Mar 27

“Türkiye Batı’dan bölündü ” 3

350px-TurkishGrayZoneIslands.svg
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
“Türkiye Batı’dan Bölündü ” 3
Eski Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri emekli kurmay albay Ümit Yalım başka açıklamalara devam ediyor;
Türk vatandaşı A.K., 13 Nisan 2013 tarihinde, sişme bot ile taşıdığı 20 Suriyeli kaçağı Bulamaç Adası’na indirirken Yunan Sahil Güvenlik ekipleri tarafından yakalanıyor. A.K. Yunan mahkemesi tarafından tutuklu olarak yargılanıyor ve Eylül 2013’te 50 yıl hapis cezası ve 115 bin Avro para cezasına çarptırılıyor. Haber, başta Anadolu Ajansı olmak üzere birçok basın ve yayın kuruluşu tarafından yayımlanıyor. Ancak, Didim açıklarındaki Bulamaç Adası Türkiye Cumhuriyeti’ne ait ve 6 millik Türk karasularının içinde. Türk vatandaşı A.K., Türk Karasularının içinde ve Türk Adasında insan kaçakçılığı suçu işliyor ama yargılamayı paralel yargı;Yunan mahkemesi yapıyor. AKP Hükümeti, Dışişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı ile birlikte Türk yargısı bu paralel yargıya da sesiz ve tepkisiz kalıyor.”
Yine Ümit Yalım’dan kabullenmesi zor “paralel ordu” yorumu;
“ 2004 yılının Ekim ve Kasım aylarında, Yunan askerleri tek kurşun atmadan, hiçbir karşı mukavemetle karşılaşmadan elini kolunu sallayarak geliyor ve Didim açıklarındaki Eşek ve Bulamaç Adalarını işgal ediyor. İşgal devam ediyor ve Türkiye Cumhuriyeti’ne ait 16 ada ile 1 kayalık fiilen işgal ediliyor. Paralel Ordu;Yunan Ordusu’nun askerleri Türk topraklarına yerleşiyor. Dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök kılını bile kıpırdatmıyor. Halbuki Özkök, Hükümet Direktifi verilmese dahi, o tarihteki TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. Maddesi gereği Türkiye Cumhuriyeti’ni kollamak ve korumakla görevliydi.
Türk topraklarındaki Paralel Ordu’nun varlığı, 31 Aralık 2008 tarihinde Yunanistan Genelkurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanı’nın Bulamaç Adası’na gelmesi ve hava sahası ihlali yapması ile ortaya çıkıyor. 18 Mayıs 2011 Tarihinde, Türk topraklarındaki paralel ordunun varlığı belgeleniyor ve kamuoyunun bilgisine sunuluyor. İşgal konusu, MHP ve CHP Milletvekilleri tarafından soru önergeleri ile Davutoğlu’na soruluyor. Davutoğlu, (adacık) diyor olmuyor, (yorum farkı) diyor olmuyor ve sonunda pes ederek işgali kabul ediyor ve ön inceleme görüşmelere sığınıyor.”
 
Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/farkli-bir-paralel-yorum-29663yy.htm
 
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , | “Türkiye Batı’dan bölündü ” 3 için yorumlar kapalı
Mar 26

Siyasetten Taharet

beni_yka
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Siyasetten Taharet
Haddi aşsa da bir söz vardır halk arasında, bilirsiniz; “İslam’ın şartı beş. Altıncısı da haddini bilmek” diye..
 
Kıssadan Hisse;
Halife Harunurreşid devrin önemli âlimlerinden İmam-ı Şıbli’yi davet eder. Kendisine nasihat etmesini ister. İmam Şıbli bir bardak su ister. Halifeye “Eğer çölde susuz kalsan, ölmek üzere olsan, biri elinde şu bir bardak su ile çıkıp gelse, dese ki; “bu bir bardak suyu sana veririm. Ama servetinin yarısını isterim. Verir misin?
Halife “Elbette veririm.” der. Peki, bu suyu içtin, vücudundan atamıyorsun. Doktor gelse ben o suyu dışarı çıkartırım. Fakat servetinin diğer yarısın isterim derse, verir misin?” Harunurreşid; “Elbette veririm” der. İmam Şıbli hazretleri; O halde bir bardak su bile etmeyen servetine güvenme” der)
Yine O Halifenin kardeşi Behl-ül Daneye derler ki;
Sen ki halife Harun Reşidin kardeşi olasın. Böyle bir lokma bir hırka ile yetinesin. Bu yakışır hal değil. Varalım halifeye diyelim, biraz hurmalık, biraz dünyalık versin sana. Sen de varlılardan ol bu fani âlemde. Allah dostu onlara şu cevabı verir;
Orası kolay da, hesap günü kızgın saç üzerinde mal varlığını saydırıyorlarmış adama. Ben “bir lokmam bir hırkam var” der atlarım. Değilse nasıl dayanırım o kadar mal varlığını saymaya o şartlarda. İstemem..!
 
“Paralı eller” bu kısmını da düşünsünler. Para sayma makinesi de sokulamaz içeriye “zerre-i miskalin hesabının görüldüğü o günde”
 
Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , , , , , | Siyasetten Taharet için yorumlar kapalı
Mar 25

Tayyip Bey! (2)

images (2)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Tayyip Bey! 
Kasım Paşalı’sın öğrendik elbet
Kalmadı millette ne beniz, ne bet
Bize de gelince siyasi nöbet
Kefaletin senin olsun Tayyip Bey!
 
Demokrasilerde hınç olmaz bence
Türk bayrağı asmak suç olmaz bence
Derde çare bulmak güç olmaz bence
Esaretin senin olsun Tayyip Bey!
 
Bölücüler göbek atar övünür
Ailece şehit gazi dövünür
Avrupa Birliği başka sevinir
Maharetin senin olsun Tayyip Bey!
 
Barzani bölgenin horozu oldu
Hukuk da, yargı da şimdi kahroldu
Analar, babalar saçını yoldu
Marifetin senin olsun Tayyip Bey!
 
Canilere “sayın” diyen dil sende
Tepelerde renkli açan gül sende
Şimdi eteklerde çalan zil sende
Musibetin senin olsun Tayyip Bey!
 
Her an dışardasın gezmektir işin
Emrindesin papa, patrik, keşişin
Neye varır sonu böyle gidişin
Zafiyetin senin olsun Tayyip Bey!
 
Gizli görüşmede bizi itmişsin
Yoksun Türkiye’de kayıp, yitmişsin
Bir yemekten bir yemeğe gitmişsin
Ziyafetin senin olsun Tayyip Bey!
 
Otuz altı etnik grup var dendi
Bu ülkede pek çok oyun denendi
Bir irfan ateşi hepsini yendi
Cehaletin senin olsun Tayyip Bey!
 
Bush’tan Obama’dan icazet aldın
Atlantik ötesi sırlara daldın
Batının o korkunç çölünde kaldın
Aczi yetin senin olsun Tayyip Bey!
 
Haçlı siyaseti zulüm, kin kustu
Kokmaz dediğimiz tuz bile koktu
“Büyük Orta Doğu” eskiden yoktu
Tarikatın senin olsun Tayyip Bey!
 
(Devamı var)
 
Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Tayyip Bey! (2) için yorumlar kapalı
Mar 24

DÜN ÖYLE !.. BU GÜN BÖYLE DEDİLER!…

paralel-devlet_547287images (1)
   
DÜN BÖYLE !.. BU GÜN BÖYLE DEDİLER!..
 
SAMİMİ BİR HATIRLATMA!..
Adnan Menderes’in “ipi” fiilen ne zaman çekilmişti biliyor musunuz?
Yassıada’da, hakkındaki iddialara karşı kendisini savunmaya başladığında; yani “Yassıada mahkemesi”ni tanıdığında!
Balyoz sanıklarının “cezası” ne zaman kesildi biliyor musunuz?
Silivri’deki o spor salonundan bozma mekanda “suçlamaları reddetmek” için bile olsa “mahkeme”yi muhatap aldıklarında; yani tanıdıklarında, meşruiyet kazandırdıklarında!
Cenevre-2’de neredeyse “terör hamisi” diye tescillendiği, Lahey’e sevk yolunun döşendiği şu günlerde, kuyusunu kazdığını söylediği “dış güçler”i -bir kere daha- tanıyarak Erdoğan da aynı şeyi yapıyor şimdi, kendisini “uluslararası alanda” savunarak “yargılama”, “hüküm verme” hatta “infaz” yetkisini de onlara bırakmış oluyor.
“Sine-i millet”e dönmek yerine Brüksel’e giderek -millet nazarında- kendi sandalyesini tekmeliyor!
***“Paralel devlet”i Brüksel’e şikayet etmek ne demek?***
Yahut büyükelçiler vasıtasıyla dünya başkentlerine “jurnalletmek”?
“Yönettiğimi zannettiğim devleti meğer ben yönetmiyormuşum, meğer bir örgüt / çete tarafından kuşatılmışım, gelin kurtarın beni bu kumpasçılardan” demek; AB’ye-ABD’ye “içişlerime karışabilirsin” vizesi vermek, hatta “ne olur gel içişlerime karış” davetiyesi çıkarmak anlamına gelmiyor mu?
Erdoğan hem Büyükelçiler konferansı, hem de Brüksel’deki tavrıyla, kendisine komplo kurduğunu öne sürdüğü “dış güçler”i kendi elleriyle meşrulaştırmış olmadı mı?
Başında bulunduğu devletin sorunlarını AB yahut ABD ile “korkutarak” çözmeyi tercih etmiş bir Başbakan’ın aynı AB-ABD sopası kendisine gösterildiğinde “dış güçlere yedirtme beni ey halkım” diye ağlamaya hakkı kalır mı?
Bence kalmadı!
Erdoğan, iktidarın o dilinden düşürmediği kefene sarıldığı gün kimseyi değil; “Ankara’nın şerrinden Brüksel’in şefaatini” tercih ettiği o günü hatırlamalı!
                                  
Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/ipini-dis-guclere-teslim-etti-29544yy.htm
 
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , , , | DÜN ÖYLE !.. BU GÜN BÖYLE DEDİLER!… için yorumlar kapalı
Mar 23

Görmezden Gelinemez Sözler…

bdp
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
                             TERÖR KAZANI
 
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ‘özerklik’ açıklamaları yapıyor:
“Asıl inşa edilecek şey demokratik özerkliktir. Halkın kendini yönetebilme anlayışı, mekanizması ve sistemidir. Burada kendi ana dillerimizle, Kürtçenin lehçeleriyle Arapçayla, Ermeniceyle, Süryaniceyle, bu toplum artık kendi diliyle hizmet almanın aşamasına geldi. Kamusal hizmetin de, eğitimin de bütün aşamalarında kendi ana dilinde hizmet alma aşamasına geldi. Biz bunları devletten beklemeyeceğiz. Ders kitaplarımızı kendimiz basacağız…”
 
BDP Diyarbakır Belediye Başkan Adayı Gültan Kışanak ‘özerklik’ açıklamaları yapıyor:
“Apo zaten özgürdür, İmralı’nın sadece 4 duvarı kalmıştır. Başkan Apo Amed’e gelecek, Kürdistan’a gelecek halkıyla buluşacak. Öcalan Amed’e gelecek, özerk sistemimizi inşa edeceğiz. Halk olarak öz yönetimlerimizi kuracağız, kendi özerk sistemimizi inşa edeceğiz”
 
Mardin Bağımsız Milletvekili ve Mardin Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ahmet Türk ’özerklik’ açıklaması yapıyor:
“Kuzey Kürdistan’da (Türkiye’nin Güneydoğu’su) demokratik özerkliği oluşturma, inşaa etme çabamız ve çalışmalarımız vardır. Kürtler örgütlülükleriyle, kurumlarıyla, çalışmalarıyla ben inanıyorum ki kendi siyasetlerini de kendileri yapacaktır. Demokratik özerklik için alt yapıyı öncelikle oluşturmak lazım. Ancak, Rojava (batı) ile Bakur’un (kuzey) şartları aynı değil. Kürtler bütün parçalarda özgürlüğüne kavuşacaktır”
 
“Duygusal kopuş eninde sonunda siyasal kopuşa götürecektir” diyen Van bağımsız milletvekili Aysel Tuğluk, ’özerklik’ açıklaması yapıyor:
“Sloganlaştırdığımız, ‘Öcalan’a özgürlük Kürdistan’a statü’zamanıdır. Kürdistan şehitlerini saygıyla anıyorum, anıları önünde saygıyla eğiliyorum. Özgürlüğe çok yakın olduğumuz günleri yaşıyoruz”
 
Tayyip Erdoğan, 17 Aralık 2013 sabahı, bakan çocuklarının evinde arama yapıldığı sırada oğluna telefonda, “evdeki bütün paraları sıfırlayın” diye talimat verdiğinin ses kayıtları internete düşünce ilk konuşmasında, “28 Şubat’ta milletimize bu zulmü yapanların, normal şartlarda aslında sokağa dahi çıkacak yüzlerinin olmaması gerekir. Türkiye’ye çok ağır bedeller ödetenlerin, en azından kendi vicdanlarında, kendilerini sorgulayıp, aynaya baktıklarında yüzlerinin kızarması gerekir. Ancak özellikle bugünlerde işte bu kişilerin, çevrelerin bırakın yüzlerinin kızarmasını, sokağa çıkmaktan haya etmelerini, utanmazca yeni bir darbe girişimine omuz verdiklerini görüyoruz” 
 
“AK Parti ile birlikte millet bir kez daha iktidara geldi, yönetime el koydu. Hiç kimse milletten bu iradeyi alamaz. Hiç kimse milletin bu iradesine ortak, paydaş olamaz”
 
“Allah’ın izniyle, milletimizin desteğiyle bu paralel örgütün, bu paralel yapının bütün rezilliklerini tek tek ortaya dökecek, bunları da bunlarla birlikte yürüyenleri de sokağa çıkamayacak kadar mahçup hale getireceğiz”
 
“ ‘Eteğinizde ne varsa dökün, elinizde ne varsa çıkarın’ diyorum ama bunlar gidiyor, alçakça, hayasızca, edepsizce montaj yapıp bunu servis ediyorlar. Avuçlarını yalarlar avuçlarını. Bizi buraya millet getirdi, sadece ve sadece, açık söylüyorum millet götürür. Montaj kasetlerle milletin emanetini yere düşüreceğimizi zannedenler de ancak ham hayalle yetinir” diyor. 
Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , | Görmezden Gelinemez Sözler… için yorumlar kapalı
Mar 22

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ

suleymansah_2
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ
Türkiye’nin sınırları dışında sahip olduğu tek toprak parçası olan Suriye’deki Süleyman Şah Türbesi tehdit altında. Süleyman Şah Türbesi hakkında her şey ve Süleyman Şah Türbesi’nin tarihçesi.
Süleyman Şah Türbesi, ve bulunduğu alan Suriye’nin Halep ilinin Karakozak Köyü sınırları içerisinde bulunan ve Türkiye’nin kendi sınırları dışında sahip olduğu tek toprak parçasıdır.
Türbe’de, Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu ve ilk padişahı Osman Gazi’nin dedesi ve Ertuğrul Gazi’nin babası olan Süleyman Şah’ın naaşı bulunmaktadır.
Süleyman Şah yeni yurtlar aramak amacıyla boyu ile birlikte Fırat kıyısına geliştir. Kayı boyu’ndan iki asker ile Caber’e gitmek için Fırat Nehri’nden geçerken boğularak vefat etmiştir. Ölümünden sonra beraberindeki iki adamı ile Caber Kalesi’nin eteklerindeki bir kümbete gömülmüştür. Türbe ve Caber Kalesi, Osmanlı Devleti yıkılınca Fransız Suriye Mandası sınırları içerisinde kalmıştır. Ancak Türkiye Cumhuriyetinin Fransa ile yaptığı Ankara Antlaşması ve Lozan Antlaşması’na göre kale ve türbe Türkiye’nin toprağı sayılmıştır. 1938′de Türbe yanına Jandarma Karakolu İnşaa edilmiş. Toprağın ve Türbenin korumasını Türk Askeri yapmaya başlamıştır.
1973 yılında Suriye Hükümeti Tabka Barajı’nın yapımının bitirileceğini ve türbenin Esed Baraj Gölü’nün suları altında kalacağını bildirmiştir. Bu yüzden türbe ve karakol Halep İline bağlı Karakozak Köyündeki 10.096 m²’lik yeni yerine taşınmıştır.
 
Kaynak: http://sozcu.com.tr/2014/gundem/suleyman-sah-turbesi-nerededir-suleyman-sah-turbesi-ile-ilgili-sey-474272/
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , | SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ için yorumlar kapalı
Mar 22

Devletin Onuru Böyle Çiğnendi

images (1)
  indir (1)
 Devletin Onuru Böyle Çiğnendi
4 Temmuz 2003 tarihinde Süleymaniye’de Amerikan askerleri Özel Kuvvetlere bağlı 11 Türk askerinin başına çuval geçirdiğinde ABD, ‘1 Mart tezkeresi’nin intikamını almakla kalmıyor, belki de bütün Türk tarihinin en büyük hakâretine mâruz kalıyordu Türk ordusu ve onun şahsında Türk devleti…
Türk subaylarının başına çuval geçirildikten sonra dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Ne notası verecektik, müzik notası mı?” dediğinde, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün, “Büyük devletler özür dilemezler” dediğinde, Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün, “Bu ABD’li için çok normal. Göz bağlamak yerine tamamen pratik bir çözüm” dediğinde ayaklar altına serilmişti…
19 Ekim 2009’da ellerinden bebeklerin, kadınların, çocukların, otobüste yakılan Aysel’in, dershane önünde bombalarla parçalanan anne ve çocuğunun ve binlerce askerimizin, polisimizin, korucumuzun, öğretmenimizin, mühendisimizin, imamımızın ve vatandaşımızın şehit kanları akan PKK’lı katillerin Habur’dan giriş yaptığında âlâ-yı vâlâ devlet töreniyle karşılandığında ve ülkenin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, bu haysiyetsizliği “Güzel manzara…” olarak nitelediğinde hak ile yeksân olmuştu…
30 Eylül 2012 tarihinde düzenlenen AKP kongresinde onur konuğu olarak davet edilen Barzani, “Tüm halkların özgürlükleri için savaşmalarına destek oluruz” dediğinde “Türkiye seninle gurur duyuyor” sloganları arasında alkışlandığında onuru zedelenmişti…
Oslo görüşmeleri öncesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Terör örgütüyle görüşen şerefsizdir” deyip, görüşmeler ayyuka çıktığında ise, “MİT, Hakan Fidan Oslo görüşmelerinde benim talimatımla rol almıştır” dediğinde çiğnenmişti…
16 Kasım 2013’te Diyarbakır’da sahnelenen ve adına ‘barış süreci’ denen rezâlette başrol alan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından “Sayın Mesud Barzani Kuzey’deki vatanınıza hoş geldiniz” pankartı altında “Kürdistan” sözcüğü telâffuz edildiğinde zil takılarak oynanmıştı…
“Türk diye bir ırk yoktur” diyen Yasin Aktay, “Beğenin ya da beğenmeyin, Apo Kürtlerin lideridir” diyen Beşir Atalay, “Yıllarca Kürt olduğumu söyleyemedim” diyen Zafer Çağlayan, “Her türlü milliyetçiliği ayaklarımızın altına aldık” diyen Recep Tayyip Erdoğan…
 
Kaynak: http://www.haberfedai.com/yazi/452/ve-devletin-dususu#.UuaDStJag4g
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , | Devletin Onuru Böyle Çiğnendi için yorumlar kapalı
Mar 21

NEVRUZ

kutlama_ergenekon
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
NEVRUZ
 
Can Türk’ün gönlünde bin çiçek açar
Gönül dünyasına kokular saçar
Düşmanlık yok olur, korkular kaçar
Sevgi ateşinin közüdür Nevruz
 
Onsuz hayat kuru, sakin, loş durur
Nevruz her yürekte kanı coşturur
Sevgiye, ilgiye cana koşturur
Türk’ün ilelebet gözüdür Nevruz
 
Gönül bülbülleri nevruz övende
Gönül, gönül olmaz bil ki sövende
İnsanlık, kardeşlik, dostluk güvende
Yüreklerin coşkun sazıdır Nevruz
 
Yaylalarda koyun, kuzu yaylatır
Canlıları kıpır kıpır oynatır
Kanımızı, canımızı her an kaynatır
Hayatın doyumsuz haz’ıdır Nevruz
 
Irkımın destanı, adı gibidir
Dünyaya yön veren kadı gibidir
Herkesin ağzının tadı gibidir
Sofrada aşların tuzudur Nevruz
 
Sarsılmaz birliğin işaretidir
Kinin, kötülüğün esaretidir
Doğrunun, gerçeğin cesaretidir
Allah’ın insana sözüdür Nevruz
 
Bu, Ergenekon’dan çıkış günüdür
Türklüğün nişanı, aşkı, ünüdür
Şanlı istiklâlin asil yönüdür
Türkün can damarı özüdür Nevruz
 
21.03.2009 
Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | NEVRUZ için yorumlar kapalı
Mar 20

Kişinin Para İle İmtihanı..

4 bakan 1 başçalan
   
 
    images  
 
 
 
 
 Kişinin Para  İle İmtihanı..
 
Para imtihanını kazanmak hiç de kolay değildir. Ne kadar parayı sevmediğimizi söylesek de hayat gemisi lâfla değil, parayla yürüyor. Sabahleyin evinden çıkıp tarlaya, iş yerine yahut daireye yetişmek için koşuşturan insanlara bakın… Hepsinin gayesi para kazanmak ve daha rahat bir hayat sürmek değil midir? O halde para öyle küçümsenecek, hafife alınacak bir şey değildir.
Hz. Peygamberimizin şu sözü de çok mânidardır:
“Kişinin namazına ve orucuna bakmayın. Onun dînâr ve dirhemine (para-pul) bakın.” Napolyon boşuna “para, para, para!” dememiştir. Bunun içindir ki para imtihanını kazanmak er kişinin kârıdır.
Mevlanâ’nın, meşhur eseri “Mesnevî”sinde hür olabilmek için para-pul esaretinden kurtulmak gerektiğini” söylemesi tesadüfî değildir.
Napolyon boşuna “para, para, para!” dememiştir Diğer taraftan Ziya Paşa’nın çok güzel ifade ettiği üzere, ne yazık ki insanlar kanunlara, yönetmeliklere, âmirlere değil, paraya pula tâbidir:
“Ne kânûna ne cebr ü zora ne hünkâra tâbîdir//Bu bendergehte herkes dirhem ü dînâra tâbîdir.”
Bu noktada Koca Râgıp Paşa’nın şu beytini de zikretmeliyiz:
“Kemâlinden değildir dâğ-ber-dil kimseye kimse//Medâr-ı hıkd u kîn gavgâ-yı dînâr u diremdir hep.”
Şair diyor ki: Kimse kimseye olgunluğundan dolayı kırgın değildir. Kin ve düşmanlığın sebebi para-pul kavgasıdır.
İçinizden “Zenginin parası yazarın kalemini yorarmış” diyenler çıkacak elbet. Lakin kim ne derse desin biz paranın kulu kölesi olanları eleştirmeye devam edeceğiz.
Son söz şairin:
“Allah, dostumu değil düşmanımı parayla imtihan etmesin//Ederse de kolaylık versin ki felek aşına zehir katmasın.” (Li-müellifihî)
 
Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/turkun-parayla-imtihani-29483yy.htm
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , | Kişinin Para İle İmtihanı.. için yorumlar kapalı