Kas 29

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “İnsanları istediği gibi kullanan kuvvet, fikirleri tanıyan ve geliştiren kimselerdir. Fikrin özelliği de hiçbir itirazın bozamayacağı bir kesinlikle kendi kendisini kabul ettirmesidir. Bu ise fikrin, yavaş yavaş duygular haline gelerek inanca dönüşmesi ile mümkündür. Ve böyle olduktan sonradır ki, onu sarsmak için bütün başka mantıkların, başka yargılamaların hükmü kalmaz.” Atatürk

* “Çoğu insan fiziksel, düşünsel veya ahlaki açıdan olsun kendi potansiyel varlıklarının çok azını kapsayan dar bir çemberde yaşar. Hepimiz, içinden hayal bile etmediğimiz şeyleri çekip çıkarabileceğimiz yaşam sarnıçlarına sahibiz.” William James

* “Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe, yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez…” Atatürk

* “Hak kuldan intikamını kul ile alır. Dini irfan bilmeyen bunu kul etti sanır.” Hz. Mevlana

* “İnsanın duygularını yönetmedeki ya da denetlemedeki acizliğine esaret adını veriyorum. Çünkü duygularına boyun eğen bir insan kendi denetimi altında değil; daha çok kaderin denetimi altındadır.” Spinoza

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Kas 27

“GAFLET, DALALET, HIYANET”  BAĞIŞLANABİLİR Mİ?

“GAFLET, DALALET, HIYANET”  BAĞIŞLANABİLİR Mİ?

Türk milliyetçilerinin ve ülkücülerin hareket noktası Türklüktür. Türk’ü sevmek, Türk’ü korumak, Türk’ü yükseltmek. Türk’ü, Türklüğü, Türk kavramını yok etmeye çalışanlara karşı en sert mücadele de Türkçülerden ve ülkücülerden gelir.

Aşağıda 2002 sonrasının yani AKP iktidarının genel bir görünüşünü vermeye çalışacağım.

Ergenekon, Balyoz vb. harekâtlar AKP iktidarı zamanında oldu. Hem Ergenekon kavramı kirletildi, hem Türk ordusunun düzeni bozuldu, hem de Türk ordusunun çok değerli komutanları suçsuz yere yıllarca hapislerde tutuldu. Bazı vatan evlatları canından oldu. En önemlisi, tasfiye edilen vatansever Türk subaylarının yerine FETÖ’cüler yükseltildi ve 15 Temmuz darbe girişimine yol açıldı.

FETÖ’cülerle en sıkı iş birliği AKP iktidarı zamanında yapıldı. Onlarla “aynı menzil”e yüründüğü bizzat AKP iktidarının başı tarafından söylendi. Ne istedilerse verdiklerini söyleyen de aynı kişidir. Bu iş birliği sonunda nice vatan çocukları hapislerde çürütüldü; başta silahlı kuvvetler olmak üzere FETÖ’nün, devletin kılcal damarlarına girmesine yol açıldı.

“Açılım, çözüm” gibi adlar altında PKK’nın önderleriyle görüşmeler de AKP iktidarı zamanında yapıldı. Âkil adam heyetleri de aynı iktidar zamanında oluşturuldu. PKK’lılar küstürülmesin diye Türk kavramı karıştırıldı. Anayasa’nın 66. maddesindeki “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.” tanımına rağmen Türk milleti “Türk, Kürt, Laz, Çerkez…” denilerek etnik gruplara ayrıldı, Türk milleti de bu etnik gruplardan biri kabul edildi. Bunu en çok da AKP iktidarının başı dile getirdi.

Açılım politikası uğruna PKK’lı teröristlerin affı için sınır kapısında mahkemeler de AKP iktidarı zamanında kuruldu. PKK’lılar zafer işaretleri ve zılgıtlarla Türkiye topraklarında tur attı.

Irak’ın kuzeyinde kurulan bölgesel devletin peşmerge denilen askerleri bu iktidar zamanında Türkiye’den geçirilerek, devlet parasıyla ağırlanarak Suriye’ye sokuldu. Hem de Suriye’nin kuzeyindeki YPG yapılanmasına yardım etsinler diye.

Yine AKP iktidarı zamanında valilere ve komutanlara PKK’lılara dokunmama talimatları verildi. Bundan yararlanan PKK’lılar Hakkâri ve civarında ağır silahlarla mevzilendiler. Bunların tasfiyesi için hendek savaşları yapıldı, bine yakın şehit verildi.

“Türk’üm, doğruyum…” diye başlayan andımızın okunması yine AKP tarafından kaldırıldı. Bazı resmî kurumlardaki T.C. (Türkiye Cumhuriyeti) ibaresi de bu iktidar zamanında kaldırıldı. “Ne mutlu Türk’üm diyene!” sözü bu iktidar zamanında uygunsuz bulundu.

Yukarıda belirtilenlerin ve daha belirtilmeyen birçok olumsuzluğun hepsinden daha önemli olarak, başta Suriyeli ve Afganlar olmak üzere milyonlarca yabancı yine bu iktidar, AKP iktidarı zamanında Türkiye’ye doldu. Bu durum, ülkenin Türk olan nüfus yapısının değişmesine yol açabilecek en büyük tehlikedir.

Bütün bunların 2002’den sonra yani AKP iktidarı döneminde olduğunu kim inkâr edebilir?

Şu anda FETÖ ile, PKK ile mücadele ediliyor diye bütün bunlar bağışlanabilir mi? Şu anda FETÖ ile, PKK ile mücadele ediliyor diye bütün bunlar bağışlanabilir mi? Böyle bir iktidara yardım edenler, yardım edecek olanlar, bu iktidarın devamına yarayacak tutum içinde olanlar bağışlanabilir mi?

Alıntı: Ahmet B. Ercilasun

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , | “GAFLET, DALALET, HIYANET”  BAĞIŞLANABİLİR Mİ? için yorumlar kapalı
Kas 25

ASHAB-I KEHF KÖPEĞİ KITMİR’İN SOYUNDAN

ASHAB_I KEHF KÖPEĞİ KITMİR’İN SOYUNDAN

Adamın biri Müslüman mezarlığına ölen köpeğini gömer.

••Görenler onu, zamanın Kadısına şikayet ederler. Kadı adamı çağırır ve işin aslını sorar.

••Adam:
-“Doğrudur, öyle yaptım, çünkü köpeğin bana vasiyeti böyleydi, onun vasiyetini yerine getirdim.” der.

••Kadı:
-“Sen bizim aklımızla alay mı ediyorsun efendi?” diye çıkışır.
••Adam:
-“Hayır efendim, aynı zamanda Kadıya da 10.000 dirhem vermemi vasiyet etti.” der.

••Bunu duyan Kadı hemen:
-“Rahmetli köpeğin ölümü bizi ziyâdesiyle üzdü.” der.

••İnsanlar, kadının değişen bu tavrına hayret ederler.
••Kadı onlara der ki:
-“Bu durum sizi hayrete düşürmesin, bu köpeğin geçmişini araştırdım, Ashab-ı Kehf köpeği Kıtmir’in soyundan geldiğini keşfettim.”

“KADIYI SATIN ALDIĞINDA ADALET ÖLÜR!.

ADALET ÖLDÜĞÜNDE MİLLET ÖLÜR!

MİLLET ÖLDÜĞÜNDE GÜN DEVLET ÖLÜR!


Alıntı

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , | ASHAB-I KEHF KÖPEĞİ KITMİR’İN SOYUNDAN için yorumlar kapalı
Kas 23

“İSLAM KALKANINI KULLANMAK”

“İSLAM KALKANINI KULLANMAK”

Türkiye’de ise dünyanın en iyi kadın voleybol milli takımı haline gelen sporcular, sözde İslami kaygıları olan bazı isimler tarafından hedef gösteriliyor. Takımda, eşcinsel bir sporcu bulunmasını öne çıkarıyorlar ama bugüne kadar dini vakıflarda erkek çocuklarına tecavüzlerle ilgili ağızlarını bıçak açmadı! Yedi yaşındaki kız çocuğunun evlendirilmesini de savunuyorlar. Yani asıl hedefleri başka…

Kadın voleybolcuların kıyafeti, sadece İslam ülkelerinde değil bütün dünyada eleştiriliyor ama Türkiye’de bu tartışmayı başlatanların asıl hedefi, kadını eve kapatan, kızların okumasını yasaklayan Taliban tipi bir toplumsal yapı kurmaktır.

Bu tartışmayı yapanlar, FETÖ’nün, başarılı futbolcuları kazanarak, Galatasaray gibi bir takımı, hatta A milli futbol takımını dönüştürmeye çalışmasına destek olanlardır. Fenerbahçe’ye yapılan FETÖ operasyonu da aynı hedefe dönüktü…

O zamanlar büyük futbol takımlarını ele geçirerek, milyonlarca taraftar ve gençlik üzerinden, ülkenin kılcal damarlarına nüfuz etmek ve toplumsallaşmak istiyorlardı. Asıl hedefleri ise Türkiye’nin yönetimine el koymak ve rejimi değiştirmekti…

Son dönemde de Trabzonspor adı, Fener Rum Patriği’ni, “ekümenik” yani “cihan patriği” olarak kabul ettirmek için kullanılıyor! Öyle ki patriğe, “Ekümenik Patrik Bartholomeos” yazılı bir Trabzonspor forması bile hediye edildi. Talimatın Ankara’dan geldiği anlaşıldı! Sözde İslamcılar, buna da ses çıkarmadı!

***

Benim bu yazıda üzerinde durmak istediğim, BBC’nin haberindeki “Sportswashing” yani “Sporla aklamak” kavramıdır.

Suudi Arabistan yönetimi, eski bir istihbarat görevlisi olan Cemal Kaşıkçı’yı İstanbul Başkonsolosluğu’nda doğramayı, Ronaldo ve Neymar gibi futbolcuları transfer ederek unutturabilir mi göreceğiz…

Türkiye’de ise hacmi 1 trilyon doları geçen yolsuzluk ve rüşvet paralarının yurt dışına kaçırılması, İslam’la yıkanarak unutturulamadı ama muhalefet, terörle özdeşleştirilerek, mevcut iktidarın yerli ve milli olduğu fikri seçmenin yarısına kabul ettirildi!

Ülkenin nüfus yapısı ise ensar-muhacir edebiyatı ile değiştirildi! Kısacası İslam dini, tarih boyunca olduğu gibi yine haksızlığı, adaletsizliği kabule vasıta kılındı. Şimdi de “çeşitli” dedikleri bir millet yapısını Anayasal hale getirerek, halkı, milli devleti yıkıp, ümmet devleti kurmak için ikna etmeye çalışacaklar. Asıl hedefleri ise ümmet devleti de değil; İslam kalkanını kullanarak Anadolu’da Türk egemenliğine son vermektir!

İslam’la yıkamak da budur.

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , | “İSLAM KALKANINI KULLANMAK” için yorumlar kapalı
Kas 21

BALIM SULTAN HİKÂYESİ (1)

BALIM SULTAN HİKÂYESİ (1)

Seyyid Ali Sultan (“Kızıl Deli” lâkabıyla da meşhurdur.) Dimetoka’ya gelir. (Dimetoka, şimdi Yunanistan sınırları içindedir.) Bir Bulgar Kralının kızı bir seccade dokuyarak duvara asmış ve annesine, kim bunun üzerinde dua ederse onunla evleneceğini söylemiş. Seyyid Ali Sultan ve Mürsel Bali bu Bulgar kralının evini ziyaret etmişler. Namaz kılmak istediklerinde duvarda asılı seccadeyi izin almaksızın indirip namaz kılarlarken, kız her ikisinin de kendisinin evlenemeyeceği kadar yaşlı olduğunu görünce seccadeyi çekmiş ve baba-oğul yere düşmüş. Seyyid Ali Sultan, kızın olağanüstü gücünü fark edince, bu gücün kızdan değil, ondan doğacak çocuktan geldiğini anlamış. Bal arayan Mürsel Bali, balı kızın ağzına koymuş. Bakire kız hamile kalmış ve çocuk baldan olduğu için “Balım” denmiş. Çocuğun annesi ölünce Seyyid Ali Sultan Tekkesi’ne alınmış ve 18 yaşına kadar tekkede yaşamış. Tekkede kaldığı odaya bugün dahi “Balım Sultan Dershanesi” denir.

Babası Mürsel Bali’nin vefatı üzerine 1484’te Balım Sultan posta oturmuştur. II. Bayezid, 1499’da onu İstanbul’a davet etmiş, sonra Hacı Bektaş-ı Velî Dergâhı’nın postnişini yapmıştır. (Ölümü: 1516).

Alıntı

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , | BALIM SULTAN HİKÂYESİ (1) için yorumlar kapalı
Kas 19

ABD’NİN TRUVA ATLARI VE 80 YILLIK PLANLAMASI!

ABD’NİN TRUVA ATLARI VE 80 YILLIK PLANLAMASI!

ABD Başkanı Biden, “Orta Doğu’daki son olaylar önümüzdeki 80 yılı belirleyecek” dedi. Eski ABD Başkanı Bill Clinton’ın 15 Kasım 1999’da TBMM’de yaptığı konuşmada, “20’nci Yüzyılı anlamak için, Türkiye’nin tarihi, bir anahtardır; ancak, ben inanıyorum ki, Türkiye’nin geleceği, önümüzdeki binyılın ilk yüzyılının şekillenmesinde de son derece önemli bir rol oynayacaktır.” diye konuşmuştu.

Clinton, Türkiye’nin Arap ülkeleri ve İsrail arasında, ayrıca Balkanlar ve Kafkaslar’da barış ve huzur ortamına katkıda bulunacağını da anlattı.

ABD’nin Türkiye’ye nasıl bir gelecek biçtiğini en açık bir şekilde söyleyen ise ABD’nin eski Türkiye Büyükelçisi Eric Edelman oldu.

The Economist dergisinin 24 Ocak 2004 tarihli sayısında, aynen şu ifadeler kullanılıyordu:

“ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Eric Edelman’a göre ‘İslâm dünyasında reform ABD’nin en önemli stratejik girişimi’ ve Türkiye’nin başarısı da bunda büyük rol oynayabilir.”

***

Clinton’un konuşmasının üzerinden 24 yıl geçti… 21’inci yüzyıldan geriye 76 yıl yani yuvarlak hesapla 80 yıl kaldı…

Hamas ile İsrail arasındaki savaş, önümüzdeki 80 yılı nasıl belirleyecek? Bunun için savaşın Hamas ile İsrail arasında kalmaması, bütün bölge güçlerini içine alacak şekilde genişlemesi gerekir ki herhalde Biden, onu kastediyor…

ABD başkanlarının veya büyükelçilerinin stratejiyle ilgili sözleri, sırf kendi görüşleri değil, devlet politikasıdır… İslam dünyasında reform, ABD’nin en önemli stratejik girişimi ise ve “Türkiye’nin başarısı” da bunda rol oynayacaksa, Türkiye’nin bu süreçte, ABD hedeflerine hizmet edeceği varsayılıyor demektir. Büyük Orta Doğu Projesi eş başkanlığı görevi de bunu gerektirmiyor mu?

Türkiye BOP gerçekleşsin diye uğraşıyorsa, AKP’nin yerli ve millî olduğu iddialarının bir kıymeti var mıdır? Bu söylemler, içerde kamuoyu desteği alabilmek ve iktidarda kalabilmek içindir. “Türkiye Yüzyılı” sloganı da halkı bu tatlı rüyayla oyalamaya yaramaktadır. Fiili durumda, Türkiye’de iktidar ve muhalefet, 21’inci yüzyılda ABD’nin “İslâm dünyasında reform” stratejisine göre tasarlanmıştır. Sadece İslâm’ın veya Türklüğün bayraktarı gibi görünenler değil, sosyal demokrasinin temsilciliğini üstlenenler de aynı stratejiye hizmet ettirilmektedir. Bu yapılardan üretilen politikalar, Türkiye’nin değil ABD’nin stratejisine uyumludur.

***

ABD, İsrail’i kınayan Malezya’ya üç defa nota veriyor ama İsrail’i savaş suçlusu olarak ilan eden Türkiye’ye sitem bile etmiyor! Türkiye’yi yöneten siyasi kadroların, iç kamuoyuna dönük konuştuğunu çok iyi biliyorlar ve bu sebeple ses çıkarmıyorlar.

Bu durumu, yıllar önce “İslâm’ın Truvası” kitabında toparladığım yazılarımda da ifade etmiştim. Türkiye’yi yöneten siyasi kadrolara verilen görev, ABD’nin İslam dünyasındaki Truva atı rolüdür…

Tabii bu durumun devam edebilmesi ve Türk seçmeninin sürekli aldatılabilmesi için Türkiye’ye bazı kısa vadeli kazanımlar da sunulabilmektedir… “Suriye’nin kuzeyinde 30 kilometre derinliğe kadar inebilirsin” denilmesi gibi, Türk halkı, uzun vadede işe yaramayacak bu başarılarla oyalanırken, 30 kilometrenin güneyindeki ABD kara kuvvetleri sayılan PKK/YPG güçlerine operasyon düzenlediğinde, SİHA’sı düşürülerek uyarıldı. O günden sonra operasyonlar, Irak’ın kuzeyine kaydırıldı. Halk terörle mücadeleye devam ediliyor zannetsin diye… Oysa o 30 kilometrenin güneyinde bir terör ordusu kuruldu.

***

Kısacası Türkiye, ABD stratejilerine uyumu sağlanarak kendi bindiği dalı keser duruma düşürülmüştür. ABD stratejisinden en küçük bir sapmaya bile izin vermiyorlar. Türkiye’yi yöneten siyasi kadrolar da böyle durumlarda küçük dillerini yutmuş gibi ilgisiz sesler çıkarıyor.

Son olarak şunu da eklemeliyim: Hamas saldırısı, ABD’nin Büyük Orta Doğu Projesi’nin hızlandırmasına yaramıştır. ABD’nin Orta Doğu’daki 80 yılı planlamak için Gazze’nin boşaltılması ve enerji terminali hâline getirilmesi gerekiyordu; Hamas düğmesine bastılar ve 80 yıllık operasyona başladılar…

***

“Küresel Truva atı!” başlıklı ve 11 Haziran 2003 tarihli yazımı şöyle bitirmiştim:

“Peki, bunları bildiğimiz hâlde, hâlâ ne diye oyunda oynaştayız?

Yoksa bizim beynimize de mi Truva atları yerleştirdiler?

Çözüm, önce beynimizden, sonra derneğimizden, partimizden, medyamızdan, iş dünyamızdan, devletimizden Truva atlarını söküp atmak ve kendi programımızı uygulamaktır…”

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , | ABD’NİN TRUVA ATLARI VE 80 YILLIK PLANLAMASI! için yorumlar kapalı
Kas 17

EY TÜRK GENCİ!

EY TÜRK GENCİ!

* * *

Beceriksiz ellerde ufkumuz sisleniyor

Yetkililer bu millet sizlere sesleniyor

Hala, ne diye niçin soysuzlar besleniyor?

Koy tavrını bu gaflet, hainlik bitsin!

Bu vatanı sevmeyen defolup gitsin!

Ey Türk genci!

Bu vatana, bu bayrağa laf ettirme, laf etme

Gitmiyorlarsa itler, çek kıçına bir tekme!

* * *

Seviyoruz derler de sakın dile kanma sen

Makam ile mevkiye, bir de pula kanma sen

Özüne güven yalnız aman ele kanma sen

Göster haydi kendini bütün eziklik bitsin!

Bu vatanı sevmeyen defolup gitsin!

Ey Türk genci!

Bu vatana, bu millete laf ettirme, laf etme

Gitmiyorlarsa itler, çek kıçına bir tekme!

* * *

Yaşanmaz ki; vatansız, bayraksız, ülküsüz boş

Kalpleri mi karanlık, beyinleri mi bir hoş?

Irkını bil ha, tanı, uyan geleceğe koş

Ey yiğit, kalk ayağa gayrı miskinlik bitsin!

Bu vatanı sevmeyen defolup gitsin!

Ey Türk genci!

Bu vatana, bu bayrağa laf ettirme, laf etme

Gitmiyorlarsa itler, çek kıçına bir tekme!

* * *

Kenan Şahbaz

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , | EY TÜRK GENCİ! için yorumlar kapalı
Kas 15

UÇAK GEMİLERİ TÜRKİYE İÇİN Mİ!

UÇAK GEMİLERİ TÜRKİYE İÇİN Mİ!

Prof. Dr. Anıl Çeçen, “Ukrayna’dan İsrail’e geçilemez” başlığı altında, Türkiye’nin etrafındaki iki sıcak savaşın, tarihi ve stratejik açıdan ne anlama geldiğini, bu savaşların asıl hedefinin ne olduğunu inceledi.

Prof. Çeçen, konuya özetle şöyle bakıyor:

*“Zelenski ismini taşıyan tiyatrocu, gazetecilerin fazla üzerine geldiği bir aşamada kendisinin etnik kimliği ile birlikte Büyük İsrail Projesi’ne taraf olduklarını ve bu doğrultuda merkezi alan imparatorluğunun Siyonist plan çizgisinde gerçekleştirileceğini söylemiştir.

*Zelenski, Rusya’nın işgalinin ellinci gününde, Ukrayna’nın Büyük İsrail devletine dönüşeceğini ve bu amaçla mücadeleye devam ettiklerini açıkça belirtmiştir.

Zelenski’yi destekleyen İsrail elçisi de Ukrayna’daki durumun İsrail’in durumuna çok benzediğini önümüzdeki dönemde halk kitlelerine dağıtılacak silahlarla Ukrayna’nın da tıpkı bugünkü İsrail gibi bir savaş alanına dönüşeceğini ifade etmiştir.

*Zelenski’ye göre Hıristiyan ve Müslümanların dolu olduğu merkezi alanda Büyük İsrail’in kurulmasıyla birlikte üçüncü tek tanrılı din olarak Musevilik de orta dünyada kurulacaktır. Ayrıca Kırım yarımadasının da Siyonizmin merkezi hedefleri arasında olduğunu siyasal olaylar göstermektedir.

*Zelenski, son aşamada Museviliği benimsemekte olan Hazar devletinin mirasını izleyen bir biçimde Ukrayna toprakları üzerinde bir büyük İsrail devleti kurabilmenin çabası içine girmiştir.

***

*Kudüs Üniversitesi öğretim üyelerinden Yuval Noah Harari, geleceğin büyük İsrail imparatorluğunu, Anadolu Yarımadası üzerinde durarak anlatmakta, bir anlamda Türklerin ana yurdu konumundaki Anadolu topraklarını, Büyük İsrail devletinin merkezi toprakları olarak göstermektedir.

*Kuzeyinde Hazar kalıntısı bir Ukrayna Cumhuriyeti ile Kuzey İsrail ve Filistin merkezli Büyük İsrail projeleri ile karşı karşıya kalan Türkiye Cumhuriyeti, kuzey ve güneyden gelen Siyonist projelerin tam ortasında kalmaktadır.

*Zelenski’nin istediği biçimde bir Büyük İsrail kurulurken, geçici bir proje olduğu ilan edilen Türkiye Cumhuriyeti’nin topraklarının Türklerin elinden alınacağı, Türklerin yeniden Orta Asya’ya doğru yönlendirilerek eskisi gibi dış dünyaya kapalı bir yaşama mahkûm edileceği yazılıp çizilmektedir.

*Anadolu’da Türk nüfus istemeyen emperyalistlerin ve yerli işbirlikçilerinin Odessa, Selanik ve Kudüs üçgeninde bir Büyük İsrail yapılanmasının, Anadolu yarımadasını kendi vatanı yapmış olan Türkler tarafından kabul edilmeyeceği, tarihte yaşanan olaylar ve Kuvayı Milliyeci Türk Milleti’nin direnişi ile kanıtlanmıştır.

*Onların böylesine büyük alan projeleri varsa Türkiye’nin de komşularıyla birlikte ortak bir merkezi savunmayı gündeme getirecek, antiemperyalist bir çizgide, Merkezi Devletler Birliği projesi de karşıt bir savunma projesi olarak devrede olacaktır.

*Ukrayna’dan İsrail’e kadar uzanacak bir Büyük İsrail projesine rağmen Misakı Milli sınırları içinde var olan ve bugünlerde yüzüncü yılını tamamlayan Türkiye Cumhuriyeti devleti ve tarihi bir gerçek olan Türk Milleti sonsuza kadar yaşam mücadelesini sürdürecek ve kurucu önder Atatürk’ün dediği gibi Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”

***

Çeçen’in tespitlerine ek olarak Türkiye’de, Büyük Orta Doğu Projesi’nin “Yeni Osmanlı kuruluyor” diye halka benimsetilmeye çalışıldığını, ensar-muhacir diye gösterilen nüfus istilası ve yüz binlerce yabancı savaşçı getirilmesiyle milletin çeşitliliğine dayanan yeni bir Anayasa yapma arayışının birlikte düşünülmesi gerektiğini; Anadolu’nun Türk vatanı olmaktan çıkarılmasının hedeflendiğini de hatırlatmalıyım.

