Ara 30

Yılbaşında Hindi Kesmek!

1086_n
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
YILBAŞINDA HİNDİ KESMEK!
 
Rivayet edilmektedir ki; Amerika’nın keşfinde bulunan hindi, Avrupa’da zamanın Hristiyan liderine hediye olarak götürülür. Bunun üzerine Papa hindiyi görünce ve ilk defa gördüğü hindiye bakarak: “Ne tür bir hayvan bu böyle, aynı Türkler gibi kırmızı suratlı, kabararak yürüyor, bunun adı Türk (Turkey) olsun.’’ der ve Hristiyanlar’ın inanışlarınca her yıl başında Hz. İsa’ya bir Müslüman-Türk kurban etmek borç bilinirdi. Bunun üzerine Avrupalı Hiristiyanlar her yılbaşında bir Türk kurban etmek isterler. Türk (Turkey) adını verdikleri, Türklere benzettikleri ve de isimleri ne gariptir ki Turkey (hindi) olan bu hayvanı keserler, kesmektedirler…
 
Ey Türk çocuğu!  Gelenek, görenek ve törelerini bil ona göre yaşa, geleceğini ona göre düzenle…
Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , , , | Yılbaşında Hindi Kesmek! için yorumlar kapalı
Ara 29

1916 “Sykes- Pikot Taksim Projesi”

21916 “Sykes- Pikot Taksim Projesi”
 
1916’da “İtilaflar” zümresinde harbe giren italya, müttefiklerinden aynı sene “Antalya ve çevresinnin kendisine verilmesini “ istedi. Antalya ve çevresini İtalya’ya veren ingiltere ile Fransa, gizlice Anadolu’yu  da kendi aralarında taksim ettiler. Daha sonra, Sevr ile Anadulu’ya verilen şeklin, Osmanlı İmparatorluğu’ndan  ayrılacal olan Arabistan’a verilecek şeklin taslağını teşkil eden ve tarihte “1916 Sykes Pikot Taksim Projesi” ismiyle anılan bu gizli taksim projesine göre;
1-Kafkasya’dan Kilikya’ya (=Çukurova Bölgesi) kadar uzanan yerlerde bri “Ermenistan” kuruluyordu.
2-Arabistan, Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılacak, bir “Arap Devleti” kurulacaktı. Kırallığına da galiba (Osmanlıya isyan eden K.Ş.) Şerif Hüseyin Paşa (Faysal ve Ürdün Emiri Abdullah’ın babaları) getirilecekti.
3-İsmi geçen “Arap Devleti”nden, Irak, Suriye ve Filistin hariç olacak, Irak ile Filistin, İngiltere’nin; Suriye ile Lübnan Fransanın himayesinde kalacaktı.
4-Bu taksim Rusya’ya  bildirilince, o da bu işe razı olmakla beraber “Boğazlar” üzerindeki isteklerine ilave olarak “Şarki Anadolu’da Trabzon’u, Erzurum ve Van ile çevresini Ermenilere veremeyeceğini, buraları kendisinin almak istediğini” bildirdi. Rusya’nın bu isteğini kabul etmeye mecbur olan İngiltere, Ermeni meselesini bir müddet ağzına alamadı. Kendisine müracaat eden Ermenileri, oyalama siyasetine saparak oyaladı. Meselelerin hallini hadiselerin seyrine bıraktı.
Fakat Irak’ı himayesine almayı kabul eden İngiltere, bu vaziyet karşısında Irak’ta Rusya ile komşu olacaktı. Halbuki Rusya ile sınır olmak, İngiliz siyasetine aykırı idi.  Onun için Rusya ile kendi arasında bir “Ermeni Devleti” veya bir “Kürdistan Devleti” tesis etmeyi düşünmeye başladı. Bu maksadın temini için  Ermeniler’i yaptığı gibi Kürtler’i  de tahrike başladı. Onlara da Diyarbakır, Urfa, ve Musul ile çevresinde bir devlet kurmak için taviz verdi.
İngiltere’nin böyle siyaset değiştirip durduğunu anlayan Fransa, İngiltere’ye müracaat etti. “Madem ki Büyük Ermenistan kurulamamakta, İngilizler de  Ruslar’la hem hudut olmayı istememektedirler, o halde “Büyük Ermenistan”  ve “Kürdistan” tesisinden vazgeçilerek , Suriye’ye ilaveten  Kilikya’dan , güney Suriyeile güney Irak’tan- Musul dahil- Bitlis ile Van’ın doğusunda bir koridor gibita… İran’a kadar uzanan yerleri bana veriniz,” dedi.  İngiltere buna da “peki” dedi.
Bu kısa açıklamada da anlaşılacağı gibi “Sevr Muahedesi”nin  ve İstiklal Harbimizin ilk tohumu  1916 “Sykes-Pikot Taksim Projesi” ile atılmıştır.
Bu anlaşma ile  1916’da Osmanlı İmparatorluğu’nun toprakları taksim edilmiş oluyordu.
1-Rusya Bozgazlar ile Kuzey Anadolu’yu,
2-Yunanistan, İzmir ve havalisini,
3-İtalya, Antalya ve çevresini,
4-Fransa, Kilikya, Suriye vebahsedilen güneydoğu Anadolu koridorunu
5-İngiltere, Irak ve Filistin’i alıyor,
6-Arabistan ayrı bir devlet olarak kabul ediliyordu.
İngiltere, Fransa ve İtalya Anadulu’da (“Türkiye”, “Ermenistan”, Kürdistan”, “Pontus”, ve “Boğaz Devleti” gibi beş küçük devlet tesis ederken Arabistan’ı da (Irak, Suriye,Lübnan, Filistin, Ürdün, Suud, Hicaz, Yemen, Kuveyt, Hadramut, Umman, vb. gibi) on parçaya ayırıyordu.
Bu İngiltere’nin “parçala, idare et” siyasetinin ta kendisiydi.
(Günümüzdeki olaylara baktığımızda bu projenin halen devam etmekte olduğu apaçık görülmektedir. K.Ş.)
 
Kaynak: Türk Siyasi Tarihi / Tahsin Ünal
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | 1916 “Sykes- Pikot Taksim Projesi” için yorumlar kapalı
Ara 28

Merak Ettim!..

indirMerak Ettim!..
 
* “Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Kafede sigara yakanlar azarlandı ve kafeye ceza kesildi. Fakat bayrak yakan, otobüs yakan, molotofla insan yakan, araba yakan, askeri, polisi, korucuyu kurşunlayan teröristlere ceza verildi mi? Kafede sigara içmek yukarıda saydığım suçlardan daha mı büyük bir suç?” Demişim.. Merak ettim!
 
* “PKK, tamamen şehre indi. Şırnak’ta kurtarılmış mahallelerinde  “otonom”  ilân ediyorlar. Yüzleri kapalı, elleri silâhlı saatlerce tören düzenliyorlar, bildiri okuyorlar, hendek kazıyorlar ve  “ajan”  diye adam öldürüyorlar”.
“Ne validen, ne kaymakamdan, ne emniyet müdüründen, ne TSK yetkililerinden, ne hükûmet üyelerinden bir söz var. Saraya yerleşen zat da alabildiğine suskun. Sessizlik, PKK ile hükûmet arasında bir mutabakatın olduğunu göstermiyor mu? Bu ülkenin her bir taşından, her bir ağacından, her bir hayvanından, her bir insanından devleti yönetenler sorumlu değil mi?!” Demişim..  Merak ettim!
 
* “PKK ne kadarınızı öldürebilir ki… Siz PKK’dan daha fazlasınız!”  Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı AKP Diyarbakır Milletvekili Mehdi Eker’in dediği gibi Gerçekten “PKK ne kadarınızı öldürebilir ki?” Demişim.. Merak ettim!
 
* “PKK’nın kontrolsüz bir örgüt olmadığını örgütü tanıyanlar iyi bilir. PKK, 1 milyon insanı Diyarbakır’da yürütür, bir tek taş dahi attırmayabilir. Ama istese 1 milyon insanı bir seferde de terörize edebilir. Öyle barış sürecinin devam ettiği bir dönemde, birilerinin barış sürecini sıkıntıya sokacak, seyrini değiştirecek bir takım suikastler, faili meçhuller işlemesi örgüt için de kabul edilebilir bir şey değil.” AKP Diyarbakır Milletvekili Salim Ensarioğlu böyle diyor.. Biz de safız ya, gerçekten mi?” Demişim.. Merak ettim!
 
*“Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, bölgede birçok yatırıma engel olunduğunu, halkın tehdit edildiğini, insanların göçe zorlandığını belirterek, ’Diyarbakırlının bunlara karşı çıkması lâzım. Sesimizi yükseltmemiz lâzım, hepimizi öldürecek hâlleri yok. Bütün dükkânları yakacak hâlleri de yok. Eğer biz bugün bunlara karşı susarsak, eğer bugün milletten haraç alma, haraca bağlama teşebbüslerine biz sessiz kalırsak, inanın bunlar bir bir herkese bu zulmü gösterecekler.’dedi.”
Mehdi Eker! Sen bir hükûmet üyesisin. Devlet olarak tedbir almak senin vazifen değil mi? Sen halkı PKK’ya kırdırmak mı istiyorsun?! Demişim.. Merak ettim!
Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , , , , | Merak Ettim!.. için yorumlar kapalı
Ara 27

MEZHEPLER (6)

images (1)   hanbeli_mezhebi_nedir
 
MEZHEPLER (6)
 
AMELDE HAK MEZHEPLER (B)3. Şâfiî mezhebi

Mezhebin kurucusu İmam Şâfiî’dir. Hicri 150 tarihinde (M. 767) Filistin’in Gazze şehrinde doğmuş, 204’te (M. 819) de Mısır’da vefat etmiştir (rh.). İmam Mâlik’ten Hicaz fıkhını, Ebû Hanîfe’nin talebesi olan İmam Muhammed’den de Irak fıkhını öğrendi. Mezhebinin en önemli özelliği, âdeta Hanefî ile Mâlikî fıkhının terkibi/sentezi (birleşimi) niteliğinde olmasıdır. Şâfiî mezhebi genellikle Mısır, Suriye, Irak, Horasan’da yaygındır. Ayrıca Türkiye’nin Doğu ve Güney Doğu bölgelerinde de epeyce mensubu bulunmaktadır.

4. Hanbelî mezhebi

Mezhebin kurucusu İmam Ahmed b. Hanbel’dir (rh.). Hicri 164’te (M. 780) Bağdat’da doğmuş, 204’te (855) de yine Bağdat’ta vefat etmiştir. İmam Ahmed b. Hanbel ibadet ve muamelat konularında iki ayrı usûl benimsedi. İbadetle ilgili hususlarda ayet ve hadislere çok sıkı sarılmakla birlikte, muamelat(3) konularında (günlük hayatın icapları) bir şeyin haram olduğuna dair ayet ve hadislerde açık bir delil yoksa, onun mubah olduğuna hükmederek daha serbest bir anlayış geliştirdi. Mezheb genellikle Hicaz, Filistin, Mısır gibi ülkelerde yaygındır.

Bu dört hak mezhepten başka daha otuza yakın amelde hak mezhebin olduğu bilinmektedir. Ancak bunların bağlıları kalmadığı için kitaplarda sadece isimleri vardır.

 

Kaynak: http://www.mollacami.com/konu/m-e-z-h-e-p-l-e-r-12644.html

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , | MEZHEPLER (6) için yorumlar kapalı
Ara 26

Cebrail (a.s) Yeryüzüne İnecek Mi?

1-Kuranda-Cebrail-as-1728x800_c
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Cebrail (a.s) Yeryüzüne İnecek Mi?
 
Resulullah Hz. Muhammet Mustafa’dan (s.a.v) sonra Hz. Cebrail‘in (a.s.) yeryüzüne inmesiyle alakalı rivayetler mevcuttur. Mesela Ebu’l-Leys Semerkandî  hazretlerinin  Tenbîhü’l-Gâfilîn’ine,Abdüllatîf Harputî’ye ve benzerlerine bakabilir, araştırabilirsiniz. Bununla alakalı bendeki notu aynen naklediyorum. Ancak maalesef iktibas ettiğim kaynağı kaydetmemişim. Şu an da buna ayıracak vaktim yok. Meşgalem hayli fazla. İnşaallah şimdilik bu bilgiler gönüllere, yüreklere rahatlık verir.
***
“Peygamber Efendimiz (s.a.v.); “Cebrâil’e (a.s.) sordum:
– Benden sonra bir daha yeryüzüne inecek misin? Cevaben dedi ki:
– Evet on defa daha ineceğim ve her gelişimde bir şeyi kaldıracağım.
İlk inişimde yeryüzünden bereketi kaldıracağım.
İkinci inişimde insanların kalplerinden merhameti kaldıracağım.
Üçüncü inişimde insanların kalplerinden sevgiyi kaldıracağım.
Dördüncü inişimde hayâyı kaldıracağım.
Beşinci inişimde adâleti kaldıracağım.
Altıncı inişimde fakirlerden sabrı kaldıracağım.
Yedinci inişimde zenginlerden cömertliği kaldıracağım.
Sekizinci inişimde Âlimlerden ameli kaldıracağım.
Dokuzuncu inişimde yeryüzünden Kurân-ı Kerim’i kaldıracağım.
Son inişimde imânı alıp gideceğim.” 
 

Kaynak: http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/1469-ey-cebrail-benden-sonra-yeryuzune-inecek-misin.html

 
Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , , , , | Cebrail (a.s) Yeryüzüne İnecek Mi? için yorumlar kapalı
Ara 25

Güneydoğu’da Mehmetçiğin Can güvenliği

753136Güneydoğu’da Mehmetçiğin Can güvenliği
 
“Güneydoğu illerinde görev yapan emniyet görevlilerinin can güvenliğinin kalmadığı 6-7 Ekim olaylarında Batman’da yaşanan  bir saldırıyla iyice  netleşti. Mahkemeye de yansıyan olaya göre kapıcının verdiği istihbaratla evleri basılan iki jandarma uzman çavuş satırla linç edilmekten son anda kurtuldu. Bölgedeki PKK yandaşlarının ne kadar fütursuzca hareket ettiğini gözler önüne seren saldırı şöyle gelişti:
Tarih 7 Ekim 2014. Kobani bahanesiyle birçok yerde ayaklanma başlatan PKK yandaşları Batman’ı da yakıp yıkıyor… Özellikle şehir merkezinde, Turgut Özal Bulvarı’nda toplanan örgüt yandaşları cadde üzerindeki dükkanları yağmaladı, polisle çatıştı. Yaşanan olaylarda onlarca kişi yaralandı bir kişi de can verdi.
Çatışmaların tüm şiddetiyle sürdüğü 7 Ekim günü akşama doğru eli satırlı bir grup PKK’lı, yakılan bir AVM’nin  hemen yanındaki bir apartmana girdi. Hedeflerinde 3. kattaki bir bekar evi  vardı. O evde oturanlar; Batman’da görev yapan jandarma uzman çavuşlar A. Ş. ve İ. Ö.’den başkası değildi. Uzman çavuşların evde bulunduğu sırada kapı çaldı. Delikten bakan uzman çavuş A .Ş. zili çalanın apartman kapıcısı olduğunu görünce güvenerek kapıyı açtı. Kapı açılır açılmaz kapıcı uzman çavuşa yumruk attı. Neye uğradığını şaşıran A. Ş. geriye çekilince kapıcı ve beraberindeki eli satırlı grup içeriye daldı.
Eli satırlı grubun amacı bir gün önce Diyarbakır’da yaşanan görüntüleri tekrarlamaktı..
Neyse ki uzman çavuşlar olası bir saldırı ihtimaline karşın tetikteydi. Eli satırlı grup içeriye dalınca uzman çavuş İ .Ö. hemen silahına sarıldı ve tavana doğru 2-3 el ateş etti. Silah sesi üzerine panikleyen grup geri çekildi. Bu sırada uzman çavuşlar PKK’lı grubu getiren kapıcıyı tutup yere yatırdı.
Eli satırlı PKK’lılar (TC’nin pi..leri  öleceksiniz!) diyerek yeniden saldırdı. Ancak uzman çavuş İ. Ö. silahını doğrultunca yaklaşamadılar. Bu sırada saldırganlardan uzun boylu ve Suriyeli olduğu söylenilen kişi elindeki satırı uzman çavuşa salladı. Eğilerek saldırıyı savuşturan İ. Ö. silahının kabzasıyla saldırgana vurarak düşürdü. Uzman çavuş kafasına silahını dayayınca, ağlamaya başlayan Suriyeli PKK’lı ” Çocuklarım var “ diyerek yalvardı. Bu sırada uzman çavuşlar 155 Polis İmdat hattını aradı. Ancak her nedense telefon bir türlü açılmadı.
Uzman çavuşlar bu kez tanıdıkları bir polis memurunu cep telefonundan aradı. Nihayet ekip geldi ve uzman çavuşların yakaladığı kapıcı ile Suriyeli PKK’lıyı aldı. Polis merkezinde hem uzman çavuşların hem de PKK yandaşlarının ifadesi alındı. Uzman çavuşlar (Can güvenliğimiz kalmadı. Kapıcıya güvendik başımıza bunlar geldi. Eğer karşı koymasaydık şimdi hayatta değildik!) dedi. Kapıcı ve Suriyeli PKK’lının verdiği ifade ise evlere şenlikti: (Uzman çavuşlar balkondan Türk bayrağı açarak bizi tahrik ettiler!) İki taraf da darp raporu aldı ve birbirinden şikayetçi oldu. Olay tutanağı bir terör saldırısı değil de ’basit’ bir kavga gibi tutuldu.
Vatanı savunmasın diye kışlalara hapis edilen Mehmetçik artık evinden de çıkamaz hale geldi.
İhanet apartmanlara kadar indi!..
Ya sabır Mehmetçik!..Ya sabır!..
Sabrın sonu elbette ki selamettir..
Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/apartmandaki-ihanet-mehmetcigin-sabri-32626yy.htm
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , | Güneydoğu’da Mehmetçiğin Can güvenliği için yorumlar kapalı
Ara 24

Çobanın Hesabı

74057-coban
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Çobanın Hesabı  
 
Bir çiftlik sahibi bir Ağa kış öncesi Kasım ayında tuttuğu çobana yaza kadar gütmesi için 100 koyun teslim eder. Yaz gelince Ağa çobana koyunları sorar:
 -“Çoban bizim yüz koyunu güdebildin mi? Yavruladılar mı? Şimdi kaç koyun oldu.” Çoban:
-“Ağa ne yavrulaması, ne çoğalması, hele bir dur anlatayım” der. Başlar anlatmaya:
“Ağa yağmur yağdı gök çatladı,
 Yetmiş ikisinin ödü patladı.
Önden gitti baş toklu…
Arkasından beş toklu…
Onunu verdim kasaba…
Onunu da, katma hesaba…
Kurt kaptı birisini…
Getirdim birisinin derisini.” Der.
“Bu da yoğurdunuz” diyerek masaya bir çanak bırakır.
Bu açıklamaya fena öfkelenen çiftlik sahibi Ağa masada duran yoğurt çanağını kaptığı gibi çobanın suratına çarpar. Çoban:
-Gördün mü Ağa hesabını doğru veren çobanın yüzü de, alnı da böyle ak çıkar” der , kaçar ve kayıplara karışır.
 
Kaynak: Zülfikar Aksoy – Adana
Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , , , , , | Çobanın Hesabı için yorumlar kapalı
Ara 23

MEZHEPLER (5)

ebu hanife imami azam - 18 vcd       images
 
 
   
MEZHEPLER (5)
 
AMELDE HAK MEZHEPLER (A)
Fıkıhtaki (ibadet ve amele dair olan konularda) ihtilaflar, akaitteki ihtilaflar gibi insanı bid‘at ve dalâlete götürmez. Nitekim fıkhî meselelerde ictihatların farklılığı ümmet için rahmat sayılmıştır. Böylece zaman ve mekânlara göre Müslümanlara genişlik-rahatlık ve kolaylıklar sağlanmıştır.
Amelde hak olan dört mezhep sırasiyle şunlardır:
 
1. Hanefî mezhebi
Mezhebin kurucusu İmam-ı A‘zam Ebû Hanîfe’dir (rh.). Hicri 80 (M. 699) yılında Kufe’de doğmuş, 150’de (M. 767) Bağdat’ta vefat etmiştir. Aslen varlıklı bir aileden gelen İmâm-ı A‘zamhazretleri, ilim öğrenme ve öğretmenin yanında ticaretle de meşgul olmuştur. Ticari hayatı, günlük meseleleri iyi bilmesine, ihtiyaçları yakından tanıyıp problemleri kolay ve isabetli çözmesine yardımcı olmuştur.
İmam-ı Azam Ebû Hanife (rh.) ictihatlarında daima insanların ihtiyaçlarını, dinin inanç ve ameldeki maksadını, temel kriterleri dikkate alarak hareket etmiştir. Mezhebin en önemli özelliği, ayet ve hadislerin hükmü ile aklın yorumu arasında makul bir dengenin oluşudur. Dört ana şer‘î delilin yanında örf ve âdet gibi fer’î delilleri, kamu yararını daima göz önünde bulundurmuş, kişi hak ve hürriyetlerinin korunmasını düstur (ilke) edinmiştir.
Kaynaklarda, İmâm-ı Azam’ın (rh.) dört bine yakın talebesinin olduğu ifade edilir. Bunlardan kırk tanesi ictihad yapabilecek seviyeye gelmiştir. İmam Ebû Yusuf ve İmam Muhammed(İmameyn) rahımehümallah en meşhur iki talebesidir. Ebû Hanîfe (rh.), Ehl-i Irak fıkhının temsilcisidir. Mezhep ekseriyetle Türkiye, Balkanlar, Türkistan, Hindistan, Pakistan’da yaygındır.
 
2. Mâlikî mezhebi
Mezhebin kurucusu İmam Malik’tir (rh.). Hicri 93 (M. 711) yılında Medine’de doğmuş, 179 (M. 795) yılında yine Medîne’de vefat etmiştir. Mezhebin en önemli özelliği, İmam Mâlik’in, o günün ilim merkezi durumunda olan Medine halkının uygulamasına büyük ehemmiyet vermesidir. Ona göre, Medinelilerin ameli, mütevatir sünnet (en kuvvetli sünnet) hükmündedir. Mezheb genellikle Mısır ve Kuzey Afrika’da yaygındır. İmam Mâlik, ehl-i hadis veya ehl-i Hicaz fıkhının temsilcisidir.
 
Kaynak: http://www.mollacami.com/konu/m-e-z-h-e-p-l-e-r-12644.html

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , | MEZHEPLER (5) için yorumlar kapalı
Ara 22

“ŞEHİTLER ÖLMEZ!”

10155188_752251798195885_4601024134687021781_n
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
“ŞEHİTLER ÖLMEZ!”
 
         Tarih, kaydetmemiş başka kahraman
         Kâfire, haine vermez ki aman
         Şimşek olur cihat olduğu zaman 
               Şehitten başkası o anda gülmez
               Der ki Hak Teâlâ; “ŞEHİTLER ÖLMEZ!”
 
         Allah için, vatan için kan verir
         Bir canı var olsa, bin bir can verir
         İnandığı değerlere şan verir
               Şehitten başkası o anda gülmez
               Der ki Hak Teâlâ; “ŞEHİTLER ÖLMEZ!”
 
         Bir yanlışı görse eliyle siler
         Gücü yetmez ise dilliyle siler
         Fitneyi, fesadı yeliyle siler
                Şehitten başkası o anda gülmez
                Der ki Hak Teâlâ; “ŞEHİTLER ÖLMEZ!”
 
          Korkutamaz hiç bir mahluk  onları
         Çıkmaz kıyafeti, yunmaz kanları
         Cennete uçar o ulvi canları
               Şehitten başkası o anda gülmez
               Der ki Hak Teâlâ; “ŞEHİTLER ÖLMEZ!”
 
         Arayan belayı, Mevla’yı bula…
         Şehitlik bu, nasip olmaz her kula
         Şehitliğe Hakk’ı seven  müptela
               Şehitten başkası o anda gülmez
               Der ki Hak Teâlâ; “ŞEHİTLER ÖLMEZ!”
 
              30.10.2007
              Kenan ŞAHBAZ
Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , | “ŞEHİTLER ÖLMEZ!” için yorumlar kapalı
Ara 22

ŞU SİYASİLER!

 
 Siyasiler-Boğaz-Boğaza
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ŞU SİYASİLER!
 
Anadolu dedik bu yurda geldik
İrfanla düşmanın bağrını deldik
Akılla, azimle şevkle yüceldik
         Bilinçli insanlar azmini biler
         Bizi aptal etti şu siyasiler…
 
Hainliği görmez ve de duymazlar
Söz verirler, ama söze uymazlar
Dünyayı yeseler yine doymazlar
         Hepsini bu millet bir anda siler
         Bizi aptal etti şu siyasiler…
 
Nerde demokrasi? Bilen söylesin!
Lafla oyalandık, satıldık kesin
Canı da burnunda şimdi herkesin
         Kime güveniyor hain asiler?
          Bizi aptal etti şu siyasiler…
 
Hukuka sarıldık, koptu kopacak
Hamisi, canisi servet kapacak
Birçoğu kanunsuz işler yapacak
         Sorumluluk bilmez hiç bu vasiler
          Bizi aptal etti şu siyasiler…
 
Laf yapmakta ustadırlar vesselam
Siyasete hastadırlar vesselam
Sanki hepsi Mars’tadırlar vesselam
         Sorumsuzluk halkı dildikçe diler
         Bizi aptal etti şu siyasiler…
 
Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , | ŞU SİYASİLER! için yorumlar kapalı