

ABD’nin, AB’nin, Barzani’nin ve “CANİ”nin bütün istekleri adım adım yerine getirilirken sizi uyutmak görevini yıllardır sürdüren “Benimle Evlenir misin?, Yemekteyiz, Evim Şahane, Bana Her Şey Yakışır, Ben Bilmem Eşim bilir, Yetenek Sizsiniz, Muhteşem Yüzyıl, Öyle Bir Geçer Zaman Ki, Kuzey Güney, Dila Hanım, Huzur Sokağı, Hayat Devam Ediyor, İntikam vb. programlardan başınızı kaldırıp ta “Türkiye’de Neler Oluyor” diye düşünmenizi ve olanları gizlemeye çalışan medyaya rağmen ‘açık oturumları ‘takip etmenizi, uyumaktan kurtulmanızı tavsiye ederim. Yarın çok geç olabilir…
Ülkemiz adım adım uçuruma giderken sessiz kalmanın vebalinden kurtulmak için tanıdığınız bütün siyasilere mesajlar gönderiniz Gördüğünüz yerde hesap sorunuz. Hangi partiden olursanız olun partinizin genel merkezini, yönetim kadrosunu ve milletvekillerini uyarınız. Aksi takdirde en kutsal emanetlerden biri olan vatanı emanete ihanet etmiş, kınanmış ve hatta lanetlenmiş olarak anılacaksınız. Gelecek nesillerin sizleri bu şekilde hatırlamasını istemeyenler lütfen okuyun, okuyun, okuyun! Bütün TV’lerdeki açık oturumları seyredin…Siyaseti ve siyasileri takip edin… Varsın moraliniz bozulsun… Memleket bozuluyor….
Hepinizin bildiği gibi TSK’nin terörle mücadelede üstün başarı gösterenler “Dijital Terör” suçlamasıyla terörist diye tutuklanırken 40.000 kişinin ölümünden sorumlu “teröristler tanık” oldular. Terör elebaşı ile destekçisi Barzani, (hükumetin değil!) devletin en güvendiği kişiler oluverdiler. TSK Genel Kurmay Başkanı terör suçlamasıyla tutuklanırken ülkeyi yönetenlerden hiç kimse Genel Kurmay Başkanını muhatap bile almamışlar, ancak terörist başı ile görüşmek için kuyruğa girmişlerdir. Yıllar öncesinde terörist elebaşı caniye “sayın” ve aziz şehitlerimize ise “kelle” diyen zihniyetin asıl niyeti yeni yeni anlaşılıyor diyebiliriz…
İleri demokrasimiz, açılımla başladı, Habur’la, Oslo ile devam etti,. Şimdi de İmralı’daki CANİ ile görüşülüyor. Anlayacağınız gibi; CANİ ile görüşülüyor… “Terörle bir yere varılmaz” diyenler yüzünüz kızarmıyor mu?…
“Benim oğlum bina okur, döner döner yina okur” sözü bu gün için söylenmiş olsa gerek…
Sen uyumaya devam et necip Türk Milleti! Rahatını bozma… Yarın ülkeni saran “eşek arılarından” nasıl kurtulacağını düşünme zahmetine dahi katlanma bakalım…
Bence bu bir milletin açık açık intiharıdır!…
MHP Fatih İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen “Anadilde Eğitim ve Savunma Hakkı ile Yerel Yönetimler Yasası” konferansına katılan İstanbul Barosu Başkanı Avukat Doç. Dr. Ümit Kocasakal, “Türkiye bugün işgal altındadır” dedi.
Türkiye’nin Birinci Dünya Savaşı’ndaki gibi işgal edildiğini, bunun eskisi gibi silahla değil, zihinlerin işgaliyle olduğunu savunan Kocasakal, “Ülkenin genleriyle, değerleriyle oynanıyor. Toplumsal benliğine format atılıyor. Ve o şekilde tek bir mermi atılmadan o ülke işgal ediliyor ve bu demokratik değerlerle, insan hakları, özgürlük gibi o güzelim değerlerle içi boşaltılarak yapılıyor. Benim bugünkü saptamama göre Türkiye işgal altındadır. Bu yapılırken bir algı mühendisliği, psikolojik-zihinsel operasyon, bir gen mühendisliği ile yapmışlar, yapmaya devam ediyorlar” diye konuştu.
“Yüz yıllık bir hesaplaşmayı yaşıyoruz, bunu herkes bilsin” diyen Kocasakal, “1923’ten beri bu planlar yapılmıştı. Türkiye şu an bir kırılma noktasındadır. Birinci kırılma noktası 10 Kasım 1938 saat 09.06 geçe; ikincisi Türkiye’nin NATO’ya girmesi, üçüncüsü 12 Eylül 1980” ifadelerini kullandı.
“SAHTE ATATÜRKÇÜLERDEN KURTULACAĞIZ”
Birilerinin bugüne kadar din ile toplumu kandırdığını ileri süren Kocasakal, “Ama en az bunun kadar vahim olan, birileri de Atatürk ile aldattı, aldatmaya devam ediyor. Ama önce bu sahte Atatürkçülerden kurtulacağız. Vahdettin nasıl gittiyse, bunlar da öyle gidecek. Teknoloji gelişiyor. Ama bunlar helikopter ya da uçakla gidecekler. İşte bu anadilde savunma ve eğitim de bu 90 yıllık emperyalist planların bir ürünü” diye konuştu.
*Ortadoğu Gazetesi
* “En ummadığın keşfeder esrar-ı derunun, sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın.”Ziya Paşa
*“Bilmediklerimi ayağımın altına koysam başım göğe değer” Gazali * “Eğer insanları, önyargılarından kurtaracak bir şey yapabilirsem, kendimi ölümlülerin en mutlusu sayarım. Önyargı dediğim, bazı şeyleri bilmemek değil, kendi kendini bilmemektir” Montesquieu (Monteskiyö (Kanunların Ruhu adlı meşhur e