Kas 19

Türkçülük Nedir? (6)

11141151_10206043288134204_1025740242425220882_n

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Türkçülük Nedir? (6)

www.kenansahbaz.com 

6) Fertçilere göre, millet, bir adamın kendisini ait hissettiği herhangi bir toplumdur. Gerçi, bir fert, kendisini görünüşte şu veya bu topluma bağlı saymakta özgür sanır. Oysa ki fertlerde böyle bir özgürlük ve bağımsızlık durgularla yoktur. çünkü insandaki ruh. Duygularla düşüncelerden oluşmuştu. Yeni psikologlara göre, duygu hayatımız asıldır, düşünce hayatımız ona aşılanmıştır. ruhumuzun normal bir halde bulunabilmesi için, düşüncelerimiz duygularımıza tamamıyla uygun olması gerekir. Düşünceleri duygularına uymayan ve dayanmayan bir adam, ruh bakımından hastadır. Böyle bir adam, hayatta mutlu olamaz. Mesela duygusu bakımından dindar olan bir genç, kendisinin düşünce bakımından dinsiz sayarsa psikolojik bir dengeye sahip olabilir mi? Şüphesiz hayır! Bunun gibi, her fert, duyguları aracılığıyla belli bir millete mensuptur. Bu millet, o ferdin, içinde yaşadığı ve terbiyesini aldığı toplumdur. Çünkü, bu fert, içinde yaşadığı toplumun bütün duygularını terbiye aracılığıyla almış, tamamen ona benzemiştir. O halde bu fert, ancak bu toplumun içinde yaşarsa, mutlu olabilir. Başka bir toplumun içine giderse, sıla hastalığına uğrar, duygu bakımından bağlı olduğu halde, bir ferdin, istediği zaman milletini değiştirebilmesi kendi elinde değildir. Çünkü, milliyet de, dışarıda var olan bir gerçektir. İnsan milliyetini bilgisizliği yüzünden tanıyamamışken, sonradan araştırıp soruşturarak bulabilir. Fakat, bir partiye girer gibi, sırf iradesiyle şu veya bu millete katılamaz.

O halde, millet nedir? Irka, kavme, coğrafyaya politikaya ve iradeye ait güçlere üstün gelecek ve onları egemenliğine alabilecek başa ne gibi bir bağımız var?

Sosyoloji ispat ediyor ki, bu bağ terbiyede, kültürde, yani duygularda ortaklıktır. İnsan en samimi, en içten duygularını ilk terbiye zamanlarında alır. Ta beşikte iken, işittiği ninnilerle ana, dilinin etkisi altında kalır. Bundan dolayıdır ki, en çok sevdiğimiz dil, ana dilimizdir. Ruhumuzu oluşTuran bütün din, ahlak ve güzellik duygularımızı bu dil aracılığıyla almışız. Zaten ruhumuzun sosyal duyguları, bu din, ahlak ve güzellik duygularından ibaret değil midir? Bunları çocukluğumuzda hangi toplumdan almışsak sürekli o içinde daha büyük bir imkanla yaşamamız mümkün iken, toplumumuz içindeki fakirliği ona tercih ederiz. Çünkü dostlar içindeki bu fakirlik, yabancılar arasıdaki o zenginlikten daha fazla bizi mutlu ede. Zevkimiz, vicdanımız, özleyişlerimiz, hep içinde yaşadığımız, terbiyesini aldığımız toplumdur. Bunların yankısını ancak o toplum içinde işitebiliriz.

Devamı var

Kaynak: Türkçülüğün Esasları – Ziya Gökalp, Toker Yayınları, 2002

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , , , | Türkçülük Nedir? (6) için yorumlar kapalı
Kas 18

EMİR TİMUR

images

 

 

 

EMİR TİMUR                                                                                                                                                                                               www.kenansahbaz.com 

