Eyl 04

ANKETLERLE ÜLKE YÖNETMEYE ÇALIŞMAK

indir

 

 

 

 

 

 

 

ANKETLERLE ÜLKE YÖNETMEYE ÇALIŞMAK

www.kenansahbaz.com 

Saltanatı için anketlerle yatıp anketlerle kalkan ve her türlü kumara zar atan Erdoğan buzdolabının kapağını yeniden araladı.

Milliyetçi hamasetle operasyonlardan oy devşirmeye çalışan saray, milletin iki yüzlülüğü fark ettiğini anlayıp anketlerde AKAPE’nin daha da gerilediğini gördü.  Emri altındaki Valilere talimat vererek teröristlerin Varto, Silvan, Şemdinli, Hizan, Lice, Cizre, Nusaybin, Kızıltepe, Midyat kırsalı, Beytüşşebap kırsalı, Silopi’de inlerine giren güvenlik güçleri-askerimizi geri çektirdi. Bunu PKK’ya yönelik operasyonların bölgede Kürt oylarının HDP’ye kayması, gelen şehit haberlerinin de batıda seçmenin MHP ve CHP’ye kaymasından ötürü yaptı. Son anketlerde yine aradığını bulamadı Erdoğan.

 Peki şimdi ne yapacak?.. Yeni strateji, MHP üzerine kurulu. HDP’ye baskı kurulmaktan vazgeçilecek. Yerine MHP’ye yönelecek. Buna göre, seçim hükümeti koalisyonuna destek vermeyen MHP’ye fatura kesilecek. HDP’nin hükümette yer alma durumu nazara verilerek MHP suçlanacak. MHP’yi PKK’ya destek vermekle suçlayacaklar. Yerseniz!!!..

 

Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/anketlere-bakti-operasyonlari-buzdolabina-koydu-35408yy.htm

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , , | ANKETLERLE ÜLKE YÖNETMEYE ÇALIŞMAK için yorumlar kapalı
Eyl 03

Tamaşa Ninenin Tumanı

indir (1)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Tamaşa Ninenin Tumanı                                                                                                                                                                              www.kenansahbaz.com
Tamaşa nine Kars’ta oturmaktadır. Oğlundan bir isteği olur ve oğluna der ki:                                                                            
-Ay oğul mene bir telis (çuval) bul, tuman (elbise) tikeceyem özüme.
Oğlu neneye telis çuvalı almak için çarşıya gider,  bir telis (çuval) bulur ve alır, getirir.                                                                                     Aradan bir zaman geçer Tamaşa Nene hasta olur, Kars’a doktora götürürler. Doktor bakar kılığına basar kahkahayı.
Tamaşa Nene’nin önünde  “Kars Şeker Fabrikası”, sırtında da “Net 50 kg” yazmaktadır.

Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/karapapak-fikralari-34889yy.htm

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , , , | Tamaşa Ninenin Tumanı için yorumlar kapalı
Eyl 02

Yugoslavya’daki Kosova

images (3)

 

 

 

 

 

 

 

 

Yugoslavya’daki Kosova

www.kenansahbaz.com

Balkan Aydınları ve Yazarlar Birliği Başkanı, Osman Baymak “Tarih Boyunca Avrupa Kavşağı Kosova” adlı kitabında şöyle anlatmktadır. Yugoslavya bölünme sancıları çekmektedir. Kosova’da bazı kaynaşmalar olsa da henüz bir savaş yoktur. Yıl 1999, aylardan Ocak’tır. Washington Post Gazetesinden ABD’li bir gazeteci Osman Baymak’ı ziyarete gelir. Ve neler der,neler.

“Dernek binasında görüştüğümüz bu gazeteci, daha o günden neler olacağını biliyormuş gibi hemen konuya giriyor ve Sırpların Kosova’yı işgal edeceğini, Arnavutların silahlandığını belirtiyordu. Bizlerin yani Türklerin ne gibi önlemler aldığını sorgulayarak savaş için hazırlanıp hazırlanmadığımızı soruyordu. İşin açıkçası kapalı bir rejim olan Yugoslavya’da bizlerin dünyadaki gelişmeler hatta içimizde cereyan edecek olayların hangi noktaya geleceğini bilmemiz imkânsızdı. Yani bir bakıma komünist rejim bizlerin gözünü bağladığı için, gidişatın ne olduğunu, nelerin yapılması gerektiğini kestirmek pek mümkün gözükmüyordu. Tabii benim bu soruya yanıtım baş ağrıtacağından dolayı, bizlerin öncelikle barıştan yana olduğumuzu belirtmiştim. O gazeteci sorusuna tatminkâr cevap alabilmek için ısrarla üzerime gelmişti ve bizim bu savaşa katılıp katılmayacağımızı döne döne sormuştu. Ben ise Türklerin buradaki konumunu bildiğimden, Türklerin Sırplarla savaşmasının kurtlarla dans etmek gibi olacağını söylemiştim. Gazeteci gülümseyerek savaşın yakında başlayacağını ve savaş bittikten sonra Haziran 1999’da tekrardan benimle röportaj yapacağını söyledi.
İşin açıkçası bu kadar net konuşan gazeteci beni şaşırtmıştı. Gerçekten de savaş başladı ve Sırplar burada büyük katliamlar gerçekleştirdi. 78 gün süren bu savaş ABD ve NATO’nun müdahalesiyle sona ermişti. Tabii bunu sonra düşündüğümde bu gazetecinin olayları bu kadar önceden, bu kadar net bilmesi ben hayrete düşürmüştü.”
İşte böyle… Böyleyken böyle… ABD bilir, ABD’nin diplomatı da bilir, gazetecisi de… Yayılmacı iseniz, egemen güç olma peşinde iseniz bu böyle olmalıdır… Bunu doğal karşılayacaksınız ve karşı önlemlerini alacaksınız satranç hamleleri misali… Bizim eksiğimiz budur…

Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/ah-o-abdli-gazeteciler-neler-bilirler-34216yy.htm

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , | Yugoslavya’daki Kosova için yorumlar kapalı
Eyl 01

Adalete Baş veren Nebi: Yahya Aleyhisselam

yahya

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Adalete Baş veren Nebi: Yahya Aleyhisselam                                                                                                                                     www.kenansahbaz.com 

Allâh Teâlâ, Yahyâ -aleyhisselâm-‘a rüşd çağında iken Tevrât’a sarılmasını emretti:

“«–Ey Yahyâ! Kitâb’a (Tevrât’a) var gücünle sarıl!» (de­dik) ve henüz sabî iken O’na(ilim ve) hikmet verdik!” (Meryem, 12)

“Tarafımızdan O’na kalb yumuşaklığı ve temizlik de (ver­dik) . O çok sakınan bir kimse idi.” (Meryem, 13)

“Ana-babasına çok iyi davranırdı; O, isyankâr bir zorba değildi.” (Meryem, 14)

Hazret-i Yahyâ’ya peygamberlik verildi. Ancak Îsâ -aley­hisselâm-‘a peygamberlik ve İncîl gelene kadar Mûsâ -aleyhisselâm-‘ın şerîatine tâbî oldu. Mûsâ -aleyhisselâm-‘ın şerîati ile amel eden peygamberlerin sonuncusudur. Babası Zekeriyyâ -aleyhisselâm- gibi şehîd oldu.

Mûsâ -aleyhisselâm-‘ın getirdiği şerîate göre kardeş karısıyla evlenmek yasaktır. Bunun cezâsı da kısırlaştırmadır. (Levililer, 18/6-18; 20/19-21) Tevrât’ta yabancılarla zinâ etmenin cezâsı ölüm iken, evlenilmesi yasak olan kişiler arasındaki zinânın cezâsı ise daha farklıdır. (Tesniye, 22/22-27; Levililer, 20/11, 12, 14, 17) Nitekim Hazret-i Yahyâ’nın şehîd edilmesine de sebep olan bu mevzû ile ilgili olarak şöyle bir hâdise nakledilir:

Hazret-i Yahyâ’nın peygamberliği sırasında Kral Herot (Hirodes) kardeşinin karısı ile zinâ eder. Bunun üzerine Hazret-i Yahyâ, bunun ilâhî kanunlara aykırı olduğunu söyleyince kral tarafından zindana atılır. Daha sonra kralın doğum günü şenliğine, zinâ ettiği kadın kızıyla birlikte katılır. Bu kız yapmış olduğu gösterilerle kralı âdeta büyüler ve mest eder. Kral, o gün kız ne dilerse onu yerine getireceğine söz verir. Annesi tarafından kandırılan kız, Hazret-i Yahyâ’nın başını ister. Bu istek karşısında kral çok üzülür, ancak verdiği sözü hatırlar ve Hazret-i Yahyâ, başı kesilerek şehîd edilir. (Luka, 3/19-20; Matta, 14/1-12)

Bir rivâyette Yahyâ -aleyhisselâm-, başı defalarca kesildikten sonra bile zâlim Herot’a:

“–Bu kız sana câiz değildir!..” diye hitâb etti.

Ne gaflettir ki, Yahyâ -aleyhisselâm-‘ın peygamberlik mûci­zelerini gördüğü hâlde bedbaht I. Herot, O’na karşı çıkmış ve O’nu şehîd etmiştir.

Yahyâ -aleyhisselâm-‘ın mübarek bedeni, muhtelif şehirler­dedir. Başı, Şam’daki Umeyye Câmii’nde gömülüdür.

Herot’la evlenen kız ise, daha sonra yerin dibine geçmiştir.

Hazret-i Îsâ -aleyhisselâm-‘ın semâya çekilmesi de bu vakte rastlar. Çünkü o zaman yahûdîler, peygamber öldürecek kadar azgınlaşmışlardı. Nitekim bu ve buna benzer pek çok aşırı cürümleri sebebiyle Cenâb-ı Hak tarafından şöylece lâ­netlendiler:

“Sözlerinden dönmeleri, Allâh’ın âyetlerini inkâr etmele­ri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve «kalblerimiz kı­lıflanmıştır» demeleri sebebiyle (onları lânetledik; kendilerine türlü belâlar verdik. Onların kalbleri kılıflı değildir;) tam aksine küfürleri sebebiyle Allâh o kalbler üzerine mühür vurmuş­tur; pek azı müstesnâ artık îmân etmezler.” (en-Nisâ, 155)                                                                 

Yahyâ -aleyhisselâm- şehîd edildiği zaman otuz küsur ya­şındaydı. 

Kaynak: http://www.nebilersilsilesi.com/yazi.php?yaziNo=215

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , , , , , | Adalete Baş veren Nebi: Yahya Aleyhisselam için yorumlar kapalı
Ağu 31

30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN

30-agustos-zafer-bayrami-gunun-anlami-ve-onemi-zafer-bayrami-mesajlari_1239379_340_226

 

 

 

 

 

 

 

 

30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN                                                                                                                       www.kenansahbaz.com

   Birinci Dünya Savaşı sonunda imzalanan Mondros Mütarekesi ve Sevr Antlaşmasıyla yurdumuz tamamen elimizden alınmak, vatanımızda hür olarak yaşama hakkımıza son verilmek istendi. Yüzyıllardır üzerinde bağımsız olarak yaşadığımız bu topraklar düşmanlara verilerek, bizim de bunu kabul etmemiz istendi.
   Hürriyet aşığı Türk milletinin bu durumu kabul etmesi elbette mümkün değildi. 19 Mayıs 1919’da Atatürk’ün Samsun’a çıkmasıyla, lideriyle kucaklaşan Anadolu, Atatürk’ün önderliğinde Kurtuluş Savaşı’nı başlattı. Amasya Genelgesi’nin ardından Erzurum ve Sivas Kongreleri yapıldı. Daha sonra 27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelen Atatürk, 23 Nisan 1920’de TBMM’yi kurdu. Böylece hem memleketin yönetimi halkın iradesine verildi ve hem de Kurtuluş Savaşı’nın merkezi Ankara oldu.
   TBMM meclisi yaptığı görüşmelerde yurdun durumunu ve kurtuluş çarelerini aradı. “Misak-ı Millî sınırları içinde vatanın bir bütün olduğu ve parçalanamayacağı görüşü”nden hareketle, düşmanla mücadele kararı alındı. Oluşturulan düzenli ordularla savaşa girildi. İlk başarı, Doğu’da Ermeni çetelerine karşı kazanıldı. Daha sonra, Batı cephesinde, Yunanlılarla, I. İnönü ve II. İnönü Savaşları yapıldı. Bu savaşların kazanılmasıyla Yunanlılar’a büyük bir darbe indirilmiş oldu. Bunun üzerine Yunan ordusu yeniden saldırıya geçti. Saldırı üzerine Mustafa Kemal, ordularına: “Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır. Bu satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz.” emrini verdi.
   Türk askeri, büyük bir azim ve fedakârlıkla bu karara uydu. 23 Ağustos ve 12 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan Sakarya Meydan Muharebesiyle, Türk milleti 1699 Karlofça Antlaşmasından beri ilk defa toprak kazanmaya başlıyordu. Sakarya Savaşı, Türk milletinin savunma durumundan taarruz durumuna geçtiği önemli bir savaş olarak da tarihe geçti. Bu zafer sonunda, TBMM tarafından, Mustafa Kemal’e “gazi” unvanı ve “Mareşal” rütbesi verildi.
   Türk tarihinin dönüm noktalarından biri olan Sakarya Savaşı’ndan sonra, büyük bir taarruzla düşmanı tamamen yok etme kararı alındı.
1922 yılı Ağustosuna kadar, hazırlıklar tamamlandı. Güneydeki Türk birlikle-ri, büyük bir gizlilik içinde Batı cephesine kaydmld”. İstanbul’daki cephane depolarından silah ve cephane kaçırıldı. İtilaf Devletleri tarafından tahrip edilerek kullanılmaz hâle getirilen toplar onarıldı. Yeni silâhlar satın alındı. Ordumuza taarruz eğitimi yaptırıldı. Bu hazırlıklardan sonra, Gazi Mustafa Kemal’in başkomutan-lığını yaptığı ordumuz, 26 Ağustos 1922’de düşmana saldırdı. Bir saat içinde düşman mevzileri ele geçirildi. 30 Ağustos’ta düşman çember içine alındı. Sağ kalanlar esir alındı. Esirler arasında Yunan Başkomutanı Trikopis’te vardı.
Bu savaş, Atatürk’ün başkomutanlığında yapıldığı için Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak adlandırıldı.
   Büyük Tarruzun başarıyla sonuçlanmasından sonra düşman, İzmir’e kadar takip edildi. 9 Eylül 1922’de İzmir’in kurtarılmasıyla yurdumuz düşmandan temizlenmiş oldu. Hain düşmanın, haksızca ve alçakça işgaline “dur” diyen ve kanımızın son damlasını akıtmadan yurdumuzu bırakmayacağımızı dünyaya ispatlayan bu büyük zaferi her yıl, 30 Ağustos günü, bayram yaparak kutluyoruz.

Kaynak: http://www.bugun.com.tr/30-agustos-zafer-bayrami-mesajlari-haberi/1239379

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , , , , | 30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN için yorumlar kapalı
Ağu 30

Türklerin Altın Tarihi (2)

BuyukTaarruzPanoramasiAtaturkKocatepede

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Türklerin Altın Tarihi (2)                                                                                                                                                                        www.kenansahbaz.com

Başkomutanlık Meydan Muharebesi (1922)

Sakarya zaferinin kazanılmasından sonra asıl ve kesin bir sonuç için yaklaşık bir yıl hazırlanan Türk ordusu 26 Ağustos 1922 tarihinde sabahın erken saatlerinde taarruza geçti. Büyük taarruzun ana planı Yunan ordusunun belli bir alanda toplanarak imhası esasına dayanıyordu. Bu plan doğrultusunda hareket eden Türk askeri birlikleri düşmanın Dumlupınar bölgesinde toplanmasını sağladı.30 Ağustos günü akşam saat 19:30’a kadar süren Başkomutanlık Meydan Muharebesi kazanıldı.

Yunan birlikleri arkalarında 4000 civarında ölü ve 10000 esir bırakarak bozgun halinde kaçmaya başladılar.

Bu savaştan sonra bir daha Yunan birlikleri toparlanmasına fırsat verilmedi. Savaşı bizzat başkomutan Mustafa Kemal idare ettiği için tarihimizde Başkumandanlık Meydan Muharebesi olarak yer almıştır. 

