Mar 20

“KALDIR BAŞINI KAN UYKUSUNDAN”

“KALDIR BAŞINI KAN UYKUSUNDAN”

Kürdistan kurma amacını güden İngilizler, İngiliz İstihbarat Subayı Binbaşı Edward William Charles Noel’i (1886-1940) görevlendirir. Noel görevine, Hindistan’da başlar ve daha sonra İran’a gönderilir. İran’da bölgedeki etnik yapı üzerine çalışır. Kürtçe öğrenir. Mondros Ateşkes Anlaşması döneminde, Bağdat’ta görevlendirilir. Yeni görevi, İngiliz desteğinde bir Kürdistan Devleti’nin kurulmasıdır. Kürtleri, Mustafa Kemal Paşa‘ya karşı ayaklandırmak için çalışır. İlişki kurduğu kişilerin tümü, 1908’de kurulan Kürtçü örgütlerin yöneticileri olan aşiret reisleri ve Nakşi şeyhleridir. İngiliz Ajanı Noel, Mustafa Kemal Atatürk‘ü öldürmeyi hedefler. Elâzığ Valisi Ali Galip’le birlikte, Sivas Kongresi’ni basma girişiminde bulunur. Ancak, başarısız olur ve Türkiye’den kaçar.(1)  Noel, 1919 ortasında bir rapor yazar ve Kürdistan haritasını çizer. Noel’in Kürdistan haritasında; Sivas, Erzincan, Erzurum, Kars ve güneyi; İskenderun, Gaziantep, Urfa, Mardin, Hakkâri ve kuzeyi “Büyük Kürdistan” olarak yer alır. Bu harita, günümüzde Kuzey Irak’ta Barzani yönetimi ve PKK terör örgütü tarafından sözde Kürdistan coğrafyası olarak kullanılmaktadır.

Mustafa Kemal Paşa, 1919’da Sivas Kongresi’nde yaptığı konuşmada şunları söyler: “İngilizlerin amacının, para ile ülkemizde propaganda yapmak ve Kürtlere Kürdistan kurma sözü vererek onları aleyhimize ve bize karşı suikast düzenlemeye yöneltmek olduğu anlaşılmış, karşı önlemler alınmıştır.“(2) Mustafa Kemal Paşa ve kahraman kadrosu, son Türk vatanını parçalama projesini kavramış ve şiddetle karşı koymuştur.

10 Ağustos 1920 Sevr Antlaşması’nda da, Türkiye’de bir Kürdistan ve Ermenistan devleti yer alıyordu.

***

ABD’nin Orta Doğu’ya vermek istediği yeni şekli, ABD’li Profesör Noam Chomsky 1983’te yayımlanan “Kader Üçgeni” adlı kitabında kaleme alır. Kitapta, Kudüs Amerikan Girişimcilik Enstitüsü’nün raporuna yer verir. Bu raporda şu bilgiler vardı: “Orta Doğu’da ulusalcılık ve ulusal kimlik yok edilmeli, bunun için de Orta Doğu Osmanlılaştırılmalıdır. Böylece bölgede Batı çıkarlarına karşı çıkacak ulusal güç ve direnç kalmayacak, sistemlerin çarkları rahatlıkla işleyecektir. ABD için en tehlikeli düşman ve tehdit, bağımsızlık tehdididir.”(3)  

Rapor’da, Irak’ın üçe bölüneceği belirtiliyor. Lübnan’ın beş parçaya ayrılacağı; Suriye’nin üç devletçik olacağı yer alıyor. İsrail’in güvenliği için, Suriye’nin parçalanmasının zorunlu olduğu kaydediliyor. Ayrıca raporda, İran’ın Sünniler, Şiiler, Persler ve Türkler olarak parçalanması; Türkiye’nin de Sünni, Aleviler ve Kürtler olarak üç devletçiğe bölünmesi açıklanıyor.(4)

***

ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Orta Doğu Direktörü Graham Fuller, 1990’da şunları söyler: “Kemalizm bitti. Dünyadaki bütün liderler gibi o da sonsuza dek yaşayacak bir ürün veremedi. Oysa İncil ve Kur’an hâlâ veriyor. Bu nedenle, kendisine entelektüel güven duyan Türkiye, İslam’ın günlük yaşamdaki yerini almasını yeniden düşünmelidir.”(5) 2000’lerden bugüne, Türkiye’de yaşanan gelişmelere, kutuplaşmaya bakın. Göçmen politikasına, sınır kentlerindeki demografik değişim tehlikesine, TSK’nın sağlık sistemine ve kurumların güvenilirlik durumuna bakın. Ve devlet kurumlarının, büyük depremdeki performanslarına bakın.

