Nis 27

ALPARSLAN DA, ATATÜRK DE TÜRK’TÜR. ZAFERLERİ KUTLU OLSUN

ALPARSLAN DA, ATATÜRK DE TÜRK’TÜR. ZAFERLERİ KUTLU OLSUN

Ya muzaffer olur gayeme ulaşırım, ya da şehit olarak Cennet’e giderim” diyen Anadolu’nun kapısını Türk’e açan Alp Arslan da Türk’tür,  “Ya istiklal, ya ölüm” diyen Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucu lideri Mustafa Kemal de Türk’tür.…

“27 bin askeriyle ilerlerken, askerlerinden gelen ‘300 bin kişilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor’ haberi üzerine, ‘Biz de onlara yaklaşıyoruz'” diyen Alp Arslan da Türk’tür, “Geldikleri gibi giderler” diyen Mustafa Kemal de Türk’tür…

“Size öyle bir vatan aldım ki, ebediyen sizin olacaktır” diyen Alp Arslan da Türk’tür “Bu memleket tarihte Türktü, halde Türktür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır” diyen Mustafa Kemal’i Türk’tür…

HER İKİSİ DE TÜRK’ÜN ATASIDIR BİRİNİ DİĞERİNDEN AYIRAMAZSINIZ

İsteseniz de istemeseniz de, kabul etseniz de etmeseniz de her ikisi de “Kahraman Çılgın Türk’tür!”

Alıntı

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , | ALPARSLAN DA, ATATÜRK DE TÜRK’TÜR. ZAFERLERİ KUTLU OLSUN için yorumlar kapalı
Nis 26

BESMELE

BESMELE

Her yaptığın işi besmeleyle yap

Bu güzel ahlâkı bir an önce kap

Budur bir kul için, en karlı hesap

Bütün kapıları açar besmele

* * *

Yedi kat arşı da aşar her zaman

Doğruluk, iyilik taşar her zaman

Akılla, imanla yaşar her zaman

İki cihanda da geçer besmele

* * *

Açılır imanla kulların gözü

Söylesin müminler en tatlı sözü

Besmele değil mi, her işin özü

Kalplere sonsuz nur saçar besmele

* * *

Sofrada aşın da bereketlenir

Doğada kuşun da bereketlenir

Taşın da başında bereketlenir

Mümin yüreklere uçar besmele

* * *

En çetin engeller yok olur birden

Hayırlı işlerin çok olur birden

Şeytana, harama ok olur birden

Hak ve hakikati seçer besmele

* * *

Kibir ile kinden hiç zevk almaz ki

Hiçbir vakit ortalıkta kalmaz ki

Harama, günaha asla salmaz ki

İmanlı yüreğe koşar besmele

* * *

Kenan Şahbaz

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , | BESMELE için yorumlar kapalı
Nis 25

ÇOK DÜŞTÜLER ÇOK…

ÇOK DÜŞTÜLER ÇOK…

Yıl 2012…

Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan AKP grup toplantısı için kürsüye çıktı.

Yaptığı konuşmada toplumu açıkça bilerek ve isteyerek ortadan ikiye böldü.

Dedi ki…

“Muğla’da 6 caminin depo yapılıp, dolapları tuvalet haline getirilerek kadın oynatılıp şarap içildiğini, karşı çıkan zamanın Müftüsü Münir Özsoy da vali tarafından görevinden azledildi.”

Devamında da Kahramanmaraş’taki Türkoğlu mahallesindeki Ulucami’nin kapatılıp bir ahır haline geldiğini ve 1947’de Şekerli ve Hatuniye camilerinin de kapatıldığını, Şekerli Camii’nin ambar, Hatuniye’nin ise karakol olarak kullanıldığını kaydetti.

Ne kadar toplumdan gelen “yapmayın etmeyin, doğru değil, insanları bölmeyin” çağrıları olsa da kulak asılmadı ve bu yalan propaganda acı bir şekilde yıllarca tekrar edildi.

Aslında bu iddia Türkiye’de “cumhuriyet düşmanı” kesimin “şehir efsanesi” haline gelmiş “yalanlarından” ve “çarpıtmalarından” biriydi.

Tabii kimse “neden” diye sormadığı için, camilerin o dönem neden kapatıldığı sorgulanmadı.

Sonradan ortaya çıktı ki İsmet İnönü, II. Dünya Savaşı’nın devam ettiği 1939-1946 yılları arasında, Türkiye’ye yönelik muhtemel bir saldırıda, camilerin hedef alınmayacağını düşünerek, müzelerimizdeki “tarihi” ve “dini” değeri olan eserleri, zarar görmemeleri için, bazı camilere koydurarak koruma altına almıştı. Başına da asker koydurmuştu.

Muhtemel bir saldırı derken Avrupa’da esen Hitler ve faşizm rüzgârı ile her an kafanıza bomba düşecek bir siyasi ortam düşünün.

Bu bilgileri tarihçi yazar Sinan Meydan, “Cumhuriyet Tarihi Yalanları, 2. Kitap”ta ayrıntılarıyla anlatır.

Dahası yıllarca CHP’de görev yapmış, İnönü’nün yakınında bulunmuş, Necati Karakaya, Tufan Türenç’e gönderdiği mektupta olayın aslını şöyle aktarmıştı:

“1942 yılında İkinci Dünya Savaşı’nın en alevli günlerinde Hitler’in orduları sınırımıza dayandı. Türkiye’ye girip girmemekte kararsızlardı.

İsmet Paşa, Trakya’da Çakmak Hattını kurmasına rağmen İstanbul’un bombalanacağını tahmin ediyor bu nedenle de savunmayı Ankara’nın dışında yapmayı düşünüyordu. İstanbul’daki saraylarda ve müzelerde bulunan tarihî eşyaları, zarar görmemeleri için Alman uçaklarının menzillerinin dışında kalan bölgelerdeki camilere koymayı düşündü.

İsmet Paşa düşmanın camileri bombalamayacağını biliyordu. O nedenle bütün saray eşyalarını, padişahların tahtlarını, mücevherleri, kutsal emanetleri, Hazreti Muhammed’in sancağını, kılıcını, Hırka-i Saadet’i, Hazreti Osman’ın kanlı Kur’an’ı Kerim’ini, Atatürk’ün Samsun’da çıktığı tahta iskeleyi, müzelerde ne varsa tümünü tam 48 vagona yerleştirerek Niğde’ye gönderdi.

Bu değerli eşyaları korumak için Topkapı Sarayı İkinci Müdürü Lütfü Turanbek başkanlığında 30 görevli, aileleri ve çocuklarıyla birlikte Niğde’ye gitti.

Eşyalar ve görevliler, tehlike tamamen geçene kadar Niğde’de kaldılar.”

Farkındayım çok uzattım…

Bu iddianın kaynağı Mehmet Şevket Eygi, konuyu 2003 yılında “Yakın Tarihimizde Câmi Kıyımı” adıyla kitaplaştırmıştı. Kitabın başlığının altında ise “Kapatılan, satılan, yıkılan, kiraya verilen, depo yapılan, CHP ocağı, saz ve içki evi, spor kulübü lokali haline getirilen, müzeye dönüştürülen binlerce mâbedin hazin hikayesi” şeklinde bir ibare vardır.

Yani, “CHP, Tek Parti döneminde camiler kapatıldı, depo ve hatta tuvalet yapıldı” iddiasını ileri sürenlerin “en büyük kanıtı”, şeriatçılığı tescilli bir “Atatürk ve cumhuriyet düşmanı” olan Mehmet Şevki Eygi’nin kaynağı belirsiz yazdıkları ve söyledikleriydi.

Tam da bu noktada…

Gelin ben size 1940’lardaki içine su katılmış yalan ve doğruları çorba yapmak yerine günümüzden bir olay anlatayım.

Bana bir ihbar ulaştı.

Belki bilgisi vardır diye CHP Uşak Milletvekili Özkan Yalım‘ı aradım. Meğer zaten her şeye hâkimmiş.

Sağolsun başladı anlatmaya…

Hikâye Uşak’ın Sivaslı ilçesi Tatar beldesinde geçiyor.

