Kas 11

Altın Sözler

Altın Sözler            https://youtu.be/abZXN2Q-C8E

* Ey Türk gençliği ! Birinci vazifen Türk istiklal ve cumhuriyetini ilelebet korumak ve müdafaa etmektir. Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda

mevcuttur Mustafa Kemal ATATÜRK

* “Hayat tespih gibidir, ya çekersin, ya sallarsın” Ersun AKKAYA                                                                                              

* “Ders alınmış bir başarısızlık, başarı demektir.” Galip ERDEM                                                                                              

* “Hep zamanı suçlarız, oysa zaman konuşacak olsa hepimiz utanırız.” Sadi ÖZBAY                                                             

* “YaIancının cezası, kimsenin kendine inanmayışı değil, asıl kendisinin kimseye inanmayışıdır” Bernard SHAW                                                                                                                                                                                                                                                                                                         * “Cumhuriyet, düşüncede, bilgide, sağlıkta güçlü ve yüksek karakterli koruyucular ister.” Mustafa Kemal Atatürk

* “Gönül almak için gönül vermek lâzım.” Peyami SAFA                                                                                                        

* “Sana ağır geleni başkasına yükleme, taşımayı öğren.” T. Kutsi MAKAL                                                                                  

* “Sende iyi ne varsa, dostuna onu ver.” MEVLÂN                                                                                                                                     

 * “İhanetin nedeni olmaz, ödenecek bedeli olur.” İsmet SEZGİN                                                                                              

* “Kader karşılaştırır, karakter yakınlaştırır, karar anlaştırır, davranış uzaklaştırır.” Dr. Fahri ATABEY                              

* “Can bağı değil, kan bağı önemli.” H.Nihal ATSIZ                                                                                                                

* “Boşluk dolduran değil, boşluğu doldurulamayan ol.” Dilaver CEBECİ                                                                      

* Cesaret zafere, kararsızlık tehlikeye, korkaklık ise ölüme götürür. Yavuz Sultan Selim                             

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , | Altın Sözler için yorumlar kapalı
Kas 10

10 KASIM ATATÜRK’Ü ANMA GÜNÜ

10 KASIM ATATÜRK’Ü ANMA GÜNÜ (RUHU ŞAD OLSUN)

10 Kasım 1938 yılında hayata veda eden Atatürk‘ü vefatının 79. yılında yurdun her yanında anılıyor. Atatürk’ün ölmeden önceki son sözleri neler oldu, Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak anlatıyor. 10 Kasım tarihinde Atatürk gözlerini kapatmadan yaklaşık iki gün önce son sözlerini söylüyor ve komaya giriyor.

Atatürk’ün hayatıyla ilgili 20 yıldır araştırmalar yapan Hacettepe Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Ali Güler, Atatürk’ün pek bilinmeyen son günlerini anlattı. Güler, Atatürk’ün ölmeden önce son sözünün “Aleykümesselam” olduğunu söyledi. İşte Ali Güler’in anlatımıyla Atatürk’ün son günleri.  

* ASKERİ DENETLEDİ: Atatürk’ün hastalığı ilk olarak 1938 Ocak ayında Yalova’da belirti verdi. Kanamalar ve kaşıntılar başladı. Doktorlar sirozdan şüpheleniyorlar. Fransızlar Hatay meselesinin çözümünde geri adım atar endişesiyle hastalığı duyurulmuyor. Programını aksatmıyor. Hatta hastayken Mersin seyahatinde askeri birlikleri bile denetliyor.
 
* ZEHİRLENMEDİ: Atatürk iddia edildiği gibi Mason doktorlar tarafından civalı ilaç verilerek zehirlenmedi. O dönem civalı Saligran adlı bir idrar söktürücü kullanıyordu. Araştırmalarımda gördüm ki 1950’ye kadar civasız bir diüretik yok. Tıp alemi böyle bir ilaçla daha tanışmamış bile.
 
* KANLI KARACİGER İLTİHABI: Atatürk’ün ölüm sebebi siroz denilen kanlı karaciğer iltihabı. Doktor raporlarına nedeni alkol kullanması. Ani bir şekilde ölmediği için otopsiye gerek görülmemiş. 
 
* GECE ÖLMEDİ: Atatürk’ün ölüm anının gece olduğu ancak tören yapılamayacağı gerekçesiyle 09.05 olarak ilan edildiği iddiası doğru değil. Son dönemi dakika dakika raporlandı. 
 
* KOMAYA GİRİYOR: Atatürk’ün son komaya girişini Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak anlatıyor. Özel hekimi Prof. Dr. Neşet Ömer İrdelp Atatürk’ten dilini uzatmasını istiyor ama Atatürk dilini içeri çekiyor. Kafasını sağa çevirip, biriyle konuşur gibi ‘Aleykümesselam’ diyerek 8 kasım 1938 saat 19.00’da komaya giriyor. Vefat edene kadarki 38.5 saat boyunca konuşmuyor.” 

* AZRAİLE SELAM: Ben Nahl Suresi 32’inci ayet ve Vakıa Suresi 91, 92’inci ayetlerde anlatılan inançlı bir insanın ölüm anının gerçekleştiğine inanıyorum. Kuran-ı Kerim’de anlatıldığı gibi Atatürk’ün ruhunu almaya gelen Azrail’e selam verdiğini düşünüyorum.” 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | 10 KASIM ATATÜRK’Ü ANMA GÜNÜ için yorumlar kapalı
Kas 09

Hayat üzülmeye değmez

Hayat üzülmeye değmez

 

Dağlar asla göğe değmez

Mert olanlar başın eğmez

Yaşasak da hem de yüz yıl

Hayat üzülmeye değmez

 

Sarsa da gam keder hüzün

Hiç aldırma güldür yüzün

Her insana söyle sözün

Hayat üzülmeye değmez

 

Ömür dediğin kaç anlık?

Kaldı mı bak hiç sultanlık?

Dünya denen bir bostanlık

Hayat üzülmeye değmez

 

İnsanoğlu altın arar

Altın olsa neye yarar

Biri kefen bezi sarar

Hayat üzülmeye değmez

 

Bir dağ gibi dik durmalı

Hedefleri hep vurmalı

Gülücükler savurmalı

Hayat üzülmeye değmez

 

Bir gün gelir ecel çatar

Saraylar Hanlar hep batar

İman varsa seni tutar

Hayat üzülmeye değmez

 

Her canın var arazisi

Ahlak, vicdan terazisi

Bitmez dünya marazisi

Hayat üzülmeye değmez

 

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , | Hayat üzülmeye değmez için yorumlar kapalı
Kas 08

Biz değil, köprü bizden geçiyor?

Biz değil, köprü bizden geçiyor?

***

Ülkemde taş üstüne taş koyandan Allah razı olsun.. Ama, iki elimiz, müteahhit cebine milyarlarca para sıkıştıranların yakasından da eksik olmasın..

Uyandırmaktan usanmayacağım.. Dün söyledim.. Bugün söylüyorum.. Yarın yine söyleyeceğim..

Avrasya Tüneli.. Yavuz Sultan Selim Köprüsü.. Osman Gazi Köprüsü..

Üç “eserin” toplam maliyeti 6 milyar 555 milyon Amerikan Doları..

AKP bu “eserleri” yaptırırken, özel şirketlere bir garanti verdi.. Nedir o? Geçecek araç garantisi..

Sanırsın AKP yöneticileri, milletvekilleri, parti üyeleri organize edildi, her gün şu kadar aracın geçmesi sağlanacak..

Kime göre, neye göre garanti verildi, bilen bir adım öne çıksın..

Şimdi bakın, AKP hükûmetinin bu özel şirketlere (ki hepsi eş-dost) iki köprü ve bir tünelden günde “243 bin araç” geçeceği garantisi verdi..

Her gün 243 binimizin oralardan geçeceğinin garantisini, kim neye göre verdi bilemem.. Keyfimin kâhyası mısın, bugün evden çıkmayacağım..

Ama olmaz.. Çıksan da çıkmasan da, geçsen de geçmesen de dedi ve garantiyi verdi..

Oysa bugün, üçünden günde geçen araç sayısı 86 bin.. Aradaki fark 157 bin.. Aylardır söyleniyor ama bir kez daha ben hatırlatayım, bu 157 bin aracın parasını var ya, sen, ben, biz ödüyoruz..

Hadi yolu bu taraflardan geçenleri anlarım.. Buralarda yaşayanları anlarım.. Taaa Hakkari’deki kardeşim, sen de ödüyorsun.. Gerçi geliyor oralara,

“İstanbul’a köprü yaptık” diyor, nedendir bilmem ama alkışlıyorsun..

Aha o alkışladığın köprüler ile tünel var ya, hah, işte onlar için her yıl, sıkı dur, 2 milyar 419 milyon dolar haybeye para ödeyeceğiz..

Yapan şirketlerin birinde 10, diğerinde 22, bir diğerinde de 24 yıl işletme hakkı var..

Bu ne demek.. AKP hükûmeti gitse de kalsa da, sen, bu üç “eser” için toplamda 50 milyar Amerikan Doları ödeyeceksin.. Nedir bugünkü kurdan

Türkçesi; 180 milyar lira..

Cumhurbaşkanı’nın deyimiyle, eski parayla tam 180 katrilyon lira..

Yani, eski parayla 23.5 katrilyon liraya mal olan köprülere toplamda, 180 katrilyon lira ödeyeceğiz..

Maliyetinden 156.5 katrilyon lira daha fazla ö d e y e c e ğ i  z..

Kafanı sağa sola çevirme kardeşim.. Bu borç sadece benim değil.. Sen de ödüyorsun, ödeyeceksin..

Hiç geçmeyip de, üzerinde sanki sana ev yapmış gibi alkışladığın bu üç esere ödeyeceğin parayla var ya, 30 tane daha saray yapılırdı saray..

Bu para kimlerin cebine girecekse, yarın bir gün burunlarından fitil fitil getirmezlerse, şimdiden not düşeyim; Ben yarın da sormaya devam edeceğim..

Ta ki, haram-zıkkım oluncaya kadar..

 

Alıntı:  Murat İDE

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | Biz değil, köprü bizden geçiyor? için yorumlar kapalı
Kas 07

“Köprü iki şeritli mi olsun dört şeritli mi…?

“Köprü iki şeritli mi olsun dört şeritli mi…?

 

Adamın biri kumsalda yürürken ayağı eski bir lambaya takılmış, adam lambayı kumların içinden çıkarmış. “Belki cin çıkar” deyip ovalamış lambayı, cin çıkmış. adam çok şaşırmış, cin başlamış konuşmaya;

“Tamam, tamam. Beni lambadan kurtardın. Bu ay içinde beşinci çıkartılışım ve bu isten de sıkılmaya başladım artık, üstelik çok yorgunum bu yüzden üç dileği unut. Sadece bir dilek hakkın var, ona göre.”

Adam oturmuş ve bir süre düşünmüş ve

“Her zaman Hawaii’ye gitmek istedim ama uçaktan korkarım ve deniz beni çok tutar. Benim için Hawaii’ye özel bir köprü yap böylece istediğimde arabayla oraya gidip gelebileyim” demiş.

Cin gülmüş;

“Bu imkânsız. Bu işin Köprünün ayakları nasıl Pasifik’in dibine ulaşabilir? Bu iş benim için bile hem çok külfetli ve hem de çok zaman alır, sen başka bir dilek düşün.”

Adam; “Tamam” demiş ve başka bir dilek düşünmeye başlamış. En sonunda;

“Dört kere evlendim ve boşandım. Bütün karılarım her zaman duyarsız olduğumu ve onlarla ilgilenmediğimi söylediler. Bu yüzden, kadınları anlayabilmeyi diliyorum. Nasıl hissettiklerini ve neden ağladıklarını, bir şey söylemedikleri zaman gerçekten ne istediklerini, onları nasıl gerçekten mutlu edebileceğimi bilmek istiyorum. Kısacası bunca tecrübeme rağmen kadınları ben anlayamadım, sen bana onları anlatır mısın?”

Cin oflamış, poflamış, kafasını kaşımış, terler dökmüş, derin bir nefes alarak nihayet cevap vermiş:

“Köprü iki şeritli mi olsun dört şeritli mi…?

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , | “Köprü iki şeritli mi olsun dört şeritli mi…? için yorumlar kapalı
Kas 06

“Korku imparatorluğunun derebeyleri kazdıkları kuyuya düştü”

“Korku imparatorluğunun derebeyleri kazdıkları kuyuya düştü”

 

“HİÇ KİMSE AĞLAMASIN”                                                                                           

Makamlarını millete borçlu olduklarını anlamaları için illa kovalanmaları gerekmiyordu. Yaptıkları işi doğru düzgün becerebilseler, seçimlerde sandıktan çıkan sonuca saygı gösterebilseler ve en önemlisi biz “bu kirli referandum tek adamlığa götürür, bu yolun sonu felakete çıkar” dediğimizde idrak edebilselerdi bu rezil hallere düşmezlerdi.

Yine de insanların aileleri ile de tehdit edildiğini Balıkesir Belediye Başkanının istifası sırasında öğrenmiş olduk. Başkalarına yapıldığında sustukları, zımnen destekledikleri şeylerin, kendi başlarına geldiğinde nasıl canlarını yaktıklarını gördük.

İnsanların canları, namusları ve aileleri Türk töresinde kutsaldır. Bizim için bunun ötesinde bir ifadenin kabul edilmesi söz konusu değildir. Sayın Uğur’un gözyaşları içerisinde istifa edecek hale gelmesi buzdağının görünen yüzü, açık bir rezalettir.

Bazı kanallarda “duygusal anlar” olarak yumuşatılmaya çalışılan, tehdit edildiğine dair ifadeler sansürlenen bu açıklama Türk siyasi tarihinde kara bir leke, bir dönüm noktası ve kabul edilemez bir hadisedir.

İşte tam da bu yüzden “Hukuk bir gün herkese lazım olur” diyoruz. Bu yüzden adaletten ayrılmadan, zorbalığa bulaşmadan, huzur ve mutluluk içinde bir Türkiye hayalini gerçekleştirmeye çalışıyoruz.

 

Kaynak: Özdağ

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | “Korku imparatorluğunun derebeyleri kazdıkları kuyuya düştü” için yorumlar kapalı
Kas 05

Hoş gelişler ola ey Meymenetli Paşa!

Hoş gelişler ola ey Meymenetli Paşa!

Türküyü hep biliriz de öyküsünü bilmeyiz… Bu türkü Ruslara harp tazminatı olarak verilip 40 yıl düşman elinde kalan Kars’ın çileli halkının Atatürk‘e olan minnet ve şükran duygularının ifadesidir.

Atatürk ilk yurt içi gezilerinden birini 6 Ekim 1924 tarihinde Kars’a yapar. Geleceğini duyan mahalli müzisyen ve oyuncular, karşılama töreninde oynanmak üzere bir halk oyunu hazırlarlar. Oyunun türküsünün de olması istenir ki, Atatürk‘e duygularını ifade edebilsinler. Türkünün sözlerini gazeteci Mehmet Türker yazar. Tağı Bey (Tağı Oşenyüzen) de bu sözleri besteler. Başta Tağı Bey olmak üzere o dönemin diğer folklorcuları Kars Garındaki karşılama töreninde Mustafa Kemal Paşa‘ya bu oyunu oynar ve “Hoş gelişler ola” derler. Paşa çok duygulanır. Oyunun söz yazarı ve bestecisini ödüllendirir. Besteci Tağı Bey, ileriki yıllarda müthiş bir geçim sıkıntısı çeker, buna dayanamayarak intihar eder. Evinde Atatürk‘ün imzalayıp verdiği 500 liralık çek bulunur. Yaşadığı onca sıkıntıya karşın, Atatürk‘ün imzası bulunan o çeki bozdurmaya kıyamamıştır.

 

Daha sonra sözleri değiştirilen bu türkünün özgün sözleri aşağıdaki gibidir:

Hoş gelişler ola ey meymenetli (1) paşa

Askerin milletin devletinle bin yaşa

Serfiraz (2) eyledi hoş kademlerin (3)

Mesut eyledi Kars’a gelmeyin

Hoş gelişlerin bu görüşlerin

Tebrik eyleriz tebrik eyleriz

Sağdan sola soldan sağa

Al da bayrağın Yunan üstüne

 

Cephede mitralyoz ayna gibi parlayor

Şarkistan Türkleri sancak elde bekleyor

Marş marş marş askere kurban

Arş ileri marş ileri dönmez geri

Türk’ün askeri Türk’ün askeri

Sağdan sola soldan sağa

Al da bayrağın Yunan üstüne

1-Uğurlu, 2-Başını yukarı kaldıran, yükselten, 3-Adım

 

Alıntı: Cazim GÜRBÜZ

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , | Hoş gelişler ola ey Meymenetli Paşa! için yorumlar kapalı
Kas 04

VERTİGO!.

VERTİGO!..

 

Özellikle son 10 yıldır Türkiye’nin haline bir bakın…

Oradan oraya savrulan bir ülke…

Uluslararası dengeyi ararken Vertigo’ya yakalandık!

Yaşadığımız baş dönmesinin nedeni kaptan köşkünde pusulanın şaşmış olmasıdır…

***

ABD ile vize krizi buz dağının görünen yüzüdür.

Suyun altında Zarrab Davası’ndan Kürt koridoruna, petrol ticaretinden, BOP’a, iki ülke arasındaki çok sayıda çatışma başlığı yer almaktadır.

AKP yönetimi iktidara gelirken ve iktidarı süresince ABD ile bölgesel bir çok konuda anlaşmış ancak zamanla farklı arayışlara yönelmiştir.

ABD, son hamle ile Türkiye’yi değil, daha çok kendisine söz verip tutmayan AKP iktidarını hedef almıştır.

***

Türkiye konumu nedeni ile, dört bir yanı fırtınalı denizlerle dolu bir gemiye benziyor…

Geminin dümenindeki kaptan; hem komşuları ile, hem de bölgenin enerji ve su kaynaklarına göz dikmiş emperyalistlerle kararlı, dengeli, güvenilir

ilişkiler geliştirmek zorundadır…

Oysa iktidar başından bu yana sürekli yalpalayarak;

Bir gün AB’ci olup en tartışmalı yasalara imza atarak,

Bir gün Avrasyacı olup sırtını Batı’ya dönerek,

Bir gün Rusya ile el sıkışıp Şanghay Birliği’nden söz edip;

Bir başka gün “NATO’dan vazgeçmem” diyerek…

Türkiye’yi, baş döndürücü bir belirsizliğin, komşularımız ve bölge ülkeleri açısından sisli, puslu, tahmin edilemez bir iklimin içine sürükledi…

Bu çelişkili ve bugün dediğinden yarın vazgeçen politika, besleme basın tarafından “denge” politikası gibi satılmaya çalışılıyor.

Oysa denge “züccaciye dükkanına girmiş fil” gibi her tarafı kırıp dökerek sağlanamaz…

Geldiğimiz noktada hem Rusya hem de ABD’nin güvenini kaybetmiş, komşuları açısından bir sonraki adımı soru işaretleri ile dolu, baş dönmesi yaşayan vertigolu bir ülke konumundayız.

Çözüm; dümendeki kaptanın bir an önce ülkeyi sakin sulara taşıyacak Kutup Yıldızı’nı bulmasıdır…

O Kutup Yıldızı, son yıllarda artarak,Türkiye’nin hafızasından ve hatırasından kazınmaya çalışılan Mustafa Kemal Atatürk’ten başkası değil!

 

Alıntı: Tuncay MOLLAVEİSOĞLU

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , | VERTİGO!. için yorumlar kapalı
Kas 03

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “Birlik ve beraberlik, ölümden başka her şeyi yener.” Mustafa Kemal ATATÜRK                                                                               

* “İnsanların çoğunun muhakeme yeteneğinin olmaması,muktedirler için ne büyük bir nimettir ” Hitler                                                                 

* “Yakından tanımıyorsan uzaktan yargılama.” Galip ERDEM               

* “Dost, konuşmadan anlaşabildiğin insandır.” Robin SHARMA                                                                                                                   

* “Adaleti sahiplenmeyen insan değildir.” CHATEUBRİAND                                                                                           

* “Adaletin olmadığı yerde ahlâktan bahsedilemez.” MONTAİGNE                                                                                   

* “Tanrı, sen ne kadarını hak ediyorsan, o kadarını verir.” Erke Han Kuşhan Hanlığının ulu hakanı MS (78-101)                                                             

* “Bilge olmak, alp (yiğit) olmak, tüz (düz yani doğru) olmak.” Orhun yazıtları                                                                                         

* “Ben Türk’üm diyenler dualar okuyup durmasınlar, gitsinler ağaç diksinler. Bir ağaç gibi kökü derinlerde, yaprakları gökte olan kişilere Türk denir.

Altaylardan Akay Kine                                                                                        

* “Devletin hazinesi, hukuk ve adalettir.” KONFÜÇYÜS                                                                                                                                 

* “En akıllı kişi, neyi bilmediğini bilendir.” SOKRATES                                                                                                                                       

* “İnsanın başkalarına söyledikleri kendi duymak istedikleridir.” Tezer ÖZLÜ                                                                     

*  “Millî egemenlik’ öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, yok olur..” Mustafa Kemal ATATÜRK                                         

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Kas 02

Barzani ailesi Yahudi mi?

Barzani ailesi Yahudi mi?

Sayın Ahmet Uçar ve Sayın Rüstem Kocadurmuşoğlu‘nun çalışmalarına göre; Osmanlı arşiv belgelerinde Barzani ailesinin Yahudi asıllı olduğu ifade edilmektedir.

Sayın Rüstem Kocadurmuşoğlu gerçekten dürüst bir bilge.

Sayın Kocadurmuşoğlu, Barzani’nin Yahudiliği konusunda bakınız neler diyor:

Barzani ailesinden Yahudi hahamları çıktığı ve bölgede Yahudiliğe eğitim, öğretim faaliyetleri konusunda bu hahamların çok büyük hizmetler ettiğine dair bilgi, sadece Kürtçe konuşan ve Yahudilerle ilgili önemli bir uzman olan Prof. Jona Sabar‘a ait değildir. Osmanlı arşivinde bulduğumuz bir vesika bu aileden Hahamların olduğunu te’yid etmekte, âdeta bizim bu çalışmamızı sorgulayanlara cevap verebilmektedir.

1856 yılına ait bu belgenin ayrıntılarını nakledeceğimiz gibi, Musul’dan Selanik’e, oradan da Kudüs’e sürülen Sallum Barzani‘den bahsetmektedir. Barzani sözünün son harfinin Osmanlıca yazılışındaki ‘Y‘ harfi, ‘İ‘ okunur. Bilindiği gibi nisbet ‘Y‘ sıdır. Kişinin mensup olduğu şehir, boy veya aileyi belirtir. Dolayısı ile Barzan’ın, 1856’daki nüfusu, herhalde on’lu rakamlarla ifade ediliyordu. Dahası burada hâkimiyet Barzani ailesinde idi. Bölgede ‘Barzan‘, adıyla başka bir yerleşim birimi de yoktu. Kaldı ki, yörede Barzani’yle ilgili dini kuşkular ve gizli kitap iddiaları, yıllardır söylenmektedir.

Rüstem Kocadurmuşoğlu Barzani ile ilgili önemli bir belge sunuyor:

“Musul Kazası Hahamlarından Haham Sallum, Barzânî adlı Yahûdî Müslüman ahaliden birisine dil uzatmış (kutsal değerlerine sövmüş) denilerek, adı geçen Yahûdi’yi kâtil nâmiyle yakalayarak zincire vurup hapsedilmiş, sonra da Başkent İstanbul’a getirilmiştir.

Durumu, memurların durumunun görüşüldüğü Meclis-i Vâlâ’da incelenmiş, adı geçen Yahûdi’ye; Yüce Fermân gereği, Selânik tarafına sürülmesi, orada ikâmet cezâsı verilmesi kararlaştırılmış idi. Sallum Barzânî, Selânik’in havasına uyum sağlayamadığı, bundan ötürü hastalandığı, bu durumun ölümüne sebep olacağı, bundan başka, Musul’da bulunan çoluk-çocuğu da mübârek ekmeğe muhtaç oldukları, bu kere: Selânik ve Musul Hahamları’ının Kulunuza hitaben gelen mektuplarından anlaşılacağı; bilginiz dâhilinde olduğundan, şefkatli irâdeniz buyurulursa, kutlu merhametinizden umulur ki, anılan Yahûdî, çoluk, çocuğuyla birlikte, Kudüs-ü Şerif’te ikâmet ettirilmesi, bu kişinin gece gündüz yüce Padişah’ın Saltanatına duâcı olması ve bununla övünmesi husûsunda, Yüce Vekâletten {Dışişleri Bakanlığı’ndan} gerekli buyurultunun çıkartılmasına, yardım buyurulması hakkında…

Fermân: Yüce Buyruk Sâhibi’nindir.. 22 / Cemaziyel-Âhir / 1272. {1856}

Rüstem Kocadurmuşoğlu Barzani ile ilgili bir belge daha sunuyor:

Musul Hahamlarından olup, pek çok isnatlarla münasebetsiz ve çirkin sözler söylediğinden dolayı, bundan önce Selanik’e sürülmüş olan Sallum Barzanî adlı Yahûdî’nin, Kudüs-ü Şerif’te ikâmet cezası verilmesi için dilekçe ile başvurulan, sözü edilen Yahudi’nin, sürgün yerinin değiştirilmesi hakkında, daha önceki örnekleri de bulunmuş olduğundan, adı geçen Yahûdî’nin çoluk çocuğuyla birlikte Kudüs-ü Şerifte ikâmet ettirilmesi hakkında, Yüce Fermân çıkartılmasının görüşüldüğünü bildirir, Meclis-i Vâlâ’dan kaleme alınan tutanak, Hahambaşının dosya içindeki yazısı ile birleştirilerek; Yüce Görüşleri için arz ve takdim kılınmış olmakla, o hususta Padişah’ın Yüce ve Kutlu İrâdesi, hangi yönde olursa, ona göre hareket olunacağı, açıklamasıyla övünç Tezkeresine tarih atıldı. 13/Şaban/72{1856}

Tarih gerçekleri unutturmuyor.

Barzani ailesinin Yahudi olması gibi!

 

Alıntı: Mevlüt Uluğtekin YILMAZ

Posted in Gündem | Tagged , , , , , | Barzani ailesi Yahudi mi? için yorumlar kapalı