Eki 07

AKP’NİN KİLİSE SEVDASI

akp2
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Müslüman,Hıristiyan,Akdamar,Sümela,Avrupa,manastır,sinegog,AKP’NİN KİLİSE SEVDASI
Bilmem hatırlar mısınız? “”MENFAATİM gerektirirse papaz cüppesi bile giyerim” diyerek “Milli Görüş gömleğini çıkaran” Erdoğan ve AKP hükümetinin kilise sevdası sürüyor. Başbakan Erdoğan ve zamanın Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, 29 Ekim 2004’te, Türk halkının Cumhuriyet coşkusu yaşadığı gün İtalya’nın başkenti Roma’da Campidolio’da Türk düşmanı Papa X. Innocenizo’nun heykeli önünde AB teslimiyet belgesine imzalamaştı.  
O günden beri AKP’nin Hırıstiyanlığa hizmeti sınır tanımıyor. Son olarak Akdamar Ermenilerin, Sümela Rumların ibadetine açılıırken, Ayasofya’nın ibadete açılıp açılmayacağı tartışılıyor. Van Valiliği’nin teklifi ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın onayı ile Akdamar Kilisesi’nde ayine izin çıktı. Şimdilik yılda bir kez, Eylül ayının ikinci haftasında ibadete açılacak Akdamar Kilisesi’nde ilk buluşma 12 Eylül’de gerçekleştirilecek.Trabzon Maçka’daki Sümela Manastırı da , tıpkı Akdamar Kilisesi’nde olduğu gibi şimdilik turizm amaçlı olarak hizmete veriliyor. Bakan Günay’ın, bu talebe ‘olur” verdiği de belirtiliyor.
742 KİLİSE KORUMA ALTINA ALINDI
Akdamar ve Sümela’nın ibatete açılması kararlaştırılırken ,Avrupalılar ve Ermenistan Osmanlı’dan kalan camileri yerle bir ederken AKP’nin kilise sevdasının durumu da dudak uçuklatıyor.
Tüm çözümleri, Batı’dan bekleyen AKP iktidarında 742 kilise koruma altına alındı
AB sürecinde Akdamar Kilisesi’ni 2 trilyon 600 milyar liraya tamir ettiren AKP hükümeti döneminde, ülke genelinde 742 kilise koruma kapsamına alınarak ‘kültür ve tabiat varlığı’olarak tescil edilerek, 2863 sayılı kanuna göre koruma altına alındı.
Ayrıca koruma altına alınan manastır 69, şapel 63, havra 24, sinagog 18 ve bazilika ise 1 olarak tespit edildi.
Resmi verilere göre, en çok kilise İstanbul’da bulunuyor. Ülkenin en büyük nüfuslu ilinde kültür ve tabiat varlığı statüsüne alınan 123 kilise, 1 havra, 5 manastır, 10 sinagog ve 1 şapel devletin koruması altında yer alıyor.
Yine, Karadeniz bölgesindeki Gümüşhane’de de gayri Müslimlere ait tarihi eserlerin sayısı oldukça fazla sayıda tespit edildi. Bu ilde, 84 kilise, 19 şapel ve 2 kilise koruma altında sokuldu. Hıristiyanların hala yaşadığı Mardin’de de 38 kilise, 9 manastır ve 1 şapel devlet tarafından korunacak eserler statüsüne sokuldu.
Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki Erzurum’da ise korunacak kilise sayısı ise 35, şapel 7 ve manastır ise 1 adet olarak kayıtlara geçti.
İspanya’dan göçtükten sonra Yahudilerin yerleştiği şehirlerin başında gelen İzmir’de ise, 14 havra ve 2 sinagog kültür varlığı olarak tescil edildi. Bu şehirde, 29 kilise ve 1 manastır da koruma altına alınacak eserler arasında gösterildi. Dindarların nüfusa oranı oldukça yüksek olduğu Konya’da da 11 kilise, 1’er manastır ve şapel; Kayseri’de ise 19 kilise; Bursa’da 26 kilise, 2 havra ve 2 manastır korunacak kültür eserleri statüsüne alındı. 
 
Kaynak: http://www.ortadogugazetesi.net/haber.php?id=15808
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , | AKP’NİN KİLİSE SEVDASI için yorumlar kapalı
Eki 07

TOPRAK SATIŞI (2)

indir (2)TOPRAK SATIŞI (2)

TÜRKİYENİN TOPRAKLARINI SATARAK PARA KAZANAN ŞİRKETLER!!!
Biri yabancı, diğeri yerli iki firma… Türkiye’nin topraklarını satarak para kazanıyorlar. Elbette daha niceleri var, örnek olarak bu ikisini not edelim.

