May 28

TÜRKLER HAKKINDA ALTIN SÖZLER (3)

indir (1)

 

 

 

 

 

 

 

 

TÜRKLER HAKKINDA ALTIN SÖZLER (3)

* “Türk hakanının gece uyumaması ve gündüz dinlenmemesi yanlız fakir tebasını besleyip giydirmek için değildir; O, Türkün şöhreti ve milletinin şanı ve şerefi için gece gündüz çalışmış ve çarpışmıştır. Mısır firavunu, İran şahı ve yahut Asur hükümdarı kendi sahısları uğruna yahut ilahlarının kudretini göstermek amacıyla milletlerini yok ettiği halde, Türk hakanı milletinin hüsn-i şöhretinden başka birşey düşünmemiştir.” LEON CAHON

* “Türkler yaltaklanma, yaldızlı sözler, münafıklık, kovuculuk, yapmacık, yerme, riya, dostlarına karşı kibir, arkadaşalarına karşı fenalık, bidat nedir bilmezler. Çeşitli fikirler onları bozmamıştır. Türkler pek namuslu insanlardır.” ARAP ALİMİ CAHİZ

 * “Allah – Allah! nidalarıyla ve yiğit yüreklerindeki imanın kudreti ile Rus süngüleri üzerine öyle atılışları vardı ki, İngiltere tarihinde gördüğümüz kahramanlardan hiçbiri bu Türk askerlerinden fazla şecaat göstermiş olamazdı. Silah arkadaşım olmuşş bu insanların sahip bulundukları yüksek nâmus ve şeref duygularını, engin şecaat ve sadakatlerini, üstün vatanseverliklerini gönlümde gururla muhafaza etmekteyim.” Plevne de Gazi Osman Paşa emrinde hizmet görmüş ve sonradan general rütbesine kadar yükselmiş Avusturalyalı bir Dr. General)CHARLES ROYAN

* ” Avrupa da hiçbir asker yoktur ki, (Bu sözlerimin altını çiziyorum), savunmakta Türklerle kıyaslanabilsin. Örnek olarak Çanakkale yi göstermek isterim. Orada, bizim gemi ateşlerimizle büyük kayıplara uğramış olan kıtalar Türk olmasalardı yerlerinde kalamaz ve derhal değiştilirlerdi. Oysa Türkler tüm savaş boyunca siperlerinden ayrılmadılar.  (Birinci Dünya Savaşında Irak Cephesi komutanı iken Türk ordusuna yenilerek esir düşmüş İngiliz Generali) General TAVSHEND

* “Çok cesur savaşan ve iyi sevk ve idare edilen Türk Ordusu karşısında bulunuyoruz…” General HAMİLTON (Çanakkale ye taarruz eden müttefik orduların Başkomutanı)

* “… Bizler o yarımada dan kahraman Türk Milletine duyduğumuz takdirle ayrılmışızdır… Sonuç olarak belirtmek isterim ki, sizler kahraman olduğu kadar insan ve uygar bir milletin evlatlarısınız… Lord CASEY (1967-71 arasında Avrustralya Genel Valisi ve Çanakkale de savaşmış bir Anzak)

* Çelikten, mânevi güçten, vatan aşkından bir insan yapısı ne demektir? Bu sorunun cevabı işte şu gösterişten uzak, mütevekkil ve sâkin Anadolu  çocuğunun kendisi idi!… 

* Tarih kitaplarında Türkler hakkında yazılı olanlar, hatta onlarla savaşanların anlattıkları gerçekleri ifadeden acizdir. Mutluluk Türklerle aynı safta savaşmaktır. Bu şerefi ömrümün sonuna kadar taşıyacağım.

* Taş üzerinde yatıyor, Güneşe, fırtınalara, soğuğa, yağmura karşı korunmasız siperlerde çamur ve toz içinde günler geçiriyor, fakat dünyanın bütün vasıta ve imkânlarına sahip düşmanlarıyla arslanlar gibi döğüşüyorlardı. Bu ne sessiz, gösterişsiz bir yurt sevgisi idi!…

* “Allah adını yürekten tekrarlaya rak saldırganın üzerine atılıyorlardı. Düşmanları da onlara hayrandı. Yıllar süren silah arkadaşlığımız döneminde, kendisini öldürmeye, yurdunu elinden almaya gelenlere karşı hiçbir gaddarlıklarını görmedim. Yaralı düşmanlarını sırtlarında siperlerine getiriyor, sargı bezi olmadığı zaman, yedeği bulunmayan gömleklerini yırtarak onları sarıyorlardı…” Alman tarihçi HAMMER

