Mar 28

Yobaz Sancaktar Dergisinden Atatürk’e Hakaret!

ataturk_ice5
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Hakan Albayrak’ın genel yayın yönetmenliğini yaptığı Eyüp Gökhan Özekin’in imtiyaz sahibi olduğu Sancaktar dergisinden haddini aşan kapak.
Yayın hayatına başladığı andan itibaren yobaz bir yayın yapan Sancaktar dergisi, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e saldırmaya devam ediyor. Derginin 1-7 Mart tarihli sayısının kapağında “Mustafa Kemal devrilmeli” başlıklı bir yazı kaleme alındı.
“Hürriyet ve adalet için ayağa kalkan Tunuslular, Mısırlılar, Libyalılar, Yemenliler, başlarındaki diktatörleri bir bir devirirken, biz 75 sene evvel ölmüş olan bir diktatörün önünde eğilmeye devam ediyoruz. Yeter!” sözleri ile Mustafa Kemal Atatürk’ü ve onun büyük mirasını hedef alan dergi, iç sayfalarında ise üslubunu daha da sertleştirdi.
Bir kamyonunun üzerinde Atatürk heykellerinin bulunduğu bir kolaj hazırlayan dergi, “Mustafa Kemal devrilmelidir” başlığını yeniden kullanarak ‘U’ dönüşü yasak olan bir yolda gidildiğini gösterdi. Baştan sona Atatürk’e çok ağır hakaretlerde bulunulan yazıda bugün Türkiye’de yaşanan sıkıntıların sebebinin de Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk olduğu iddia ediliyor.
 
O Gazeteciler de Sancaktar’da
Sancaktar’ın kadrosunda hayli ilginç isimler yer alıyor. Hakan Albayrak genel yayın yönetmenliği görevini üstlenenlerden. Albayrak aynı zamanda Star gazetesinde de köşe yazarlığı yapıyor.
Son dönemde gazeteye katılan iki isim daha var. Bu iki isim için tüm Türkiye seferber olmuştu. Seferber olunmasının nedeni de bu gazetecilerin Suriye’de esir alındıkları iddiasıydı.
Adem Özköse ve Hamit Coşkun, bahar aylarında “Suriye’de kaybolan gazeteciler” nitelemesiyle gündemde bir hayli yer işgal etmişti. Yeni Hayat dergisi adına Suriye’de bulunan, aynı zamanda Milat gazetesi yazarı Özköse ve Coşkun’un kimler tarafından kaçırıldıkları hiçbir zaman tam olarak aydınlanmadı. Ancak “kayıp gazeteciler” Özköse ve Coşkun’un kaybolması kamuoyunun gündemine getirildikten sonra ortaya çeşitli iddialar atılmıştı. İkili, 10 Mayıs 2012′de serbest bırakılmış, Başbakanlığa ait özel bir uçakla Türkiye’ye getirilmişti.
RTE Bizzat Takip Etmiş.
Suriye’deki Türk gazeteciler Âdem Özköse ve Hamit Coşkun`un serbest bırakılmasıyla ilgili süreç, Başbakanlık`ta oluşturulan özel birim tarafından yürütülmüştü.
Temaslarda bulunmak için gittiği Rize’de geceyi geçiren RTE, oluşturulan özel birimin çalışmalarını bizzat takip ederek, gelişmelere ilişkin talimatlarını Rize’den vermişti.
 
 ataturk_ice6
 
ataturk_video
www.ensonhaber.com/izle/hakan-albayrak-in-sancaktar-dergisi-manifestosu  adresten seyredilebilir
 
Kaynak: sözcü.com
 
Posted in Gündem | Tagged , , | Yobaz Sancaktar Dergisinden Atatürk’e Hakaret! için yorumlar kapalı
Mar 27

Generalsiz, Subaysız TSK!

 images
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Generalsiz, Subaysız TSK Kimin İşine Gelir? 
“ Elbette Türk düşmanlarının”…
“Ergenekon,” “Balyoz,” “Andıç,” “dijital” vs… Asılsız suçlamalarla sürdürülmüş ve TSK komutanları birer birer tutuklanmıştı.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin resmi kuruluşu Türk Silahlı Kuvvetleri 1997 yılında Sincan’da tank yürütür. Sen misin tank yürüten? Tam 15 yıl sonra komutanlar suçlu görülerek tutuklamaya başladılar.
Gerçek bir Hukuk devletinde, evet gerçek bir hukuk devletinde (Burayı özellikle vurguluyorum) zanlıların sorgulanması ve suçları sabit ise tutuklanmaları gayet normaldir. Buraya kadar her şey normal gibi…
Fakat suç işledikleri hem dünyada hem Türkiye’de kamuoyunca kabul edilen ve hukuk işlemleri sonucunda da mahkeme kararlarıyla suçları sabit olan bu suçlulara RTE “İmralı süreci” diyerek devleti “o canilerin” ayağına götürüp onlarla görüşüyor. Görüşme tutanakları ise hiç kimseye açıklanmıyor. Sadece “sızdırma” adı ile bir oyunla kamuoyu oyalanıyor. Maalesef o katillerin af edilmeleri sağlanmaya çalışılıyor.
Sinirlenmeden, kızmadan terör elebaşlarının aşağıdaki tehditlerini okuyabilecek misiniz?
Bakın Kandildeki cani ne demiş :
“Türk ordusu şokta! Türk ordusu gerilla karşısında bir kırılma yaşıyor! Askerlerde savaşma azmi kalmadığını takip ediyoruz! Bu süreç, her an kapsamlı bir çatışmaya dönüşebilir. Bahar geldi, gerillanın hareket imkanı artacak ve Türk devlet güçlerinden daha fazla operasyon yapma gücüne sahip pozisyon kazanacak. Mevcut koşullarda Kürt Özgürlük Hareketi ilk kez, önemli olanakları yakaladı ve kendi özgücüyle çözümü zorlayacak. Kürdistan dört parçadır. Dört parçayı egemenliğinde tutan devletler kendi aralarında Kürtlere ilişkin anlaşmışlar. 2003’ten 2011’e kadar Türkiye-İran-Suriye’nin bize karşı üçlü anti-Kürt ittifakı vardı. Bu koşullar tümüyle değişti, Kürdistan üzerinde egemen olan devletlerarasındaki ittifaklar bozuldu. Bu koşullara dayanarak daha rahat ve daha güçlü bir mücadele zeminini yakaladık.”
PKK’nın artık değişik güçlerden silah dahil yardım alabilecek noktaya geldiğini söyleyen Karayılan, “Mücadelemizi üst aşamaya taşımanın koşulları doğdu. Daha kapsamlı bir savaşa hazırız. Bu açıdan yapımızı barışa ikna etmek kolay değil. İleriki süreçlerde Önderliğin de devreye girmesi gerekir. İki eksen üzerinde hazırlıklarımızı yaptığımızı ifade etmiştik. Birincisi, her an gelişme olasılığı olan yüksek bir savaş ve direniş ekseni, ikincisi Önder Apo’nun geliştirmekte olduğu barışçıl çalışmalara dahil olma eksenidir. Biz şimdi birinci ekseni değil de ikinci eksen üzerinde yoğunlaşırken bütün boyutlarını netleştirerek ve kesin bir biçimde sürecin derinleşmesini sağlayacak yol ve yöntemler üzerinde düşünmek ve pratik esaslarını somutlaştırmaya çalışmaktayız” (Yeniçağ Gazetesi’nden)
 
Sizler kısacık yazıyı okumaya tahammül edemezken “Analar ağlamasın” diye Anadolu’yu, bütün anavatanı ağlatmak nasıl bir iştir. Anlayabilene helal olsun. Bunun adı “barış” olabilir mi?
Emperyalistler ise hemen devreye girdi, Mavi Marmara gemisini basan ve 9 vatandaşımızı katleden İsrail’in Türkiye’den özür dilemesi sağlandı.
“Bayram değil seyran değil!… Obama Netenyahu’yu, Netenyahu RTE’yi niye öptü”…. Anlayabildiniz mi?
 
%50 oy veren ancak vatanını, milletini, bayrağını canından çok sevenlere sesleniyorum. Bu vatan da, bu bayrak ta senin! Bu millet ise sensin! Bu oyunu ancak sen bozarsın! Hainlerle işbirliğine fırsat verme!… Bu devlet bölünürse herkes altında kalır….
 
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , | Generalsiz, Subaysız TSK! için yorumlar kapalı
Mar 26

Altın Sözler

soz13cg1 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Eskiden şairler:
*“Devlet ricâli râhatı hiç bilmemektedir

Râhat, ricâl-i devleti hiç bilmemektedir”

*“Evi ev eden avrat, yurdu şen eden devlet”

*”Devlet şamar oğlanı oldu, bizler de

Devlet-i ebed-müddet olsa da serde

Nâçar, eli kolu bağlı bekleşiriz

Ya devlet başa, ya kuzgun leşe’ “der de…” demişlerdir.

* “Birden fazla milletin barındığı bir ülkede hür müesseseleri yaşatmak hemen hemen imkânsızdır. Aralarında dayanışma bulunmayan insanlar, özellikle de farklı dillerde okuyor ve konuşuyor ise işleyen temsil mekanizmaları için gerekli kamuoyu birliği sağlanamaz.” J. Stuart Mill
 
*”Aslını İnkâr Edip Türklüğünden Geçene, Dar Gelsin Dünya Alem Türk’e Kefen Biçene Atasözü
 
*Mehmet Akif’in yüz sene önce söyledikleri:
“Ey dipdiri meyyit! İki el bir baş içindir
Davransana… Eller de senin, baş da senindir!
His yok! Hareket yok! Acı yok! Leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana! Sen böyle değildin!”
 
*“Tarih değil, aptallıklar tekerrür eder.” Sultan Abdulhamid Han
 
*”Adalet topaldır, ağır yürür fakat gideceği yere er geç varır.” Mirabeau
 
*“Türkiye; bilimin nâkile, İslam’ın şekile, tesettürün de kâküle indirgendiği bir ülkedir.”
 
* “Demokrasi, arka planındaki bir tek şartla başlar. Milli birlik… Milli birlik, demokratikleşmenin diğer bütün evrelerinden önce gelmelidir.” Özetle, milli birliğin olmadığı yerlerde demokrasi bir fanteziden ibarettir. Dankward Rustow
 
Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , | Altın Sözler için yorumlar kapalı
Mar 25

Milletin aslı varken, vekilin ne işi var!

indir (1)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 Üzerindeki kıyafet ve davranışlarından köyden geldiği belli olan bir adam, son dakikada yetiştiği trene binmiş. Bindiği vagon dolu olduğu için oturacak yer bulamamış. Diğer vagonları da tek tek dolaşmış, hepsi dolu… Tam umudunu kestiği anda vagonlardan birinin boş olduğunu görmüş ve ”milletvekillerine aittir” yazısını da fark etmeden, girip oturmuş. Biraz sonra, biri gelmiş ve adama çıkışmış; – Ne işin var burada, çabuk kalk! Burası, benim yerim!
— Nereden senin oluyormuş, para verip biletimi aldım. Burası da boştu, niye kalkayım?
— Bak arkadaş, şu levhaya dikkat etsene burada ”milletvekillerine aittir” diye yazıyor. Ben milletvekiliyim, sen kimsin?
— Hadi oradan be… Sen milletin vekili isen ben de aslıyım. Milletin aslı varken, vekilin ne işi var! “Asıl olan değerini anladığında, vekil vekilliğini bilmek zorunda kalır.”
 
Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , , | Milletin aslı varken, vekilin ne işi var! için yorumlar kapalı
Mar 24

TÜRK MÜHRÜ TAŞIYAN ANADOLU GEL!

images
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Şanına kasteden böcekleri ez,
Şanlı Türk, şanından asla vazgeçmez
Çekirge bir daha, bir daha sekmez
Gel, beklenen umut bana dolu gel!
Gel canım, cananım, Anadolu, gel!
 
Kırgız’ım Kazak’ım Çerkez, Uz benim
Özbek’im, Tatar’ım, Uygur, Türkmen’im
Tarihte her zaman adım TÜRK benim
Gel, kendi özünle cana dolu gel!
Gel kucaklaşalım Anadolu, gel!
 
Diyalog’muş hangi dinler arası?
Kapanmaz ki asırlarca yarası
Tek yürek olmanın şimdi sırası
Gel Orta Asya, Tuna dolu gel!
Gel kutsal vatanım Anadolu, gel!
 
Türk’üm,düşmanımdan aman dilemem
Kundağımda cani, yılan belemem
Türk oğluyum uşaklığa gelemem
Gel, Ay-Yıldızınla şana dolu gel!
Gel Türk mührü taşıyan Anadolu, gel!
 
 
Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , | TÜRK MÜHRÜ TAŞIYAN ANADOLU GEL! için yorumlar kapalı
Mar 23

Anadolu Efsanesi

1252636420

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Başköy kalesini Rumlardan almak için sefere çıkan Sultan Alaaddin Keykubat, ordusu ile Kızılcahamam Taşlıca köyüne uğrayıp mola verince Kırmızı Ebe, bir bakraç ayran alarak, ikram etmek üzere askerlerin yanına gider. Ayranı koruda ki taş oluğa dökerek askerlere dağıtmaya başlar ve bir yandan da: -Doldurun Gazilerim, doldurun yiğitlerim, yavrularım! Diye seslenir. -Askerler de, doldur ana, Ana dolu derler Bu topraklar bundan böyle Anadolu olarak anılmaya başlar. Kırmızı Ebe’ nin bu kerameti yayılarak sultanın kulağına gider. Olanlara ilgi duyan sultan, kadının manevî yönünün farkına vararak yanına gider ve ona sorar: -Dile benden ne dilersin Ana! -Sağlığını dilerim sultanım! Bu asil cevap karşısında irkilen ve saygısı artan sultan, teklifinde ısrar edince Kırmızı Ebe, sırtına sardığı uyuyan yavrusunu işaret ederek: -Sultanım! Şu uyuyan yetim yavrum için biraz yiyecek ve büyüdüğünde kâfire karşı gâza yapması için hayır duanızı dilerim. Bunun üzerine Alaaddin Keykubat: -Taşlıca Köyünü ve civarını Kırmızı Ebe’ye ve Oruç Gazi ‘ye vakfeder ve köyden vergi alınmaması için ferman buyurur ve bütün köy arazisini vakfettiğine dair beratı yazdırıp Kırmızı Ebe’ye verir. Bu ferman gereği Cumhuriyet dönemine kadar köyden vergi alınmamıştır.

 

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , | Anadolu Efsanesi için yorumlar kapalı
Mar 23

Bu Nasıl Nevruz, Bu Nasıl Barış ?

 
 1363940977
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
  
 
 
 
 
Asya kıtasında yalnız Farsların, Kürtlerin, Süryanilerin, Mecusilerin değil aynı zamanda bütün Türk boylarının, Türk soyunun şölenlerle kutladığı bir toydur (düğün) Nevruz. yeryüzünün en eski bayramlarından biri olarak kabul edilen Nevruz’un geçmişi 5 bin yıl öncesine dayanmaktadır.
 
Nevruz Asya ‘da yaşayan milletler tarafından farklı şekilde algılanmakta olup Hz. Nuh’un (A.S) gemisinin karaya indiği tarih, Müslümanlar için Hızır (A.S) ve İlyas (A.S) buluşma anı, Türkler için Ergenekon’dan çıkış tarihi, İranlılar tarafından Şair Firdevsi’nin Şehname’de geçen Demirci Kawa’nın Zalim Dahhak’ı çekiçle öldürmesinin yıldönümü olarak kutlanmaktadır. Bu bayram Asya kıtasında yukarıda saydığım milletlerin ortak bir kültürüyle birlikte baharı müjdeleyen bir şenliktir.
 
Ancak bu bayramı terör örgütünün amacı için kullandığı görülmekte ve bilinmektedir. Buna AKP açık bir şekilde destek vermekte ve BDP ile işbirliği yaptığını da açık açık ifade etmektedir. Bu durum terör örgütüne güvenenleri pişman edecektir. Hiç yılanla bir torbaya girilir mi? Yılan elbette yanındakini ısıracak ve zehrini akıtacaktır. Başbakanın bahsettiği “baldıran zehri” bu mudur?
Cani, kanlı terör örgütünün isteklerini yerine getirmenin adı hangi tarihten bu yana “barış” diye adlandırılmaktadır. Bu teröristleri hoş görmek, af etmek ne dine, ne vicdana, ne de insanlığa yakışır!
 
İmralı canisinin ‘hükümetten onaylı’ mesajları nevruzda okunurken
Meydanlara “Gün Önder Apo’yu Özgürleştirme günüdür” pankartları yerleştirilmişken,
‘Çatışmalarda geberen’ hainlerin resimleri asılırken,
Bebek Katili caninin resimleri projektörler ile dev ekranlara yansıtılırken,
“Vur vur inlesin, katil TC dinlesin” şeklinde sloganlar atılırken,
Hainler meydanlarda ‘Caninin posterlerini’ ‘örgütün paçavralarını’ taşırken,
“İşgalci TC Kürdistan’dan defol” diye devlete meydan okurken,
Gösterilere öncülük eden Meclis’teki uzantıları, “Diyarbakır başkentimiz” diye buyurup, ‘Birleşik Kürdistan’ı ima ederken barıştan, bayramdan bahsedenler kimi kandırmaya çalışıyorlar.
Ne yazık ki; “Özerklik sloganlarının” rahatça atıldığı şu günlerde yüksek rakımlı tepelerde oturanlar “müstemleke medyanın” da yardımıyla “barış geliyor” diye vatandaşı oyalamaya devam ediyorlar.  Yavaş yavaş BOP eş başkanları da  belli oluyor. (Diğer eşbaşkanlar Barzani ile Öcalan olabilir mi?)
 
“Bu olsa olsa RTE ile Caninin barışıdır.”
 
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , | Bu Nasıl Nevruz, Bu Nasıl Barış ? için yorumlar kapalı
Mar 22

“Denize Düşen Yılana Sarılır”

indir
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
İktidar olmadan evvel haktan, hukuktan, tüyü bitmemiş yetimden bahseden ve Allah’ı dilinden düşürmeyen, siyasi ikbal için dini terminolojiyi Muaviye’ye bile şapka çıkarttıracak ölçüde kullanan AKP’lilerin iktidar partisi olarak Türk’ün ve Türklüğün ne olduğunu bilmek gibi bir mecburiyetleri vardır. Çünkü kendilerini iktidara taşıyan -bir ırkın değil-milletin adı TÜRK’tür! Hoşunuza gitmese de “Bayrak törenlerinde İstiklâl Marşı” eşliğinde göndere çekilen ve gölgesinde yaşadığınız bayrağın adı  daTÜRK BAYRAĞIDIR! Bu bayrağın dalgalandığı vatan toprağının adı da TÜRKİYE’DİR. Yani TÜRK’ün vatanıdır! 
 
Sevgili Peygamberimizin “Türk dilini öğreniniz, Ümmetimin idaresi Türklerin eline geçecektir, Sakın Türk’e dokunmayın” türündeki hadis-i şerifleri bir SÜNNET ve VASİYET niteliğindedir ve sonsuza kadar geçerlidir.
Âlemlere rahmet olarak gönderilen merhamet Peygamberi Hz. Muhammed’in Türkler hakkında söyledikleri bu AKP’lilerce bilinmez mi?
 
 Her ne kadar Türk’e alerji duymanızın sebebini anlamaya çalışmış olsak da sizlerden duymak isteriz. Halkın huzuruna çıkarak dürüstçe, mertçe açıklama yapacak cesaretiniz yok mu? Gerçeği söyleyememenin vermiş olduğu sıkıntıyı “kırk dereden mi desem, kırk kafadan mı desem ?” getirmek için neler çektiğinizi Türk halkı bilmektedir.
Hani bir atasözümüz vardır. “Denize düşen yılana sarılır.” Yılana sarılmadığınıza göre denize düşmediğiniz malum. Ancak “caniye sarıldığınıza göre cani batağına mı düştünüz?” Türk halkı olarak yarınınızdan fazlası ile kaygılı ve kederli olduğumuzu bilmenizi isteriz. Bir an önce bu tehlikeli durumdan kendinizi ve milletimizi kurtarmanızı canı gönülden arzuluyoruz.Ancak “caniye kucak açarak” değil!…
 
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , | “Denize Düşen Yılana Sarılır” için yorumlar kapalı
Mar 22

“Halk İçinde Muteber Bir Nesne Yok Devlet Gibi”…

images
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi”…  Kanuni Sultan Süleyman
 
Devlet, toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlığa devlet denilmektedir.
Devlet, sınırları belirli bir yurt ve türe düzeni içinde, ülküdaş insanların topluca ve kamu yararını sağlamak amacıyla örgütlenerek kurdukları ve benzeri topluluklarca bağımsız ve siyasal kişiliği tanınmış birliktir. Toplumun siyasal örgütlenişi ve toplumdaki siyasal örgütlerin tümüdür.
Devlet; büyük mutluluk, kut, talih, büyüklük, mevki, toprak bütünlüğü ve siyasal örgütü olan bir ulusun oluşturduğu hukuksal varlık olarak geçmektedir.
 
Yukarıdaki açıklamayı okuduktan sonra yaşadıklarımızın devlet anlayışına uygun olup olmadığını hep birlikte görelim.
 
Bir yıldan fazla bir zaman terör örgütü elinde rehin tutulan askerini, kaymakamını unutmuş bir devlet Orta Doğu’da güçlü olduğunu dile getirmesi ne kadar inandırıcıdır?
Bir devlet “çakalları, çapulcuları” muhatap alarak onların paçavraları altında boy gösterebilir mi? Ciddi bir devlet kendi askerini ve kaymakamını “çakal ve çapulcu” sürülerinin elinden almak için operasyon düzenler. Canilerin, çapulcuların ayağına giderek onlara yalvarmaz.
Askerlerimizin teslim anındaki dik duruşlarını “güçlü devlet olduğunu” iddia edenler gösterememişlerdir. Bu davranış bir terör örgütünü uluslar arası düzeyde meşrulaştırmak anlamına gelir. MİT yetkilileri bu utancı, bu onursuzluğu yaşamış ve yaşatmışlardır.
Terör örgütüne ne vaat edilmiştir. Ne verilmiştir. Hiçbir şey almadan vermek Allah’a mahsustur. Verilen yoksa süreç de yok demektir. Bunu gizlenmesinin sebepleri nelerdir?
 
Bir terör örgütünün isteklerine boyun eğilmiş ve diz çökülmüştür. Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmek ve ülkeyi bölmek isteyen bunun için terör suçu işleyen terör örgütüne pirim verilmiştir. Ama suç işlemeyen TSK mensupları tutuklanmıştır. Bunun vebali bu günkü iktidardadır.
Halkın anladığı devlet güçtür. İktidar devletin gücünü hukuki çerçevede yasal olarak uygulamakla sorumludur. Bu sorumluluğunu yerine getirmeyenler, getiremeyenler tarih nezdinde “hain” olarak anılmaktan kurtulamazlar.
 
Peki, buna ne diyecekler.
Korucuların çocuklarından oluşan 140 civarında Kürt kökenli vatandaşımız terör örgütünün elinde. Bunların hepsi devlete yardım ettiği için terör örgütü tarafından kaçırılmış ve rehin tutuluyorlar.
“Analar ağlamasın” diyenlere duyurulur.
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | “Halk İçinde Muteber Bir Nesne Yok Devlet Gibi”… için yorumlar kapalı
Mar 21

“2 David”in planını AKP uyguluyor!..

1363817131
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
  
Prof. Dr. Vamık David Volkan ile David L. Philips tarafından hazırlanıp iktidara sunulan üniter yapımızı sarsacak rapor bir bir hayata geçiriliyor
 
“Ekopolitik Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Derneği” adına Prof. Dr. Vamık David Volkan tarafından hazırlanıp Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sunulan raporla aynı önerileri kapsayan David L. Philips tarafından hazırlanan Amerikan Ulusal Dış Politik Komitesi’nin (NCAFP) 15 Ekim 2007 tarihli “PKK’nın silahsızlandırılması, terhis edilmesi ve topluma kazandırılması” başlıklı araştırma raporu birebir örtüşüyor. Prof. Dr. Vamık Volkan ve ekibinin iktidara “reçete” diye sunduğu ve Başbakan Tayyip Erdoğan ile teröristbaşı Öcalan’ın uyguladığı üniter yapıyı sarsacak 71 önerinin öne çıkan maddeleri şöyle:
* Türklük kavramı yerine Türkiyeli kavramı kullanılmalıdır. (Hayata geçirildi)
* Dünyanın en iyi, en kaliteli Kürtçe eğitim veren üniversitesi Siirt ve Mardin’e kurulmalıdır. (Eğitime başladı)
* Özerlik sistemi de artık tartışılır hâle getirilmelidir. (Gündemden düşmüyor)
* Ana dilde eğitim yapılması için demokratik sınırlar içinde düzenlemeler yapılmalıdır. (Hayata geçirildi)
* PKK’yı dağdan indirme çalışmalarında realiteye uygun çözümler geliştirmelidir. (Alternatif üretiliyor)
* Anayasanın özellikle ilk üç maddesi değişmelidir. (AKP teklif etti, üzerinde çalışılıyor)
* Barış sürecinin, çatışmasızlık sürecinin devam edebilmesi için hâlâ devam eden sınır ötesi operasyon ve bombalamalar durdurulmalıdır. (Durduruldu)
* Adalet Bakanlığı, örgüt propagandası ve toplantılara muhalefet konusunda 7-8 yıldır devam eden davalar hususunda hızlı adımlar atılması için çaba sarf etmelidir. (KCK’lılar teker teker sokağa salınıyor)
* Özellikle anayasamızda, kanunlarımızda ve diğer mevzuatta Türklüğü ön plana çıkaran, üst kimlik olarak vurgulayan hükümlerin ivedi olarak düzeltilmesi, çıkartılması ve daha kapsayıcı hâle getirilmesi gerekir. (Hayata geçirilmesi için çalışılıyor)
* Dağlara, taşlara yazılan “Ne mutlu Türk’üm!” yazısı ayrışmalara yol açtığı için silinmelidir. (Teker teker silindi)
* Andımız kaldırılmalıdır. (Üzerinde çalışılıyor)
* YAŞ kararı ile terfi ettirilemeyen askerlerin yanında, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da suça karışmış asker ve polisler de görevden alınmalıdır. (Proje halinde)
* Hakikatleri araştırma komisyonu kurulmalıdır. (Kuruldu)
* Sonradan değiştirilen coğrafya isimleri iade edilmelidir. (Edildi, ediliyor)
 
 
Kaynak: http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/habergoster.php?haber=82229
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , , | “2 David”in planını AKP uyguluyor!.. için yorumlar kapalı