Nis 21

“POLİTİKA NEDİR?”

“POLİTİKA NEDİR?”

Çoçuk babasına sorar:
“Baba politika nedir?”
Babası politikayı anlatır:
“Bak oğlum ben her gün para kazanıp eve getiriyorum, o halde ben kapitalim. Annen parayı ve evi yönetir, o halde o da sendikadır. Hizmetçi kız ise işçi sınıfıdır, sen ve küçük kardeşin ise halktır. Bizim gayretimiz, sizi, yani halkı mutlu etmektir. Deden de hükümettir, doğruyu yanlışı anlatır bizi uyarır!”
Çocuk gece yarısı uyanır, altını kirleten küçük kardeşi ağlamaktadır. Ana babasının odasına koşar. Anne derin derin uyumakta, baba ise yatakta yoktur. Hizmetçi kızın odasına girer. Bir bakar ki, babasıyla kız işi pişirmişlerdir.
Dedesi de olan biteni seyretmektedir.
* * *
ERTESİ sabah baba oğluna sorar:
“Dün sana anlattıklarımı hatırlıyor musun, politika nedir?

Çocuk anlatır:
“Kapitalizm işçi sınıfını kullanıyor, sendika uyuyor, hükümet seyrediyor, halkın bir kısmı benim gibi ne olduğunu anlayamıyor, bir kısmı da küçük kardeşim gibi gırtlağına kadar bok içinde…”

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , | “POLİTİKA NEDİR?” için yorumlar kapalı
Nis 20

RAMAZAN BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN

RAMAZAN BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN

Ramazan ayının sabrı, bereketi ve huzuru hayatınızın her anında size yaşantınıza eşlik etsin.

Sevdiklerinizle birlikte mutlulukla dolu bir bayram geçirmeniz dileğiyle yaşayanlara Allah’tan sağlıklı mutlu bir ömür dilerim. Ramazan bayramı sevinci ile birlikte Allah şehitlerimize, gazilerimize, deprem felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza, ahiret yolculuğuna çıkan bütün geçmişlerimize rahmet eylesin. Hastalarımıza, yaralılarımıza Şafi ismi şerifi ile acil şifala versin. Bütün inanan imanlı kullarını her türlü felaketten, kazadan, beladan, kinden, kibirden, şerden ve sevgisizlikten korusun inşallah..

Allah’ın izni ile bir olalım, iri olalım, diri olalım.

Ramazan Bayramınız mübarek olsun!

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , | RAMAZAN BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN için yorumlar kapalı
Nis 19

BİR HATIRLATMA

BİR HATIRLATMA

Gelin şimdi 2009’dan itibaren bir hatırlatma yapalım. Karşılaştırma olsun diye 1991’deki bir olayı da alalım.

* 20 Ekim 1991: Genel seçimlerde Erdal İnönü başkanlığındaki Sosyal Demokrat Halkçı Parti, Halkın Emek Partisi’nden (HEP),  aralarında Hatip Dicle, Leyla Zana, Ahmet Türk, Orhan Doğan’ın da bulunduğu 21 kişiyi meclise soktu.

* 19 Ekim 2009: 34 PKK’lı, sınırda kurulan mahkemelerce affedilerek Habur sınır kapısından içeri girdi ve on binlerce bölücü tarafından zafer işaretleriyle karşılandı.

* 31 Mart 2003’te Erdoğan “Kahraman genç erkek ve kadın (Amerikan) askerlerinin, olabilecek en az kayıpla evlerine dönmelerini umuyor ve dua ediyoruz…” dedi

* 2008-2010: Ergenekon, Balyoz vb. davalarla Türk ordusunun birçok general ve subayı tasfiye edildi. Operasyonlar sırasında başbakan bu davaların savcısı olduğunu söylüyordu.

* 2010-2011: Fethullahçıların, Deniz Baykal ve bazı MHP ileri gelenleri hakkında kasetleri yayımlandı. Baykal istifa etti; Kemal Kılıçdaroğlu CHP genel başkanı oldu. Bu operasyonlar sırasında Başbakan Erdoğan, “Ne özeli, genel genel!” diyordu.  

