Kas
01
Önce Endülüs’ü birkaç parçaya böldüler. Hepsini teker teker yedikten sonra son Hükümdarı Sultan 13. Muhammed’ de Gırnata Sultanlığını İspanya Kralı ve Kraliçesine 30 bin altına sattı.13. Muhammed’in annesi de oğluna “ Memleketini savunamadın, sattın. Şimdi kadınlar gibi ağla” demiş. İspanya Kralı 13. Muhammed’e “Sen gırnata Sultanlığını sattın ama sarayında oturabilirsin” diye sarayında oturma izni vermiş. Orada da birileri gecenin bir yarısında “yabancılarda toprak alabilir” diye bir yasa çıkarmış. Bunun sonucunda 30 bin altına Gırnata Sultanlığı ve ardından da Endülüs Devleti tarihten böyle silindi.
Özellikle bizdeki batıcılara, küreselcilere, yenidünya düzencilerine, diyalogculara duyurulur.
Eki
31
Türk’üm diyemeyenler tarafından Türk’ün anayasadan çıkarılmaya çalışıldığı bu dönemde Macarlardan Milli maçta bütün Türklere tokat bir afiş açıldı. Macarlar Türk olduklarını beyan ettiler. Macarlar Türk olduklarının yanında ‘Bozkurt’ yaparak kendilerinin Oğuz boyundan olduklarını göstermektedirler.
Macarlar, özellikle son dönemde Türk kökenli olduklarını ve Türklerle Türkistan’dan aynı köklere sahip olduğunu her ortamda haykırıyorlar. Geçtiğimiz yasama döneminde Macar Jobbik Partisi’nden temsilciler MHP genel Merkezine gelmiş ve MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’ı ziyaret etmiş, bozkurt yaparak fotoğraf çektirmişti.
*Sonkale.org
Eki
29
Yaşadığımız bu günlerde Cumhuriyetin nimetlerinden faydalanarak cumhuriyete saldıranlar eninde ve sonunda layık olduklarını bulacaklardır. ülkenin içinde bulunduğu sıkıntılı bu günlerde Cumhuriyete sahip çıkmak her Türk vatandaşının boynunun borcudur.
Her yıl 29 Ekim’de ulusça, kıvançla kutladığımız Cumhuriyet Bayramı bir milli bayramdır. Cumhuriyet Bayramı bizim için önemli ve değerli bir gündür.Çünkü bugünde, 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet kurulmuş ve insanlar Cumhuriyetle birlikte özünde var olan hürriyete kavuşmuştur. Cumhuriyet bir halk yönetimi şeklidir. Cumhuriyet yönetiminde egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir. Ulu önder Atatürk’ün de dediği gibi : ” Türk ulusunun yaradılışına ve yaşantısına en uygun olan yönetim şekli Cumhuriyettir.” Atatürk bu sözüyle, Türk ulusuna yakışan yönetimin Cumhuriyet olduğunu belirtmiştir.Çünkü Cumhuriyet bağımsızlık, özgürlük ve eşitlik gibi kavramları içinde barındıran bir yönetim şeklidir. Bağımsızlık , özgürlük ve eşitlik Türk ulusunun önem verdiği unsurlardır,bunun için Türk ulusu ancak bir Cumhuriyetle yönetilebilir. Cumhuriyete kavuşmamız hiç kolay olmamıştır. Atalarımız uzun yıllar bu uğurda savaşıp, vatanı kurtarmak için kanlarını ve canlarını vermişlerdir.
Onlar vatan uğrunda korkusuzca savaşıp bizlere rahat, huzurlu, mutlu Cumhuriyetle yönetilen bir toplum bırakmak için ellerinden geleni yapmışlardır. Biz huzura, rahata, mutlu ve hür bir yaşayışa Cumhuriyetle kavuştuk. Bu yüzden atalarımızın bizlere bıraktığı Cumhuriyetin anlam ve önemini kavramış olarak her yıl 29 Ekim’de kıvançla bu milli bayramı kutlar, milletçe seviniriz. Şehitlerimize, gazilerimize şükranlarımızı sunarken aziz hatıraları önünde saygıyla eğilir yüce Türk milletinin en büyük bayramı olan Cumhuriyet bayramını yürekten kutlarım.
Eki
28
JAPON UYARLAMASI:
Karınca, bütün yaz boyunca çalışır çabalar, kışı sağ salim atlatabilmek için ’karınca kararınca’ hazırlıklar yapar.
Ağustos Böceği ise çalar saz, bütün yaz. ‘Vur patlasın çal oynasın’ gününü gün ettiği, ‘yan gelip yattığı’ yetmezmiş gibi bir de Karınca ile alay eder.
Ve nihayet kış gelir, kapıya dayanır.
Karınca sıcacık yuvasında karnı tok, sırtı pek bir şekilde kışı geçirirken, Ağustos Böceği açlık ve soğuktan helak olup gider.
FRANSIZ UYARLAMASI:
Karınca, bütün yaz boyunca çalışır çabalar, kışı sağ salim atlatabilmek için ‘karınca kararınca’ hazırlıklar yapar.
Ağustos Böceği ise çalar saz, bütün yaz. ‘Vur patlasın çal oynasın’ gününü gün ettiği, ‘yan gelip yattığı’ yetmezmiş gibi bir de Karınca ile alay eder.
Ve nihayet kış gelir, kapıya dayanır.
Karıncanın aniden kapısı çalar.
Söylene söylene kapıya koşan Karınca bir de ne görsün. Son model bir limuzinden inen Ağustos Böceği, şaşkınlıktan gözleri faltaşı gibi açılan Karıncaya gülümser:
– “Ne o komşu, yine yiyecek isteyeceğimi mi zannettin yoksa? Korkma, kışı geçirmek üzere Paris’e gidiyorum da, bir isteğin var mı diye sormaya geldim.
Bir son model jipe, bir de ona bakan karınca, öfkesinden ağzını bozmamak için azami gayreti gösterip “Ulan” diye bağırır:
– “Eğer o La Fontaine’ni görürsen, kendisine en güzel selamlarımı ilet.
* * *
TÜRK UYARLAMASI:
Karınca, bütün yaz boyunca çalışır çabalar, kışı sağ salim atlatabilmek için ‘karınca kararınca’ hazırlıklar yapar.
Ağustos Böceği ise çalar saz, bütün yaz. ‘Vur patlasın çal oynasın’ gününü gün ettiği, ‘yan gelip yattığı’ yetmezmiş gibi bir de Karınca ile alay eder.
Ve nihayet kış gelir, kapıya dayanır.
Kar ve tipi ortasında bir basın toplantısı düzenlenen Ağustos Böceği, “Etrafta onca aç ve üşüyen varken, Karıncalar nasıl bir vurdumduymazlıkla sıcak yuvalarında yaşayabiliyorlar” diyerek olayı kamuoyunun vicdanına sunar.
Malzeme sıkıntısı çeken gazete ve televizyonlar, aç ve açıktaki ‘zavallı’ Ağustos Böceği ile ‘karnı tok sırtı pek’ Karıncanın resimlerini yan yana yayınlayarak tarafları ‘tartışmaya’ davet ederler.
Türkiye olayın şokunu yasamaktadır.
‘Nerededir’ bu devlet?
Yeşil Böcekleri Koruma Derneği temsilcileri, Yenişafak, Star, Bugün, Zaman ve Türkiye’ye verdikleri röportajlarda, Kanal 7, ATV, Samanyolu, Kanal 24, TGRT, Ülke TV’de katıldıkları açık oturumlarda, 30 yıldan beri çektikleri sefaletin tek nedeninin ‘sırf yeşil renkli’ olmalarından kaynaklandığını anlatırlar.
Karıncayı canlı yayına çıkaran bir medya cambazı, “Ey Karınca, kendi reklamını yapmak için zavallı bir Ağustos Böceğinin içler acısı durumundan yararlanmaya utanmıyor musun?” diye bir güzel haşlar.
Ertesi akşam bir başka programa konuk olan Karınca, “Ağustos Böceğinden yürüttüğün para ve yiyecekleri nerede akladın, öt çabuk” diyen medya cambazından bir güzel dayak yer.
Mesele, Bakanlar Kurulu’nda da ele alınır.
Yandaş medyaya çok özel demeç veren iktidarın başı, “Daha önceki hükümetler tarafından bunca yıldır sorunları göz ardı edilen değerli Ağustos Böceği kardeşlerimizin bundan böyle huzur ve refah içerisinde yaşamaları için gerekenler yapılacaktır” diye buyurur.
Ve en nihayetinde Taraf alır sazı eline:
– “Böcek harekatında ayrıntılı şok belgeler!..”
– “Ağustos Böceği olayında asker parmağı!..”
– “Karınca cuntasının son ihtilal planları!..”
‘Suçlu’ ilan edilen Karınca apar topar içeri tıkılır.
Ağustos Böceği, Karıncanın yuvasına yerleşir, yiyeceklerine konar, eşyalarının üzerine yatar ve ‘ak günlerin’ huzuru içerisinde gül gibi yaşayıp gider.
Eki
27
İZİN ALMIYOR VE MAZERET BİLDİRMİYOR!!!
AKP’nin Milletvekili Şükür, yerel seçim tarihini öne çekmeyi amaçlayan anayasa değişikliğinin oylamasına, parti grubundan izin almadan ve mazeret bildirmeden katılmadı. AK Parti kurmayları, oylamada yer almayan Cevdet Erdöl ve Naci Bostancı’nın, mazeretli olduklarını, ancak Şükür’ün Meclis’e neden gelmediği konusunda bilgilerinin bulunmadığını söylediler.
“NEREDE OLDUĞUNU BİLMİYORLAR”
Gazeteport’un haberine göre, AKP grup yönetimi oylama öncesi ve sonrası Şükür’e ulaşmaya çalıştı, ancak irtibat kuramadı. Grup yöneticileri “Hakan Şükür’ün hacca gittiğini duyduk. Bir bilgi de ABD’de olduğu yönünde… Nerede olduğunu bilmiyoruz” dediler.
