Eki 29

ATATÜRK

ATATÜRK

 

Ordumuzun elinden silahı aldırdılar

Arap’lar, Ermeni’ler, Rum’lar başkaldırdılar

Kudurmuş Yunanlıyı İzmir’e daldırdılar

Deccal’ in torunları ülkeme saldırdılar

 

Hürriyete âşık ırk İstiklale koştu dün

Müthiş Türk şimşek oldu, yıldırım oldu o gün

Değil midir her savaş her Türk için bir düğün?

Her zaman çalış, güven Ey Türk Türklükle övün!

 

Tüm başlılar baş eğdi, dizlilerse diz çöktü

Türk’ün yüce ufkundan milli bir devlet söktü

Esaret, mandacılık, Türk’e zulümdü, yüktü

Türk’ün Bozkurt Başbuğu sürdü denize döktü

 

Cephelerde savaştı istiklal can gözüydü

Başbuğ Atatürk’ün bu, Türk ırkına sözüydü

Cumhuriyet her vakit yüreğiydi özüydü

Bu istiklal meclisin yiğit şanlı yüzüydü

 

Yıkılan bir devletten bir cumhuriyet kurdu

Her hazan mevsiminde hüzün sarar bu yurdu

Hak, her canlı ölümü tadacaktır buyurdu

Toprağa verdi millet bir kahraman Bozkurdu

 

O, Türk’ün aşığıydı bu yüzyılda bir tekti

Her yaptığı doğruydu, söylediği gerçekti

Her Türk’ün yüreğine Türklük tohumu ekti

Necip Türk milletini Cumhuriyete çekti

 

Dünya yüzünde eşsiz liderlikte en büyük

Vatansızlık bir illet, Türk milletine bir yük

Her halde savunduğu damarlarda mevcut Türk

Sonsuza kadar Türk’ün gönlündedir Atatürk

 

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , | ATATÜRK için yorumlar kapalı
Eki 28

BİZANS BAYRAĞI, LOZAN

BİZANS BAYRAĞI, LOZAN

Lozan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tapu senedidir. 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması bugün 97 yaşında. Ve ne yazık ki Yunanistan, 2004 yılında 16 Türk Adası ve 1 Türk kayalığını işgal etti.

Recep Tayyip Erdoğan ve AKP hükümetleri, işgali önlemedi.

Türk Silahlı Kuvvetleri seyirci kaldı, Dışişleri Bakanlığı adaların boşaltılması için Yunanistan’a nota da vermedi.

Türk yargısı, vatan topraklarını Yunan askerine teslim eden sorumlular hakkında soruşturma açmadı, işgali seyretti.

Bu aymazlıktan cesaret alan Yunanistan, 2016’da Muğla Ardıççık Adası ile Aydın Marathi Adası’nı 2020’de de Muğla Plati kayalığını işgal etti.    

Lozan Antlaşması ve sonrasında yapılan sözleşmelerle Türkiye’ye ait olduğu tescillenen 18 Türk Adası ve 2 Türk kayalığı Yunan işgali altında ve Yunanistan bayrağı dalgalanıyor.

Değerli okurlarım,

1453 yılında Fatih Sultan Mehmet’in fethettiği İstanbul, 16 Mart 1920 tarihinde İngiltere tarafından resmen işgal edildi.

6 Ekim 1923 tarihinde Kurtuluş Savaşı Destanı’nın kahramanı Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İngilizleri İstanbul’dan kovdu ve ikinci kez fethetti…

Yunan işgali altındaki vatan toprağı 18 Türk adasında Bizans bayrağı dalgalanmasını görmezden gelen AKP iktidarı ne acı ki Bizans eseri Ayasofya’da bugün tam kadro VİP Cuma namazı kılacak…

Ayasofya’da Cuma namazına çağrı ezan ile değil, Diyanet Başkanı Ali Erbaş’ın siyasi parti liderlerine ve milletvekillerine şu daveti ile yapıldı:

“Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle gerçekleştirilecek Ayasofya-i Kebir Cami Şerif’i açılış programına katılımınızdan onur duyarız…”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu da şu uyarıyı yaptı:

“Ayasofya, İslamiyet’in değil siyasal İslamcıların meselesidir. Ayasofya, Cumhuriyetin ilkesi değil siyasetin ve hukukun meselesidir.

İnşallah, AB ve Ortodoks dünyasındaki camilerimiz kapatılmaz ve konu istikamet kaybedilerek İslamın ve Cumhuriyetin meselesi haline getirilmez…”

AKP’li Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan ise sosyal medya hesabından şu kampanyayı yürüttü:

“Bir daha şansımızı zorlayalım… Cumayı Reis kıldırsın…”

“Hutbeyi de Reis okusun” diyenler de bu kampanyaya boyut kazandırdı…

İslamiyet’i siyasete bu kadar alet eden başka bir parti Türkiye’yi yönetmedi…

Ayasofya’nın ibadete cami olarak açılması AKP’nin siyaseten kaybettiği itibarını kazanmak için bulduğu son silahıydı.

Ayasofya’da Cuma namazı kılacak cemaat, Yunan işgali altında olan ve Bizans bayrağı dalgalanan 18 Türk adasının vatan toprağı olduğunu aklından hiç çıkartmasın.

Bugün vatan toprağının işgalini ben soruyorum, yarından itibaren de onlar AKP iktidarından hesap sorsunlar…

Ve unutmasınlar ki, Ayasofya’da bugün Cuma namazı kılabiliyorlarsa bunu Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e borçlular…

Milli Savunma Bakanlığı eski genel sekreteri emekli Albay Ümit Yalım, Lozan’ın yıldönümünde şunları söyledi:

“Türkiye, Erdoğan ve AKP Hükümetleri eliyle Adalar (Ege) Denizi’nde İzmir Körfezi’ne hapsedildi.

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, “Ayasofya’ya turnike ile girmek çok büyük bir ayıptır” dedi.

Ayasofya üzerinden siyaset yapan Gül, Aydın Eşek Adası’nda açılan Yunan Ulusal Hapishanesi’nin hesabını veremiyor.

AKP Hükümetlerinde bakan ve başbakan olarak görev yapan Binali Yıldırım, 2015’de İzmir Koyun Adası’na pasaportla girdi.

İşgal edilen adalarımızda 19 Yunan oteli açıldı. Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un sahibi olduğu ETS tur şirketi Yunan işgali altında olan Keçi ve Gavdos adalarındaki Yunan otellerini Türk turistleri vize ile götürüp pazarlıyor.

İzmir Koyun Adası’nda 2006’da Yunan Üniversitesi (Denizcilik Fakültesi) açıldı. Aydın Hurşit Adası’nda 2017’de Yunan Lisesi, Aydın Eşek Adası’nda 2017’de Yunan İlkokulu ve Lisesi açıldı. Eğitim Bakanı Ziya Selçuk Türk adalarında açılan Yunan okullarının hesabını veremiyor.

24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşmasının 12. Maddesi ile Girit Adası’nın etrafındaki 14 ada Türkiye’de kaldı.

  1. Madde gereği yapılan görüşmeler sonrasında 04 Ocak 1932’de Türk-İtalyan Sözleşmesi imzalandı.

Ege Denizi’nde 200 civarında ada, adacık ve kayalığın Türkiye’ye ait olduğu tescil edildi.

Türkiye, Erdoğan ve AKP Hükümetleri eliyle İzmir Körfezi’ne hapsedilirken, Yunanistan, Onikiada bölgesindeki ada sayısını 14’ten 32’ye çıkardı. Venedik Kayalıkları ve Plati Kayalığını da işgal eden Yunanistan topraklarını ve deniz sınırlarını büyüttü. Türkiye, topraklarını ve Lozan’daki kazanımlarını kaybederek küçüldü.”

Değerli okurlarım,

Danıştay kararı ile Atatürk’ün imzasının yok sayılması ve Fatih Vakfının elinden alınıp Diyanet’e devredilmesi hukuki değil siyasidir…

Ayasofya’nın cami yapılması da İslami değil siyasidir…

 

Alıntı: Orhan UĞUROĞLU

 

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | BİZANS BAYRAĞI, LOZAN için yorumlar kapalı
Eki 27

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “Âşıkân mâşûk-ı gûnâgûna rabt-ı kalb eder//Ehl-i aşkım ben de, mâşûk-ı güzînimdir kitâb.”

(Âşıklar müstesna güzellere gönül verirler. Ben de âşığım, maşuklarım da kitaplardır.) Ali Emîrî

* “Düşünmek güç, yapmak kolaydır.” Goethe

* “Sadece, okumak insanı fikren ihya etmez. Bunları hafızaya kaydetmek gereklidir.” Talip Yarkutay

* “Sorumluluk, insanı eğitir.” Wendell Phillips                      

* “Eski vekile tam sekiz makam birden verilmiş. Toplam maaşı 100 bin TL. Bu ülkede işsizlik var diyen, münafıktır. Baksanıza tam sekiz işi birden

yapıyor vatandaş!” İbrahim Ormancı

* “Kötünün dünyada eseri kalmaz.” Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî

* “Dünyayla kavganızda, dünyayı destekleyin.” Franz Kafka

* “Hakikat, çıplak gezmeyi sever.” Alman özdeyişi

* “Göz, güzel görmeyi akıldan öğrenir.” Ali Suad

* “Kuvvet ve zulüm baş eğdirebilir. Fakat gönülleri fethedemez. Kuvvetin de başı, insan kılıcıyla koparılır.” Cemil Sena Ongun

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Eki 26

BATININ ‘HAÇLI ZİHNİYETİ’ HORTLADI

BATININ ‘HAÇLI ZİHNİYETİ’ HORTLADI

ABD, Yunanistan, Fransa ve Almanya,  Ege ve Akdeniz’de Türkiye’nin önüne yeni setler inşa ediyor!

Milli Savunma Bakanlığı eski genel sekreteri, emekli Kurmay Albay Ümit Yalım şu bilgileri paylaştı:

*”Türkiye, Ayasofya ve Kanal İstanbul tartışmaları ile oyalanırken, ABD ve Yunanistan, Türk Boğazlarını devre dışı bırakacak bir projeye imza attı.

*Yunanistan ile ABD arasında 05 Ekim 2019’da imzalanan Savunma İşbirliği Anlaşması, 30 Ocak 2020’de Yunanistan Parlamentosu tarafından onaylandı. ABD, Yunan Parlamentosu’nun onayladığı anlaşma kapsamında, Larissa, Stefanovikeio ve Dedeağaç bölgesinde Askeri Üs açma hakkını elde etti.

*ABD, Yunanistan ile yaptığı anlaşma kapsamında 22 Temmuz 2020’de, Dedeağaç bölgesine askeri helikopter, askeri araç ve mühimmat yığınağı yaptı.

*Askeri yığınağın tamamlanmasını müteakip Dedeağaç ABD Deniz ve Hava Üssü 23 Temmuz 2020’de, resmi törenle açıldı. Törene, Yunan Savunma Bakanı Nikolaos Panagiotopoulos, ABD’nin Atina Büyükelçisi Goeffrey Pyatt ve Dedeağaç’ta konuşlu Yunan 12. Mekanize Piyade Tümeni’nin Komutanı katıldı.

 *ABD’nin Deniz ve Hava Üssü açtığı Dedeağaç bölgesi, 1923 Lozan Antlaşması’na göre gayriaskeri statüde. Lozan Antlaşması’ndaki Trakya Sınırlarına İlişkin Sözleşme gereği, Türkiye ile Yunanistan ve Bulgaristan arasında bulunan sınırın her iki tarafında 30 km. genişliğinde gayrıaskeri bölge belirlendi.

*Yunanistan ve ABD, Lozan Antlaşması’nı ihlal ederken, iktidar, olanı biteni turist gibi seyretti. Yunanistan’a müzik notası bile verilmedi.”

***

İç meselelere fazla daldığımız zaman, Türkiye’nin etrafında telafisi çok zor olaylar gelişiyor. Yunanistan’ın, 2004 yılında, 18 Türk adasını, AKP iktidarının onayı ile işgal etmesi gibi… Şimdi de hepimiz Ayasofya’yı konuşurken, ABD, Yunanistan, Fransa ve Almanya,  Ege ve Akdeniz’de Türkiye’nin önüne yeni setler inşa ediyor!

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , | BATININ ‘HAÇLI ZİHNİYETİ’ HORTLADI için yorumlar kapalı
Eki 25

ALLAH BİLİYİ.

ALLAH BİLİYİ.

Temel seçimlerde aday olmuş, halka hitap edecek. Ağır adımlarla kürsüye çıkmış, konuşmasını yazdığı kağıdı cebinden çıkarmak üzere elini cebine atmış. Kağıdı bulamamış, bütün ceplerini aramış. Kağıt yok, mikrofona yaklaşmış ve;
-Sevgili Hemşehrülerim demiş, ha buraya çıkana kadar konuşacaklarımı pir ben. Bir de, Allah biliyordu. Şimdi ise, sadece Allah biliyi.

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , | ALLAH BİLİYİ. için yorumlar kapalı
Eki 24

HAİNLİK VİRÜSÜNE KARŞI EN ETKİLİ ANTİKOR

HAİNLİK VİRÜSÜNE KARŞI EN ETKİLİ ANTİKOR

ANDIMIZ, İSTİKLÂL MARŞI, ATATÜRK’ÜN GENÇLİĞE HATABESİ VE BÜTÜN MİLLİ DEĞERLER HAİNLİK VİRÜSÜNÜN ANTİKORUDUR.30 Ağustos öncesi en anlamlı davranışı, Van’da atık toplarken çöp kutusunda buldukları Türk bayraklarını çıkarıp düzelterek tel örgülere asan Yunus ve Argeş Duman kardeşler gösterdi. İki kardeş, bu doğal davranışlarından dolayı, Van’daki 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 98’inci yıl dönümü törenine özel olarak davet edildi. İki kardeş, resmi törende, ellerinde Türk bayrakları ile Vali ve Garnizon Komutanı’nın yanında durdu. Şehitlik’teki törene de katılan iki kardeş, Vali Mehmet Emin Bilmez‘in makam aracıyla evlerine bırakıldı. İyi düşünmüşler…

Burada acı olan şudur ki, bu ülkenin bir vilayetinde, Türk bayrağı çöpe atılabilmektedir! Çöp toplayan iki çocuğumuzun, bu durumu içlerine sindiremeyerek, bayrakları silkeleyip, düzeltmesi ve yandaki tel örgülere asması elbette takdir edilecek bir davranıştır ama devletin öncelikli görevi, TRT yayınında üzerine durulduğu gibi bu ülkenin her ferdine millet olma bilinci vermektir. Bayrağı çöpe atanlar olduğuna göre, onlarda bu bilinç yok demektir!

***

Peki bu nasıl olacak? “Her türlü milliyetçiliği ayaklarımın altın aldım” diyen kişiye bir Arap sözüyle, “anam, babam sana feda olsun” diyerek mi? Yoksa, “Dağa taşa ‘Ne mutlu Türküm diyene’ yazmak ilkelliktir” diyen birinin ikinci defa Cumhurbaşkanı adaylığı söz konusu edilerek mi?

Türk Milleti’nin başka tercih hakkı yok mu?

Millet her gün yeniden doğar! Siz, yeni doğmuş bebeği ana sütü ile değil içinde farklı maddeler bulunan mama ile beslerseniz, o çocuk ileride her türlü hastalığa açık bir vücuda sahip olur. Milletin çocuklarını, her gün, kendi milli varlığına yönelik tehditlerle baş edecek sütle, yani milli bilinçle beslemezseniz, milliyeti dinle veya etnik kökenlerle yarıştırırsanız, Türk bayrağını çöpe atan nesiller yetiştirirsiniz!

Çöp toplayan çocukların, o bayrakları çıkarıp temizlemesi ve uygun bir yere asması, Türk varlığına yönelik düşmanca tutumları ortadan kaldırmaz ama en azından biraz bu konuyu düşünmemizi sağlamalıdır.

***

Bakınız salgın hastalığı atlatmış annenin sütündeki antikorun, çocuğa da geçtiği ve onda da bağışıklık meydana getirdiğine dair bilimsel veriler gündemde. “Türküm, Doğruyum, çalışkanım” diye başlayan “andımız” da işte böyle bir antikordur. Milli bağışıklık sistemlerinden biridir.

Bugüne kadar iktidarın yaptığı iş, milli bağışıklık sistemini zayıflatmak için bütün milli değerlere saldırmaktan ibarettir. Bu itibarla, 30 Ağustos günü devlet televizyonundan “milli bayramların millet olma bilince üzerindeki etkisi” üzerinde durulması, umulur ki bir günlük gösteri değil yılın 365 gün, 6 saati, devlet politikası olur.

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | HAİNLİK VİRÜSÜNE KARŞI EN ETKİLİ ANTİKOR için yorumlar kapalı
Eki 23

TİMUR İLE İBN HALDUN

TİMUR İLE İBN HALDUN

Timur, çok gaddar bilinir. Fethettiği yerlerdeki tahribatına bakarsak, “gaddar” dememek mümkün değil. Küçüklüğünde Şam’dan ailesiyle alınıp Semarkand’a götürülen İbn Arabşah “Acâibu’l-Makdur-Bozkırdan Gelen Bela”da (Selenge Yayınları) her fırsatta gaddar olarak anlatmakla beraber, hakkını da her zaman teslim etmiştir. (Timur’un Halep’te 20 bin, Bağdat’ta 100 bin kelleden kuleler kurdurduğundan bahsedilir.) 

Timur fethettiği yerlerde karşılaştığı âlimlerle meclis kurar, onların ilimlerinden istifade ederdi. Bazı âlimleri de yanında götürürdü.

İbn Haldun ile Timur arasında şaşırtıcı bir katır hikâyesi vardır.

İbn Haldun, Mısır Sultanı Ferec‘le Şam’a gelir. Ferec döner, İbn Haldun kalır. Timur‘la “Mukaddime” yazarının nasıl görüştüklerinin ayrıntısı çok uzun; girmeyeceğim. Katır meselesinden bahsedeceğim. İbn Haldun, Bu meseleyi Et-Ta’rif bi-İbni Haldun” adlı hatıratında ayrıntılı anlatmıştır. Katır meselesine gelmeden önce, İbn Haldun‘un bir sözünü nakletmek istiyorum… Bugün için çok gerekli bir söz. Mısır Sultanı Ez-Zâhir Berkuk kendisini kadı tayin etmiş. Timur İbn Haldun‘u kabulünde, hakkında bilgi alırken, niye kadı tayin edildiğini soruca şu cevabı veriyor: Adalet ve hakkın savunucusu olduğum ve başkalarının etkisinde kalmadı­ğım için.”

İbn Haldun, “Düşman gördüğü Mısır’dan geldiğim. Beni öldürtür mü?” endişesi taşıdığı için bütün ilmini ortaya koyar ve Timur‘un zuhur edeceğini önceki âlimlerin haber verdiğini sıralamaya başlar. Burada, Timur‘u Türk olarak bildiği için Türklere övgü düzer. (Kendisi Arapça konuşurken söylediklerini tercüman Moğolcaya tercüme ediyordu. Yoksa İbn Haldun Moğollarla Türkleri bir mi görüyordu?)

