Şub 28

KAMAŞIR GÖZLERİM

KAMAŞIR GÖZLERİM

 

Yok eder bakışın kederi, gamı

Kamaşır gözlerim bakışlarından

Bu gönül özlemle o ihtişamı

Her an yaşar coşkun akışlarından

 

Bir canı bir yürek her an anarken

Bedenini mertçe aşka banarken

Ateş gibi, alev alev  yanarken

Tutuşur yüreğim yakışlarından

 

Bu aşk, altın diye kalbime koydu

Gönlümü, kalbimi, ruhumu soydu

Aşka susuz ruhum rahmete doydu

Her an şimşek gibi çakışlarından

 

Gelmesin istemem sensiz ölümü

Şahit oldum, gördüm aşkta külümü

Müebbete kaldım gönül gülümü

Sol göğsün üstüne takışlarından

 

Bu mevsim duygular şahlanır gider

Gönül, sevdiğine bir nazar eder

Terkeder bedeni gam ile keder

Sevgiyle zirveye çıkışlarından

 

Gönül dert etmiyor ıraklığını

Her an görmek ister berraklığını

Üstüme örtünce çıplaklığını

Kamaşır gözlerim nakışlarından

 

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , | KAMAŞIR GÖZLERİM için yorumlar kapalı
Şub 27

SAHTENİN HER ÇEŞİDİ VAR. VATANDAŞ SOYULUYOR

SAHTENİN HER ÇEŞİDİ VAR. VATANDAŞ SOYULUYOR

Senay Önal adlı bir avukat, düğünü için kolye, küpe ve yüzükten oluşan bir set almak için Türkiye genelinde 40 kadar şubesi bulunan bir markanın Maltepe’deki mağazasına gitmiş…
Genç avukat 10 bin liralık bir seti 9 bin liraya satın almış ama pırlanta ve yakut kullanılarak imal edilen takı seti ile ilgili kuşkuları, kuyum sektöründe faaliyet gösteren bir arkadaşı ile görüşürken iyice büyümüş…
Önal, arkadaşının  yönlendirmesi ile
İstanbul Kuyumcular Odası bünyesinde faaliyet yürüten Beyazıt’taki Türkiye Gemoloji Laboratuvarı’na gitmiş…
Takı setini inceleyen uzmanlar, bu üründe kullanılan taşların laboratuvar ortamında 10-15 dolara mal edilebilen sentetik taşlar olduğunu, doğal yakut taşların her birinin değerinin ise 200-300 dolar arasında değiştiğini söylemişler…
Laboratuvardan çıkan sonuçla büyük şok yaşayan Önal, ürünü aldığı mağazanın, takıyı değiştirme önerisini redderek hukuki süreç başlatmış…
Senay Önal, herkesin gözden kaçırdığı bir gerçeğe dikkat çekerken şöyle demiş;
“Tüketicinin çıplak gözle sahteciliği anlaması imkânsızdır… Satıcıların altın diyerek gümüş, doğal taş diyerek sentetik taş satması nitelikli dolandırıcılık suçunu da oluşturabileceğinden, tüketiciler savcılığa şikâyette bulunabilirler.”
Anlaşılıyor ki; son yıllarda arısız balın yanı sıra at – eşek etinden sosis- sucuk- üretenler bir çok sektöre de ilham vermiş!..
Değerli taş tacirleri de, tüketicilere çakma pırlanta hediye eden sahte bal üreticilerinden mi feyiz aldılar acaba?..
Son yıllarda çok merak ediyordum; televizyon reklamlarında pırlanta yüzükleri “yüzde 50 indirim”le pazarlayanların asıl dayanağı neydi acaba?..
Evet; Türkiye’de ürün hileciliği sahte baldan sahte pırlantaya kadar gelmişse, vay memleketin haline!..
Anlaşılıyor ki, geçen hafta akaryakıttaki 15 milyarlık vurgunu ortaya çıkartan devlet, pırlanta sektörünü de acilen denetim altına almalı…

