Ara
28
Bartın’da bir anaokulunda öğrencilere yerli malı haftası kapsamında AKP logolu meyve paketleri dağıtıldığı ortaya çıktı.
Kurtkaya’nın ve beraberindeki partililerin çocuklara dağıttığı meyve paketlerinde “AK Parti İl Kadın Kolları” yazdığı ve parti logosunu içeren kartların yer aldığı belirtirken, sonrasında da AKP’lilerin anaokulu öğrencileri, öğretmenleri ve okul müdürü Ali Kadıncı ile hatıra fotoğrafı çektirdikleri bildirildi.
Okul Müdürü Ali Kadıncı, meyve tabakları üzerinde “AK Parti Kadın Kolları ve parti logosunun olduğunun” hatırlatılması üzerine ise “Okulumuzu ziyaret etmek istediklerini söylediler. Bir parti olarak geliyoruz, demediler. Mahallenin bireyleri olarak geldiler” diye konuştu. Okul Müdürü, hatıra fotoğrafında yer almasını ise, “Siz de gelseniz sizinle de fotoğraf çektiririz” diyerek açıkladı. Kadıncı, “MHP, CHP veya başka bir siyasi parti böyle bir izin isteseydi verir miydiniz” sorusuna ise,”Partili olarak müsaade etmedim, izin vermedim” diyerek yanıt verdi.
*sonkale.org
Ara
28
Çağın güneşisin her an şüphesiz
Sen, aydınlatırsın bütün dünyayı
Gelmiş, geçmiş ve gelecek zamanlarda
Sensin, bilim okunun altından yayı
Katrandan karanlıkları yırtar
Keskin bir kılıca benzer ellerin
Cennet yarınları yine müjdeler
Yakuttan görkemli düşüncelerin
Cehaleti mıhlarsın hem de alnından
Kurşundan etkili hür fikirlerin
Lazerden etkili keskin bakışlarınla
Canına okursun tüm zehirlerin
Bu sensin kahraman yiğidim sen
Doğruluğuna aç asıl bu zaman
Haksızlıklar sarmış bütün dünyayı
Senin, adaletine muhtaçtır zaman
Çağın güneşisin her an şüphesiz
Sen, aydınlatırsın bütün dünyayı
Gelmiş, geçmiş ve gelecek zamanlarda
Sensin, bilim okunun altından yayı
Ara
27
Geçtiğimiz günlerde ABD’de bir Amerikalının bir okulu basarak 6-7 yaşındaki masum çocukları acımasızca katletmesi bütün dünyadaki insanları üzmüştür. İnsan olanın, insanlığını yitirmemiş olanın üzülmemesi asla mümkün değildir. Caniliği ancak caniler alkışlar.
Bu vahşet karşısında ABD Başkanı Barak Obama’ da üzüntülerini gizleyememiş ve kameralar karşısında gözyaşlarını tutamayarak ağlamıştır.
ABD Başkanı Obama’nın Irak’ın işgal edildiği dönemde onlarca Müslüman kızın, kadının ırzına geçilmesine; çocuğun, , erkeğin ölmesine karşılık Irak’taki askerlerini “Kahraman” ilan etmişti. Obama’nın ne kadar samimi olduğu(!) bu davranışından anlaşılmaktadır. Acaba “timsah gözyaşları” dedikleri bu mu dur?…
Batı ekonomik sıkıntılarını aşabilmek ve küresel gücünü daim kılabilmek için dünya üzerinde güçlenme eğilimi gösteren, petrol, maden ve su kaynaklarını elinde tutan devletlere-tabiri caizse-çökertmek düşüncesiyle her türlü fitneyi uygulamaktadır.
Libya’da, Suriye’de, Mısır’da, Sudan’da, İran’da ,Afganistan’da v.s. hatta Türkiye’de ne kadar insan ve çocuk ölürse ölsün, yeter ki kendi projeleri (BOP) işlesin!…
Yalnız o çocuklara değil, bütün hepsine ağlayabilmek insanlık gereğidir!