Tarihin gördüğü en büyük askeri ve siyasi dehalardan biri olarak kabul edilen Timur, sağ ayağı aksak kalacak şekilde darbe aldığından dolayı kendisine Farsça Timurlenk, Türkçe olarak Aksak Timur batılılar tarafından ise Tamerlanedenilmekteydi. 1370’ten itibaren düzenlediği seferlerle MaveraünnehirHarezmHorasanDeşt-i KıpçakAfganistan, İran, GürcistanAzerbaycanErmenistanHindistanIrak ve Suriye‘yi kapsayan toprakları ele geçirerek 1402’de yapılanAnkara Savaşı‘nda Osmanlı padişahı Yıldırım Bayezid‘i mağlup edip esir alarak Anadolu‘ya hakim oldu. 1405 yılında Çin‘i fethetmek üzere düzenlediği seferde yolda hastalanarak hayatını kaybetti. Seferlerinin en kanlısı ve uzunu Batı Asya’daki seferleridir. Birincisi üç, ikincisi beş ve üçüncüsü yedi sene sürmüştür. Seferleri sırasında ele geçirdiği şehirlerin bazılarını yakıp yıkmış kellelerden kuleler yapmıştır. Kan dökücülüğü ve tahripkarlığına rağmen özellikle Semerkant‘ın imarına çok önem vermiştir. Girdiği hiçbir ülkede de âlimlerin incitilmesine müsaade etmemiştir. Seferlerinin çoğunuTürkİslam ülkeleri üzerine yönelttiği için eleştirilmesinin yanı sıra Timur’un, Orta Asya göçebelerinin İslamlaşmasındabüyük rolü olmuştur. Timur’un kurduğu devlet, Türk-Moğol devlet esasları ve askeri teşkilatı unsurları ile İslam medeniyeti unsurlarını bünyesinde bir arada barındırmaktadır..

Müslüman olmasının yanı sıra eski TürkMoğol geleneklerini de yaşatmaya çalışmış ve Cengiz Han yasasına çok önem vermiştir. Kimi tarihçilere göre Timur için yasa şeriattan önce gelmekteydi. Timur, Cengiz Han ile akrabalığa ayrı bir önem vermiştir. Cengiz Han soyundan Kazan Han’ın kızı Saray Mülk Hanımı nikahına alarak damat anlamına gelenKüregen lakabını taşımaya hak kazanmıştır. Cengiz Han‘ın soyundan gelmediği için “Han” unvanı yerine “Emir” unvanını kullanmıştır ve ölünceye kadar kukla dahi olsa, Cengiz Han soyundan birini Han olarak yanında taşımıştır. 

Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Timur

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , | EMİR TİMUR için yorumlar kapalı
Kas 17

Türkçülük Nedir? (3-4-5)

Türkçülük Nedir? (3-4-5) 

www.kenansahbaz.com 

3) Coğrafi Türkçülere göre, millet, aynı ülkede oTuran halkların toplamı demektir. Mesela onlara göre bir İran milleti, bir İsviçre milleti, bir Belçika milleti, bir Britanya milleti vardır. Halbuki İran’da Fars, Kürt ve Türk’ten ibaret olmak üzere üç millet; İsviçre’de Alman, Fransız, İtalyan’dan ibaret olmak üzere yine üç millet; Belçika’da aslen Fransız olan Valon’larla, aslen Cermen olan Flamanlar vardır. Büyük Britanya adaların da ise Anglo-Sakson, İskoçyalı, Galli, İrlandalı adlarıyla dört millet vardır. Bu çeşitli toplulukların dilleri ve kültürleri birbirinden ayrı olduğu, için hepsine birden millet adanı vermek doğru değildir.

Bazen bir ülkede birçok sayıyla millet olduğu gibi, bazen de bir millet birçok ülkeye dağılmış bulunur. Mesela Oğuz Türklerine bugün Türkiye’de, Azerbaycan’da, İran’da, Harzem ülkesinde rastlarız.

Bu toplulukların dilleri ve kültürleri ortak aldığı halde, bunları ayrı milletler saymak doğru olabilir mi?

4) Osmanlıcılara göre, millet, Osmanlı İmparatorluğu’nda bulunan vatandaşları içine alır. Halbuki, bir imparatorluğun bütün vatandaşlarını bir tek millet saymak büyük bir hatadan ibaretti. Çünkü, bu birbirine karışmış topluluğun içinde, ayrı kültürlere sahip birçok millet vardı.

5) İslam Birliği taraftarlarına göre, millet, bütün Müslümanların toplamı demektir. Aynı dinde bulunan insanların bütününe ümmet adı verilir. O halde, Müslümanların bütünü de bir ümmettir. Yalnız dilde ve kültürde ortak olan millet ise bundan ayrı bir şeydir.

Kaynak: Türkçülüğün Esasları – Ziya Gökalp, Toker Yayınları, 2002

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , | Türkçülük Nedir? (3-4-5) için yorumlar kapalı
Kas 16

Kardeş Kardeşi Vurur mu?

images

 

 

 

Kardeş Kardeşi Vurur mu?

Meydanlarda atıp tutan politikacılarımızdan biri hacca gitmiş. Hac vazifesini yerine getirirken sıra gelmiş şeytan taşlamaya… Eline almış taşları, iç huzuru ile başlamış Allah ne verdiyse şeytan taşlamaya .
Ama o da ne? Taşın düştüğü yerden bir feryat, bir yakınma yükseliyor ki sormayın gitsin…
Şeytan hem ağlıyor hem de bir şeyler söylüyor.

Bizim politikacı merak etmiş, kulak kabartmış.
Şeytan:
– Olur mu böyle olur mu, diyormuş, kardeş kardeşi vurur mu?

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , | Kardeş Kardeşi Vurur mu? için yorumlar kapalı
Kas 15

“Uygun ortam olursa çözüm sürecini buzdolabından çıkarırız”

indir (1)

 

 

 

 

 

 

 

“Uygun ortam olursa çözüm sürecini buzdolabından çıkarırız”                                                                                              

www.kenansahbaz.com

Tırnak içinde verilen alıntıyı herkes dikkatle okusun:

     “Emekçilerin ve halkların eşit ve özgürce yaşadığı demokratik bir cumhuriyete ulaşma yolunda Kürt halkının kendi deneyimlerinden hareketle geliştirdiği demokratik özerklik hedefini Kürt sorununun çözümünde önemli bir uğrak olarak değerlendiren partimiz, Türkiye’nin demokratikleşmesi, halkların özgür ve gönüllü birliği için demokratik özerklik anlayışının sunduğu imkânların bütün ülkede yaşam bulması için mücadele eder.”

“Özerk meclislere dayalı idari yapı… bütçesini  halkın belirlediği yerel yönetim… kamusal alanda ana dilinin kullanımı, çok dilli belediyecilik… yerel kaynakların adil ve etkin kullanımını sağlamak… “

“Partimiz için sağlık, eğitim, çevre, kültür, ulaştırma, bayındırlık, tarım, trafik ve güvenlik hizmetleri hakkındaki kararların alınmasında ve yürütülmesinde asli yetkili yerel yönetimlerdir. Merkezi vesayeti ortadan kaldırmak ve yetkinin yerele azami ölçüde devri için valilerin seçilmesini; yerellerin kendilerini, topraklarını, bölgelerini ve kaynaklarını etkileyen gelişmeler üzerinde söz ve karar sahibi olmalarını sağlamak demokratik bir hedeftir.”

Valilerini kendileri seçmek istiyorlar, topraklarını, bölgelerini ve kaynaklarını kendileri idare etmek istiyorlar. Sağlığı, eğitimi, kültürü, ulaştırmayı ve güvenliği… hepsini onlar idare edecek. Eh daha ilk uğrakta neredeyse ayrı devlet istiyorlar. HDP’nin Türkiyelileştiğinden bahsedenler salak mısınız bizi salak mı zannediyorsunuz? Birileri de çözüm süreci adı altında yıllarca bunlarla görüşmelerde bulunmuş. İmralı ile Kandil arasında bunları ara bulucu olarak görevlendirmiş. Ve başka birileri de bunlarla gizli görüşmeyelim de TBMM’de görüşelim diyor.

     Her şey bu kadar açık. Talepler bu kadar açık. Türkiye’yi bölmek istiyorlar… Siz hâlâ çözüm süreci diyorsunuz; hâlâ “uygun ortam olursa çözüm sürecini buzdolabından çıkarırız” diyorsunuz. Ne yani? Silahları bırakırlarsa bu talepleri yerine getirmeye hazır mısınız? 

Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/demokratik-ozerklik-sadece-bir-ugraktir-35947yy.htm

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , | “Uygun ortam olursa çözüm sürecini buzdolabından çıkarırız” için yorumlar kapalı
Kas 14

Fahri Korutürk’ün arşivinden belgeler…

indir

 

 

 

 

 

 

 

 

Fahri Korutürk’ün arşivinden belgeler…                                                                                                                                       www.kenansahbaz.com

Darbe Komisyonunun 12 Eylül mahkemesine gönderdiği belgeler arasında, Fahri Korutürk’ün arşivinden belgeler yer aldı.

Darbe komisyonu tarafından 12 Eylül Askeri darbesine ilişkin yargılamayı yapan mahkemeye gönderilen belgelerde çarpıcı detaylar yer aldı.

TBMM Darbe ve Muhtıraları araştırma komisyonun, Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’yı yargılayan Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdiği belgeler arasında, darbe öncesinde yapılan “Sıkıyönetim Koordinasyon Toplantılarının Teyp Band Metinlerini” de gönderdi.

PKK’NIN KURULUŞ ŞEMASI DA BELGELERDE VAR

Gönderilen belgeler arasında darbe öncesinde yapılan “Sıkıyönetim Koordinasyon Toplantılarının” teyp kaydıda ile Abdullah Öcalan tarafından kurulan PKK’nın ilk dönemine ilişkin şeması da var. Belgeler arasında, Özel Harp Dairesinin faaliyetlerine ilişkin bir bilgi notuda yer aldı.