* 2011: Suriye iç savaşına ABD ile birlikte Türkiye de müdahale etti ve Suriye’den Türkiye’ye göç başladı. Milyonları bulan ve Türkiye’nin demografik yapısını değiştirebilecek bu göç devam ediyor. 

* 13 Eylül 2011: Oslo görüşmelerinin ses kayıtları yayımlandı. Ses kayıtlarında PKK’nın Avrupa temsilcileriyle başbakan Erdoğan’ı temsil eden Hakan Fidan ve MİT ileri gelenlerinin görüşmeleri, Fidan’ın Öcalan övgüleri vardı.

* 21 Mart 2013: Öcalan’ın mektubu Diyarbakır meydanında Kürtçe ve Türkçe okundu. 3 Nisan 2013’te Âkil Adamlar heyeti kuruldu.

* 16 Temmuz 2014: “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun” adı altında çözüm süreci yasası çıktı.

* 28 Şubat 2015: Başbakan yardımcısı ve bazı bakanlar ile Öcalan’ı temsil eden HDP’li Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan, İdris Balüken  Dolmabahçe Sarayında bir araya geldi; mutabakat metnini Sırrı S. Önder okudu. 

* 15 Temmuz 2016: FETÖ darbe teşebbüsünde bulundu, 251 insanımız şehit oldu.

* 11 Ekim 2016: Devlet Bahçeli, “Karşımızda iki alternatif yol vardır. Biri bizim için de en doğru olanı Sayın Cumhurbaşkanının yasal ve anayasal sınırlara çekilmesidir. Bu olmayacaksa, ikinci yol fiili duruma hukuki yol aranmasıdır.” dedi ve kısa süre içinde Erdoğan’ı destekler hâle geldi. Destek bugün de devam ediyor.

Görüldüğü gibi AKP iktidarı zamanında olanların tamamı “eylem”dir ve bu eylemler sonunda binlerce insanımız şehit olmuş, bölücülük açıktan açığa konuşulur olmuştur. Sosyal Demokrat Halkçı Parti’ye ait bir tek eylem vardır, 1991 seçimlerinde HEP milletvekillerini meclise sokmak. Kılıçdaroğlu hiç iktidar olmadığı için yukarıdaki eylemlerin hiçbirinden sorumlu değildir. Bölücülük ve Fethullahçılık konusunda Kılıçdaroğlu’nun bazı söylemleri vardır fakat hiçbir eylemi yoktur.

Benim “kâbus” dediğim çözüm süreci ve Fethullah Gülen’le iş birliği, daha dün denecek kadar kısa bir zaman önce yaşanmıştır. Bugün de HÜDA-PAR ile iş birliği yapılıyor. Ekonomik durumu, yasa tanımazlığı, antidemokratik baskıları ve cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylemlerini söz konusu bile etmedim.

Bugün bir kâbustan kurtulma ihtimali belirmiştir. Bu ihtimali zayıflatacak her teşebbüs yanlıştır.

Son bir söz: Milliyetçilik; ülke çıkarını, grup çıkarının ve “Bize neler yapıldı?” anlayışının üstünde tutan bir fikir sistemidir.

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | BİR HATIRLATMA için yorumlar kapalı
Nis 18

KADİR GECESİ

KADİR GECESİ

* * *

Hazreti Kur’an’ın indiği gece

Kederin, kaygının dindiği gece

İnkârcı Şeytanın sindiği gece

Bin aydan hayırlı bin aydan ece

Rahman, Rahim, Allah yüceden Yüce

* * *

Getirdi Cebrail Yüce hitabı

Kadir gecesinde kutsal kitabı

İslam ile öğüt verir adabı

Bin aydan hayırlı bin aydan ece

Rahman, Rahim, Allah yüceden Yüce

* * *

Esma-ül Hüsna’yı zikreder diller

Yönelir semaya yürekler, eller

Muhammed aşkıyla açılır güller

Bin aydan hayırlı bin aydan ece

Rahman, Rahim, Allah yüceden Yüce

* * *

Kenan Şahbaz

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , | KADİR GECESİ için yorumlar kapalı
Nis 17

