Ağu 22

“CO BAYDIN YİNE BENİ ARADI”

“CO BAYDIN YİNE BENİ ARADI”

Nejat Eslen Türkiye’nin durumunu, veryansıntv’deki  “Co Baydın yine beni aradı” başlıklı yazısında çok net anlattı:

“Hayrola niye bu kadar mutlusun Co?” diye sordum…

“Türkiye planımız çok iyi gidiyor” Nejat dedi; “Türkiye’yi yeniden Atlantik yapısına sıkı bağlarla bağladık. Türkiye, uysal bir uydumuz oldu yine; Doğu Akdeniz’de çok sakin, Ege’de sessiz, Karadeniz’e istediğimiz gibi sokuyoruz NATO donanmasını, Rusya’yı sıkıştırıyoruz, Polonya’ya F-16’ları gönderdiniz, her şey yolunda, ne istersek yapıyor Türkiye.

PKK’nın önemli bir kısmını Suriye’ye taşıdık, PKK-YPG ordusuna ağır silahlar verdik, eğitiyoruz, öncelik Suriye’de, sonra sıra size gelecek. Sizinkiler Suriye’de PKK-YPG oluşumunu kabul etmiş gibi. Şimdi sizde de yeni bir Kürt açılımı gerekli.

Nejat, siz Türkiye’de yaşayan, Türk adı taşıyan herkesi Türk sanıyorsunuz, işte burada yanılıyorsunuz, biz onların içinden seçtiklerimizle çalışıyoruz, Türkiye’nin geleceğini onlarla planlıyoruz…”

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , | “CO BAYDIN YİNE BENİ ARADI” için yorumlar kapalı
Ağu 21

KAFA YERİNDE KALSIN TIRAŞ OLMAK KOLAY! / İÇİNDE BENDE VARDIM.

KAFA YERİNDE KALSIN TIRAŞ OLMAK KOLAY!

Sadrazam Baltacı Mehmed Paşa Prut seferi yüzünden tutuklandığı için saçı sakalı birbirine karışmış vaziyette geziniyormuş. Kendisini ziyaret eden bir dostu onun bu halini görünce ‘Canım Paşam! Berberi çağırıp da bir tıraş olsanıza!’ demiş. Hayatı konusunda ümitsiz olan sadrazam cevap vermiş: ‘Kafa yerinde kalsın da, tıraş olmak kolaydır.

 

İÇİNDE BENDE VARDIM.

Hani Nasreddin Hoca’nın evinden bir gürültü duyulmuş, komşular koşup gelmişler; “Hayrola Hocam ne oldu?” diye sormuşlar. Hoca; “Hiç meraklanmayın cübbem düştü.”  karşılığını verince  “Aman Hoca cübbenin düşmesiyle bu kadar gümbürtü kopar mı?”  dediklerinde Hoca “Canım içinde ben de vardım” demiş.

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , , | KAFA YERİNDE KALSIN TIRAŞ OLMAK KOLAY! / İÇİNDE BENDE VARDIM. için yorumlar kapalı
Ağu 20

TÜRK (1)

 

TÜRK (1)

Türkler tarih boyunca:

16 İmparatorluk

38 Devlet

37 Hanlık

33 Beylik

10 Cumhuriyet

4 Atabeylik kurdular.

Bunların toplamı 138’dir.

Tarihte bir başka örneği yoktur.

~ Büyük Hun İmparatorluğu~220-45

~ Doğu Hun İmparatorluğu~156-48

~ Batı Hun İmparatorluğu~ 216-48

~ Avrupa Hun İmpartorlğu~375-454

~ Eftalitler İmp. (Ak Hun) ~440-710

~ Touba Türk Hanedanlığı~386-534

~ Kuzey Vey Hanedanlığı~388-535

~ Toharistan Yabguluğu~658-759

~ Sabirler Kağanlığı ~461-465

~ Kidarite Krallığı ~320-500

~ Avar Kağanlığı ~600-823

1- Birinci Göktürk Kağanlığı~552-603

2- İkinci Göktürk Kağanlığı~681-744

3- Karluk Yabgu Devleti ~665-681

4- Türk Şahiler Devleti~665-850

5- Seyento Hanlığı~630-647

6- Türgeş Kağanlığı~699-766

7- Kimek-Kıpçak Birliği~880-1200

8- Uygur Kağanlığı~742-840

9- Oğuz Yabgu Devleti~ 750-1055

10- Kangar Birliği ~840-990

11- Karahanlılar Devleti~ 840-1212

12- Yenisey Kırgız Kağanlığı~840-1207

13- Karahoca Uygur Krallığı~991-1209

14- Peçenek Hanlığı~ 860-1091

15- Kansu Uygur Krallığı~848-1036

16- Kuman Kıpçak Hanlığı~1011-1240

17- Ahmadili Hanedanlığı~1112-1220

18- İldenizli Atabeyliği~1136-1225

19- Salgurlar Hanedanlığı~1148-1286

20- Osmanlı İmparatorluğu~1302-1923

21- Karakoyunlu Devleti~1380-1469

22- Hazar Kağanlığı~651-1048

23- Büyük Bolgar Hanlığı~632-665

24- İlk Bolgar İmparatorluğu~681-864

25- Volga Bolgar Devleti~626 -1236

26- Tulunoğulları~ 868 – 935

27- İhşidiler Devleti ~935-969

28- Böriler Şam Atabeyliği~1104-1154

29- Zengi Devleti~1127-1250

30- Memlük Türk Devleti~1256 – 1517

31- Karamanoğulları Beyliği~1711-1835

32- Delhi Sultanlığı~1206-1526

33- Bengal Sultanlığı~1352-1576

34- Gazneliler Devleti~977-1186

35- Adilşahlar Devleti~1490-1686

36- Kutbşahlar Devleti~1518-1687

37- Babürlüler İmparatorlğu~1526-1858

38- Haydarabad Devleti ~1724-1948

39- Selçuklu İmparatorluğu ~1037-1157

40- Kerman Selçuk Sultanlğı~1041-185

41-Anadolu Selçuklu Devleti~1071-1308

42- Harzemşahlar Devleti ~1077-1231

43- Akkoyunlular Devleti ~ 1378-1508

44- Çağatay Hanlığı ~1227-1347

45- Altın Ordu Devleti ~1242-1502

46- Timur imparatorluğu ~1370-1507

47- Şeybani Hanlığı ~1428-1599

48- Kazan Hanlığı ~1438-1552

49- Kırım Hanlığı ~ 1441-1783

50- Nogay Ordası ~1398-1642

51- Kazak Hanlığı ~1465-1847

52- Büyük Orda ~1459-1502

53- Ejdar Hanlığı ~1466-1554

54- Sibir Hanlığı ~1464-1598

55- Buhara Hanlığı ~1500-1785

56- Hive Hanlığı ~1515-1920

57- Yarkand Hanlığı ~1514-1680

58- Bucak Ordası ~1620-1770

59- Buhara Emirliği ~1785-1920

60- Irak Selçukluları ~1118-1194

61- Hokand Hanlığı ~1709-1876

62- Resüliler Hanedanlığı~1229-1454

63- Safeviler Devleti ~1501-1736

64- Afşar Hanedanlığı ~1736-1802

65- Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ~1983

66- Türkiye Cumhuriyeti ~1923

67- Türkmenistan ~1991

68- Azerbaycan ~1918

69- Özbekistan ~1991

70- Kırgızistan ~ 1991

71- Kazakistan ~1991

72- Tataristan ~1993

73- Çuvaşistan ~1920

74- Yakutistan ~1923

75- Nahçıvan ~1990

76- Gagauzya ~1990

77- Kızılyar Krayı ~1934

78- Kabardey Balkar ~1991

79- Başkurt Cumhuriyeti ~1990

80- Hakasya Cumhuriyeti ~1993

81- Hatay Cumhuriyeti ~1938

82- Tuva Cumhuriyeti ~1944

83- Altay Cumhuriyeti ~1991

84- Batı Trakya Türk Cum ~1913

85- Doğu Türkistan Uygur Devleti

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | TÜRK (1) için yorumlar kapalı
Ağu 19

CAM TAVAN SENDROMU…

CAM TAVAN SENDROMU…
Bilim adamları, pirelerin farklı yükseklikte zıplayabildiklerini görürler.
Birkaçını toplayıp, 30 cm yüksekliğindeki bir cam fanusun içine koyarlar.
Metal zemin, ısıtılır. Sıcaktan rahatsız olan pireler, zıplayarak kaçmaya çalışırlar ama başlarını tavandaki cama çarparak düşerler. Zemin de sıcak olduğu için tekrar zıplarlar, tekrar başlarını cama vururlar.
Pireler camın ne olduğunu bilmediklerinden, kendilerini neyin engellediğini anlamakta zorluk çekerler.
Defalarca kafalarını cama vuran pireler, sonunda o zeminde 30 santimden fazla zıpla(ya)mamayı öğrenirler.
Artık hepsinin 30 cm zıpladığı görülünce, deneyin ikinci aşamasına geçilir ve tavandaki cam kaldırılır. Zemin, tekrar ısıtılır. Tüm pireler eşit yükseklikte, 30 cm zıplarlar. Üzerlerinde cam engeli yoktur, daha yükseğe zıplama imkanları vardır ama buna hiç cesaret edemezler.
Kafalarını cama vura vura öğrendikleri bu sınırlayıcı hayat dersine, sadık halde yaşarlar. Pirelerin, isterlerse kaçma imkanları vardır ama kaçamazlar.

Çünkü engel, artık zihinlerindedir. Onları sınırlayan dış engel cam kalkmıştır ama kafalarındaki iç engel (Burada, 30 cm’den fazla zıplanamaz inancı) varlığını sürdürmektedir.

Bu deney canlıların neyi başaramayacaklarını, nasıl öğrendiklerini göstermektedir.

Bu pirelerin yaşadıklarına, ”Cam tavan sendromu” denir. Bir insanın gelebileceğine inandığı en üst nokta, onun cam tavanıdır.

Cam tavanınız, hayallerinizin tavan yüksekliğini gösterir. İnsan inandığına, denktir.

Yapabileceğini, düşündüğü kadardır.

 

Alıntı: Dr..Davit Schwartz

 

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , | CAM TAVAN SENDROMU… için yorumlar kapalı
Ağu 18

ADALET BÖYLE SAĞLANIR

ADALET BÖYLE SAĞLANIR

 

Amerika ‘ da 15 yaşındaki bir çocuk marketten ekmek çalarken yakalandı. Kaçmaya çalışırken bir de raf kırmış.

Çocuk tutuklanmış ve mahkemeye çıkartılmış.

Kararı vermeden önce hâkim çocuğu da duymak ister.

Hâkim: ′′ Neden çaldın? ′′ ′′

Çocuk: ′′ Ekmeğe ihtiyacım vardı. ′′ ′′

Hâkim: ′′ Çalmak yerine ekmek alamadınız mı? ′′ ′′

Oğlan: ′′ Satın alacak param yoktu “.

Hâkim: ′′ Ailenden para isteyebilirdin ′′

Oğlan: ′′ Evde sadece annem var. Annem hasta ve işsiz. Sırf bunun için biraz ekmek ve peynir çaldım. ‘ ‘

Hâkim: ′′ Sen küçüksün, normalde işin de yok ′′

Oğlan: ′′ Yıkama üzerinde çalıştım. Bir hafta önce anneme hizmet etmek için izin aldım ve bu yüzden kovuldum. ′′

Hâkim: ′′ Yardım isteyecek kiminiz, kimseniz yok muydu?′′

Oğlan: ′′ Her gün evden çıktığımda herhangi bir iş için eleman arayan en az elli adresle iletişime geçiyorum ama başarısız. Sonunda hırsızlık yapmaya karar verdim. ′′ ′′

Çocuğun ifadesinin ardından hâkim kararını açıkladı:

-” Çalmak, özellikle EKMEK çalmak çok utanç verici bir suçtur. Ve işte hepimiz bu suçtan sorumluyuz. Bu odadaki herkes ve ben de bu suçtan sorumluyum.

O zaman tüm mahkeme katılımcıları 10. $ ile ′′ ceza ′′ alacak. Siz her biriniz 10 $ gönderene kadar kimse mahkeme salonundan ayrılmayacak.

Hâkim de 10 $ ‘ını verdikten sonra aç çocuğu polise teslim eden markete de 1,000 $ para cezası verdi.

Kararı duyduktan sonra çocuk gözyaşlarını tutamadı ve ikinci karar okunurken hâkimi görünce heyecanlandı.

Hâkim gözyaşlarını saklamaya çalışarak salonu terk etti. Hâkimin son sözleri bunlardı:

-“Bir kişi EKMEK çalarken yakalanırsa, o cemaatin, toplumun, o devletin tüm insanları utanmalıdır”.

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , | ADALET BÖYLE SAĞLANIR için yorumlar kapalı
Ağu 17

ASALET ÖZDEN GELİR

ASALET ÖZDEN GELİR

 

Ham adamlar olur paraya alet

Elden değil, özden gelir asalet

Beklenen, özlenen gerçek adalet

Kayboldu toplumda bir serap gibi…

 

Bilinmez belânın yakamozları

Şuursuz, afyonlu bütün kozları

Takınır anlamsız sahte pozları

İnsanlık perişan bir harap gibi…

 

İblisin işini iblisçe alan

Engerek zehrini Dünya’ya salan

Kan, kin ve irin sadece kalan

Adamlık kalplere ıstırap gibi…

 

İnsanlık uğruna düşün bir anlık

Doğruluk, dürüstlük altın gerdanlık

Harama, dörtnala koşan insanlık

Şeytana amade ve türap gibi…

 

Kenan ŞAHBAZ

 

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , | ASALET ÖZDEN GELİR için yorumlar kapalı
Ağu 16

TÜRK HAVA KURUMU

TÜRK HAVA KURUMU

 

Genç bile değil henüz beşikteki bir devletin mirasıdır bize Türk Hava Kurumu

16 Şubat 1925‘te, Türk Tayyare Cemiyeti adıyla kurulduğunda, daha iki yaşında bile değildi Türkiye Cumhuriyeti; 16 aylık, kendi ayakları üzerinde yeni yeni duran, ilk adımlarının heyecanını yaşayan bir bebekti.

O da, tıpkı Şeker Fabrikaları gibi, TEKEL gibi, Türk Tarih Kurumu gibi, Türk Dil Kurumu gibi, Sümerbank gibi “Atatürk’ün direktifleriyle” hayata geçirilmiş bir projeydi; bu açıdan bakınca, garip de değil aslında böyle horlanması şimdi!

Türk havacılık sanayisini kuracak ve askeri, sivil, sportif…her alanda geliştirecekti.

Kuruluşunun onuncu yılında Türk Silahlı Kuvvetleri‘ne bağışladığı uçak sayısı 300’ü geçmişti.

İlk Türk uçağını yapan ve o uçakla Türkiye üzerinde küçük bir tur da atan, aynı zamanda “uçak düşüren ilk tayyareci”miz olan Vecihi Hürkuş, cemiyetin açtığı Tayyare Makinist Mektebi‘nden yetişen ilk “küçük zabit“lerdendi.

Motor ve pervanesi dışındaki bütün parçaları Türk malı olan ilk uçağımız MMV-1’in prototipini üreten Selahattin Reşit Bey, cemiyetin mühendislerindendi.

Dünyanın ilk kadın savaş pilotu Sabiha Gökçen, cemiyetin kurduğu Türkkuşu‘nda yetişmişti.

12 Haziran 1938‘de, 14 saat 20 dakikalık planör uçuşuyla dünya rekoru kıran pilot Ali YıldızTürkkuşu‘nda öğretmendi.

19 Haziran 2004′te, bugüne kadar gökyüzünde açılan en büyük bayrakla atlayış gerçekleştirerek Guiness Rekorlar Kitabı‘na giren Hakan Zengin, THK paraşüt öğretmeniydi.

Türk spor tarihindeki ilklerden birine imzasını atarak, yamaç paraşütünde dünya şampiyona olan Funda Cici, THK öğretmeniydi.

1974‘te, Kıbrıs’taki Hava İndirme Harekatı’nın omurgasını oluşturanlar, kurumun yetiştirdiği paraşütçü askerlerdi; keza pilotları da önemli görevler üstlendi.

Türk Hava Kurumu hali hazırda Türkiye’nin havacılık ve uzay bilimleri alanındaki ilk ve tek ihtisas üniversitesinin ve Türkiye’nin havacılık eğitimindeki en büyük filosunun sahibi!

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , | TÜRK HAVA KURUMU için yorumlar kapalı
Ağu 15

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “Devlet kötü ve zalim olursa, bu devlet ve toplum için son derece zararlıdır. Devlet gücü ve devlet vasfına sahip olabilmesi adil, cesur ve merhameti olmasıyladır..” İbni Haldun

* “Ben gelmedim kavga  için, benim işim sevgi için.” Yunus Emre

* “Türk demek dil demektir. Ulusun çok açık niteliklerinden birisi de dildir. Her şeyden önce ve kesinlikle Türkçe konuşulmalıdır.” ATATÜRK 1932

* “Beni az sev, yeter ki sevgin sürekli olsun.” J. Heywood

* “Bir an bile, sevgilerimizi değiştirebilir.” Landor

* “Bir bakın dünyamıza; görün sevgi bağının yerdeki ile gökteki her şeyi birleştirdiğini.” A. Pope

* “Bir çocuk, sevgi ve övgüyle beslenir.” Lamb

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Ağu 14

“TALİBAN KAFASI”

“TALİBAN KAFASI”