Mahkemeye gönderilen belgeler arasında Fahri Korutürk Arşivinde PKK yapılanması ilişkin dikkat çekici belgeler yer aldı. Korutürk arşivinde “APOCULAR” isimli bir şemada PKK’nın ilk yöneticileri ve görevleri ve sorumlu olduğu bölgeler bulunuyor.

APO İLE İLGİLİ BİLGİLER

Arşivde Abdullah Öcalan ile ilgili bir rapor da yer aldı. Söz konusu raporda Öcalan doğup büyüdüğü yer, eğitimi durumu anlatıldıktan sonra şöyle deniliyor: “Apocular adı bu gurubu oluşturan kişinin adından gelmektedir. 1974 yılında kurulan AYÖD yönetim kurulunda yer alan Öcalan dernek içerisinde doğulu gençleri kendi çevresinde toplamak istemesinden dolayı dernek yönetimiyle ihtilafa düşmüş bilahare dernekten uzaklaşmıştır. Abdullah Öcalan AYÖD’den ayrıldıktan sonra doğu ve güneydoğu illerini gezerek kendisine taraftar toplamış ve örgütün ilk çekirdeğini oluşturarak bölge sorunlarını tespit etmiştir.”

 

Kaynak: http://www.google.de/imgres?imgurl=http%3A%2F%2Fwww.sacitaslan.com%2Ff3%2Ff27_7b84e.jpg&imgrefurl=http%3A%2F%2Fwww.sacitaslan.com%2Ffahri-koruturkun-arsivinden-pkknin-kurulus-semasi-cikti-haberi-86827&h=270&w=650&tbnid=iBLS6uCYDUW2JM%3A&docid=aqOEvRTu4BEb4M&ei=O18RVpaNJ8ihsAHFvrmYAQ&tbm=isch&iact=rc&uact=3&dur=780&page=5&start=90&ndsp=23&ved=0CMwCEK0DMGJqFQoTCNaWj5upqcgCFcgQLAodRV8OEw

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , | Fahri Korutürk’ün arşivinden belgeler… için yorumlar kapalı
Kas 13

Nemrut Dağı’nda Ermeni Bayrağı!

Nemrut Dağı’nda Ermeni Bayrağı!

www.kenansahbaz.com 

100 metrelik Ermeni bayrağı, Nemrut Dağı’nda açıldı

Sözde soykırımın 100. yılı diye 100 metrelik Ermeni bayrağı, Nemrut Dağı’nda açıldı.

Ermeni Bayrağı’nın Nemrut’ta işi ne? Niçin buna izin verildi? Yetkililerden açıklama bekliyoruz…

Ermeni Soykırımı’nın sembölü olan Eraguyn (Üç renkli) bayrak, Ermeni Tanrıları heykellerinin bulunduğu Nemrut Dağı’nda açıldı.

Etkinlik, Eski Ermeni takvimine göre Yılbaşı (Navasard) bayramına denk gelen 12 Ağustos’ta gerçekleştirildi.

 

BUNA İZİN VERENLERİ KINIYORUM...

www.tarihgazetesi.net

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , | Nemrut Dağı’nda Ermeni Bayrağı! için yorumlar kapalı
Kas 12

ÇELİKTEN BİRLİK

 

images

 

 

 

 

 

 

 

 

ÇELİKTEN BİRLİK

 www.kenansahbaz.com

Vatanı dil ile sevmek yetmez ki;

Yürekten, gönülden sevmek lazımdır

Defolun demekle düşman gitmez ki;

Canı bu uğurda vermek lazımdır

 

Kurtuluşa koştu kadın, kız, kızan

Vatana can verdi destanı yazan

Şimdi içimizde birliği bozan

Topunu bu yurttan sürmek lazımdır

 

Her yanı sarmalı güvenlik ağı

Terk etsin sevmeyen yurdu, bayrağı

Bin yılları yapmak için Türk çağı

Şu an geleceği görmek lazımdır

 

Gönüllere sevgi tohumu ekip

Kendi aklımızla kendine yetip

Adalette başı yine biz çekip

Çelikten birliği kurmak lazımdır 

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , | ÇELİKTEN BİRLİK için yorumlar kapalı
Kas 11

Türkçülük Nedir? (2)

11092739_1598509440423566_1150510621_n

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Türkçülük Nedir? (2)

www.kenansahbaz.com

2) Kavmi Türkçüler de, milleti kavim ile karıştırırlar.