MUALLİM NACİ

MUALLİM NACİ

Bugün (12 Nisan 2023) Muallim Nâcî’nin (ö.1893) vefatının 130. yıldönümüdür. Genç yaşta “reîsü’l-üdebâ” olma şerefine nail olan, daha çocuk denecek bir yaşta:
“Maksadın tahsil-i itminan ise//Zikr-i Hak’tan olmasın kalbin tehi//Taze kıl şâm u seher îmânını//Kul hüve’r-rahmânü âmennâ bihî.” dörtlüğünü yazan ve nihayeyt 19 yaşında Varna Rüştiyesine “muallim-i sâni” tayin edilen bu çalışkan Türk şair ve nâsirini vefatının 130. yıldönümünde rahmetle yâd etmek bizim için kadirşinaslıktan öte, bir görevdir.
“Eğer maksut eserse mısra-ı berceste kâfidir” der. Kısacık ömrüne (44 yaşında vefat etmiştir) irili ufaklı, telif tercüme, elliye yakın eser sığdıran Muallim Nâcî’nin:
“Maarifet iltifata tabidir//Müşterisiz metâ zâyidir” beyti Koca Ragıp Paşa’yı haklı çıkaracak niteliktedir.
Koca Ragıp Paşa (ö.1763):
Gerçekten de müşterisiz mal nasıl zayi olursa; ne kadar çalışır fikir üretir, icat yaparsanız yapın, takdir eden yahut talip olan yoksa çektiğiniz emekler boşa gider, işin devamı da gelmez. Bu acı gerçeği Muallim Nâcî öyle güzel nazma dökmüş ki eminim atasözü haline gelen bu beyit Türk milleti var oldukça unutulmayacaktır.
Muallim Nâcî’nin:
“Gönlüme sâkîyi mimar eyledim meyhanede//Allah Allah, Kâbe imar eyledim meyhanede” (Gönlüme sakiyi [kadeh sunan]mimar edip meyhanede Kâbe imar eyledim.)
**
“Bakmayın nâfile mescidde bulunmaz Nâcî//Oradan ayrılmaz, hâne-i hammâra bakın” (Boşuna aramayın, mescitte olmaz Nacî. Meyhaneye bakın oradan ayrılmaz o.) gibi rindane söyleyişleri olsa da Nacî’nin şiirlerinde “fikir” ve “hikmet” esastır.
Muallim Nâcî, “anlamadan” redifli gazelinin mahlas beytinde şöyle der:
“Habîr-i zevk-i mezâyâ-yı hikmet olmazsın//Nikât-ı Nâcî-i şîrîn-makâli anlamadan” (Şirin sözlü Nâcî’nin nüktelerini anlamadan ‘hikmet’in zevkini tadamazsın.)
Söz konusu gazelden birkaç beyit:
“Atılma dur, sühan-i ehl-i hâli anlamadan//Cevaba etme tasaddî süâli anlamadan” (Hal ehlinin sözünü anlamadan atılma, dur. Soruyu anlamadan cevap vermeye kalkma.)
“Cehûle şan mı verir cehlin eylemek ızhâr//Niçin muârız olursun meâli anlamadan?” (Kendi cehaletini ortaya dökmesi cahile şan mı verir? Niçin karşı çıkarsın mânâyı [işin özünü] anlamadan?)
“Resûlden ne alır mescid-i Resûle giden//Meânî-i nagamât-ı Bilâl’i anlamadan” (Peygamber mescidine giden, Bilâl-i Habeşî’nin güzel sesindeki ruhu, manayı anlamadan Peygamberden ne alır?)
Muallim Nâcî’nin şu dörtlüğünün de altı çizilmesi gerekir:
“Evc-i tahkîka suûd ister isen//Rif’at erbâbını taklide özen//İhtiyat eyle ki bazan da olur//Rehnümâ zann olunan şey rehzen” (Hakikat burcuna yükselmek istersen büyüklere uy, ama yine de ihtiyatı elden bırakma. Bazen rehber zannettiğin, yol kesici olabilir.)
Kanaatimizce Muallim Nâcî’nin kişiliğini -mezar taşında da yazılı olan- şu beyti çok güzel tarif etmektedir:
“Hak-perestim, arz-ı ihlas ettiğim dergâh bir//Bir nefes tevhidden ayrılmadım Allah bir.”
Vefatının 130. yıldönümünde Muallim Nâcî’yi rahmetle anıyoruz. Ruhu şad olsun…

Alıntı: Ahmet Sevgi

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , | MUALLİM NACİ için yorumlar kapalı
Nis 16

UNUTMA! “ÇÖZÜM SÜRECİ” DEĞİL “CİNNET SÜRECİ”

UNUTMA!

“ÇÖZÜM SÜRECİ” DEĞİL “CİNNET SÜRECİ”

Türkiye, “çözüm süreci” adı altında bir “cinnet süreci” yaşadı değil mi? Terör örgütü üyelerine sınırda karşılama yapıldı, çadır mahkemesi kurulup, suç teşkil eden sözler söylemelerine rağmen ifadeleri zapta geçirilmeyerek serbest bırakıldılar ve Habur’dan Diyarbakır’a kadar bir aracın üstünde, yollara dizilenleri, zafer kazanmış komutan gibi selamladılar… Terör örgütünün başındaki kişinin mektubu, Diyarbakır’da bir milletvekili tarafından açık hava toplantısında okundu. Dolmabahçe’de iktidar ve terör örgütünün siyasi uzantısı arasında Abdullah Öcalan‘ın yazdığı on maddelik metin üzerinde mutabakat da sağlandı…

Terör operasyonları durduruldu. Bundan faydalanan terör örgütü, şehirlerin etrafına belediye araçlarıyla hendekler kazdırarak kurtarılmış bölgeler oluşturdu. Vergi koydu, kaymakam atadı, mahkeme kurdu…

İktidar seçimi kaybedince de çözüm sürecinden vazgeçti ve işgal edilmiş şehirlerin geri alınması için operasyonlar başlattı. Sadece bu mücadelede 800’den fazla vatan evladı şehit oldu.

Şimdi bütün bunları bir kenara bırakarak karşı tarafı aynı siyasi uzantı ile işbirliğinden dolayı suçlayanlar da iktidarın sözcüleri veya destekçileri…

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , | UNUTMA! “ÇÖZÜM SÜRECİ” DEĞİL “CİNNET SÜRECİ” için yorumlar kapalı
Nis 15

AÇILIR KAPILAR FATİHA İLE…

AÇILIR KAPILAR FATİHA İLE…

* * *

Rabbimin kelamı o can Kur-an’ın

Açılır kapısı Fatiha ile…

Bu âlemde yaşanılan her anın

Açılır kapısı Fatiha ile…

* * *

Katında yazılmış bu alın yazın

Akılla varılır tadına hazın

Beş vakit kılınan her farz namazın

Açılır kapısı Fatiha ile…

* * *

İman kuvvetiyle güçlü ve metin

Olmalı, Muhammed Ahmet ümmetin

Hak’tan hidayetle gelen rahmetin

Açılır kapısı Fatiha ile…

* * *

İslam’dır inancı abide tarzın

Her şeyden tatlıdır lezzeti farzın

Bu günün, yarının, ahretin, arzın

Açılır kapısı Fatiha ile…

* * *

Rahmetine bandık akılla Bir’in

İsrafil’in suru ile kabirin

Cennet-i Ala’da kalbin, her yerin

Açılır kapısı Fatiha ile…

* * *

Kenan Şahbaz

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , | AÇILIR KAPILAR FATİHA İLE… için yorumlar kapalı
Nis 14

KİRLİ KAN

KİRLİ KAN

Atatürk, millî mücadeleye başladığında koca İslam dünyasındaki bağımsız ülkeler haritadan silinmek üzereydi

Bütün İslam coğrafyası, saldırı ve işgal altındaydı!

Suat İlhan’ın tespit ettiği gibi “Atatürk devriminden yani 1920’den önce, bugün Batı dediğimiz medeniyetin elindeki topraklar, 25.5 milyon mil kare idi. 1993’te bu rakam 12.7 milyon mil kareye, yani yarısına düşmüştür.

İslam dünyası ise 1920’de 1. 8 milyon mil kare üzerinde egemenlik sahibiydi. 1993’te İslam dünyasının sahip olduğu topraklar 11 milyon mil kareye yükselmiştir.”

Rakamlar ortadadır; Atatürk modeli, bütün mazlum milletlerin başkaldırmasını sağlamış ve İslam Dünyası yeniden ortaya çıkmıştır. Bundan en çok rahatsız olan Batı dünyasıdır. Bu itibarla, Atatürk‘e iftira atmayı, hakaret etmeyi meslek edinenlerin, bilerek veya bilmeyerek Batı dünyasına hizmet ettiği açıktır. Zaten bunların birçoğu gizli din taşımaktadır, kriptodur! Gerçekte Hristiyan unsurlardan oldukları halde kendilerini İslami kisvelerle gizlemektedirler.

Kısacası, bir Türk, kendisine millî kimliğini ve millî şerefini kazandıran Atatürk‘e hakaret edemez! Bu bir kan meselesidir. Ediyorsa, k anından şüphe etmek gerekir. 

Birinci Dünya Savaşı’nda ve sonrasında, ülkedeki Hristiyan unsurlar, zamanın güçlü devletleri tarafından silahlandırılıp Osmanlı devletine karşı isyana teşvik edildiler. Kurulan çeteler, cephe gerisinde sivil halkı katletmeye başlayınca dönemin iktidarı, tehcir gibi yöntemlere başvurmak zorunda kaldı. Tehcir ile başka bir bölgeye gitmek istemeyenler, din değiştirmiş gibi davranarak, isim de değiştirerek ülkede kaldılar. Üzerinden 100 yıldan fazla zaman geçse de bu sorun, üzeri örtüldükçe büyüdü… Öyle ki “Keşke Yunan galip gelseydi” gibi konuşmalarla Türk kimliğinin yerine başka kimliklerin konulması gibi söylemlerle kendilerini açık etmeye başladılar.

***

Hani haberlerde, “Maskelerin çıkarılacağı tarih açıklandı” gibi başlıklar veriliyor ya, bu maskeler kurulmak istenen yenidünya düzeninin ritüelidir ama asıl Türkiye’de bütün kriptoların yani gizli din taşıyanların maskesi indirilmelidir ki psikolojik bunalımdan çıksınlar da Türkleri ve Atatürk‘ü rahat bıraksınlar!

Alıntı

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , | KİRLİ KAN için yorumlar kapalı
Nis 13

KIRIK CAMLAR TEORİSİ

KIRIK CAMLAR TEORİSİ

Kırık camlar teorisi, kamu düzeninde suçun yaygınlaşmasını inceler ve vandalizme varacak şekilde seyreden o suçların önlenmesine ilişkin öneriler geliştirir…

Kırık camlar teorisinin ilham kaynağı, Philip Zimbardo isimli Amerikalı psikoloğun 1969’da yapmış olduğu bir deney… Wilson ve Kelling adlı iki sosyal bilimci 1982’de bu teoriyi makaleye dönüştürdüler…

Bir bina düşünün… Camlardan biri kırıksa, tamir edilmezse, gelip geçenler tarafından diğerleri de kırılır… Çünkü kırık cam, kimsenin onunla ilgilenmediğini gösterir… Tamir edilmeyen o kırık cam, suça meyilli insanlara, ‘istediğiniz gibi kırabilirsiniz, kimse karışmaz’ mesajı verir…

Kriminolojik haldir bu… Kamusal düzende, herkesin rahatlıkla gözlemleyebildiği küçük bozulmalara müdahale edilmezse, ‘cam kırıkları derhal tamir edilmezse’, suç yaygınlaşır ve kartopuna dönüşür… Tıpkı, ilkine müdahale edilmedikten sonra apartman girişinin veya alt geçidin tuvalete dönüşmesi gibi… Ya da çöp bırakılması yasak olan bir yere, ilk poşetin bırakılmasından sonra başkalarının da orayı çöp alanına çevirmesi gibi… Veya bir parkta, bankın oturulacak yerine ayaklarını koyup, arkalığa oturulması gibi… İlk duvar yazısına müdahale edilmediğinde o duvarın bir süre sonra tamamen yazılarla kaplanması gibi…

Küçük düzensizliklerin veya suçların, müdahale edilmediğinde normal insanları da suça çektiğini, hatta büyük suçlara hazırladığını anlatan bir teori bu… Pek çoğumuz o bazısı sağlam duran o kırık camlardan tahrik olmuşuzdur… Ya da bizden öncekilere uyarak, çöp bırakılmaması gereken bir alana çöp bırakmışızdır değil mi?

***

Suç psikoloğu Zimbardo’nun meşhur deneyini hatırlatalım: Zimbardo iki bölge seçer kendisine… Birisi suç oranının yüksek olduğu fakir insanların yaşadığı kenar mahalle Bronx’tur… Diğeri ise daha iyi şartlarda yaşayan, hayat ve kültür kalitesi yüksek insanların yaşadığı Palo Alto’dur…

Bu bölgelere kaputları aralık, camları hafif açık, plakaları da bulunmayan 1959 model birer araba bırakır… Arabaları izlemeye alır… Birkaç gün sonra ortaya çıkan sonuç şu: Bronx’taki araba tamamen yağmalanmıştır, içinde çalınabilecek ne varsa çalınmış, diğer kısımlara zarar verilmiştir…

Palo Alto’daki araba ise bırakıldığı gibi durmaktadır… Deneyi geliştirmek için Zimbardo, kırıcı aletlerle, ön cama, aynaya ve kaputa zarar verir… Ondan sonra Palo Alto’da yaşayan diğer insanlar da -bunların arasında suça eğilimli olmayacağı düşünülen iyi durumda ve kültürlü olanlar da- araca zarar verirler…

Çıkan sonuç: İşte suç böyle yaygınlaşıyor ve büyük suçlara doğru kapı aralıyor… Kırılan ilk camı tamir ettirmediğinizde, suça veya düzensizliğe müdahale etmediğinizde sarmal büyüyor…

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , | KIRIK CAMLAR TEORİSİ için yorumlar kapalı
Nis 12

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “Her canlının tek bir amacı vardır. Kendinde var olan cevheri ile yaşamak.”  Kenan Şahbaz

* “Vatan dürüst bir adam tarafından inşa edilir ve bir hain tarafından yok edilir.” Sümer Atatsözü

* “Kırk âlimi bir delille yendim, lakin kırk delille bir cahili yenemedim.” İmam Şafi

* Allah derki; “Kutsal ol, çünkü senin Allah’ın (olan) Ben kutsalım; temiz (ve pak) ol, çünkü senin Allah’ın (olan) Ben temiz (ve pak)ım; ve kâmil ol, çünkü senin Allah’ın (olan) Ben kâmilim. Hz. İsa (as)

* “Biz insana yolu göstermişizdir. O bunu ya şükrederek yürür ya küfrederek.” (Dehr 3)

* “Allah, la ilahe illallah diyene cehennem ateşini haram kılmıştır.” Hz. Muhammed

* “Kırk âlimi bir delille yendim, lakin kırk delille bir cahili yenemedim.” İmam Şafi

* “Ey kulum, bana kalbini ver” Hz. Süleyman’a (as)

* “İnsan paraları muayene eden bir banker gibi yapıp, düşüncelerini muayene etmeli ki, yaratıcısı Allah’a karşı günah işlemesin.” Hz. İsa (as)

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı