Nis 23

TBMM’NİN AÇILIŞI

cumhuriyete-nasil-kavutuk-10-728

 

 

 

 

 

 

 

 

 

TBMM’NİN AÇILIŞI

23 Nisan 1920, Türk milletinin iradesini temsil eden Birinci Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı ve Türk Milletinin egemenliğini ilân ettiği tarihtir.

Atatürk, 23 Nisan 1924’te ’23 Nisan’ gününün bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. Bu tarihten 5 yıl sonra 23 Nisan 1929’da Atatürk bu bayramı çocuklara armağan etmiştir ve 23 Nisan ilk defa 1929 yılında Çocuk Bayramı olarak da kutlanmaya başlanmıştır. 1979’da, yine ilk olarak altı ülkenin katılmasıyla uluslararası boyuta taşıdığımız bu millî bayramımıza, ortalama olarak her yıl kırkın üzerinde ülkeden gelen ve Türk çocuklarının misafiri olan yabancı ülke çocukları da katılmaktadır. Dünya’da çocuklarına bayram hediye eden ve bu bayramı bütün dünya ile paylaşan ilk ve tek ülke Türkiye’dir.

Türk milletinin gönlünde, onun bağımsızlığının sarsılmaz ifadesi olarak en önemli yeri işgâl eden 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, her yıl yurdumuzda ve yurtdışındaki temsilciliklerimizde, bütün kurumlarımızda, okullarımızda ve her evde çeşitli etkinliklerle kutlanarak millî birliğimizin kenetlenmiş ifadesini temsil etmektedir.

Büyük önder Atatürk’ün düşüncesinde çocuklar, milletin geleceğidir. Onlara duyduğu sarsılmaz güvenin ve büyük sevginin ifadesi olarak, millî bayramımız olan 23 Nisanlar’ı çocuklara armağan etmiştir. Tarihimizin gurur dolu sayfalarının yeni nesillerce öğrenilmesi ve Türk Devleti’nin devamını emanet edeceğimiz yeni Cumhuriyet bekçilerinin bu bilinçle yetişmesi amacıyla 23 Nisanlar, önemli birer vesiledir.

AKP döneminde çeşitli bahanelerle kutlamalar yasaklanmaya çalışılmış fakat halkımız kendi bayramına sahip çıkmış ve coşku ile kutlamıştır.

Milletimize ve bütün çocuklara kutlu olsun.

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , | TBMM’NİN AÇILIŞI için yorumlar kapalı
Nis 22

iNSAN ARANIYOR! (1)

Boğulan-İnsanlık-Kurtarıcıyı-Bulur-mu-560x396

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İNSAN ARANIYOR! (1)

İnsan aranıyor!

Çağın en ileri teknolojileri ile

Dünya’da

Ve Ay’da

Ve Merkür’de

Ve Venüs’te

Ve diğer bütün gezegenlerde

Ve hatta bilinen bütün âlemlerde

Yedi kat derinliklerden

Yedi kat yüksekliklere kadar

İnsan aranıyor!

İnsan olmanın

İnsan yaşamanın

İnsan kalmanın

Bütün özelliklerine sahip

İnsanlığını

Gözünde, sözünde, özünde

Gönül gergefinin motifleriyle

Dokuyan, dokutan

Yaşayan, yaşatan

İnsan aranıyor!

Bir an;

İşte demek geliyor içimden

Lakin yıkılıyor, tükeniyor, yok oluyorum

Her seferinde ümitlenmekten

Gözlerim mi yanıltıyor beni?

Yoksa yoksa aklım mı diyorum?

Şüphesiz, gördüklerim basbayağı insan

Benzemekten de öte;

Kaşı, gözü,

Ağzı, burnu, kulağı,

Eli, kolu, ayağı,

Hepsi yerli yerinde

İş manaya gelince

Ruh terazisinin ibresi

Sıfırın altına düşüyor

Yani insan olarak iflastalar

Ciddiyetsiz, cibilliyetsiz

Saygısız, sevgisiz, sorumsuz

Laubali, lakayt, nemelazımcı, bana neci…

Adeta bir insanlık harabesi!

(Devam Edecek)

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | iNSAN ARANIYOR! (1) için yorumlar kapalı
Nis 21

19 Mart 1920 tarihinde Mustafa Kemal Paşa’nın Konuşması

tbmm-nin-acilisi-280x196

 

 

 

 

 

 

 

 

19 Mart 1920 tarihinde  Mustafa Kemal Paşa’nın Konuşması   

 Hilâfet makamının ve saltanatın bağımsızlığının dokunulmazlığını, milli bağımsızlığımızı ve milli sınırlarımız içinde yaşama imkân verecek bir barışı sağlayacak önerileri ayrıntıları ile tespit edip uygulayabilmek için, millet tarafından olağanüstü yetkiye sahip bir meclisin Ankara’da toplanması gereğini millete duyurmakla ilgili milli görevimizi ve vatan borcumuzu da yerine getirdik.

İstanbul’un işgali, şekil ve niteliği bakımından, Osmanlı devletinin egemenliğini kökünden kaldırnıak ve milletin esir alınmasını ve hor görülmesini bir oldu bittiye getirme amacına yönelik bir harekettir. Çünkü istanbul’da doğrudan doğruya Devlet kuvvetlerine el konmuştur. Şöyle ki: önce Meclis-i Mebusan zorla susturulınuştur. Bu durumda yasama kudreti bulunmamaktadır.

İkinci olarak, yürütme kudreti siyasi kısıtlamalara uğramıştır. Suçlu kim olursa olsun yabancı kanunlara göre yargılanacağı ilân edilmiştir. Bütün görüşmeler ve ulaşım denetim altına alınmış, insanın kendini koruma ilkesi tümüyle kaldırılmış ve saldırganların uyruğu altına alınmıştır. Bundan dolayı, bu aşağılık durumu destekleyen ve kabul etmiş olan Ferit Paşa Hükümeti, bağımsızlığına çok sıkı ve çok içtenlikle bağlı olan milletle arasındaki her türlü bağlantı ve ilişkiyi doğal olarak kaybetmiş ve milleti karşısına alarak, düşmanla iş birliği içinde hareket etmeye başlamıştır.

Üçüncü olarak, devlet şeklinde oluşmuş bir topluluğun Anayasasında, yargı yetkisi bağımsızlığın önemi, açıklama istemeyen bir konudur. Milletlerin yargı yetkisi, ıbağımsızlıklarının birinci şartıdır. Yargı yetikisi bağımsız olmayan bir milletin devlet oluşu kabul edilemez. Bununla birlikte, İstanbul halkından yüzlerce kişinin hiçbir kanuni suçları olmamasına karşılık sanık sayılarak tutuklanmalarına devam edilmesi, itilâf devletlerinin görüşüne aykını söz söylenmesi bile suç sayılarak, Orta Çağ davranışları içinde onlara karşı saldırıda bulunulması yargı yetkisinin kaldırıldığını göstermektedir.

 Bu durumda millet, bu gün yedi yüz yıldan bu yana gerçek bir onur ve yücelikle koruduğu ve savunduğu bağımsızlığını ve var oluşunun devamı için İstanbul olaylarının oluşturduğu hukuki durumu onarmak zorundadır. Bunun için acele gereklidir. Sürüp gidecek olan egemenliğe ara verilmesi konusu, tanrı korusun da bir dağılma nedeni olarak düşmanlarımızın düşündüklerini fiilen gerçekleştirmalerine imkân sağlamasın. Bundan dolayı milletimizin her şeyden önce haklarını koruması ve var olmaya yetenekli bir millet olarak, uluslararası hukuk ve yetkilerine saygı gösterilmesini isteyebilmesi, medeni kuruluş ve anayasası ile, henüz yaşamakta olduğunu bütün dünyaya bu kez daha büyük bir kuvvet ve sağlamlılıkla duyurması gereğine inanıyorum. Bunun için. de kaldırılan Anayasamızın bıraktığı boşluğu derhal doldurmak zorundayız.

İşte, anayasal durum ve hukukumuzun neden olduğu bu gereklilik ve zorunluluk dolayısıyla ve milli egemenliğin her şeyden önce sağlanması amacıyla Büyük Meclisimiz olağanüstü yetki ile toplanmıştır. Seçimlerin tam bir ivedilikle ve sıcak bir ilgi ile yapılması hukuki duruınumuzun bütün milletçe de aynı görüş içinde anlaşıldığını ve kavrandığını göstermektedir. Ayrıca, Büyük Meclisimizin kuruluş şekli ve esasları, milli iradeye içtenlikle ve büyük bir güçle dayandığını göstermektedir .

Meclisimizde oluşan ve beliren milli kudretimiz, Hilâfet makamı ve saltanatı yabancı baskısından kurtaracak ve Osmanlı devletini dağılma ve tutsaklıktan kurtarma önlemleri alacaktır. Tam bağımsızlığa sahip, hilâfet makamına vicdani bağlılığı ile övünen, islâm dünyası içinde yaşama anlayışını kendinde gören bir milletin tutsak olamayacağı inancıyla, davranışlarımızı adım adım izleyen bütün medeni dünya ve insanlık sizlere yardımcı olacaktır. (Sıcak alkışlar) İstanbul faciasını izleyen günlerden şu ana kadar Temsil Heyetimiz milletler arasındaki birlik ve dayanışmayı korudu. Osmanlı kanunlarının yürürlüğünü sağladı. Çalışmalarından alıkonulan devlet gücünün yokluğunu hissetirmemeye çalıştı. Bundan dolayı genel güvenliği korumuş ve savunmuş olmakla görevini gereği gibi yaptığından emindir. Bu dakikadan itibaren, yedi yüz yıl boyunca onurlu ve yüce bir yaşam sürdükten sonra yok olma uçurumunun kenarında ancak ayakta durabilen Osmanlı Milletinin geleceğinin sorumluluğu, sayın Meclisinizin çalışma gücünü artıran bir neden olacaktır.

Davamızın yasalara uygunluğu ve bütün millet ve ulusların, insanlık hak ve hukukundan paylarını almış olduğuna inandığımız yüreklerinin, bizimle birlik ve bize daima yardımcı ve destek olduğuna güvenimiz tamdır. Başarı ümitlerimizin kalplerimizde bir an bile karamsarlığa düşmemesini sağlayacak olan, sonsuz gücümüzdür, özellikle büyük tanrı her zaman bizimledir. (Amin, amin sesleri)

Vermek istediğim bilgiler ve ayrıntılar bu kadardır.

Kaynak:http://www.tbmm.gov.tr/tarihce/ataturk_konusma/1d1yy1.htm

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , | 19 Mart 1920 tarihinde Mustafa Kemal Paşa’nın Konuşması için yorumlar kapalı
Nis 20

SOYKIRIMCI BATININ GERÇEK YÜZÜ!

11088235_10205332463406150_6553551824548210107_n988519_10205332459286047_7155719735781441310_n

 

SOYKIRIMCI BATININ GERÇEK YÜZÜ!
www.kenansahbaz.com

Fransa’nın Çad’da İslam alimi katliamı:
1917’de Fransa, Çad’da ülkenin her yerinde İslam alimini konferansa davet etti. Fransız cellatlar, gelen 400 İslam alimini orada katletti.

ABD’nin Hiroşima soykırımı:
ABD Başkanı Truman’ın emri ile 6 Ağustos 1945’te atom bombasıyla Hiroşima’da ilk anda 70 bin kişi katledildi. Radyasyon hastalıkları sebebiyle Hiroşima’nın ilk beş yıl içerisindeki bilançosu 200 bin ölüye ulaştı.

ABD’nin Nagazaki soykırımı:
ABD Başkanı Truman, 9 Ağustos 1945’de Nagazaki’ye atom bombası attırdı. İlk anda 74 bin kişi öldü, binaların %36’sı tamamen yok oldu. Daha sonra ölü sayısı 143.124’e ulaştı.

Almanya’nın Namibya katliamı:
1904’te Nabibya’yı sömürgeleştiren Almanya bir yıl içinde en az 75 bin insanı katletti. Yerli pek çok kadın, Alman askerlerine seks kölesi olarak hizmet etmeye zorlandı.

ABD ve İngiltere’nin Dresden katliamı:
II. Dünya Savaşı sırasında İngiltere Başbakanı Churchill ve ABD’nin bombardımanları ile 13-15 Şubat 1945’te 3 günde Almanya’nın Dresden şehrinde yaklaşık 135 bin kişi öldürüldü.

Fransa’nın Cezayir soykırımı:
5 Ağustos 1945’te Fransız işgal kuvvetlerinin Cezayir halkına saldırdı. Bir günde 45 bin kişi şehit edildi. 1 Kasım 1954 – 19 Mart 1962 arası bağımsızlık mücadelesinde Fransa 1,5 milyon Cezayirliyi şehit etti. O sırada Cezayir nüfusu 8-10 milyon civarındaydı. Yani Fransa ülke nüfusunun % 15’ini öldürdü.

Haçlı ordularının Boşnak Müslümanlara soykırım uygulaması:
1995’te Sırplar, Srebrenitsa’da 8.372 Boşnak Müslümanı şehid ettiler. Sırplar, kimlikleri tespit edilmesin diye cesetleri parçalayarak 64 ayrı toplu mezara gömdüler.