-Coldwell Banker… Türkiye Ülke Direktörü anlatıyor: Hedefimiz markamızı Türkiye’de pazar lideri yapmak… Yıllık 5 milyar dolar gayrimenkul satışı hedefliyoruz. 107 yıldır en çok ciro üreten gayrimenkul danışmanlık markası olan Coldwell Banker dünyada 50 ülkede, 3600’ü aşkın franchise ofisi, 120 bin gayrimenkul danışmanı, yıllık 500 milyar dolar satılan mülk değeri ve 6 milyar dolar alınan komisyon bedeliyle dünyanın en büyük danışmanlık şirketidir.

-Yerli şirket ise, Ağaoğlu İnşaat… Ali Ağaoğlu, yurtdışındaki ilk satış ofisini Dubai’de açmış. Fransa’nın Cannes kentinde yapılan dünyanın en büyük gayrimenkul fuarı MIPIM’de de Türkiye için ayrılan alanın yarısını tek başına kapatmış. Ağaoğlu, kredi derecelendirme kuruluşu Fitch ile de anlaşmış bulunuyor. Ağaoğlu İnşaat’ı yurtdışı atağına kaldıran sebep yabancılara yönelik satışlar ve yabancıya yönelik yeni projeler üretmesi… Ağaoğlu yabancıya gayrimenkul satışında mütekabiliyetin kaldırılması sonrası geçen 10 ayda 1 300 rezidans ve ofis satmış, bunun karşılığında 400 milyon dolar gelir elde etmiş. Bunların yüzde 95’i Ortadoğulu ve Araplar, yüzde 5’i ise Azeri, Amerikan ve Rus vatandaşlara satılmış. Öyle ki bir Arap ülkesi vatandaşı kredi kartıyla Ağaoğlu’ndan 10 konut birden almış. Ağaoğlu’nun Londra’da da bir arsası mevcut. Burada 54 katlı olarak şehrin en yüksek binasını yapmasına belediye imar izni vermiyor, ancak 44 kata kadar müsaade ediyor. Bodrum’da milyar dolarlık değere sahip konut arsası bulunan şirket, yurtdışından bir firma ile yabancıya yönelik konut projesi geliştiriyor.

Ne diyeyim, Türkiye’nin, sevgili vatanımızın toprakları üzerinden iyi ortaklık, iyi ticaret, iyi para…

 

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , | TOPRAK SATIŞI (2) için yorumlar kapalı
Eki 06

TÜRK ÇOCUĞU!

indir
 
 
 
 
 
 
 
 
 
TÜRK ÇOCUĞU!
 
Beceriksiz ellerde ufkumuz sisleniyor
Yetkililer bu millet sizlere sesleniyor
Niçin, hala ne diye soysuzlar besleniyor?
Koy tavrını bu gaflet hainlik bitsin!
Bu vatanı sevmeyen defolup gitsin!
 
Türk çocuğu!
Bu vatana, bu bayrağa laf ettirme, laf etme
Gitmiyorlarsa itler, çek kıçına bir tekme!
 
Seviyoruz derler de sakın dile kanma sen
Makama ve mevkie, birde pula kanma sen
Yalnız özüne güven aman ele kanma sen
Haydi, göster kendini bütün eziklik bitsin!
Bu vatanı sevmeyen defolup gitsin!
 
Türk çocuğu!
Bu vatana, bu millete laf ettirme, laf etme
Gitmiyorlarsa itler, çek kıçına bir tekme!
 
Yaşanmaz ki vatansız, bayraksız, ülküsüz boş
Kalpleri mi karanlık, beyinleri mi bir loş?
Irkını bil, tanı,uyan ve geleceğe koş
Kalk ayağa ey yiğit haydi miskinlik bitsin!
Bu vatanı sevmeyen defolup gitsin!
 