Ara
26
Erzurumlu, İstanbul’da bulunuyormuş bir sebeple. Bir balo davetiyesi vermiş bir dostu. Üstünde “Damsız girilmez” yazılıymış. Erzurumlu okumuş ya bu uyarıyı, bir şey anlamadığı için, hiç ciddiye almamış. Dayanmış balonun kapısına. Kapıdaki görevli “Damsız girilmez efendim, damınızı alın da öyle gelin” deyince, fena şaşırmış Erzurumlu. Nasıl şaşırmasın, Erzurum’da binalara dam derler. “Oğul demiş, benim damlarım Erzurum’da…”
Demiş ya, görevli yine uyarmış: “Beyefendi, ya buradan bir dam bulun, ya da olmaz giremezsiniz”. Eh artık bu kadarı da fazla… Fena celallenmiş dadaş: “Ola ne diyirsen yani! Bir baloya sebep mülk mü satın alak burdan, Erzurum’a gidip ahıra, merege (samanlıka) gındıllik (tekerlek) takıp burya mı getirek!”
Ara
25
Resmi ya da gayri resmi olaylar sonucunda ‘bize ne oluyor’ diye düşündüğünüz çok olmuştur. Olmaması zaten mümkün değildir!… Ülkemizdeki şiddet olayları artarak devam ederken ve buna rağmen siz aklınızı yitirmediyseniz, sinir krizlerine tutulmadıysanız şanslısınız demektir.
32 yıldır terörle uğraşan bir memlekette terörü önlemek için ciddi bir plan ve proje v.s. hazırlanmayışı, ‘akil adamlar’ denilerek toplanan kişilerin birilerinin fikirlerini finansa etmekle meşgul olduğu, medyayı takip eden herkes tarafından bilinmektedir.
Onlarca şehit gelirken, pek çok olayda insanımızın canına, kanına kastedilirken, kadınlarımız öldürülürken, dijital bahanelerle hükümet tarafından ‘Genel Kurmay Başkanı’ olarak atanan ve hükümetle ‘Millî Güvenlik toplantıları’ yapılan ‘Genel Kurmay Başkanı ‘tutuklanırken sevgili vatandaşa sana cinnetin adresi tarif edilmektedir.
Evinizden sokağa çıktığınız andan itibaren olumsuzluklarla yüz yüzesiniz demektir. ‘Ya havle’ çekmeden eve dönme ise gerçekten çok zor.
Yargıya başvurmayı düşündüğünüzde ise bu günkü adaletin şöhreti sizi engelleyecektir.
Bütün bunlara rağmen ‘enayi ya da avanak’ olmamak için ‘işini bilenlerden olmak’ en popüler davranışlardan biri olmaya devam ediyor. Haydi hayırlısı!…
Benzer olayların yaşandığı birçok ülkede sorumlular istifayı etmekte bu davranışı bir erdem olarak uygulamaktadırlar. ‘Enayiler… Enayiliklerine doymasınlar!…’ mı diyelim?
Ara
24
* “ İnsanların büyük çoğunluğu henüz bağımsız, akli, nesnel olma olgunluğuna ulaşmış değildir. Bu insanlar, insanın tek başına olduğu, insanın kendinden başka yaşama anlam veren hiçbir otoritenin bulunmadığı gerçeğine dayanabilmek için, mitlere ve putlara ihtiyaç duyarlar.” Fromm
* “İşleyebileceğiniz en büyük günah, başkasından nefret etmek değil, ona kayıtsız kalmaktır. İnsanlık dışı olmanın özü nefret değil kayıtsızlıktır.” George Bernard Shaw
* “İnsanlar her zaman kahraman olamazlar ama her zaman insan olabilirler.” Benjamin Franklin
* Şemsi Tebrizi’ye âlimin biri gelir, “Ben” der, “Allah’ın varlığını bin delille ispat edebiliyorum” Tebrizi öfkelenir, “Be salak” der, “Sen bin delille Allah’ı ispat etmesen de Allah’ın varlığı bir gerçek. Sen yiğitsen kulluğunu ispat et!”
*ABD Başkanı Ronald Reagan’ın hukuk danışmanlığını yapan Bruce Fein, “Beyaz Saray araştırma yaptı, Ermenilerin iki milyon Müslüman Osmanlı’yı katlettiği ortaya çıktı…” dedi.
*Bana Kelimelerle Anlatılmayan Fedakarlık ve Karşılıksız Sevgiyi Tarif Et Deseler Herhalde Sadece ”Annem” Derim..