İşte bu hazırlıklardan sonra Hamas’ın başlattığı savaş, İsrail’in katliam yapmasıyla devam ederken, ABD ve İngiltere, uçak gemilerini Doğu Akdeniz’e göndermiş, Suriye’de Türk SİHA’sını düşüren ABD, “Türkiye bölge barışını tehlikeye düşürüyor” diye başkanlık açıklaması yayınlamıştır.

***

Kısacası, Hamas’ın saldırısı, ABD ve İngiltere’nin Büyük İsrail projesini hayata geçirme operasyonunu hızlandırmasına hizmet etmiştir. Sonuç budur!

ABD ve İngiltere’nin uçak gemileri, Türkiye için Doğu Akdeniz’e getirilmiştir; Hamas için değil… Tabii bu uçak gemileri, Hamas için fazladır ama Türkiye için az gelir.

İngiltere ve Fransa, Çanakkale’de yenilmişti, şimdi ABD ve İngiltere, Doğu Akdeniz’de yine yenilecektir…

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | UÇAK GEMİLERİ TÜRKİYE İÇİN Mİ! için yorumlar kapalı
Kas 14

KKTC 40 YAŞINDA. KUTLU OLSUN

KKTC 40 YAŞINDA. KUTLU OLSUN

Az gittik uz gittik, Anadolu coğrafyasını vatan yapabilmek için 7 düvel ile savaştık. Ülkemizi ona saldıranlardan kurtarmanın onurunu bugün hep birlikte yaşıyoruz. Dışarıdan saldıranlara karşın içte de karşımızda yer alanların da günümüzde isimleri bile anımsanmıyor. Zorlu geçen mücadeleden sonra 29 Ekim 1923’te Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu dünyaya duyuruldu. 100. yılı da kutlamanın onurunu hep birlikte yaşıdık. Daha nice 100 yıllara…

Kıbrıs Türkleri de Anadolu’da Yüce Atatürk ve arkadaşlarının verdikleri kurtuluş mücadelesi ve bağımsızlık kavgasını örnek olarak aldı. Kıbrıs’ta İngiliz yöneticilerle yerel Rumların saldırılarına karşı direnme haklarını kullandılar. Rumların Kıbrıs Türklerini kendi egemenlikleri altına almaları da KKTC’nin kurulmasının yolunu açıyordu. Bundan 40 yıl önce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni Kıbrıs Türk Federe Meclisi’nin oybirliği ile aldığı kararla “Dağ başını duman almış” marşını söyleyerek kurup bağımsızlıklarını dünyaya duyurdular.

19 Şubat 1959’da kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nde Türklerle Rumlar eşit ortak olarak kabul ediliyordu. Ada’da yaşanan soykırım olaylarından sonra BMGK’nın toplanarak 4 Mart 1964 tarihinde aldığı 186 sayılı kararla Kıbrıs Türklerini yok sayması çözümsüzlüğü de beraberinde getiriyordu. Anılan bu kararla yukarıda da değindiğimiz gibi Kıbrıs Türklerini hiçbir zaman yönetmemiş olan Rumlar, Türklere de başka seçenek bırakmıyordu.

Bu gelişme üzerine BMGK aldığı 541ve 550 sayılı kararlarla KKTC’nin tanınmamasının da yolunu açıyordu. Son dönemde KKTC, Türk Devletleri Teşkilatına gözlemci üye olarak alınmıştır. Bu kararla her sıkıntının aşıldığı söylenemez. Yapılması gereken öncelikle Teşkilat üyesi devletlerin tanınma yönünde gereken adımları atmaları veya anılan kararların güncellenmesi çalışmasını başlatmak gerektiğinin bilinmesi gerekiyor.

60 yılı aşkın süredir adada yaşanmakta olan uyuşmazlığın çözümü için BM Genel Yazmanlarının hazırladıkları çözüm önerilerine ilişkin sayfaların sayısı bile bilinmiyor. Son olarak hazırlanan ve Annan Plânı diye tanımlanan belge olmanın ötesinde bir anlam içermeyen belgede Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yerine “Kıbrıs Türk Devleti” isminin verilmesi sonrasında adada çözümün olası olabileceği öngörüsünün gerçeklerden uzak olduğu biliniyor. Yapılması gereken bu çağdışı gidişin önlenmesi için ulus olarak hep birlikte hareket etmektir.

Uluslararası kurum ve kuruluşlara fahri üyelik kabullerini gerekli bulurken resmi tanınmaya bu ülkelerden başlanması karşımızda duruyor. İsim değişikliğinin de yararının olmayacağını yinelerken geri adım atmayacağımızın da bilinmesi gerekiyor.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Kuruluş yılı ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 40. Onur yılını bir kez daha kutluyor, nicelerine ulaşmayı diliyoruz.

Şehitlerimize, Gazilerimize rahmet, Bütün Türk Dünyasının Turan’a erişmesini diliyorum.

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | KKTC 40 YAŞINDA. KUTLU OLSUN için yorumlar kapalı
Kas 13

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK İÇİN NE DEDİLER:

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK İÇİN NE DEDİLER:

* “Atatürk, tarihin Türk ulusuna ve insanlığa bir armağandır.” Klaus Liebe

* “Mustafa Kemal sosyalist değil, fakat görülüyor ki iyi bir teşkilatçı, yüksek anlayışlı, ilerici ve iyi düşünceli, akıllı lider.” Lenin

* “Kahramanlıklarını göz önüne aldığımda, özetle diyebilirim ki, tarihte ülkesi için, Mustafa Kemal Atatürk’ten daha büyük işler başarmış hiç kimse yoktur.” Targuin Olivier

* “Ben şimdiye kadar on beş hükümdar ve cumhurbaşkanı ile özel ve resmi konuşmalar yaptım. Bu geceki kadar ezildiğimi hatırlamıyorum. Mustafa Kemal’de büyük bir ruh kudretinin esrarı var.” Sir Charles Townshend

* “ Atatürk, bütün insanlık için gerçek bir onur simgesi.” UNESCO

* “ Atatürk sağ olsaydı, dünyanın görüntüsü buünden çok başka olurdu. Kşke sağ olsaydı, biz o büyük adamın izinden gidebilseydik.” Winston Chirchill

* “Bugün milenyumun hiç şüphe yoktur ki tek devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk’tür. Çünkü O, yılın değil asrın lideri olabilmeyi başarmış tek liderdir.” Bill Clinton

* “Mustafa Kema; bir millet, bütü vasıtalarında mahrum edilse dahi, kendini kurtaracak vasıtaları yaratabileceğini ispar eden adamdır.” Adolf Hitler

* “Atatürk, yalnızca tüm zamanların komutanlarından biri değil, aynı zamanda siyaset kuramının büyük filozoflarından biridir.” Jorge Blanka Villalta

* “Onu sizler layıkıyla takdir edemezsiniz. Büyüklüğünü gereği kadar ölçemezsiniz. O, yüce bir dağa benzer Eteğinde yaşayanlar, bu yüceliği fark edemezler. Bu dağın azametini kavrayabilmek için O’na uzaklardan bakmak gerekir.” Claude Farrere

* “Benim üzüntüm, bu adamla tanışmak hususundaki şiddetli arzumun gerçekleşmesine artık imkân kalmamış olmasıdır.” Franklin D. Roosevelt

* “Askerlik dehasıyla, insanlık idealini O’nun kadar nefsinde birleştirmiş bir adam tanımıyorum. Şu anda hiçbirimizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal’i görmek için neler vermezdim.” General Douglas McArthur

* Atatürk’ün askerlik tarafına hayret etmiyorum. Her meslekte deha sahibi insanlar vardır, buna şaşılmaz. Fakat İsviçre Medeni Kanunu’nu kabul etmek ve Türkiye’de yürürlüğe koymak; bu adeta dehanın da üstünde bir şey! İşte buna hayranım.” Edouard Herriot

* “Büyük olmak için hiç kimseye dalkavukluk etmeyeceksin.  Hiç kimseyi aldatmayacaksın. Memleket için gerçek ülkü ne ise onu görecek, o hedefe yürüyeceksin. Herkes sana karşı çıkacaktır. Hrkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır. Fakat sen buna dayanıklı olacaksın. Önüne sonu gelmeyen engeller çıkacaktır. Kendini büyük değil; küçük, zayıf, kimsesiz ve araçsız kabul edecek, kimsede yardım gelmeyeceğine inanmış olarak bu engelleri aşacaksın. Bundan sonra da sana “Büyüksün” derlerse bunu söyleyenlere güleceksin.” Mustafa Kemal Atyatürk

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , | MUSTAFA KEMAL ATATÜRK İÇİN NE DEDİLER: için yorumlar kapalı