşması neyse bugün de AKP’nin çözüm ve barış süreci aynıdır. Bugün maalesef, o gün Sevr ile Kürdistan’ı kurduramayanlar, bugün AKP’nin teslimiyetiyle Doğu ve Güneydoğu’da Kürdistan kurduruyorlar.” “Maalesef bugün iradesini yabancılara teslim etmiş Recep Tayyip Erdoğan ve AKP eliyle Güneydoğu ve Doğu’da Kürdistan kuruluyor!.Cumhuriyetimiz tehlikededir. Artık AKP bir mili güvenlik tehdidi olmuştur. AKP’den kurtulmak, Türkiye’nin güvenliği için önemlidir.” Oktay Vural MHP Grup Başkan Vekili

* Skyturk’ün 16.04.2007 tarihli haberi aynen şöyle:
 “ABD yönetiminin Irak Kürtlerini Dış saldırılara karşı koruması gerektiğini ileri süren ABD eski başkanı Bill Clinton, Türkiye’nin Kuzey Irak’a girmesine  “Amerika izin vermemelidir” yorumunu yaptı… Londra’da Arapça yayımlanan Şark El-Awsat gazetesine demeç veren ABD eski başkanı, “Amerika, Irak’taki güçlerini Kürdistan’a ve Kürdistan’a yakın bölgelerde konuşlandırmalıdır” şeklinde konuştu. Clinton, Kürt bölgesine konuşlandırılacak ABD güçlerinin Türkiye’nin bölgeye girmesini engelleyeceğini ve Kürtleri yabancı güçlerden korumasında etkili olacağını savundu. Clinton, ayrıca “Türkiye her ne kadar geçmişten beri müttefikimiz olsa da Türkiye’nin Irak topraklarına girmesine izin verilmemelidir. Türkiye’nin Irak’a girmesi, bölgeye felaket getirir” şeklinde konuştu.” 

* “Kürtlerin artık bundan sonra bir devlet kurma gibi bir amaçları da niyetleri de yok. Tek bir amacımız var; insanca ve özgürce nasıl bir arada yaşayabiliriz. Bunun içinde sadece Kürtler değil, bütün milletler, mezhepler ve dinler var. Orta Doğu bir mozaiktir. Sınırlar cetvelle bölünmüş”  “Kürt Ulusal Konferansı”  hazırlık komitesine seçilen BDP Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu
Diyarbakır’da kaç tane Yahudi yaşıyor da şehrin girişine, Türkçe, Kürtçe, Farsça ve İbranice  “hoş geldiniz”  diye yazdırdınız o halde? 

* “Ey Sisi, bir göz kırp yeter”  başlıklı yazısında,  “Dördüncü eş olarak bizi almak isterse emrindeyiz. Cariye olarak alsa vallahi itiraz etmeyiz. Bu şekilde şeriatı da uygulamış oluruz. Yobazların uygulamak istediği şeriattan daha iyidir” Gada Şerif Mısırlı kadın gazeteci

* “Vatandaşını tehdit eden devlet  ceberut devlettir” RTE 

* “Atatürk olmasa, bilmem hangi tarikat mensubunun kaçıncı hanımı durumuna düşerdiniz…” Kamer Genç

* TBMM’de uyurken fotoğraflanmasına kızıp Meclis bahçesinde karşılaştığı kadın gazetecilere  “Ben de sizin bacak aranızı çekip gazeteye bastırsam ’Bunların doğal hali bu’diye…” AKP Tokat Milletvekili Z.A.
* CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç’e  avaz avaz “O…..  ç….! P.. k…! Satılık köpek! Şerefsiz! Senin a…  s….” diye küfreden sen! AKP Tokat Milletvekili Z.A.
* Mehmet Akif Ersoy konuşuyor:
“Hani Müslümanlık, bir uhuvvet (kardeşlik) husule getirecekti. Nerede? 
Her tarafta Müslümanlık cehalet, Müslümanlar ise sefalet içinde mahvolup gidiyor… 
Müslümanların hepsi cahil; Arabı cahil, Türkü cahil, Kürdü cahil, Arnavutu cahil, hepsi cahil. Hepimiz igvaata (kışkırtmaya) kapılıyoruz…
Biz cehaletimiz yüzünden dini bu hâle getirdik. Din de bizi bu hâle getirdi. İslam dini bir miskinlik (uyuşukluk) dini oldu.” 
 * * *                                                                                                                                                                                                                                         Akif, Mısır’a, üniversitedeki görevine tekrar döndükten sonra yazdığı bir mektupta ise Mısır hakkında şöyle diyor:
“Mısır’da 11 yıl kaldım. Fakat 11 saat daha kalsaydım artık çıldırırdım.
Sana halisane (içtenlikle) bir fikrimi söyleyeyim mi;
İnsanlık da Türkiye’de, milliyetçilik de Türkiye’de, Müslümanlık da Türkiye’de, hürriyetçilik de Türkiye’de… (Milliyetçiliği Erdoğan duymasın!-HC)
Eğer varsa, Allah benim ömrümden alıp, O’na (Mustafa Kemal’e) versin.”

