Kas 25

İHTİYARLIK

İHTİYARLIK

 

Gözün görmez olur, kulağın duymaz

Hiç kimse dinlemez hiç kimse uymaz

Pek çok adam adam yerine koymaz

İhtiyarlık gelip çattığı zaman

 

Günler uzun olur vakitler geçmez

İlaçsız yemezsin, ilaçsız içmez

Yolları gözlersin gözlerin seçmez

İhtiyarlık gelip çattığı zaman

 

Hiç istemesen de belin bükülür

Aklaşır saçların bir, bir dökülür

Hastalıklar söz bir etmiş sökülür

İhtiyarlık gelip çattığı zaman

 

Artık sabahları iple çekersin

Kıpırdayamazsın birden çökersin

Her yanın tatlanır sanki şekersin

İhtiyarlık gelip çattığı zaman

 

Lokma çiğneyemez yutamazsın ki

Hain idrar gelir tutamazsın ki

Ağrıdan sızıdan yatamazsın ki

İhtiyarlık gelip çattığı zaman

 

Doktorlar en yakın dostların olur

Her ne söyleseler sana dokunur

Yüzünden her çeşit derdin okunur

İhtiyarlık gelip çattığı zaman

 

Dişlerin dökülür cildin büzülür

Bu halini gören herkes üzülür

Büsbütün bedenin, yüzün süzülür

İhtiyarlık gelip çattığı zaman

 

Bir kez başa gelir atsan atılmaz

Parasız satayım desen satılmaz

Ne idrar, ne dışkı artık tutulmaz

İhtiyarlık gelip çattığı zaman

 

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , | İHTİYARLIK için yorumlar kapalı
Kas 24

Andımız üzerinden suçüstü yapılan iktidar

Andımız üzerinden suçüstü yapılan iktidar

 

Nejat Eslen diyor ki “ABD derin yapısının uzantısı olan Uluslararası Kriz Grubu’nun 2 Mayıs 2017 tarihli raporunda Türkiye’ye önerilen hususlar içinde şunlara yer veriliyordu;

-Kürtlere ana dilde eğitim hakkı verilmesi,

-Kürtler için özerk yönetim modelinin benimsenmesi,

-Seçim barajının düşürülmesi,

-Kimlikten arındırılmış yeni bir anayasanın yazılarak uygulanması.”

Kimlikten arındırılmış yeni bir Anayasa, Anayasa’dan Türklüğün çıkarılması demek!

Peki AKP’nin bu yönde bir hazırlığı var mıdır? Elbette vardır. Daha önce başlangıç ilkeleri ve ilk üç maddesi değiştirilmiş “Türk’süz bir anayasa” taslağı hazırlamışlardı. İl Başkanları, “AKP sayesinde hepimiz Türk olmaktan kurtulduk” diyordu.

Yani AKP’nin Türk’lükle sorunu vardır. Ama bu sorunun gündeme getirilmesi, aynı zamanda bir ABD dayatmasıdır!

***

Cumhuriyeti kuran Atatürk,

“Milliyet duygusu, başlı başına bir içtimai heyete kuvvet ve katılık veren ve hayat kabiliyetini genişleten bir keyfiyettir. Bunda cahil olan, bunda gafil olan insanlardan kurulu olan bir içtimai heyet, bir ırk, kopmaya mahkûmdur ve böyle bir heyetin içinde zaten lüzumu kadar iyilik ve kuvvet olamaz ve böyle bir heyet ve böyle bir millet devlet yapamaz.” diyor ve Türklerin Osmanlılığı benimseyerek öz benliğini unuttuğunu hatırlatıyordu:

“Fakat buna mukabil diğer milletler benliğini unutmadı. Belki her gün ve her gün biraz daha kuvvetlendirdi. Gaflete sapmış olan Türkleri çiğnediler, ezdiler ve kovdular. Biliyorsunuz ki Makedonya’da, nihayetsiz mücadeleler oluyordu. Türkler, Bulgarlar, Sırplar vuruşuyorduk. Niçin vuruşuyorduk? Ben o zaman bilmiyordum ve o zaman benim gibi birçokları da bilmiyordu. En çok çarpışanlar en az biliyordu. Hakikatte onlar, milliyetini izhar, varlıklarını ispat için çalışıyorlardı. Biz onlara diyorduk ki: Canım hepimiz Osmanlıyız, aramızda fark yok. Susmadıkları için tepelemeye çalışıyorduk. En nihayet onlar bizi tepelediler ve bizi kovdular.

Onun için vereceğimiz hars bu noktadan olacaktır… Çocuklarımızı öyle yetiştireceğiz ki bu mücadeleye kabiliyetli olsunlar. Bu mücadelenin dayandığı her türlü cihazlara sahip bulunsun. Ve buna katiyen emin olalım ki, bu suretle cihazlanmamış olan içtimai heyet bugünkü mücadeleye karşı duramaz.”

 “Andımız” üzerinden suçüstü yapılan iktidar, Türk çocuklarını millî benlikten uzaklaştırarak hangi kimliğe köle ettirmek istiyor?

 

 

Alıntı Yeniçağ

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | Andımız üzerinden suçüstü yapılan iktidar için yorumlar kapalı
Kas 23

VAR’a az var!

VAR’a az var!

Biliyorsunuz biz önce kaza yaparız, sonra oraya trafik işareti koyarız.

Vatandaşın biri bir tinerci saldırısına uğrar, polis hemen tinerci avına çıkar.

Önce bir insan ölür, sonra belediye çukuru kapatır.

Kar yağar, maçların gündüz oynanmasını, statların ızgarasını, kırmızı topu tartışır dururuz.

Yani bu da geçer, fazla kulak asmayın!

VAR’ı mahkemeye vermeye ne var ki şurda?

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , | VAR’a az var! için yorumlar kapalı
Kas 22

Andımız”ı yasaklamak, Türk’üm demeyi yasaklamaktır.

Andımız”ı yasaklamak, Türk’üm demeyi yasaklamaktır.

 

Mutafa Kemal Atatürlk Nutukta der ki:

“Bahusus bizim milletimiz, milliyetinden tegafül edişinin [gafil oluşunun] çok acı ce­zalarını gördü. Osmanlı İmparatorluğu dâhilindeki akvam-ı muhtelife [muhtelif toplumlar] hep millî akidelere sarılarak, milliyet mefkûresinin kuvvetiyle kendilerini kur­tardılar. Biz ne olduğumuzu, onlardan ayrı ve onlara yabancı bir millet olduğumuzu sopa ile içlerinden kovulunca anladık. Kuvvetimizin zaafa uğradığı anda bizi tahkîr, tezlîl ettiler [hakir ve hor gördüler]. Anladık ki, kabahatimiz kendi­mizi unutmaklığımızmış. Dünyanın bize hürmet göstermesini istiyorsak evvelâ bizim kendi benliğimize ve milliyetimize bu hürmeti hissen, fikren, fiilen bütün ef’al ve harekâtımızla [davranış ve hareketlerimizle] gösterelim; bilelim ki millî benliğini bulmayan milletler başka milletlerin şikârıdır [avıdır]. / Mevcudiyet-i milliyemize [millî varlığımıza] düşman olanlarla dost olmayalım. Böylelerine karşı bir Türk şairinin [Emin Bülent Serdaroğlu] dediği gibi, ‘Türk’üm ve düşmanım sana, kalsam da bir kişi’ diyelim. Düşmanlarımıza bu hakikati ifade ettiğimiz gün, kanaatimize, mef­kûremize, istikbalimize yan bakan her ferdi düşman telakkî ettiğimiz gün, millî benliğe uzanacak her eli şiddetle kırdığımız, milletin önüne dikilecek her hâili [engeli] derhal devirdiğimiz gün, halâs-ı hakikîye [hakiki kurtuluşa] vâsıl olacağız. Ve sizler gibi münevver, azimli, imanlı gençler sayesinde bu halâsa vâsıl olacağımı­za emin olabiliriz…” (Atatürkçülük-Atatürk’ün Görüş ve Direktifleri, Birinci Kitap, Ankara 1983, s. 276).

Prof. Dr. Erol Güngör, “İslâmın Bugünkü Meseleleri”nde “Bu anlamda İslâmcılık şimdiye kadar hep hâkim milliyete karşı hoşnutsuzluğunu doğrudan doğruya belirtemeyen etnik azınlıkların ideolojisi olmuştur. Bunların amacı İslâm ülkeleri arasında birlik sağlamaktan ziyade kendi yaşadıkları ülkede milliyetçi politikayı etkisiz duruma getirmektir.” der.

 

Alıntı:

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , | Andımız”ı yasaklamak, Türk’üm demeyi yasaklamaktır. için yorumlar kapalı
Kas 21

BİR HADİS VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ İSMİ

BİR HADİS VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ İSMİ

627 de Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.), Medine-i Münevvere’de Mescid-i Nebi’nin çevresinde kurulan ismi TÜRK olan bir çadırda Ramazan dolaysıyla itikafa girdi.
Peygamber Efendimizin itikafa girdiği bu çadır, Hadis-i Şerifte ”Fİ KUBBETİT TÜRKİYE” olarak kayıtlıdır.
Türkiye ismi, Allah’ın takdiri neticesi 627 yılında da yaşıyordu.
TBMM Kurucu Meclis’te İslâm Uleması bu Hadis-i Şerifi Mustafa Kemâl Paşa’ya götürdüler.
Mustafa Kemâl Paşa, kendisine getirilen bu Hadis-i Şerifin metnini SAHİH- İ BUHARİ’DEN okur okumaz sevinçle yerinden fırladı ve hadisi kendisine getiren İslâm Âlimlerine teşekkür etti ve arkasından;
”Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav,) devletimizin adını 1400 yıl evvelinden koyarak Türk milletine armağan bıraktı” der.
Alıntı

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , | BİR HADİS VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ İSMİ için yorumlar kapalı
Kas 20

ATATÜRK DÖNEMİNDE TÜRKİYE EKONOMİSİ…

ATATÜRK DÖNEMİNDE TÜRKİYE EKONOMİSİ…

 

Atatürk döneminde Türkiye ekonomisi yıllık ortalama yüzde 7,4 büyüdü,

*              1923-1938 arasında milli gelir, 15 yılda 2,9 katına ulaştı,

*              Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ün döneminde, nüfus 12,5 milyondan 16,9 milyona yükseldi,

*              2017 fiyatlarıyla değerlendirirsek kişi başına gelir 830 dolardan 1.780 dolara,

*              Mili gelir ise 10,35 milyar dolardan 30,1 milyar dolara çıktı

*              Cumhuriyet döneminde yaşanan 13 çift haneli büyümenin 7’si Atatürk döneminde yaşandı

*              1924 yılında yüzde 14,9,

*              1925 yılında yüzde 12,3,

*              1926 yılında yüzde 18,2,

*              1928 yılında yüzde 11,

*              1929 yılında yüzde 21,6,

*              1933 yılında yüzde 15,8,

*              1936 yılında yüzde 23,2 olarak 7 kez çift haneli büyüdü.”

Değerli okurlarım çöken ve işgal altında olan topraklarımızdan düşmanı muhteşem kurtuluş savaşı kovarak Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk gördüğünüz gibi sadece askeri ve idari anlamda değil ekonomik alanda da mucize yaratmıştır.

Hangi ülke tüm maddi gücünü kurtuluş savaşında kaybettikten sonra ekonomide böyle bir dirilişe imza atabilmiş ki?

 

 

Alıntı

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , | ATATÜRK DÖNEMİNDE TÜRKİYE EKONOMİSİ… için yorumlar kapalı
Kas 19

HÜSEYİN NİHAL ATSIZ’dan

HÜSEYİN NİHAL ATSIZ’dan

“Dinin bir ruh ihtiyacı olduğunu bilim kabul etmiştir. Daha zekâsının pek iptidaî olduğu zamanlardan beri, insanların din sahibi oldukları da bilinen gerçeklerdendir. Zekânın ve bilimin yükselmesiyle dinler de yükselmiş, tek Tanrılı dinlerle dinler çağı kapanmış, din uğruna yapılan korkunç savaşlar ve kırgınlıklardan sonra medenî dünyada din, fertlerin vicdanına sığınmış, bir kanaat olarak saygıdeğer bir yer kazanmıştır. Artık medenî insanlar arasında din tartışması yapılmıyor. Dinler hakkında avamî yazılar değil, ancak bilginlerin etüdleri yayınlanıyor. Medenî insan, başkalarının dinî inancına saygı gösteriyor. Kimseyi propaganda ile kendi dinine çağırmıyor.

Türkiye’de bir zamandır dine karşı takınılan yanlış tutum, yemişlerini vermeye başlamıştır. Mabedsiz şehir kurmakla övünen budalalar, çirkin harabelerin mabed hâline getirileceğini düşünememiştir. Cumhuriyetin başlarında, artık görevi ve faydası kalmamış Arapçı ve Arapçacı softa takımı tasfiye olunurken, milletin manevî ihtiyacı düşünülerek asrî din adamları yetiştirecek özlü bir din okulu açılsaydı, bugün il ve ilçe merkezleri, doktor payesine erişmiş din adamları ile dolar, bunlar köyleri de kontrol ederek yobazlığa engel olur ve İstanbul gibi şehirde çatalı ve radyoyu haram eden beyinsizler halka vaaz edemezdi.”

Hüseyin Nihal Atsız, “Nurculuk Denen Sayıklama“, Ötüken, S. 109 (7 Mart 1964

 

Alıntı

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , | HÜSEYİN NİHAL ATSIZ’dan için yorumlar kapalı
Kas 18

Türk Milliyetçiliği

Türk Milliyetçiliği

Milliyetçi Hareket Partisi, resmî söylem ve program olarak Türk Milliyetçiliğini savunur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti de Türk Milliyetçileri tarafından Türk devleti olarak kurulmuştur.

AKP ise her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına aldığını söyleyen; eski AKP milletvekili Şamil Tayyar‘ın da ifade ettiği gibi bir “karşı devrim partisi” ise Türk devrimini yıkmaya ve bunun yerine adı Türk olmayan başka bir devlet kurmaya çalışmaktadır.

Böyle bir partiyle Türk devrimini yapan zihniyetin partisi arasında bir ittifak olması, eskilerin deyimiyle eşyanın tabiatına aykırıdır. O halde milliyetçi kitleler, “devletin bekâsı” gerekçesini “Hangi devletin bekâsı? Mevcut Türk devletinin mi yoksa karşı devrim devletinin mi?” diye sorgulamalıdır!

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | Türk Milliyetçiliği için yorumlar kapalı
Kas 17

…SARHOŞ OLMUŞUM

…SARHOŞ OLMUŞUM

 

Gözümle, gönlümle, sevgimle baki!

Can periye kanıp bir hoş olmuşum

Şarap sunan dilber sensin ey saki!

Aşkın şarabıyla sarhoş olmuşum

 

Nasıl da pervasız saçmışım aşkı

Bir bade diyerek seçmişim aşkı

Günün her vaktinde içmişim aşkı

Aşk meyhanesinde ayyaş olmuşum

 

Söylenir, çalınır sazın telinde

Aşk kokar, kokusu gönül gülünde

Yanmaya ram olup aşkın çölünde

Bu aşk ile Mecnun, berduş olmuşum

 

Sevginin tırtılı ağı örünce

Bedene, yüreğe sevgi girince

Aşkı barındıran gölü görünce

Aşk gölüne uçan bir kuş olmuşum

 

Kayboldum bir anda çağı yitirdim

Bir gönüle aktım dağı yitirdim

Tarlamı, bahçemi bağı yitirdim

Aşkın tezgahında nakkaş olmuşum

 

Sevginin, şefkatin saran koluyla

Bütün sevgilerin gönül yoluyla

Vücudun her yanı, sağı, soluyla

Sensizliğe gardaş, yoldaş olmuşum

 

Apansız gönlüme giren ey kadın

Şüphesiz alnıma yazılmış adın                                                                                                                                                                                                                                 

Bu fani dünyada nedir maksadın?                                                                                                                                                                                                                             

İki cihanda da sırdaş olmuşum

 

Çılgın gönül aşkın ile duruldu

Gönül sarayının tahtı kuruldu

Aşkın kurşunuyla kalpten vuruldu

Şimdi bir yaşayan naaş olmuşum!

 

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , | …SARHOŞ OLMUŞUM için yorumlar kapalı
Kas 16

ABD’nin vurucu tim gönderdiği amiral!.

ABD’nin vurucu tim gönderdiği amiral!..

 

Prof. Dr. Ümit Özdağ, “Rahip Brunson’ın serbest bırakılacağı haberini ABD televizyonlarından öğreniyoruz. Bundan 10 sene önce, mahkeme kararlarını da STV’den öğrenirdik. Geçen zamanda yönetim tarzı açısından hiçbir değişiklik yok.” diye bir mesaj yayınladı.

Bana gelen mesajda “ABD Kongresi’nin 1896 Tarihli Gizli Kongre Kararı”nı hatırlayacaktır. O belgeyi, emekli Tuğamiral İlker Güven bulmuş ve Maya dergisinde yayınlamıştı. Amerikan Kongresi, Osmanlı devletinin her Hristiyan ülkeden birer temsilciden oluşan bir heyetle ve ABD temsilcisinin başkanlığında İstanbul merkezli olarak, nasıl yönetileceğini karar altına almıştı.

Buna göre Türkiye’de geçici olarak Hristiyan bir yönetici başkan seçilecek, Osmanlı devletinin mevcut bölgeleri ayrı birer Hristiyan eyaleti haline getirilecek ve “Türkiye Birleşik Devletleri” adı altında yönetilecekti. Kurulacak Ermeni devleti ise bütün Hristiyan ülkelerinin askerleri tarafından desteklenecekti. Türkler için de ılımlı dinî fikirleri olan yönetimler kurulacaktı. Kürtlerin adı bile geçmiyordu.

İlker Güven bana birkaç mesaj gönderdi. Bu mesajlardan birinde bakın ne diyor:

“Sayın Bulut, 2007 Eylül ayında Maya dergisinde çıkan yazım üzerine siz de köşenizde bir kaç defa uyarıcı yazı yazmıştınız.

Ekim 2007 başında yazar Aytuğ İzat, bana ‘Cumhuriyet Gazetesinden Leyla Tavşanoğlu bu konuda sizinle mülakat yapmak istiyor’ dedi. Üç saate yakın süren mülakatın sonunda Tavşanoğlu ‘Bu çok önemli bir haber. Bana yazınızın ve 1896 tarihli kararın kopyalarını verin, Pazartesi günü bunu sürmanşet yaparak yayınlarız! Böylece Ermeni soykırımı karar tasarısı sunulan ABD Temsilciler Meclisi’ne de güçlü bir mesaj vermiş oluruz’ dedi. Günlerden Cuma idi. Pazartesi günü Cumhuriyet gazetesine baktım yok, Salı yok, Çarşamba yok!. Arkadaşım Aytuğ İzat konuyu araştırıp sonucu bildirdi:

‘Leyla hanım Cumartesi günü eşi ile birlikte ABD’nin İstanbul Konsolosluğunda kokteyle davet edilmiş. İstanbul Konsolosu, Leyla hanımdan, mülakatta verdiğin dokümanları istemiş. ABD Büyükelçiliği, bu mülakatın yayınlanmaması için kendilerine talimat vermiş.’

Bu şoku atlattıktan sonra Aralık 2007 sonlarına doğru Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Protokol Şube’den bir binbaşı aradı,  ‘Komutanım, ABD İstanbul Başkonsolosluğu’ndan aradılar, bundan sonra vize için sizin pasaportunuzu getirmememiz istendi. Son vizenizin de iptal edildiğini bildirdiler.’ dedi. Oğlum ABD’de olduğu için Protokol Şube aracılığı ile iki defa vize almıştım, son vizemin dokuz yıllık bir süresi vardı…

2008 yılı Nisan ayında Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı’ndan bir yarbay aradı, ‘Komutanım, Genelkurmay Başkanımız emir verdiler, size Birinci Ordu Komutanlığı’ndan iki kişilik bir koruma tahsis edildi, bir saat içinde sizde olacaklar. Zira sizin için vurucu tim oluşturulduğu istihbaratını aldık.” dedi.

Hemen Genelkurmay Başkanı’nı arayarak koruma istemediğimi bildirdim ve ‘Vurucu timler profesyonel olur. Üç kişi öleceğine bir kişi ölür, genç iki vatan evladı da riske atılmaz’ dedim ve korumaları almadım.

1 Temmuz 2008 sabahı saat 06.30’da kalabalık bir polis ekibi tarafından evim basıldı ve ben Ergenekon soruşturması sanığı olarak tutuklandım. Bildiğiniz gibi dava halen devam ediyor. Sevgi ve saygılarımla…”

 

Alıntı:  Arslan BULUT

 

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | ABD’nin vurucu tim gönderdiği amiral!. için yorumlar kapalı