Mustafa Kemal Atatürk (1881-1938) 

Yunanlıların 10 Temmuz 1921 tarihinde başlattığı büyük bir taarruz neticesinde Türk ordusu Sakarya nehrinin doğusuna kadar çekilmek zorunda kalmıştı. Bu kötü ortamda TBMM başkanı Mustafa Kemal üç ay süreyle geniş yetkiler ile başkomutan yapılmıştı. Sakarya zaferi kazanılıp Yunan ordusunun taarruz gücünün kırılmasından sonra bu yetki süresi uzatıldı. Mustafa Kemal başkomutanlığında ki Türk ordusunun Yunan ordusunu Anadolu’dan atmak için başlattığı Büyük Taarruz’da en önemli zafer 30 Ağustos 1922 günü kazanıldı.

Kaynak:http://www.dunyabulteni.net/haberler/224552/baskomutanlik-meydan-muharebesi-kazanildi

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , | Türklerin Altın Tarihi (2) için yorumlar kapalı
Ağu 29

Türklerin Altın Tarihi (1)

images (1)

 

 

 

 

 

 

 

Türklerin Altın Tarihi (1)

Sakarya Meydan Muharebesi ( 23 Ağustos- 13 Eylül 1921)

www.kenansahbaz.com

Kütahya Eskişehir Muharebelerinden sonra bir süre duraklayan Yunan ordusu, hazırlıklarını tamamladıktan sonra 23 Ağustos 1921 günü Sakarya Irmağı’nın gerisinde bulunan Türk mevzilerine saldırıya geçtiler. Taraşar arasında çok şiddetli çarpışmalar oldu. Yunan saldırıları kıtalarımız tarafından ağır kayıplar verdirilerek durduruldu. Buna rağmen takviyeli Yunan kuvvetleri önemli mevzilerimizi ele geçirerek Polatlı’ya kadar yaklaştılar. Bazı yerlerde Türk savunma hatları yarıldı, birlikler arasında bağlantı koptu. Yunan taarruzu başarılı bir şekilde gelişti. Türk ordusu yer yer geri çekildi.

Bunun üzerine Başkomutan Mustafa Kemal yeni bir savaş taktiği ile “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla sulanmadıkça, terk olunmaz. (Savunma çizgisi yoktur, savunma alanı vardır. O alan, bütün vatandır.) Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanı ile ıslanmadıkça, bırakılamaz.” diyerek vatanın her karış toprağı için savaşmayı emrediyordu Bu emri alan her birlik, her asker, vatan toprağını sonuna kadar savunmaya başladı. Düşman büyük kayıplara uğratılarak saldırı gücünden yoksun bırakıldı.

Elde edilen bu üstünlük üzerine Mustafa Kemal saldırıya geçilmesini emretti (10 Eylül 1921). 11 Eylülde bu saldırı bütün cephe boyunca yayılır ve düşman 12 Eylül günü bulunduğu yerlerden sökülüp atılır. Büyük bozguna uğrayan Yunanlılar, perişan bir durumda Sakarya Irmağı’nın batısına çekildiler. 13 Eylül 1921’de Sakarya’nın batısına atılan düşman takip edilerek Eskişehir’e doğru kovalandı. 22 gün 22 gece süren Sakarya Meydan Muharebesi Başkomutan Mustafa Kemal emrinde, Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa ile Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa’nın yönetimindeki Türk Ordusu’nun gayretleriyle ve Türk Milleti’nin varını yoğunu orduya vermesiyle zaferle sonuçlandı (13 Eylül 1921).

Kaynak: T.C. Millî Eğitim Bakanlığı Açık Öğretim Okulları (Açık Öğretim Lisesi- Meslekî Açık Öğretim Lisesi) İçin Hazırlanan 11. Sınıf Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük 1 Ders Notları, Alim ÖZTÜRK, s 157, 2007

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , , | Türklerin Altın Tarihi (1) için yorumlar kapalı
Ağu 28

İSLAMIN İLK TÜRK KADIN ŞEHİDİ

haluk-nurbaki-hz-sumeyye

 

 

 

 

 

 

İSLAMIN İLK TÜRK KADIN ŞEHİDİ

www.kenansahbaz.com

Haris bin Kalede’ye cariye olarak hediye edilen PAMUK mekke de bir kaç kez evlenir. En son evliliği Yemen Yasir ile yapar ve bu evlilikten Ammar isminde bir oğlu olur. 
O devirde Mekke de kişiler kabilesinin gücü oranında güvendedir. Bu sebebden kocası Yemenli ve kendi Türk olan ve daha sonra Arapların SÜMEYYE dediği Pamuk hayatı boyunca işkencelere maruz kalmıştır. 
İslam geldiğinde atalarının inancı ile bire bir doğru olduğunu gören Pamuk(SÜMEYYE) HAK olan din olduğunu anlar ve koşulsuzca kabul eder. Ve bunu gizlemez sonucunda işkencelere maruz kalır ama asla dönmez şehadete ulaşır. İslâm düşmanı Ebu Cehil’in çok ağır işkencelerine maruz kalmış ve nihayet yine o pis Ebu Cehil’in bağrına sapladığı mızrağı ile şehit olmuştur. Ve  İslâm’ın ilk şehidi işte bu Türk evlâdıdır. İslamın ve Türk’ün ilk şehidi olur.
Pamuk(Sümeyye)’nin şehit edildiğini duyan peygamberimiz Hz Muhammed(s.a.v) ayağa kalkarak ve “-KÜFRÜN İŞİ BİTTİ” demiştir. Gerçektende küfrün işi İslamın zaferi bir Türk kadının zaferi üzerinden kesinleşmiştir. Oğlu Hz Ammar ise annesine yakışır karakterde büyük bir sahabe ve mükemmel bir müslüman olmuştur.

Ruhları şad olsun Mekanları cennettir zaten.

Kaynak: Prof Zeki Velidi Togan, Prof Abdulkadir Karahan ve arab tarihçi Prof Muhammed Hamidullah 

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , , , , | İSLAMIN İLK TÜRK KADIN ŞEHİDİ için yorumlar kapalı
Ağu 27

BÜTÜN HAİNLER TEK ÇATIDA BİRLEŞTİ

14-07-2015-butun-hainler-tek-catida-birlestiillegal-sol-orgutler-bir-bir-pyd-ye-katiliyor-7504478_3565_m

 

 

 

 

 

 

 

illegal-sol-orgutler-bir-bir-pyd-ye-katiliyor-7504478_5974_m

illegal-sol-orgutler-bir-bir-pyd-ye-katiliyor-7504478_4543_m

 

 

 

 

 

 

 

 

BÜTÜN HAİNLER TEK ÇATIDA BİRLEŞTİ

www.kenansahbaz.com 

PYD’nin askeri kanadı YPG/YPJ’ye dünya genelinden katılım var; ancak asıl katılımların Türkiye’deki sol örgütlerden olduğu ortaya çıktı.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin (SOHR) 11 Haziran tarihli raporunda, PYD ’nin askerî kanadı YPG/YPJ’ye dünya genelinden katılımlar olduğunu ortaya çıkarmıştı. Ama asıl katılımların Türkiye ’deki sol örgütlerden olduğu ortaya çıktı.

Yıllardır fraksiyon kavgası yapan illegal sol örgütlenmeler, Kobani  söz konusu olunca, geçmişi bir kenara bırakıp eylem birliği yaptı. Sol örgütleri Kobani ’de birleştiren motivasyonun başında şüphesiz, IŞID ’in dünyaya servis ettiği vahşet görüntülerinin de payı var.

Türkiye’deki silahlı örgütlenmeler için Kobani, bir eğitim sahası haline geldi. Yüzlerce militan bölgeye giderek IŞID e karşı savaştı, ölenler, yaralananlar oldu. Bu örgütler cephede çekilen fotoğrafları da servis etmeyi ihmal etmedi. 

SDP BUNLARDAN BİRİ                                                                                                                                                                                              Türkiye  Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi geleneğinden gelen bu örgütlenme, Sosyalist Demokrasi Partisi SDP adı altında legal olarak örgütleniyordu. Ancak Kobani ’ye militan göndererek PYD’nin Kürt devleti amacına hizmet ediyor. 

PYD’YE EN BÜYÜK DESTEK MLKP’DEN                                                                                                                                                                   PYD ye en büyük desteği, MLKP (Marksist-Leninist Komünist Partisi) verdi. MLKP adı altında Türkiye de illegal alanda faaliyet gösteren örgütlenme, Ezilenlerin Sosyalist Partisi adı altında legal faaliyet yürütüyor. 1994 yılında kurulan illegal yapı MLKP, Kobani ’de en fazla kayıp veren örgüt oldu. MLKP’den 4 militan öldü. 

BİR DİĞER ÖRGÜT İSE TİKKO                                                                                                                                                                                       Bölgede savaşan ve cepheden anlık fotoğraf geçen bir diğer örgütlenme ise MKP (Maoist Kominist Partisi) ile TKP/ML TİKKO’ydu (Paerizan). Bu iki örgütlenme, 1968 kuşağından İbrahim Kaypakkaya ’nın kurduğu TİKKO’nun devamı niteliğini taşıyor. 

TKP’DEN DE YOĞUN BİR KATILIM OLDU                                                                                                                                                                    Bu örgütlerin yanında, yıllardır silahlı bir pratiği bulunmayan TKP Kıvılcım (Türkiye kominist partisi) üyesi bazı gençlerin inisiyatif alarak bölgeye gittiği biliniyor. Bölgeye giden bir başka yapı, Anarşistlerdi. Özellikle İstanbul, Ankara,İzmir gibi büyük şehirlerde örgütlenen Anarşistler, Kobani ’ye bireysel olarak gidip savaştı. 2009 yılında örgüt yöneticisi Orhan Yılmazkaya’nın öldürüldüğü Devrimci Karargâh da Kobani  ile ilgili bir bildiri yayımlayarak ypgye destek verdiğini açıkladı. 

TÜRKİYE AÇISINDAN BÜYÜK SIKINTI                                                                                                                                                                         Bu örgütler Kobani’de silahlı mücadele ve bomba eğitimi alıyor. Bu da Türkiye’de planlayacakları eylemlerde pratiklerini geliştirdikleri için daha başarılı olacakları anlamına geliyor. (Kaynak: Haber7) 

Kaynak: AJANS 09 Aydın’da Haberin Adresi

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , | BÜTÜN HAİNLER TEK ÇATIDA BİRLEŞTİ için yorumlar kapalı
Ağu 26

TÜRK’ÜN YÜREĞİNE SAPLANIR HANÇER!!!

Şehitler-ÖlmezŞehitlik

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

TÜRK’ÜN YÜREĞİNE SAPLANIR HANÇER!!!

www.kenansahbaz.com

 

Mehmetçiğim şehit serhat boyunda

Türk’ün yüreğine saplanır hançer!!!..

Hem Çi’de, Kerkük’te, hem Türkiye’de

Türk’ün yüreğine saplanır hançer!!!..

 

Haçlı Zihniyetli iğrenç hesaplar

Kirletir yurdumu böyle mikroplar

Yok, edilmedikçe tüm ıstıraplar

Türk’ün yüreğine saplanır hançer!!!..

 

Özbek… Türkmen…Uygur… Kazak boyu bir

Tarihteki adı Türktür soyu bir

Şeytan Emperyalist, hain huyu bir

Türk’ün yüreğine saplanır hançer!!!..

 

Korudu, gözetti Türk’ün neferi

Türk’ün ekmeğini yedi serseri!

Türklük suç olduğu yıllardan beri

Türk’ün yüreğine saplanır hançer!!!..

 

Uyuyan uyansın bu sinsi düşten

Her fert sorumludur kötü gidişten

Bir grup it soyu, bir grup piçten

Türk’ün yüreğine saplanır hançer!!!..

 

Gaflet değil hayır, hıyanettir bu!

Türklüğe, ecdada ihanettir bu!

Türk yurdunu ‘bölmek,’ cinayettir bu!

Türk’ün yüreğine saplanır hançer!!!..

 

Tarih okumaya gelmez mi bunlar?

Zihinde perdeyi silmez mi bunlar?

Türk’ün hiddetini bilmez mi bunlar?

Türk’ün yüreğine saplanır hançer!!!..

Kenan ŞAHBAZ

Not: Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , , , | TÜRK’ÜN YÜREĞİNE SAPLANIR HANÇER!!! için yorumlar kapalı