Eki 16

“Çözüm Süreci”(!!!)

20131125122454
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
“Çözüm Süreci”(!!!)
Hafif bir rüzgar esse, daldan bir yaprak düşse, evleri su bassa  “Çözüm Süreci” zarar görecek diye ödü patlayanlar var. Bu “Çözüm Süreci” ne menem bir süreçtir bir türlü anlaşılamadı. Bu “Çözüm Sürecinde” neler var, neler yok bilinmiyor, bilenler de açıklamıyor.. Adeta sakız gibi çiğnendikçe çiğneniyor. “Çözüm Süreci”, “Çözüm Süreci”, “Çözüm Süreci”…
Çok merak ediyorum. Bu “Çözüm Süreci”nde ülke vatandaşlarını 36 etnik guruba bölmek, vatandaşı alevi,sünni diye ayırmak, türbanlı, türbansız ayrımı yapmak var mıdır???
Bu “Çözüm Süreci”nde yolları kestirmek,belediye otobüslerini taşlatmak,yaktırmak, yolda kimlik kontrolü yaptırmak var mıdır???
Bu “Çözüm Süreci”nde okulları, dershaneleri  yaktırmak eğitim, öğretim düzenini bozdurmak var mıdır???
Bu “Çözüm Süreci”nde bankaları,marketleri benzinlikleri, dükkanları yaktırmak, vatandaşları öldürtmek, polise saldırtmak var mıdır???
Bu “Çözüm Süreci”nde Atatürk büstlerine saldırtmak, yıktırmak, parçalatmak,yaktırmak var mıdır???
Bu “Çözüm Süreci”nde Türk bayrağını indirtmek, parçalatmak, yaktırmak var mıdır???
Bu “Çözüm Süreci”nde korucuların öldürülmesine göz yummak var mıdır???
Bu “Çözüm Süreci”nde teröristlere özel mezarlık yaptırmak var mıdır???
Bu “Çözüm Süreci”nde terörist heykeli diktirmek var mıdır?
Bu “Çözüm Süreci”nde askere silah sıktırmak,askeri kışlaya hapsetmek, polislere saldırtmak, şehit etmek,karakolları bastırmak, polisin 
elini kolunu bağlamak ve sadece su ve gaz sıktırmak var mıdır???
Bütün bunlar olurken pişkin pişkin davranmak “Çözüm Süreci” içerisinde var mıdır???
Soralım desek soruların ardı arkası kesilmez…
 
Eğer yok ise; bu saldırganlara niçin müdahale edilmez ve gereği yapılmaz. İran’ın yaptığı gibi hainler (idam getirilip) idam edilmez.
Yasalarla bunlar yapılmadığına, yapılmasına müsaade edilmediğine göre Oslo kararlarında “Çözüm Süreci” anlaşmasında verilen sözler nelerdir?
Bu gidiş gidiş değil. AKP aklını başına almalı bu şeytan oyunu “Çözün Süreci”nden vazgeçmeli, bir an önce vatanına, bayrağına, milletine sahip çıkmalıdır. Aksi takdirde önü alınamaz olayların gelişmesi muhtemeldir.
Türk Milleti sabırlıdır ama ihaneti asla affetmez!…
 
 
 
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | “Çözüm Süreci”(!!!) için yorumlar kapalı
Eki 15

CUMHURBAŞKANI SENFONİ ORKESTRASI

         resim_goster
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
     CUMHURBAŞKANI SENFONİ ORKESTRASI 
 
    Çağdaş müziği tanıtma amacıyla bir zamanlar Bayburt İline Cumhurbaşkanı Senfoni Orkestrası götürülür. Bayburtlulara Mozart’tan, Çarskovski’den, Bethoven’dan eserler seslendirilir. Herkes koltuklarında sessiz bir şekilde dinlemişlerdir. Konser bittikten sonra Bayburtlulara nasıl buldukları sorulur. Bayburtlular:
    “Biz Fransız’ı da, Ermeni’yi de gördük ama bu günkü kadar zulüm gördüğümüzü hatırlamıyoruz,” derler.
         
Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , , , | CUMHURBAŞKANI SENFONİ ORKESTRASI için yorumlar kapalı
Eki 14

İlk Şair

601İlk Şair
İslamiyet’ten önceki devre şiirimizin ilk örnekleri hakkında fazla bir bilgi yoktur. Ancak bu devrenin başlangıcı destanlar devridir ve destanlar devri edebiyatının en başta gelen niteliği sözlü olmasıdır. Şiirler kopuz ile söylenirdi. Bu saz ile birlikte şiir ve hikâye söyleme yani sözlü edebiyat geleneği günümüze kadar gelmiştir.
İlk şiirlerin kaynağı din olduğu gibi, ilk şairler de dinî heyecan ve duyguları dile getiren kimselerdi. Sevinen, üzülen, coşan insan hallerini çalıp söyleyip oynamakla ifade ediyordu. Böylece ilk şairler hem saz çalan, hem şiir söyleyen, hem raks eden din adamları idi. Bunlar şölenleri, sığır ve yuğ törenlerini idare ediyorlardı. Şaman, baskı, oyun gibi adlar taşıyan bu şairler aynı zamanda sihirbaz, hasta tedavi eden hekim ve gaipten haber veren kâhin idiler. İnsanların maddî ve manevî her türlü ihtiyaçlarını karşıladıkları için, toplumların en saygıdeğer kimseleri olarak kabul edilmişlerdir.
İslamiyet’ten önceki devrenin bilinen ilk şiiri, Çin kaynaklarının kaydettiği, savaşta kaybedilen topraklar için söylenmiş ağıt mahiyetinde olan bir Hun türküsüdür.
Bu devre yazılı edebiyatımızın ilk şiirleri Uygur Türklerinin Mani ilahileridir. Adı bilinen ilk şair ise, yine Uygur Türkçesiyle eser vermiş olan Aprınçır Tigin’dir. Uygurların ayrıca Buda diniyle ilgili şiirleri de ele geçmiştir.
Uygur döneminde yaşamış ve o dönemin Türkçesiyle şiirler yazmıştır. Yazılı olarak şiirlerine ulaşılabilen ilk Türk şairidir.
İslamiyet’ten önceki Türk şiirinde çeşitli hece vezinleri kullanılmıştır. Nazım şekilleri umumiyetle dört mısralı kıta’lardan meydana gelmektedir. Üç mısralı veya dört mısralı kıta’lar da görülüyor. Kafiyenin her çeşidine yer   verilmiştir. Bazen mısra başında da kafiye bulunmaktadır.
 
İlk Türk edebiyatı şairidir. Şiirinin günümüze kadar gelebilmiş hali şudur:
kasınçıgımın öyü kadgurar men
kadgurdukça kaşı körtlem
kavışıksayur menöz amrakımın öyür men
öyü evirür men ödü…
öz amrakının öpügseyür men
bırayın tiser
baç amrakın
baru yime umaz men
bagırsakımkireyin tiser
kiçigkiyem
kirü yime umaz men
kin yıpar yıdlıgımküçlüg priştiler
küç birzün
közi karam birle
külüşüpen külüşügin oluralımyaruk tenriler
yarlıkasun
yavaşım birle
yakışıpan adrımalım
Aprınçır Tigin
 
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , | İlk Şair için yorumlar kapalı
Eki 13

Terör Örgütüne Silahları Kim Veriyor?

images (1)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Şimdi IŞİD bahanesiyle Peşmerge’ye ve PKK’ya destek sağlanması ise intihar olarak ifade edilirken TSK’nın silahlarından PKK ve Peşmergeye verildiği iddiaları ise ayyuka çıkıyor. Bunlar, görmemezlikten, duymamazlıktan gelinecek iddialar değil. Türkiye adım adım tuzağa çekiliyor. Medya ise bizleri oyalamakla, gerçekleri ise gizlemekle meşgul. “Bastır parayı yap haberi”  sözleri  tam bu gün için söylenmiş gibi..(K.Ş)
 