Türk çocuğu!
Bu vatana, bu bayrağa laf ettirme, laf etme
Gitmiyorlarsa itler, çek kıçına bir tekme!
Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , | TÜRK ÇOCUĞU! için yorumlar kapalı
Eki 05

TANINMIŞ BİR “ZINDIK”

images
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
TANINMIŞ BİR “ZINDIK”
Müslümanların nasıl kandırıldığına Bîrûnî (973-1048?) gibi büyük Türk âliminden örnek verelim:
“Bir tarih kitabında okuduğuma göre Halife Mansur zamanında Kûfe valisi olan Ebû Cafer b. Süleyman, Maniheistlerden Ma’n b. Zâide’nin dayısı Abdülkerim b. Ebu’l Avca’yı hapsettirmiş. Adamın Bağdat’ta pek çok hâmisi varmış. Bunlar Mansur’dan Muhammed’e onu öldürmemesi için bir mektup yazmasını rica etmişler. Abdülkerim kendisiyle ilgili bir mektup geleceğini ümit ediyormuş. Güvendiği adamı Ebu’l Cabbar’a gizlice şöyle demiş: ’Eğer emîr infazımı üç gün ertelerse, kendisine yüz bin dirhem vereceğim. ‘Ebu’l Cabbar bu sözü Muhammed’e iletmiş. O da ’Ben onu unutmuştum, iyi ki hatırlattın. Cuma namazından döndüğümde tekrar hatırlat’demiş. Ebu’l Cabbar namazdan sonra konuyu hatırlatmış. Bunun üzerine emîr onu zindandan çıkartıp boynunun vurulmasını emretmiş. Adam öldürülmesinin kesin olduğunu anlayınca şöyle demiş: “Valla, siz şimdi beni öldüreceksiniz ama, size şunu söyleyeyim ki (kitaplarıma) helali haram, haramı helal yapan dört bin hadis koydum. Oruçlu olmanız gereken günde orucunuzu yedirdim, bayram yapmamız gereken günde oruç tutturdum.” Sonra boynu vurulmuş. O öldükten sonra da kendisiyle ilgili mektup gelmiş. Allah bilir onların sarıldıkları bu ince cin fikirli yorum da bu mülhit herifin eseridir!”  (Ebû Reyhan el-Bîrûnî, Maziden Kalanlar, Arapçadan çev. D. Ahsen Batur, 2011, s. 118-119).
Mansûr (714-775), Abbasî halifesidir. Abdülkerîm b. Ebü’l-Avcâ (öl. 772), tanınmış bir “zındık”tır. Zındık Müslümanların kafasını bulandırmayı bilmiştir.
Zamanımızda soyguna, nüfuz ticaretine, rüşvete fetva verenlerin hadis uyduran Abdülkerîm b. Ebu’l-Avcâ’dan ne farkı var?
Halk İslâmının ana kaynağı merdiven altı Kur’ân kursları ve pıtrak gibi biten imam hatiplerdir. Bunların bütün derdi “arka bahçe” dir. “Arka bahçe”yi ne kadar genişletirlerse o oranda saltanatları uzayacak ve fetva mucibince o oranda cebimize el uzatacaklardır.
Yarım hoca ya insanı imandan eder ya da Allah ile insan arasına perde koyar ve insanı insana kul eder. 
 
Bu da bir “EŞEK HERİFLİK” (K.Ş)
 
Kaynak: Arslan Tekin  http://www.yenicaggazetesi.com.tr/
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , | TANINMIŞ BİR “ZINDIK” için yorumlar kapalı
Eki 04

Viktorya (Viktoria) İşareti..