***

2006’da ABD Silahlı Kuvvetler Dergisinde, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) haritası yayımlandı. Binbaşı Noel, Sevr, Barzani Yönetimi ve PKK terör örgütü sözde haritasıyla aynı. Tarihî süreç, adım adım akıyor.

ABD’nin etkili Dışişleri eski Bakanı Kissinger 2014 yılında, Amerikan NBR Radyosuna verdiği demeçte, “1919-1920 yıllarında yapılan ittifaklarla kurulan ulusal sınırlar bir bütün olarak yıkılmalıdır” dedi. (6)

Gelinen aşamada; Irak, Suriye, Libya parçalandı. Filistin yok edildi. Sıra İran ve Türkiye’de.

***

28 Şubat 1991’de Birinci Körfez Savaşı’ndan sonra, Kuzey Irak’taki Kürtleri o zamanki Irak lideri Saddam Hüseyin’e karşı korumak için, dönemin Cumhurbaşkanı Özal, ABD’den, Türkiye’ye “Çekiç Güç” gönderilmesini istedi. ABD liderliğinde İngiliz, Fransız uçak ve helikopterlerinden oluşan kuvvet, Türkiye (İncirlik, Pirinçlik) üzerinden “Çekiç Güç” harekâtını gerçekleştirdi. 1991 yılında, Irak Hava Sahası’nda 36’ncı paralelin kuzeyi ile 32’nci paralelin güneyi “Uçuşa Yasak Bölge” ilan edildi ve bu bölge Irak Hava Kuvvetleri’ne yasaklandı. Çekiç Güç, 12 yıl boyunca Kuzey Irak’ta bir Kürt Devleti’nin kurulmasına şemsiye oldu ve PKK terör örgütünün canlanmasına uygun ortam sağladı Ekilen rüzgâr, gelecekte yıkıcı bir fırtınaya dönüşecekti.(7)

***

25 Eylül 2017’deIrak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY), sözde “Güney Kürdistan’ın Bağımsızlığı” için “Bağımsızlık Referandumu” yaptı. Barzani uygun zamanı kolladı, ABD, Rusya, Fransa ve İsrail’i arkasına alarak Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tehdit edecek “Bağımsızlık Referandumu”na gitti. Kerkük’ü de sınırlarına katacak şekilde oyununu oynadı. Referandumda yaklaşık %93 “Evet” denildi. ABD ve Fransa referandumun yapılmasına değil, zamanlamasına karşı çıktılar. Türkiye, Irak ve İran şiddetli tepki gösterdiler.(8) Bağımsızlık kartı, uygun zamanda ileri sürülmek üzere cebe konuldu.

***

Katolik dininin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Françesko, Irak ziyareti kapsamında 8 Mart 2021’de IKBY’ye gitti. Papa’nın ziyareti şerefine hatıra pulu bastırıldı. Söz konusu haritada; Sivas, Erzincan, Erzurum, Kars ve güneyi; İskenderun, Gaziantep, Mardin, Hakkâri ve kuzeyi “Büyük Kürdistan” olarak gösterildi.(9) Papa pulu haritası, Binbaşı Noel’in, Sevr’in, PKK terör örgütünün, ABD’nin BOP sözde Kürdistan haritasıyla aynı. Aslında, hedef Türkiye idi ve artık gizlenmiyordu.

Ve sonra, Türkiye hatalı Suriye ve göçmen politikasıyla dünyanın en fazla göçmeninin barındığı bir ülke oldu. Başta Hatay olmak üzere sınır kentleri, demografik yapının değişme tehlikesiyle yüz yüze kaldı. 1919’da İngiliz İstihbarat subayı Binbaşı Noel’in hazırladığı haritanın, Sevr, BOP, PKK terör örgütü ve Papa pulu sözde Kürdistan haritasının Irak ve Suriye halkaları tamamlandı. Kaldı, Türkiye ve İran, sınır kentlerindeki demografik yapının değişimi ile Hatay üçüncü halkayı oluşturacak ve Binbaşı Noel’in çizdiği Akdeniz’e çıkışı olan bir Kürdistan hayali gerçekleşecek.

Tarih acımasızca zincirini örerken, Türkiye’de, yabancılara toprak ve mülk satışı henüz durdurulmadı. Sınır kentlerinde, Türk vatandaşı olsa bile yabancılara mülk satışı henüz yasaklanmadı. Sığınmacı ve göçmenlerin ülkelerine gitmeleri; en azından, sınır kentlerindeki sığınmacıların ülkelerine ya da Avrupa’ya gidişleri için somut adım atılmadı. Türkiye’yi göçmen ülkesi durumuna getiren, “Geri Kabul Anlaşması” iptal edilmedi. Ne yazık ki bu yüzden, Binbaşı Noel’in haritası, Sevr ve Papa pulu haritası hayalini yaşayanlarla, Soros hedeflerine hızla ilerliyorlar.

Kaldır başını kan uykulardan!..

——————

(1) Kaya Atabek, Türk Siyasetinde Kürt İslamcılar, İleri Yayınları, 2. Baskı, 2015, s. 137-138.

(2) Uğur Mumcu, Kürt-İslam Ayaklanmaları, Tekin Yayıncılık, 1995.

(3) Noam Chomsky, Kader Üçgeni: ABD-İsrail ve Filistinliler, İletişim Yayınları, İstanbul, 1993.

(4) Noam Chomsky, Kader Üçgeni: ABD-İsrail ve Filistinliler, İletişim Yayınları, İstanbul, 1993.

(5) Cumhuriyet Gazetesi, 26 Şubat 1990.

(6) Mehmet Yuva, Aydınlık Gazetesi, 10 Eylül 2014.

(7) Mehmet Ali Güller, Suriye’nin Sevr’i Amerikan Koridoru, Kaynak Yayınları, İstanbul, 2015.

(8) https://www.aa.com.tr/tr/analiz/ikby-bagimsizlik-referandumunun-ucuncu-yilinda-ne-kazandi-ne-kaybetti/1985204 (Erişim, 14 Haziran 2022, 16.04); https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/barzaniden-referandum-sonrasi-ilk-aciklama-832362 (Erişim, 14 Haziran 2022, 16.05).

(9) https://www.sozcu.com.tr/2021/dunya/hatira-pulu-skandali-6305443/ (Erişim, 14 Haziran 2022, 16.23).

(8)https://www.hurriyet.com.tr/dunya/papa-pulunda-harita-skandali-barzanilerden-buyuk-kurdistan-propagandasi-41759135 (Erişim, 29 Nisan 2022, 13.49).

Alıntı: Naim Babüroğlu

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , | “KALDIR BAŞINI KAN UYKUSUNDAN” için yorumlar kapalı
Mar 19

KURNAZ ASKER

KURNAZ ASKER

Ordunun 55. alayında görevli olan bir albay girdiği hiçbir iddiayı kaybetmemesiyle ün yapar. Siyaha beyaz der gene kazanırdı.
Gün gelir bu albayı 55. alaydan 51. alaya transfer ederler. Geldiğini komutana bildirmek için komutanın ofisine girer ve bekler. Komutan geldikten, gerekli selamlaşma ve formaliteler yerine getirildikten sonra albay der ki:
– Komutanım ben sizi bir yerden tanıyorum!
– İmkansız! ben seni hayatımda ilk defa görüyorum, ismini dahi duymadım daha önce.
– Ben sizi Vietnam savaşından tanıyorum komutanım, aynı siperde yan yana savaşmıştık!
– Albayım saçmalamayın ben Vietnam’da savaşmadım ki! Komuta merkezindeydim ve bölüğü idare ediyordum
– Komutanım çok net hatırlıyorum! Hatta sizin kıçınıza bir mermi isabet etmişti ve çok kötü yara olmuştu!
– Olum adamı delirtme, sen başkasıyla karıştırıyorsun beni!
– Komutanım sizle 20 dolarına bahse girerim kıçınızda bir mermi yarası var!
Komutan bunun üstüne 20 dolar kazanma karşılığında bunu kanıtlamaya karar verir ve açıp kıçını yara izi olmadığını gösterir.
– Özür dilerim komutanım sizi başkasıyla karıştırmışım!!
– Neyse olur böyle şeyler! der ve 20 dolarını memnun bir ifadeyle alır!
Albay gittikten 10 dakika sonra telefon çalar ve komutan telefonu açar, karşıdaki ses 55. alay komutanının sesidir.
– Albay geldi değil mi?
– Geldi!
– Kimseyle iddiaya girmedi değil mi?
– Aslına bakarsanız girdi ve hatta kaybetti!
– Komutanım lütfen bana albayın sizin kıçınızı gördüğünü söylemeyin!
– Nerden anladınız bunu?
– O kurnaz 55. alaydaki herkesle kişi başı ellişer dolarına 51. alayın komutanının kıçını görebilirim diye iddiaya girdi de

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , | KURNAZ ASKER için yorumlar kapalı
Mar 18

ÇANAKKALE RUHU

ÇANAKKALE RUHU

Atatürk, büyük komutan olarak tarih sahnesine çıktığı Çanakkale’yi destan yapan mücadelesi ile ilgili de, Türk askerinin ruh kudretine vurgu yaparak; “… Emin olmalısınız ki Çanakkale muharebelerini kazandıran da bu yüksek ruhtur.” demişti.

Peki, kimdi onlar? Türk askeri kimlerden oluşmuştu?

Bütün bir milletin çocukları etnik ırklarına bakmadan ellerinde boylarınca tüfek, çocuk gülümsemesi yüzlerinde; 15 yaşında kınalı kuzular da vardı, üniversiteyi bin bir zorlukla okumuş ama vatan için düşünmeden cepheye koşmuş gençler de…

Kiminin kıyamadığı evladı, kiminin babası, ağabeyi… Baba-oğul, abi-kardeş… birlikte düşünmeden, Türk milleti bu günleri görebilsin diye ölüme yürüdüler.

Hürriyet Necdet Doğan anlatıyor; “Alay Tabibi Doktor Dimitri ağır yaraları nedeniyle öleceğinin farkında, son bir gayretle Ali Çavuş’un yakasına sarılır ve şöyle der; ‘Bak Ali Çavuş, sakın ha, çocuklar beni gavurdur, şudur budur diye başka yere gömmesinler ha, beni de sizin aranıza gömsünler’ diye yalvarır…”

Millet olmanın, kader birliği yapmanın büyük mirası omuzlarımızdadır…

Kuldan-ümmetten-azınlıklardan millet yaratmıştır Çanakkale Zaferi… Milli bilinç ortaya çıkmış ve sonrasında Kurtuluş Savaşı bu büyük ruh ve bilinç ile kazanılmıştır.

ÇANAKKALE GEÇİLMEZ!  

 Her bir can kurban olur ovasına, dağına

 Kâinat selam durur o kutsal bayrağına

 Kanla yazdı şehitler bu vatan toprağına

 Şunu bilsin bu dünya, Türk’e kefen biçilmez

 Geçilir bedenlerden, Çanakkale geçilmez!

* * *

 Bu kahraman bir ırkın, bir dinin ordusudur

 Asırlara hükmeder, zalimin korkusudur

 Cephede bile olsa barışların usudur

 Bağımsızlık şerbeti kan dökmeden içilmez

 Geçilir bedenlerden, Çanakkale geçilmez!

* * *

 Garbın tüm cellâtları ordular kurdursa da

 Silahları kuşanıp ırkıma saldırsa da

 Beynime, yüreğime mermiler yağdırsa da

 Pısırık, korkak, kaçak ahirete göçülmez

 Geçilir bedenlerden, Çanakkale geçilmez!

* * *

 Hindu’su, Anzak’ı, yamyamı yurda doldu

 Vatan, millet uğruna binlerce güneş soldu

 Bu imanlı göğsünde çelikler tuz-buz oldu

 Bomba, gülle, kurşundan o an yer, gök seçilmez

 Geçilir bedenlerden, Çanakkale geçilmez!

* * *

“Her an için cephede ölüm muhakkak, gerçek

 Kimisi Kur’an okur, kimi dua ederek

 Kimisi de bir yandan tekbirler getirerek” (*)

 Yiğitler, kahramanlar hiçbir vakit küçülmez

 Geçilir bedenlerden, Çanakkale geçilmez!

* * *

 Çanakkale namustur, şereftir, ırka şandır

 Bu vatan toprağına ekilen nice candır

 Tarihin kaydettiği zafer dolu destandır

 Ölüme meydan okur hiç bir yiğit çekilmez

 Geçilir bedenlerden, Çanakkale geçilmez!

* * *

 Dalgalanır her şafak bu bayrak inmez asla…

 Beş vakitte okunan ezanlar dinmez asla…

 Ölü değil şehitler, şehitler ölmez asla…

 Hürriyet sevdasına kolay paha biçilmez

 Geçilir bedenlerden, Çanakkale geçilmez!

* * *

 Geçilir elbet candan, seven yardan geçilir

 Cehennemi andıran kızıl hardan geçilir

 Vatan toprağı hariç her diyardan geçilir

 Yurtsuzlar yöresinde bayrak, sancak açılmaz

 Geçilir bedenlerden, Çanakkale geçilmez!

* * *

 (*)  Çanakkale Savaşında Mustafa Kemal –ATATÜRK- tarafından söylenmiştir.

Kenan Şahbaz

Posted in Gündem, Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , | ÇANAKKALE RUHU için yorumlar kapalı
Mar 17

ATATÜRK MİLLÎ BÜTÜNLÜĞÜ NASIL SAĞLADI?

ATATÜRK MİLLÎ BÜTÜNLÜĞÜ NASIL SAĞLADI?

Hasan Hüsnü (Açanal) Efendi, Urfa’da doğmuştu. Ulemadan Müftüzade Abdurrahim Efendi’nin oğluydu. Medresede din dersleri almıştı. Ayrıca Tarih, Coğrafya, Fizik ve Matematik gibi dersler de okumuştu.
16 Temmuz 1911 yılında Urfa müftüsü oldu. Milli Mücadele’nin başlamasıyla, milli harekât yanında yer aldı. Bu konuda vaaz ve konuşmalarıyla halkı aydınlatıyordu.

30 Ekim 1919’da Urfa’nın Fransızlar tarafından işgalinin başlamasıyla Urfalılar adına şehrin diğer ileri gelenleriyle birlikte İstanbul Hükümeti’ne protesto telgrafı çekti.

Paşa, 31 Ekim 1919 tarihinde müftü ve ileri gelenlere aşağıdaki telgrafı gönderdi:

“Müftü Hazretleri, Vatan ve dinimizle ilgili hislerinize şükran duyuluyor. Meşru bir hükümet ve bağımsız bir millet olarak yaşamaya azmetmiş bulunan milletimiz, geçici de olsa hiçbir ecnebi işgal ve kontrolünü kabul edemez, milli teşkilatlanmayı genişletiniz…”

Din adamları vatanlarının namus derdine düşmüştü…                                         1885’te Sultan Abdülmecid’in kızı Mediha Sultan’la evlendirildiği günden sonra lakabı “Damat” Ferit olmuştu. Üç yıl sonra da vezir rütbesine yükseltilerek “Paşa” unvanını almıştı…

Atatürk, İngiltere temsilcileriyle Türkiye’nin İngiliz mandasını kabul ettiğini öğrenince sinirleri alev topuna dönüştü. Güvenliği de tehdit altındaydı. Yakalanıp, asılacağı konuşuluyordu.

Sosyal yaşamı berbat denilecek kadar yoksundu. Bazı geceler, sabahlara kadar küçük petrol lambasının cılız ışığında çalışıyordu.
Kendisine çay getirip götüren genç bir hizmetlisi vardı. Gencin babası gizli gizli ve sık sık geliyor, oğluna, “Etme, eyleme, evine dön, bugün yarın şehir basılacak! Mustafa Kemal ve arkadaşları yakalanacak! Onlar her şeyi göze almışlar, sen aileni düşün!” diyordu.
Bu geliş gidişlerin farkına vardığında genci yanına çağırttı:

“Sık sık sana gelen kimdir evlat?”

Ikına sıkına, “Babamdır Paşam…” diye yanıtladı. “Ne istiyor?” diye sordu. Açık yüreklilikle yaşananları anlattı.

Üzerine yöneldi, elini omzuna koydu:

“Hizmetinden memnunum, fakat baba hakkı büyüktür. Mademki razı olmuyor, git! Git, fakat babana söyle ki vatan elden giderse evladın ne hükmü kalır?”

Çaycı genç o günden sonra Paşa’nın yanında hizmete devam etti.

Alıntı: Yaşar Gürsoy

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , | ATATÜRK MİLLÎ BÜTÜNLÜĞÜ NASIL SAĞLADI? için yorumlar kapalı
Mar 16

BÖYLE BİR SEVDAYA ÖMÜR ADARIM

BÖYLE BİR SEVDAYA ÖMÜR ADARIM

* * *

Yürek kovanında her dem bal, arım

Böyle bir sevdaya ömür adarım

Mehtabım her gece seyre dalarım

Böyle bir sevdaya ömür adarım

* * *

Nasıl sevdiğimi o da bir bilse

İki yürek birden bir dile gelse

Bu sevda vuslatla bize de gülse

Böyle bir sevdaya ömür adarım

* * *

Duygular sel olur akışır o an

Sevdalı yürekler bakışır o an

Bu yüce sevda ki yakışır o an

Böyle bir sevdaya ömür adarım

* * *

Aşkı, sevgisiyle büyütse her gün

Her türlü nefreti çürütse her gün

Alıp dizlerinde uyutsa her gün

Böyle bir sevdaya ömür adarım

* * *

Özlemle sevgiyi iç kana kana

Canım, her dem muhtaç candan bir cana

Karadır gözlerim sevdadan yana

Böyle bir sevdaya ömür adarım

* * *

Kenan Şahbaz

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , | BÖYLE BİR SEVDAYA ÖMÜR ADARIM için yorumlar kapalı
Mar 15

ANAYASA’DA “BAŞKANLIK” DİYE BİR MADDE Mİ VAR?

ANAYASA’DA “BAŞKANLIK” DİYE BİR MADDE Mİ VAR?

Saray’ın hiçbir surette görmek, okumak istemediği Prof. Dr. Kemal Gözler, daha 2017’de referandum oylanmadan önce yazdı:

“Önerilen sistem, dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş duyulmamış, bir ‘neverland hükûmet sistemi’dir. Böyle bir sistem tasarlamak utanılacak bir şey değildir. Ama bunu tasarlayanların halkın karşısına çıkıp açıkça ve dürüstçe, ‘bakın, oylayacağınız hükûmet sistemi, başkanlık sistemi değil; bu dünyada eşi benzeri görülmemiş, bizim tasarladığımız, türü kendine özgü bir sistemdir’ demeleri gerekir.

Keza, halkoylaması sürecinde tartışmaya katılan herkesin, dürüst ve samimî olması, parlâmenter sistemi veya başkanlık sistemini savunmak için, parlâmenter sisteminin veya başkanlık sisteminin hükümet darbelerine yol açtığı gibi ispatı gayrikabil iddialardan veya parlâmenter sistemin Türkiye’ye ilk defa 1961 Anayasasıyla geldiği gibi gerçek dışı olan beyanlardan kaçınması gerekir.

Halka güveniyorsanız, halka saygınız varsa, halkoylamasından önce, ‘cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi’ diye bir sistemin olmadığını ve keza önerdiğiniz sistemin ‘başkanlık sistemi’ ile de uzaktan yakından ilgisinin bulunmadığını halka açık ve dürüst bir şekilde söylemeniz gerekir. Halkın neye oy verdiğini bilmesi en doğal hakkıdır.” 

(Kemal Gözler, “Cumhurbaşkanlığı Sistemi mi, Başkanlık Sistemi mi, Yoksa Neverland Sistemi mi? – 16 Nisan’da Neyi Oylayacağız?”, www.anayasa.gen.tr 24.2.2017)

Posted in Gündem | Tagged , , , , , | ANAYASA’DA “BAŞKANLIK” DİYE BİR MADDE Mİ VAR? için yorumlar kapalı
Mar 14

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “Hiçbir miras doğruluk kadar zengin değildir.” Shakespeare

* “Diyelim ki dilediğimi yapmakta özgürüm; peki, dilediğimi dilemekte özgür müyüm?” Arthur Schopenhaure

* “Hidayet 4 mertebedir ve bu mertebeler arasında hiyerarşi vardır. Bu mertebelerden birincisinin hakkını verip onu elde edemeyen, ikinciyi hak edemez, hatta böyle birine ikinci mertebe teklif bile edilemez. Bunlar; aklın hakkını vermek, zorunlu genel ilimlerin hakkını vermek. Bunun sonucu peygamberlerin mesajından yararlanma aşamasından hayır görmek için ‘baraj aşaması’ olan akıl ve bilgi aşamasının gereklerini yerine getirilmelidir” Isfahanlı Ragıp

* “ Kendi kalbine bakamayanın yaşamı bulanıktır; kendi yüreğine bakabilme cesareti gösterenler gönlünün muradını keşfedenlerdir. Dışarıya bakan rüya görür, hayal dünyasında kaybolur; içeriye bakan uyanır, kendini keşfeder.”Carl Jung

* “Yaşam enerjisinin kaynağını kişinin özüdür, özünden kopan kişinin yaşam şevki kalmaz.” Doğan Cüceloğlu

* “Şimdi, Tanrı üzerinde tartışmaktan vazgeçip bunun yerine putperestliğin çağdaş biçimlerinin maskesini düşürmek üzere bir araya gelmenin zamanıdır.” Erich Fromm

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Mar 13

AH KIZILAY, VAH KIZILAY!…

AH KIZILAY, VAH KIZILAY!…

AKP’nin iktidara gelmesinin ardından Devlet Planlama Teşkilatı, Hıfzıssıhha ve Türk Hava Kurumu gibi teşkilatlar etkisizleştirilirken, yurt genelinde yüzlerce gayrimenkulü bulunan Kızılay’ın hedef alınabileceği, siyasallaştırılarak ve daha çok yandaşlaştırılarak itibarına darbe vurulacağı hiç kimsenin aklına gelmezdi… Çünkü Kızılay, herkes için bir merhamet ocağı ve kurtarıcıydı…

Yani, 1868’de “Hilal-i Ahmer” olarak kurulan Kızılay’ın adeta kutsal bir dokunulmazlığı vardı Türk halkının gözünde…

FETÖ benzeri tarikat, cemaatlerin AKP’nin iktidara gelmesi ile birlikte sadece sosyal alanda değil, siyasal mecrada da cirit atmasının ardından Kızılay da hedef alındı ki, yıpranma o zaman başladı…

Oysa tek kanallı TRT dönemindeki haber programlarında, depolarındaki ilaçların, çadırların nasıl çürüdüğünü, yiyeceklerin nasıl bozulduğunu gösteren görüntüler milyonlarca insanın yüreğini yaralamışken, Kızılay bir süre sonra ayağa kaldırılmıştı… Ta ki AKP iktidara gelene kadar…

SİYASET, YANDAŞ, RANT…

AKP iktidarının tamamen hâkim olmaya çalıştığı Kızılay, adındaki “Türk” ibaresinin silinmesiyle birlikte halktan iyice koparıldı…

Soda şişelerinin üzerinde bulunan Türk Kızılayı ibaresi bile silinirken, derneğin yönetimine getirilen yandaşların astronomik maaşlar alması da, Türkiye’nin bu en köklü yardım kuruluşunun toplumun gözünde iyice yaralanmasına yol açtı…

İşte Kızılay’ın eski başkanı Tekin Küçükali bir canlı yayında, ”Kızılay’ın içi boşaltıldı” deyince, kurumdaki yandaş kadrolaşmanın hangi boyutlara ulaştığını Türk halkı bir kez daha duymuş oldu…

Kızılay’ın holdinge dönüştürüldüğünü anlatan Küçükali’nin şu sözleri de, dernekteki vahameti iyice deşifre etti;

“Benim zamanımda 11 yönetici, 1 genel müdür, 3 de genel müdür yardımcısı vardı. Şimdi 82 yönetici var. Her biri 3 asgari ücret maaş alıyor. Geçen sene Kızılay’ın bütçesinden yöneticilere giden para 25 milyon TL. Yani demek ki her adam Kızılay’dan 300 bin TL para alıyor.”

İşte Kızılay öylesine bir yıkıma sürüklenmiş ki, felaket alanlarında çadır kurma yetkisi bile alınmış…

Ne yazık ki Kızılay çadırları sadece üretip satıyormuş ki, Maraş depreminde bu konudaki sıkıntılar büyük tartışma yarattı, duyanlar ise vah diye isyan etti!.. Alıntı: Mehmet Saraç

Kızılay’ın elindeki çadırları deprem bölgesine ücretsiz kurmak yerine Ahbap’a satması çok büyük tepki çekti.

Kurban bayramlarında Türk vatandaşlarından bağış toplayarak kurbanlarını kesen Kızılay 2020 yılında bakın bu kurban etlerini kimlere dağıttı:

Toplam 149 bin hissenin 49 bini Türk vatandaşlarına dağıtıldı.

Tam 2 misli ise 17 ülkeye 100 bin 3 hisse olarak gönderildi.

Holding haline getirilen Kızılay’ın ticari faaliyetleri maalesef Türk milletinde büyük üzüntü ve kızgınlık yarattı. Alıntı: Orhan Uğuroğlu

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | AH KIZILAY, VAH KIZILAY!… için yorumlar kapalı
Mar 12

İSTİKLÂL MARŞI’NIN KABULÜNÜN 102. YILI KUTLU OLSUN

İSTİKLÂL MARŞI’NIN KABULÜNÜN 102. YILI KUTLU OLSUN

Millî şair Mehmet Akif Ersoy tarafından sözleri yazılan ve Osman Zeki Üngör tarafından bestelenen, her okuduğumuzda bizleri milli mücadele yıllarına götürerek gururlandıran İstiklal Marşı’mızın kabulünün 102. yıl dönümünde tüm şehitlerimizi Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve Mehmet Akif Ersoy ile Osman Zeki Üngör’ü saygıyla anıyoruz.

İSTİKLAL MARŞI

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.

O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;

O benimdir, o benim milletimindir ancak.

* * *

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!

Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?

Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal…

Hakkıdır, hakk’a tapan, milletimin istiklal!

* * *

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!

Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.

Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

* * *

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,

Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.

Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,

‘Medeniyet!’ dediğin tek dişi kalmış canavar?

* * *

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.

Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.

Doğacaktır sana va’dettigi günler hakk’ın…

Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

* * *

Bastığın yerleri ‘toprak!’ diyerek geçme, tanı:

Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.

Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:

Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

* * *

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?

Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!

Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,

Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

* * *

Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:

Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.

Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,

Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

* * *

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,

Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,

Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na’şım;

O zaman yükselerek arsa değer belki başım.

* * *

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!

Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.

Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:

Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;

Hakkıdır, hakk’a tapan, milletimin istiklal!

* * *

Mehmet Akif Ersoy

Posted in Gündem | Tagged , , , , , | İSTİKLÂL MARŞI’NIN KABULÜNÜN 102. YILI KUTLU OLSUN için yorumlar kapalı
Mar 11

BELAYI KİMİN ELİYLE GÖNDERMİŞ ONA BAKTIM

BELAYI KİMİN ELİYLE GÖNDERMİŞ ONA BAKTIM

Malumdur; bir derviş abdest alırken adamın biri habersizce ensesine tokat vurur. Derviş dönüp bakmaz bile. Adam başka bir dervişin ensesine şaplağı yapıştırır, o da dönüp bakmaz. Bedava şaplak atmaya alışan adam bir başka gün bir başka dervişin ensesine tokadı patlatır. Derviş abdest almayı bırakır döner, adama dikkatle bakar, tekrar abdest almaya başlar. Adam dervişin abdestini bitirmesini bekler. Sorar: Bir derviş her şeyin Allah’tan geldiğine inanır. Sen neden tokadı yiyince döndün? Derviş cevap verir: Eyvallah her şey Hak’tandır ammâ belayı kimin eliyle göndermiş ona baktım!

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , | BELAYI KİMİN ELİYLE GÖNDERMİŞ ONA BAKTIM için yorumlar kapalı