*sonkale.org
Eki
26

AKP, peygamber efendimizi propaganda malzemesi yaptı
Eski müftü olan CHP’li İhsan Özkes, AKP Kırklareli il başkanının “Hz. Muhammed’in nüfus cüzdanı”nı hazırlamasına ateş püskürdü: Hazreti Muhammed’in yüce şahsiyetini ve hatırasını inciten, hafifleştiren, basitleştiren seviyesiz bir yaklaşım. Böyle bir densizlik düşündürücü.
AKP’li başkanın Hz. Muhammed için AKP logolu nüfus cüzdanı hazırlaması şaşkınlık yarattı.
CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes, AKP Kırklareli İl Başkanlığı’nca hazırlanan AKP logolu “Hazreti Muhammed’in nüfus cüzdanı”nda çocukları bölümüne Tayyip yazıldığına dikkat çekerek, “Sevgili Peygamberimizin reklam ve propaganda malzemesi yapılması başta Hz. Muhammed’e saygısızlıktır. Din kimsenin babasının malı değildir” dedi. Allah ıslah etsin!
Eki
25
Temel askere gider ilk gün Yüz başı bütün bölüğü toplar ve askerlere tek tek sormaya başlar. Nerelisin? Ankara- Sinop-Bursa- Balıkesir derken, bir asker Maraş’lıyım komutanım der, Yüzbaşı yanına yaklaşır Maraş değil oğlum Kahramanmaraş der ve tekrar sorar, nerelisin oğlum? Maraş’lıyım cevabını alınca askere bir tokat vurur ve Maraş değil Kahramanmaraş oğlum der,tekrar sorar nerelisin oğlum? Asker cevap verir: Kahramanmaraş komutanım. Bir sonraki sırada Temel vardır komutan sorar; nerelisin oğlum? Temel cevap verir Kahramanrize komutanım!
Eki
25
Düğüm attılar üstüne düğümün
Farkına varmadılar öldüğümün
Halini bir daha sordum köyümün
Dediler ki; “ruhuna el Fatiha!”
Çok üzüldüm buna, çok kafa yordum
Böyle perişanlık beklemiyordum
Bir ara çiftçinin işini sordum
Dediler ki; “ruhuna el Fatiha!”
Kahroldum, esnafa ümit bağladım
Şaşırdım, şok oldum, gönül dağladım
“Esnaf öldü” sözü duydum ağladım
Dediler ki; “ruhuna el Fatiha!”
Hiç kalmamış halkta dayanacak can
Herkes kan ağlıyor içten içe kan
İşçi, memur geldi aklıma o an
Dediler ki; “ruhuna el Fatiha!”
Duyunca bunları bittim, tükendim
Bu vatana kan ve can veren bendim
“La havle” çekerek siniri yendim
Dediler ki; “hepsine el Fatiha!”
Eki
24
Kutlu Olsun Bu Bayram
Bayram sevinciyle dolarak taşın
Gül, arşı alaya yükselsin başın
Gönülden gönül’e yol bulup koşun
Hepinize kutlu olsun bu bayram
Peygamber göndermiş bizi yaradan
Düşmanlık, dargınlık kalksın aradan
Ana- baba, konu- komşu sıradan
Hepinize kutlu olsun bu bayram
Hep gönüller Allahu Ekber’de
Abdestli zamanlar secde eder de
Camide, çarşıda, evde, seferde
Hepinize kutlu olsun bu bayram
Her anı mağfiret dolu bir ayın
Yunun dualarla nurlu yaşayın
Sevin çocukları, öpün, okşayın
Hepinize kutlu olsun bu bayram
Zamanları aşıp Hakk’a ulaşın
Sarılın, koklaşın ve helâlaşın
Sevgiyi, ilgiyi bölüp paylaşın
Hepinize kutlu olsun bu bayram
Eki
24
Bir Hakk’a kul oldum, yapmadım kula kulluk
Her zeminde düşmanım cahillik, dalkavukluk
Başımızdan defolsun bu hain sorumsuzluk
Akıllar her dakika mesaiye kalmalı…
Bana göre değil ki el, etek öpmek, asla!
Hiç lider mi olunur güçlü, kuvvetli kasla?
Her dem aklını kullan olayları kıyasla
Kılı bile kırk bin kez usanmadan yarmalı…
Aklı kullanmayan baş batı ile öykünür
Beni, bu kafa ancak köleliğe götürür
Kâbe bile bu çağda niçin siyah örtünür?
Ben Müslüman’ım diyen vicdanlara sormalı…
Medeniyet dediğin akılların dağıdır
Akıl okyanusuna dalanların çağıdır
O ileri çağlar ki bilimin tutsağıdır
Akıl, yer ve zaman, bilim ile dolmalı…
Türk adı bize Hak’tan verilen yüce addır
Aksini inkâr etmek Yaradan’a biattır
Bu dünya, bu sınavda ilk birinci sırattır
Bence her Türk mecburen buna kafa yormalı…