Oca 10

Kaşgar’da etnik ve kültürel soykırım!

indir
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Kaşgar’da etnik ve kültürel soykırım!
 
Diğer yandan yalnızca kâğıt üzerinde özerk olan Uygur bölgesine büyük bir Çin nüfusu aktarılmaktadır. Böylece bölgede Çin asıllıların nüfusu artırılırken, Uygurları iş bulmak ve diğer bahanelerle Çin’in iç bölgelerine göç ettirerek nüfusları azaltılmaktadır. Böylece Uygur Türkleri kendi öz yurtlarında azınlık durumuna düşürülmüşlerdir. Çin hükümeti yalnız etnik temizlik değil aynı zamanda Uygur Türklerinin kimliğini de hedef almaktadır. Uygurların, Uygur olduğunu hatırlatan ne varsa Çinliler onu yok etmeyi siyasetlerinin ayrılmaz parçası olarak görmektedirler. Çin hükümeti, bölgede tam bir kültürel soykırım uygulamaktadır. Bu kültürel soykırımdan Türk Dilinin Başkenti olan Kaşgar kenti de nasibini almaktadır. Çinli yetkililer Kaşgar’ın eşsiz tarihi mirası olan iç şehir mahallerini yerle bir eden imar planlarını devreye sokmuştur. Kaşgar merkezindeki 49.000 ev yıkılmakta ve burada yaşayan 220.000 kişi zorla başka yerlerde iskân edilmektedir. Halen 49.000 tarihi evden 3.900’ünün yıkımı tamamlanmıştır.
Diğer yandan olayların, Cumhurbaşkanı Gül’ün bölgeye yaptığı ziyaretin hemen sonrasında meydana gelmesi de düşündürücüdür. Bilindiği gibi Türkiye’de Doğu Türkistan muhalefetinin faaliyetleri Mesut Yılmaz döneminde kısıtlanmıştı. Doğu Türkistan sorununa dikkat çekmek için Doğu Türkistan muhaliflerinin düzenleyeceği etkinliklere Türkiye devlet yetkililerinin katılması yasaklanmıştı. Gelinen bu noktada Türkiye, bölgedeki katliama seyirci kalamaz. Türkiye, Çin’in Uygurlara yönelik olarak uygulamaya koyduğu kültürel soykırım ve etnik asimilasyon faaliyetlerini durdurması için elinden geleni yapmalıdır. Türkiye ile Çin arasındaki ilişkilerin derinliğini de Uygurların durumuyla ilişkilendirmek şarttır.
 
Kaynak:  09.07.2009  Özcan Yeniçeri Yeniçağ Gazetesi
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , | Kaşgar’da etnik ve kültürel soykırım! için yorumlar kapalı
Oca 09

Kadın Beyni!

Doktor fıkraları
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Kadın Beyni !
 
Hastanın durumu çok ağır, yoğun bakımda yatıyor..
Tüm ailesi bekleme odasında doktorlardan haber bekliyor.
Halsiz ve umutsuz bakışlı bir doktor çıkıyor:
“Tek yaşam şanşı var oda beyin nakli.Böyle bir ameliyatı ilk olarak deneyeceğiz, tabii masraflar hastanın ailesine ait.” diyor.
Aile, şaşkın, yorgun, çaresiz…
Aralarından biri :
“Peki ama fiyat nedir?” diyor.
“Değişir” diyor cerrah.
“5000 dolar erkek beyni kullanırsak”
“200 dolar kadın beyni kullanırsak.”
Uzun bir sessizlik çöker. Beyler gülmemeye çalışırlar.
Hanımlarla göz göze gelmekten kaçarlar.
Ama aralarından biri merakını yenemez:
“Peki doktor bu fiyat farkının nedeni nedir?” diye sorar.
Cerrah gülümser:
“Eh tabi, aynı arabalar gibi, kadın beyinleri ucuz oluyor akıllarını çok kullandıkları için. Kullanılmış akıl, kullanılmış beyin. Erkek beyni hiç kullanılmamış sıfır km araba gibi pahalı oluyor.”
 
