Eki 19

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “Mürşid-i kâmil olunca kem-yâb // Sana mürşid yetişir şimdi kitâb.”

(Hak ve hakikati gösterecek olgun mürşitler kalmazsa kitap senin için yeterlidir.) Nabi                                                       

* “Sizden biriniz, kendisi için arzu edip istediği şeyi, din kardeşi için de arzu edip istemedikçe, gerçek anlamda iman etmiş olmaz.” Hz. Muhammed

* “Dünyayı kaldırmak isteyen, evvela kendini kaldırsın.” Sokrates

* “İhtiras, bir kere adamın yakasına yapıştı mı, mantık, ağlayarak ve tehlikeyi haber vererek onu terk eder.” Alfred de Musset

* “Aldatmanın en kötüsü, kendi kendini aldatmaktır.” Eflatun

* “İntizâm-ı kâr için düşmandan istifsâr-ı rey//Râh-ı firdevs-i berîni sormadır iblîsden”

(Bir işin nasıl düzeltilebileceğine dair düşmandan görüş sormak, şeytandan cennetin yolunu sormaya benzer.) Yenişehirli Avni

* “Hayatta başarılı olmanın sırrı, insanların düşüncelerini değiştirmenin usulünü bilmektir. Avukat da, bakkal da, politikacı da, vaiz de bu sayede başarılı olur.” Frank Crane

* “Her insanın içinde bir peygamber uyuklar ve o uyandığında, dünyadaki kötülük biraz daha artar” Emil M. Cioran.

* “Totaliter bir rejim tarafından değil ama yurttaşların özgürlükleri tarafından, çünkü onları eğlendiren ve yükselten medyaları başkasını onların ses, görünüş ve kokularına katılmaya zorlar.” Marcuse

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Eki 18

IRKINI EKONOMİK ÇIKARA KURBAN EDEN DEVLET

IRKINI EKONOMİK ÇIKARA KURBAN EDEN DEVLET

Başını ABD, İngiltere ve Almanya’nın çektiği ve çoğunluğunu Batılı ülkelerinin oluşturduğu 39 ülke, Çin yönetimine ortak bir mektup göndererek Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında zorla tutulan Uygurların derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu. Türkiye mektubu imzalamadı.

Türkiye’nin mektuba neden imza atmadığı konusunda çeşitli rivayetler var. Benim görüşüm ise, AKP iktidarının mektuba imza atmamasının sebebi, Çin’in “Bir Kuşak Bir Yol Projesi” çerçevesinde hareket etmesidir. Öyle ki Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün yüzde 51’i Çinli şirketlere devredilmesi söz konusu olabilmiştir.

Pekin’den Paris’e oradan Londra’ya uzanan hatta karayolu ve demiryolu bağlantısının güvenli bir şekilde sürdürülebilir olması, Türkiye’nin zararına değildir ama Doğu Türkistan’daki Türk varlığı hiçbir ekonomik çıkar ilişkisine feda edilemez. Maksat insanı yaşatmak; Türk devletinin görevi de Türk’ü yaşatmak ise Uygurları yok ederek kurulmak istenen yeni ipek yolu olmaz olsun!

 

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | IRKINI EKONOMİK ÇIKARA KURBAN EDEN DEVLET için yorumlar kapalı
Eki 17

“YAVAŞLA 80 KM.”

“YAVAŞLA 80 KM.”

Temel “Galiba radar var” diye hızını 80’e indiriyor. Ama birazdan başka bir tabela; “YAVAŞLA 60 KM.”

Temel hızını 60’a indiriyor.

Merakla giderken yeniden bir tabela. “Yavaşla 40 Km.” Temel 40 km.’ye inmiş bir yandan da “acaba yolda çalışma var mı” diye düşünüyor.

Epey gittikten sonra bakmış yine bir tabela “Yavaşla 15 Km.”

Temel, hızını 15 km.’ye indirip yolun sağından tıngır mıngır gitmeye başlamış ama meraktan da çatlayacak.

Uflaya puflaya bir saat kadar daha devam ettikten sonra yeni bir tabela görmüş:

“YAVAŞLA’YA HOŞ GELDİNİZ.

NÜFUS: 2500″

 

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , | “YAVAŞLA 80 KM.” için yorumlar kapalı
Eki 16

ERMENİ TAŞNAKÇI ÇETE KATLİAMI

ERMENİ TAŞNAKÇI ÇETE KATLİAMI

Şevket Süreyya Aydemir, Birinci Dünya Savaşı’na gönüllü katılıyor. Doğu Cephesi’ne gönderiliyor. Ruslar ve Ermeni çeteleriyle vuruşuluyor. Her girdikleri köyde Ermeni Taşnakçı çetelerin vahşetiyle karşılaşıyorlar. Havsalaya sığmayan bir vahşet. Okuyalım:

“Ermeni ordusuna Taşnak komitecileri hâkimdi. Bu komitenin büyük hırsı, sadece bir imha ve intikam savaşından ibaretti. Çılgın hesaplaşmanın bir türlü sonu gelmiyordu. Erzurum yolu üstündeki Cinis köyü karşısında Evreni köyünde, kadın, erkek, çocuk bütün köylüler öldürülmekle kalmamıştı. Öldürülenlerin vücutları parçalanarak, kollar, bacaklar, kafalar, kasap dükkânlarındaki etler gibi, duvarlara, çivilere, çengellere asılmıştı. Fakat bunları yapanların hırsları bununla da sönmemişti. Köyde ne kadar hayvan ele geçmişse, mandalar, sığırlar, davarlar, kümes hayvanları, hatta köpekler öldürülmüş, parçalanmıştı. Yerlere serilmişti. Cinis’te ise bütün köy halkını ayakta ve köyün ağzında bekliyor gördük. Fakat bunlar, bir ölü kafilesiydi. Köyden çıkarılan, köye gireceğimiz yol üstünde süngülenirken birbirlerine sokulan ve yapışan kadın, erkek, çocuk bu insanlar, dayanılmaz bir soğuk altında kaskatı donmuşlar ve öylece kalmışlardı.” evket Süreyya Aydemir Suyu Arayan Adam, 1971, s. 129).

Aydemir, 1918-1920 arasında kısa süreli cumhuriyet kuran Azerbaycan’a İstanbul Hükûmeti tarafından öğretmen olarak gönderiliyor ve orada Ermeniler saldırıya geçince gönüllü olarak Türk birliklerine komuta ediyor.

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , | ERMENİ TAŞNAKÇI ÇETE KATLİAMI için yorumlar kapalı
Eki 15

CEBRAİL A.S. AĞLATAN OLAY

CEBRAİL A.S. AĞLATAN OLAY

Bir bayram günü Peygamber Efendimizin torunları Hz.Hasan’la Hüseyin’in elbise istediği rivayet edilir.

Peygamber yoksul… Damadı Hz. Ali ve kızı Hz. Fatıma fakir. 

Hz.Cebrail’in bile gözünü yaşartan güzide torunların bu isteği iki tane bembeyaz kumaştan elbiseyi Peygamber Efendimize hediye etmesiyle neticelenir. Ama çocuklar pek memnun kalmazlar ve “keşke renkli olsaydı” diye ağlamaya başlarlar.

Torunları Hasan ve Hüseyin’in elbisenin rengini beğenmemesi üzerine Peygamberimiz, Hz. Cebrail’e bakar Hz. Cebrail Efendimiz’e “su atın üzerine Efendim çocuklar hangi rengi istiyorsa o renge bürünsün” der. 

Hz. Muhammet elbiselerin üzerine biraz su serptiğinde Hz. Hasan’ın elbisesi sarıya Hz. Hüseyin’in elbisesi kırmızıya dönüşür. Hz. Cebrail ağlamaya başlar. Peygamberimiz bunun üzerine; “Çocuklar memnun kaldılar Niye ağlıyorsun ki?” der Hz. Cebrail “Ne acı ki, Hz. Hasan ileride zehirlenerek vefat edecek, Hz. Hüseyin al kanlarla öbür aleme yürüyecek. Bu renkler onun rengidir.” der.

Allah hepsinden razı olsun. Ruhları şad olsun

 

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , | CEBRAİL A.S. AĞLATAN OLAY için yorumlar kapalı
Eki 14

KARS ANLAŞMASI DEĞİL DE NİÇİN “MADRİD İLKELERİ”?

KARS ANLAŞMASI DEĞİL DE NİÇİN “MADRİD İLKELERİ”?

Türkiye-Ermenistan ilişkileriyle ilgili bir kitabı da bulunan Avukat Gülseren Aytaş, son gelişmeler üzerine bazı önemli hatırlatmalarda bulundu:

*Alma Ata ve BM kararlarından önce konuyla ilgili en temel hukuksal belge, sınır tespit eden 1921 Kars Antlaşması’dır. Bu Antlaşmaya göre, Karabağ Azerbaycan’a aittir. Ancak Karabağ’ı işgal eden Ermenistan ne uluslararası bir mahkemede yargılandı ne yol açtığı zararlardan sorumlu tutuldu ne de failler cezalandırıldı. Arabulucu ABD-Rusya-Fransa üçlüsü bunları gündeme getirmek yerine Azerbaycan’ın işgal edilen topraklarını geri almasına engel oldu ve uluslararası hukuka aykırı Madrid ilkelerini oluşturdu.

*Azerbaycan ile Ermenistan görüşmeleri 2007 yılında kabul edilen “Madrid İlkeleri” çerçevesinde yürütülüyor. Bu ilkeler, “Ermenilerin işgal altında tuttuğu Karabağ çevresindeki yedi Azeri kasabasını boşaltmasını, Karabağ’a geçici bir statüyü, Bölgenin bir koridorla Ermenistan’a bağlanmasını, Göçmenlerin evine dönmesini, Kalıcı statünün ise sonra yapılacak referandumla belirlenmesini” içeriyor.

 

*Koridor konusunda da anlaşırlarsa bir kazan-kazan çözümü daha hayata geçecek, Türkiye-Ermenistan protokolleri onaylanacak, Türkiye Lahey Adalet Divanı’nda yargılanacaktı. 1921 Kars Antlaşması’na, insan haklarına ve ulusal haklara aykırı bu proje rafa kaldırıldı ancak çöpe atılmadı…

Alıntı: A.Bulut

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | KARS ANLAŞMASI DEĞİL DE NİÇİN “MADRİD İLKELERİ”? için yorumlar kapalı
Eki 13

GARİP, KİMSESİZ VE YAPAYALNIZ

GARİP, KİMSESİZ VE YAPAYALNIZ

 

Çevrem tıklım, tıklım insan dolu

Bir Ağustos ayında, yaz sıcağında

Aydınlıkta…

Öyle bir kalabalık ki zamansız

Oysa ruhum karanlıkta

Garip, kimsesiz ve yapayalnız

 

Issız bir dağ başındayım

Susuz bir çöl ortasındayım

Göz gözü görmüyor

Zifiri bir karanlıktayım

Garip, kimsesiz ve yapayalnız

 

Çağın vebası bu!

Bu hastalığa nasıl tutuldum?

Pek çok bilinen kalabalıklarda

Bir lokma ekmek

Bir yudum su gibi yutuldum

Yeri geldi hak aradım, imkânsız

Hukuk dedim, yasa dedim, adalet dedim

Ne yazık ki onlarda da uyutuldum

Garip, kimsesiz ve yapayalnız

 

Mademki yalnızlık özgürlükmüş

Ben de olsaydım gökyüzünde

Ya bir ay,

Ya bir güneş,

Ya bir yıldız…

Olmak istemedim asla

Milyonlar içinde

Garip, kimsesiz ve yapayalnız…

 

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , | GARİP, KİMSESİZ VE YAPAYALNIZ için yorumlar kapalı
Eki 12

TÜRK’E KARŞI DUYULAN KİN VE NEFRET

TÜRK’E KARŞI DUYULAN KİN VE NEFRET

Yüz kırk iki yıllık bir mesele. İnanılır gibi değil, ama gerçek. Bu süreçte Ermeni kimliği “Türk’e karşı duyulan kin ve nefrete” dönüştü. Emperyalist ülkeler Berlin Konferansında (1877-78) antlaşmaya özetle şöyle bir madde koydu: “Rusya, İngiltere, Almanya ve Fransa, Osmanlı Ortodokslarının hamisi olacak. Doğu Anadolu’da ilgili devletlerin gözetiminde Ermenilerin güvenliğini sağlamak üzere Kürtlere ve Çerkezlere karşı kapsamlı bir ıslahat yapmayı, garanti eder.”

İsyancı Ermenilerin ikna edilmesi ise, “İki deniz arasında Ermeni devleti” vaadiyle kolay oldu. 1887’de İngiltere’de Hınçak, 1890’da Tiflis’te Taşnak silahlı örgütleri kuruldu. Böylece emperyalistlerin iç işlerimize karışmasının yolu ilk defa açılmış oldu.

1975 yılında Lübnan İç Savaşı esnasında, Beyrut şehrinde, sempatizan Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nin yardımı ile Agop Agopyan tarafından kurulmuştur. Agopyan’a göre, örgütün temel amaçları Ermeni ilkesininin dünya kamuoyuna tanıtılması ve yurtdışı Ermeni toplumunda milliyetçi duygunun yükseltilmesi olmuştur. Bu örgüt tarafından pek çok büyükelçilerimiz ve büyükelçilik çalışanlarımız canice şehit edilmişlerdir.1988 yılında faaliyetlerine son verilmiştir.

PKK; Partiya Karkerên Kurdistanê (Türkçe: Kürdistan İşçi Partisi),

Türkiye‘nin doğu ve güneydoğusuIrak‘ın kuzeyiSuriye‘nin kuzeydoğusu ve İran‘ın kuzeybatısını kapsayan bölgede devlet kurmayı amaçlayan ve bu amaçla söz konusu toprakların Türkiye sınırları dâhilinde kalan kısmına sahip olabilmek için askeri hedeflere, köy korucularına ve sivillere karşı saldırılar düzenleyen yasa dışı ayrılıkçı silahlı örgüt. KADEK (Kürtçe: Kongreya Azadî û Demokrasiya Kurdistanê, Türkçe: Kürdistan Özgürlük ve Demokrasi Kongresi) ve Kongra-Gel (Halk Kongresi) isimlerini de kullanmıştır. 1978 yılında, Lice‘nin Fis köyünde Abdullah Öcalan ve kendisini destekleyen 21 kişi tarafından kurulan PKK’nın ideolojisi, 2005 yılına kadar Marksizm-Leninizm, ardından demokratik konfederalizm üzerine kurulu olmuştur. Her ne kadar Kürtçülükten bahse de kurucularının ve terörislerin ağırlıklı olarak Ermeni oldukları tespit edilmiştir

Türkiye hala bu terör örgütüyle mücadele etmektedir.

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | TÜRK’E KARŞI DUYULAN KİN VE NEFRET için yorumlar kapalı
Eki 11

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “Avrupa’nın, yani ‘Hıristiyan beynelmilliyeti’nin yegâne gayesi ve düşüncesi son İslam hükûmeti olan Türkiye’yi ve Türkleri mahvetmektir. Bunu

anlamamak için tamamıyla kör ve duygusuz olmalı. ‘Tamamiyet-i mülkiye’mizi temin eden Avrupa’nın yalanlarına inanmak, onların nazariyelerine itikat

etmek -işte gayet doğru ve serbest söylüyoruz- eşeklikten başka bir şey değildir.” Ömer Seyfettin

* “Mükemmele giden yol, kusurunu görene açıktır.” Ali Suad

* “Öyle yaralar var ki, kolaylıkla sargısı açılmaz.” Alfred De Musset

* “Sabır, yüzünü ekşitmeden acıyı yudumlamaktır.” Cüneyd-i Bağdadi                                       

* “Her an gülümse, boş ver ne düşündüğünü bilmesinler. Ve her şeye rağmen patlat bir kahkaha. Bırak neden güldüğünü merak etsinler.” Gabriel García Márquez                               

* “Hakça düşünebilmek için başkalarının ne demek istediğini anlamalıyız; düşüncelerimizin değerini anlamak için başkaları üzerindeki etkisini sınamalıyız.” William Hazlitt                                                                                        

* “İnsan kulağına değil, gözüne inanmalı.” Friedrich Hebbe

* “Nutuklar, fikirleri saklamak için atılır.” W. Osler

* Bu çağda toplumlar “gündem kaymaları” ile “tutsak edilen dev bir dinleyici yığınıdır” Marcuse

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Eki 10

BİZ IRKÇI DEĞİL, TÜRKÇÜYÜZ

BİZ IRKÇI DEĞİL, TÜRKÇÜYÜZ

Tarihimiz yeter.”Vatanın bütünlüğü ve milletin istiklali” için verilen mücadelenin kahramanlarıydı. İstiklal Madalyası verilir

Bu gün o kahramanlarda 13’ünü yad edelim dedik; Ohannes Erkan, Stepan Talaşlıoğlu, Kiyork Gülsöken, Agop Ayık, Karabet Ayvat, Hrant Kiremitçi, Karabet Kargıcı, Ohannes Özçınar, Artin Gülükyan, Petir Sevinç, Vahan Keleşoğlu, Ohannes Kasparyan ve Agop Özel…

Durun lütfen. Hemen tepki vermeyin devamını okuyun

***

Türk istiklal savaşında;

Ohannes Özçınar, Yozgat’tan Kayseri’ye develerle cephane taşıdı. Yaralandı, üç ay hastanede yattı.

Karabet Kargıcı, babası Kirkor’la birlikte cephede savaştı.

İşgal başladığında İstanbul’da Selimiye Kışlası’nda olan Artin Gülükyan, Kuvayı Milliye’ye katıldı, tezkeresini Diyarbakır’da aldı.

Marangoz olan Karabet Ayvat önce Garp cephesinde sonra Ankara’da cephe gerisinde görev yaptı.

Ohannes Erkan, askerimizin kullandığı sığınakların, karargâhların yapımı, bakımı ve onarımdan sorumluydu.

Agop Ayık, Eskişehir’deki taburlarda cansiperane mücadele etti.

***

Agop Martayan…

Yedek subay olarak katıldığı Kafkas Cephesi’de kahramanca savaşmış, yaralanmış, madalya ile ödüllendirilmişti. Daha sonra Güney Cephesi’nde görevlendirildi. Halep yolunda karşılaştığı Hintli albay ile İngiliz askerlere tercümanlık yaptığı için  “casusluk”la suçlamasıyla, Şam’da, Mustafa Kemal’in karşısına çıkarıldı.

Mustafa Kemal sordu:

– Nasıl oldu da kaçmadın? Kolaylıkla kaçabilirdin…

– (Madalyasını göstererek) Bu vatan için kan dökmüşüm, bu madalya sahte değildir.

– Kafkas Cephesi’nden kaçmayan her halde Şam sokaklarından kaçacak değildir. Emir buyurun süngüyü çıkarsınlar.

Martayan savaştan sonra kendisini bilime adamı. O tarihe kadar hep yabancı uzmanlarca incelenmiş olan Orhun Abidelerini bu topraklarda ilk okuyan, çözen, anlatan kişiydi; keza Kutadgu Bilig’i de…

Atatürk’ün, bu alandaki çalışmalarından dolayı “Dilaçar” soyadını verdiği Martayan, Atatürk’ün tarih tezini eleştirenlere şöyle cevap verecekti:

“Atatürk’ün tarih anlayışı şovenist bir tarih anlayışı değildi. O, Batılıların Türklere karşı söyledikleri barbarlık tarihi yakıştırmasını şiddetle reddeder, Türklerin medeniyetler kurmuş büyük bir ulus olduğunu kanıtlar. Türk Tarih Tezi budur. Bir ırkın öbür ırktan üstün olduğu iddiasında değildir. Kendini büyük görme hastalığı değildir. Ulusal kimliğine sahip olma, başka uluslardan kendini küçük görmeme ve kendini bulma anlayışıdır. Diğer bir deyimle Türk milletinin diğer milletlerden aşağı olmadığını tarih boyunca medeniyetler kurmuş bir ulus olduğunu ortaya koyan bir tarih anlayışıdır.”

***

Mustafa Kemal, Şişli’deki evinde, Samsun yolculuğu öncesi son hazırlıklarını yapıyordu. Kapı çaldı. Gelen avukatı Saadeddin Ferid (Talay) Bey’di. Hayati bir haber getirmişti:

– İngilizler, Bandırma Gemisi’ni Karadeniz’de batıracaklar!

Bu tarihin uyarının Atatürk’e ulaşmasını sağlayan kişi, Berç Keresteciyan’dı. İhbarı değerlendiren Mustafa Kemal, Bandırma Vapuru’na biner binmez ilk iş kaptan köşküne çıkarak komutayı ele geçirdi ve önceden belirlenen rotayı değiştirdi.

Keresteciyan, savaş boyunca Türk ordusunun tıbbi malzeme ve ilaç ihtiyacının giderilmesinde de önemli role sahipti. 1934 seçimlerinde, Atatürk tarafından, Afyonkarahisar’dan milletvekili adayı gösterildi ve TBMM’ne girdi.

***

“Türkiye’de doğan, Türkiye Cumhuriyeti nüfus cüzdanını taşıyan, bir Türk gibi yaşayan bir adama ne denir? Ben bir Türk’üm. Türk olmanın anlamını hissediyorsan sen de bir Türk’sün.”

İmza: Kirkor Cezveciyan

Daha bilinen adıyla Kenan Pars. Adile Naşit… Nubar Terziyan…Vahi Öz… Selim Naşit… Sami Hazinses…

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | BİZ IRKÇI DEĞİL, TÜRKÇÜYÜZ için yorumlar kapalı