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , | SAHTENİN HER ÇEŞİDİ VAR. VATANDAŞ SOYULUYOR için yorumlar kapalı
Şub 26

ALTIN SÖZLER

 

ALTIN SÖZLER

* “Parayı köleniz yapın, yoksa efendiniz olur.” Bernard Shaw 

* “Çırpınırdı Karadeniz, bakıp Türk’ün bayrağına.” Ahmed Cevad Ahundzade

* “Eğer idrakin var ise makul ol.” Cevri

* “Denemeyi bilene imkânsız yoktur.” Napolyon Bonapart

* “Bilge kendi mutluluğunun ustasıdır.” Plautus

* “Dağı çemen eğemez.” Kaşgarlı Mahmud

* “Harmanı olmayanın dermanı olmaz.” İbrahim Olcaytu

* “Tok karınla daha iyi düşünülür.” Erasmus

* “Gözlerin dili her yerde birdir.” George Herbert

* “Düşünceyi doğuran başka bir düşüncedir.” René Descartes

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Şub 25

YIKIM PROJESİ

YIKIM PROJESİ

Prof. Dr. Kemal Gözler’in “Akademinin Değersizleştirilmesi” başlıklı makalesinde ortaya koyduğu gibi “Her ülke ürettiği değerler ölçüsünde zengindir. Bilimsel, kültürel ve eğitsel değerler, üniversitelerde üretilir. Üniversitelerin değeri ise öğrencilerinin, öğretim elemanlarının ve bunların ürettikleri eserlerin buluş, patent, kitap, makale gibi değeriyle ölçülür.”
Gözler’e göre sorun şu ki “Türk akademisi, çok ciddi bir ‘değersizleşme süreci’nden veya daha doğru bir terimle ‘değersizleştirme süreci’nden geçiyor. Üniversite öğrenciliği kavramı değerini sıfırladı. Üniversite hocalığı kavramı değerini yitirdi. Bunların yazdığı, tez, kitap ve makalelerin bir değeri kalmadı. Üniversite kavramının kendisi dahi değersizleşti.”
***
İşte Gözler’in bazı tespitleri:
*Türkiye’de üniversite öğrencisi sayısı arttıkça kaçınılmaz olarak mezun sayısı ve dolayısıyla diploma sayısı da artmaktadır. Diploma sayısı arttıkça da diplomalar değersizleşmektedir.
*Bir değer, onu hak etmeyen kişilerin eline geçtikçe değersizleşir ve kısa bir süre sonra da değer olmaktan çıkar. Değer üretmek yerine üretilmiş değerleri yağmalama üzerine kurulu bir sistem, eninde sonunda çöker. Zira bir süre sonra ortada yağmalanacak değer de kalmaz.
*Siyasette bir günde iktidar olunur. Ama sanatta, edebiyatta, kültürde, bilimde bir günde iktidar olunamaz. Bu alanlarda iktidar olmak için çalışıp değer üretmek gerekir.
Gözler’in bu makalesi 25 Kasım 2019 tarihinde yayınlanmış ve şöyle bitiyor:
-Ben Türkiye’de ODTÜ ve Boğaziçi gibi başarısını bugüne kadar koruyabilen son bir iki üniversitenin de çok yakın bir gelecekte, başarılarının kurbanı olacağından korkuyorum. Aynı korkum başarılarını kanıtlamış bir iki vakıf üniversitesi için de geçerli.
***
Kemal Hoca, 6 Şubat 2001 tarihli son makalesinde ise “Boğaziçi Üniversitesi’nde neden iki yeni fakülte kuruldu?” konusunu, yukarıda alıntı yaptığım makalesini hatırlatarak inceledi. İki makalenin de tamamı okunmalı ama kısa bir özet daha vereyim:
* Boğaziçi Üniversitesinde bir hukuk fakültesi kurulmasında bir kamu yararı yoktur. 2019 yılı itibarıyla Türkiye’de toplam 82 adet hukuk fakültesinde 82 bin 322 öğrenci okumaktadır.
*Bu rakamlar Türkiye’nin ihtiyacından çok, ama çok fazladır. Bu fakültelerin çoğu, ders verecek hukukçu öğretim üyesi dahi bulamıyor. Türkiye’de 2019 yılı itibarıyla 82 hukuk fakültesinden 20’si, kendisine hukukçu bir dekan dahi bulamamıştır.
*Dahası Türkiye’de 2019 yılı itibarıyla 82 hukuk fakültesinden 29’u İstanbul’dadır!
*Pek muhtemelen önümüzdeki günlerde Boğaziçi Üniversitesi Hukuk ve İletişim Fakülteleri için dışarıdan dekanlar atanacak ve öğretim üyesi kadroları ilân edilecektir. Boğaziçi Üniversitesinin yetkili kurulları, işte bu yeni atanmış öğretim üyelerinden oluşturulacaktır.
*Yine önümüzdeki günlerde Boğaziçi Üniversitesi’ne bir de ilâhiyat fakültesi kurulursa ben şahsen hiç şaşırmam. Türkiye’de 2019 yılı itibarıyla 99 adet ilâhiyat veya İslâmî ilimler fakültesi vardır.
*Boğaziçi Üniversitesi üzerinde tam bir hâkimiyet kurulması için bunlar da yetmez ise üniversitenin ikiye bölünmesi gibi pek çok yöntemin uygulanması ihtimal dahilindedir…
*Maalesef Türkiye’de akademi bitmiştir.
***
Benim kanaatim ise şudur: Türkiye’de sadece “akademi” değil, aklınıza gelen bütün alanlar, uzun süredir siyasetin kapsama alanı içine alınmakta ve değersizleştirilmektedir. Ordu, yargı, güvenlik, sağlık, medya, kültür-sanat gibi…
Bu kadar vahim bir “değersizleştirme programı”, ancak “ideolojik bir proje” dahilinde sürdürülebilir! Bu bir yıkım projesidir; Türkiye’nin yıkımı! İngiliz ajanı İskilipli Atıf’a resmi anma töreni yapılmasının sebebi de bu projedir.

 

 

Alıntı

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , | YIKIM PROJESİ için yorumlar kapalı
Şub 24

BENİM YERİME YANLIŞLIKLA PAPAZI UYANDIRMIŞ

BENİM YERİME YANLIŞLIKLA PAPAZI UYANDIRMIŞ

Loraslı bir köylü şahitlik için kadıdan davet alır. Bu emre uyarak yola çıkar. Geceyi Konya yakınındaki Horozlu Handa geçirir. Yatmadan hancıya sabah ezanı ile kendisini kaldırmasını, Konya’da erken saatte kadının huzurunda olması gerektiğini söyler. Hancı gün doğmadan köylüyü uyandırır, yolcu alelacele giyinir ve yola çıkar. Gün ışıldarken Konya’dan gelen yolcularla karşılaşır. Selamdan sonra köylüler: “Len Hüseyin sen ihtida mı ettin” diye sorarlar. Hüseyin “Ne ihtidası len? Nereden çıkardınız?” karşılığını verince arkadaşları el aynasını tutarlar. Hüseyin bir de ne görsün? Başında papaz serpuşu, sırtında papaz entarisi. Ve şöyle söylenir: “Şu hancının ettiğine bak akılsız gidi. Benim yerime yanlışlıkla papazı uyandırmış.”

İhtida: Dininden dönmek

Yeniçağ 08.08.2011 Agâh Oktay GÜNER’in“Domates ve diş sağlığı” başlıklı yazısından

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , | BENİM YERİME YANLIŞLIKLA PAPAZI UYANDIRMIŞ için yorumlar kapalı
Şub 23

ABD NE İSTEDİ DE YAPILMADI ACABA?

ABD NE İSTEDİ DE YAPILMADI ACABA?

 

ABD’de Brooking Enstitüsü’nün Türkiye-ABD ilişkileri üzerine yayınladığı raporda Türkiye’nin NATO’daki veto yetkisinin kaldırılmasını istemesini gündeme getirmiş ve yine aynı kurumun “Batı ile bağların yeniden kurulmasından fayda sağlayacağına demokratik olarak seçilmiş bir Türk hükümeti karar verecek. O zamana kadar Washington’un önündeki zorluk, bunu görünür kılmak için yeterli baskıyı sürdürmek olacaktır” sözlerini de vererek yorumunu okura bırakmıştık.
Yani, ABD’nin Türkiye’deki iktidar ile artık devam edemeyeceği öngörülüyor ve bu sebeple yıpratılması gerektiği ifade edilmiş oluyor.
Ben ifade etmiyorum, Brooking Enstitüsü söylüyor!
***
Tabii ki bu durum, AKP’nin programı bile ABD’den gönderilerek kurulmuş ve Amerikalı yetkililere gizli belgelere de yansıdığı gibi, başlangıçta “yerel yönetimlere özerklik tanınacağı garantisi verildiği için desteklenen bir parti” olduğu gerçeğini değiştirmiyor. ABD ne istedi de yapmadılar acaba? Bugünkü “Yeni Anayasa”, “devleti yeniden kurmak” söylemleri bununla ilgili değil mi?
“Suriye’nin kuzey doğusunda, 30 kilometrelik bir şeritte operasyon yapabilirsiniz” dediler, operasyon bu sınırın bir metre ötesine bile taşmadı, böylece, “sığınmacılar için güvenli bölge kuruyoruz” denilerek hemen güneyde kurulan PYD devletine güvenli bir bölge sağlanmış oldu. O tarihten sonra Türkiye, 30 kilometrelik şeridin altına geçemedi!
“Şeker fabrikalarını kapat” dediler kapatıldı!
PKK ile ilişkisi belirlenen rahip Bronson‘u istediler, verildi.
ABD, “Doğu Akdeniz’den araştırma gemilerini çek” dedi, çekildi. Gemiler hâlâ Antalya Körfezi’nde…
Buna rağmen ABD’de neden AKP iktidarının artık sona ermesini isteyenler çoğaldı? Brooking Enstitüsü, neden “yeni bir iktidar kurulana kadar” anlamına gelen sözler kullanıyor veya neden Türkiye’nin NATO’daki veto yetkisinin kaldırılmasını istiyor.
Türkiye’nin NATO’daki veto yetkisinin kaldırılması, mevcut Türk hükümetine de bir darbe vurmak değil midir?
***
Bu tür analizler yaptığımız zaman, bazıları “Yani her şeyi ABD veya NATO mu yapıyor?” gibi gereksiz ve temelsiz sorular soruyor. Tabii ki iç dinamikler müsait olmasa, ne ABD bir şey yapabilir ne de NATO!
Fakat iktidar, işin başında “Ankara’nın şerrinden Brüksel’in ve Washington’un şefaatine sığınmak” diye adlandırılan bir tavizler politikası benimsemişse, her türlü dış müdahaleye veya tuzağa düşmeye hazır demektir… Böylece ABD, iktidara 18 yıldır her istediğini yaptırıyor.

Alıntı

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , | ABD NE İSTEDİ DE YAPILMADI ACABA? için yorumlar kapalı
Şub 22

BİLİNÇLİ HALK

BİLİNÇLİ HALK

 

Rahmetli Osman Bölükbaşı, 1965 seçimlerinde miting yapmak için Erzurum’a gelir.

Yanında Alpaslan Türkeş’te vardır.

Biz o zaman evden kaçmış liseye yeni başlamıştık.

Tren garının yakınlarında bulunan pelit meydanında miting başlar.

Rahmetli Bölükbaşı kürsüye çıkar ve konuşmaya başlar. Konuşmanın bir yerinde, sayın vatandaşlarım

Şu İsmet paşa var ya İsmet paşa  (özellikle İnönü yerine paşa der.) o adam asker kaçağıdır der.

Halk o büyük coşkuyla hep bir ağızdan yuuuuuuhhhhh diye bağırır.

(Zaten bunu denemek için  özellikle PAŞA KELİMESİNİ KULLANMIŞTIR..)

Bunun üzerine Bölükbaşı konuşmayı tamamlamadan kürsüden iner.

Herkes merakla ne oldu diye sorunca,

Bu insanlara bir şey söylemeye gerek yok.asker,kaçak

Koskoca İsmet paşanın ‘ benim paşa dememe rağmen’ asker kaçağı olduğuna inanıp alkışlıyorlar.

Konuşulanı anlamıyor, anlamak bile istemiyorlar. Der.

Bundan sonrada partiyi Türkeş’e bırakıp siyasetten çekilir.

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , | BİLİNÇLİ HALK için yorumlar kapalı
Şub 21

BİR GARİP DENETİM

BİR GARİP DENETİM

Sayıştay’ın denetleyemediği Türkiye Varlık Fonu’nu, İngiltere merkezli şirket Pricewaterhouse Cooper‘ın denetleyeceği ortaya çıktı. Birgün’ün haberine göre denetlenecek şirketler arasında kamu bankaları, THY, PTT gibi stratejik kurumlar yer alıyor.

Habere göre Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Devlet Denetleme Kurulu’nun hazırladığı 2019 Yılı Türkiye Varlık Fonu Denetim Raporu’nun TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki görüşmeleri sırasında milletvekillerine bilgi veren Varlık Fonu Genel Müdürü Zafer Sönmez, önümüzdeki yıl İngiliz merkezli bir denetim şirketinin fonu denetleyeceğini açıkladı. Mevcut raporlarda net ekonomik verilerin yer almadığı eleştirilerine değinen Sönmez, “Biz Varlık Fonu’nun Yönetimi ve Yönetim Kurulu olarak denetimin yapılmasını özellikle teşvik ediyoruz. Bu sene denetimi başka bir kurum yapacak. PwC yapacak, Pricewaterhouse Coopers yapacak” dedi. 

Varlık Fonu’nu denetleyecek yabancı şirket, Ziraat Bankası, HalkBank, Vakıfbank, Borsa İstanbul, Botaş, Türkiye Petrolleri, THY, PTT ve Türksat gibi stratejik kurumların hesaplarına ve kurum işleyişlerine ulaşabilecek.

 

Alıntı

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | BİR GARİP DENETİM için yorumlar kapalı
Şub 20

GÖNÜL SARAYI

GÖNÜL SARAYI

 

Şu sevgi ateşi her an tüter mi?

İnsan mahlûklardan daha beter mi?

Bu dünyada insan zulmü biter mi?

Kin ile düşmanca baktıktan sonra…

 

Engeli var mıdır bir doru atın?

Çaresi para mı zalim hayatın?

Gayri hayâsızca insanı satın

Lağım oluğundan aktıktan sonra…

 

Sevgi despot olmuş kinlenir azar

O kinler ruhlara çok mezar kazar

Tüm yollara güller döksen ne yazar

Bir gönül gönülden bıktıktan sonra…

 

Gönül okyanusu inci deposu

O gülüşler, süsler, sevginin sosu

Faydasız hayatın bu tiyatrosu

Bir can, bir yürekten çıktıktan sonra…

 

Her an yüreğini sevgiye bandın

Bir pervane gibi büsbütün yandın

Gülistanda güller açar mı sandın?

Canlar, canlar ile küstükten sonra…

 

Sorumlusu insan sonsuz ağrının

Hiç faydası olmaz sahte çağrının

Şeytanca bir fikrin, asıl doğrunun

O şah damarını sıktıktan sonra…

 

Çok kişide temiz yürek var mı hiç?

