Eki 25

Türkiye’nin geleceğini karatmak

Türkiye’nin geleceğini karatmak
www.kenansahbaz.com

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM’de yaptığı konuşma “Meydan okudu, BM’yi titretti” başlıklarıyla basında yer aldı.
Ancak satır arasında bizi en çok ilgilendiren konu hiç şüphesiz Suriyeliler meselesiydi. Çünkü vatandaşlar bu konuda epey şikayetçi. Cumhurbaşkanı konuşmasında vatandaşlıkla ilgili, “Mülteciler için harcamamız 12 milyar doları aşmış durumdayız. Tüm dünyadan aldığımız toplam destek sadece 512 milyon dolardır. Sığınmacıları kamp hayatına mahkum etmek istemiyoruz. Çadır kentlerde bu süreci devam ettirmek istemiyoruz. 3 milyonun içerisinden 300 bini çadır kentlerde misafir edilirken diğerleri de evlerde kalmaktadır. Kendi ayakları üzerine durabilmelerini sağlamak için çalışmalarına izin veriyoruz ve vatandaşlık süreçlerini de başlatmış vaziyetteyiz” ifadelerini kullandı.
Bu sözlerden, İstanbul’da sayıları neredeyse Türklere yaklaşan Suriyeli Kürtler ve Arapların vatandaşlık kararı sonrasında daha da artacağı anlaşılıyor.
Demek ki bugüne kadar gördüklerimiz buzdağının sadece bir bölümüydü…

Mültecileri almaya devam edeceğiz
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ise TRT Haber’e dün yaptığı açıklamalarda çarpıcı veriler paylaştı. Okul çağında olan 700 bine yakın Suriyeli çocuğun okullara yerleştirilme çalışmalarının tüm hızıyla sürdüğünü belirten Kalın, “Türkiye kamuoyunda da zaman zaman ‘Ne oluyor. Zaten bu kadar yardım yapıyoruz. Bir de vatandaşlık vereceğiz. Acaba bizim elimizdeki birtakım imkanlar mı alınacak?’ gibi bazı sorular soruluyor. Anadolu toprakları tarih boyunca hep bu tür mazlumlara kapılarını ve gönlünü açmış bir coğrafyadır. Bugüne kadar Türkiye, bundan hiçbir zaman kaybetmedi, kazandı” ifadelerini kullandı.
Bu sözlerden anlaşılıyor ki vatandaşlık süreci artık tüm hatlarıyla, detaylarıyla başlamış durumda.
Suriyelilerle ilgili asayiş problemi önlemeyecek bir şekilde artar, zengin Suriyeliler emlak piyasasını darma duman ederken, Kilis gibi illerimizde Türk nüfusu azınlık haline gelirken, vatandaşlık sürecinin başlatılmasının mantıklı bir izahını yapamıyoruz.
Göz göre göre Türkiye’nin kurucu demografik yapısı değiştiriliyor, Türklük el birliğiyle geri plana itiliyor.
Suriyelilerin sadece İstanbul’daki varlıkları birçok iş kolunda ciddi sorunlara yol açmış durumda. Çoğu patron, pahalı olduğu için Türk işçileri çalıştırmamaya başladı.
Gayriresmi rakamlarla 5 milyona yaklaşan Suriyelilere vatandaşlık vermek, Türkiye’nin geleceğini karartmaktır.
Hem de göz göre göre!

Kaynak: Geleceğimizi karartmayın! – Batuhan ÇOLAK

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | Türkiye’nin geleceğini karatmak için yorumlar kapalı
Eki 24

Atsız’dan

Atsız’dan                                                                                                                                                                                                                                                                   www.kenansahbaz.com

» İki millet arasındaki gerginlik ikisi arasında kalmıyorsa bunun sebebi, o ikisi arasındaki savaş sonunda doğacak durumun şu veya bu milletleri de başka açılardan ilgilendirecek nitelik taşımasıdır.
» İktisadi doktrinler çabuk değişir, değişmeyen prensipler, milliyetçilik prensipleridir.
» İlim ve hakikat, siyasetin oyuncağı olamaz.
»İlk düşüneceğimiz şey: Türkiye’de Türk Kültürü’nü hakim kılmak, yabancı tesirleri silkip atmaktır.
» İnsanları insan yapan, büyük bir düşüncenin ardından koşmalarıdır. İnsan, şeref için ve muhteşem saydığı bir gaye için ölmesini bilen yaratıktır.
» İnsan meziyet sahibi olmaya mecburdur.
» İstek ve inanç, her güçlüğü devirir.
»Kendimize dönelim. Ahlak, edebiyat, musiki, giyim, zevk, yemek, eğlence, hukuk, aile, adet, anane ve her şeyde milli olalım.
» Kıbrıs davası er-geç bir çözüm yoluna girecektir. Nasıl gireceğini bilemiyoruz. Çünkü bizim için Kıbrıs davasının çözümü, ancak Kıbrıs’ın Türkiye’ye katılmasıyla mümkündür. Bugün bu kadarı olamayacaktır ama, Türkçülük ülküsüyle yetişen bir gençlik var ki, onlar yarın bu ülküyü gerçekleştirirler.
» Kızılelma, Türk milletinin manevi besinidir. Açlar yiyecek bulamadıkları zaman nasıl faydasız, zararlı, hatta zehirli nesneleri yerlerse; Türk milleti de “Kızılelma” kendis!ine yasak edildiği için marksizm ve kozmopolitizm gibi zararlı ve zehirli fikirlere el uzatıyor.
» Kızılelma ülküsüne “tehlikeli maceracılık” diyenler, bugünkü Araplar ile Yahudiler’e bakıp düşünmelidirler. Hele Yahudiler 2000 yıl önce kaybettikleri vatanlarını yeniden ele geçirmek ve yalnız kitaplarda kalmış olan İbrani dilini diriltip bir konuşma dili haline getirmek uğrundaki çalışmaları ile dünyaya örnek olmuşlardır.
» Kızılelma ülküsünün gerisinde savaşlar ve büyük sıkıntılar görüp de korkanlar bulunabilir. Kendi rahatı ve keyfi kaçmasın diye insanlık davası (!) güdenler, ülküyü inkar edenler her zaman, her yerde çıkabilir. Fakat bir milletin içinde büyük bir çoğunluk milli ülküye inandıktan sonra, geri kalanlar da ister istemez bu milli akıntıya uymaya mecburdurlar.
»Maddileşmiş bir insan vatan için ölür mü? Bencil bir insan muhtaçlara yardım eder mi? Milletine inanmayan bir adam yabancı ile işbirliği yapmaz mı? Erdemi gülünç bulan birisi çalıp çırpmaz mı?
» Milattan önceki yüzyıllarda Hunlar, çocuklarını, topluma faydalı olabilecek bir terbiye ile yetiştirirlerdi. Topluma faydası dokunmayacak kadar yaşlanmış olanlar ise intihar ederlerdi.
» Milletimiz ne fedakarlıkta, ne milletseverlikte, ne yaratıcılıkta ve ne de müminlikte hiçbir milletten geri değil ve hatta ileridir.
» Milleti yapan unsurlardan biri de din olduğuna göre, Türkler‘in dini üzerinde de durmaya mecburuz. Hiç şüphe yok ki, Türkler‘in dini müslümanlıktır. Eski dinimiz olan Şamanlık’dan da bazı unsurlar alarak birTürk müslümanlığı haline gelen bu din, on yüzyıldan beri bizim milli dinimiz olmuştur.
» Milletleri millet yapan, uğrunda ölecekleri yüksek ülkülere bağlanmış olmalarıdır.
» Milletler fedakar fertlerin çokluğu nisbetinde yükselir.
Milletler, ölebildikleri kadar yaşama hakkına sahiptir.

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , | Atsız’dan için yorumlar kapalı
Eki 23

İhanet cephanesinde değişen bir şey yok!

İhanet cephanesinde değişen bir şey yok!                                                                                                                                                                                                 www.kenansahbaz.com

Sene 1920…

AKP’lilerin adına vakıf kurup “iade-i itibar” verdiği Mustafa Sabri Efendi başkanlığındaki (Başkan Yardımcısı da İskilipli Mehmed Atıf Efendi’ydi) Cemiyet-i Müderrisin bildirisi:

“Yunan ordusu halifenin ordusu sayılır. Hiç de zararlı bir topluluk değildir. Asıl kafası koparılacak mahlûkat Ankara’dadır..”.

***

Sene 2016…

AKP’lilerin en itibar ettiği “akıl hocası Kadir Mısıroğlu’nun“nın hezeyanı:

“Keşke Yunan ordusu galip gelseydi… Ne hilafet yıkılırdı… Ne şeriat yıkılırdı… Ne Hocalar asılırdı… Ne medreseler kapatılırdı… Ne şer’i mahkemeler kapatılırdı…

Hepsi aynı kafa yapısına sahip AKP Milletvekili bu Cumhuriyet’de Milletvekili olmuş ama bu ifadeyi kullanıyor. “Cumhuriyetin kuruluş felsefesine karşıyım”

İhanet cephesinde değişen bir şey yok!

 

Kaynak: Kişiye özel “Yenikapı ruhu” – Selcan TAŞÇI

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , | İhanet cephanesinde değişen bir şey yok! için yorumlar kapalı
Eki 22

DÜŞÜNCELERİM

DÜŞÜNCELERİM                                                                                                                                                                                                                                                 www.kenansahbaz.com

 

Dağların zirvesinde bir kardelen çiçeği

Göklerinde bir zümrütten güvercin

Ve engin denizler üzerinde uçuşan

Martılardan daha özgür düşüncelerim

 

Bir bahar mevsiminde al al gelincik

Yayla pınarlarında dupduru su

Gönül tezgâhında dokudu ellerim

Halısında, kiliminde

İlmek, ilmek

Desen, desen

Dikensiz güldür düşüncelerim

 

Zihinlerin ufkunda bir güneş doğar

Umutlar, geleceğe yol bulan altından köprü

Bebeklerin yüzünde nurlu gülücüklerim

Bir su sesi kadar ahenkli ve hoş

Saf, ana dildir düşüncelerim

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , , | DÜŞÜNCELERİM için yorumlar kapalı
Eki 21

YORUMSUZ

YORUMSUZ

Lozan’ı İşaret Edip, Sevr’i Yaşatanlar!

www.kenansahbaz.com

 

“Türkiye’de Türkiyelilik bilincini yakalamalıyız. Bunu bir de Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı bilinci ile zenginleştirmeliyiz.”

“Kimse bizim karşımıza Kürtlükle çıkmasın. Türklükle çıkmasın. Biz her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına almış bir iktidarız.”

“Türban için ulema karar versin.”

“Gazetenin bir tanesi yazmış  ‘Türkiye Türkler’in’ diye. Ahlaksız bu, hayasız… Eğer bunun derseniz, Türkiye’yi 30″a bölersiniz.”

“Ölmek bu işin fıtratında var.”

“Askerlik yan gelip yatma yeri değildir.”

“İki tane ayyaşın yaptığı yasa muteber oluyor da dinin emrettiği bir yasa sizin için neden reddedilmesi gerekiyor.”

“Hani Mustafa Kemal demir ağlara düşkündü, biz ördük biz.”

“Ne var ki vatana hasret, dosta hasret şekilde tam 13 yıl önce bugün bir 16 Kasım’da gurbette hayata veda etti. Ahmet Kaya’yı Diyarbakır’ın Malatya’nın evladını, Türkiye’nin sesini, sevgili dostum Ahmet Kaya’yı rahmetle yad ediyorum.”

“Türkiye artık eski Türkiye değil, yeni Türkiye.”

“Andımız uygulaması 1933’te başladı. Metin yazarı tartışmalı bir isim olan doktor Reşit Galip’ti. Galip Türkçe ezan zulmünün de yazarlarındandı. Her sabah Türküm demekle Türk olunmaz.”

“Suriyeli kardeşlerimize vatandaşlık vereceğiz, vermeye de başladık.”

“Ne istediler de vermedik.”

“Irak’ta savaşan kahraman erkek ve kadın Amerikan askerlerinin olabilecek en az kayıpla evlerine dönmeleri için dua ediyorum.”

“Kuzey Irak Kürdistan Bölgesi’ndeki değerli kardeşlerimizi muhabbetle selamlıyorum.”

“Bazı evlerde kızlı-erkekli öğrenciler kalıyor. Konuyla ilgili komşu ihbarları var. Biz bu ihbarları bir kenara atamayız.”

Ve son olarak  “Birileri zafer diye yutturmaya çalıştı. Bağırsan sesinin duyulacağı adaları biz Lozan’da verdik, Zafer bu mu?”

***

Sevr’de en büyük istek Türkiye’den Türklüğü silmek, Emperyalist mandaları dayatmaktı.

Sonrasında Kürdistan ve Ermenistan olarak bölünme ve işgal geliyordu.

Suriye Fransızlara, bugün birilerinin “Kürdistan” dediği Türkmen toprakları ve petrol havzaları ise İngilizlere terk edilecekti.

Eğer başarılı olsalardı, onlarca etnik yapıdan oluşan, millet olmayı başaramamış, kendilerine göre uyguladıkları dinle, uyutulan bir toplum oluşturacaklardı (tıpkı FETÖ’cü darbe ile yapmak istedikleri gibi.)

Bu sırada Sevr’i imzalayıp hala tahtında oturabilenler, Anadolu’da bağımsızlık ateşini yakanlara “idam” kararı çıkartmakla meşguldü. Ateş tüm yurdu sarmış, Türkler büyük bir ışıltıyla tarihlerinin belki de en zor zaferine yürüyorlardı. İşte bu ateş Sevr’i de, imzalayanlarını da yakacaktı.

Sevr’i dayatanların sözde İslam görünümlü yerli işbirlikçileri İngiliz gemileriyle memleketten kaçarken, Anadolu’nun yiğit evlatları Lozan’da bağımsızlıklarını duyuruyorlardı.

***

Tüm bunları görünce insan düşünmeden edemiyor…

Lozan’a laf atanlar neden Sevr’i imzalayanlara tek kelam etmezler!

 

Kaynak: Lozan’ı İşaret Edip, Sevr’i Yaşatanlar! – Batuhan ÇOLAK

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , | YORUMSUZ için yorumlar kapalı
Eki 20

Temiz Sürücü

Temiz Sürücü                                                                                                                                                                                                                                                               www.kenansahbaz.com 

Trafik memurları bir gün, trafik kontrolü yapıyorlarmış. Karşıdan gelen Temel ile Fadime’ yi gören komiser, hemen arabayı durdurmuş. İkisini de emniyet kemeri takmış olarak görünce:
-Beyefendi bugün yaptığımız kontrolde tek emniyet kemerini takan çift sizsiniz, bu yüzden size 500 Türk Lirası ödül veriyoruz. Ama merak ettik, bu parayla ne yapacaksınız? Temel sevinçle cevap vermiş
-Ne mi yapacağum. Hemen gidip kendime bir ehliyet alacağum demiş. Polis :
-Ne ne ehliyetiniz yok mu, demiş komiser. Fadime olayı toparlamak için:
-Kusura bakmayın memur bey, temel içince ne dediğini bilmez, der. Komiser daha da şaşkınlıkla:
-Ne bir de içkili misiniz, diye bağırır. Arkadan yaşlı adam öne atılır ve :
-Ben demuş idum çalıntı arabayla yola çıkmayalum başumuza bi iş gelir diye. Komiser neye uğradığını şaşırmışken, bagajdan atlayan İdris de koşa koşa gelerek.
– Ne oldi,geçtuk mi sınırı daaa 🙂

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , | Temiz Sürücü için yorumlar kapalı
Eki 19

YAĞIZ PARS VE SAĞLIKTAKİ CEVHER

YAĞIZ PARS VE SAĞLIKTAKİ CEVHER

www.kenansahbaz.com

Bu gün Yeniçağ Gazetesi yazarı Ahmet Takan’ın bir yazısını paylaşmak istiyorum.

Beynime kazındı!.. Bir yaşındaki Yağız Pars’ın komutan amcasının kucağında  kahraman babası şehit Yüzbaşı Özgür Özekin’i  son yolculuğuna uğurlayış fotoğrafları…

Yağız Pars, büyüyecek, delikanlı olacak,her Türk gibi asker olacak…Sormayacak mı; “Rahmetli babamı ağır yaralı halde  niye 2 gün Hakkari’de beklettiniz?”..   “Uçağa koyup anında getirebileceğiniz, tedavi edip kurtarabileceğiniz tam teşekküllü bir askeri hastane yok muydu o günlerde?” diye… Ne cevap vereceksiniz?.. Sağlık Bakanı Akdağ’ın yandaş kanallara çıkıp paçayı kurtarmak için söylediklerini arşivden  bulup tekrarlayıp Yağız Pars’ı kandırmaya  mı çalışacaksınız?..

Akıl tutulması değil bunun adı. İdrak yolları kanseri!…

Uzun yıllar GATA komutanlığı yapan Prof. Dr. Ömer Şarlak ile sohbet ettim. Şarlak, hayretler içinde,

“120 yıllık bir deneyimi kaldırmaya çalışıyoruz. Amerikalılara söyleseniz 1802 yılında kurulan West Point’i kaldırırlar mı? Dünya yıkılsa kaldırmazlar. Biz nasıl bu vefasızlığı, birikmiş bilgiye saygısızlık yapıyoruz… Olabilir mi böyle bir şey?” diyor. “Sonuçta Genelkurmay da sahip çıkmadı Gülhane’yi kolayca devretti” diye derin hayal kırıklığını dillendiren Şarlak ile sohbetimizi aktarıyorum;

* Genelkurmay niye sahip çıkmadı?

” İnanın yalnız Türkiye’de değil dünyanın pek çok ülkesine göre Gülhane gibi bir sağlık kuruluşu bir cevherdir. Nerede bulacaksınız, diş hekimliği merkezi, eczacılık merkezi olan, nükleer biyolojik, kimyasal savaş merkezi olan, harp cerrahisi merkezi olan, yüksek lisans yaptıracak enstitüsü olan, tıp fakültesi olan, tıp eğitimi veren, Türkiye’deki tıp fakültelerinde en iyilerden biri, ilk 5’e giren, nasıl vazgeçersiniz böyle bir cevherden? İnanılmaz bir şey. Sağlık Bakanlığı da bu mücevherin farkında, elinden çıkarmamak için ;’Biz Türkiye’ye bakıyoruz, Silahlı Kuvvetlere mi bakamayacağız’ gibi iddiaları var.”

 

Kaynak: Eski GATA Komutanı Hulusi Akar’a sitem etti!.. – Ahmet TAKAN

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , | YAĞIZ PARS VE SAĞLIKTAKİ CEVHER için yorumlar kapalı
Eki 18

Devletin asıl görevi

Devletin asıl görevi                                                                                                                                                                                                                                                     www.kenansahbaz.com

Binbaşı Mustafa Kemal, 1908 yılında İttihat Terakki Kongresi’ndeki konuşmasında “Ordu, muhakkak ve derhal siyasetten çekilmelidir. Aksi takdirde, bir kudret olmak vasfını kaybedecektir. Bu ise memleket için bir felaket olacaktır” demiştir.

Mustafa Kemal’in belirttiği gibi koca devlet, askerin siyasete bulaşıp iç disiplinini kaybetmesi üzerine, Balkan Savaşı’nda yenilerek darmadağın olmuştur!

Ordu siyasetten çekildiği gibi dinde siyasetten çekilmelidir. Bu günkü yaşananlar da dini siyasetin  kullanmasından kaynaklanmaktadır

Asıl olan devletin temel amaç ve görevleridir. Bu da Anayasa’nın beşinci maddesinde belirtilmiştir ve Cumhuriyetin bütün kurum ve kuruluşları, vatandaşları buna uymak zorundadır. “Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır..”

Kaynak: Devletin temel amaç ve görevi! – Arslan BULUT

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , | Devletin asıl görevi için yorumlar kapalı
Eki 17

Acizlik mi, gaflet mi, ihanet mi?

Acizlik mi, gaflet mi, ihanet mi?

www.kenansahbaz.com

Yeniçağ Gazetesi yazarı Kenan Akın da Ege’deki 16 adayı yazdı. AKP’den hala ses yok

Her ne kadar, Süleyman Şah Türbesi gelişmeleriyle “Yunanistan’ın işgal ettiği Adalar” sorunu yeniden gündeme getirilmişse de iktidar tarafından yine örtbas edilmiş bulunuyor.

Zaten, 2004’ten beri Ege Denizi’nde Türkiye aleyhine gelişen bu olaya, AKP iktidarı, uzun süre “AB’ye giriş kampanyaları” nedeniyle sessiz kalarak, işgal edilen ada sayısının zamanla 16’ya yükseldiği biliniyor

AKP iktidarı, 16 adanın gündeme girmesini hiç arzu etmiyor.

MHP ve CHP muhalefetinin yaptığı girişimleri her seferinde kısa sürede kesintiye uğruyor.

Adaların işgalini Milli Savunma Bakanlığı “eski” Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım “resmen” duyuruyor.

04 Eylül 2013 tarihinde, dönemin Yunanistan Kara Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Tselios ve Savunma Bakan Yardımcısı Davakis, hiçbir engelle karşılaşmadan, Kalolimnoz Adası’na helikopter ile gelmiş Yunan askerlerini ziyaret etmiştir. Konu, 09 Ağustos 2014 tarihinde yazılı ve görsel basına yansımasına rağmen, ne AKP hükümeti ne de Genelkurmay Başkanlığı, bu konunun hesabını verememiştir.

Türk Dışişleri Bakanlığı’nın, 2013 yılında Kalolimnoz Adasına yapılan ziyaret için, ‘Yunanistan’a nota vermemesi’ ve Yunan Savunma Bakanı Kammenos’u 30 Ocak 2015 Cuma günü Kardak bölgesine getiren helikopter için, ‘hava sahamız ihlal edilmedi’ açıklamasını yapması, son derece kaygı vericidir.” 

Ümit Yalım’ın, dehşet verici açıklamalarını sütunlarımıza da aktarmamız gerekiyor;

“Girit Adası’nın etrafında, Türkiye Cumhuriyeti’ne ait Gavdos, Dhia, Dionisades, Gaidhouronisi ve Koufonisi Adaları Yunan işgali altında.

Adalarımızda Yunan bayrağı dalgalanıyor ancak Türk bayrağı dalgalanmıyor.

AKP Hükümeti Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, işgalin önlenmesi için hükümet direktifi vermemiştir.”

Rumların yanı sıra güçlü bir ihtimalle, FETÖ tehdidi altında bulunan Kıbrıs’ın burukluğu içinde, başta en büyük sorumlu AKP olmak üzere, bütün siyasi partileri ve özellikle bu adanın da tamamen Yunanlılara bırakılmasına karşı mücadeleye etmek de her Türk için bir görevdir 

 

Kaynak: İşgal altındaki 16 adanın yanı sıra Kıbrıs’ta da FETÖ parmağı mı va – Kenan AKIN

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , | Acizlik mi, gaflet mi, ihanet mi? için yorumlar kapalı
Eki 16

İmamı Azam’dan Devlet Adamlarına Öğütler.. 1

İmamı Azam’dan Devlet Adamlarına Öğütler.. 1

www.kenansahbaz.com

 

Saltanat ve İdarenin Önemi

Ey sultan! Şunu biliniz ki, insanın kalbinde marifet ve itikattan her ne varsa imanın aslından elde edilmektedir. İnsanın yedi azasında itaat ve adalet çeşidinden meydana gelen her şey, imanın dalları yani meyveleridir. Soluk ve cansız olan dallar imanın zayıflığına işarettir. Böyle zayıf bir iman, ölüm anında kalpte sabit kalmaz. Unutmayınız ki, bedenin ameli kalpteki imanın belirtisidir. Haramlardan sakınmak, farzları eda etmek iman ağacının dallarıdır. Bunlar da iki kısımdır:

1-  Namaz kılmak, oruç tutmak, haccetmek, zekat vermek; içki içmekten, haram yemekten sakınmak gibi, kişi ile Rabbi arasında olan işler.

2- Adalete riâyet etmek, zulmü önlemek gibi, kişi ile diğer insanlar arasında olan işler.

İnsanlarla muamelelerinizde daima kendinizi bir vatandaş, diğerinin de sultan olduğunu düşünerek hareket

etmelisiniz.

Allah (c.c) ile sizin aranızda yapmaya mecbur olduğunuz asıl şey; emirlerine itaat ve yasaklarından sakın-manızdır.

Siz güvendiğiniz bir hizmetçinizde neleri ararsınız? O zaman Rabbinize karşı görevlerinizi unutmayınız.

İnsanlarla muamelelerinizde daima kendinizi bir vatandaş, diğerinin de sultan olduğunu düşünerek hareket ediniz.

Şunu biliniz ki, sizinle Allah (c.c) arasında olan şeylerin affedilmesi mümkündür. İnsanlara zulüm olan işlere gelince, Allah (c.c) onun hakkını kıyamete kadar sizden kaldırmaz. Bunun tehlikesi çok büyüktür. Adaletli ve insaflı sultanlardan başkası bu büyük tehlikeden emin olamaz. Adaletin ve insafın kıymeti o zaman bilinir.

Unutma! Adalet ve insaf, iman ağacının dalları ve meyveleridir.

Ey sultan! Önce, insanları idare etmenin kıymetini biliniz; onun tehlikelerini de öğreniniz. Çünkü liderlik büyük bir nimettir. Eğer onu hakkıyla yerine getirirseniz, kendisinden sonra başka mutluluk düşünülemeyen bir saadete ulaşırsınız. Şayet onun hakkını yerine getirmeyip zulümden geri durmazsanız, kendisinden sonra ancak kafirliğin olabileceği bir bedbahtlığa düşersiniz.

Ey sultan, bil ki; bir sultanın veziri salih, işinde yeterli ve adil olunca, sultanın ünü yayılır, kıymeti yükselir. Çünkü hiçbir devlet başkanı, yardımcısı olmadan zamana hükmetmesi ve saltanatını sevk ve idare etmesi mümkün değildir. Bu işi tek başına yapmaya kalkışanın şüphesiz ayağı kayacaktır.

 

Kaynak: http://unitedamericanmuslim.org/yoneticilere_altin_ogutler.php#Birinci_Esas

 

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , , | İmamı Azam’dan Devlet Adamlarına Öğütler.. 1 için yorumlar kapalı