Ara
23

“Bana ayıplarımı söylene kimse, Allah’ın(CC) rahmetine kavuşsun.” Hz. Ömer
Meşhur filozof Aristo’nun bilgin bir kızı varmış. Yüzden fazla kitap yazdığı ve Eflatun’un derslerine yirmi seneden fazla devam ettiği söylenen bu hanıma;”Kadınlarda en güzel ve sevilecek şey nedir ?” diye sormuşlar. O da verdiği cevapta: “Utanma duygusundan ötürü yüzde beliren kırmızılıktır!” demiş.
Bir ağacın üzerinde kabuğu bulunduğu sürece ağaç canlıdır, tazedir. Kabuğu soyulunca kısa zamanda o ağaç ölür. Birçokları utanma duygusunu ağacın kabuğuna benzetirler.
Dinimizde ise hayâ kelimesi ile anlatılan utanma duygusu, bir insanın en değerli varlıklarından biridir. Hayâ duygusunu bir yana atarak dilediğince yaşamaya kalkışanlar, kendilerine acaba nasıl bir değer kazandırıyorlar! Daha doğrusu nasıl bir değer ve üstünlüğe sahip olduklarını zannediyorlar! Hele bir kadın gümüş adını bakır etmemeli, kendisinin en tabi süsü olan utanma duygusundan asla kurtulmaya kalkmamalıdır. Sevgili Peygamberimizin “Hayâ imandandır” buyurduğunu, bizi hayâlı olmaya teşvik ettiğini hadislerinden bilmekteyiz. Hayâlı olmamızı Allah (CC) istediği için, bu duyguyu sevmeli ve benimsemeliyiz.
Her şeyde bir zarı vardır. Perdesiz(zarsız) bir varlık çabucak çürür, bozulur ve yok olur. İnsanın perdesi (zarı) utanma duygusudur. Ancak o duygudur ki insanı şerefli kılar. (K.Ş)
Ara
22
Osmanlı İmparatorluğu 1. Dünya Savaşında yenik sayılmış bu nedenle bütün toprakları işgal kuvvetleri tarafından adım adım işgal edilmeye başlamıştı. Sevr antlaşmasına göre ülkenin silahlardan arındırılması istenmişti. İşgal kuvvetlerinin silahların tasfiyesi için görevlendirdiği İngiliz Generalinin teslimdeki aksaklıklarla ilgili olarak yaptığı tehdit üzerine Rahmetli Kazım KARABEKİR Paşa ”Türk yılmaz” diye cevap verir. İngiliz general bu cevaba karşı “Bizim zırhlılarımız var” deyince Kazım KARABEKİR Paşa ”Her Türk bir zırhlıdır. Sizin yedi milyon zırhlınız var mı?” diye karşılık verir.
Şimdi ise pek çok kendini bilmez Anayasadan Türk adının silinmesini isteyebiliyorlar. Türk bilinci ile kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde tabiri caizse ahkâm kesiyorlar.
Ara
21
Kardak Adası’nda Yorgoları avlayan SAT Komandosu Binbaşı Emre Onat, 2004 yılında Filistin’de bulunan Türk Birliği’nin de görevli subayıdır. İsrail’in El Halil kentinde Hz. İbrahim Camisi, 17 Selçuklu ve Osmanlı evini yıkma çalışmasını engelleyen adam. Üç yılı geçen tutukluluğuna rağmen avukatının beyanına göre, hakkında bir tek delil bulunmayan Emre Onat’ın, İsrail’in otopark yapma bahanesiyle yıkmak istediği ecdat yadigârlarını nasıl koruduğunun hikâyesine gelince… Batı Şeria’da İsrail tanklarının desteği ile harekete geçen buldozerler Müslümanların yoğun olduğu Hz. İbrahim Camisi, Selçuklu ve Osmanlı eserlerini yıkmaya gelirler. Birlik komutanı Kur. Alb. Haydar Ateş, o sırada Yüzbaşı rütbesindeki Emre Onat’ı görevlendirir. Emre ise beraberindeki sınırlı personel ile tankların ve buldozerlerin önüne geçer. Bu arada Albay Haydar Ateş, Ankara ile bağlantı kurar. İsrail askerlerinin tüm baskılarına rağmen tam 18 saat boyunca direniş gösterilir. Diplomatik görüşmeler devam ederken, İsrail mahkemelerinin yıkım kararı ilk kez uygulanamaz. Hz. İbrahim Camisi ve ecdat eserlerinin yıkımı durdurulur.
İsrail bunu unutmamıştır… Unutmayan sadece İsrail değil. Kardak krizi sırasında Yunan savaş gemileri devriye gezerken su altından yüzerek Kardak’a çıkıp Türk bayrağını kayalıklara diken ve o zamanlar çiçeği burnunda teğmen olan asker de Emre Onat’tır… Yunan unutmaz da Amerikalı unutur mu? BOP Eşbaşkanı RTE’nin “Türkiye NATO topraklarıdır” sözünü hatırlatalım önce. Ardından günümüzün tartışması “Patriot” lara gelelim. Patriot’ın Türkçe karşılığı ‘Vatansever’ bir başka deyimle ‘Yurtsever’… Kısacası bizim topraklarımızı Amerika’nın ya da NATO’nun vatanseveri koruyacakmış. Üstelik yabancı personel ile… Memleket gibi bizim de aramızın iyi olmadığı Hüseyin Çelik “Ama tetik bizde” diyerek her zamanki gibi tevil yoluna sapsa da Washington ve NATO karargâhından yapılan açıklamada komutanın Yunan asıllı General Stavridis’de olduğu ilan edildi. Bazı gazeteler “Zorba” adıyla bilinen Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanı Amiral James Stavridis’in tutuklu Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un yakın arkadaşı olduğunu iddia etse de kazın ayağı hiç de öyle değil.
Malumunuz Montrö Boğazlar Antlaşması yüzünden Amerikan filosunun Gürcistan’daki ‘Turuncu devrimi’ korumak için Karadeniz’e açılmasını büyük oranda ‘Bahriyeli’lerimiz engellemişti. Başbuğ, Amerikalıların “Kara Delik” adını verdiği ve ‘Turuncu devrim’lerle Rusya ve Türkiye’yi çevirmek istediği Karadeniz’de firkateynde tarihi bir basın toplantısı yapmıştı. Ardından Rusya, Ukrayna ve Türkiye’nin “Karadeniz Savunma Anlaşması” Conileri öfkelendirmiş ve Türk ordusundaki “Anti-emperyalist”ler kara listeye alınarak “Millicilerin tasfiyesi operasyonu” uygulamaya kondu. Bu arada Ukrayna’da ‘Turuncu devrim’ iflas etti. Nisan 2010 da Rusya ile Ukrayna Sivastopol Deniz Üssü anlaşmasını 25 yıl uzattı.
İntikamın en güzeli soğuk servistir… Silivri’de devam etmekte olan davalarda yargılanan ve malum şekilde ağır cezalar verilen askerlerin çoğu denizci… Emre Onat onlardan sadece biri… Teğmenliğinde başlattığı rahatsızlık, yüzbaşılığı ve binbaşılığında devam ettiğine göre Onat gibi birinin Amiral olması İsrail-Yunanistan ve ABD için “potansiyel tehlike” idi. Nitekim Emre’nin başına gömülen silahlar çorabını ördüler. Olay tarihinde yurtdışında, su altında olduğunu kanıtlayanlara bile “kurt ile kuzu” hikâyesini hatırlatanlar, “Seni yiyeceğim, bahanem de yok” diyor… Hepsi o kadar…
*Yavuz Selim Demirağ (Yeniçağ)
Ara
20
http://www.sonkale.org/yeniceri-bdp-siralarina-donerek-haykirdi-h183779.html’den video’ya ulaşabilirsiniz.
Avşar, Çerkez, Türkmen… Soyda dallardır
Bir bedende el, ayak ve kollardır
Bu gerçeği duymaz olduk yıllardır
Kökümüz bir, adımız Türk’tür bizim!
Hep beraber bir bayrağa kan verdik
Bir can olduk bu vatana can verdik
Biz cihana Türk adıyla şan verdik
Ülkümüz bir, adımız Türk’tür bizim!
Düşman güçler bizleri bilemezler
Satılmışlar, istiklal dilemezler
Biriz, bölünmeyiz hiç bölemezler
Yurdumuz bir, adımız Türk’tür bizim!
Basiretsiz bunca aydına rağmen
Ulusun sen hiç kimseye baş eğmen
Şehit, vatan için er ile teğmen
Dilimiz bir, adımız Türk’tür bizim!
Alevi, Sünni, Kürt, … Ayrı görmedik seni
Zulme esarete vermedik seni
Asla hor görmedik, yermedik seni
Kıblemiz bir, adımız Türk’tür bizim!