* Taksim’de göstericilere palayla saldıran kişi için “Oradaki esnafın hukuk çerçevesinde yapmış olduğu bir eylem” AKP Çankırı Milletvekili İdris Şahin

* Montesquie, erdem, şeref ve korku gibi üç temel siyasal duygudan söz eder: Cumhuriyetin erdeme, monarşinin şerefe, diktatörlüğün korkuya dayandığını söyler. Montesquie’nün belirttiği gibi “Çinlileri davranışlar yönetir; yasalar Japonları baskı altında tutar. Bir zamanlar Isparta’da örnek olan ahlaktı; Romalılara yol gösteren, yönetim biçimi ve eski geleneklerdi.” 
Montesquie, Türkler için bir hüküm yürütmemiş onu da biz söyleyelim: Türkler de başlarıyla yönetilir. Başına, Bey’ine, Hakanına, Padişahına bu denli bağlı bir halkın tarihte az sayıda örneği vardır. Türkiye’de hükmetmek ve haklı olmak için devletin/milletin başında olmak yeterlidir. 

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , | Edepli ve Edepsiz Sözler! için yorumlar kapalı
Mar 31

Demokratik Özerk Kürdistan şablonu hazırlattılar

Demokratik Özerk Kürdistan şablonu hazırlattıları

www.kenansahbaz.com

Şimdi TBMM sıralarında oturan Osman Baydemir’in, 31 Temmuz 2010’da  “Türk bayrağı yanında Kürt halkının da bayrağını görmek istediklerini” söylemesinden sonra “Demokratik Özerk Kürdistan”konusu 7-8 Ağustos ve 18-19 Aralık 2010 olmak üzere iki ayrı toplantıda konuşuldu ve bir “paralel devlet çatısı” oluşturuldu.

 “Siyaset, hukuk, öz savunma, ekonomi, kültür, sosyal hayat, ekoloji, diplomasi olmak üzere 8 ayaklı tasarlanan Demokratik Özerk Kürdistan şablonu”na göre;

“- Kendilerini temsil eden bayrak ve sembolleri olacak,

– Hem kendi kendilerini yönetecekler, hem de Türkiye Cumhuriyeti parlamentosuna temsilci göndererek “ortak vatan politikaları”na dahil olacaklar,

– Haklarındaki anayasal düzenlemeler “demokratik özerklik” statüsüne göre yapılacak,

– Özsavunma için halk milisleştirilecek,

– Resmi dil Kürtçe ve Türkçe, hizmet dili Kürtçe olacak,

– Anaokulundan üniversiteye kadar eğitim dili Kürtçe olacak,

– Bütün yer altı-yerüstü zenginlikleri yalnız Kürdistan’a ait olacak,

– Dört parça bölünmüşlüğü göz önünde bulunduran, diaspora ve metropollerdeki Kürtlerin haklarını gözeten bir diplomasi yürütülecek”ti.

Bu azgınlık karşısında 5 yıl önce “geçin bunları geçin” diyen AKP iktidarı, -sonradan anlaşıldı ki- “bizim kitabımızda özerklik yok” derken Oslo’da “vali atama yetkisi” bile vermişti terör örgütüne!

Sonrasını biliyorsunuz; Yeni Anayasa ortaklığı, Dolmabahçe mutabakatı…

Dün de dedim bütün vebali AKP’nin üzerine atmak ancak perdelemek olur “aslında ne döndüğü”gerçeğini. CHP mesela, DTK’lı Hatip Dicle’yi TBMM’ye sokma formülleri arıyordu o günlerde!

Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/fiili-durum-aldatildik-36736yy.htm

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , | Demokratik Özerk Kürdistan şablonu hazırlattılar için yorumlar kapalı
Mar 30

“Payitaht Halaskârı”

“Payitaht Halaskârı”                                                                                                                                                                               www.kenansahbaz.com

Tarih anlatıp ve edebiyat eseri verdiklerini sanan bu ahmaklar bilmiyorlar ki Atatürk, bu milletin kalbinden sökülüp atılamaz. Tarihten ise hiç bir zaman sökülüp atılamaz. Kim bilir belki de yıllar öncesinden bugünleri görmüş olmalı ki Atatürk, tarih yazıcılarını şu sözleriyle uyarmak ihtiyacı duymuştur:

“Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mesuliyetli iştir. Yazan yapana sadık kalmadıkça değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtıcı bir mahiyet alır.”

* * *

Bütün dünyada sömürgeler devrinin sona erdiğini müjdeleyen dünya tarihini etkileyen Çanakkale’deki büyük Türk zaferinde Mustafa Kemal’in payını görmezden gelmek, hakikatler karşısında kör olmaya benzer. Mustafa Kemal Paşa, Anafartalar ve Arıburnu zaferleriyle, savaşın gidişatını değiştirmiştir. Devrin padişahı Sultan Reşat, bu zafer sonrasında Mustafa Kemal’i “Payitaht Halaskârı” (Başkent İstanbul’un kurtarıcısı) ilan etmiştir. Sultan Reşat tarafından hakkı teslim edilen Mustafa Kemal’i yok sayarak Çanakkale’yi anlatmaya ve yazmaya kalkmak tarihi gerçeklerin üzerini örtmeye çalışmaktır. Ama güneş balçıkla sıvanmıyor. Bu yüzden ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar Mustafa Kemal Atatürk‘süz Çanakkale yazılmaz. Yazmaya kalkanlara kargalar bile güler.

Padişah’ın Çanakkale Zaferi sırasında Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal’e verdiği “Payitaht Halaskârı” unvanı Kurtuluş Savaşı sonrasında da unutulmamıştır. İstanbul Belediye Mektupçusu (başkatibi) Osman Nuri Ergin, şehrin yeni harita ve planlarını hazırlarken Mustafa Kemal’in Millî Mücadele için Anadolu’ya gitmeden önce Şişli’de kaldığı evin bulunduğu caddeye, “Halaskâr Gazi Caddesi” adını vererek “Payitaht Halaskârı” unvanını yeniden gündeme taşımıştır.

Atatürk‘ü Çanakkale’de yok sayanlar bugün o caddeden geçerken belki biraz utanırlar diye bu notu da düşmüş olalım.

Kaynak.Tarihçi Muhiddin Nalbantoğlu

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , , , | “Payitaht Halaskârı” için yorumlar kapalı
Mar 29

Türk Milliyetçilerinin Adı Niçin Verilmez?

Türk Milliyetçilerinin Adı Niçin Verilmez?                                                                                                                                                 www.kenansahbaz.com

Neden Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde sarı-kırmızı-yeşil paçavralarla gömülen Şerafettin Elçi Havaalanı var da Şehit Gün Sazak Havaalanı yok? Ama ondan kötüsü neden Türk Milliyetçilerinin böyle bir derdi yok, neden bundan ar etmezler?

İdeolojik olarak sadece Türkiye’ye değil, Türk Birliğini sağlama ve dünyaya nizam verme iddiası taşıyan Türk Milliyetçileri neden büyük düşünme kabiliyetlerinden mahrum kaldılar da büyük hedeflerin çok çok uzağına savruldular?

***

Bu durum geleceğin doğru yapılandırılması adına topyekûn bir muhasebeyi gerektiriyor hiç kuşkusuz… Yıllar önce Mamak’ın işkencehanelerinden geçmiş bir dedenin torunun elinden tutup Metin Tokdemir Olimpiyat Stadı’na maça gittiği bir Türkiye neden olmasın meselâ? 

Yurda gelmek için Frankfurt Havaalanı’ndaki uçuş bilgilerini kontrol eden bir gurbetçi o elektronik tabelaya baktığında Alparslan Türkeş Havaalanı’nı okusa!…

Süleyman Demirel‘in, Bülent Ecevit’in, Necmettin Erbakan’ın, Abdullah Gül‘ün, Tayyip Erdoğan’ın adlarının bulunduğu üniversiteler zincirinde Muhsin Yazıcıoğlu’nun adı da görülse…

Türk Milliyetçileri tarihilerinde çıkaracakları ilk Başbakan’ın eliyle, ülkenin en büyük ve en estetik câmisinin temelini atsalar, adına da Dursun Önkuzu ya da Ruhi Kılıçkıran Câmii deseler… Sağını solunu da Osman Turan Enstitüsü gibi yapılarla donatsalar… Büyük şehirlerde Gökalp, Enver Paşa, Atsız kürsüleri kursalar… Necati Bayır İnsanlık Müzesi açsalar…

Yılmaz Güney gibi bir katilin Siverek’te heykelinin dikildiği bir ülkede, şehirlerdeki en güzel bulvarlara parklara Ümraniye’de katledilen beş işçinin adlarını nakşetseler… Adana’daki öğretmenlerin, Hikmet Tekin’in ve diğerlerinin…

Tiyatro salonlarına, viyadüklere, tünellere, köprülere ‘tarih’in hak verdiği ama ‘talih’in görmediği kahramanlarının adlarını koysalar, kıyamete kadar yaşatmak için…

Çok mu zor?…

 Kaynak alıntı : http://www.yenicaggazetesi.com.tr/vakit-daralirken-37193yy.htm

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , | Türk Milliyetçilerinin Adı Niçin Verilmez? için yorumlar kapalı
Mar 28

Eşeğe Yazık Olur

Eşeğe Yazık Olur

www.kenansahbaz.com

Nasreddin Hoca hayvanlarına ağır yükler yükleyip onlara eziyet eden köylülerine iyi bir ders vermek istemiş. Bir gün eşeğine binerek köy meydanında dolaşmaya başlamış. İşin garibi dolu bir çuvalı da sırtına vurmuş, öyle geziyor. Şaşırıp sormuşlar :
– Yahu Hoca Efendi, hem eşeğin üzerindesin, hem çuvalı sırtında taşıyorsun. Nasıl bir iş bu ?
Hoca cevabı yetiştirmiş hemen :
– Zavallı hayvan, demiş. Zaten gece gündüz demeden hizmet ediyor bana. Sırtına bindiriyor, yüklerimi taşıyor, değirmeni çeviriyor. Bu kadar hizmetlerinden sonra dolu çuvalı da ona yüklemek istemedim. Bu yüzden ben vurdum sırtıma.

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , | Eşeğe Yazık Olur için yorumlar kapalı
Mar 27

“Haklarımızı Koruyacak İrademiz Yok”

“Haklarımızı Koruyacak İrademiz Yok”

www.kenansahbaz.com

Eski Millî Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, 1926 Ankara Antlaşması’nın 29 Mart 1946 tarihli Dostluk ve İyi Komşuluk Anlaşması ile perçinlendiğine işaret etmişti. 5 Haziran 1926 tarihli sınır anlaşmasının ikinci bölümünün yerini alan bu anlaşma da tıpkı ilk anlaşma gibi sınır güvenliğinin sağlanmasına ve iş birliğine yönelik taahhütlerde bulunuyor…

 1946 tarihli anlaşmanın 6’ncı maddesinde sayılan 6 ek protokolden 6’ncı ek protokolün 1. maddesi:  …Taraflar, iki memleket arasındaki hududun her iki yanında 75’er kilometrelik bir bölgede çıkacak ve hudut münasebetlerinin ahengini bozacak mahiyetteki her türlü olay ve anlaşmazlığın çözülmesini sağlamak hususunda anlaşmışlardır.

  Aynı protokolün 11. maddesi: …Hudut bölgelerinin öteki tarafın güvenlik ve ülke bütünlüğüne karşı yöneltilecek hareketler için kullanılmasına, her birinin kendi toprağında kendi takdirine bırakılan uygun tedbirlerle karşılıklı olarak engel olmayı taahhüt ederler.

  1. maddesi:Taraflar hududu, silahlı şahısların taarruzlarına karşı korumak için bütün faydalı tedbirleri almayı taahhüt ederler.

Türkiye ve Irak arasında 7 Ağustos 2007’de imzalanan mutabakat muhtırasından özet:

“İki Başbakan Türkiye ve Irak arasındaki ilişkileri, ekonomi, enerji, güvenlik, sosyal, kültürel boyutları olan bir bütün olarak gördüklerini ve bu çok boyutlu ilişkileri iki ülke halklarının ve bölgenin yararına kullanmaya kararlı olduklarını teyit etmişlerdir. İki Başbakan Türkiye-Irak ilişkilerine geniş ve uzun vadeli bir perspektiften bakmaktadırlar. Birbirini tamamlayan ve güçlendiren ekonomilere sahip iki ülke olan Türkiye ve Irak, aralarındaki tüm iş birliği olanaklarını harekete geçirmeye kararlıdır.”

Bu Mutabakat Muhtırası terörizm ve örgütlü suçun önlenmesi ve durdurulmasında Türkiye ile Irak arasında bir iş birliği çerçevesi oluşturmaktadır.

Her iki ülke, güvenlik ve kanun uygulama konularında mevcut iş birliğini teyit ederek, bu iş birliğini terörizmle mücadele etmek için güçlendirmeyi ve genişletmeyi kabul etmişlerdir.

İki Başbakan, terörizmle mücadele konusundaki ortak kararlılıklarını vurgulamış, “Bu çerçevede PKK/KONGRA-GEL terör örgütü dahil olmak üzere Irak’ta faaliyet gösteren tüm terör örgütlerinin ve faaliyetlerinin tecrit edilmesi, pasifize edilmesi ve mevcudiyetlerine son verilmesi amacıyla her türlü çabayı göstermek hususlarındaki mutabakatlarını teyit etmişlerdir.

Her iki ülke, hukuki ve adli konularda, 5 Haziran 1926 tarihinde imzalanan Ankara Antlaşması, 29 Mart 1946 tarihinde imzalanan Türkiye ve Irak Arasında Dostluk ve İyi Komşuluk Antlaşması ve 19 Eylül 1989 tarihinde imzalanan Türkiye Cumhuriyeti ile Irak Cumhuriyeti Arasında Hukuki ve Adli İşbirliği Sözleşmesinin yürürlükte olduğunu kabul etmişler,”

BM Güvenlik Konseyi’nin 2001 yılı 1373 sayılı, 2004 yılı 1546 ve 1566 sayılı ve 2005 yılı 1624 sayılı kararlarının tam olarak uygulanması hususundaki taahhütlerini yerine getirecek olmalarının yanı sıra, terör gruplarının gerçekleştirdikleri terör eylemlerine karşı etkin bir şekilde mücadele etme konusunda ortak bir iş birliği yapma arzusuna sahip olmalarını ayrıca vurgulamışlar, …

Türkiye, Irak’a bütüncül yaklaşımı çerçevesinde, Musul Başkonsolosluğu’nu yeniden faaliyete geçirmiştir. Türkiye’nin önümüzdeki dönemde, Basra Başkonsolosluğu’nu hizmete sokma kararı Irak Başbakanı tarafından memnuniyetle karşılanmış ve hazırlıkların tamamlanmasını teminen Irak’ın Türkiye’ye gereken her türlü desteği vermesi yönünde iki Başbakan arasında mutabakata varılmıştır. Irak tarafı, Türkiye’de, muhtemelen Gaziantep’te, ikinci bir Başkonsolosluk açma niyetini beyan etmiştir.

ABD-AB-İngiltere-Rusya-İsrail-Irak-İran karşısında dut yemiş bülbül olanlara itina ile sunulur!..

 

Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/bu-da-mutabakat-muhtirasi-36696yy.htm

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , | “Haklarımızı Koruyacak İrademiz Yok” için yorumlar kapalı
Mar 26

Kaygılıyım Yarınlardan

Kaygılıyım Yarınlardan                                                                                                                                                                               www.kenansahbaz.com

İçimde bir burukluk var                           

Kaygılıyım yarınlardan                            

Umutlarım birer, birer                              

İki binlerde öldüler                                   

Aman Allah’ım!

Bütün beyinler ipotekli                             

Bütün ruhlar çürümüş                               

İblis, insan kılığına bürünmüş            

 

Bilmem kaçın kurası olmuş herkes          

Kandıran kandırana…                              

Dolandıran dolandırana…                        

Soyan soyana…                                        

Öldüren öldürene…                                       

Cinnete tutulmuş gibiyiz!                          

 

Zaten bu zamanda,                                     

Doğruların, dürüstlerin                              

İnsan evladı insanların adı                         

Koskoca bir “enayi” değil mi?                

 

İşte bu yüzden:                                          

İçimde bir burukluk var                              

Kaygılıyım yarınlardan                              

Umutlarım birer, birer

İki binlerde öldüler                                     

Herkes dertli bu halden

Düzelme yok lakin hiç

Bir türlü almıyor aklım

Davranışlar yoz

İlişkiler piç!

 

Ne oldum delisi herkes

Anayı bilen yok!

Atayı bilen yok!

Sevgisizlik, saygısızlık, haksızlık

Kısacası ahlaksızlık

İliklerimize işlemiş

Benlik batağına saplanmışız

Çırpındıkça batmaktayız

 

İşte bu yüzden;

İçimde bir burukluk var

Kaygılıyım yarınlardan

Umutlarım birer, birer

İki binlerde öldüller…

 

Çağın modası; ahlaksızlık

En büyük rütbe olmuş hayâsızlık

Sorumlu bir insan olarak düşünüyorum da;

Bir yerimiz kaldı mı açılmadık?

Aman Allah’ım!

İnsan olan insan

Bu hayâsızlığa nasıl dayanır?

Ya, hayâ damarları yok!

Ya da, çatlamış olsa gerek!

Yoksa insan görünüşünde;

Bambaşka bir mahlûk mu bunlar?

Aklım almıyor bir türlü

Çıldıracağım

 

İşte bu yüzden;

İçimde bir burukluk var

Kaygılıyım yarınlardan

Umutlarım birer, birer

İki binlerde öldüler

 

Sorumlusu yok mu bunun?

Yaratılmışların en şereflisi, ey insan!

Bizi, bizleri kim?

Kimler

Bu hale getiren?

 

Kenan ŞAHBAZ

Not: Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

 

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , | Kaygılıyım Yarınlardan için yorumlar kapalı
Mar 25

BOP’ta Sona Doğru Mu?

BOP’ta Sona Doğru Mu?                                                                                                                                                                                  www.kenansahbaz.com

Ankara’daki bir Emniyet müdürü’nün söyledikleri;

 “Şehirde korku hâkim. Her an her yerde bir şey olacakmış gibi insanların psikolojisi. Nerede ne olacak korkusu var. Şehre girişte dahi değil şehrin içinde bildiğin İstanbul yolu üzerinde askeri havaalanı yanında polis uygulama yapıyor. 4-5 şeritli yolda trafik bitmiş. Kafaya göre dur geç deyip arama yapıyorlar. İl Emniyet’in dibindeki Ankamall’ı boşaltmışlar. İhbar var diyerek yine TBMM’nin dibindeki Akay kavşağını kapattılar. Polisleri şehirden uzak kenar bir mahalledeki çöpe atılmış eski ahşap dolaba bile bomba şüphesiyle ayak vururken gördüm. Şehirde korku var, asılsız ihbar var, çöpe tekme var, ama bir istihbarat yok… Halkta ve güvenlik güçlerinde yeni bir Gezi için psikolojik altyapı oluşturuyorlar. Fiziki kural; sıkarsan patlar. En kısa zamanda İstanbul’da da çok ölümlü bir olay (Allah korusun) yaparlar.

Aslında son yaşanan olaylar Türkiye’nin fiilen bölünmesine doğru giden sürecin taşlarının döşenmesinden ibaret. Bölgede kurtarılmış mahalleler üzerinden başlayan ve bölge halkını tamamen devlet karşıtı bir noktaya getirmesiyle gelişen sürecin, duygusal kopuşu derinleştireceği ve son metropol şehirlerdeki bombalama eylemleriyle de bu kopuşun doğu ve batı ayaklarının tamamlanacağı söylenebilir. İsrail’den gelen ‘Türkiye istemese de Kürt devletinin kurulacağını’ ifade eden son açıklama da gelişmelerin varacağı noktanın ortaya konulması olarak okunmalıdır. Terörist Cemil Bayık’ın yaptığı son açıklamanın da doğrudan kamplaşmayı körükleyici mahiyetiyle oluşturmak istenen kaosla ülkenin diktatör tarzı bir yönetime mahkûm edilirken Güneydoğusu’nun da fiilen bölünmesi artık an haline gelmiştir. Devleti yönetenlerin bombalama sonrasındaki tavırları ve ‘terörle yasamaya alışmalıyız’ ifadesiyle terörden beslenen bir mantığın sırıttığı ve aynı şehirde defaatle bombalama eylemi gerçekleşmesine rağmen ciddi hiçbir tedbir alınmayarak, tedbir olarak sokakların resmi polislere zimmetlenmesi gibi gerçeklerden kopuk, absürt tekliflerin algı malzemesi olarak kullanılması danışıklı bir dövüşün oynandığı görülmektedir.

IŞİD ile PKK’nın eylem birliği yaptığı bilgileri..

Ankara’ya ulaşan son istihbarat raporu ile güvenlik güçleri “IŞİD’in metropollerde hedef gözetmeksizin kanlı eylemler yapacağı” konusunda uyarıldı. Sınırlardan Türkiye’ye bu maksatla terörist geçişlerine dikkat çekildi. PKK/IŞİD eylem birliktelikleri için gelen bilgiler çok daha can sıkıcı…

“Çözüm süreci”  ve  “Emevi Camisi'”nde namaz kılma hayalleri!..

Allah, Türk milletinin yar ve yardımcısı olsun…

 

Kaynak:http://www.yenicaggazetesi.com.tr/pkkisid-turkiyede-eylem-kardesi-oldular-37538yy.htm

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , | BOP’ta Sona Doğru Mu? için yorumlar kapalı
Mar 24

VECİZELER

VECİZELER                                                                                                                                                                                                   www.kenansahbaz.com

* İdealler çilelerin rahminde mayalanır. Marifetleriyle yükselemeyenler, iltifatlarıyla alçalırlar. Kendi varlığıyla gurur duyamayanlar ancak -Türkiye’nin- bir başkasının varlığıyla gurur duyduğunu haykırır!
Yanaşmalığın, yılışıklığın ve dalkavukluğun zirveye vurduğu yerlerden şahsiyet göç eder. Hayatı çıkardan ibaret görenlerin yanından şahsiyet ve idealizm göç eder. Herkesle her kılığa girenler, herkesle her şey olanlar değeri ve idealleri olmayanlardır. Bu şahsiyetsizlik, ilkesizlik yaratır. Kula kulluk dalkavukluk şeklinde somutlaşır. Dalkavukluğun gelenek halini aldığı yerde karşı çıkış risklidir. ‘Herkesin kör olduğu yerde’ ayakta kalmak için şaşı olmak tek çıkar yolsa, orada özgür birey yok demektir. Özcan Yeniçeri’den

* Çırpınırdı Karadeniz türküsü- marşı- işgal, zulüm ve esaret altındaki Azerbaycan Türkleri’nin, efsanevi şairi Ahmet Cevat’a aittir.

*  “Eğer, Ergenekon ve Balyoz gibi süreçler olmasaydı, Gezi eylemleri Mısır’daki gibi askerî darbeyle sonuçlandırılabilirdi. Son YAŞ kararlarındaki cesaretin arkasında da darbe davalarının güçlendirdiği demokratik yapı vardır. Bu davalar olmasaydı AK Parti kapatılabilirdi. Bugün Silivri’de darbeciler değil, Cumhurbaşkanı ve Başbakan başta olmak üzere seçilmiş insanlar olabilirdi” “Bu davalarda katkısı olan polislerin, savcıların, hakimlerin önemi çok büyüktür. Daha önemlisi ise bu yargılamaya zemin hazırlayan kararlı siyasi iklimdir. Yani, siyasi iradenin kararlılığıdır” AKP Gaziantep milletvekili Şamil Tayyar

* Başbakan Kayseri iftar konferansında aynen:  “Biz ne dedik, ‘Milli birlik’ dedik. Buna karşı mısınız? Biz ne dedik? ‘Kardeşlik’ dedik. Buna karşı mısınız? Biz ne dedik ‘Çözüm’ dedik. Buna karşı mısınız?” 

* Bir “tarihî” hakikatin kökleri Avrupa, Afrika ve Anadolu’dan 22 milyon kilometrelik Osmanlı, Asya içlerinde 5 milyon kilometrekarelik  Müslüman Babür Türklerini kazıyan bu  “zihniyet” tir. Bu senaryoyu Papalık ve Siyonizm yazmış ve bu onlar için bir  “Din-imân” halini almıştır. Evet, onlar için din budur ve kendilerince sürekli  “cihat”  halindedirler. Böyle olduğu içindir ki onlar için Müslüman’ın malı da, kanı da, namusu da helâldir. Onlar bizi ibadet aşkıyla öldürür, ibadet aşkıyla sömürür, onlar bizim namusumuzu da ibadet yapıyoruz zihniyetiyle kirletirler.Acı olan, bu gerçeği Müslüman’ın bilmemesi, görmemesidir.

* “Günümüzde özellikle ülkemizde ‘etnik grup’, kavramı ile ’millet’kavramı birbirine karıştırılmaktadır. (…) Millet, siyasi ve sosyo-kültürel bir organizasyondur. Irk/soy, etnisite, kabile, boy, aşiret gibi unsurların millet kavramı içinde bir anlamı yoktur. Millet, ortak bir yüksek kültür etrafında bir araya gelen, tarih ve coğrafyanın şekillendirdiği insan topluluğuna denir. Milletleşen toplumların müşterek değerleri ve kimlikleri, organize eğitim kurumları aracılığıyla yeni nesillere aktarılır ve yaşatılır. Millet olgunluğuna henüz erişmemiş ’kabile, aşiret, etnik grup’gibi toplum birimlerini milletin yerine koymak da bunları eşit toplumsal ve sosyolojik oluşumlarmış gibi değerlendirmek de yanlıştır.”  (s. 27).
Varılan sonucu yarın ele alacağız. “Türkiye’de Dilller ve Etnik Gruplar Kitabı” Akçağ Yayınları

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , | VECİZELER için yorumlar kapalı
Mar 23

Biz müstemleke ülkesi miyiz?

Biz müstemleke ülkesi miyiz?                                                                                                                                                                   www.kenansahbaz.com

 ABD: Milliyetçilik küçük halkların ürünüdür, kendine güvenen bir halkın 301 gibi yasa maddelerine ihtiyacı olmaz.  301. Maddenin değişme zamanı geldi…

14 yıldır Türkiye’yi yöneten AKP  iktidarı: 301. Madde Türkiye’nin imajını yıpratıyor. Değişmeli…

ABD:  Milliyetçilik bir hastalıktır… Mesele, Türkiye’de milliyetçiliğin olup olmaması değil, iyi liderlerin bu konuda ne yapacağıdır.

14 yıldır Türkiye’yi yöneten AKP iktidarı: Milliyetçiliği ayaklarının altına almış bir iktidarız.

ABD:  Türkiye’nin Irak’a girmesinin ciddi riskleri var. Bu seçenek önlenmeli…

 14 yıldır Türkiye’yi yöneten AKP iktidarı: Kandil’e bayrak dikmekle siz orada terörü durduramazsınız. Kandil senin ülkeni sınırları içinde değil. Bayrağı dikmişsin terör mü bitecek. Böyle saçmalık olur mu?

ABD: Türkiye’nin (Mahmur’dakilerin geri dönmesini sağlamak için) yapabileceği şeyler var…

14 yıldır Türkiye’yi yöneten AKP iktidarı: Mahmur’u BM ile masaya yatıracağız; gerekirse boşaltırız.

 ABD: Türkiye’nin kendi içine iyice bakması ve kendi tarihi konusunda dürüst olması gerekiyor. Ve Ermenistan’a el uzatıp ileriye dönük bir yol önermesi gerekiyor. Türkiye, bu konuda liderlik gösterebilir ve göstereceğini umuyorum.

14 yıldır Türkiye’yi yöneten AKP iktidarı: Türkiye ile Ermenistan arasında nihai bir normalleşmeyle ilgili bir plana herhalde hiçbir zaman bu kadar yaklaşmamıştık… Sınırı da açarız… Acılarını da paylaşırız…

Bunlar ilk aklıma gelenler…

Yoksa daha;

Kürecik’e kurulan füze kalkanı, İncirlik’in açılması, Kuzey Kıbrıs konusunda rahmetli Denktaş’ın hasta yatağında kafakola alınmaya çalışılması, Oslo, İmralı müzakereleri, Suriye’ye operasyonlardaki “dur-kalk”lar, Türk Ordusu’nun kayıtsız şartsız NATO çizgisine sokulması için vurulan “balyoz”lar, “kumpas”lar… Neler var neler…

– Biz müstemleke ülkesi miyiz?

 

Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/biz-mustemleke-ulkesi-miyiz-37002yy.htm

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , | Biz müstemleke ülkesi miyiz? için yorumlar kapalı