Diyanet’in ve belli “İslâmcı” kesimlerin pek itibar ettiği biri camide vaaz veriyor. Öyle bir saydırıyor ki: “18 yaşında kaşını aldıran kızın üniversiteye giderken o hâlde, yüreğin parçalanmıyorsa vallahi kıyamet günü cehennem seni parçalayacak. Allah’ın emanetini ne hâle getirdin? Sevindin üniversiteyi kazanınca; ODTÜ’ye, Boğaziçi’ne gidince sevindin. Doktor olacak, mühendis olacak, 5 milyar aylık alacak, arabaya binecek, eşine mecbur olmayacak, mahkûm olmayacak… Peki onlara sevindin; kot pantolonuyla erkeklerin bakışı arasında kızın yürüyor, delikanlılar arkasına takılmışlar, arkasından gidiyorlar. Yavrunu cehenneme attın cehenneme. Kardeşim… 500 koyunu dağ başında ateşe atan çobana sen koyunun hesabını soruyorsun da oğlunu kızını torununu film setlerine, sokaklarına üniversite salonlarına amfilerine soyup da atan dedelerden babalardan cehenneme atılan yavruların hesabını Allah sormayacak mı?”

İslâm “ocağı” böyle “şen”lendirilemez!

Bu kişinin; sakal kestiren, baş açtıran “laikçi” diye saldırdıkları insanlardan ne farkı var?

Kim ne giyiyor, sana ne! Hakkıyla dini anlatabiliyor musun? Böyle giyilemeyeceğine insanları ikna edebiliyor musun? Sadece saldırıyorsun; korku salarak hizaya getirmek istiyorsun. Çevrene kendin gibi insanları toplarsın ancak. Ondan sonra Türkiye’de de birileri çıkar “emirname” yayınlar, Taliban gibi, insanları yurdundan yuvasından kaçırtır.

İslâm adı üstünde “barış” demek. Barış insanı nereye götürür? “sevgi”ye. Günahsa, bırak arkadaş günah olsun. Sen nezih anlat; saldırma, cehennem zebanîliği etme.

İslam’da “tebliğ”“davet”“cihat” (cihad) kavramları bir incelensin bakalım. Ne netice çıkıyor? “Cihat”ı “savaş” biliriz, değil mi? “Cihat” asıl davettir.

Davet eden, tebliğ eden cihat eden örnek kim? Hz. Peygamber değil mi? Hz. Peygamber saldırıyor mu, sevdiriyor mu? Düşünmeniz gereken mesele budur. Buyurun okuyalım:

“Kur’an’da Hz. Peygamber’in insanlar üzerinde bir zorba olmadığı (el-Gāşiye 88/22), görevinin irşad, tebliğ ve da’vetten ibaret bulunduğu (Âl-i İmrân 3/20; el-Mâide 5/92, 99; eş-Şûrâ 42/48), esasen ilke olarak dinde zorlamaya başvurulamayacağı, gerçek olanla olmayanın birbirinden ayrıldığı (el-Bakara 2/256), bundan sonra artık iman edip etmemenin insanların kendi istemelerine bağlı bulunduğu (el-Kehf 18/29) ifade edilmiştir.” (Mustafa Çağrıcı, “Da’vet”, TDV İslâm Ansiklopedisi, C. 9, 1994)

Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, itiraz edemeyecekleri bir isim. Bu iktidar zamanında da İstanbul müftüsü idi.

“İslâmcı” iktidar döneminde, imam hatiplerde bile deistlerin arttığını, kızların başlarını açmaya başladığını üstelik “İslâmcı” kalemler yazıp söylüyor.

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , | “TALİBAN KAFASI” için yorumlar kapalı
Ağu 13

ÇÜNKÜ İKİ TAVUĞUM GERÇEKTEN VAR

ÇÜNKÜ İKİ TAVUĞUM GERÇEKTEN VAR

Dursun, en iyi arkadaşı Temel’e sormuş; “iki fabrikan olsa pirini pana verir misun Temelciğum?”

” Elbette verirum kankardeşum!”  demiş Temel.

” Peçi” demiş Dursun “iki çiftliğun olsa pirinu pana verir misun?”

“Ula uşağum” demiş Temel ” lafi pile olmaz, elbette verirum!”

Dursun ağzı kulaklarında bir soru daha sormuş ; “Ula Temel, iki tavuğun olsa pirinu pana verir misun?”

“İşte oni veremem!” demiş Temel.

Dursun şaşırmış; “Ulan fabrikanın pirini, çiftliğin pirini vereysun da, iki tavuğun pirini niye vermeysun?”

” Eee uşağum” demiş Temel  “Çünkü iki tavuğum gerçekten var da ondan!”

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , | ÇÜNKÜ İKİ TAVUĞUM GERÇEKTEN VAR için yorumlar kapalı