Musa Şamil Yüksel‘in naklettiğine göre:

İbn Haldun Şam’dan ayrılmak istediğinde veda için Timur‘un huzuruna çıkar. Timur ona: “Burada senin bir katırın varmış. Bana sat.” der. İbn Haldun, satmayacağını ancak hediye edeceğini söyler. Zamanın en önemli binitlerinden olan katır Timur‘da kalır. İbn Haldun zahmetli bir yolculukla Kahire’ye döner. Mısır sultanı Ferec‘in Timur‘a gönderdiği elçi, daha sonra Kahire’ye gelir. Timur’un, elçinin yanında gönderdiği bir kişi İbn Haldun‘a: “Emir Timur senden satın aldığı katırın parasını benimle yolladı. İşte! Bu parayı al! Çünkü Timur, bu parayı göndererek sana borçlu kalmaktan kurtulmak istedi.” der. İbn Haldun Sultan Ferec‘den izin alarak parayı kabul eder. (M. Ş. Yüksel, “Timur, Tarih ve İbn Haldun”, Ölümünün 600. Yılında Emir Timur ve Mirası Uluslararası Sempozyumu, İstanbul 2007’dan nakleden Nergishan Tekin, Emir Timur, Kariyer Yayınları).

Alıntı

 

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , | TİMUR İLE İBN HALDUN için yorumlar kapalı
Eki 22

“ÜMMET”LE İŞİMİZ NE ÂLEMDE?

“ÜMMET”LE İŞİMİZ NE ÂLEMDE?

 

Başbakan Özal ile Suudi kralın uçakların yenilendiği fabrikaya gidecekleri uçağa gizlice bindim

Suudi Krallar medyaya asla demeç vermezlerdi.

Başbakan Özal’a, “Suudi Arabistan’ın uçaklarının modernize edilmesi için fabrikamızı beğendi mi, mutabakat sağlandı mı?” diye sordum.

Özal, “Daha ben de sormadım. Bakalım ne diyecek?” diyerek Kral Fahd’a sorumu iletti.

Fahd, “Evet çok güzel bir tesis, modernize için anlaşma yapacağız” diye yanıt verdi.

Meslektaşlarımı bu haberle atlattım.

Değerli okurlarım,

AKP 2002 yılında tek başına iktidar olunca Suudi Arabistan ile çok yakın ilişkiler kurdu.

O kadar ki;

Cumhurbaşkanı seçilmesinden dolayı Abdullah Gül’ü kutlamak ve Ortadoğu barış süreci konusunda görüş alışverişinde bulunmak üzere 2007 yılında Kral Abdullah’ın ziyaretinde Gül havaalanına giderek misafirini karşıladı.

Kral Abdullah, Cumhurbaşkanı Abdullah’a, Suudilerin o ana kadar sadece yedi yabancı devlet adamına verdikleri, “Devlet Şeref Madalyası” verdi.

Çankaya Köşkü’nde düzenlenen bir törende ise Kral Abdullah, Cumhurbaşkanı Abdullah’a “Kral Abdülaziz Birinci Derece Madalyası” verirken, dönemin Başbakanı Erdoğan’ı da unutmadı ve ona da “Abdülaziz Nişanı” verdi…

İki ülke arasında siyasi ve ekonomik ilişkiler giderek arttı.

Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdulaziz el-Suud’un vefatı sebebiyle 24 Ocak 2015’te AKP iktidarı tarafından bir günlük milli yas ilan edildi.

İpler Kopuyor

Türkiye’yle Suudi Arabistan arasındaki çatlak, bir askeri darbeyle 2013 yılında Mursi’nin devrilmesi sonrasında iyice şiddetlendi.

2015’te Selman’ın kral olmasıyla Ankara-Riyad hattında daha fazla uyum beklenirken, Muhammed bin Selman’ın veliaht prensliğe terfi ettirilip ipleri ele almasıyla Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkiler boyut değiştirdi.

Erdoğan hükümetinin Müslüman Kardeşler Örgütü İhvan’dan yana siyaseti ve Katar’a askeri desteği Suudilerin tepkisine yol açtı.

Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı, ülkesinin İstanbul Başkonsolosluğunda 2 Ekim 2018’de üst düzey isimlerin dâhil olduğu vahşi bir suikasta kurban gitmesiyle ilişkiler koptu.

Suudiler 1 Ekim tarihinden itibaren Türkiye’ye resmi ambargo uygulamaya başladılar. Yıllık 6,5 milyar dolarlık ticaret hacmi olan pazarı kaybettik.

CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, “Suudi Arabistan’ın ardından Bahreyn ve Dubai’nin de Türkiye’ye yönelik ambargo uygulayacağını” diye iddia etti. 

AKP iktidarları dış politikada Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesini 18 yıllık tek başına iktidar döneminde göz ardı ettiler, etmeye de devam ediyorlar.

–   Avrupa Birliğine tam üyelik hayal oldu,

–   Rusya ile her daim karşı karşıya geliyoruz,

–   Yerden göğe kadar haklı olduğumuz vatan toprağımız 18 Türk adası Yunan işgalinde,

–   Silahlandırılması yasak olan 12 ada Yunanlılar tarafından silahlandırıldı,

–   Doğu Akdeniz politikasında bir ileri iki geri adım atıyoruz,

–   Suriye batağında Amerika güya müttefiki Türkiye’nin gözü önünde PKK uzantısı YPG ile müttefik olup terör devleti kuruyor

–   S-400’leri Rusya’dan aldık, depoya çürümeye bıraktık,

–   Amerika F-35 savaş uçakları projesinden Türkiye’yi dışladı, parasını ödediğimiz uçakları da vermiyor.

–   Tank palet fabrikamızı Katarlılara beleş verdik ortada ne tank var ne de palet…

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , | “ÜMMET”LE İŞİMİZ NE ÂLEMDE? için yorumlar kapalı
Eki 21

GÖNÜL KUŞU (DİYEMEDİM)

GÖNÜL KUŞU (DİYEMEDİM)

 

Bir sevgi depremi yıktı bedeni

Gel de yüreğime kal diyemedim

Cehennem ateşi yaktı can teni

Gel gönül deryama dal diyemedim

 

Hiç sevda çiçeği açmadı gönül!

Kara güne ışık saçmadı gönül!

Zemheride bile kaçmadı gönül!

Yıkık harabeme gel diyemedim

 

Sensizlik zulmüne alışan benim

Özlemle, hasretle tanışan benim

Sendeki o öze karışan benim

Özüme, sevgime bal diyemedim

 

Arı gibi sevgi özü toplarım.

Gönül balı ile sevgi kaplarım.

Bir ömür kalbime seni saplarım.

Can, gönül kuşumu sal diyemedim

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , | GÖNÜL KUŞU (DİYEMEDİM) için yorumlar kapalı
Eki 20

BATININ İSLAM SEVGİSİ (!)

BATININ İSLAM SEVGİSİ (!)

“İslam üzerine en fazla mesai sarf eden ve eser üretenlerin hem Hıristiyan hem de Batılı düşünür olması rastlantı olamaz. Onların yaptıkları çalışmalardan bazıları şunlardır:

“İnancın Sonu” (Sam Harris),

“İslamsız Dünya“, “Siyasal İslam’ın İflası” (Graham E. Fuller)

Siyasal İslam’ın Geleceği”,Küreselleşen İslam” (Olıver Roy),

Önlenemez Devrim; Modernizm İslam Coğrafyasını Nasıl Değiştiriyor?” (Emmanuel Todd),

Başkaldıran İslam: Bir Çatışmanın Doğuşu” (Gabrıel Martınez-Gros Lucette Valensı), “Cumhuriyetçi İslam” (Jean-Françoıs Bayart),

“İslam’ı Demokratikleştirmek” (Asef Bayat) vb.

Bu kitapların başlıkları bile olanın bitenin ne anlama geldiğini göstermektedir.

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , | BATININ İSLAM SEVGİSİ (!) için yorumlar kapalı