zafer-isareti_541497
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Viktorya (Viktoria) İşareti..
Kaynağı belirlenenmeyen bir inanışa göre V işareti 1415 yılında İngiltere ile Fransa arasında yapılan Agincourt Savaşında doğmuştur. Hikayeye göre Fransızlar çok etkili bir silah olan İngiliz oklarını atan yaycıların esir edildiklerinde oku atmak için kullandıkları iki parmaklarını keseceklerini ilan ederler. Savaştan İngilizler galip geldiğindeyse galip okçular Fransızlara kesilmemiş parmaklarını göstereceklerdir. Tarihçi Juliet Barker, bu savaşta İngiliz saflarında yer alan Jean Le Fevre’den yaptığı aktarımda İngiltere kralı V. Henry’nin bu konuya değindiği bir konuşma yaptığını söyleyecektir. Tarihte V işaretine yapılan ilk gönderme ise 16.yüzyıl mizahçılarından François Rabelais’in eserlerinden görülür. 20. yüzyılın başlarında argo hareket olarak yer alacaktır.
V işareti, elin diğer parmakları kapalıyken işaret ve orta parmağının açık ve birbirinden ayrık durumuna verilen isimdir. İçe bakan avuç ile yapıldığında İngiltere’de argo anlama gelmektedir. II. Dünya Savaşı sırasında Zafer işareti (İngilizce Victory kelimesinin baş harfi olan V’yi simgeleyecek şekilde) olarak dönemin İngiltere başbakanı Winston Churchill tarafından yaygınlaştırılmıştır. ABD’de ve daha sonra 1960’lı yıllardan itibaren bütün dünyada barış anlamına gelmek üzere kullanılmıştır.
Tüm dünyada kendini sol paydada gören kitlelerin olmazsa olmaz işareti.esin kaynağı victory sözcüğünün v sidir.
Türkiye için bölücülükle, pkk yandaşlığıyla, etnik Kürtçülükle eş anlama gelmiş işarettir, ha ayrıca o ellerini kaldırıp zafer işareti yapan kırmızı, yeşilli, sarılı yurdum insanı zaten yüzyıllardan beri inisiyatif nedir bilmiyor kim ne derse onu yapıyor.
Diğer elle de gözler kapatılınca tamamlanan anarşik işareti.
Anlayacağınız bir işareti bile ithal ediyorlar. Öz kültürlerini küçümsüyorlar. Herkes layığını bulur.(K.Ş)
 
Kaynaklar : 1-https://www.google.com.tr/webhp?sourceid=chrome-instant&ion=1&espv=2&ie=UTF-8#q=viktorya%20i%C5%9Fareti
                     2-http://www.uludagsozluk.com/k/zafer-i%C5%9Fareti/
 
Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , , , , | Viktorya (Viktoria) İşareti.. için yorumlar kapalı
Eki 03

KURBAN

Kurban Bayramı
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
KURBAN
Kur’an’da Maide Suresi 27. ayetinde Habil ile Kabil iki kardeşin sunduklarından bahsedilirken kurban sözcüğü kullanılmaktadır. Bu sunuda kardeşlerden Habil hayvan kurban eder. Bu insanlık aleminin Yaradana sunduğu ilk kurbandır. Kabil ise yetiştirdiği çürük sebze ve meyvelerden sunu yapar. Sebze ve meyvelerden yapılan sunu kurban yerine geçmez. İslamda bugün anlaşılan kurban kavramı İbrahim (as) ile İsmail‘ (as) atfedilen, içinde boğazlama eylemiyle birlikte adanmışlık duygularını ifade eden kıssa oluşturur.
“(Oğlu) yanında koşma çağına gelince: “Yavrum, ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum. Artık bak ne düşünürsün?” dedi. “Babacığım sana ne emrediliyorsa yap. Beni inşaallah sabredenlerden bulacaksın.” dedi. Ne zaman ki ikisi de bu şekilde teslim oldular, (İbrahim) onu tuttu şakağı üzerine yıktı.”(Saffat Suresi: 102,103)
Fakat Allah’ın bu manevi adanmışlığı kabul edip, bunun bir sınama olduğunu onlara belirtmesi ve onlara bir kurbanlık hayvan göndermesiyle anlatı sonlanır:
“Ve ona şöyle seslendik: “Ey İbrahim rüyaya gerçekten sadakat gösterdin, işte Biz güzel davrananları böyle mükâfatlandırırız.” “Şüphesiz ki bu apaçık ve kesin bir imtihandı.” dedik. Ve ona büyük bir kurbanlık fidye verdik.”(Saffat Suresi, 104-107)
Şu anda İslamdaki Kurban anlayışını yerine getirmedeki üzüntümüz, sıkıntımız, burukluğumuz İslam dünyasının kurban edilmesidir
 Her ne vesileyle ya da bahane ile olursa olsun buna sebep olanlar er ya da geç cezalarını çekecek, belalarını bulacaklardır. Büyük şeytan, küçük şeytan ve bütün sülalesi bir olmuş Türk İslam dünyasının Emperyalizme kurban edilmesi için uğraşmaktadırlar.
 
ÜZÜNTÜLER, SIKINTILAR, KAYGILAR ve KANLAR İÇERİSİNDEKİ İSLAM DÜNYASI’DAN BİR ÜMİT, BİR KURTULUŞ IŞIĞI BEKLEYEREK KURBAN BAYRAMINIZI KUTLAR TÜRK İSLAM  ALEMİNE HAYIRLARA VESİLE OLMASINI TEMENNİ EDERİM..
 