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | TÜRKLER HAKKINDA ALTIN SÖZLER (3) için yorumlar kapalı
May 27

Erdoğan gibisi bir daha gelmez!(1)

 

clip_image0201

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Erdoğan gibisi bir daha gelmez!(1)

Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı, devletin koruyamadığı, teröristlerin öldürdüğü savcının şehit olduğu olayda, teröristlerin teslim olmaları için devreye giren, yalvaran, ağlayan İstanbul Barosu Başkanı’na veriyor veriştiriyor:
    “Ey Baro Başkanı” diyor, “Sen de telefonla görüştün teröristlerle! Hangi neticeyi aldın? Hiçbir netice alamadın. Hani senin sözün dinleniyordu ya, alsaydın bir netice. Bu terörist, terörist, bunu bileceksin, bunu göreceksin!”
    Gerçekten sabır!
    Siz devlet olarak ne netice aldınız ki, İstanbul Barosu Başkanı’nı “Ne netice aldın?” diye ayıplayabiliyorsunuz? Adam dedi mi ki, “Onlar benim sözümü dinlerler!” diye. Yo, öyle bir iddiası yok. Ama olması gerekmez… Baro Başkanı dedi mi ki, “Bunlar terörist değil!” diye… Yo, demesi gerekmez…  
Bir yandan “Devlet benim” havalarında olacaksın…
 Diğer yandan, Devletin Adliye Sarayı’nda Devletin Savcısını koruyamayacak, üstelik olaya karışan herkesin öldüğü ve iddialara göre yüzlerce kurşunun kullanıldığı bir “kurtarma operasyonunun” Adli Tıp Raporu için “Yayın yasağı” getireceksin, sonra da tutacak, “yapmayın, etmeyin” diyen Baro Başkanı’nı neredeyse olayın en büyük sorumlularından biri ilân edeceksin… 
Dünyanın neresinde böyle bir devlet ve böyle bir Cumhurbaşkanı var, yahut var da biz mi bilmiyoruz, gerçekten çok merak ediyoruz

Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/erdogan-gibisi-bir-daha-gelmez-34133yy.htm

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , , , | Erdoğan gibisi bir daha gelmez!(1) için yorumlar kapalı
May 26

KURUMUNDAN BELLİ

yeniceriler1

 

 

 

 

 

 

 

 

KURUMUNDAN BELLİ

 Hüseyin Fahrettin Dede, Bahariye Mevlevîhanesi’ndeki odasında sohbet ederken Yenikapı Mevlevîhanesi Şeyhi Mehmed Celaleddin Dede gelmiş. Herkes ayağa kalktığı halde sarayın koyun yetiştirici ağası (Ocak Ağası) büyük keyifle kurulduğu köşeden kımıldamamış. Durumu fark eden Celaleddin Dede kibarca sormuş:

‘-Bu kişi kimdir?’ Birisi cevap vermiş:

‘-Ocak Ağası’dır efendim!’

Celaleddin Dede sözünü şöyle tamamlamış:

‘-Kurumundan belli!’

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , | KURUMUNDAN BELLİ için yorumlar kapalı
May 25

Türk Millî Eğitim sistemi bütünüyle çökmüştür…

4+4+4-nedir

 

 

 

 

 

 

 

Türk Millî Eğitim sistemi bütünüyle çökmüştür…                                                                                                                                                                                   www.kenansahbaz.com

Türk Millî Eğitim sistemimin artık maalesef bütünüyle çökmüş bulunduğu bir kere daha resmî belgelerle tescillenmiş bulunmaktadır. ÖSYM verilerine göre, 15 Mart 2015’te yapılan Yükseköğretime Geçiş Sınavına giren 1 milyon 987 bin öğrenciden 575 bini 180 barajını aşamadı. 2010 yılında 180 puan barajını aşanların oranı % 82’den     % 64’e geriledi. Bütün derslerde son yılların en düşük net ortalaması gerçekleşti. 2010’da 11,4 olan temel matematik ortalaması bu yıl 5,2’ye, fen bilimleri 4,6’dan 3,9’a Türkçe 21,9’dan 15,8’e inerken, sosyal bilimler 10,7’de kaldı.
Bu sonuçlara göre 1 milyon 987 bin 488 adayın 145 bini, 140 puan alamadığı için ön lisans ve açık öğretim fakültelerine girme hakkını kaybetti. 575 bin 768 aday da 180 taban barajını aşamadığı için Lisans Yerleştirme Sınavına (LYS) girme hakkını elde edemedi. Geçen yıl 477 bin kişi 180 puan barajını aşamamıştı, bu yıl rakam 575 bine çıktı. Yani 180 barajına takılan öğrenci sayısı 2014 yılına göre 100 bin kişi daha arttı. Bu sonuçlar gösteriyor ki, orta öğretim sisteminde “eğitimdeki nitelik kaybı” hızla artmakta, “eğitim çöküşe doğru” hızla sürüklenmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin gerçek anlamıyla bir “Millî Eğitim Politikası” kalmamıştır. Türk Millî Eğitimi, uzun yıllardan beri her gelen siyasî kadrounun ve değişen her bakanın oyuncağına dönüştürülmüştür. Her iktidarın kendi ideolojisine, parti ve dünya görüşüne yön vermek istediği, özellikle de AKP Hükümetleri döneminde  ve bilhassa bu son dönemde Milli Eğitim mensuplarını sürgünden sürgüne gönderdiği, ezdiği, kıydığı, zulmettiği, haklarını gasp ettiği ilk ve en büyük kurum Millî Eğitim Bakanlığı olmuştur.

Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/egitim-egitimden-habersiz-kiselerin-eliyle-cokertildi-33985yy.htm

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , , | Türk Millî Eğitim sistemi bütünüyle çökmüştür… için yorumlar kapalı
May 24

Türklerin Ortak Tarih Kitabı (2)

türk_473643

 

 

 

 

 

 

 

 

Türklerin Ortak Tarih Kitabı (2)

Türk dil yaklaşımı
Altay dilleri ailesine mensup Türk dilleri veya Türk lehçeleri, Doğu Avrupa’dan Sibirya ve Çin’in batısına dek uzanan bir alanda ana dil olarak 180 milyon kişi tarafından, ikinci dil olarak konuşanlar da sayılırsa yaklaşık 250 milyon kişi tarafından konuşulan, 30 ayrı yazı diline bölünen bir dil kümesi olarak tanımlanmaktadır. En çok konuşulan Türk dilinin Türkiye Türkçesi olduğu bilinir. Kitapta Türk dili konuşan halklar coğrafyası temel olarak şu şekilde ayrılıyor: 1) Orta Asya, 2) Sibirya, 3) Altaylar, 4) Doğu Türkistan, 5) İdil-Yayık, 6) Kuzey Kafkasya, 7) Kara Deniz’in kuzeyi, 8) Anadolu, 9) Balkanlar… 
Türk dünyası bilinci
 Türk Dünyası’nın tarihi aynı zamanda insanlık tarihinin ayrılmaz bir parçasıdır. Günümüzde bu ailenin parçaları Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkiye, Türkmenistan, Özbekistan ve KKTC gibi 7 bağımsız Cumhuriyet ve Doğu Türkistan, Başkurdistan, Çuvaşistan, Tataristan, Karaçay-Çerkez, Kabardin-Balkar, Altay, Hakasya, Tuva, Saha, Dağıstan, Gagauz-Yeri, Karakalpakistan gibi özerk cumhuriyet veya özerk bölgelerde yaşamaktadırlar. Bunun yanı sıra Çin, Afganistan, İran, Irak, Suriye ve Balkanlar’da Türk halkları bulunmaktadır.
Türk Devlet ve toplulukları sadece ortak tarih değil, diğer alanlarda da müşterek değerlere sahiptirler. Eğer onların kültürel hayatı, yaşam tarzı, edebiyatı, folkloru, etnografyası, örf-adetleri, milli bayramları, efsane ve masalları, fıkraları, kıyafetleri, süslemeleri vb. özellikleri göz önüne alınırsa bu ortaklık açık bir şekilde görülecektir. Buradan hareketle hazırlanan ortak tarih kitabında Türk halklarının ortak destanları, manevi değerleri, maddi kültürü ve milli oyunlarına da önemli ölçüde yer veriliyor.
Nasıl ve ne zaman okutulacak?
Türk Keneşi üyesi ülkeler başta olmak üzere süreç içerisinde tüm Türk Dünyasında okutulacak ders için ilke hedef,  8. sınıflar… Bu kapsamda “Ortak Türk Tarihi Eğitim Programı” nın haftada en az 1  saat ve bir eğitim yılında  34  saat olması düşünülüyor. Kitap, okutulacak her ülkenin kendi resmi dilinde basılacak. Ancak önümüzdeki seneye yetişebilmesi için bu yıl Astana’da yapılacak Türk Konseyi Zirvesi’nde nihai kararın alınması gerekiyor.

Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/iste-turklerin-ilk-ortak-tarih-kitabi-33839yy.htm

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , | Türklerin Ortak Tarih Kitabı (2) için yorumlar kapalı
May 23

ÜLKÜCÜNÜN ÇİLESİ

indir (2)

 

 

 

 

 

ÜLKÜCÜNÜN ÇİLESİ                                                                                                                                                                                                              www.kenansahbaz.com

Gün olur, ülküsüz insanlara gıpta ile bakasınız gelir. Rahat yaşarlar. Tıpkı Şairin söylediği gibi: “Akl-ı şuur” ları vardır, güzel severler. “Bade” içerler ve nihayet göçüp giderler.

Ülkücülerin hayatı bambaşkadır. Sözlüklerinde rahatlık kelimesinin yeri yoktur. Daimi bir mücadele içinde ömür tüketirler. Hemen herkesle, her şeyle zaman zaman çatıştıkları görülür. Arkadaşları ile, aileleri ile, hatta sevdikleri ile.. Belli bir ülkünün esaslarından ziyade politikanın değişen icaplarına uymayı tercih eden kudret sahipleri ile de sık sık ihtilafa düşerler. Çok defa, başları belaya girer; gene de sinmezler. Bu halleri ” kalabalık” a göre uslanmamaktır; kendilerine göre de, yılmamak. Ülkücü dünya nimetlerinden yana nasipsizdir. Gözü yoktur ki, nasibi olsun. Bir lokma, bir hırka ona yeter. Paraya karşı o kadar müstağnidir ki, halkın hayretine sebep olur. Herkesin istediğini istemez, ne istediğini de herkes anlayamaz. Kendi zevkleri dışında zevk tanımayanların gözünde “zevksiz” bir adamdır! Küçümserler onu, hayatı anlamamakla, üç günlük dünyanın hakkını vermemekle itham ederler. Böyle davranışlara hiç önem vermez. Elverir ki, inandığına dokunulmasın! 

Kalabalığın nazarında o, zavallı bir hayalperesttir. Olmayacak fikirlerin rüyasına dalmış öylece uyumakta, başkalarını da uyumaya teşvik etmekte… Bir gün fikirlerinin gerçekleştiği görülse bile, Ona hiç kimse “aferin” demez. Üstelik, “böyle olacağı zaten belli idi” buyurulur. Ülkücünün, ülküsü ile münasebeti, hakiki bir aşkta sevenle sevgilinin münasebetine benzer. Hep verir, hiç almaz. Sevgili nazlıdır, sitemi eksik etmez, incinmeğe de hiç gelemez.

Diğer sahalarda umumiyetle dikkatsiz hareket eden Ülkücü, sevgili bahis konusu oldu mu baştan başa haysiyet kesilir. Şahsına fenalık yapanlara pek aldırmaz ama, ülküsüne yan gözle bakanlara tahammülü yoktur. Sadakati için karşılık beklemez, mükafat istemez, bir garip kişidir… Ülküsüne hizmet edenlere son derece hürmetkardır. Gerçek aşıklar gibidir; kıskanmaz. Sevgilisinin sevildikçe güzelleşeceğini bilir. Sevmenin gururu yegane süsüdür.

Ülkücünün en çok dinlediği “nasihat” tır. “Yapma ” derler, ” hayatını heba etme” derler, “gününü gün et ” derler. O kadar çok şey söylerler ki, hiç bitmez. O hepsini dinler, ama hiçbirini tutmaz, gene bildiği gibi yaşar. Ülkücülerin en amansız düşmanları “eyyamperest” lerdir. Menfaatlerine tapan bu adamlar, daha çok kazanmalarına, daha rahat yaşamalarına mani olacak sanırlar da, ülkücüleri ezmeğe çalışırlar! Ne garip tecellidir ki, ülkücünün gayretlerinden en çok faydalananlar da “eyyamperest” lerdir.

Gün gelir, ecel hükmünü icra eder, ülkücü dünyasını değiştirir. “Kalabalık” o’na acır, daha iyi yaşamış olmasını temenni eder. Halbuki o, inançları uğrunda yaşamanın hazzını tadamadıkları için ömrü boyunca “kalabalık” a acımıştır.’’

 Kaynak: Galip ERDEM                                                                                                                                                                                  https://www.facebook.com/notes/gazi-%C3%BCniversitesi-%C3%BClk%C3%BCc%C3%BCleri/%C3%BClk%C3%BCc%C3%BCn%C3%BCn-%C3%A7ilesi-galip-erdem/519119738103876

 

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , | ÜLKÜCÜNÜN ÇİLESİ için yorumlar kapalı
May 22

İNSAN ARANIYOR! (4)

bu_insanlik_drami_icinizi_yakacak_h170718

 

 

 

 

 

 

 

 

İNSAN ARANIYOR! (4)

Dedim ya;

İnsan aranıyor!

Yaratılış gayesine uygun

Şerefli yaratılmanın şerefine layık

Ve bu âlemde;

Benlikten, bencillikten uzak

Nefis savaşını kazanmış

İdeal insan olarak

Bir kuyumcu terazisi kadar hassas

Gönül musikisine vurgun

İki dinleyip bir söyleyen

Ve mazlumun dostu

Zalimin korkulu rüyası

Olumsuzlukların panzehiri

Bütün kötülüklerden arınmış

Kâinatı Hakk’ın emaneti bilen

Gümüş söze rağbet etmeyip

Altın sükûtu tercih eden

Ciddi, kişilikli, sözünün eri

İnsan aranıyor!

Çağın en ileri teknolojileri ile

Dünya’da

Ve Ay’da

Ve Merkür’de

Ve Venüs’te

Ve diğer bütün gezegenlerde

Ve hatta bilinen bütün âlemlerde

Yedi kat derinliklerden

Yedi kat yüksekliklere kadarmerkür,venüs,dünya,mars,yedi kat,

İNSAN ARANIYOR!

 Son

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , | İNSAN ARANIYOR! (4) için yorumlar kapalı
May 21

“AKP’lilerin İtikadi Sapkınlıkları” (5)

GUNAHKARLAR-TOPLULUGU-1 1912264_639531556112466_773348553_n 1982320_n           10959648_10206162090559375_7957410597641035177_n
 
“AKP’lilerin İtikadi Sapkınlıkları” (5)
 
4- AKP Düzce Milletvekili Fevai Aslan: “Başbakan Allah’ın tüm vasıflarını üzerinde toplamış bir lider…”
Sürç-ü lisan denildi.
Başbakan tek kelime söylemedi. Oysa kendi partisinin bir milletvekili kendisini (hâşâ) Allah yerine koymuş ve şirk koşmuştu.
Oysa gerçek bir dindar o milletvekilini yerin dibine geçirirdi.
Başbakan’ın asla dilinin uzanmaması gereken ama çoğu zaman örnekler getirdiği Sultan Fatih olsa Fevai Aslan’ın boynunu vurdururdu.
Mustafa Kemal ise kendisini Fatih’e benzeten birini huzurundan kovdu.
Ama Başbakan kendisini Allah’la bir tutan milletvekiline ses çıkarmadı.
5- AKP Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin: “Başbakanımıza dokunmak bile ibadettir.”
İbadet ancak ve ancak Allaha yapılır, Allah rızası için yapılır.
Ve Allah’ın emrettiği/Peygamberinin açıkladığı hal ve şekillerle yapılır.
Bu ifade açık bir sapkınlıktır.
Bu sapkınlığa AKP’den ve Başbakandan hiçbir ses gelmedi.
6- Gölcük AKP Kadın Kolları Başkanı: “AK Partili olmak, Başbakanımıza nikâhla bağlı olmaktır…” (2013)
Başörtülü bir kadın bu!
Keşke başörtüyle her şey bitiyor, kulluk ve İslam tamamlanıyor olsaydı.
Bu cahil kadın İslam’da nikâh ve talak hususlarında şakanın ve teşbihin dahi “ciddi” sayıldığını, nikâh ve talakta mazeret kabul edilmediğini bilmiyor mu?
Eğer biliyorsa çok daha büyük kepazeliktir bu!
Medyaya ve kamuoyuna yansıyan bu rezalete Başbakan ve AKP’den tek bir ses gelmedi.
Yukarıda arz ettiğim serencam, İslam akidesine tamamen aykırı bir sapkınlık tablosudur.
Ve bu cinnet sahnelerine sükut eden ve yol veren de RTE’dir .
 
(SON)
 
Kaynak:http://www.aktifhaber.com/akplilerden-islama-hakaret-edilen-sozler-955117h.htm
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | “AKP’lilerin İtikadi Sapkınlıkları” (5) için yorumlar kapalı
May 20

Atatürk’ten Altın Sözler

hitabe-orta
Atatürk’ten Altın Sözler
* “Gençler, Cesaretimizi güçlendiren ve sürdüren sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve kültür ile, insanlık değerinin, vatan sevgisinin en değerli örneği olacaksınız. Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz… benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”
* “Milletin bağrından temiz bir nesil yetişiyor. Bu eseri (Türkiye Cumhuriyetini) ona bırakacağım ve gözüm arkamda kalmayacaktır.
* “Her şeye rağmen muhakkak bir ışığa doğru yürümekteyiz. Bende bu imanı yaşatan kuvvet, yalnız aziz memleket ve milletimin hakkındaki sonsuz sevgim değil, bugünün karanlıları, ahlâksızlıkları, şarlatanlıkları içinde sırf vatan ve hakikat aşkıyla ışık serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik görmemdir.”* “Türkiye Cumhuriyetinin, özellikle bugünkü gençliğine ve yetişmekte olan çocuklarına hitap ediyorum: Batı senden, Türk’ten çok geriydi. Manada, fikirde, tarihte bu böyleydi. Eğer bugün batı teknikte bir üstünlük gösteriyorsa, ey Türk Çocuğu, o kabahat da senin değil, senden öncekilerin affedilmez ihmalinin bir sonucudur. Şunu da söyleyeyim ki, çok zekisin! .. Bu belli. Fakat zekânı unut! .. Daima çalışkan ol…”

* “Rica ile, merhamet dilenmekle bir millet ve devletin şeref ve istiklâli kurtarılmaz. Türk milleti, gelecek nesiller için bunu unutmamalıdır.”* “Ben Samsun’u ve Samsun Halkını gördüğüm zaman, memlekete ve millete ait bütün düşünce ve kararlarımın yerine getirilebileceğine dair bir defa daha kuvvetle inanmıştım. Samsun’luların hal ve durumlarında gördüğüm gözlerinden okuduğum vatanseverlik ve fedakarlık ; ümit ve tasavvurlarımı olumlu bir inanca götürmeye yetmişti…”

* “19 Mayıs ulusal egemenliğin başlangıç günüdür.”

* “Bütün ümidim gençliktedir. Her kafanın anlamaktan aciz olduğu yüksek bir varlıktır gençlik.”

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , | Atatürk’ten Altın Sözler için yorumlar kapalı
May 19

19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik Ve Spor Bayramı

 

19mayisbayrami

 

 

 

 

 

 

 

 

 

19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik Ve Spor Bayramı

Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihindeki önemli olaylardan biri Atatürk’ün Samsun’a ayak basışıdır. TürkMilleti Birinci Dünya Savaşı sonrasında kötüleşen koşullar içinde kurtuluş çareleri ararken büyük bir lider Mustafa Kemal Atatürk ortaya çıktı ve Samsun’a ayak basarak “Kurtuluş” yolunu açtı. Dolayısıyla Atatürk’ün 16-19 Mayıs 1919 İstanbul’dan başlayan yolculuğu bir kurtuluş dönemini simgeler. Samsun’a ayak basışının taşıdığı önem Atatürk’ün Büyük Nutku’nu 19 Mayıs 1919 Samsun’a çıkışı ile başlatmasından anlaşılmaktadır ki şimdi bu yolculuğu kısaca anlatmaya çalışalım.

Samsun işgal kuvvetleri için önemli noktalardan biriydi. Stratejik bakımdan büyük öneme sahipti ve Karadeniz’den Orta Anadolu’ya açılan en rahat ve güvenilir bir kapıydı. İngilizler 9 Mart 1919 tarihinde Samsun’a askerî birlik çıkarmışlardı. Buna tepki olarak Türk Makinalı Tüfek birliğinden Hamdi adındaki bir teğmenin askerlerini alarak dağa çıkması (2)dikkatleri bu bölgeye çekti ve İngiliz Yüksek Komiserliği’nin de Türk halkının silâhlandığı konusundaki şikayetleri üzerine bu bölgeye güvenilir bir kumandanın olağanüstü yetkilerle gönderilmesine karar verildi. Bu kumandan Mustafa Kemal Atatürk’tü ve Atatürk uzun zamandan beri ülkenin içinde bulunduğu bu umutsuz duruma üzülüyor ve birşeyler yapmak içinAnadolu’ya geçmek istiyordu. Bu O’nun için bulunmaz fırsattır. İstanbul-Samsun yolculuğu öncesinde Atatürk’le Padişah Vahdettin arasında geçen konuşmayı Atatürk şöyle anlatır:(3)

“-Paşa, Paşa!… Şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin!Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir (bu bir tarih kitabıdır)! Bunları unutun, dedi, asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden daha önemli olabilir…Paşa, Paşa…Devleti kurtarabilirsin!…

Bu sözlerden hayrete düştüm. Acaba Vahdettin benimle içtenlikle mi konuşuyor?…O Vahdettin ki… bütün yaptıklarından pişman mı olmuştur?Aldatıldığını mı anlamıştı?Fakat, böyle bir yorum ile başka konulara girişmeyi ürkütücü saydım, kendine karşılık verdim:

-Kişiliğe güveninize ve bana bunca yüz verişinize teşekkür ederim…Elimden gelen hizmeti esirgemeyeceğime lütfen güveniniz…”

Atatürk bu konuşmada plânlarının sezilmiş olabileceği duygusuna kapılmıştı ama, O’nu bekleyen ve O’na güvenen bir“Türk Milleti” vardı.

Atatürk ile beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü başlayacak yolculuğa gemi kaptanı İsmail Hakkı Durusu dışında 18 kişi eşlik edecekti. Bu 18 kişinin adları şöyleydi:(4) III. Kolordu Komutanı Kurmay Albay Refet Bey (General Bele), Müfettişlik Kurmay Başkanı Kurmay Albay Manastırlı Kâzım Bey (General DIRIK), Müfettişlik Sağlık Bakanı Doktor Albay İbrahim Talî Bey (ÖNGÖREN), Kurmay Başkan Yardımcısı Kurbay Yarbay Mehmet Ârif Bey(AYICI), Karargâh Erkân-ı Harbiyesi İstihbarat ve Siyâsiyât Şubesi Müdürü Kurmay Binbaşı Hüsrev Bey(GEREDE), Müfettişlik Topçu Komutanı Topçu Binbaşı Refik Bey(SAYDAM), Müfettişlik Başyaveri Yüzbaşı Cevad Abbas(GÜRER), Kurmay Mülhakı Yüzbaşı Mümtaz (TÜNAY),Kurmay Mülhakı Yüzbaşı İsmail Hakkı (EDE), Müfettişlik Emir Subayı Yüzbaşı Ali Şevket (ÖNDERSEV), Karargâh Komutanı Yüzbaşı Mustafa Vasfi (SÜSOY), Kurmay Başkanı Emir Subayı ve Müfettişlik Kâlem Âmiri Üsteğmen Arif Hikmet (GERÇEKÇI), İaşe Subayı Üsteğmen Abdullah(KUNT), Müfettişlik İkinci Yaveri Teğmen Muzaffer (KILIÇ), Şifre Kâtibi, Birinci Sınıf Kâtip Fâik (AYBARS), Şifre Kâtibi Yardımcısı, Dördüncü Sınıf Kâtip Memduh (ATASEV).

Atatürk beraberindeki kişilerle beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü öğleden sonra “Bandırma” adındaki eski bir vapurla Galata rıhtımından ayrılır. 17Mayıs 1919 Cumartesi günü Bandırma Vapuru saat 21.40 sıralarında İnebolu’ya varır. 18Mayıs 1919 Pazartesi günü beklenen yolculuğun sonuna gelinir. Yolcular Kalyon Burnu denilen yerden sandallarla Merkez iskelesine çıkarılırlar

Kaynak:http://dhgm.meb.gov.tr/yayimlar/dergiler/Milli_Egitim_Dergisi/medergi/11.htm

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , | 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik Ve Spor Bayramı için yorumlar kapalı