Kavim, aynı anadan, aynı babadan üremiş, içine hiç yabancı karışmamış aynı kandan bir topluluk demektir.

Eski toplumlar genellikle saf ve yabancılarla karışmamış birer kavim olduklarını savunurlardı. Halbuki, toplumlar tarih öncesi zamanlarda bile, kavmiyetçe saf değildiler. Savaşlarda esir alma, kız kaçırma, suç işleyenlerin kendi toplumundan kaçarak başka bir topluma girmesi, evlenmeler göçler, yabacıları kendine benzetme ve başka bir topluluk içinde erime gibi olaylar milletleri sürekli birbirine karıştırmıştı. Fransız bilim adamlarından Camille Julian ile Millet, en eski zamanlarda bile saf bir kavmin bulunmadığını savunmaktadırlar. Tarih öncesi zamanlarda bile saf bir kavim bulunmazsa, tarihi devirdeki kavim karışmalardan sonra, artık saf bir kavmiyet saçma olmaz mı? Bundan başka, sosyolojiye göre, fertler dünyaya gelirken sosyal bir nitelik taşımazlar. Yani sosyal duygu ve düşüncelerden hiç birini beraberinde getirmezler, mesela dil, din, ahlak, estetik; politika, hukuk, ekonomi alanına ait hiç bir duygu ve düşünceyi beraber getirmezler. Bunların hepsini sonraları terbiye yoluyla toplamdan alılar. Demek ki, sosyal özellikler kalıtımla geçmez, yalnız terbiye yoluyla geçer. O halde, kavmiyetin milli karakter bakımından da hiç bir rolü yok demektir.

Kavim saflığı hiç bir toplumda bulunmamakla beraber, eski toplumlar kavmiyet idealini izlerlerdi. Bunun nedeni dini idi. Çünkü o toplumlarda kendisine tapılan, toplumun ilk atasından ibaretti. Bu yalnız kendi dölünden olanlara tanrılık etmek isterdi. Yabancıların kendi tapınağına girmesini, kendisine yapılacak ibadetlerle katılmasını kendi mahkemelerinde kendi kanunlarına göre yargılanmasını istemezdi. Bundan dolayı, toplumun içine çeşitli biçimde evlât edinme yoluyla girmiş bir çok kişi bulunmakla birlikte, bütün toplum yalnız Tanrının dölünden gelmiş sayılırdı. Eski Yunan sitelerinde, İslam’dan önceki Araplarda, eski Türklerde, kısaca henüz il devride bulunan bütün toplumlarda şu yalancı kavmiyeti görürüz.

Şurası da var ki, sosyal gelişmenin o aşamasında yaşayan milletler için kavmiyet idealini izlemek normal bir hareket olduğu halde, bugün içinde bulunduğumuz aşamaya anormaldir. Çünkü, o aşamada bulunan toplumlarda sosyal dayanışma yalnız dindaşlık bağından ibaretti. Dindaşlı kandaşlığa dalyanınca, doğaldır ki, sosyal dayanışmanın dayanağında kandaşlık olur.

Bugünkü sosyal aşamada ise, sosyal dayanışma, kültürdeki ortaklığa dayanıyor. Kültürün kuşaktan kuşağa aktarılması terbiye aracılığıyla olduğu için, kandaşlıkla hiç bir ilgisi yoktur.

Devamı var

Kaynak: Türkçülüğün Esasları – Ziya Gökalp, Toker Yayınları, 2002

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Türkçülük Nedir? (2) için yorumlar kapalı
Kas 10

ZİYA GÖKALP’TEN

indir (2)

 

 

 

 

 

 

 

 

ZİYA GÖKALP’TEN

Sakin hakkım var deme. Hak yok, vazife vardır! Sen ben yokuz, biz varız.

Ümit, benim ruhumun vazgeçiImez ihtiyaçIarındandır.

FeIsefe, biIime aykırı hüküm çıkarmaz.

DiIde birIik, işte birIik!

Düşünmek ve söyIemek koIay, fakat yaşamak, heIe başarı iIe sonuçIandırmak çok zordur.

ÜIkü uğrunda gönüIIer deIidir. KişiIer üIkü uğrunda öImeIidir.

Düşmanın üIkesi viran oIacak, Türkiye büyüyüp turan oIacak.

Vatan ne Türkiye’dir TürkIere, ne Türkistan, vatan tek www.neguzelsozler.com ve müebbettir: turan.

Kaynak : Ziya Gökalp Sözleri
http://www.neguzelsozler.com/ozlu-sozler/ziya-gokalp-sozleri.html

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , | ZİYA GÖKALP’TEN için yorumlar kapalı