İlk Kurban Habil’in Koçu’dur. İsmail (as) için gönderilen koç Habil’in koçudur.  (Maide Suresi 28)
ilkkurban32ea339a 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , | KURBAN için yorumlar kapalı
Eki 03

Erdoğan Irak’ta kime hizmet ediyor?

images
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Erdoğan Irak’ta kime hizmet ediyor?
Ona göre millete ama hangi millete?
Irak’ta bakınız neler oluyor…
İsrailoğullarının Babil’e öfkesi büyüktür. Babil bugün yakılan yıkılan, öldürülen Irak’tır. İsrailoğulları’nın bu öfkesi altında Yahudi tarihinde de yer alan Babil işgali ve sürgününün olduğu açıktır. O süreçte Kudüs işgal edilmiş, Yahuda Krallığı yıkılmış, Süleyman Mabedi Tanrı’nın Konutu yok edilmiş ve en on bin Yahudi asilzadesi ile sekiz bin kişi Babil’e sürgün edilmiştir.  Anlaşılan o ki İsrailoğulları’nın tarihin bu sayfasına duyduğu öfke, Yahudi Peygamberi Yeşaya’nın kehanetlerine de yansımıştır. Bu kehaneti okuyunuz: “…Amots oğlu Yeşaya’nın Babil’le ilgili bildirisi: Çıplak dağın tepesine sancak dikin! Dağlardaki kalabalığın gürültüsünü dinleyin!.. Tanrı bir orduyu savaşa hazırlıyor. Öfkesinin araçlarıyla uzak bir ülkeden, dünyanın öbür ucundan bütün ülkeyi yerle bir etmek üzere geliyor. Feryat edin! Tanrı diyor ki, kötülüğünden ötürü dünyayı, suçlarından ötürü kötüleri cezalandıracağım. Kibirlilerin küstahlığını sona erdirecek, Zalimlerin gururunu kıracağım. İnsanı saf altından, ofir altınından daha ender kılacağım. Gazaba geldiğim, öfkemin alevlendiği gün gökleri titreteceğim, yer yerinden oynayacak. Herkes kovalanan ceylan gibi, çobansız koyunlar gibi halkına dönecek, ülkesine kaçacak. Yakalananın bedeni delik deşik edilecek, ele geçen kılıçtan geçirilecek. Yavruları gözleri önünde parçalanacak, evleri yağmalanacak, kadınlarının ırzına geçilecek… Gümüşe değer vermeyen, altını sevmeyen Medler’i onlara karşı harekete geçireceğim. Oklarıyla gençleri parçalayacak, bebeklere acımayacak, çocukları esirgemeyecekler[2].” Kehanette geçen ‘Tanrı bir orduyu savaşa hazırlıyor. Öfkesinin araçlarıyla uzak bir ülkeden, dünyanın öbür ucundan bütün ülkeyi yerle bir etmek üzere geliyor’, ifadesi adeta okyanus ötesinden gelen ABD’nin nasıl Irak/Babil’i nasıl parça parça etmiş olduğunu düşündürüyor. Hele ki ‘Yakalananın bedeni delik deşik edilecek, ele geçen kılıçtan geçirilecek. Yavruları gözleri önünde parçalanacak, Evleri yağmalanacak, Kadınlarının ırzına geçilecek’ ifadesiyle ABD’li askerlerin Iraklıları, sanki atari oyunu oynar gibi, üstün harp ve silah araçlarıyla nasıl vurması, çocukların öldürülmesi ve de kadınların ırzına geçilmesi olayları yan yana getirildiğinde, nasıl bir kurgu ile karşı kaldığımız apaçık görülüyor. Yakın tarihimizin son elli yılına bakıldığında, ya bu kehanetlerin doğru olduğu ya da küresel bir gücün bu kehanetleri dikkate alarak Orta Doğu’da savaş planları yaptığı ve uyguladığı düşünülebilir. Çünkü kehanette geçen, ‘Gümüşe değer vermeyen, altını sevmeyen Medler’i onlara karşı harekete geçireceğim. Oklarıyla gençleri parçalayacak, bebeklere acımayacak, çocukları esirgemeyecekler’ ifadesine baktığımızda, 1980-90 arası süren Irak-İran savaşı bu çerçevede masaya yatırılabilir. Irak; Asur-Babil’in devamı, İran; Med-Pers’in devamıdır. ABD ve İsrail, kimi Irak’ı kimi İran’ı destekleyerek, İran-Irak savaşını başlatmıştır. On yıl süren bu savaş sonuçsuz kalmış ancak her iki ülke de kaynaklarını tüketmiştir, hem insan hem ekonomi açısından. Şimdi bu kehanete İsrail’in 1982’de Dünya Siyonist Dergisi Kivunim’de yayınladığı şu planı ekleyiniz: “…Bir taraftan petrol zengini olan ancak diğer taraftan parçalanmış bir ülke olan Irak’ın İsrail’in hedeflerine aday olması garantidir. Bizim için Irak’ın feshi, Suriye’nin feshinden bile daha önemlidir. Irak Suriye’den daha güçlüdür. Kısa vadede İsrail’in en büyük tehdidi Irak’ın gücüdür. Bir Irak-İran savaşı Irak’ı parçalayacak ve bize karşı geniş bir cephede çatışma organize etmesine imkân vermeden çökmesine sebep olacaktır. Araplar arasındaki her türlü çatışma kısa vadede bize yardımcı olur ve Suriye ve Lübnan’da olduğu gibi önemli bir hedef olan Irak’ın parçalanması için yolu kısaltır. Osmanlı döneminde Suriye’de olduğu gibi Irak’ta da etnik/dini bazda bölgelere bölünme mümkündür. Üç büyük şehir etrafında üç (veya daha fazla) eyalet var olacaktır: Basra, Bağdat ve Musul ve güneydeki Şii bölgeler Sünni ve Kürt kuzeyden ayrılacaktır …” Şimdi bunlara ABD’nin BOP siyasetini ekleyelim: ‘Bölgede yapılacak adil bir düzenleme Irak’taki üç Sünni ağırlıklı bölgeyi budanmış bir devlet haline getirecektir. Ankara’nın önünde bulunan Kürt sorunu son on yıl içerisinde bir miktar kolaylaşmış olmasına rağmen, baskı yakın tarihlerde tekrar yoğunlaşmıştır ve Türkiye’nin doğusundaki beşte birlik bölümü işgal edilmiş bir bölge olarak görülmelidir. Suriye ve İran Kürtleri de mümkün olsa bağımsız bir Kürdistan’a katılmak isterlerdi. Ayrıca Diyarbakır’dan Tebriz’e kadar uzanan bağımsız bir Kürdistan, Bulgaristan ve Japonya arasında en Batı yanlısı devlet olacaktır. 5,000 yıllık tarihten bir diğer kirli sır da şudur: Etnik temizlik işe yarar’. Şimdi size soralım, Irak’ta neler oluyor, diye… Her şey açık değil mi… Bu noktada ABD, İsrailoğulları’nın kutsallarını oynuyor. Erdoğan da izlediği siyasetle buna hizmet ediyor… Erdal Sarızeybek [1] Tanah/Tevrat, 2.Krallar, Bölüm 24: 14-16. [2] Tanah/Tevrat, Yeşaya, Bölüm 13: 1-16.
 
Haberin Tamamı İçin: http://www.sarizeybekhaber.com/haberler/erdogan-irakta-kime-hizmet-ediyor-h807.html
 
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , | Erdoğan Irak’ta kime hizmet ediyor? için yorumlar kapalı
Eki 02

Altın Sözler

images

 

 

 

 

 

 

 

 

* Bir kişiye yapılmış haksızlık, bütün topluma yöneltilmiş bir tehdittir. MONTESQUİEU

* Bu dünyaya istediğimiz gibi gelmedik, bu dünyadan istediğimiz gibi gidemeyiz. ÖMER HAYYAM

*  Bilginin efendisi olmak için çalışmanın uşağı olmak şarttır. (Balzac)

* Camdan evde oturanlar başkalarına taş atmamalıdırlar. G. NERBERT

* Cesaret insanı zafere, korkaklık ölüme götürür. SENECA

* Çalışma, doğanın anasıdır; mutlak bir dinlenme ölüm demektir. PASCAL

* Dil, bir ulusun aynasıdır. Bu aynaya baktığımız zaman, orada kendimizin gerçek yankısını görürüz. SCHİLLER

* Duvarda bir gedik açmaya bir taşın eskimesi yeter. A. NİHAT ASYA

* Dünya değirmen taşına benzer, her saat nice kalpler öğütür. SEYH SADİ

* Düşünmediğim zaman, yaşamadığım zamandır. REMBRANTD

* Düşünmek ve söylemek kolay, fakat yaşamak, hele basarı ile sonuçlandırmak çok zordur. ZİYA GÖKALP

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , , , | Altın Sözler için yorumlar kapalı
Eki 01

Propaganda Yöntemi

images (2)
 
 
 
 
 
 
 
 
Hitler’in Propaganda Yöntemi
“Büyük halk kitlelerinin anlayışı gayet sınırlıdır, zekaları azdır ama unutma güçleri muazzamdır. Bu gerçeklerin sonucu olarak her türlü etkili propaganda sadece birkaç noktanın belirtilmesi şeklinde sınırlandırılmalı, bu noktaları sloganlar halinde vermeli; ta ki kitlenin en son üyesi bile sizin sloganınız sayesinde kendisinden ne istediğini anlasın. Bu sloganı feda ettiğiniz ve meseleyi çok taraflı olarak anlatmaya kalktığınız anda etkiniz silinecektir, çünkü kitleler verdiğiniz bilgileri ne hazmedebilir ne de hatırda tutabilir. Bu şekilde sonuç zayıflar ve nihayet tamamıyla ortadan kalkar. Kurnazca ve devamlı propaganda ile insanları cennetin cehennem, cehennemin cennet olduğuna inandırmak mümkündür. Propagandanın etkili olabilmesi için en dar zekaya göre ayarlanmış olması, heyecanlara hitap etmesi düşünce ile hiçbir ilgisinin bulunmaması gerekir. Erişilmek istenen insan kitlesi ne kadar büyükse, bu kitlenin anlayış seviyesi o kadar düşük olur. Yalanın büyüklüğü ona inanılmasını sağlayan başlıca faktördür. Kitlelerin ilkel basitliği içinde büyük bir yalan, ufak bir yalandan daha etkili olur, çünkü kitleler küçük işlerde daima yalan söylerler ama büyük bir yalan atmaktan çok utanırlar. Bu yüzden büyük kalabalıklar bu kadar büyük bir yalandan hiç şüpheye düşmezler, bir insanın gerçeği bu kadar saptıracak kadar ileri gideceğine inanmazlar. Kısacası yalan ne kadar büyük olursa, kitlelerin ona inanması ihtimali o kadar artar.
Bir başka temel propaganda ilkesi de tek düşman ilkesidir. Halka aynı zamanda birden çok düşman göstererek onun kafasını karıştırmamak gerekir. Tek bir düşman üzerinde durun ve halkın nefretini o düşman üzerinde yoğunlaştırın.”
Bu propaganda yöntemleri kime aittir biliyor musunuz? Hitler’e…
Hitler, Yahudileri tek düşman gösteriyordu… Ya Türkiye’de özellikle 17 ve 25 Aralık operasyonlarından sonra tek düşman olarak kim gösteriliyor? 
 
Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/akpnin-buyuk-yalani-patladi-31897yy.htm
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | Propaganda Yöntemi için yorumlar kapalı
Eyl 30

Vatandaş Avucunu Yaladı

market-artiklari-ile-gecinen-aileler-44.HaberCity.net
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Vatandaş Avucunu Yaladı
 
Bolluk rahvan geldi gitti tırısla
Beceri kazandı özel bir kursla
Bıkmadan bekledi ümitle, hırsla
            Mazeret ardına mehil uladı
            Vatandaş hep avucunu yaladı
 
Bizdendi, sizdendi adam seçerken
Her yerde vampirler saf kan içerken
Şu kısacık ömür dertle geçerken
            Sorumlular yalanları suladı
            Vatandaş hep avucunu yaladı
 
Bir kalın enseli torpil bulmalı
Ya paralı, ya da ünlü olmalı
Hiç mi hiç olmazsa “sıfırla”malı
            Suçlular da suçsuzları daladı
            Vatandaş hep avucunu yaladı
 
Kimisi dünyayı sımsıkı tuttu
Kimi gidiyordu kefeni yırttı
Çoğu kaymakları yaladı, yuttu
            Haramları, helallerle buladı
            Vatandaş hep avucunu yaladı
 
O mübarek oyumuzu yoydular
Cana, mala bile hep göz koydular
Yediden yetmişe bizi soydular
            Mezarlığı da, üstüne tapuladı
            Vatandaş hep avucunu yaladı
Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Vatandaş Avucunu Yaladı için yorumlar kapalı