Belçika’nın Kongo soykırımı:
Belçika, Kongo’yu sömürgeleştirdiği 1890-1905 arasında, 10 milyon insan öldürüldü. Köle olmak istemeyen çocukların elleri ve ayaklarını kestiler. Belçika askerleri kendi aralarındaki kesilmiş çocuk eli koleksiyonu yapıyordu. 20 milyon olan Kongo nüfusu 8 milyona kadar düşmüştü.
İşte Avrupa ve ABD’nin “özgürlük,” “demokrasi” “medeniyet” dediği kan kokan alçak medeniyeti…

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , | SOYKIRIMCI BATININ GERÇEK YÜZÜ! için yorumlar kapalı
Nis 20

Atatürk’ten Altın Sözler

ulu-onder-ataturkten-ozlu-sozler

 

 

 

 

 

 

Atatürk’ten Altın Sözler

» “Birtakım insanların kendi canlarına kıydıklarını biliyoruz.  Şimdi de bir milletin intiharına mı tanık olacağız?”

» “Kılıç kullanan kol yorulur, ama sapan kullanan kol gün geçtikçe daha çok güçlenir.”

» “Sabır ve fedakârlık savaşı kazanmada çok büyük bir etkendir.”

» “Savaş, yalnız iki ordunun değil, iki milletin bütün varlıklarıyla ve ellerindeki herşeyle, bütün elde tutulur ve tutulmaz güçleriyle karşı karşıya gelmesi ve birbiriyle vuruşması demektir.”

» “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.”

» “Efendiler siz hayatınızda mebus olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz, hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Fakat hiç bir zaman sanatkar olamazsınız.”

» “Benim için ordumuzun kıymetini ifadede ölçü şudur: Türk ordusunun bir kıtası muadilinin behemehal mağlup eder, iki mislini durdurur ve tesbit eder.”

» “Meseleleri hadiselere göre değil, aslında olduğu gibi ele almak lazımdır.”

» “Tatbik eden, icra eden, karar verenden daima daha kuvvetlidir.”

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , , , , , | Atatürk’ten Altın Sözler için yorumlar kapalı
Nis 19

ALLAH RESULU’NUN HAK DAVASI..

kabe

 

 

 

 

 

 

 

 

ALLAH RESULU’NUN HAK DAVASI..

Kutlu doğum haftasını idrak ettiğimiz bu günlerde Hz. Muhammed Mustafa (sav) yolunu yol edinebilmek niyetiyle,  Ya Allah (C.C) ya Bismillah!

Davasına ölümü göze alacak kadar bağlı bir Peygamberdir Hz Muhammed(sav). 

İlay-ı Kelimetullah aşkına ”hubbül vatan minel iman” diyerek vatan aşkını iman aşkıyla denk görerek yol alan, kutlu bir nebiden bahsediyoruz: Allah (C.C) Habibim (Sevgilim) dediği Hz. Muhammet’ten (sav).

Hal dili ile hâllenebilme düsturunu kaynak olarak görebileceğimiz tek rehberdir Hz. Muhammed(sav).

Bir insanı kazanabilmeyi insanlığı kazanabilmekte gören, güzel ahlakın timsali, cesaretin, birliğin, beraberliğin asaleti, insanın ne için hayatta var olduğunu ortaya koyan kuru et yiyen kadının oğlu  Hz. Muhammed(sav).

O asla gurura, kibire gönlünde yer vermemiştir.. O, örnek ve müstesna bir şahsiyettir.

O, küfrün en azgın ve yaygın bir şekilde sistemleştiği ve devletleştiği bir dönemde, bütün nefsani imkânların ayağına serildiği en kritik ortamlarda bile Hakk’ı savunmuş ve inandığı yoldan, korkmadan ve tereddüt etmeden yürümekten vazgeçmemiştir. İslâm’ın ilk yıllarında küfrün ve karanlığın kaba temsilcileri O’na amcası vasıtasıyla şu teklifte bulunmuşlardı:

“Söyle O’na, Mekke’nin en güzel kadınlarını verelim. Mal, mülk, hatta iktidar verelim. Yalnız o ağzında gevelediği(!) sözcüğü (La İlâhe İllallah) söylemekten vazgeçsin. Aksi takdirde O’nun için kötü şeyler olacak.”

Bu teklifi duyan “Resulullah” şöyle cevap verdi:

“Söyle onlara. Bir elime ayı, bir elime güneşi verseler ben yine dâvâmdan dönmem.”

İşte inancının zirveye çıktığı eşsiz bir ruh hali ve eşsiz bir şahsiyet… Bu karakteri zirveye çıkaran imânın mayalandırıldığı ilâhi aşk ve sevgi gücüdü. 

Bu şahsiyet zâten ilâhi muhabbet (aşk) ile gerçek hamt ve şükrün ve dolayısıyla gerçek kulluğun ruhunu özünde taşıdığı için Muhammed (sav) adını almıştır. Bu kemâle ermiş  karakterdir ki; bütün zorlukların ve kahpeliklerin üstene sarsılmaz bir inanç ve iradeyle yürüyerek “bâtılı kovup, hakkı hâkim kılan” sağlam bir imân, aşk ve aksiyon kadrosu oluşturabilmişti. Bizler de bir Ülkücü olarak imân, aşk ve aksiyonun tam şuurunda olarak, zirve şahsiyet Hz. Muhammed’in (sav) ve onun yolunda yürüyen “sahabenin ahlakını” kendimize örnek almalıyız. 

Kaynak: http://www.ortadogugazetesi.net/makale.php?id=19052 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , | ALLAH RESULU’NUN HAK DAVASI.. için yorumlar kapalı
Nis 19

AKP, bir “dış tehdit”tir!!!

images

images (1)

images (3)

AKP, bir “dış tehdit”tir!!!     Arslan BULUT Yazdı.

Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının, ekonomide, siyasette, güvenlikte, yargıda, ana hatları tamamen ABD’de çizilmiş projeleri uyguladığı, hatta partinin programının bile ABD’den gönderildiği belgelerle ispatlanmış durumdadır.
Tayyip Erdoğan’ın savcılığını üstlendiği, Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk gibi davaların da Türk Silâhlı Kuvvetleri’ni çökertmek amacı ile uygulandığını, “milli orduya kumpas” kurulduğunu açıklamak suretiyle Yalçın Akdoğan itiraf etmiştir.
Gerçi Tayyip Erdoğan da Harp Akademileri’nde subaylara hitaben, “Önüme sahte belgeler konuldu, aldatıldım” diyerek kumpastan dolayı cemaatin yetiştirdiği polisleri, savcıları suçlamaya başladı ama bu durum kendisini ve siyasi hareketini sorumluluktan kurtarmaz!
***
Milli orduya bir kumpas kurulmuştur. Bunu kurgulayan kim olursa olsun, uygulayan, siyasi iktidardır! Üstelik siyasi iktidar, milli orduya ve milli aydınlara kurulan kumpası, büyük güçlerin siyasi emelleriyle birleştirerek Türkiye’nin Anayasal rejimini değiştirmek için kullanmıştır.
Bu durumda, AKP diye Türk halkının karşısına çıkmış olan ve rejimi değiştirebilmek için yabancı devletlerle işbirliği yaparak bütün devlet aygıtını ele geçiren örgüt, kelimelerin tam anlamıyla milli güvenlik açısından bir dış tehdittir. Deliller apaçık ortadadır. Açılım politikasının da bir ABD girişimi olduğu ispatlanmıştır!
Mesele şu ki, bu gerçeğin üzerine gidecek  “güçlü” bir siyasi irade şu anda yoktur.

Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/akp-neden-bir-dis-tehdittir-33967yy.htm

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , | AKP, bir “dış tehdit”tir!!! için yorumlar kapalı
Nis 18

GÖKTÜRK DUASI…

turkluk-duasi

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

GÖKTÜRK DUASI…

Mavi Göğün efendisi Tengri adına. Yarattığı Mavi Gök, Yağız Yer ve Su adına. Yağız yerin tek hakimi Türük adına. Tengri gibi Tengriden olma Atalar gibi. Tek kırmızı çizgimiz Törü adına. Türk’e iz süren, yol açan Kök Böri adına. Öncesi kadim, sonrası sonsuz, Öncesi erdem, sonrası yağız, Öncesi İl, sonrası Vatan, Öncesi dirlik, sonrası birlik, Öncesi kün, sonrası aydınlıg, Öncesi de sonrası da Türük Ulusum! Tengri Türük’ü Korusun

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , , , | GÖKTÜRK DUASI… için yorumlar kapalı
Nis 17

Türkiye Bu Tuzağa Nasıl Düştü?

suleyman_sah_bomba

 

 

 

 

 

 

 

 

Türkiye Bu Tuzağa Nasıl Düştü?

Türkiye’nin 20 Ekim 1921’de Fransızlarla yapılan Ankara Antlaşması’nın 9 ncu maddesine göre “Süleyman Şah’ın Caber Kalesi’nde bulunan ve Türk Mezarı namıyla bilinen kabri müştemilatıyla birlikte Türkiye’nin malı olacak ve Türkiye orada muhafızlar bulunduracak, Türk bayrağı çekebilecektir.”

 Suriye’nin bir süre önce bu bölgede inşa etmeye karar verdiği baraj sebebiyle Türbe ve müştemilatı iki defa buraya yakın yerlere nakledilmişti. IŞİD’in Süleyman Şah Türbesi’nin de olduğu bölgede hâkimiyet kurmasıyla birlikte buraya yönelik bir saldırı yapması muhtemel hale gelmişti. Türbenin korunmasıyla görevli 40 kadar askerimizin bulunduğu karakolun IŞİD güçleri tarafından kuşatılması sonucu birliğimizin değiştirilmesi iki aydan beri mümkün olamıyordu. Hâkimiyet kurduğu alanlardaki bütün türbe ve anıtları yıkan IŞİD bu Türbe’nin varlığını da kabullenmek niyetinde değildi. 

Geçen Ağustos ayında Taraf gazetesinde Musul’daki rehinelerimizin bırakılması maksadıyla IŞİD’le yürütülen temas ve görüşmeler sırasında, rehinelerimize karşılık Türkiye’nin elinde bulunan bazı IŞİD militanlarının verilmesinin yanı sıra, Süleyman Şah Türbesi’nin de uygun bir zamanda boşaltılacağı sözü verildiği yolunda manşet bir haber yayınlanmıştı. 23 Şubat tarihli aynı gazetenin tahliye haberi “keşke haklı çıkmasaydık” başlığı ile verilirken, başka bir iddia daha öne sürülüyor ve “operasyonun altında ABD’nin bir süredir üzerinde çalıştığı petrol koridoru projesi çıktı. Washington 11 aydır IŞİD’in kontrolü altında bulunan türbe için çözüm bulunmasını istedi; Türkiye’ye tahliyeyi önerdi” deniliyor. 

Kaynak: Nuri GÜRGÜR turkocagi@turkocagi.org.tr    http://www.tarihgazetesi.net/index.php/yazilar/guncel-yazilar/1672-tuerkiye-bu-tuzaga-nas-l-duestue

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , | Türkiye Bu Tuzağa Nasıl Düştü? için yorumlar kapalı
Nis 16

SİZ HANGİ GÜCE SAHİPSİNİZ?

indir (1)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

SİZ HANGİ GÜCE SAHİPSİNİZ?

Zilu, Kong Zi’ya sordu: “Öğretmenim! Lütfen bana ‘güçlü’ kelimesinin ne ifade ettiğini söyler misiniz?” Kong Zi (Konfüçyüs) “Sen ‘güçlü’ kelimesinin Kuzey Çin’de, Güney Çin’de kullanılan anlamını mı, yoksa çalışmanda kullanılan anlamını mı sordun?” dedi. Zilu şaşırdı: “Herhangi bir farkı var mı?” Kong Zi: “Tabii ki farklıdır. Diğerlerine ders verirken hem hoşgörülü hem nazik olmalısın ve şiddet kullananlardan intikam almamalısın. Güney Çinlilerin fikrine göre bunun gibiler güçlüdürler. Beyefendiler ekseriya bu karaktere sahiptirler. Bıçağını ve zırhını hep yastık gibi kullanan, ölümden korkmayan kişiyi Kuzey Çinliler güçlü diye düşünürler. Bu gruba ait insanlar serttir.” Diye cevapladı. Zilu tekrar sordu: “Öğretmenim! Benim hangi güçlü türünü öğrenmem gerekir?” Kong Zi: “Bir beyefendi yumuşak başlı olabilir ama akıntılarda sürüklenmez. Bu gerçek güçtür. Hükümeti cömertken yoksul zamanlardaki iyi karakterlerine aynen korumalıdır. Hükümeti zalim ve erdemsizken ölümle karşılaşsa bile inancını değiştirmemelidir. Gerçek güç budur!” dedi. Kıssadan hisse: Kişi akımlara göre değil, kendi görüş ve prensiplerine göre harekette ısrarlıysa güçlüdür. Ancak bu sayede hayattaki bütün zorlukları yenebilir ve cesaretli şekilde ilerler.

 

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , | SİZ HANGİ GÜCE SAHİPSİNİZ? için yorumlar kapalı