Şub 19

SAHTE BAYRAK OPERASYONU’

SAHTE BAYRAK OPERASYONU’

 

Anadolu Ajansı için analiz yapan Mehmet, A. Kancı, “Washington Ortadoğu’da saatleri geriye alıyor” başlıklı incelemesinde şu bilgiler veriyor:

* “Trump’la yaşadığı ‘derin görüş ayrılıkları’ nedeniyle 22 Aralık 2018 tarihinde DEAŞ’la Mücadele Özel Temsilciliği görevinden istifa eden Brett McGurk, yeni başkanın ekibinde ‘Ortadoğu ve Kuzey Afrika Koordinatörü’ olarak sahneye geri döndü

* 2010-2011 yıllarında Irak’taki ABD askerlerine komuta eden, 2013 yılında ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanlığı’nın başına getirilen Lloyd Austin ise ABD’nin yeni Savunma Bakanı oldu. DEAŞ terör örgütü Austin‘in CENTCOM komutanı olduğu dönemde Musul kentini ele geçirebilmişti

*Biden‘ın başkanlık koltuğuna oturmasıyla DEAŞ da bir anda mezarından fırlayarak Bağdat’ta ortaya çıkıverdi

* Tüm bu gelişmeler Ankara başta olmak üzere bölge başkentlerinde, özellikle Suriye konusunda Obama dönemi politikalara dönüleceği endişesini yarattı. Ancak tarihsel sürece yakından baktığımızda, dönülen yerin Obama‘yı da aşarak George W. Bush dönemine, hatta Baba Bush‘un başkanlık yıllarına ulaştığını görebiliriz

* Brett McGurk, ABD’nin Irak’ı işgal etmesinden 8 ay sonra Bağdat’taki ABD Büyükelçiliği’nin danışmanı olarak göreve başladı. 2005 yılında Ulusal Güvenlik Konseyi’ne terfi etti ve burada Irak direktörü olarak görev yaptı

* 2014 yılı Haziran ayında, DEAŞ, Musul’u ele geçirirken McGurk Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin başkenti Erbil’deydi. 2014 yılı Eylül ayında, bu kez McGurk, DEAŞ’la mücadele için kurulan uluslararası koalisyonun direktörlüğüne getirildi ve ABD başkanının özel temsilcisi oldu. DEAŞ’la mücadele için PKK/YPG’nin desteklenmesini ve silahlandırılmasını tercih eden McGurk, Türkiye sınırı boyunca oluşturulan ‘terör koridorunun mimarlığı’nı üstlendi.

* Önümüzdeki gün ve haftalarda, ABD’nin hem Irak’ın hem de Suriye’nin kuzeyindeki askeri varlığını artırmasını sağlayacak ‘sahte bayrak’ (false flag) operasyonlarıyla karşılaşmak şaşırtıcı olmayacaktır.”

***

Genelkurmay İstihbarat Dairesi Eski Başkanı Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin‘in, ABD’nin Türkiye’de kanaat önderlerine yönelik suikast hazırlığında olduğunu iddia ederek “Devletin elinde istihbarat var, gerekli hazırlığı yapıyor” demesini de bu tabloya eklemek gerekir!

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | SAHTE BAYRAK OPERASYONU’ için yorumlar kapalı
Şub 18

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “Bir sürü insanla kadife minderde oturacağıma, sadece benim olan bir balkabağının üstünde oturmayı tercih ederim.” Henry David Thoreau

* “Borçsuz yoksulluk, özgürlüktür.”  Arap atasözü

* “Kendini bil. Umut her daim vardır.” Sokrates

* “Sahibi öyle dedi diye bir kobra yılanı güvercine dönüşmüyor.” Robert Dahl

* “Huyunu bilmediğin hayvanın peşinden gitme.” Göktürk atasözü

*“İnsanlar sevilmek için yaratıldılar, eşyalar ise kullanılmak için. Dünyadaki kaosun nedeni eşyaların sevilmesi ve insanların kullanılmasındandır.” Cemil Meriç                                                                                                                      

* “Akıllılar kuşku içindeyken, aptallar küstahça kendinden emindir..” Bertrand Russel                                                                       

