Ara 11

Türk Ülküsü

indirTürk Ülküsü    
H. Nihal ATSIZ
Dünya bir çarpışma alanıdır. Yaratıcı kuvvet, dünyayı bir çarpışma düzeni içinde yaratmış, yaratılanlar çarpışma düzeni içinde yaşayıp bugüne erişmişlerdir.
Bunun, neden, niçin böyle olduğu hakkındaki yüksek felsefi düşünceleri bir yana bırakıp gerçeği olduğu gibi kabul edersek, çarpışmaya hazır bulunmanın en hayati prensip olduğu sonucuna kendiliğinden varırız.
İnsanlar arasındaki çarpışma, birleşip düzene girmiş topluluklar arasında oluyor. Bu topluluklara millet diyoruz. Milletler, binlerce yıldan beri var. Amansız boğuşmalarda bazıları ortadan kalkmış, bazıları sonradan kurulmuş, fakat milletler her zaman var olmuş, her zaman birbiriyle savaşmıştır.
Savaşmak, yaşamak için gereklidir. Çünkü, milli çıkarların çatıştığı davaları bitirmek için, savaştan başka çare bulunamamıştır. Milletleri savaşa hazır bulunduran iki vasıta vardır. Biri maddidir, buna “teknik” diyoruz. Biri ruhidir, “ülkü” adını veriyoruz.
Uzun tarih göstermiştir ki, eşit maddi kuvvetler arasındaki çarpışmayı ruhi yönden üstün olan kazanır. Ruhi kuvvet, teknik kuvveti yaratabilir. Ruhi kuvvetten yoksunluk ise, maddi güç ne kadar büyük olursa olsun bozgun demektir.
 
Ruhi kuvvet nedir?
Milli üstünlük inancı, büyümek isteği, yani milli ülküdür. Milli ülküler, toplulukların yaratıcı kuvvetidir. Bütün yaratıcı güçler gibi de, aykırılıkları yok etmek özelliğine maliktir. Türk yaratıcı gücü, yani Türk ülküsü, yüzyıllardan beri prensip haline gelmiş, uğrunda çarpışılmış, birkaç kere gerçekleşmiş bir düşüncedir. Ona hayal diyenler, hayal içinde gevşeyip tembelleşmiş olanlardır. Dedikleri gibi hayal olsaydı, hiç gerçekleşir miydi?
Bununla beraber yirminci yüzyıl bir mucizeler zamanı olmuş, olmaz sanılanlar mümkün kılınmıştır. Bu bakımdan da Türk ülküsünün gerçekleşmesini ummak, insanlar için, haktır.Türk ülküsü, Türk büyüklüğü ve Türk kudreti isteği ve inancıdır. İnancın ne büyük ruhi amil olduğunu anlatmaya lüzum yok. İmanla, ümitsiz hastalar bile iyileşiyor
Bir ülkünün çerçevesinde toplanmak ve onun için ölümü bile göze alarak savaşmak ne güzel şeydir! İnsanlar ancak ülkü ile hayvanlardan ayrılabiliyorlar. Milli bir ülkü olmadıktan sonra, insanın hayvandan ne farkı kalır? Hayvan, ölümden ve ızdıraptan kaçar, kuvvetliden korkar.
Ölümden korkmayan, ızdıraptan kaçmayan, kuvvetli ile savaşı göze alan yaratık, ancak ülkücü insandır.
Bir zamanlar, dinler, insanları hayvan olmaktan kurtarmak için çalıştı, onlara Tanrı”dan öğütler verdi. Bugünkü ülküler tamamıyla millidir. Dini inancı da içine almış olan milli ülkü, insanları sürükleyen, güçlendiren ve asilleştiren bu duygu ve düşüncedir.
Bugünkü kaba maddecilik arasında, Türk ülküsü sararmış, biraz küllenmiş gibi görünüyor. Maddecilik hastalığı geçtiği zaman, o, yine parlayacaktır. Onun için Türk ülküsüne sarılmaya mecburuz. Bütün Doğu milletlerini yendiği halde, yalnız Türklerle başa çakamayan Batı”nın içine sinmiş düşmanlığı ve hıncı karşısında, bizim silahımız, Türk ülküsüdür
Arab”ı, Acem”i, Hind”i, Çin”i yenilirken, tek başına Avrupa”ya dalan ve yüzyıllarca tek başına bütün Avrupa milletlerine karşı Tanrının adının savunan Asya arslanları, zaman zaman gaflet uykusuna dalmışlar, fakat sonra sıçrayıp şahlanmışlardır.
Bu seferki dalgınlık biraz tehlikeli gibi görünüyor. Çünkü, içinde yabancıya hayranlık unsuru var. Tehlikeler nereden gelirse gelsin, ne kadar büyük olursa olsun, tek çare ve tek ilacı “Türk ülküsüdür”.
 
Bir şair:                                                                                                                                                                 
Bu toprak için, Bu bayrak için,Ölelim.. Fakat bilelim. Diyor.
Güzel bir düşünce.
Türk ülküsünün yoluna girdiğimiz gün, bu şiiri biraz değiştirerek söyleyeceğiz:
Bu toprak için, Bu bayrak için, Ölelim. Ne düşünelim, ne de bilelim!
 Nihal ATSIZ, 1955  
 
Kaynak: http://www.nihal-atsiz.com/yazi/turk-ulkusu-h-nihal-atsiz.html
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , | Türk Ülküsü için yorumlar kapalı
Ara 11

MEZHEPLER (2)

mezhepler
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
MEZHEPLER (2)
İtikadi ve ameli mezhepler
 
İslâm’da İki türlü mezhep vardır:
1. İtikadi Mezhepler: İmanla-inançla ilgili konulardaki görüşler.
2. Ameli Mezhepler: İbadet ve muamelelerle ilgili konulardaki görüşler.
 
İTİKADİ MEZHEPLER
İman esaslarını kabul etme konusunda bir çok görüş ve mezhep vardır. Bunlar da iki gruba ayrılır:
 
a) Hak Mezhepler veya Ehl-i Sünnet Mezhepleri.
 
b) Batıl Mezhepler veya Ehl-i Bid’at Mezhepleri.
 
Ehl-i Hak (Hak Ehli)  veya Elh-i Sünnet(Sünnet ehli), dinî yorumlarda Peygamber Efendimizin (s.a.v.) ve sahabenin (r.anhüm) yolunu takip edip onları örnek alan, sahabe arasında ayrım yapmadan onları bütün olarak seven ve kabul eden mezheplerin adıdır.
Ehl-i bit’at (Bit’at Ehli) ise, yorumlarını daha ziyade kendi görüş ve fikirlerine dayandıran, ashaptan bazılarını sevgide aşırıya kaçan, bazılarına karşı da nefret duyan mezheplerin adıdır.
 
(Devam Edecek)
 
Kaynak: http://www.mollacami.com/konu/m-e-z-h-e-p-l-e-r-12644.html
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , | MEZHEPLER (2) için yorumlar kapalı
Ara 10

“Sizin Çanakkale’niz On Hiroşima Eder!”

unver_baski_1

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

“Sizin Çanakkale’niz On Hiroşima eder!”
 
Dönemin Başbakanı Sayın Turgut Özal zamanında gerçekleşmiş bir olay şöyle anlatılır.
Japon eğitim uzmanları gelmiş ve ülkemizin eğitim sistemini incelemiş, Sayın Özal’ın bürokratlarının da hazır bulunduğu bir ortamda raporlarını sunmuş ve sonuç olarak şunu söylemişlerdi:
“Sizin eğitim sisteminizde milli ruh yok!” Turgut Özal’ın “Nasıl………?” sorusu üzerine şunu anlatmışlardı.
Biz Japonya’da okula başlayacak çocuklarımıza milli ruh şoklaması yaparız. Onları önce toplu halde hızlı trenlere bindirir, dev fabrikalarımızı, teknoloji merkezlerimizi gezdirir ülkemizin gücünü gösteririz.
Sonra da bu yavrularımızı alır Hiroşima ve Nagazagi’ye götürür, orada atom bombası atılan ve yıllardır ot dahi bitmeyen alanları gösterir deriz ki:
Eğer siz çalışmaz, bilinçlenmez ve az önce gördüğünüz teknolojiye sahip olmak için çalışmazsanız sonunuz böyle olur.
Bürokratlardan biri atılır: “Ama bizim Hiroşima’mız yok ki!”
Japon uzmanın cevabı tokat gibidir:
“Sizin Çanakkale’niz on Hiroşima eder!”
 
Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , | “Sizin Çanakkale’niz On Hiroşima Eder!” için yorumlar kapalı
Ara 10

Dünya İnsan Hakları Günü

1085_n
 
 
 
 
 
 
 
 
 
İNSAN HAKLARI
İnsan haklarında konusunda olması gerekenlerin bir kısmı aşağıdadır.
Aklı olan başlara sormak istiyorum: İnsan haklarının ne kadarı insanlar tarafından kullanılabilmektedir?
1. Madde de; “Bütün insanlar özgür, onur ve hakları yönünden eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler.”
2. Madde de; “Herkes, ırk, renk, cins, dil, din, siyasal ya da herhangi bir başka inanç, ulusal ya da toplumsal köken, varlıklılık, doğuş ya da herhangi bir başka ayrım gözetilmeksizin bu Bildiri’de açıklanan bütün haklardan ve bütün özgürlüklerden yararlanabilir. Bundan başka, ister bağımsız ülke uyruğu olsun, isterse bağımlı, özerk olmayan ya da başka bir egemenlik kısıtlamasına bağlı ülke uyruğu olsun, bir kişi hakkında, uyruğu bulunduğu devlet ya da ülkenin siyasal, adli ya da uluslararası durumu bakımından hiçbir ayrım gözetilmeyecektir.”
İnsan hakları; en başta yaşayış ve özgürlük olmak üzere sağlık, eğitim, yiyecek, barınma ve toplumsal hizmetler de içinde olmak üzere sağlığına ve esenliğine uygun bir yaşam düzeyine kavuşma; yasanın koruyuculuğundan eşit olarak yararlanma; Barışçıl amaçlar için toplanma ve dernek kurma; evlenme, mal ve mülk edinme; çalışma, işini seçme özgürlüğü; din, vicdan düşünce ve anlatma özgürlüğü hakları İnsan Hakları Evrensel Bildirisinin temellerini oluşturur.”
30. Madde de; Bu Bildiri’nin hiçbir unsuru, içinde açıklanan hak ve özgürlüklerin bir devlet, topluluk ya da bireyce ortadan kaldırılmasını amaçlayan bir etkinlik ya da girişime hak verir biçimde yorumlanamaz” Denilmektedir.
Fakat uygulamalar böyle olmamaktadır.
Bu utanç da insanlığa aittir.
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Dünya İnsan Hakları Günü için yorumlar kapalı
Ara 09

Satılan Sadece Toprak Mı? (2)

images (1)

 

 

 

 

 

 

 

 

Satılan Sadece Toprak Mı? (2)

İşte Diğer Satılanlar…

Satılan Sadece Toprak Mı? (2)

31- KBİ Samsun işletmesi,
32- KBİ 65 adet taşınmaz,
33-DİV-HAN a.ş,
34- Amasya şeker fabrikası,
35- Kütahya şeker fabrikası,
36- Sümer holdinge ait tümosan,
37- Sümer holding Malatya işletmesi,
38- Sümer holding Bakırköy işletmesi,
39- Sümer holding Diyarbakır işletmesi,
40- Sümer holding Çanakkale deri işletmesi,
41- Sümer holdinge ait 108 adet taşınmaz,
42- Sümer holding Orta Doğu Teknopark a.ş,
43- Seka Karacasu işletmesi,
44- Seka Ankara alım satım binası müdürlüğü,
45- Seka Ardanuç işletmesi varlıkları,                                                                                                                                                                                                   46- Tügsaş,
47- Tügsaş Gemlik gübre san. taş,
48- Tügsaş-İgsaş hisseleri % 100,
49- Tügsaş Urfa depoları arazisi,
50- Tügsaş’a ait 23 taşınmaz,
51- İgsaş Kütahya gübre varlıkları ,
52- Tekel alkolü içkiler san. a.ş,
53- Tekele ait 60 adet taşınmaz,
54- Tekel İnegöl kibrit fabrikası t.a.ş,
55- Tekel Gemlik sun.ip.mües. t.a.ş,
56- Tekel Tuzluca tuzlası,
57- Tekel Sekili tuzlası,
58- Ebüaş Samsun soğuk hava deposu
59- Ebüaş Manisa kombinası,
60- Ebüaş Manisa arsası,
61- Ebüaş’a ait 101 adet taşınmaz,

Babalar gibi sattılar.”                                                                                                                                                                                                                               (Devam edecek)

Kaynak: http://www.uludagsozluk.com/k/akp-nin-5-y%C4%B1lda-satt%C4%B1klar%C4%B1/

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , | Satılan Sadece Toprak Mı? (2) için yorumlar kapalı
Ara 08

ÖKÜZLER

 

 
 
 ccihan_1340523404116
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ÖKÜZLER
 
Necip Fazıl Kısakürek Şöyle der:
Yüz daha versen yüz uman yüzler bilirim, 
Yokuşlara kardeş olan düzler bilirim, 
Dünya öküzün üstünde derler ama, 
Dünyanın üstünde nice öküzler bilirim…
 
Eski Darülfünun müderrislerinden Ömer Ferit Kam’a (1861-1944) sorarlar:
”Dünya öküzün boynuzlarında mı durur?”  
Üstat biraz düşünüp öğrencilerine “yazın!” der ve şunları yazdırır:
 
“Ne taaccüp ediyorsun buna dünya derler
Duyulan herzelere onda nihayet yoktur
Yerin altında öküz var mı dedi bir meczup
Onu bilmem dedim, fakat üstünde pek çoktur.”
 
  Ömer Hayyam Şöyle der: 
“Göklerde öküz yıldızı Ülker vardır,
Bir başka öküz de altta derler vardır…
Gerçekleri aklin ile gör etrafta,
Alt üst arasında çok eşekler vardır!..” 
 
Kenan ŞAHBAZ ise Şöyle der:Ne Öküzler Var!

Bu dünyanın bile yüzü ikidir                                                                                                                                                                                                                 Yeryüzünde böyle ne ikizler var                                                                                                                                                                                                           Öküzlerle tarla sürerdik amma                                                                                                                                                                                                           Bir trene bakan ne öküzler var!

Eğriler, büğrüler nasıl düz oldu                                                                                                                                                                                                         Ömür dünyasında mevsim güz oldu                                                                                                                                                                                                   Kösele suratlar şimdi yüz oldu                                                                                                                                                                                                           Bin bir surat takan ne öküzler var!

4.11.2014

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , , , , , | ÖKÜZLER için yorumlar kapalı
Ara 07

MEZHEPLER (1)

 gghghgMEZHEPLER (1)
 
MEZHEP NE DEMEKTİR?
Kelime olarak mezhep, takip edilen, gidilen yol demektir. Mecazen de şahsî yani kişisel görüş, inanç ve doktrin manalarında kullanılmaktadır.
Din açısından ise müctehidin, dinin ayrıntılarına ilişkin, kendine mahsus kural ve yöntemlerle oluşturduğu inanç ve hukuk sistemini ifade eder. Bir başka deyimle; müctehid (fıkıh alimi) sıfatını kazanmış bir İslam aliminin, hüküm bakımından kapalı veya kesin olmayan (zannî) ayet ve hadisleri İslam’ın temel esaslarına aykırı olmayacak şekilde yorumlayarak getirdiği çözümler topluluğuna mezhep adı verilir. İslâm tarihinde mezhep kelimesi genel olarak itikadî (inanan,bağlanan, imanlı), fıkhî (bilen,anlayan), siyasî görüşlerin hemen hepsi için kullanılmıştır. Mezhepler tarihi ile meşgul olan alimler, İslâm mezheplerini Peygamberimizden (s.a.v.) rivayet olunan bir hadise göre tasnif etmişlerdir. Bu hadiste Yahudilerin yetmiş bir, Hıristiyanların yetmiş iki fırkaya ayrıldığı, İslâm ümmetinin ise yetmiş üç fırkaya ayrılacağı; cehennemden kurtulacak Müslümanların, Resûlüllah’ı ve ashabının yolunu takip eden fırka –başka bir rivayette de, birlik ve beraberlikten ayrılmayan cemaat- olduğu belirtilmektedir. ***
MEZHEPLERİN ÇIKIŞ SEBEPLERİ
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) hayatta iken sahabiler arasında herhangi bir ihtilaf söz konusu değildi. Dinden gerek inanç, gerek ibadet ve muamele (davranış) ve gerekse âdap ve ahlâka dair anlayamadıkları/anlaşamadıkları bir mesele çıkarsa, Resûlüllah’a (s.a.v.) sorarlar, o da açıklardı. Râşit halîfeler döneminde de bu hususlarda herhangi bir sıkıntı olmamıştı. Sahabe ve tâbiîn (Sahabeleri gören)devirlerinde ise, akaid ve amele dair bir mesele ortaya çıkarsa, hemen güvenilir alimlere müracaat edilir, cevabı alınır, karışıklık çıkmasına fırsat verilmezdi. Ancak daha sonraki devirlerde, kendilerine güvenilir zatların yavaş yavaş azalmaları sebebiyle, Müslüman halkın sıkıntılarını gören bazı alim ve müctehidler, akaid ve fıkıh alanındaki görüşlerini açıklayıp yaymaya başladılar. Nitekim hicrî birinci asrın sonlarından itibaren mezheplerin kurucuları, gerek akaid (inanılması farz esaslar) ve gerekse fıkıh sâhasındaki çalışmalarını yoğunlaştırdılar. Onların bu görüşlerini dinleyen, okuyup yazan insanlar da, bunlara uyarlardı. Böylece bu zatların görüş ve ictihatları (belgeli yorum), halkın anlayışında bir mezhep olarak yerleşti. Bununla birlikte hemen ifade etmeliyiz ki, bu büyük alim ve imamlardan hiçbirisi, ‘Ben bir mezhep kuruyorum, bana uyunuz!’ diye, halkı kendi görüşlerine tâbi olmaya çağırmamışlardır. Devlet adamlarının, makam-mevki ve nüfuz sahibi kimselerin davet ya da emirleriyle de bir mezhep kurmaya yeltenmemişlerdir.
Bilindiği üzere insanların anlayış-kavrayış ve idrak seviyeleri farklıdır, istek ve ihtiyaçları çeşitlilidir. Dolayısiyle dinin esasına uygun olmak kayıt ve şartıyla fıkhî ihtilafların/farklılıkların da caiz olması bir kenara, ümmet için bir rahmettir, kolaylıktır. Onun içindir ki Peygamber Efendimiz, müctehid ictihadında isabet ederse iki sevap, iyi niyetle Allah rızası için yaptığı bu ictihadında hata ederse bir sevap alacağını söylemiştir.
 
(Devam Edecek)
 
Kaynak: http://www.mollacami.com/konu/m-e-z-h-e-p-l-e-r-12644.html
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , , , , | MEZHEPLER (1) için yorumlar kapalı
Ara 06

Merak Ettim!..

 indir
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Merak Ettim!..
 
* “Eğer ceddim Muhammed’in dini benim bedenim üzerinden yükselecekse, gelin ey kılıçlar, gelin doğrayın bedenimi”  diyen Hz. Hüseyin’in katli ile Dersim’i benzeştiren Başbakan Davutoğlu “Dersim bir Kerbela’dır” demekle Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü Yezid olarak mı ima etmektedir? Demişim.. Merak ettim!
 
* “Öcalan’ın örsüyle Kandil’in çekici arasında kalmayın. Siz bir siyasi partisiniz. Özgür olun, kararınızı kendiniz verin. Hâlâ Kandil’den ne mesaj geldi, adadan hangi mesaj geldi? Bunlarla amel etmeyi bırakın”  Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç bu sözleri HDP’ye mi AKP’ye mi söyledi? Demişim.. Merak ettim!
 
* “HDP’ye ve çözüm sürecinin bütün taraflarına sesleniyorum; eğer çözüm sürecini kararlılıkla devam ettirmek hususunda iyi niyetliyseniz bu iyi niyetinizi gösterin. Çıkın ve çözüm sürecini sabote eden bu şiddet sarmalına, Vandalizme karşı olduğunuzu açık yüreklilikle ifade edin, hiç maskelerin arkasına saklanmayın”  Başbakan Ahmet Davutoğlu taraflardan bahsederken bu taraflar kimler? Deyi vermişim.. Merak ettim!
 
* “Şunu vurgulamak istiyorum. Bu toplantı, sadece bizim fikrimizdi. Ne Türk tarafından ne de Kürt tarafından olumlu yönde herhangi bir teklif aldık. İki tarafın değil, bizim sorumluluğumuz altında girişilen bir inisiyatiftir. Abdullah Öcalan tarafından üretilen kendi fikirleri parlamentoda yasa çıkaracakları zaman dikkate alınacaktır. Kendisinin parlamento için ürettiği öneriler dikkate alınacaktır”  “Koordinatör ülke temsilcisi”nin bu ifadeleri AKP’ye bir direktif midir? Demişim.. Merak ettim!
Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , | Merak Ettim!.. için yorumlar kapalı
Ara 05

Çözüm (“ihanet”) sürecine ilişkin yol haritasını kim biliyor?

indir
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Çözüm (ihanet) sürecine ilişkin yol haritasını kim biliyor?
 
Öncelikle belirtelim ki PKK biliyor! Ceyhun Bozkurt, Aydınlık’ta İmralı tutanaklarını yayınlıyor: Öcalan, sürecin nereye doğru gittiğini kendisini ziyaret eden BDP/HDP milletvekillerine şöyle anlatıyor: “Basına yanlış şeyler yansıdı. ‘Öcalan bağımsızlıktan, federasyondan, özerklikten bilmem neden vazgeçti’ dediler. Ben hiçbir şeyden vazgeçmedim. Benim temel görüşüm şudur: Silahlı çatışmaya son vermek, sıkı sıkıya yasal demokratik mücadeleye sarılmak ile olur. Bu, ’yasa çıktı, çıkmadı’tartışması da mesele değil. Bunların hepsi demokratik siyaset aşamasının birer parçasıdır sadece.. Anayasal çoğunluk ile Meclis bir çağrı yapabilir sanırım. Beni şaşırtmayın. ‘Tarihi çatışma sürecini sona erdirdik’ dediysem ‘barış oldu’ demiyorum. Legal siyasete evrensel bağlılıktan ve mücadeleden söz ediyorum. Hiçbir şeyden vazgeçmedim. Ben sadece, ‘demokratik Türkiye olmadan bunların hiçbiri olmaz, zamanı da değil, arabayı atın önüne koymayın’ diyorum. Önce demokratik Türkiye olmalı.” Öcalan’ın “Demokratik Türkiye” dediği nedir? Öncelikle demokratik özerklik değil midir? Bunu defalarca açıklamadı mı? Yani Öcalan, çözüm sürecinin yol haritasını biliyor, çünkü haritayı kendisi çiziyor!
***                                                                                                                                                                                                                                                               Çözüm sürecinin yol haritasını, Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu, Hakan Fidan ve Abdullah Öcalan biliyor, peki başka kim biliyor? Radikal’den Ezgi Başaran, CIA’nın eski Türkiye-Orta Doğu sorumlusu Graham Fuller ile görüştü. Ezgi Başaran’ın “Çözüm sürecinin sonunda nasıl somut adımlar atılmış olacak sizce?” sorusuna Fuller şöyle cevap verdi: “Kürt tarafı bir tür idari ve kültürel özerklik elde etmiş olacak diye düşünüyorum. Minimum hedef bu. Türklerin büyük bölümü ademi merkeziyetçilikten yana aslında. Sadece Kürt şehirleri için değil, tüm Türkiye için. Dolayısıyla sözünü ettiğim özerklik daha geniş bir ademi merkeziyetçiliğin parçası olacak. Bunun dışında müzakerelerin nereye varacağını kestirmem zor. Bir çok kişi bana bunun sonunda bağımsız bir Kürt devleti olur mu diye soruyor? Bilmem. Ama Türkiye bu durumu zekice yönetirse böyle bir bağımsızlık ihtimalinin söz konusu olmayacağı kanısındayım. Bağımsızlık, Kürt meselesini yanlış yönettiğinde muhtemel olur.” 
***                                                                                                                                                                          
Ahmet Davutoğlu’nun belki 50 defa zikrettiği  “Yeni Türkiye” ne demek? Onun cevabını da Graham Fuller biliyor. Çünkü “Yeni Türkiye Cumhuriyeti” adıyla kitap yazarak Türkiye’nin nereye doğru evrileceğini planlayan kendisi… Daha doğrusu Amerikan Kongresi’nin 1896’da aldığı Türkiye’yi Anadolu Federasyonu’na çevirmek kararını uygulamaya döken kişi Fuller’dir. Bu projeye göre Türkiye İstanbul başkentli Hıristiyan bir devlet olacak. Eyaletlerin isimlerini ise  “Veneto’dan Bartın’a bisiklet turu” diye düzenlenen, Türk halkının milli kimliğe bağlılığını koparma operasyonlarından birinde dağıttıkları haritada açıklamışlardı. Dağıttıkları harita, Roma dönemindeki eyaletleri esas alıyordu: “Trakya, Bitinya, Misiya, Lidya, Karya, Likya, Pamfilya, Firikya, Kilikya, Kapadokya, Galatya, Paflagonya, Pont, Ermeniya, Antakya ve Mezopotamya…” Görüldüğü gibi haritada Kürtlerin adı bile geçmiyor! Ama PKK’yı işte bu haritayı gerçekleştirmek için kullanıyorlar! Genelkurmay bu yol haritasını biliyor mu?
 
Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/akp-ve-pkknin-yol-haritasini-kim-biliyor-31888yy.htm
 
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , | Çözüm (“ihanet”) sürecine ilişkin yol haritasını kim biliyor? için yorumlar kapalı
Ara 04

Birlikte Rahmet Var!…

1hareketli_dalgalanan_bayrak_1
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Birlikte Rahmet Var!…
 
Farklılıklar yok elbet, çoklarımız bir bizim
Varlarımızla hem de yoklarımız bir bizim
Ayrı gayrı yok bizde, köklerimiz bir bizim
Ayrılıkta hep azap, birlikte rahmet vardır!
 
Sarılmışız kıskıvrak yaprak olup bir gülde
Yankılanır sesimiz kanaryada, bülbülde
Vicdanlar haykırıyor her gönülde, her dilde
Ayrılıkta hep azap, birlikte rahmet vardır!
 
Sevgide ve saygıda gerçek ağımız birdir
Vatan, bayrak, kültür ve tarih bağımız birdir
Medeniyet yolunda modern çağımız birdir
Ayrılıkta hep azap, birlikte rahmet vardır!
 
Kir katmak isteyen var, tertemiz özünüze
Kıyamet tellalları kin kusar yüzünüze
Mızrakla mı sokmalı gerçeği gözünüze?
Ayrılıkta hep azap, birlikte rahmet vardır!
 
Rahman’a güvenenler birlikten  hiç kaçar mı?
Her yana, her anına, korku zulüm, saçar mı?
İnsanoğlu bu çağda  bir olmaktan naçar mı?
Ayrılıkta hep azap, birlikte rahmet vardır!
 
Yarış olmalı şimdi ikilikten birliğe
Her vakitten daha çok, çok muhtacız dirliğe
Banalım yürekleri birlikteki gürlüğe
Ayrılıkta hep azap, birlikte rahmet vardır!
 
04.11.2014
Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , | Birlikte Rahmet Var!… için yorumlar kapalı