Kas
09
10 KASIM
Saf, çilekeş Anadolu’mun
Alnına bu hürriyet
Yazıldı bakışınla…
Sonsuza dek sinesinde yat Anadolu’mun
Ölümle, Ölmezliğe erişen
Naşınla…
Doğudan batıya
Kuzeyden güneye TÜRKİYE’M!
Kansın, cansın, VATANSIN!
Toprağınla, taşınla…
Milyonlar üzgün, ağlamaklı
On kasımlarda…
Yaşıyorsun
Yaşayacaksın kalplerde
Göklerdeki başınla…
Kas
08
Kendileri ülkenin en modern otellerinde tatillerini yaparken, çocukların en gözde kolejlerinde okurken fakir fukaranın çocuklarını ölüme göndermek insanlığa sığar mı? BDP’liler ve şürekası bu yıllardır yapıyor ve yapmaya devam ediyor. Terör örgütü kandığı bütün gençleri canlı bomba yapmıyorlar mı? Teröristlere “kendinizi patlatın” demiyorlar mı? Bu insanları ölüme götüren BDP’liler neyin peşinde oldukları Kürtlerin aklını başına getirmeye yetmedi mi? Kendi geleceklerini hazırlamak için bunca insanın ölmesine bile bir insan olarak üzülmüyorlar. İnsanlıktan mı çıktılar. Bütün bu insanları ölüme götürmek kendilerine bir fayda sağlamayacaktır. Mazlumların ahı hatta kanı eninde sonunda sebep olanları boğacaktır. O gün yakındır. Her ne olursa olsun insanlık için gereken yapılmalı ve insanımıza bir insan olarak sahip çıkmalıyız.
Her insan etki altında kalmadan kendi iradesiyle hareket edebildiği anda hür bir insandır. Bunun haricinde ya esirdir, ya köledir, ya da akılsızdır.
Kas
07
http://www.youtube.com/watch?v=OCbico7zHgE
Linkten Videoyu İzleyebilirsiniz…!
Bu günlerde bile şehit haberleri yüreklerimizi dağlıyor!
*17 Ekim 2012’de Kazan Vadisi’nde çatışmada 4 tankçımızı şehit verdik. (Terör örgütü tanksavar füzeleri ile mi saldırmıştır?)
*Hakkari’de üç vatan evladını şehit verdik
*Kuzey Irak’ta askerimizin başına çuval geçirildi
*Mavi Marmara gemisinde İsrail’in saldırısıyla 9 şehit verdik,
*F-4 uçağımız Akdeniz’de düşürüldü iki şehit verdik,
*7 Ekim 2007’de Gabar dağında 13 şehit verdik
*21 Ekim 2007’de Dağlıca tabur baskınında 12 şehit verdik
*27 Temmuz 2008’de İstanbul-Güngören’de bombalı saldırıda biri annesinin karnında 5 çocuk toplam 18 vatandaşı şehit verdik ve 150 vatandaş yaralı.
*3 Ekim 2008’de Aktütün karakol baskınında 15 şehit verdik
*18 Ekim 2011’de Çukurca’da 26 şehit verdik
*14 Temmuz 2011’de Silvan’da 13 şehit verdik
*20 Eylül 2011’de Ankara-Kumrular’da bombalı terör saldırısı sonunda 5 vatandaşı şehit verdik
*22 Ağustos 2012’de Gaziantep’te bombalı saldırı sonunda 9 vatandaşı şehit verdik.
*3 Eylül 2012’de Beytüşşebap şehir merkezine saldırıda 10 şehit verdik
*Yunanistan Ege’deki adalarımızı tek tek işgal etti sesimizi çıkarmadık.
Başbakan Tayyip Erdoğan hala Suriye’ye, Esad’a karşı yapmamız gerekenlerden bahsediyor. Ancak terör yuvalarına operasyon düzenlenmiyor.
Yukarıda yüreğim kan ağlayarak yazdıklarım gündeme gelince “İmralı ile görüşülebilir” diyor. Yoksa bütün bunları terör örgütü değil de Suriye mi yapıyor? Açıklarlarsa bilgilenmiş oluruz.
Kan ağlamamak, şaşırmamak mümkün mü? Allah Türk Milleti’ne sabır, metanet ve irade ve idrak versin!
Kas
06
Kızmıyorum, kızamıyorum
Çocuklara, gençlere…
Sıkıyorum dişlerimi
Öfkem size, kahrım size!
Görünüşte büyükler!
O gençler, o çocuklar,
Dünyaya geldiklerinde
Cennetten birer müjde
Billurdan damlaydılar
Pırıl pırıldı hepsi
Güneş gibi, ay gibi
Dışı temiz, içi temiz
Özleri tertemizdi!
O zaman gönülleri
O zaman yürekleri
Yüzleri kadar aktı
Hepsi de; dolunay kadar berraktı
Itır kokusunu,
Menekşe kokusunu andırırlardı
Baldan bile tatlıydılar…
Şimdi ise kızıyoruz onlara…
Sahi, onlara mı?
Kim bilir?
Belki de kendimize,
Ya da;
Onlara öğrettiğimizi sandıklarımıza
Daha doğrusu beceriksizliğimizden
Öğretemediklerimize kızıyoruz!
Yok, yok, demeyin sakın
Kim öğretti hırsızlığı, arsızlığı?
Kim öğretti küfrü, yalanı, talanı?
Kim öğretti adiliği, bencilliği?
Kim öğretti sevgisizliği, saygısızlığı?
Soysuzluğu, namussuzluğu kim öğretti?
Kim öğretti insan öldürmeyi!…
Kızmıyorum, kızamıyorum
Çocuklara, gençlere…
Sıkıyorum dişlerimi
Öfkem size, kahrım size
-Görünüşte büyükler-
Kas
05
“Türk’e” karşı alerji Osmanlı’da da vardı; “Türk” adeta aşağılama anlamındaydı… “Etrakı bi idrak” yani ‘idraksız, akılsız Türkler “ derlerdi. Kurtuluş Savaşını aslında ‘Türklük’imanı ile kazandık ama Yakup Kadri’nin Yaban romanında Anadolu’da bir köylü kendisine, Türk diyen yolcuya “O senin dediğin Haymana Ovası’nda bulunur” der!
Stratejik müttefikimiz NATO’nun Soğuk Savaş yıllarındaki Başkomutanı Haig, Brüksel’deki kapalı bir toplantıda “Bizi Sovyetlerden Türkler kurtarır ama sonra bizi onlardan kim kurtaracak” demişti
“Dolayısıyla subaylar için ’ya istiklâl, ya ölüm’vardır. Fakat arkadaşlar ölmeyeceğiz, bağımsızlığımızı muhafaza ederek yaşayacağız ve milletimizi daima bağımsız görmekle bahtiyar olacağız!”
“Neymiş? Allah diye biri varmış, canı sıkıldıkça kitap yazarmış ama artık yazmamaya karar vermiş, pırpır kanatlı ulaklarla birtakım hazretlere mesaj iletirmiş, o hazretlere dil uzatan maazallah çarpılırmış…” “Cumhuriyet, diktatörlüğün kod adıdır”, “Atatürk milliyetçiliği 1920’ler faşizmidir” Sevan Nişanyan
TSK Savaş mı kaybetti?
“Çok yaşayan değil çok gezen bilirmiş” özdeyişi yine doğrulandı. Arslan Bulut Almanya seyahatinde “Nurnberg’den geçerken hatırladıklarım” başlıklı muhteşem bir yazı kaleme aldı.
“Nurnberg’de yargılananların sayısı 24 idi. Bir Alman generali Londra’yı bombalamaktan yargılanmıştı ama Berlin’i bombalayan İngiliz generalinden hesap sorulmamıştı. Çünkü bu galiplerin mahkemesi idi! Yargılananlar arasında intihar edenler de oldu. Tokyo’da kurulan mahkemede ise toplam 28 Japon yargılandı. Bugün Türkiye’de kaç general yargılanıyor, kaç subay yargılanıyor? Mahkûmiyet kararı ile açıklanan yeni tutuklamalarla, tutsak edilen subay sayısı 500’ü buldu. (Ankara-İzmir ve diğer kentlerle bu sayı 1017’dir. Yavuz Selim Demirağ)
Peki, Türk Silahlı Kuvvetleri, İkinci Dünya Savaşı gibi bir savaş mı kaybetti, bu sırada savaş suçu mu işledi, insanlık suçu mu işledi?
Bir savaş kaybedildiği kesin ama bu, tek kurşun atılmayan savaştır.”
Kas
04

* Kader, beyaz kâğıda sütle yazılmış yazı; Elindeyse beyazdan gel de sıyır beyazı! N.F.Kısakürek
* Başarıya koşacaksan onun altı düşmanından kaç: Uyku, uyuşukluk, korku, öfke, dağınıklık ve gevezelik. Pankotanra
* Büyük insanlar (Dahiler) fikirleri,
Orta insanlar (Zekiler) sistemleri,
Basit insanlar (Aptallar) olayları, kişileri tartışırlar.
* Muhabbet ve merhamet insanlığın, hiddet ve şehvet hayvanların sıfatıdır. Hz. Mevlana
* Kötülük insana tamahtan gelir; kanaatten kimse ölmedi, hırsla da kimse padişah olmadı. Hz. Mevlana
* Fırın tava gelir hamur biter, ev tava gelir ömür biter. Türk Atasözü
* Avcılıkta hedef; gez, göz, arpacıkla. İstikbalde hedef; bilgi, akıl ve kalp ile vurulur. Kenan ŞAHBAZ
* Sert huylu olursan çabuk kırılırsın, yumuşak huylu ol ki, kırılmayasın. K.ŞAHBAZ
Kas
03
Kas
03
“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” Ziya Paşa
Bir zamanlar İstanbul’da, Edirneli Aksi Yusuf adında bir peynir tüccarı varmış. Madrabaz ve cimri birisi olan tüccar Trakya’dan getirdiği peynirleri İstanbul’da satar, artanını da deniz yoluyla İzmir’e gönderirmiş. İzmir’de peynir fiyatları yükseldikçe elinde ne kadar mal var ise gemilere yükletir ama navlunu peşin vermek istemeyerek kaptanları yalanlarıyla oyalar durur, “Hele peynirler sağ salim varsın, istediğin parayı fazla fazla veririm” diye vaatlerde bulunurmuş. Birkaç kez aldanan tüccar gemi kaptanlarından birisi, yine İzmir’e doğru yola çıkmak üzere iken diklenmiş:
-Efendi, tayfalarıma para ödeyeceğim. Geminin kalkması için misafirim var. Navlunu peşin ödemezsen Sarayburnu’nu bile dönmem.
Aksi Yusuf her zamanki gibi,
-Hele peynirler salimen varsın… Demeye başlar başlamaz gemici:
-Efendi, lafla peynir gemisi yürümez. Buna kömür lazım yağ lazım, tayfalara para ödemem lazım.
Aksi Yusuf parayı ödemiş. O gün akşama kadar da şu bir tek cümleyi söyleyip durmuş:
-“Lafla peynir gemisi yürümez ha!?…”
Kas
02
Camiî yapma bahanesiyle Peygamberimizin kabrini buldozerlerle yıkmayı düşünen Suudlara ne İslamcılardan, ne Diyanet İşleri Başkanlığından ve ne de hükümetten her hangi bir tepki gelmiştir. Bu durum %99,9′ u Müslüman olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını hayrete düşürmüştür. Esad’a gösterilen tepkinin onda biri niçin Suudlara gösterilmemektedir.
En azından bu konu ile ilgili doğru bilgiler alınarak bütün Müslümanların bilgilendirilmesi Müslüman ülkelerdeki yetkililerin en asli görevi değil midir?
Daha önce de ecdadımızın yapmış olduğu tarihi Ecyat Kalesini yıkan Suudlara ses çıkarmayanlar şimdi de Peygamberimizin kabrini yıkmak isteyen Suudlara sessiz kalmaktadırlar. Bu davranışın Müslümanlığa yakışmadığı söylenmektedir. Ancak yıllar öncesi 1926 yılında kutsal mekanın yıkılacağını duyan Mustafa Kemal Atatürk Suud kralına bir telgraf çekerek “Tek taşına dokunursanız ordumu aşağıya gönderirim” dediği bilinmektedir.
Kas
02
TOBB’dan yapılan yazılı açıklamaya göre, TOBB’un, İslam Kalkınma Bankası (IDB) ile Şubat 2009 yılında imzaladığı işbirliği protokolü kapsamında, “TOBB IDB/ITFC-ICCIA Oda Akademisi” eğitim programının ikincisi 8-12 Ekim 2012 tarihleri arasında Ankara’da gerçekleştirildi.
Dünyanın en fakir 48 ülkesine baktığımız zaman 22 tanesi İslam ülkesi. Bunun sebebi ne diye düşünebildik mi? Dünya enerji kaynaklarının yüzde 90’ı İslam ülkelerinden çıkacak ama zengin olamayacaksınız. 57 İslam ülkesi bir Alman ekonomisi yapmıyor. Biz de bir noksanlık var.”
Zenginleşmenin yolunun ticaretten geçtiğine işaret eden Hisarcıklıoğlu, “Ülkelerimizi ve halklarımızı zenginleştirmemizin tek yolu ticaretten geçiyor. Onun için ticaret odaları çok önemli” değerlendirmesinde bulundu.
İslam ülkelerinde devletlerin zengin, halkların ise fakir olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, halkın zenginleşmesinin ticaretten geçtiğini ve bu yönden, tüccar ve sanayicilere hizmet etme noktasında odalara büyük görev düştüğünü ifade etti.
Niçin böyle olduğunu bence kendimize sormamız gerek!…