* “Mükemmeli arıyorsan asla mutlu olamazsın.” Lev Tolstoy

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Şub 17

SON ON YILDA CASUSLUK, SIZMA, SIZDIRMA OLAYLARI

SON ON YILDA CASUSLUK, SIZMA, SIZDIRMA OLAYLARI

Son on yılda meydana gelen casusluk, sızma ve sızdırma olaylarından bazılarını hatırlatalım:

İletişim, enerji, silah sanayi denilmemiş yerli ya da yabancı unsurlara yılların kurumları özelleştirme adı altında satılmıştı. Devletin en gizli bilgilerine havi “kozmik odaya” ne olduğu belli şahıslara girme izni verilmişti. Birinci Ordunun karargâhından FETÖ’nün elemanı valizler dolusu belge çıkarmıştı. Yabancı servis ajanları FETÖ unsurları vasıtasıyla devletin en hassas derinliklerine böcek yerleştirmiş, dinleme gerçekleştirmiş, kayıt ve görüntüler almıştı.
Uçakları düşürüldüğünde Rusya, Suriye’de karşı karşıya gelindiğinde ABD ve buna benzer bilgileri ve belgeleri Türkiye’ye karşı kullanmıştır.

* 6 Aralık 2010‘da Gölcük Donanma Komutanlığı’nda yer döşemesinin altında birileri elleriyle koymuş gibi çuvallarla belge ve  hard disk bulmuştur. Bunlar daha sonra  Balyoz ve Poyrazköy davalarının en kritik delili olarak TSK’yı ve askeri mahkum etmekte kullanılmıştır.
* 24 Ağustos 2011 yılında zamanın Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner’in en mahrem yerlerde yaptığı konuşma internete düşmüştür. Sonrasında ise bu konuşma askeri zafiyet bağlamında TSK’nın yıpratılmasında kullanılmıştır. Haftalarca gazeteler bu konuşmanın içeriğini manşetlerine taşımışlardır. -13 Mart 2014 tarihinde Türkiye’nin Dışişleri Başkanlığında bir toplantı yapılır. Bu toplantıda Süleyman Şah Türbesi’ne IŞİD tarafından yapılan saldırılara karşı alınacak tedbirler görüşülmüş. Duruma nasıl müdahale edilebileceği tartışılmış. Türkiye’nin Dışişleri Bakanlığında yapılan bu çok gizli toplantı internete sızdırılmıştır. Belki de bu yüzden Türkiye, Süleyman Şah için atacağı adımı atmaktan imtina etmiş ve türbeyi taşımak zorunda kalmıştır.
* 2016 yılında Makine ve Kimya Endüstrisi Kırıkkale Kurumunda yetkili bir zat, MP5 ve MPT76 marka silahların çizim ve üretim planlarını satmak için Amerikalı bir iş adamıyla pazarlığa oturmuştur.
Amerikalı iş adamı Türk asıllıdır. Adamın onuruna dokunur ve konuyu ihbar eder. İhbarı şöyledir: “Makine Kimya Endüstrisi Kurumunda yetkili bir şahıs, ‘ABD’de silah fabrikan var, bu bilgileri orada kullanırsın’ diyor. Özellikle MPT-76 marka silahı, NATO standartlarındaki en çok testi geçebilen ve dünyada birinci sırada yer alan bir silah… Ülkemin bütün büyük buluşlarının yurt dışına çıkarılmasından rahatsızım. Vatanım için şüpheli hakkında ihbarda bulunmaya karar verdim… Onun verdiği bilgiler, benim için yüz milyon dolar değerinde olan bilgilerdi.”
Bu ihbar üzerine ilgili zat gözaltına alınmış ve tutuklanmış hala hapishanede cezasını çekiyor.
* Geçtiğimiz günlerde Savunma Sanayii Başkanlığı’nın (SSB) projeleri ile ilgili yabancı firma temsilcilerine bilgi aktararak menfaat sağlayanlara yönelik bir operasyon yapıldı.
Operasyon sonucunda aralarında eski İnsansız ve Akıllı Sistemler Dairesi Proje Müdürünün de bulunduğu 6 kişi gözaltına alınmıştı.
Bu casusluk şebekesi aralarında yabancı firma temsilciliği de yapan şirket temsilcilerine ihalelerle ilgili teknik bilgileri sızdırmış. Projenin müdürlüğünü yapan şahsın evinde arama yapan polisin tam 5 milyon Euro ele geçirdiği haberlere konu oldu. Gözaltına alınan diğer 5 kişinin evlerinde de yüklü miktarda döviz ele geçirildi, soruşturma çok yönlü olarak sürdürülüyor.

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , | SON ON YILDA CASUSLUK, SIZMA, SIZDIRMA OLAYLARI için yorumlar kapalı
Şub 16

“AĞAM BEN DEMEDİM, SEN DEDİN!”

         “AĞAM BEN DEMEDİM, SEN DEDİN!”

 

         Ata çok düşkün bir ağanın atı ölmüş. Kimse korkudan atın öldüğünü ağaya söyleyememiş. Uyanık bir köylü, “Ben söylerim” diyerek gönüllü olmuş

ve ağanın huzuruna çıkmış:

          “Ağam senin at var ya, uzanmış yatıyor.”

          “İyi ya ne var bunda?”

          “Ağam senin at kulaklarını da yere sermiştir”

          “ Diyeceğini desene oğlum!”

          “Ağam galiba nefes de almıyor”

          “Desene oğlum, at öldü!”

          “Ağam ben demedim, sen dedin!”    

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , | “AĞAM BEN DEMEDİM, SEN DEDİN!” için yorumlar kapalı
Şub 15

TÜRKÇE KUR’AN KORKUSU

TÜRKÇE KUR’AN KORKUSU

 

Kur’an’ın Türkçe okunmasına neden karşı çıkıyorlar?

Çünkü Kur’an, baştan sona kadar, insanı sorgulama yapmaya zorlamaktadır?

Bugünkü en büyük sıkıntı ise yetişen nesillerin hâlâ sorgulama yapmayı bilmemesidir. Anlamını bilmeden, düşünmeden okumak suretiyle Kur’an’dan

faydalanmak mümkün değildir.

Hatta İslami kaynaklarda Hz. Ali’nin “Anlamını bilmeden Kur’an okumakta hayır yoktur” dediği bilinir.

Ebulgazi Bahadır Han, Şecereyi Türki’nin önsözünde “Türklere Türkâne söylemek gerek” demiştir.

***

Bu tartışmalar yüzyıllar öncesinde kalmış, Türklerin kendi dinini anlamasından ve böylece kendilerine pek ihtiyaç kalmamasından korkan din

adamlarının dirilttiği bakış açısının ürünüdür.

Şimdi ekonomi dibe vurmuş ve bütün insanlık genetiği ile oynanmış virüslerden üretilen aşılarla bilinmez bir yöne doğru sürüklenmek istenirken,

Kur’an’ın Türkçe okunmasına karşı çıkmak, “Biz halkı, kendi algıladığımız din anlayışıyla yönetmeye devam etmek istiyoruz”un itiraf edilmesidir.

Dininizden, dininizin kitabının halk tarafından anlaşılmasından korkmayın…

Bu din şahsi malınız, mülkünüz değildir ki sizin istediğiniz gibi anlaşılsın. Herkes, kendi aklıyla nasıl anlıyorsa öyle anlasın! Kur’an’ın sahibi, bunda bir

sakınca görmemiş, aksine akıl ederek düşünerek anlaşılmasını istemişken sizin buna karşı durma şansınız yoktur. Boşuna çabalamayın…

 

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | TÜRKÇE KUR’AN KORKUSU için yorumlar kapalı
Şub 14

“YAPACAK ÇOK İŞİM VAR”

“YAPACAK ÇOK İŞİM VAR”

 

Bir gün insanlardan kaçan, yalnız yasamayı tercih eden yaslı bir adama sorarlar.

“Sürekli yalnız olmaktan bıkmıyor musun?”

Yaslı adam cevap verir:

-“ Yapacak çok işim var”. İki şahin eğitmem gerekiyor.

Ve iki kartal.

İki tavşan sakinleştirmek ve yılanı eğitmek.

Eşeği motive etmek ve aslanı evcilleştirmek.”

**”Ama senin etrafında hiç hayvan göremiyoruz!” “Neredeler?”

“Onlar içimizde yasayan hayvanlardır.”

“İki Şahin” gördükleri her şeye saldırıyorlar.

İyi-kötü, faydalı-zararlı onlara ayırt etmeyi öğretmeliyim. Çünkü̈ onlar benim GÖZLERİM.”

“ İki kartal” dokundukları her şeyi mahvediyor, yaralıyor, parçalıyorlar. Onlara hizmet etmeyi ve zarar vermeden yardım etmeyi öğretmeliyim. Çünkü̈

onlar benim ELLERİM.”

“Tavşanlar her zaman korkarlar, kaçarlar ve saklanırlar. Onları sakinleştirip, zor durumlarla başa çıkmayı öğretmeliyim, beladan kaçmayı değil. Çünkü̈

onlar benim AYAKLARIM.”

“ En zor kısmı yılanı izlemek.

Sıkı bir kafeste, güvenli bir şekilde kilitli olsa da her zaman saldırmaya, sokmaya, yakın olan herkesi zehirlemeye hazır. Bu yüzden onu takip edip,

disiplinli olmalıyım. Çünkü̈ bu benim “DİLİM.”

“Eşek herkesin bildiği gibi çok inatçı, sonsuza kadar yorgun ve isini yapmak istemiyor. Bu yüzden ona şükretmeyi ve akışta olmayı öğretmeliyim. Çünkü̈

bu benim VÜCUDUM.”

“Ve sonunda kral olmak ve herkese emretmek isteyen bir aslanı evcilleştirmek istiyorum. Gururlu,  kibirli ve dünyanın kendi etrafında dönmesini istiyor.

O aslanı terbiye etmeliyim. Çünkü̈ bu benim EGOM.”

“Gördüğünüz gibi yapacak çok isim var”

 

Lev Nikolevic TOLSTOY

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , | “YAPACAK ÇOK İŞİM VAR” için yorumlar kapalı
Şub 13

TERÖR ÖRGÜTÜ, İSLAMİ HAREKET VE TAŞERONLAR…

TERÖR ÖRGÜTÜ, İSLAMİ HAREKET VE TAŞERONLAR…
Türkiye’de, 1980 öncesi “sağ- sol çatışması” adı altında toplumu birbirine düşürenlerin amaçları da, işte emperyalizmin “50 yıllık planlar”ı içerisindeki kanlı sayfalardan oluşmaktaydı…
Hiç kuşkunuz olmasın, 12 Eylül 1980 darbesi sonrası yaşananlar da, ABD’nin ‘Yeşil Kuşak’ adını verdiği, toplumu gericileştirme ve din unsuruyla sömürme projesine hizmet etmişti!..
PKK ile mücadele sırasında bile helikopterlerden dağlara Kuran ayetlerinin atıldığı bu süreç ne yazık ki tarikat ve cemaatlere ivme kazandırmış, işte bu unsurlar içerisindeki aşırı radikal grupları da silahlı örgütlenmelere yönlendirmişti…
Yani, sonu El Kaide ve IŞİD’in tetikçi olarak kullanıldığı “Arap Baharı”na kadar uzanan “Yeşil Kuşak” projesinin Türkiye’de de dayatılması konusunda önemli senaryolar uygulanmaya sokulmuştu…
Yazının başında dikkat çektiğimiz bu projeye “direnen unsurlar” elbetteki laik cumhuriyetin sonsuza kadar yaşatılması konusunda çaba gösteren aydınlardan başkası olmayacaktı…
İşte o aydınlar, Amerika’nın “Yeşil Kuşak” projesinin Anadolu’ya dayatılması planlarına direnirken, asıl failleri dışarıda olan suikast maşaları tarafından katledildiler…
Bir ucu Rabıta’ya, bir ucu tarikat ve cemaatlere ve  bir ucu da İslami Hareket’ten Hizbullah’a kadar uzanan “Yeşil Kuşak” projesinin para ve silahla dayatılması eylemleri sırasında en çok direnenlerden biri olan
Uğur Mumcu karanlığın tek kurbanı olmadı…  
Mumcu suikastına gelene kadar çok önemli isimler taşeron cinayetlerine kurban gitti…
Türkiye’de 1990-2002 yılları arasında düzenlenen suikastlarda
Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Turan Dursun, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Gaffar Okkan ve Necip Hablemitoğlu gibi aydınlar katledildi…
Bu kişilerin tamamı laik cumhuriyeti savunuyordu ve onların katledilmesinin perde gerisinde, tüm bu aydınlanma gerekçeleriyle de savaşan dinci örgütler olduğu açıklanmıştı… Yani, İslami Hareket ve türevleri…
Dipsiz kuyudaki failler!..
Türkiye’de radikal dincilerin yol açtığı siyasi suikastlerin bir bölümünde tetikçiler yakalansa da, asıl failler hep karanlıkta kaldı…
“Tetikçi” dediği dinci örgütlerle mücadele ederken Uğur Mumcu cinayetini de çözmek isteyen Diyarbakır emniyet müdürü Ali Gaffar Okan, aslında Hizbullah’ın öldürülen lideri Hüseyin Velioğlu’nun intikamını almak için katledilmişti..
Mumcu’yu öldüren  patlayıcı düzeneğinin benzerinin İslami Hareket örgütünün ortaya çıktığı Batman’da ele geçirilmesi tesadüf değildi…
Mumcu’nun öldürülmeden önce, son bir yıl içinde yazdığı yazılardan dörte üçünün ABD ve müttefikleri ile PKK arasındaki ilişkilere dikkat çekmesi de, avukat Ceyhan Mumcu’nun,
“Fethullahçılar soruşturmayı İran bağı üzerinden sulandırdı” demesi de karanlığın başka boyutlarıydı!..
Mumcu cinayetini çözmek için başlatılan “UMUT Operasyonu”nun amacına ulaşamaması, yurtdışına kaçan bazı zanlıların “tutuklanmamak kaydıyla” Türkiye dönmesi ve serbest bırakılması da, “ipin ucu nerede” sorusunu iyice öne çıkartıyordu…
Mehmet Ağar’ın
soruşturmanın önünde tuğla duvar örüldüğünü söylemesi, “Bir tuğla çekin, gerçekler ortaya çıksın” diyen Güldal Mumcu’ya “çekersem duvar yıkılır” dediği iddiasının da arkası gelmedi!.

 

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | TERÖR ÖRGÜTÜ, İSLAMİ HAREKET VE TAŞERONLAR… için yorumlar kapalı
Şub 12

EY GÖNÜL!

EY GÖNÜL!

Başında şeytanın fitnesi varsa

Felek devranını zalimce karsa

Zakkum çiçekleri gönlünü sarsa

Yine bahtın hora düşer ey gönül!

 

Kaktüsleri çiçek diye beslersen

Ölümlü insana sırtın yaslarsan

Zalimler yerine mazlum taşlarsan

Akıbetin zora düşer ey gönül!

 

Yılanlar, çiyanlar yüreklenirse

Tek tek ümitlere çöreklenirse

Nefretle, kan-kinle, öbeklenirse

Yürek yanar, kora düşer ey gönül!

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , | EY GÖNÜL! için yorumlar kapalı
Şub 11

EĞİTİMDEKİ EĞİTİMSİZLİK

     EĞİTİMDEKİ EĞİTİMSİZLİK

     19 yıllık AKP iktidarının yaz-boz tahtasına çevirdiği milli eğitim sisteminin çöküşünün fotoğrafını çekmiş oldu.

  1. Okuma yazma bilmeyen 2 024 979, %3
  2. İlkokul Mezunu (5 yıllık) 17 579 747, %24
  3. Okuma-yazma bilip okul mezunu olmayan 7 782 603, %11
  4. Diplomasız, ilköğretim mezunu (8 yıllık) 5 678 694, %8
  5. Diplomalı, Ortaokul ve Dengi meslek Okulu 13 365 564, %18
  6. Diplomalı, Bilinmeyen 620 860, %1

    1’nci ara toplam

A – Cahil sayılabilecek kesim 47 052 447, %63

B – Lise ve Dengi Meslek Mezunu 15 426 019, %21

C – Yüksek Okul/Fakülte Mezunu 10 257 791, %14

Yüksek Lisans ve 5/6 yıllık okul 1 083 331, %1,5

Doktora Yapmış 211 581, %0,5

2019 yılında Türkiye nüfusunun yaklaşık 82.000.000 kişi olduğu kabul edilerek ve TÜİK resmi internet sitesinde yer alan 01 Eylül 2020 tarihindeki bilgiler esas alınarak yapılan hesaplamaya göre;

Tabloda 1.nci ara toplam olarak görülen, 47 052 447 nüfusa 6 yaşa kadar olan kesimi de (8 milyon) eklersek, 55 Milyon insanımız eğitimsiz denilecek seviyededir. Diğer bir ifade ile; nüfusumuzun %67’si eğitimsizdir ya da çok düşük eğitim düzeyindedir.

Toplam 82 Milyonun Sadece 27 Milyonu ki, o da toplam nüfusun %33’ü etmektedir, lise ve üstü eğitim seviyesindedir.

Hiç okul bitirmemiş 6 yaş üstü insan sayımız 9 milyon 807 bin 582’dir.

Bunun çoğunluğunu, (6 milyon 185 bin 858) kadınlar oluşturmaktadır.

Nüfus sayımı kayıtlarından anlaşıldığı gibi, eğitim durumuna göre Türkiye’de en çok ilkokul mezunu bulunmaktadır. (17 milyon 580 bin)

Bizi kim mi yönetiyor?

%63’ü cahil denebilecek düzeydeki halkın belirlediği iktidarlar. Kalan %37’sinin ne yaptığı ise maalesef sonucu değiştirmemektedir.

Bu %63’lük cahil sayılabilecek kesime hitap edebilen, sadaka kültürü ve tevekkül aşılayıp dini siyasi amaçla kullanan partiler bizi yönetmeye devam edecektir. Bunun adı nedir?

Kalitesiz, çoğulcu sözde demokratik sistem.

Bir zamanlar bir sanatçımız seçimdeki oyunun değerinin cahil biri ile aynı değerde olduğundan şikâyet ettiğinde kendisini kolaylıkla Antidemokrat olarak damgalamadık mı? Demokrasi bu mu? Demokrat olmak ve demokrasi ile yönetmek ve yönetilmek istiyorsak önce Asgari Eğitim Düzeyinde herkesi bir seviyeye taşımak zorundayız.

Ülkesinin başkentini dahi bilmeyen, hala Kenan Evren’i Cumhurbaşkanı sanan, Kıbrıs’ın Karadeniz’de olduğunu söyleyebilecek kadar cahil bir güruhla demokrasi ancak bu kadar olur.

Bu %63’ün (47,5 milyon) en az %30’u (14 milyon kişi daha) diğerlerinin seviyesine gelmedikçe bu ülkede Katılımcı Demokrasi ve Sonuçları’ndan ümit yoktur.

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , | EĞİTİMDEKİ EĞİTİMSİZLİK için yorumlar kapalı
Şub 10

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “İnsanlar bazen doğruyu duymak istemezler, çünkü içinde yaşadıklarının kaybolmasına razı olmazlar.” Friedrich Wilhelm Nietzsche

* “Ufak suda balık kendini büyük sanır.” Türk atasözü

* “Küpün dibinde kalanı idareli kullanmak, iş işten geçtikten sonra tedbir almaktır. Çünkü sona kalanlar sadece en az değil, aynı zamanda en kötü kısmıdır.” Seneca

* “Ne kadar hazin bir çağda yaşıyoruz, bir ön yargıyı ortadan kaldırmak atomu parçalamaktan daha güç.” Albert Einstein 

* “Ben doğru yolda kaybolmuş kişi görmedim.” Sadi Şirazi

* “Akıl olmasa para neye yarar?”  Ara Güler

* “Saza saz ile söze söz ile karşı konur.”  Türk atasözü

* “Ancak küçük insanlar birbirini küçümser.” Halil Cibran

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı