Kas 13

ATATÜRK SON SÖZÜ; “VE ALEYKÜM SELAM…”

ataturk-mezar-odasi
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ATATÜRK SON SÖZÜ; “VE ALEYKÜM SELAM…”
 
Atatürk’ün ölüm anındaki son saniyeleri geldiğinde yanında bulunanlardan Dr. Neşet Ömer bey “Dilinizi göreyim efendim. Lütfen dilinizi dışarıya doğru çıkartın” diye telaşlanırken, Atatürk, Dr. Neşet Ömer beye bakarak “VE ALEYKÜM  SELAM” diyerek gözlerini kapatmıştır. 
 
O sırada Atatürk’ün yanında bulunanlar telaş ve çaresizlik içerisinde kıvranırlarken ve hiç gereği yokken Atatürk’ün “VE ALEYKÜM SELAM” demesinin anlamı ne olabilir diye şaşkın birbirlerine bakarlar ve hayretler içerisinde kalırlar.
 
 
Halbuki şaşkınlığa gerek yoktur zira o an Kur’an Kerim’de  Nahj Sresi 32. ayette; Takva sahipleri o kimselerdir ki, melekler, canlarını hoş ve rahat halde alırlar. «Selam size, yapmış olduğunuz güzel işlerin mükafatı olarak girin cennet’e…» derler. (Elmalılı Hamdi Yazır Tevsiri)
 
Vakıa Suresi 90,91 ayetlerinde ise; Eğer O, sağın adamlarından ise, O zaman ashabı yeminden (hayat filmleri sağından verilenlerden) “sana selâm olsun”  denir. (Elmalılı Hamdi Yazır Tevsiri)
 
 
 
Kaynak: 1- Prof.Dr. Ümit Özdağ
                2-Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Ali Güler
Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , | ATATÜRK SON SÖZÜ; “VE ALEYKÜM SELAM…” için yorumlar kapalı
Kas 12

İNGİLİZ KRALI’NA VERİLEN ZİYAFET

Ataturk_ve_Sofrasi-
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
İNGİLİZ KRALI’NA VERİLEN ZİYAFET 

İngiliz kralı VIII. Edward İstanbul’a Atatürk’ü ziyarete geldiği zaman, Atatürk kendisine bir akşam ziyafeti vermişti. Ziyafetten önce:

– “Bana İngiltere sarayında verilen ziyafetler ne şekilde olur, onu bilen birisini yahut bir aşçı bulunuz!…” dedi.
Ve nihayet bu sofra merasimini bilen bir zattan öğrenerek sofrayı o şekilde düzene koydular… Akşam kral sofraya oturunca kendisini kral sarayında zannederek memnun oldu. Atatürk’e dönerek:
– “Sizi tebrik eder ve teşekkür ederim. Kendimi İngiltere’de zannettim” diyerek memnuniyetini bildirdi.
Sofraya hep Türk garsonlar hizmet etmekte idi. Bunlardan bir tanesi heyecanlanarak, elindeki büyük bir tabakla birdenbire yere yuvarlandı. Yemekler de halılara dağıldı. Misafirler utançlarından kıpkırmızı kesildiler. Fakat Atatürk Kral’a eğilerek:
– “Bu millete her şeyi öğrettim, fakat uşaklığı öğretemedim!” dedi. Bütün sofradakiler Atatürk’ün zekasına hayran oldular. Atatürk garsona da “vazifene devam et” emrini verdi.

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , , , , | İNGİLİZ KRALI’NA VERİLEN ZİYAFET için yorumlar kapalı
Kas 11

TOPRAK SATIŞI (3)

 images
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Yabancıya Toprak Satışında Diğer Ülkeler Ne Yapıyor?
 
Abd: Güney Karoline, Oklohoma, Filorida, Wayami ve Missisipi eyaletlerinde yabancılar toprak satın alamıyor. diğer eyaletlerde ise bazı sınırlamalar var. New york şehrinde yabancıların emlakçılık yapmasına müsaade edilmiyor.  İsviçre; yabancılara toprak satışı yasaktır.  Şili: Ülke sınırlarının 50 mil içine kadar olan bölgelerde yabancıların toprak satın alması yasaklanmıştır. 
İsrail: Topraklarının yüzde 80’i devlete aittir. devlet toprakları İsrail vatandaşlarına bile satılamıyor. 
Polonya: Tarım ve orman arazilerinin yabancılara satışı 12 yıl boyunca yasaklanmıştır. 
İngiltere: Toprakların kraliçeye ait olması nedeniyle bir süre için sadece kullanma hakkı veriliyor. İngiliz vatandaşının dahi bir mülk edinmesine izin yoktur. 
İsveç: Yabancıların tarım arazisinde taşınmaz mal edinmesi yasaklanmıştır. 
Yunanistan: Yabancıların sınırında, sınıra yakın bölgelerde ve adalarda toprak satın alması yasaklanmıştır. 
Fransa: Yabancılara, nihai alıcısı saptanmadan taşınmaz satılamıyor. 
Macaristan, Slovakya, Estonya, Letonya, Litvanya gibi ülkelerde en az 7 yıl daha A.B. vatandaşlarına tarım ve orman arazileri satılmamaktadır. 
Bulgaristan: Yabancılar tarım arazilerini satın alamamaktadır. 
Romanya: Yabancıların mülk edinme hakkı yoktur. 
Ukrayna: Toprak satışına izin yoktur. 
Rusya: Toprak satışına izin yoktur. 
Hırvatistan: Toprak satışına izin yoktur.  Dünyada hiçbir ülkede yabancılara tarım arazisi satılmamaktadır. 
 
(Devam Edecek)
 
Kaynak: http://www.uludagsozluk.com/k/yabanc%C4%B1lara-toprak-sat%C4%B1%C5%9F%C4%B1/
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | TOPRAK SATIŞI (3) için yorumlar kapalı
Kas 10

10 Kasım

ataturk15
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
10 Kasım 
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, büyük devlet adamı ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ü, sonsuzluğa uğurladığımız günün yıl dönümünde onu bir kez daha özlemle, saygıyla, sevgiyle ve rahmetle anıyoruz. Büyük liderler için kuşkusuz ki matem değil; fikirlerine sadakat gereklidir.” Bu fikrinden hareketle 10 Kasım tarihini bir matem ve milli bir yas günü olarak kabul etmek yerine, fikirlerine yönelmek için bize verilmiş bir fırsat olarak görmekteyiz. Demokratik, laik ve çağdaş değerlerinden oluşan kişiliğindeki bütünleştirici kimliği ve bilimi kılavuz edinmiş olan anlayışı ile Türkçü Düşünce Sistemi, Türkiye Cumhuriyeti Devletini milleti ile sonsuza denk bölünmez bütün olarak yaşatacak, en büyük ateşleyici güçtür. Bu düşünce ve duygularla, eşsiz fikirlerinle bir meşale misali aydınlattığın uygarlık yolunda kararlı ve de istikrarlı ilerleyişimizi sürdüreceğimize, manevi huzurunda söz veriyor ve Atatürk’ü rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz.
 
10 KASIM 
Saf, çilekeş Anadolu’mun
Alnına bu hürriyet
Yazıldı bakışınla…
Sonsuza dek sinesinde yat Anadolu’mun
Ölümle, Ölmezliğe erişen
Naşınla…
 
Doğudan batıya
Kuzeyden güneye TÜRKİYE’M!
Kansın, cansın, VATANSIN!
Toprağınla, taşınla…
 
Milyonlar üzgün, ağlamaklı
On kasımlarda…
Yaşıyorsun
Yaşayacaksın kalplerde
Göklerdeki başınla…
 
 09.11.1985

 

Posted in Gündem, Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , , | 10 Kasım için yorumlar kapalı
Kas 09

AB (D)’nin 29 Ekim Takıntısı!

 
19205
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
AB(D)’nin 29 Ekim Takıntısı!
 
