Eyl 05

TÜRK’ÜN BEKASI TÜRK MİLLİYETÇİLERİNİN OMUZUNDADIR

TÜRK’ÜN BEKASI TÜRK MİLLİYETÇİLERİNİN OMUZUNDADIR

Esas mesai şimdi başlıyor… Önümüzdeki iki yıl Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli zaman kesitlerinden birisini, belki de en önemlisini oluşturacak… Bu zaman kesitinin en ciddi yükü Türk milliyetçilerinin üzerine binecek…

Daha önce hep ‘otoriterliğe eğilimli, demokrasi ve hukuk kavramlarından uzak, düşünmek yerine itaati seven’ birer profil olmakla itham edilen Türk milliyetçileri hem kendi iç mücadelelerinde hem de ülkeyle ilgili görüşlerinde hukuk ve demokrasi kavgası nasıl verilirmiş gösterdiler… Akıllarını hiçbir şahsa ipotek ettirmediler, hür iradeleriyle davrandılar… Onları ‘tek komutla hizaya dizilebilen varlık’ gibi zannedenlere seçimlerde gereken cevabı verdiler… Tevillere kaçmadan ne büyük şahsiyetler olduklarını ispat ettiler… Demokrasi ve hukuk yolunda yanlışa “Yanlış” dediler… Sadece hakikate itaati şeref saydılar…

İl il referandum sonuçları bu asil gerçeği belgeliyor… Referandumun en somut sonuçlarından birisi bu rezervin tescillenmesiydi… İşte o kitle önümüzdeki iki kritik yılın en önemli belirleyicisi olacak…

Alıntı: Servet AVCI

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | TÜRK’ÜN BEKASI TÜRK MİLLİYETÇİLERİNİN OMUZUNDADIR için yorumlar kapalı
Eyl 04

Başarının Formülü

Başarının Formülü

Kayseriliye sormuşlar:
– Sizin çocuklar hem ticarette, hem eğitimde başarılı oluyorlar, bunun formülü var mı? Kayserili “ var hemşehrim” demiş ve aşağıdaki tekerlemeyi söylemiş:
“Ananın ketesi Hocanın nefesi Babanın kesesi Öğrencinin hevesi.”

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , , | Başarının Formülü için yorumlar kapalı
Eyl 03

2017-2018 Eğitim Öğretim Yılı kutlu olsun

2017-2018 Eğitim Öğretim Yılı kutlu olsun

Hepimizin çok iyi bildiği gibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti, işgal kuvvetlerine karşı ‘Ya İstiklal ya ölüm’ diyerek başlatılan bağımsızlık mücadelesinin zaferle taçlanması sonunda kurulmuştur. Bu kararın dayandığı düşünce ve mantığı Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk’ta “Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam istiklale sahip olmakla gerçekleştirilebilir” sözleri ile açıklar. İşte bu kararlılık, bugün de Ulusumuzun birlik ve beraberliğinin çimentosudur. Tarih boyunca bağımsızlığına sahip çıkan bu ulus, bugün de haysiyet ve şerefini koruyarak Cumhuriyetine ve demokrasisine sahip çıkmıştır. Bu konudaki kararlılığını o gün olduğu gibi, bugün de tüm dünyaya ilan etmiştir. Kurtuluş Savaşı’na başlarken; öğretmen ve öğrencileri askere almadan savaştan uzak tutan, Millet Meclisi ile birlikte kütüphane de kurulmasını sağladığı Ankara’da savaşın en kritik zamanında öğretmenlerle altı gün süren bir kongre toplayabilen Büyük Önder Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’e sahip çıkmanın en güzel yolu, bu ülke için çalışmaktır. Cumhuriyetimizin 100’üncü yaşına doğru ilerlerken, bu ülkenin gençlerine düşen en önemli görev, gelişmiş ülkeler düzeyine erişmek için yılmadan çalışmaktır

Eğitim, her zaman olduğu gibi bugün de ülkemizin öncelikli meselesidir.

Posted in Gündem | Tagged , , , , , | 2017-2018 Eğitim Öğretim Yılı kutlu olsun için yorumlar kapalı
Eyl 02

Yaşatmak için söylenen yalan öldürmek için söylenen doğrudan iyidir

Yaşatmak için söylenen yalan öldürmek için söylenen doğrudan iyidir

Yanlış bilgilendirme sonucu, padişah bir adamın idam edilmesine karar verir. Meydana idam sehpası kurulur. Halk, vezirler ve padişah gelir. İdam edilecek kişiye son sözü sorulur. Adam der ki: Padişah haksız yere beni idam ettiriyor. İnşallah yarın cehennemin dibini boylar.

Padişah vezirlerine “Ne dedi?” diye sorar. Vezirlerden biri: Padişahımıza yanlış bilgi verdiler, durup dururken günaha girdi, Allah affetsin, dedi diye cevap verir. Padişah da insafa gelip adamın canını bağışlar. Fakat diğer vezir müdahale eder ve: Padişahım, vezir hazretleri yalan söylüyor. Adam sizin için beddua etti, der.

Bu söz üzerine padişah der ki: Yaşatmak için onun söylediği yalan, öldürtmek için senin söylediğin doğrudan daha iyiydi.

 

“Boşuna yaratılmadık; yaşamak ve yaşatmak için varız

Maalesef günümüzde ölmek ve öldürmek için dindarız.”

 

Alıntı: Ahmet SEVGİ

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , | Yaşatmak için söylenen yalan öldürmek için söylenen doğrudan iyidir için yorumlar kapalı
Eyl 01

Hâlâ Öğrenmediniz mi?

               Hâlâ Öğrenmediniz mi?

 

               Onların İdeolocyalarında Türk yok, Türklük yok, sosyolojik anlamda “millet” yok. Kelimenin Türkçeleştiğini, dil biliminde anlam bilimi (semantik) diye bir dal bulunduğunu, aynı sözlerin farklı dillerde farklı bir anlam kazanabileceğini dikkate almayıp “millet” kelimesini Arapçada olduğu gibi “ümmet” anlamında kullanıyorlar. Tanrı’nın insanları milletler / uluslar hâlinde yaratmasının hikmetini unutup siyasi bir ümmet oluşturmaya çalışıyorlar. Ömürleri, dostlukları, düşmanlıkları ideolocyalarına göre şekillenmiş.

                Onların ideolocyalarında Türk yok, Türklük yok, Atatürk yok, millet yok, ulus yok, Cumhuriyet yok. Yazılarıyla, sözleriyle, uygulamalarıyla kim bilir kaç defa düşüncelerini, niyetlerini ortaya koymuşlar. Onları anlıyorum.

                Fakat sen, fakat siz…

                Siz onları hâlâ öğrenmediniz mi? Niyetlerini, hedeflerini, menzillerini hâlâ öğrenmediniz mi? Ne yapmak istediklerini, nereye gittiklerini hâlâ öğrenmediniz mi?

                Düşünüyorum da, bu kadar açık, apaçık olan bir gerçekliği hâlâ öğrenmemiş olmanızın / öğrenmemiş görünmenizin ancak dört sebebi olabilir.

  1. Bazı çıkarlar, makam ve mevkiler peşindesiniz.         
  2. Birileri size şantaj yapıyor.
  3. Psikolojik bir rahatsızlığınız olabilir.
  4. Gerçeklikleri görmeye ve öğrenmeye zekâ seviyeniz müsait değil.

                Kim bilir belki de benim düşünemediğim, benim aklımın yetmediği esrarengiz, tılsımlı bir sebebiniz vardır. Belki de bir yerlerden ilham aldınız. Belki de ebcet hesaplarıyla bazı gerçekleri öğrendiniz. Belki de tabiatüstü kuvvetlerle temas edip birtakım sırlara ulaştınız. 

                Eğer böyleyse… Lütfen bizimle de paylaşın. Paylaşın ki bizim de aklımız başımıza gelsin, biz de gerçekleri görelim, biz de yolumuzu ona göre belirleyelim.

 

Alıntı: Ahmet B. ERCİLASUN

Posted in Gündem | Tagged , , , | Hâlâ Öğrenmediniz mi? için yorumlar kapalı
Ağu 30

Zümrüt Saçlarını Yolmakta Zaman

Zümrüt Saçlarını Yolmakta Zaman

 

Firavunluk, çağdaş beyin frengi

Tufan gelir sende dersin el, aman

Gücün varsa boz ilahi ahengi..

Zümrüt saçlarını yolmakta zaman

 

Yalnız bedenini incele yeter

Bu Hak sevdasıdır her şeyde tüter

Başlangıcı olan gün gelir biter

Sona doğru akıp dolmakta zaman

 

Kula, kul olunmaz bir lokma aşa

Muhtaç olacaksın bir hece taşa?

Şu dünya yüzünde imansız başa

Musibet balyozu salmakta zaman

 

O’na gider, canlı, cansız her varlık

Dinsiz, sağır, topal ve kör uygarlık

Ölümle aramız bir zar kadarlık

Galiba son zili çalmakta zaman

 

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , | Zümrüt Saçlarını Yolmakta Zaman için yorumlar kapalı
Ağu 29

“İslam içi çatışma stratejisi”

“İslam içi çatışma stratejisi”

ABD’nin “İslam içi çatışma stratejisi” uyguladığını yıllardan beri her vesileyle gündeme getiriyoruz. Bu stratejiyi 2003 ve 2004 tarihli Rand Corporation raporlarında kendileri açıkladı. İlk olarak İbrahim Karagül‘ün duyurduğu  “11 Eylül’den sonra ABD’nin İslam stratejisi” başlıklı ve 2004 tarihli ikinci raporu hazırlayanlar arasında Danimarka’da Hz. Muhammed’e hakaret içiren karikatürleri yayınlayan editör Flemming‘in hocası Daniel Pipes de vardı!

Raporda, medeniyetler çatışmasından sonra “medeniyet içi çatışma” inceleniyor ve “İslam kendi içinde çatışacak” öngörüsünde bulunuluyordu!

Raporun başlıkları şöyleydi: 

“Şii-Sünni bölünmesi, Arap-Arap olmayan bölünmesi, Etnik topluluklar, kabileler ve klanlar, Sünni İslam’ın merkez ağırlığının Arap dünyasının dışına çıkarılması ve Irak merkezli olarak Şiilerle siyasi iş birliğine gidilmesi, Ilımlı Müslümanlar Enternasyoneli oluşturulması, Radikal birlikteliklerin dağıtılması ve para kaynaklarının kesilmesi, Medrese ve camilerde reform, Alternatif İslami gruplara ekonomik destek verilmesi, Ilımlılığı ve modernliği savunan Müslüman sivil toplum kuruluşlarının desteklenmesi, ABD’nin terörle mücadelesinin İslam’ı hedef almadığının anlatılması ve bu çerçevede ılımlı ülkelerin desteğinin sağlanması, İslamcılara siyasi destek verilerek ılımlı akımların güç kazanmasına yol açılması, Müslüman diaspora ile birlikte çalışmak, İslam dünyasındaki askeri kurumlarla asker-asker iş birliği kurulması, bölge ve dil uzmanları üzerinden kültürel istihbaratın ilerletilmesi.”

***

Bu projelerin çoğu bazı değişikliklerle uygulandı. Irak ve Suriye’de yapılan iş Şiiler ve Sünnilerin birbirine kırdırılmasıdır.

İran’a gelince…

İlk çağları bir kenara bırakırsak, İran’daki Türk hâkimiyeti 1150 yıl önce başlar. Gazneliler, Selçuklular, Harezmşahlar, İlhanlılar, Safeviler, Akkoyunlular, Karakoyunlular, Avşarlar, Kaçarlar hanedanları olmak üzere Türkler, 976 yıl bölgede kesintisiz olarak hüküm sürmüştür. Rus-Fars iş birliği ile Türk Kaçar Hanedanı çökertildi, yerine Pehlevi rejimi geldi. Yani Türkiye ile İran, ABD adına karşı karşıya gelirse, sonuçta kaybeden yine Türk varlığı olur! Çünkü İran nüfusunun yarısı Türk olduğundan, Türkler de birbirini kırmış olur.

25-30 yıldır, Türkiye’de bir İran düşmanlığı oluşturulmak isteniyor. Hatta Uğur Mumcu‘nun öldürülmesi olayı da yapılan resmi açıklamalar ve basın üzerinden “Katiller, İran’dan geldi” kışkırtmasıyla bu doğrultuda kullanılmak istendi. Bu açıklamaların doğru olmadığı anlaşıldı. Şimdi, Türkiye’nin Suriye’de kullanıldığı gibi İran’a yönelik saldırıda da kullanılması, kendi sonunu getirir. Bu yüzden, özellikle AKP’ye oy veren vatandaşlara büyük sorumluluk düşmektedir!

 

 Arslan BULUT

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | “İslam içi çatışma stratejisi” için yorumlar kapalı
Ağu 28

HANGİSİ SARI, HANGİSİ KIRMIZI

HANGİSİ SARI, HANGİSİ KIRMIZI


Bektaşi iki öküzüyle tarlasını sürermiş; kırmızı öküz az yem yiyip, çok çalışırmış; sarı öküz lanet mi lanetmiş. Hem çok yermiş, hem tembelmiş. Bir gün öfkelenmiş Bektaşi:

-Ey Allahım! demiş, şu sarı öküzün canını al da kurtulayım…

Baba Erenler ertesi sabah ahıra girince ne görsün! Kırmızı öküz sizlere ömür, sarı lanet capacanlı… Dışardan bir çocuk çağırmış Bektaşi, öküzleri göstermiş:

-Ulan, demiş; bunların hangisi sarı, hangisi kırmızı? Çocuk göstermiş:

-Bu sarı, bu kırmızı! Bektaşi gözlerini göğe çevirmiş:

-İmanım, demiş; bacak kadar çocuk renkleri biliyor da, sen ayıramıyor musun?

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , | HANGİSİ SARI, HANGİSİ KIRMIZI için yorumlar kapalı
Ağu 27

UNİCEF “OKUTAN MODELİ”

UNİCEF “OKUTAN MODELİ”

44 yaşındasınız. Evlisiniz. Üç çocuğunuz var. Maaşınız 2 bin 500 lira. Piyango vurdu… 100 bin dolar çıktı.Ne yaparsınız?
2 bin 500 lira maaştan yemeyip içmeyip ayda bin lira biriktirseniz, bu paraya anca 20 sene sonra sahip olabilirsiniz, 20 sene… Ama dedim ya, piyango vurdu, şak diye 100 bin dolar çıktı, ne yaparsınız?
Nuri Okutan…
Sakarya valisiydi.
Valiler genellikle “nasıl yaparım da altıma bir tane daha mercedes makam otomobili çekerim” diye kafa yorarken, bu vali “nasıl yaparım da bir çocuğun daha okumasını sağlayabilirim” diye kafa yoruyordu.
Soyadı üstündeydi. Okutan’dı.
Sakarya’dan önce Siirt valisiydi. Kalıpları kırdı, sıra dışı yöntemlere başvurdu, özellikle kız çocuklarının okumasını teşvik eden muhtarları protokole aldı, onore etti, yöresel gerçekleri kullandı, kızını okula gönderen babalara altın hediye etti, yeni yeni makam otomobilleri alacağına, valiliğe ait iki mercedes, iki mazda ve bir cherokee cipi sattı, eğitim için harcadı, bölgenin tarihinde görülmemiş sayıda kız çocuğunun okula başlamasını sağladı.
Siirt’ten Sakarya’ya geldi, okul öncesi eğitim oranı yüzde 7’ydi, yüzde 90’a çıkardı! Gelişme hızında Türkiye şampiyonu yaptı. Valiliğin maddi manevi tüm imkanlarını dar gelirli ailelerin çocukları için kullandı, okuma kültürünün yaygınlaşması için kampanyalar yaptı, Sakarya kütüphanelerindeki kitap sayısını 1 milyon 800 bine çıkardı.
Bu müthiş kişisel çaba ve kişisel başarı, Vehbi Koç Vakfı’nın dikkatini çekti. Vehbi Koç Vakfı ödülü, 100 bin dolarlık para ödülüyle birlikte, kız çocuklarının eğitimine katkılarından ötürü Nuri Okutan’a verildi.
Anasının ak sütü gibi helal paraydı, son kuruşuna kadar güle güle harcasın diye verildi.
Ne yaptı Okutan?
Kendisine verilen bu parayı, kendi ailesi için kullanmadı, kendi çocukları için kullanmadı, tek kuruşuna bile dokunmadı, memleketin tüm çocuklarına katkısı olsun diye, okul yaptırmak için bağışladı.
Sakarya Camili Mahallesi’ndeki inşaatı derhal başlattı. Pek çok firma benim de tuzum bulunsun dedi, ücretsiz mal verdi. Vehbi Koç Vakfı bu onurlu tavrı daha da desteklemek için 50 bin dolar daha gönderdi. 100 öğrenci kapasiteli okula “Fatmana Anaokulu” adı verildi.
Isparta Eğirdir’de yaşayan Fatmana, Nuri Okutan’ın anacığıydı. Oğlunun ödül aldığını duyunca “bilirim ben, benim oğlan o parayı çocuklara harcar” demişti. Haklıydı.
İnşaat bir sene sürdü. Maalesef, Fatmana’nın ömrü vefa etmedi. Tamamlanmasına bir ay kala rahmetli oldu. Ama eminiz ki, bu evladı yetiştiren mübarek ana, okulun açılışını cennetten gülümseyerek seyretti.
Sakarya’dan sonra Trabzon ve Şanlıurfa valiliği yapan, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu UNICEF’in uluslararası raporunda “örnek model” olarak gösterilen, eğitime katkı açısından UNICEF literatürüne “Nuri Okutan Modeli” olarak geçen Nuri Okutan… Akp’nin yandaş valilerine yer açılması için 2011’de kızağa çekildi. Kariyerinin zirvesinde, gelmiş geçmiş en başarılı, en namuslu valilerden biriydi ama, adeta sihirli bir el tarafından defterden silindi.
Vatandaşa “gavat” diyeni vali yaptılar, 25 şehit morgta yatarken poz vererek sucuk hediye edeni vali yaptılar, TC’yi kaldırtanları vali yaptılar, Öcalan’ı takdir ediyorum diyeni vali yaptılar, 10’uncu Yıl Marşı yerine akpnin seçim şarkısını çaldırtanı vali yaptılar, ilkokulları denetlerken tahtaya Türkçe yerine Arapça yazı yazanları vali yaptılar. Nuri Okutan’ı bir daha asla vali yapmadılar.
Bu yazı böyle gidiyor. 
Not:Sayın Vali Nuri Okutan MHP’nin en son ihraç ettiği Milletvekili.

 

Alıntı: Yılmaz ÖZDİL

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , | UNİCEF “OKUTAN MODELİ” için yorumlar kapalı
Ağu 26

Başöğretmen Atatürk

       Başöğretmen Atatürk                                                                                                                                      

       Atatürk öğretmenlik mesleğine çok büyük önem vermiştir.

      “Memleketimizi, toplumumuzu gerçek hedefe, mutluluğa ulaştırmak için iki orduya ihtiyaç vardır: Bunlardan biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, ikincisi milletin istikbalini yoğuran kültür ordusudur.

      Bu iki ordunun her ikisi de kıymetlidir, yücedir, verimlidir, saygıdeğerdir. Bu iki ordunun ikisi de hayatidir. Yalnız siz kültür ordusu mensupları, sizlere bağlı olduğunuz ordunun kıymet ve kutsiyetini anlatmak için şunu söyleyeyim ki sizler ölen ve öldüren birinci orduya niçin öldürüp, niçin öldüğünü öğreten bir ordunun fertlerisiniz.

       Bir millet kültür ordusuna malik olmadıkça muharebe meydanında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin o zaferlerin sürekli neticeler vermesi ancak kültür ordusunun varlığına bağlıdır. Bu ikinci ordu olmadan  birinci ordunun verimli sonuçları kaybolur.”

 

Alıntı: Agah Oktay GÜNER

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , | Başöğretmen Atatürk için yorumlar kapalı