 
Kaynak:http://www.fikralarim.com/kadin-beyni-neden-ucuz.html
Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , , , , | Kadın Beyni! için yorumlar kapalı
Oca 08

Güneydoğudan Gelen E- Posta

guneydoguda-15-subat-gerginligi_976451_720_400
  Güneydoğudan Gelen E- Posta
 
Televizyonlarda PKK yanlıların uzun yıllardan bu yana hakim olduğu bir gerçek. Bundan dolayı, televizyonlarda gerçekten Kürtleri veya Zazaları değil, PKK’lılar ile benzerleri ya da AKP adına konuşan siyasi Kürtçüleri dinliyoruz. Bu da bize Güneydoğu Anadolu’nun Türkiye’den duygusal olarak koptuğu görüntüsünü veriyor. Dün bir dostum bana kendisine bir subay arkadaşının yolladığı e postayı iletti. Okuyunca ondan ve e postanın yazarından e postayı yayınlamak için izin istedim. İzni aldım. Aşağıda Güneydoğu Anadolu’nun bir ilçesinin günlük ve doğal yaşamından bir kesit okuyacaksınız.
“Çok uzun zaman oldu size mail yazmayalı ama malum bu konuda beni guneydoguda_kan_govdeyi_goturuyor_boyle_ulke_mi_yonetilir_h54121hoşgörmenizi diliyorum. Bugün Erganideydik….. Asker uğurlama törenine katıldık. Askere gidecek olan 60 a yakın Erganili delikanlı için bir tören icra edildi. Ailelerinin de katıldığı bu törende her gencin sırtında Türk Bayrağı aileleri elinde Bayrağımız ile halaylar çekildi, kurban kesildi, analar tarafından evlatlarına kınalar yakıldı… Kürtçe ağıtlar ve zılgıtlar da oldu…. Ama hepsi de Çanakkale cephesine gider gibiydiler.
Ne konuştuklarının bir önemi var mı? Kürtçe olmuş, Boşnakça ya da İngilizce… önemli olan bu kutsal bayrağı ve toprağı korumak için gidiyorlardı…. İki gün önce kayın validemin bir adağını yerine getirmek üzere hayvan borsasına gittim. Beraberimde Diyarbakırlı arkadaşlar da vardı. benim için bir hayvan buldu ve başladılar pazarlığa….. pazarlık Kürtçe yapılıyordu. Aslında koca pazarda konuşma dili Kürtçeydi. Geçen sene kurban bayramı öncesi gittiğimde de aynı şeyi farkettim. %80-90 Kürtçe konuşuluyordu pazarda. Önceleri bu bende biraz çekingenlik yaptıysa da benimle pazara gelen kişinin kardeşi Kıbrıs şehidi, oğlu PKK ile mücadelede gösterdiği başarılardan dolayı 2 sene önce kolordu K. tarafından evine gidilerek ödüllendirilen birisi. Anlayacağınız bayrağını ülkesini seven birisi. Aldığımız adağı kesen kasap ise tamamen tesadüf eseri rast geldiğim birisi ve benim asker (binbaşı) olduğumu öğrendikten sonra gösterdiği hürmeti size anlatmam mümkün değil. Belki aklınıza acaba bir beklentisi veya çıkarı mı var diye gelebilir ama inanın hiç sanmıyorum çünkü nerdeyse para almayacaktı benden. benim telefonumu istemeden kendi telefonunu verdi. “ne zaman ihtiyacın olursa ara” dedi.
“Hayvan pazarından döndükten sonra epey düşündüm…. Orada konuşulan Kürtçeydi ama şehirdeki pazarda insanlar Türkçe konuşuyor, Türkçe pazarlık yapıyor Türkçe bağırıyordu… işte bu dedim…. hayvan pazarındakiler kırsaldan gelmiş, dağda çobanlık yapan, coğrafyanın tabiatın etkisiyle vuku bulmuş yıllardır konuşulmakta olan saf Kürtçe bu. Oradaki adam örgüt zihniyetinde değil. Ama Kürtçe konuşuyor, belirli sayıda kelimeleri olan Kürtçesiyle anlaşıyor. Edebi bir eser yapmasına gerek olmadan bilimsel bir çalışma yapmaya ihtiyaç duyulmadan günlük konuşma diliyle konuşuyor. İşte inanın o pazara sözde Kürt aydını denilen şahsiyetler gittiğinde onları anlamakta zorluk çekiyorlar Çünkü oradaki çoban uydurulmuş türetilmiş kelimelerden oluşan Kürtçeyi anlamıyor ki…..
Diğer taraftan bakıyorum da TRT-6 her bir bölgede her bir şehirde hatta her bir aşirette farklı konuşulan Kürtçedeki ayrılıkları giderip, dilde birlik olmaları için müthiş bir misyonla çalışmalarına devam ediyor… ayrı bir dil ayrı bir Milet için en iyi çalışan kesinlikle TRT-6 dır.”
 
Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/guneydogu-anadoludan-pkklilasmamis-manzara-32834yy.htm
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , | Güneydoğudan Gelen E- Posta için yorumlar kapalı
Oca 07

TÜRK’ÜN ŞAHLANIŞI -TÜRKİSTAN

 
turkbirdevtbd
       agubdpdmjpvlbig
 
 
 
 
          
 
 
 
 
 
TÜRK’ÜN ŞAHLANIŞI – TÜRKİSTAN
 
Ey Türk, düşmanını unutma, tanı!
Türkistan Türklüğün ana vatanı
Bil yiğit Kürşat’ı, bil, Oğuz Hanı
Türk’ün Birliğine akın yakındır!
Türk’ün şahlanışı, yakın, yakındır!
 
Dünya bilsin, Türk’e candır Türkistan!
Damarda, yürekte kandır Türkistan!
Her Türk’e şereftir, şandır Türkistan!
 
Önleyemez setin, bunu bilirsin
Türk’ün intikamı nasıl görürsün
Sende elbet misli ile ölürsün
Türk’ün Birliğine akın yakındır!…
Türk’ün şahlanışı, yakın, yakındır!…
 
Dünya bilsin, Türk’e candır Türkistan!
Damarda, yürekte kandır Türkistan!
Her Türk’e şereftir, şandır Türkistan!
 
İn misin, Cin misin, dünya yüzünde?
Hiç insanlık yok mu senin özünde?
Yecüc-Mecüc müsün bu yeryüzünde?
Türk’ün Birliğine akın yakındır!
Türk’ün şahlanışı, yakın, yakındır!
 
Dünya bilsin, Türk’e candır Türkistan!
Damarda, yürekte kandır Türkistan!
Her Türk’e şereftir, şandır Türkistan!
 
Şeytan defterini bu Türk dürecek
Kini yeryüzünden bir, bir sürecek
Dünya insanlığı Türk’le görecek
Türk’ün Birliğine akın yakındır!
Türk’ün şahlanışı, yakın, yakındır!
 
Dünya bilsin, Türk’e candır Türkistan!
Damarda, yürekte kandır Türkistan!
Her Türk’e şereftir, şandır Türkistan!
 
Türkistan’da doğdu, açtı birliğim
Dünyaya adalet saçtı birliğim
Fitneden, fesattan kaçtı birliğim
Türk’ün Birliğine akın yakındır!
Türk’ün şahlanışı, yakın, yakındır!
 
Dünya bilsin, Türk’e candır Türkistan!
Damarda, yürekte kandır Türkistan!
Her Türk’e şereftir, şandır Türkistan!
 
15.07.2014
Kenan ŞAHBAZ
Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | TÜRK’ÜN ŞAHLANIŞI -TÜRKİSTAN için yorumlar kapalı
Oca 06

“MİT-PKK görüşmeleri” ya da “Oslo görüşmeleri”

MİT-PKK görüşmeleri ya da Oslo görüşmeleri,

“Teröristle Görüşen Şerefsizdir Namussuzdur” Diyen dönemnin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın ve  ayrıca Bülent Arıç’ın konuşması:

http://www.youtube.com/watch?v=UXAdrnjTjxA

2009 ya da 2010 yılında PKK ile MİT arasında yaşanmış ikili görüşmelerdir. Görüşmelerin ne zaman başladığı ve bitip-bitmediği açıklanmamaktadır. Nelerin görüşüldüğü gizlidir ve hala gizlenmektedir. Zaman içerisinde terör örgütünün isteklerinin yerine getirildiği iddia edilmektedir ve bu düşünce halkta yaygın haldedir.

Türkiye ile PKK uzun yıllardır çatışma halindedir. Bunun üzerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan‘ın isteğiyle, başbakanlığa bağlı Milli İstihbarat Teşkilatı ile PKK çatışmaları bitirmek, barış sağlamak ve karşılıklı görüş alış-verişi amacıyla Norveç‘in başkenti Oslo‘da görüşmüşlerdir.

Bu konu ile ilgili olarak Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklaması şöyle olmuştu;

Biz bir hukuk devletiyiz. Atacağımız adımları da hukuk çerçevesinde atacağız diyoruz. Ama hukuktan anlayamayana da, Şemdinli’de, Beytüşşebap’ta olduğu gibi gereği yapılacaktır. Bu süreç içerisinde bizim şahsen ben İspanya Başbakanı Zapatero ile olsun, İngiltere Başbakanı Blair ile olsun bunlarla bu görüşmeleri ben de yaptım. Beşir Bey’in milli birlik ve kardeş projesi kapsamında oralara gönderdim. Kendisi de oralarda ilgili bakanlarla gerekli görüşmeleri o da yaptı. Biz kimsenin adım atmakta tereddüte düştüğü, İmralı olsun, Oslo olsun çok açık net… bu adımlarıda attık. Niye? Acaba nerede bir şey var, bunu görelim, bununla bunu yapalım. Oslo’da olacaksa, Osloyla bunu yapalım. Onun içinde Milli İstihbarat Teşkilatı müsteşarı olarak Emre Bey zamanından itibaren başlattık görüşmeleri. Sonra Hakan Bey geldi, Hakan Beyle de aynı şekilde devam ettik. Ve şu anda bu kesilmenin bazı sepleri oldu. O kesilmenin sebepleri neydi, bu iletişimdeki samimiyetsizlikti. Tabi bu samimiyet olmayınca ister istemez bu işi bir keselim dedik.”

 

Kaynak:http://tr.wikipedia.org/wiki/M%C4%B0T-PKK_g%C3%B6r%C3%BC%C5%9Fmeleri

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , | “MİT-PKK görüşmeleri” ya da “Oslo görüşmeleri” için yorumlar kapalı
Oca 06

Türkistan Kan Gölü!

drVtjBbMhYRJnfw-580x326-noPad
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Türkistan Kan Gölü!
 
Balkanlardan Çin Seddine Türk Dünyasının her yanında olumsuz gelişmeler yaşanıyor. İki hafta önce Kerkük’te patlayan bomba seksen dört Türkmen’in hayatını kaybetmesi ve yüzlerce kişinin yaralanmasına neden olmuştu. Geçen hafta Bulgaristan’da seçimler yapıldı. Bulgaristan seçimlerinde en yüksek oyu  “Türk Karşıtı” “Bulgaristan’ın Avrupai Kalkınması İçin Yurttaşlar”  oluşumu GERB aldı. Bu oluşumun lideri, Sofya Belediye Başkanı ve Bulgaristan’ı Türkler için yaşanmaz kılan Todor Jivkov’un koruması Boyko Borisov’dur. Bu durum, Bulgaristan Türkleri için ciddi sonuçlar yaratacak kötü bir gelişmedir. En yürek yakan ve tehlikeli gelişme ise hafta başında Doğu Türkistan’da meydana geldi.
Yabancı haber ajansları, ilk olaylarda 203 mağaza, 14 ev, 190’ı otobüs olmak üzere 216 araç yakıldığı bilgisini geçtiler. Olaylar kısa sürede Uygur Türklerinin yaşadığı diğer kentlere de sıçradı. Resmi rakamlara göre ölü sayısı 156, tutuklanan Uygurların sayısı da 1500’ü aştı. Gayr-i resmi kaynaklara göre ölü sayısının üç yüz ile beş yüz arasında olduğu ifade ediliyor.
Çinli yetkililer, Uygur Türklerinin yaşadığı bölgelerde sıkıyönetim ilan ederek dış dünyayla ilişkilerini tamamen kestiklerinden bölgeden sağlıklı bilgi alınamıyor. Yıllardır komünist bir diktatörlük ile sıkı bir yönetim altında yaşayan Uygur Türkleri böylece sımsıkı bir yönetim altına alınmış oldular. Zulüm, vahşet ve dehşet o boyutlara ulaştı ki, Çin’de Uygurlar için ölmek yaşamaktan daha fazla özlenir hale gelmiştir.
 
Kaynak:  09.07.2009  Özcan Yeniçeri Yeniçağ Gazetesi
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , | Türkistan Kan Gölü! için yorumlar kapalı
Oca 05

Vehhabilik (1)

vahhabilik
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Vahhabilik (Vehhabilik) (1)
 
(İngiliz Casuslarının İslamiyeti Yok Etmek İçin Kullandıkları Alet)
 
1 – Vahhabilik Sapkın Bir Fırkadır (!!!)Vehhabilik, bozuk ve sapık bir fırkadır. On sekizinci yüzyıl ortalarında, Arabistan yarımadasında, Necd bölgesinde ortaya çıkmış, Muhammed bin Abdülvehhab tarafından kurulmuştur. Bu şahıs, İbn-i Teymiyye’ye sahip çıkmış, onun bozuk fikir ve görüşlerinin yayılmasında, baş rol oynamıştır. Bu fırkaya bağlı olanlara, Vehhabiler adı verilir. Vehhabilerin Ehl-i Sünnete Karşı Olduğu Belli Başlı Yerler:1- Sözlerine inandırabilmek için, Selef-i Salihinin yani Salih olan selefin (Ashab-ı Kiram ve Tabiinin) yolunda olduklarını söyleyerek, kendilerine “Selefiler ve Ehl-i Sünnet” adını verirler.

2- İtikatta Selefi, amelde Hanbeli olduklarını savunurlar.

3- Dört şeri delilden, İcma ve kıyası kabul etmezler.

4- Dört hak mezhebi tanımazlar. Bunlardan birine bağlanmayı reddederler.

5- Peygamberimizin, hırka ve mübarek sakalının ziyaret edilmesini şirk sayarlar.

6- Müteşabih Ayet-i Kerime ve Hadis-i Şerifleri zahiri (görünen) manasıyla yorumlarlar. Bu yüzden, yüce Allah’ı yarattıklarına benzetir ve bir cisim olarak görürler.

7- Yüce Allah’ın cisim olduğunu söyler, gökte olduğuna arşın üzerinde oturduğuna inanırlar.

8- Namazı kılmayan bir Müslümanın Dinden çıktığını, kafir olduğunu söylerler.

9- Peygamberler ve Salihler vesile edilmez, (kişi dua ederken Peygamberler ve Salihler hürmetine diyemez) derler.

10- Tasavvuf ve tarikatın bid’at ve sapıklık olduğu inancını yayarlar.

11- Kendilerinin doğru yolda, gerçek Ehl-i Sünnet olan Maturidilerle Eşarilerin ise sapıklık içinde ve batıl yolda olduklarını iddia ederler.
Bir başka açıdan… Kendilerine selefi derler. Ancak mantık olarak selefi olmaları mümkün değildir. Zira Selefi sahabeye ve sahabeyi gören nesle denir. Dolayısıyla zamanımızda selefi olmak mümkün değildir. Kendilerine referans aldıkları kişilerden biri İbn-i Teymiye’dir. Vehhabilği Suudi Arabistan’da Osmanlı’ya isyan edip İngilizlerin menfaatine çalışan ibni Abdülvehhab adında sapkın bir kişi kurmuştur. kendilerinin Hanbeli mezhebine bağlı olduğunu iddia ederler ancak 200 den fazla sapkın inanışları vardır.
Kaynak: http://www.hayatinanlaminedir.com/vahhabilik-vehhabilik-nedir/

 
 
 
 
 
 
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , | Vehhabilik (1) için yorumlar kapalı
Oca 04

Altın Sözler

Cesaret
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
          Altın Sözler
  • Arkadaşını yalnızken ikaz et, başkalarının yanında öv. PUBLIUS CYRUS
  • Arkanı güneşe çevirme, gölgen önüne düşer. TAGORE
  • Aşk, dört nala giden at gibidir, ne dizginden anlar, ne söz dinler. KONFÜÇYÜS
  • Aşk, öyle engin bir denizdir ki, ne başlangıcı ne de sonu vardır. MEVLANA
  • Bana iyi analar veriniz, size iyi vatandaşlar vereyim. N. BONAPARTE
  • Bana ya hürriyet verin, ya da ölüm. PATRICK HENGY
  • Cennet anaların ayakları altındadır. HZ. MUHAMMED
  • Cesaret cennete, korku ölüme sürükler. SENECA
  • Deney, aklın babası, belleğin anasıdır. THOMAS FULLER
  • Doğruluk, insanın kalbinin en gerçek anlatımıdır. KONFÜÇYÜS
Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , | Altın Sözler için yorumlar kapalı
Oca 03

Salhane köpekleri

images
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Salhane Köpekleri
Bu yayınları yapanlar “Salhane Köpekleri” gibiler gerçekten…
Metin Özkan’ın medya üzerine denemelerini topladığı kitabın adıydı bu.
Eşiği pislik kokusu olan duyuları harekete geçti bildik kadronun… Serde ölüsevicilik, kan tacirliği, komşuda pişer bize de düşer beleşçiliği var ya; salyaları süzülmeye başladı manşetlere.
Kristof Kolomb kıta Amerikası’na ayak basalı beri el altında tuttukları senaryo taslağını çıkardılar, yeni filmin adını koydular.
 
Türkistan (K.Ş)
Fonunda hiç ağıt yoktu perdeye yansıttıkları görüntülerin. Sade bir “Pembe Panter” introsu; entrikanın geleneksel ritmi.
Oysa Doğu Türkistan Türkleri’nin yerdeki cansız bedenlerinin arasından haykırmak lazımdı:
“Yine buldu ruhum elemlerini,
Andım da, O eski Türk ellerini,
Ecdat yurtlarının o hallerini,
Güzelim kalp ağrım canım Türkistan ..
Cağlar kanım için, kanım Türkistan.”
Hasreti gözünden, acısı gönlünden taşanlar öyle derdi. K.Fedai Coşkuner ve nice ozan öyle demişti.
Çünkü izlediklerimiz Hollywood inşaası bir  “film platosu”nda çekilmiyordu. O doğal set alanı, Kaşgarlı Mahmud’u, Yusuf Has Hacib’i, Mehmet Emin Buğra’yı yetiştiren, medeniyetle yaşıt topraklara kurulmuştu.
Tankların önüne bedenlerini siper edenler İsa Yusuf Alptekin’in, Osman Batur’un torunlarıydı…
Ve Doğu Türkistan’da  “vahşet”, “zulüm”, “katliam”, “trajedi” , ben  “soykırım”  diyorum, başkaları adına ne diyorsa o, bir gün, bir hafta, on gün önce başlamamıştı.
Dediğim gibi  “bu ilk değildi” ve en son 1964’ten beri en büyük insanlık suçunun kurbanlarıydılar.
Sadece nükleer denemelerden ötürü ölen Doğu Türkistanlı sayısı 210 bini geçmişti.
Radyoaktif yayılmaya karşı açık hedef durumundaki Türkler’in resmi kayıtlara girmeyen kayıplarını tahmin etmek hiç kolay değil.
Son olayların işaret fişeği olan, Türk kızlarının ailelerinden koparılmaları, tacizcilerin kucağına atılmaları olayları da, kendini satmadığı için boğulan Dilşad Hatun’dan bu yana kötü kaderleriydi. Nüfusun Çinlileşmesi için Çinli erkeklerle yaptırılan stratejik evlilikler de öyle. Ve en ilkel yöntemlerle “kısırlaştırma”ları, ölümcül kürtaj zorlamaları…
Yıllarca bütün bunlar hiç yaşanmıyormuş gibi davranmayı başaranların dünya Türklüğü’nün acılarından önce küresel dünyalıların menfaatlerini sahiplendikleri ortada. Çin politikalarını “Türk soykırımı” olarak tanıyamıyorlar… Ama Doğu Türkistanlılar’ın isyanını “bağımsızlık savaşı” olarak tanıtmaya çalışıyorlar.
Bu hassasiyet mi, yoksa “yönlendirme” siparişi mi?
Taraf’lı servis elemanlarının adisyon notlarına bakılırsa ikincisi.
Doğu Türkistan’ı bir “kart”tan ibaret görüyorlar onlar. Ve bu kartı Doğu Türkistanlılar’ın acısını dindirmek, can güvenliğini sağlamak, haklarına sahip çıkmak için değil “model ortağımız”ın ekmeğine yağ sürmek için açmaya çalışıyorlar. Doğu Türkistanlılar’a, İran halkına yapılana benzer bir “Yes we can” dayatmasında bulunmak niyetleri. Yılların mücadelesinin üzerini çizmek ve anayurdumuzu emperyal bir üsse çevirmekten başka birşey değil…
Yazık ki Doğu Türkistan’ı Altaylar’da yeşerttikleri inançlarına emanet etmekten başkası gelmiyor elimizden. Töredir; bütün felaketlerden sonra iyilik simgesi Bay Ülgen le, kötülük simgesi Erlik’in savaşını “ulu Tanrı”nın yol gösterdiği Ülgen kazanır… Göktanrı girer, zulüm çıkar.
 
Kaynak: 09.07.2009 Selcan Taşçı Yeniçağ Gazetesi
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Salhane köpekleri için yorumlar kapalı
Oca 02

“Galapintop”

images
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
“Galapintop”
 
Bir zamanlar kurtların hakim olduğu bölgeyi, aslanlar, dağ aslanları ve panterler keşfetmiş. Bölgede kurtlar besin zincirinin altına düşmüşler. Telaş içinde bir araya gelerek, “bu sorunu nasıl çözeriz”i tartışmışlar.
Biri demiş ki; biz koyunlara dostça yaklaşalım. Onlara aslanların, panterlerin zararlı olduğunu anlatalım… Korunmaları için ders vereceğimizi söyleyelim. Ders sırasında üçer-beşer sürüden ayıralım. Ayrı ayrı yiyelim.
Bir başka kurt; hepsine tamam, ancak aslan-panter dersek uyanırlar.. Bunlar bilinen hayvanlar. Zaten nasıl korunacaklarını bilirler… Önlem alırlar. Hiç olmayan bir yaratık ismi söyleyelim: “Galapintop” diyelim, böylece daha kolay bir korku dünyası yaratırız.
Kurtların anlattıkları Galapintop, koyunların korkulu rüyası olmuş. Kurtlar da korunma için sizlere ders vereceğiz diye onları üçer beşer ayırmış, yemişler.
 
Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/galapintop-32521yy.htm
Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , | “Galapintop” için yorumlar kapalı