Yürek temizleyen kürek var mı hiç?

Yılana kızmaya gerek var mı hiç?

İnsan yılan olup soktuktan sonra…

 

Gönlün gök kubbesi sedasız artık

Sevgiler saygılar vefasız artık

Saraylar yapsan da faydasız artık

Gönül sarayını yıktıktan sonra…

 

Yok, oldu insanda sevgi heyecan

Kabil’den bu yana dökülmekte kan

Kıyameti beklemekte her bir can

Bir insan insanı yaktıktan sonra…

 

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , | GÖNÜL SARAYI için yorumlar kapalı
Şub 19

SAHTE BAYRAK OPERASYONU’

SAHTE BAYRAK OPERASYONU’

 

Anadolu Ajansı için analiz yapan Mehmet, A. Kancı, “Washington Ortadoğu’da saatleri geriye alıyor” başlıklı incelemesinde şu bilgiler veriyor:

* “Trump’la yaşadığı ‘derin görüş ayrılıkları’ nedeniyle 22 Aralık 2018 tarihinde DEAŞ’la Mücadele Özel Temsilciliği görevinden istifa eden Brett McGurk, yeni başkanın ekibinde ‘Ortadoğu ve Kuzey Afrika Koordinatörü’ olarak sahneye geri döndü

* 2010-2011 yıllarında Irak’taki ABD askerlerine komuta eden, 2013 yılında ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanlığı’nın başına getirilen Lloyd Austin ise ABD’nin yeni Savunma Bakanı oldu. DEAŞ terör örgütü Austin‘in CENTCOM komutanı olduğu dönemde Musul kentini ele geçirebilmişti

*Biden‘ın başkanlık koltuğuna oturmasıyla DEAŞ da bir anda mezarından fırlayarak Bağdat’ta ortaya çıkıverdi

* Tüm bu gelişmeler Ankara başta olmak üzere bölge başkentlerinde, özellikle Suriye konusunda Obama dönemi politikalara dönüleceği endişesini yarattı. Ancak tarihsel sürece yakından baktığımızda, dönülen yerin Obama‘yı da aşarak George W. Bush dönemine, hatta Baba Bush‘un başkanlık yıllarına ulaştığını görebiliriz

* Brett McGurk, ABD’nin Irak’ı işgal etmesinden 8 ay sonra Bağdat’taki ABD Büyükelçiliği’nin danışmanı olarak göreve başladı. 2005 yılında Ulusal Güvenlik Konseyi’ne terfi etti ve burada Irak direktörü olarak görev yaptı

* 2014 yılı Haziran ayında, DEAŞ, Musul’u ele geçirirken McGurk Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin başkenti Erbil’deydi. 2014 yılı Eylül ayında, bu kez McGurk, DEAŞ’la mücadele için kurulan uluslararası koalisyonun direktörlüğüne getirildi ve ABD başkanının özel temsilcisi oldu. DEAŞ’la mücadele için PKK/YPG’nin desteklenmesini ve silahlandırılmasını tercih eden McGurk, Türkiye sınırı boyunca oluşturulan ‘terör koridorunun mimarlığı’nı üstlendi.

* Önümüzdeki gün ve haftalarda, ABD’nin hem Irak’ın hem de Suriye’nin kuzeyindeki askeri varlığını artırmasını sağlayacak ‘sahte bayrak’ (false flag) operasyonlarıyla karşılaşmak şaşırtıcı olmayacaktır.”

***

Genelkurmay İstihbarat Dairesi Eski Başkanı Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin‘in, ABD’nin Türkiye’de kanaat önderlerine yönelik suikast hazırlığında olduğunu iddia ederek “Devletin elinde istihbarat var, gerekli hazırlığı yapıyor” demesini de bu tabloya eklemek gerekir!

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | SAHTE BAYRAK OPERASYONU’ için yorumlar kapalı