2009 yılında AB(D) ve  Başkanı Barak Obama, 29 Ekim tarihinde çalışma ziyareti için Tayyip Erdoğan’ı ABD’ye davet etmişti!
Obama, dönemin başbakanından, en büyük milli bayram günü, ülkesini bırakıp Amerika’ya gelmesini isteyerek Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile dalgasını geçmişti.
Perdeyi 29 Ekim’de açmak istiyorlardı. Rejimini değiştirecekleri Türkiye üzerinden enerji kaynaklarına tam hâkimiyet sağlayıp Amerikan çöküşünü durdurmak istiyorlardı! ABD Büyükelçisi Pearson,  “Erzurum’dan Bağdat’a kadar uzanan topraklar tek bir ekonomik bölge olacaktır”  demişti. Barzani’nin internet sitesinde  “Bu bölge tek bir siyasi bölge olacaktır. İşgalci TSK, bu toprakların kuzeyinden çekilecektir”  ifadesi kullanılmıştı. Ahmet Davutoğlu, bu projeyi sahiplenerek  “Mezopotamya Projesi”  diyince Abdullah Öcalan, “Benim projelerimi çalıyorlar”  diye yaygara kopartmıştı. Yıllardan beri işte bu Amerikan projesini uygulamaya çalışıyorlar. 29 Ekim’de Türklerin psikolojisini kırarak yine aynı oyunun bir perdesini daha sahnelediler!
Zaten bu sebeple peşmergelerin kollarında Amerikan bayrakları vardı. PKK destekçileri, bu yüzden peşmergeleri, yol boyunca  “Yaşasın Başkan Obama” diye slogan atarak karşıladı. Peşmerge güçlerine silah yardımı gönderen Almanya, bu yüzden Erbil’de askeri eğitim kampı kurmaya hazırlanıyor!                                                                                                                                           ***                                                                                                                                                                               Mondros Mütarekesi, Limni Adası’nın Mondros Limanı’nda 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanmıştı. Atatürk, milli mücadele sonucunda, 29 Ekim 1923 günü Cumhuriyeti ilân ederken, düşmana,  “Biz sizden bir gün önce davrandık, fakat sizin haberiniz bile yoktu”  mesajını vermişti
6 Ekim 2004 günü, yani İstanbul’un kurtuluş günü, Avrupa Birliği’nin Türkiye İlerleme Raporu açıklandı. Raporda Aleviler ve Kürtler azınlık ilan edildi!
29 Ekim 2004’te ise Türk yıldızları Ankara semalarında havada gösteri yapar ve devlet erkânı resmi bayram kutlamalarında bulunurken de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile birlikte Avrupa anayasasını imzalıyordu!
Avrupa, Atatürk’ten rövanşı böyle aldığını zannediyordu! Şimdi de ABD, 29 Ekim’de Türkiye’nin birliğine kastettiğini açıkça gösteriyor.
Avrupa da ABD de yine bir gün geç kaldıklarını anlayacak ama o zaman kaybetmiş olacaklar!
 
Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/barak-obamanin-29-ekim-takintisi-32464yy.htm
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | AB (D)’nin 29 Ekim Takıntısı! için yorumlar kapalı
Kas 08

Cezzar Ahmet Paşa (1)

indir (1)“Cezzar Ahmet Paşa, Yenilmez Denilen Napolyon’u Bozguna Uğrattı
 
Tarihde Bugün [10 Mayıs 1799] Cezzar Ahmet Paşa ve Napolyon’un Akkâ Yenilgisi 
Napolyon, Mısır topraklarına çıkarken, İslâm dinine saygılı ve Müslümanlarla dost olduğunu ilân etmiş, başına sarık sarıp Kahire sokaklarında dolaşmıştı. Bununla beraber ilk fırsatta binlerce Müslümanı öldürtmekten çekinmemişti. 
Mısır’ın fethinde zorluk çekmemişti. Ama macera bitmiş sayılmazdı, ona yenilerini eklemek lâzımdı. Tarih kitapları Mısır’ı elde tutabilmek için Suriye’ye sahip olmanın zorunlu olduğunu yazıyorlardı. Fravunlar, Fatımîler, Eyyubîler, Memlûkler aynı zorunluğu duymuşlardı. Napolyon da Suriye’yi işgal ederek, Doğu Akdeniz’de mükemmel limanlara kavuşacaktı. Belki de sonra, Hindistan’a kadar uzanacak, adasına çıkamadığı için yenilgiye uğratamadığı İngiltere’yi orada dize getirecek, Fransa’yı muzaffer kılacaktı. 
Napolyon Bonapart, 1798 yılı Aralık ayında ordularının başına geçerek Mısır’dan Suriye’ye yürüdü. 
Yürüyüş gerçekten başarılı ve sür’atli oluyordu. Kölemenlerin direnişleri kolaylıkla kırılıyordu. 20 Şubat 1799’da Elariş’i, dört gün sonra da Gazze’yi almıştı. O Gazze ki, bir zaman Türklerin silâh zaferi ile şenlenmişti. Mısır seferi sırasında Yavuz Sultan Selim Han’ın kahraman veziri Sinan Paşa burada parlak bir meydan savaşı vermişti. 
—Büyük Osmanlı padişahı Yavuz’un geçtiği yollardan geçiyoruz! 
Diyordu. İftihar ediyor, gurur duyuyordu. 
Esir ettiği Türk askerlerini:
—Onlara bakacak ne zamanımız, ne de erzakımız var, diyerek, kurşuna dizdirmekten çekinmedi. Eski dostluğu ne çabuk unutuvermişti. Cihan Padişahı Kanunî Sultan Süleyman kaç kez Fransa’yı tehlikeden kurtarmış, kaç kez dostluk elini uzatarak yıkılmaktan kurtarmıştı. Napolyon, bunlardan habersiz değildi. Değildi ama, gözünü hırs bürümüştü. 
Yafa’dan Akkâ’da bulunan, büyük kahramanımız Cezzar Ahmet Paşa’ya bir mektup yazdı. İki yüzlü bir ifade kullanıyordu. «Seninle savaşmak istemiyorum, benim dostum ol.» Diyordu. Bu mektubu okuyan Cezzar Ahmet Paşa gülmüş, mektubu getirenlere şunları söylemiştir.
Gidi kâfir; senden dost olur mu?Cevabını verdi. Sür’atli bir tempo ile kuzeye çıkan Napolyon, savunmasız Hayfa’yı da ele geçirmiş, burada fazla oyalanmadan Beyrut’un yüz kilometre güneyinde bir sahil kenti olan Akkâ’nın kapılarına gelmişti.Kalenin teslimini istedi. Akkâ’daki kuvvetlerin başında Cezzar Ahmet Paşa, hayatının yarım yüz yıllık devresini boğuşmalarda, savaşlarda geçirmiş ihtiyar bir vezirdi. Napolyon, Mısır’da ve Suriye’deki kolay başarılarına güvenerek, bu kalenin de fazla dayanamıyacağını sanıyordu. Cezzar’a bir mektup daha yazdı. Hayfa ve Yafa’yı bir vuruşta yıktığını iftiharla söylüyor, teslim olursa, kendisine ve askerlerine karşı iyi davranacağına dair sözüm ona teminat veriyordu. Mektup şu satırlarla bitiyordu:«İşte şimdi başkentinin duvarları önüne geldim. Bir ihtiyarın geri kalmış birkaç günlük ömrünü almanın bana ne yararı var? Tekrar ediyorum, benim dostum ol. Yarına kadar istediğim olumlu cevabı vermezsen, şehri kuşatarak savaşa başlayacağım.»Cezzar bu mektubu arkadaşlarına da okumuş:

—■ Bu çocuk iyi söyler de hilelerle bizleri kandırmak ister.

Demişti. Sonra, bu ültümatoma bir iki cümlelik cevap göndermekle yetindi. «Geri kalmış birkaç günlük ömrümüzü de küffar ile cenklerde geçiririz. Hamdolsun gücümüz yeter, elimiz silâh tutardır.»

Napolyon, ihtiyar Türk paşasının cevabını alınca hayretler içinde kalmıştı. Kalenin kuşatılması emrini verdi. Generallerine :

—Bu ihtiyar bizim birkaç günümüzü harcıyacak. Merak etmeyiniz, üç gün sonra şehirdeyiz.

Dedi. Fakat günler, günler geçti. Napolyon, Akkâ’yı şiddetle tazyik ediyordu. Ancak sonuç yoktu. Aksine kaleden çıkış hareketleri de ‘başlamıştı. Türklerin saldırıları kanlı bir boğuşma şeklini alıyordu. Fransızlar planlarını birkaç kez değiştirdiler. Napolyon, durumun nezaketini anlamıştı. Şimdi generalleri ile daha başka türlü ve daha ihtiyatlı konuşuyordu :

 
Kaynak: F.F. Tülbentçi    https://www.facebook.com/notes/osmanl%C4%B1-imparatorlu%C4%9Fu-ottoman-empire/cezzar-ahmet-pa%C5%9Fa-yenilmez-denilen-napolyonu-bozguna-u%C4%9Fratt%C4%B1-osmanl%C4%B1y%C4%B1z-pek-%C5%9Fanl/221314877894875 
(Devam Edecek) 
Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , | Cezzar Ahmet Paşa (1) için yorumlar kapalı
Kas 07

“YENİ TÜRKİYE!”

10324
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
“YENİ TÜRKİYE!”
Geçtiğimiz günlerde “Çözüm Süreci”nin terör örgütü tarafından başkaldırı olarak kullanıldığı HDP’nin de kışkırtması ve Kobani bahanesi ile cani örgütün ayaklanma girişiminin ardından 36 vatandaşımız hayatını kaybetti.
Daha sonra Hakkari Yüksekova’da  ve Diyarbakır’da sokak ortasında canice, adice, kalleşçe kana doymayan örgüt tarafından sivil askerlerimiz şehit edildi. Onların acısı ile birlikte “Kürt” olmasına rağman geçici köy korucusu olan bir vatandaş direğe bağlanarak kurşuna dizilerek şehit edildi.
Yürekler bu acılara dayanmaya, diller sabır çekmeye çalışırken Karaman Ermenek’te bir kömür madeninde 18 işçimiz ölüme gitti. Günler geçmesine rağmen “Yeni Türkiye” de hala  ulaşılamadı.
Isparta’da ise bir otobüsün devrilmesi sonucu 18 işçimizi kaybettik. Acı üstüne acı, keder üstüne keder, üzüntü üstüne üzüntü. Yürekler, ciğerler param parça…
Habuki vatandaşların olduğu kadar güvenlik güçlerinin de can ve mal güvenliğini sağlamak devletin ve yetkililerin asli görevi değil mi?
Yüreklerimiz, beyinlerimiz artık ne yapacağını bilemez halde iken bir de Türk askeri, Türk polisi korumasında, PKK paçavlarının sergilenerek, PKK teröristi istendiğinde “Türkiye’ye bir kürt kedisi bile vermem”diyen Barzani Peşmergesi zafer edasıyla Türkiye üzerinden Kobani’ye geçiyor? Uluslararası antlaşmalara ve sözleşmelere göre bu suçtur. Zira bunlar bir devletin ordusu değil çapulcu sürüsüdür…
AKP için bütün bunların bir önemi var mı?(!)          
Dünyada eşi ve benzeri olmayan ak-saray olsun yeter(!)  “Zaten herkes ölmeyecek mi?(!)” BU MU “YENİ TÜRKİYE!”
 
NECİP TÜRK MİLLETİNİN ONURU AYAKLAR ALTINA ALINIYOR..
SÖYLEYECEK SÖZ ÇOK AMA SÖYLESEK TESİRİ YOK,
SUSSAK DİYORUZ ONA DA GÖNÜL RAZI DEĞİL..
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , , | “YENİ TÜRKİYE!” için yorumlar kapalı
Kas 06

Altın Sözler

guzel_sozler-resimli-sozler-12.jpg0bbd158b7c52a76d1a7409fe6d0f65e3

 

 

 

 

 

 

 

 

,

 

Altın Sözler

  • Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir. HZ. MUHAMMED
  • Ben bilmediğimi bildiğim için, öteki insanlardan akıllıyım. SOKRATES
  • Bencil insan, tek başına kalmış meyvesiz bir ağaç gibi kurur gider. TURGENYEV
  • Bilim ve sanat bütün dünyanın malıdır, milletlerin sınırlarını tanımaz. GOETHE
  • Bütün donanımıyla askere değil de elinde alfabesiyle öğretmene güvenirim. BROUGHAM
  • Doğru düşündüğüne inanan yanlış fikirlerle savaşmak zorunda kalır. MEHMET KAPLAN
  • Dünyada her şeye değer biçmek mümkündür, fakat öğretmenin eserine asla değer biçilemez. SOKRAT
Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , | Altın Sözler için yorumlar kapalı
Kas 05

Alçalmanın derecesi!

Ascent or descend
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Alçalmanın derecesi!
 
Hüseyin Nihal Atsız, hatıralarında ( “Türklüğe Karşı Haçlı Seferleri” ), kavgalı olduğu eski arkadaşı Sabahattin Ali’yi anlatırken:  “Bütün iradesiz insanlar gibi yükselmek için alçalmağa her an hazırdı.”  der.
Zamanımızı düşünüyorum da, bu Ak Parti iktidarı nasıl ayakta duruyor? Yükselmek için alçalan insanların sırtına basarak… Tepedekiler; iradesizleri, bey’atçıları, kerametinden sual olunmaz diyenleri çok iyi kullandılar.
Son gelişmeler medenî bir ülkede olsa, iktidar yerinde kalır mı?
Halk seçimleri beklemez,  “demokratik”  tavrını koyarak iktidarı indirir, hemen seçime gidilir. Bir üçüncü dünya ülkesinde, haksızlığa, vurdumduymazlığa karşı  “kıyam”   değil  “inkıyâd”  esastır. Boyun eğeceksin… Boyun eğdirenlere  “ağam, paşam”  diyeceksin!
İradesizlerin şahsiyetini eze eze ve üstelik  “İslâm”ı kullanarak tepeye çıkanlar, insanları nasıl kuzulaştıracaklarını, nasıl güdeceklerini çok iyi biliyorlar.
Aklım almıyor…
Ak Parti’nin milletvekilleri, il başkanları, ilçe başkanları, bilumum yöneticileri ve hatta bilumum oy verenleri nasıl insanlar öyle!…
En tepeye çıkardığınız adam, 17 Aralık 2013 büyük yolsuzluk operasyonunda ortaya saçılan telefon konuşmalarındaki akıl almaz para trafiklerinin hesabını verdi mi?  “Havuz” un hesabını verdi mi?
Abdullah Öcalan’dan medet ummak da bir zillettir. Ayağına, bir görüşe göre MİT Müsteşarı gönderilmiş ve ondan âcil olarak PKK’lıların ikna edilmesi istenmiştir. AKP ve HDP/PKK oyunlarını çok iyi oynuyorlar. Birbirlerine tembih etmişler, Öcalan güya el yazısıyla mektup gönderesiymiş. Madem elinde, çıkar göster mektubu Selahattin Demirtaş! O kısa zamanda helikopterle taşınsalar bile mektup gelmesi güç… Denildiğine göre telefon trafiği işletilmiş, ki bu ağır bir suçtur… Her hareketleri aslında ağır suçtur.
Öcalan’dan medet uman, bu zillete düşen bir hükûmet ülkeyi yönetiyor. Yazıklar olsun.
İşte “çözüm”ünüz!
Kan her yerde! Ülke gitti gidiyor!
 
Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/alcalmanin-derecesi-32265yy.htm
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , | Alçalmanın derecesi! için yorumlar kapalı
Kas 04

BU KİMİN İŞİ?!..

fft16_mf3052406
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
BU KİMİN İŞİ?!…
 
Yok, mudur durduracak intihara gidişi?
İmralı’da caniyi beslemek kimin işi?
Bilenlere sorulsun söylesin bilirkişi
Terörizmin başını övmek değil midir bu?
 
Bak, çağdaş(!) Avrupa’da görünüyor izleri
Amerika denilen devletteymiş gizleri
“Kürt sorunu” diyerek kandırmayın bizleri
Bildiğimce, “ipe un sermek” değil midir bu?
 
Terör denilen cinnet paçavralar açıyor!
Caniye af isteyen diller salya saçıyor
Hükümet hani, nerde? “Görevinden kaçıyor!”
Bölücü eşkıyayı sevmek değil midir bu?
 
Vatana ve bayrağa sebil ettik kanları
Toprağa veriyoruz gencecik fidanları
Vatan sağ olsun diyen bunca yiğit canları
En acılı anında dövmek değil midir bu?
 
Hem yediden yetmişe insanı fişliyorlar
Hem de, vatana olan ilgiyi dışlıyorlar
Vatan, bayrak diyeni bir güzel haşlıyorlar
Vatanını seveni yermek değil midir bu?
 
Saygı yok mu sizde hiç şehide ve gaziye?
Bu haller yakışmıyor bilin şanlı maziye
En gerekli anlarda gidiyorlar geziye
İnsanları yay gibi germek değil midir bu?
 
Kimler, bu hainlere destek sağlıyor şimdi
Kızılırmak, Sakarya kanlı çağlıyor şimdi
İncindi Anıtkabir ve kan ağlıyor şimdi
Hıyanetin katına ermek değil midir bu?
 
Hırs için çekilir mi asırlar boyu zillet?
Hürriyeti kullanır terör denen bu illet
Sizce, gereksiz midir; vatan, bayrak ve millet?
Aklı, fikri, vatanı, vermek değil midir bu?
 
25.11.2008
Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , | BU KİMİN İŞİ?!.. için yorumlar kapalı