 
Posta Gazetesi yazarı Candaş Tolga Işık, Abdullah Öcalan’ı İmralı’da karşılayan ve sorgusunu yapan Jandarma İstihbarat Albay Hasan Atilla Uğur ‘Abdullah Öcalan’ı Nasıl Sorguladım?’ simli bir kitabından bahseder..
Öcalan’ın ifadesindeki ‘PKK’ya hangi devletler ne yardımı yapıyordu’ bölümlerine işaret ederken, PKK’ya yardım etmeyen tek devletin Libya olduğuna dikkatleri çeker.
 
“ÖCALAN ANLATIYOR”
İşte Apo’nun kendi cümleleriyle PKK ve ‘dış bağlantıları’…
Yunanistan: “En başından beri hep çok iyi destek aldık. Kamplar, askeri ve maddi destek, teknik sabotaj, orman yangını eğitimlerini bizzat Yunan istihbaratı verdi.”
ESAD’LA BİZZAT GÖRÜŞÜYORDUM
Suriye: “Hafız Esad’ın kardeşi Cemil Esad’la bizzat görüşüyordum. Suriye’de kamplar açtık. Suriye devleti
örgütlenmemize izin vermişti. Maddi gelir elde etmemize engel olmuyorlardı. Sınır geçişlerinde kolaylık sağlıyorlardı. Suriye’de yıllık 1 milyon dolardan fazla gelir elde ediyorduk. Zaman zaman Muhaberat’ın (gizli servis) arabalarını kullanıyorduk.”
İran: “Gizli servis İttiaat’tan Sait isimli bir şahısla irtibat halindeydim. Bize silah, SAM7 füzeleri ve lojistik destek sağladılar. Bir hastane, 3 de kamp kurmamıza izin verdiler. Silah ve hayvan ticaretinden pay alıyorduk. Gelirimiz Avrupa’dakine yakındı.”
Bulgaristan: “Bir eğitim bürosu açtık… Gizli servislerinin haberi vardı… Ses çıkarmıyorlardı.”
PATLAYICILARI SIRBİSTAN’DAN ALIYORDUK
Sırbistan: “Ellerinde Strella Füzesi vardı. 20 adet satın aldık. Sırplar sonra çok daha fazlasını bize destek amacıyla parasız verdi. Füze eğitimlerini de onlardan aldık. TNT, C-4 gibi patlayıcıları Sırbistan’dan sağlıyorduk.”
Romanya: “Bükreş’te evlerimiz ve derneklerimiz bulunuyordu. Devlet bize serbesti sağlamıştı. Türkiye’den katılanların ilk eğitim yeri Romanya’ydı. Romanya istihbarat servisi bize telsiz, dürbün, gece görüş cihazı gibi teknik malzeme verdi.”
Almanya: “Gizli servisle görüşüyordum. Parlamentodan da beni ziyarete gelenler olurdu. Örgüt yöneticisi Kani Yılmaz’ın sığınma talebini kabul edip, pasaport verdiler. Her anlamda güçlü olduğumuz bir yerdi.”
İngiltere: “Bizim konumuzda en akıllı davranan ülkeydi. Hiç direkt siyasi ilişki kurmadılar. Ama gizli olarak en büyük
desteği İngiltere’den alıyorduk.”
Holanda: “Bizim üslenme ve eğitim alanımızdır. En çok destek ve para bulduğumuz ülkedir.”
Fransa: “Bize her zaman çok yakın oldular!”
Amerika: “Bir temsilci atadık. Dernek kurdular. Ayrıca bir enformasyon büromuz vardı. Zaman zaman oradaki düşünce kuruluşlarından destek aldık.”
PKK’YA SICAK BAKMAYAN TEK ÜLKE
Libya: İşçiler arasında iyi örgütlenmemiz vardı. Yılda 500 bin dolara yakın bağış topluyorduk. Ama Libya devleti ile aramız iyi değildi. Her türlü imkanları olmasına rağmen bize araç, gereç, silah ve malzeme vermediler. Defalarca talebim oldu ama Kaddafi bize hiç sıcak bakmadı.”
 
(Türkiye ise Kaddafi”ye yapmadığını bırakmadı dense yeridir..)
*
Okurken tüyleriniz diken diken oluyor…
Türkiye’de kan dökmek için ilan edilen ‘çok uluslu’ seferberliğe mi yanarsınız yoksa tek ‘dost’umuzun Kaddafi oluşuna mı?
Hâlâ “PKK 27 yıldır neden bitirilemedi?” diye sormaya gerek var mı?
 
Kaynak:http://www.ensonhaber.com/ulke-ulke-pkkya-kim-ne-kadar-yardim-yapti-2011-10-11.html
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , | Terör Örgütüne Silahları Kim Veriyor? için yorumlar kapalı
Eki 12

“Layık Değil!”

  289926-3-4-76651
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
“Layık Değil!”
 
  Yedi düvel birden üstüme gelsin
  Varsın vücudumu kurşunlar delsin
  Yeter ki bayrağım göğe yükselsin
     Kahraman ırkıma selam dur, eğil
     “Vekillerin sana hiç layık değil!”
 
“Terörist mecliste” diyorsa millet
  Vardır bir bildiği milletin elbet
  Sarmadan bedeni kangren illet
     Eğil, Türk Milleti sipere eğil
     “Vekillerin sana hiç layık değil!”
 
  Her seferde seni yalandırdılar
  En kutsal görevi sulandırdılar
  Vatanı, milleti  dolandırdılar
      İnsanlık, hak, hukuk, adalet eğil
      “Vekillerin sana hiç layık değil!”
 
  Hep birdi bu millet iki değildi
  Hâkimiyet, milletindi kim bildi?
  Seni, beni herkes defterden sildi
      Vatan, bayrak, Allah (cc) önünde eğil
      “Vekillerin sana hiç layık değil!”
 
Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , | “Layık Değil!” için yorumlar kapalı
Eki 11

Çözüm (ihanet) sürecine ilişkin yol haritasını kim biliyor?

10653821_961039037245438_1860047008650423950_n
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Çözüm (ihanet) sürecine ilişkin yol haritasını kim biliyor?
 
Öncelikle belirtelim ki PKK biliyor! Ceyhun Bozkurt, Aydınlık’ta İmralı tutanaklarını yayınlıyor: Öcalan, sürecin nereye doğru gittiğini kendisini ziyaret eden BDP/HDP milletvekillerine şöyle anlatıyor:
“Basına yanlış şeyler yansıdı. ‘Öcalan bağımsızlıktan, federasyondan, özerklikten bilmem neden vazgeçti’ dediler. Ben hiçbir şeyden vazgeçmedim. Benim temel görüşüm şudur: Silahlı çatışmaya son vermek, sıkı sıkıya yasal demokratik mücadeleye sarılmak ile olur. Bu, ’yasa çıktı, çıkmadı’tartışması da mesele değil. Bunların hepsi demokratik siyaset aşamasının birer parçasıdır sadece.. Anayasal çoğunluk ile Meclis bir çağrı yapabilir sanırım. Beni şaşırtmayın. ‘Tarihi çatışma sürecini sona erdirdik’ dediysem ‘barış oldu’ demiyorum. Legal siyasete evrensel bağlılıktan ve mücadeleden söz ediyorum. Hiçbir şeyden vazgeçmedim. Ben sadece, ‘demokratik Türkiye olmadan bunların hiçbiri olmaz, zamanı da değil, arabayı atın önüne koymayın’ diyorum. Önce demokratik Türkiye olmalı.”
Öcalan’ın “Demokratik Türkiye” dediği nedir?
Öncelikle demokratik özerklik değil midir? Bunu defalarca açıklamadı mı? Yani Öcalan, çözüm sürecinin yol haritasını biliyor, çünkü haritayı kendisi çiziyor!
***                                                                                                                                                                   
Çözüm sürecinin yol haritasını, Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu, Hakan Fidan ve Abdullah Öcalan biliyor, peki başka kim biliyor?
Radikal’den Ezgi Başaran, CIA’nın eski Türkiye-Orta Doğu sorumlusu Graham Fuller ile görüştü. Ezgi Başaran’ın “Çözüm sürecinin sonunda nasıl somut adımlar atılmış olacak sizce?” sorusuna Fuller şöyle cevap verdi:
“Kürt tarafı bir tür idari ve kültürel özerklik elde etmiş olacak diye düşünüyorum. Minimum hedef bu. Türklerin büyük bölümü ademi merkeziyetçilikten yana aslında. Sadece Kürt şehirleri için değil, tüm Türkiye için. Dolayısıyla sözünü ettiğim özerklik daha geniş bir ademi merkeziyetçiliğin parçası olacak. Bunun dışında müzakerelerin nereye varacağını kestirmem zor. Bir çok kişi bana bunun sonunda bağımsız bir Kürt devleti olur mu diye soruyor? Bilmem. Ama Türkiye bu durumu zekice yönetirse böyle bir bağımsızlık ihtimalinin söz konusu olmayacağı kanısındayım. Bağımsızlık, Kürt meselesini yanlış yönettiğinde muhtemel olur.” 
***                                                                                                                                                                          
Ahmet Davutoğlu’nun belki 50 defa zikrettiği  “Yeni Türkiye” ne demek? Onun cevabını da Graham Fuller biliyor. Çünkü “Yeni Türkiye Cumhuriyeti” adıyla kitap yazarak Türkiye’nin nereye doğru evrileceğini planlayan kendisi… Daha doğrusu Amerikan Kongresi’nin 1896’da aldığı Türkiye’yi Anadolu Federasyonu’na çevirmek kararını uygulamaya döken kişi Fuller’dir. Bu projeye göre Türkiye İstanbul başkentli Hıristiyan bir devlet olacak. Eyaletlerin isimlerini ise  “Veneto’dan Bartın’a bisiklet turu” diye düzenlenen, Türk halkının milli kimliğe bağlılığını koparma operasyonlarından birinde dağıttıkları haritada açıklamışlardı.
Dağıttıkları harita, Roma dönemindeki eyaletleri esas alıyordu:
“Trakya, Bitinya, Misiya, Lidya, Karya, Likya, Pamfilya, Firikya, Kilikya, Kapadokya, Galatya, Paflagonya, Pont, Ermeniya, Antakya ve Mezopotamya…”
Görüldüğü gibi haritada Kürtlerin adı bile geçmiyor! Ama PKK’yı işte bu haritayı gerçekleştirmek için kullanıyorlar!
Genelkurmay bu yol haritasını biliyor mu?
 
Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/akp-ve-pkknin-yol-haritasini-kim-biliyor-31888yy.htm
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , | Çözüm (ihanet) sürecine ilişkin yol haritasını kim biliyor? için yorumlar kapalı
Eki 10

Aşık Atmak

24115
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Aşık Atmak
Boy ölçüşmek, biriyle kozlarını paylaşmak gibi manalarda kullanılan bu deyimin aslı bir çocuk oyununa dayanır.
Âşık, koyunların ayaklarından çıkarılan bir kemik parçasıdır. Eskiden bununla çocuklar çeşitli oyunlar oynarlardı.
Yere aşık kemiği atan ilk çocuğun aşığının duruşu belirlenir.Sonra sıra ile diğer çocuklar da aşıklarını atarlar.
Sonradan atılan hangi aşığın duruşu, ilk atılanla aynı durumda olursa, ilk atanın aşıklarını alırdı.
İlk aşığa uygun olmazsa kendi aşıklarını ona verirlerdi.
“Aşık atmak” deyimi de bu oyundan mülhemdir.
Günümüzde “Herkesle aşık atılmaz.”, 
“Falan kimseyle aşık atılmaz”,
“Benimle aşık mı atıyorsun?” gibi farklı şekillerde tabirler kullanılmaktadır.
Posted in Hikayeler | Tagged , , , , | Aşık Atmak için yorumlar kapalı
Eki 09

Zülkarneyn

zulkarneyn5

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Zülkarneyn

Zülkarneyn, İslam dininin kutsal kitabı Kur’an‘ın Kehf Suresi‘nde geçen bir kişidir. Peygamber olup olmadığı tartışmalıdır. Kendisiyle ilgili anlatı Ye’cüc ve Me’cüc‘ü de içerir ki bu bağlamda benzeri anlatılar Tanah‘ta da bulunur. Kur’an’daki anlatıda kim veya ne oldukları açıklanmayan Yecüc ve Mecüc‘ü engellemek için bir set inşa ettiğinden söz edilir. Hangi çağda yaşadığı belirtilmemiştir.

Zülkarneyn kelimesi Arapçadır. Zü, tanımlık (e)l ve karneyn kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmiştir. Zü, sahip ve mâlik demektir. Karn ise boynuz, perçem, tepe, zaman, güneş anlamlarına gelir. Karneyn, karn’ın tesniyesi yani iki tanesi demektir. Buna göre Zülkarneyn kelimesi iki boynuz sahibi şeklinde tercüme edilir.[1]

Zülkarneyn’in kimliği problemi

Zülkarneyn karakterini, kelime anlamının çift boynuz sahibi olması nedeniyle (çift boynuzlu miğfer takan) Büyük İskender‘e veya Ebu’l Kelam Azad, Muhammed Hüseyin Tabatabaî ve Nasir Mekarim Şirâzî gibi tefsir âlimleri tarafından ve bâzı Hıristiyanlarca Büyük Kiros‘a atfedilir.

Kur’an’da kimlik tanımı flu çizgilerle yapılmış efsanevî bir komutan veya kral olduğu anlaşılan Zülkarneyn’in demir işlemeyi bildiği göz önüne alındığında Demir Çağı‘ndan sonra yaşadığı anlaşılır. Sınırları doğu ve batıda olabilecek en geniş noktalara ulaşan bir devlet veya hükümranlığın başını temsil ediyor. Başarılarının büyüklüğü, kendisini Tanrı’nın desteklediği efsanesinin yerleşmesine yol açıyor. Başında savaşlarda kullandığı çift boynuzlu kaska atfen Zülkarneyn (çift boynuzlu) ifadesi kullanılıyor. Hikâyenin buraya kadarki kısmı Büyük İskender ile uyumlu gözüküyor ve Kur’an yorumcularının çoğu Zülkarneyn’in İskender olduğu sonucuna ulaşıyor. Ancak hikâyenin diğer parçaları başka coğrafyalardan derlenmiş unsurlardan oluşuyor. İskender’in demir kitleleri ile inşâ ettiği set Zülkarneyn Seddi/(Çin Seddi) ise seddi inşa edenin kimliği, seddin harcı ve kimlere karşı (Ye’cüc ve Me’cüc) yapıldığı göz önüne alındığında yorumcuların aklını karıştırıyor ve Büyük İskender için sonu olmayan kimlik arayışlarına, hatta onun Muhammed’in kendisi olduğu iddialarına yol açıyor.

Kur’an’ın Kehf Suresi’nin Orhun Yazıtları ile olan birebir benzerliğine dayanarak Zülkarneyn’in Bilge Kağan veya antik çağda yaşamış bir başka Türk komutan veya Oğuz Kağanolduğu da iddia edilir. Türk efsanelerinde Türk hakanının gökten bir ağaç kovuğuna inen kızlarla evlenmesi, Türk adı ile kurulan ilk devletin uzayla ilgili bir ad ile kurulması (“Gök”türkler), bir efsanede dağa bakır dökülerek kapatılması ve bir müddet sonra körüklerle eritilmesi ve yolun tekrar açılması, kadim Orta Doğu kazılarında şaşırtıcı şekilde bu kültüre ait izlerin bulunması, Muhammed’den nakledilen hadislerin bulunması gibi hususlar bu son iddiayı güçlendirmektedir.

Yorumlarında çağdaş unsurları kullanan bâzı modernist yorumcular ise onun gezegenler arası seyahat yapabilen bir zaman yolcusu olduğunu ileri sürebilmektedirler.

 

Kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/Z%C3%BClkarneyn

 
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , | Zülkarneyn için yorumlar kapalı
Eki 09

Altın Sözler

522234_447178502006025_300804927_n
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
* Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına, Türk milleti denir. M.Kemal ATATÜRK
 
* Adalet, insan topluluğunun kutsî bağıdır. P.D. GUOZIT
 
* Ağzında bal olan arının, kuyruğunda iğnesi vardır. JOHN LYLY
 
* Başarı, cesaretin çocuğudur. BENJAMİN DİSRAELİ
 
* Bencillik dostluğun zehridir. BALZAC * Bilginlerle beraber düşünmeli, halkla birlikte hareket etmelidir. BERKLEY
 
* Bir paranın nereden geldiğini görmek istiyorsan, nereye gittiğine bak. EBU HANİFE
 
 
* Bir şeyi bildiğin zaman, onu bildiğini göstermeye çalış. Bir şeyi bilmiyorsan, onu bilmediğini kabul et.İşte bu bilgidir. KONFÜÇYÜS
 
* Bir ülkenin geleceği o ülke insanlarının göreceği eğitime bağlıdır. ALBERT EINSTEIN
 
* Cesaretle dolu bir insan, inançla dolu bir insandır. CİCERO
Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , | Altın Sözler için yorumlar kapalı
Eki 08

“SOĞUK SU”

images (1)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
“SOĞUK SU”
“Torun, çiftliğinde yasayan 90 yasındaki dedesini ziyarete gitmiş, hafta sonu.. 
Sabah kahvaltıda dedesi ona sahanda yumurta yapmış. Adam bakmış tabakta yağ ve yumurta dışında bazı şeyler var. 
-“”Dede”” demiş.. “”Bu tabak temiz mi?..”” 
-“”Soğuksu bu kadar temizler”” demiş, dedesi.. 
-“”Otur da kahvaltını et..”” 
Öğleyin dedesi mangalda et yaparken, gene bakmış, tabakta siyah lekeler.. 
Gene sormuş.. 
-“”Dede, bu tabağın temiz olduğundan emin misin?..””
-“”Soğuksu bu kadar temizler”” demiş, dedesi.. “”
İkide birde bana bunu sorup durma.. “”
Aksam yemege oturmuslar. Torun tabağa bakmış gene, tam ağzını açacakken yutkunmuş, susmuş. Yemiş yemeğini..Gece yarısına doğru, dedesine veda edip yola çıkmak isterken, kapının önünde uyuklamakta olan köpek dikilmiş ayağa.. 
Yolunu kesmiş ve dişlerini göstererek hırlamaya başlamış.Torun seslenmiş.. 
-“”Dede, köpeğin beni bırakmıyor..”” 
Televizyonda futbol maçı seyreden dede, kafasını bile çevirmeden bağırmış:
-“SOОUKSU…” Gel oğlum gel!..”
 
Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , , , | “SOĞUK SU” için yorumlar kapalı