Olaya göre 1946 yılında Mehmet Ali Çevik tarafından 31 bin metrekare arazi Tatar Köy Güzelleştirme Derneği’ne bağışlanmış.

1953 yılında Tatar da belde olmuş. Yani muhtarlıktan belediyeye geçmiş… Burada birçok vatandaşımız Danimarka’ya göç ettiği için o dönemde bu cami dernek tarafından gelen desteklerle yapılmış.

İbadete açıldıktan sonra 2019 yılında AKP tarafından yönetilen Tatar Belediyesi ise Aykut Çetinkaya adlı vatandaşa içerisinde caminin de olduğu 31 bin metrekare araziyi, 420 bin TL bedel ile satıyor. Bu alanın içerisinde birçok ceviz ağacı da bulunuyor. Hatta beldenin su deposu bile burada.

CHP Milletvekili Özkan Yalım’ın verdiği bilgiye göre Aykut Çetinkaya ise aynı zamanda Uşak Orman Müdürlüğü’nde şef olarak görev yapıyor. Önce Uşak’ın Sivaslı ilçesinde daha sonra da Ulubey ilçesinde şef olarak görevine devam ediyor.

Öyle ki bu kişi daha sonra Orman Müdürlüğü’ne ait araçlarla bu arazinin sulamasını vs. değişik amaçlarla kamu hizmetine mahsus araçları kendisi için bile devreye sokuyor.

Daha ilginci araziyi satın alan kişinin camiyi sonradan eve çevirip ibadete de kapattığı belirtiliyor.

Üstelik arazideki yapının elektrik faturası bile Yeni Mahalle Camisi diye kesilmiş.

Yaa…

Geldik mi “İsmet İnönü’nün kapattığı” camilerden AKP’nin sattığı camilere…

İnönü en azından korumak için kapattırmışken, AKP’nin satarak kapatması ise “Düşmez kalkmaz bir Allah” dedirtiyor.

Çok düştüler çok…

Alıntı: Murat İde

Posted in Gündem | Tagged , , , , , | ÇOK DÜŞTÜLER ÇOK… için yorumlar kapalı
Nis 24

HANEFİLİK MEZHEBİNİN KURUCUSU EBU HANİFE’NİN FETVALARINDAN

HANEFİLİK MEZHEBİNİN KURUCUSU EBU HANİFE’NİN FETVALARINDAN

* Arap olmayan Müslümanlar anadilleri ile ibadet yapabilirler.

* Bir insanının mümin olduğunu ibadeti belirlemez.

* Kimin cennete veya cehenneme gideceğini Allah’tan başka hiç kimse bilemez.

* Beşeri ilişkilerde dindarlık ölçü değildir.

* Namaz kıldırıp para almak helal değildir.

* Din için toprak gasbetmek meşru değildir.

* Evlenme ve eş seçme hakkı kadının kendisine aittir.

* Arapça kutsal dil değildir, kutsal olan anlamıdır.

* Allah’ın elçileri, Allah’ın kitabına aykırı konuşmazlar.

* Kuran’a ve akla aykırı rivayetler(hadisler) kaynağı ne olursa olsun reddedilir.

* İslamda evliya diye bir sınıf yoktur, her mümin Allah’ın dostudur.

* Haram para ile hayır olmaz.

* Zulüm yapan idareciye hediye verilmez, hediyesi de alınmaz.

* İSLAM akıl ve vahiy dinidir. Aklı olmayanın dini de yoktur…

Alıntı: Prof. Dr. Muhammed Ebu Zehra (Mısır’lı İslâm âlimi)

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , | HANEFİLİK MEZHEBİNİN KURUCUSU EBU HANİFE’NİN FETVALARINDAN için yorumlar kapalı
Nis 23

“EGEMENLİK MİLLETİNDİR!”

“EGEMENLİK MİLLETİNDİR!”

23 Nisan Bayramı, Türkiye Cumhuriyetini kuran insanların ilk bayramıdır! Kimdir bu insanlar, nasıl bir eğitimden gelmektedirler?       

Bunlar; “Varlığını sürdürebilmek için, bazı son dönem Osmanlı Padişah ve devlet adamlarının, Askeri, İdari, Eğitim ve sosyal yaşamla ilgi kararları ve uygulamaları sonucu, o yüzyılın ileri ülkelerindeki gibi aydın ve Türk olma duygularıyla yetiştirilen” son gençler kuşağıdır.

Onları yetiştiren okullar, Padişah II. Mahmut zamanında kuruldu! Devlet örgütünün yenilenmesinde, askerinden tut, eğitimine kadar batılı devletler, özellikle Fransa örnek alındı! Bunda, sanırım 1798 Fransız Devriminin ve II. Mahmut’un annesini Fransız oluşunun etkisi vardır.

Yıl 1813… II. Mahmur Padişah oluyor. Yeniçeri Ocağı, MALUM!!!  Kanlı bir şekilde Yeniçeri ocağı kaldırıldı! Asakir-i Mansure-i Muhammediyye  (Türkçe: Muhammed’in zafer kazanmış orduları) adıyla yeni bir ordu kuruldu!

İlköğretimi zorunlu hale getirerek, bugünkü ilkokula denk Rüştiye okulları kuruldu.

Avrupai tarzda eğitim vermek amacıyla İstanbul’da;

Türkiye’nin ilk Harp Okulu olan “Mekteb-i Harbiye” kuruldu,

1927 yılında ilk modern tıp okulu olan “Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane” kuruldu.

Kıyafet Nizamnamesi ile sarık, kavuk ve biniş giyilmesini yasaklayıp, ceket, pantolon ve fes giyilmesi kuralını getirildi!   

1831 yılında Modern anlamda ilk nüfus sayımını gerçekleştirildi!

İlk; “Posta teşkilatı” kuruldu!

Osmanlı tarihindeki ilk resmi Türkçe gazete olan “Takvim-i Vekayi”   yayımlandı.

Hükümet teşkilatı diyebileceğimiz, bir Başbakanlık ve Bakanlıklar kuruldu!

Danıştay’ın, ilki diyebileceğimiz “Meclis-i Vala” gibi oluşumlar kuruldu!

Bu örgütlenmeler ve okulların açılması Tanzimat döneminde de devam etti!  “Mülkiye Mektebi, Tapu Kadastro Mektebi ve şehirlerde İdadi’ler (Liseler) kuruldu.  Tapu Kadastro Teşkilatı kuruldu”

Osmanlıyı yıkılmaktan kurtarması ümidiyle, Türk kökenli bu çocuklar  yatılı okullarda özel olarak, vatan sevgisi ve Türk’lük aşkıyla, yetiştirildi!

Ne var ki; Osmanlı, dünya savaşından yenik çıkmıştı! Sevr denilen bir antlaşma, üzerinde konuşmak değil, imzalanmak üzere önümüze konmuştu!

Bunu,  Dr. Cemil Topuzlu Paşa hatıratında, Paris’te karşılaştıkları faciayı anlatırken;

“Sevr’de sanık muamelesi görüyorduk. Elinde bir tomar kâğıtla ayağa kalkan Klemenso; “Efendiler siz savaşa nedensiz girdiniz. Çanakkale’yi yıllarca kapattınız, savaşın dört yıl uzamasına, milyonlarca insanın ölmesine neden oldunuz. Bundan dolayı bugün size teklif etmekte olduğumuz antlaşma şartları çok ağırdır. İçindeki maddeleri asla görüşmeyeceğiz ve kesinlikle tartışmayacağız. Onların bir kelimesini bile değiştirmeyeceğiz. Bütün halinde ve aynen, birkaç gün içinde inceledikten sonra kesinlikle kabul etmenizi istiyoruz” dediğini ve bu arada Venizelos’la, Nubar Paşa’nın keyiften kıs, kıs güldüklerini görünce, oturduğu yerde titremeye ve ter dökmeye başlar. Artık, idam hükmümüzü almış bulunuyorduk” diye yazmaktadır!

Rıza Tevfik ise; “Bizlere ağız açmak yasaktı. Sadece imzalamak düşüyordu” diye özetler!

Osmanlının son döneminde kurulan bu okullarda yetiştirilen gençlerin büyük bir kısmını, 1. Dünya Savaşında Çanakkale’de ve Arap topraklarında şehit vermiştik!

Hayatta kalabilenler, Anadolu da ümitsiz bir kavgaya giriştiler! Zaten, savaşın içinde büyümüşlerdi! Başka yapabilecek ne vardı ki?

Tek hedefleri, Misak-i Milli sınırları içinde yaşayan insanlarda ulus bilinci yaratarak, yeni bir Türk devleti kurmak!

Ve o kuşak bunu başardı! Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran O MECLİS, 1921 yılında bir yasa çıkarır, “23 Nisan’ın Milli Bayram Addine Dair Kanun”! Bu yasa sadece, 23 Nisan 1920’de kurulan Meclisin Kuruluşunu kutluyordu!

O Meclis, 1 Kasım 1922 tarihinde de, “Saltanatı kaldırdı ve Egemenlik Milletindir” ilkesini, yeni Devlet’i’ temel ilkesi ilan etti! İşte, 1 Kasım tarihi o zaman ki Türkçe’siyle  “Hâkimiyet-i Milliye Bayramı” olarak kutlanmaya başlandı!

1927 yılın da ise, “Himaye-i Etfal Cemiyeti=Çocuk Esirgeme Kurumu”; Atatürk’ün himayesinde düzenlenen Çocuk aktiviteleriyle, 23 Nisan günü de, “Çocuk Bayramı” olarak da kutlanmaya başlandı!

1935 yılına gelindiğinde, bu 3 kutlama, 23 Nisan gününe getirilerek birlikte kutlanmaya başlandı!

Böylece, her 23 Nisan’da Ulus olarak; “Egemenliğimizi”, “T.B.M.M.’nin Kuruluşunu” ve hem de “Çocuklarımızın Bayramını” kutlamaktayız.

“23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınız kutlu olsun! Nice, 23 Nisanlara! 

Egemenliğimizi sağlayan Atatürk ve silah arkadaşları ile necip milletimizin şehit ve gazilerinin ruhu şad mekânları cennet olsun

Alıntı:  Av. Önder Limoncuoğlu, İzmir, 23 Nisan 2021, Güncelleme: 23 Nisan 2022

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , | “EGEMENLİK MİLLETİNDİR!” için yorumlar kapalı
Nis 22

“TÜRKLER ATATÜRK’E ÇOK ŞEY BORÇLU”

“TÜRKLER ATATÜRK’E ÇOK ŞEY BORÇLU”

“Amerikalı ünlü tarihçi Prof. Dr. Justin McCarthy Atatürk için şöyle der:

‘Türkiye 1. Dünya Savaşını kaybetmiş ve adeta yıkılmıştı. Türkler artık yenilmişti ve başlarına gelecek her şeyi kabul edeceklerdi. Başlarında bir hükümet vardı ve bir vatan haini olan Damat Ferit tarafından yöneliyordu, İtilaf ülkelerinin istedikleri her şeyi yapmak istiyorlardı. İtilaf ülkeleri, Türkleri sonsuza kadar yok etmek istiyorlardı. Sevr’de büyük bir Ermenistan, büyük bir Kürdistan olacaktı ve Türklere küçük bir yer verilecekti. İngilizler, Fransızlar, Yunanlar, İtalyanlar toprakları paylaştı. İtilaf devletleri aslında her şeyi almak istiyordu. Geriye kalan ise çok küçük bir yerdi. Ve bütün Osmanlı’nın borçlarının o küçük devlet tarafından ödemesini istiyorlardı. Aslında yapmak istedikleri şey, Türkleri devamlı olarak zayıf bırakmaktı, bunu yapmak için Türklerin ordusu olmamalıydı, işte o küçük devlette bir ordu olmayacaktı. Devlet tamamen iflas halinde olacaktı. O küçük devlet, mallarını yurtdışına gönderemeyecekti. Ama bunlar olmadı, çünkü Türkler Atatürk’ün liderliğinde düşmanlardan kurtuldu. Türkler Atatürk’e çok şey borçlu.’


Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | “TÜRKLER ATATÜRK’E ÇOK ŞEY BORÇLU” için yorumlar kapalı
Nis 21

“POLİTİKA NEDİR?”

“POLİTİKA NEDİR?”

Çoçuk babasına sorar:
“Baba politika nedir?”
Babası politikayı anlatır:
“Bak oğlum ben her gün para kazanıp eve getiriyorum, o halde ben kapitalim. Annen parayı ve evi yönetir, o halde o da sendikadır. Hizmetçi kız ise işçi sınıfıdır, sen ve küçük kardeşin ise halktır. Bizim gayretimiz, sizi, yani halkı mutlu etmektir. Deden de hükümettir, doğruyu yanlışı anlatır bizi uyarır!”
Çocuk gece yarısı uyanır, altını kirleten küçük kardeşi ağlamaktadır. Ana babasının odasına koşar. Anne derin derin uyumakta, baba ise yatakta yoktur. Hizmetçi kızın odasına girer. Bir bakar ki, babasıyla kız işi pişirmişlerdir.
Dedesi de olan biteni seyretmektedir.
* * *
ERTESİ sabah baba oğluna sorar:
“Dün sana anlattıklarımı hatırlıyor musun, politika nedir?

Çocuk anlatır:
“Kapitalizm işçi sınıfını kullanıyor, sendika uyuyor, hükümet seyrediyor, halkın bir kısmı benim gibi ne olduğunu anlayamıyor, bir kısmı da küçük kardeşim gibi gırtlağına kadar bok içinde…”

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , | “POLİTİKA NEDİR?” için yorumlar kapalı
Nis 20

RAMAZAN BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN

RAMAZAN BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN

Ramazan ayının sabrı, bereketi ve huzuru hayatınızın her anında size yaşantınıza eşlik etsin.

Sevdiklerinizle birlikte mutlulukla dolu bir bayram geçirmeniz dileğiyle yaşayanlara Allah’tan sağlıklı mutlu bir ömür dilerim. Ramazan bayramı sevinci ile birlikte Allah şehitlerimize, gazilerimize, deprem felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza, ahiret yolculuğuna çıkan bütün geçmişlerimize rahmet eylesin. Hastalarımıza, yaralılarımıza Şafi ismi şerifi ile acil şifala versin. Bütün inanan imanlı kullarını her türlü felaketten, kazadan, beladan, kinden, kibirden, şerden ve sevgisizlikten korusun inşallah..

Allah’ın izni ile bir olalım, iri olalım, diri olalım.

Ramazan Bayramınız mübarek olsun!

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , | RAMAZAN BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN için yorumlar kapalı
Nis 19

BİR HATIRLATMA

BİR HATIRLATMA

Gelin şimdi 2009’dan itibaren bir hatırlatma yapalım. Karşılaştırma olsun diye 1991’deki bir olayı da alalım.

* 20 Ekim 1991: Genel seçimlerde Erdal İnönü başkanlığındaki Sosyal Demokrat Halkçı Parti, Halkın Emek Partisi’nden (HEP),  aralarında Hatip Dicle, Leyla Zana, Ahmet Türk, Orhan Doğan’ın da bulunduğu 21 kişiyi meclise soktu.

* 19 Ekim 2009: 34 PKK’lı, sınırda kurulan mahkemelerce affedilerek Habur sınır kapısından içeri girdi ve on binlerce bölücü tarafından zafer işaretleriyle karşılandı.

* 31 Mart 2003’te Erdoğan “Kahraman genç erkek ve kadın (Amerikan) askerlerinin, olabilecek en az kayıpla evlerine dönmelerini umuyor ve dua ediyoruz…” dedi

* 2008-2010: Ergenekon, Balyoz vb. davalarla Türk ordusunun birçok general ve subayı tasfiye edildi. Operasyonlar sırasında başbakan bu davaların savcısı olduğunu söylüyordu.

* 2010-2011: Fethullahçıların, Deniz Baykal ve bazı MHP ileri gelenleri hakkında kasetleri yayımlandı. Baykal istifa etti; Kemal Kılıçdaroğlu CHP genel başkanı oldu. Bu operasyonlar sırasında Başbakan Erdoğan, “Ne özeli, genel genel!” diyordu.  

* 2011: Suriye iç savaşına ABD ile birlikte Türkiye de müdahale etti ve Suriye’den Türkiye’ye göç başladı. Milyonları bulan ve Türkiye’nin demografik yapısını değiştirebilecek bu göç devam ediyor. 

* 13 Eylül 2011: Oslo görüşmelerinin ses kayıtları yayımlandı. Ses kayıtlarında PKK’nın Avrupa temsilcileriyle başbakan Erdoğan’ı temsil eden Hakan Fidan ve MİT ileri gelenlerinin görüşmeleri, Fidan’ın Öcalan övgüleri vardı.

* 21 Mart 2013: Öcalan’ın mektubu Diyarbakır meydanında Kürtçe ve Türkçe okundu. 3 Nisan 2013’te Âkil Adamlar heyeti kuruldu.

* 16 Temmuz 2014: “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun” adı altında çözüm süreci yasası çıktı.

* 28 Şubat 2015: Başbakan yardımcısı ve bazı bakanlar ile Öcalan’ı temsil eden HDP’li Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan, İdris Balüken  Dolmabahçe Sarayında bir araya geldi; mutabakat metnini Sırrı S. Önder okudu. 

* 15 Temmuz 2016: FETÖ darbe teşebbüsünde bulundu, 251 insanımız şehit oldu.

* 11 Ekim 2016: Devlet Bahçeli, “Karşımızda iki alternatif yol vardır. Biri bizim için de en doğru olanı Sayın Cumhurbaşkanının yasal ve anayasal sınırlara çekilmesidir. Bu olmayacaksa, ikinci yol fiili duruma hukuki yol aranmasıdır.” dedi ve kısa süre içinde Erdoğan’ı destekler hâle geldi. Destek bugün de devam ediyor.

Görüldüğü gibi AKP iktidarı zamanında olanların tamamı “eylem”dir ve bu eylemler sonunda binlerce insanımız şehit olmuş, bölücülük açıktan açığa konuşulur olmuştur. Sosyal Demokrat Halkçı Parti’ye ait bir tek eylem vardır, 1991 seçimlerinde HEP milletvekillerini meclise sokmak. Kılıçdaroğlu hiç iktidar olmadığı için yukarıdaki eylemlerin hiçbirinden sorumlu değildir. Bölücülük ve Fethullahçılık konusunda Kılıçdaroğlu’nun bazı söylemleri vardır fakat hiçbir eylemi yoktur.

Benim “kâbus” dediğim çözüm süreci ve Fethullah Gülen’le iş birliği, daha dün denecek kadar kısa bir zaman önce yaşanmıştır. Bugün de HÜDA-PAR ile iş birliği yapılıyor. Ekonomik durumu, yasa tanımazlığı, antidemokratik baskıları ve cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylemlerini söz konusu bile etmedim.

Bugün bir kâbustan kurtulma ihtimali belirmiştir. Bu ihtimali zayıflatacak her teşebbüs yanlıştır.

Son bir söz: Milliyetçilik; ülke çıkarını, grup çıkarının ve “Bize neler yapıldı?” anlayışının üstünde tutan bir fikir sistemidir.

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | BİR HATIRLATMA için yorumlar kapalı
Nis 18

KADİR GECESİ

KADİR GECESİ

* * *

Hazreti Kur’an’ın indiği gece

Kederin, kaygının dindiği gece

İnkârcı Şeytanın sindiği gece

Bin aydan hayırlı bin aydan ece

Rahman, Rahim, Allah yüceden Yüce

* * *

Getirdi Cebrail Yüce hitabı

Kadir gecesinde kutsal kitabı

İslam ile öğüt verir adabı

Bin aydan hayırlı bin aydan ece

Rahman, Rahim, Allah yüceden Yüce

* * *

Esma-ül Hüsna’yı zikreder diller

Yönelir semaya yürekler, eller

Muhammed aşkıyla açılır güller

Bin aydan hayırlı bin aydan ece

Rahman, Rahim, Allah yüceden Yüce

* * *

Kenan Şahbaz

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , | KADİR GECESİ için yorumlar kapalı