Haz 16

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

16 Haziran:

1815 – Waterloo Muharebesi‘nden iki gün önce gerçekleşen Ligny MuharebesiNapolyon‘un son zaferi oldu.

1903 – Ford motor şirketi kuruldu.

1940 – Philippe PétainVichy Fransası başbakanı oldu.

1963 – Vostok 6 ile dünya yörüngesine fırlatılan Rus kozmonot Valentina Tereşkovauzaya giden ilk kadın oldu.

1983 – Yuri AndropovSSCB başbakanı oldu.

Margaret Bondfield (Ö. 1953)

Reşad Sadıkov (D. 1982)

Ayhan Işık (Ö. 1979),

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Haz 16

BİZ TÜRK’ÜZ, TÜRKİYE TÜRK’TÜR VE TÜRK KALACAKTIR.

BİZ TÜRK’ÜZ, TÜRKİYE TÜRK’TÜR VE TÜRK KALACAKTIR.

Şimdi sıra Emir Temür ile Şah İsmail’e mi geldi? Tarihte sadece onlar mı birbiriyle savaştı? Karamanoğulları ile Osmanoğulları savaşmadı mı? Osmanlı gözünden bakarsak Konya ile Karaman’ın o dönemlerini de mı tarihimizden çıkaracağız? Osmanlı atalarımız birçok beyliği ortadan kaldırdı, beylikler dönemini ve onların topraklarını da mı tarihimizden çıkaracağız?

Elinize, belinize, dilinize sahip olun. Bu dil, Türklüğü birleştirmez, ayırır, parça parça eder.

Bir zamanlar Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Azerbaycan Türkleri için “Onlar Şii” demişti de ben ve birkaç arkadaşım, ta Moğolistan’ın ortasında Azerbaycanlı bir soydaşımıza bu sözün hesabını vermek zorunda kalmıştık. Özal’ın sözünün hesabını bizden soran Salatına Hanımı bir yıl sonra Ermeniler katletmişti.

Yıldırım Beyazıt Türk’tür, Emir Temür Türk’tür. Yavuz Selim ile Şah İsmail de elbette Türk’tür. Hepsi de Türk tarihinin kahramanlarıdır. Bugünün ufuksuz beyinleri onları anlayamaz da yargılayamaz da.

Türk Dünyası ile niçin ilişki kuruyoruz? Onların kahraman kabul ettiği, aslında hepimizin ortak değeri olan tarihî büyüklerimize ileri geri laflar ederek mi bu ilişkileri sürdüreceğiz?

Tarihimiz bütünüyle hepimizindir. Hunlar, Göktürkler, Uygur hanlıkları, Karahanlılar, Gazneliler, Çengizliler, Çağatay ve Altınordu hanlıkları, İlhanlılar, Temürlüler, Babürlüler, Memlükler, Osmanlılar, Karakoyunlular, Akkoyunlular, Osmanlılar, Anadolu beylikleri, İdil-Ural, Kırım, Türkistan ve Azerbaycan bölgesindeki bütün hanlıklar bizimdir, bizim tarihimizdir. Ve bunların devamı olan bugünkü Türk cumhuriyetleri de hep bizimdir. Türk olan bunların hiçbirine kem gözle bakmaz, bakmamalıdır.

Yoksa siz Türk’ten Türk kavramından mı hoşlanmıyorsunuz? Siz hoşlansanız da hoşlanmasanız da Türk, dünya tarihinin en önemli paydaşlarından biridir; Türk olmadan dünya tarihi yazılamaz.

Bütün Türk siyasetçilerine sesleniyorum. Ağzınızı Türk diye açmaktan korkmayınız. Siz Türk’sünüz ve bunun için şereflisiniz. Türk olmakla gurur duyunuz, mutlu olunuz.

Bir de Türk’e ortak getirmeye kalkmayınız. Türklük yeteri kadar gurur ve şeref verici bir kavramdır. Atatürk’e göre de Cumhuriyetin kuruluş ilkelerine göre de anayasaya göre de bu ülkeye vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür. Başka bir deyişle Cumhuriyet Türk kavramı üzerine kurulmuştur. Aklınızdan bunun dışında kavramlar veya ortaklıklar geçiyorsa o zaman mertçe davranıp aklınızdan geçeni söyleyin. Sizlerden hiç olmazsa mertlik beklemek hakkımız değil mi? Mertlik kavramının zıddını hatırlatmama gerek var mı?

Bir daha söylüyorum. Biz Türk’üz, Türkiye Türk’tür ve Türk kalacaktır. Türk olduğumuz için de bütün tarihimiz ve bu tarihin kahramanları hepimizindir, hepimizin kahramanlarıdır; kahramanlarımız bütün Türk dünyasını birbirine bağlayan değerlerdir. 

Alıntı: Ahmet Bican Ercilasun

Posted in Gündem | BİZ TÜRK’ÜZ, TÜRKİYE TÜRK’TÜR VE TÜRK KALACAKTIR. için yorumlar kapalı
Haz 15

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

15 Haziran:

1888 – II. WilhelmAlmanya İmparatoru oldu.

1941 – II. Dünya SavaşıBattleaxe Harekâtı başladı.

1954 – UEFA (Union des Associations Européennes de Football) kuruldu.

1970 – Türkiye tarihindeki en büyük işçi eylemlerinden biri olan 15-16 Haziran olayları meydana geldi.

1975 – Soyuz 19Baykonur Uzay Üssü‘nden havalandı.

Neil Patrick Harris (D. 1973)

Ella Fitzgerald (Ö. 1996)

Mîna Urgan (Ö. 2000)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Haz 15

BABAMA

BABAMA

Unutamam seni unutmadım hiç

Bana anlatılan çocukluğumu

Saygımı, sevgimi uyutmadım hiç

Nasıl anlatayım bu yokluğunu

* * *

Hadsizce davranır densiz bir anda

Korunmasız kaldım sensiz bir anda

Bilmem ne olurdum gensiz bir anda

Nasıl anlatayım bu yokluğunu

* * *

Bu kaygı, bu keder ölümden beter

Bu özlem bu hasret sanmayın biter

Her halin ruhumda bir ömür tüter

Nasıl anlatayım bu yokluğunu

* * *

O koskoca ruhun ağlar gibiydi

Zararlı her şeyi bağlar gibiydi

Sevgin yüreğinde dağlar gibiydi

Nasıl anlatayım bu yokluğunu

* * *

Tartardın her tavrı inceden ince

Şahlar boyun eğer insan sevince

O kalbin titrerdi evlat deyince

Nasıl anlatayım bu yokluğunu

* * *

O gün kırılmıştı kanadım, kolum

Nerden, nasıl geldi bu acı ölüm?

Ümitsizim gayri tıkanır yolum

Nasıl anlatayım bu yokluğunu

* * *

Bütün babaların babalar günü kutlu olsun. Rahmeti Rahman’a erişen babalara Allah rahmet eylesin.

Kenan Şahbaz

Posted in Şiirlerim | BABAMA için yorumlar kapalı
Haz 15

İLİM, İRFAN ORDUSUNA

Türk milleti 1877’de Osmanlı Devleti olarak başladığı savaşlardan, 1922’de, Türkiye Devleti olarak çıkmıştır. Dile kolay, tam 45 yıl sürmüştür.

Son savaşını canhıraş verir. 19 Mayıs 1919’da başlayan mücadele 9 Eylül 1922’de sona erer. 3 yıl 3 ay 3 hafta da o sürer.

29 Ekim 1923, artık Lozan Antlaşmasıyla bütün dünyanın tanıdığı Türkiye Devleti, Cumhuriyeti ilan ederek Türkiye Cumhuriyeti Devleti olmuştur.

Artık işgalcilerle savaşın yerini yoklukla, cehaletle savaş almıştır. İki yüz yıldır ıskaladıkları zamanın arkasından koşmaya başlayacaklardır.

Dünyayı dize getirmiş Türkler olmanın büyük özgüveni vardır.

Okul yoktur yaparlar. Yol yoktur açarlar. Basma yoktur, dokurlar. Ayaklarında ayakkabı yoktur, yaparlar. Fabrika yoktur, kurarlar. Hastalıklar kol geziyordur, mücadele ederler ve yenerler.

Bataklıkları kurutur, toprağı işler, su getirirler. Topraktan bereket fışkırtırlar.

Demir ağlarla örerler anayurdu dört baştan.

Bütün bunlar nasıl oldu diye bakıldığında ilk olarak, Başımızda bütün dünyanın saydığı başkumandan vardı cevabı gelir.

Sonra, Türk’e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri! diyerek devam ederler.

Yokluğu yenmeye milletin azim ve kararı vardır.

Yedi düveli dize getirmiş bir millet, o millete çok büyük bir aşkla bağlı büyük kumandan ve o kumandan ölmeyi emrettiğinde düşünmeden itaat eden ülkü sahibi insanlar başarmışlardır.

Peki, bu ülküyü nasıl kazandılar dersiniz? Nasıl olduğunu aşağıdaki yazı mükemmel anlatmaktadır.

Bir döneme mührünü vuran ülkü sahibi büyük adamlardan merhum Necmettin Hacıeminoğlu’nun aşağıdaki yazısı başarıyı getiren duyguyu çok güzel anlatmaktadır. Bugün geçilmeye çalışılan dar geçitten bu yazıda anlatılan duyguların tekrar kazanılmasıyla çıkılacaktır.

Neşe Alten öğretmen ile Nurettin Yılmaz öğretmen Hacıeminoğlu Hoca’nın anlattığı ülkücülerden sadece ikisidir.

Işık Ordusuna Selam

Kalbinde vatan ufuklarına ışık saçmak için çalışan bir ideal adamının imanı, ruhunda kendine güvenen insanların azim ve iradesi, kafanda yarının mamur, müreffeh ve mes’ut Türkiye’sinin altın kapılarını açacak sihirli anahtar… Savaş meydanlarına atılan kahramanlar gibi Anadolu’ya gidiyorsun.

Çanakkale’de, Köprüköy’de, Pilevne’de şehit düşen Mehmetçiklere has bir gururla ilim, irfan ve ışığın ulaşamadığı uzak yurt köşelerine aydınlık götürüyorsun. Artık en sıcak yuvan okul, en sevgili çocuğun öğrenci, en vefalı dostun kitap ve en büyük yardımcın da kalbini dolduran hocalık aşkı, gönlünü saran yurt sevgisi olacaktır

Atıldığın bu hizmet ve fedakârlık yolunda, çetin güçlükler seni yıldırmasın. Önüne dikilecek engeller seni ürkütmesin. Maddî yoksulluklar, manevi sıkıntılar seni ideal yolundan döndürmesin.

Karanlıklara ışık saçmanın; geriliğe, cehalete, taassup ve bâtıl düşüncelere göğüs germenin kolay olmayacağını bilmelisin. Zira kavuşmak istediği hedefe iştiyakla koşan hangi ideal yolcusu bu çeşit güçlüklerle karşılaşmadı? Hangi ideal adamı, yeşil servilerin gölgelediği serin çimenlikler üzerinde yürüyerek gayesine ulaşmıştır? İdeal yolu elbet de dikenli olacaktır. İdeal yolu elbet de uzun ve zorlu, elbet de güçlük ve meşakkatlerle dolu olacaktır.

Ateşli kum çöllerinde, soğuk buz denizlerinde tehlikeli seyahatlere çıkmış ilim fedailerinin hayatını andıran senin yolculuğun, maddeye değil manaya; paraya değil ruha ve şerefe deer verenlerin harcıdır.

Bu yol aydınlık, ışık, hak ve hakikat yoludur. Bu yol, göğsü imanla, kalbi cesaretle ve gönlü aşkla dolu olanların yoludur. Bu yol fedakârlıklara katlanmasını, mahrumiyet ve ağırlıklara tahammül göstermesini, tehlikelere göğüs gerip güçlükleri yenmesini bilenlerin yoludur. Bu yol, ülküleri uğrunda gerekirse seve seve ölmesini bilenlerin yoludur.

Fedakâr Türk Öğretmeni!

Savaşların en hayırlısı, senin yurt ufuklarını saran karanlıklarla yaptığın mücadeledir. Başarıların en verimlisi; en uğurlusu senin bu meydanlarda kazandığın zaferlerdir.

Henüz derinliğince okunmamış bir masal, zenginliğince açılmamış bir hazine ve zarifliğince işlenmemiş bir mücevher olan Anadolu’yu senin nurlu gözlerin “okuyacak”, senin uğurlu ellerin “açacak” ve senin usta parmakların “işleyecek”tir. “Her taşı bir yakut olan bu vatan”, “can verme sırrına erenler”le beraber sizin, sizlerindir.

Hayatta paradan başka hiçbir şeyi sevemeyen, gösteriş ve şöhretten, maddî refah ve konfordan başka hiçbir üstün manevi değere inanmayan bedbahtlar elbet de Anadolu’ya gitmek istemezler. Ama daha dün tozlu yollarında neşeyle koşuştuğun, başı mavi dumanlı mor dağlarında çiğdem topladığın, güneşli tarlalarında ekin biçtiğin Anadolu seni bekliyor. Ona kollarını sen açacaksın. Onun yarasını sen saracaksın.

Sabahları ezan sesleri ile uyanacaksın. Eğlencelerin köy düğünleri; dansın efe zeybekleri, dadaş halayları; musikin Avşar türküleri olacak. Bingöl Çobanları’nın kaval seslerini duyacaksın. “Ovanın yeşili”ni “göğün mavisi”ni orada seyredeceksin. Orada, “geçmiş zamanın taşlarda gülen sihirli rüyası”nı yaşayacaksın. Orada “binlerce erin anlı menkıbesi”ni ve “sesi arşa çıkan hengâmeler”i “yad eden” “türbeler, câmiler” ve “eski bahçeler” göreceksin. “İhtiyar çınarlardan, yedi yüz yıl süren hikâyemiz”i dinleyeceksin.

Ey ideal yolcusu!

Gideceğin yerlerde çeşitli tiplerle karşılaşacaksın. Seni hor gören, sana “yukardan bakan” görgüsüz, şımarık ve maddeci bir zümre bulacaksın. Bunlar senin temiz duygularınla, dürüstlüğünle, iman ve idealinle belki de alay edeceklerdir. Mahrum oldukları bu güzel hasletlerin yalnız sende bulunmasına tahammül edemedikleri için yaptıkları çeitli hafifliklere aldırmayacaksın. Kendinden emin her ülkücü gibi, sen de onlara dudak büküp geçmelisin. Acımalısın onlara, kızmamalısın. Bu, kibirli “sonradan görmüş”ler karşısında sakın küçüklük duygusuna kapılma! Kendini, muhitine onlar gibi mevki veya para ile değil, manevi değer ve şahsiyetinle kabul ettirmelisin.

Sen, Tanrısından sonra en çok hocasını seven bir millî geleneğin evlâdısın. Sen, hocasını câmîde bile ayağa kalkarak selâmlayan Fatih’lerin “Ulemânın atının ayağından sıçrayan çamur bizim için bir şereftir.” diyen Yavuz’ların çocuğusun. Böylesine köklü bir gelenekten kuvvet alarak, hocalığı her yerde ve her zaman el üstünde tutulur, baş üstünde taşınır bir haysiyet ve liyakâtle temsil etmelisin.

Hayatta ve bilhassa hocalıkta başarının biricik sırrı olan meslek sevgisi ve vazife aşkını gönlünde birleştirmiş kimse olarak yola çıkıyorsun. Özü özüne, sözü tavır ve hareketlerine uyan; herkesin benzemeğe özendiği örnek insan sen olmalısın.

Vatanını riyâsız seven, milliyetçilik ve inkılâpçılığı iyi kavramış, milletine sözle değil, iş görerek, eser vererek hizmet eden, temiz ahlâklı, hür düşünceli; müsbet zihniyetli, hak, hukuk ve adalet kavramlarına bağlı, millî değer ve geleneklerine hürmetkâr, şahsiyet ve karakter sahibi bir nesil yetiştirmek ilk hedefiniz olmalıdır. Şairin;

“Enbiyâ yurdu bu toprak, şühedâ burcu bu yer;

Bir yıkık türbesinin üstünde Mevlâ titrer!

Dışı batan başa bir nesl-i kerîmin yâdı,

İçi boydan boya milyonla şehîd ecsâdı…

Öyle mebû-ı ehâdet ki bu öksüz toprak;

Oh, bir sıksa adam otları kan fışkıracak!”

Mısraları ile dile getirdiği bu vatanda her birinizin elle tutulur birer müsbet eseriniz bulunmalı.

Alıntı: Hakan Paksoy

Posted in Gündem | İLİM, İRFAN ORDUSUNA için yorumlar kapalı
Haz 14

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

14 Haziran:

1846 – Meksika-Amerika Savaşı sırasında Kaliforniya CumhuriyetiMeksika‘dan bağımsızlığını ilan etti.

1940 – Sovyetler BirliğiLitvanya‘ya Kızıl Ordu‘nun ülkeye girmesine ve Sovyet yanlısı bir hükümet kurmasına izin verilmesini talep eden bir ültimatom verdi.

1985 – Schengen AnlaşmasıFransaAlmanyaBelçikaHollanda ve Lüksemburg tarafından imzalandı.

1992 – Thabo Mvuyelwa MbekiGüney Afrika Başkanı olarak göreve başladı.

2014 – Ukrayna Hava Kuvvetleri‘ne ait bir İlyuşin İl-76 nakliye uçağı, Lugansk Halk Cumhuriyeti güçleri tarafından vuruldu, uçakta bulunan 49 kişi öldü.

Charles-Augustin de Coulomb (D. 1736)

Max Weber (Ö. 1920)

Ernesto “Che” Guevara (D. 1928)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Haz 14

İLK CELSEDE KIRDIN KALEMİMİ YAR

İLK CELSEDE KIRDIN KALEMİMİ YAR

* * *

Hava gibi nefes, nefes sar beni.

Sevdan yaktı, yakmaz artık har beni.

Bir ölüme mahkûm ettin yar beni

İlk celsede kırdın kalemimi yar

* * *

Gece gündüz seni çağırır özüm

Her daim sen oldun dilimde sözüm

Senden başkasını görmedi gözüm

İlk celsede kırdın kalemimi yar

* * *

Özden geldi, öze bağlı dil gayrı

Kokunu kıskanır, kokmaz gül gayrı

Sensizliğe kurban oldum, gel gayrı

İlk celsede kırdın kalemimi yar

* * *

Yargısız infazı başlattın zalim.

Beni ateşinle haşlattın zalim.

Gönül dünyasında taşlattın zalim.

İlk celsede kırdın kalemimi yar

* * *

Sendeki bu haslet bitirdi beni

Aklımla bedenim yitirdi beni

Bu sevgi çarmıha götürdü beni

İlk celsede kırdın kalemimi yar

* * *

Müşahitler avaz avaz bağırdı

Şahitleri duygu ve his çağırdı

Akıl, gönül, vicdan, yürek sağırdı

İlk celsede kırdın kalemimi yar

* * *

Kenan Şahbaz

Posted in Şiirlerim | İLK CELSEDE KIRDIN KALEMİMİ YAR için yorumlar kapalı
Haz 13

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

13 Haziran:

1878 – Alman İmparatorluğu Şansölyesi Prens Bismarck‘ın başkanlığında Osmanlı, Rusya, İngiltere, Almanya, Fransa, Avusturya-Macaristan ve İtalya’nın katılımıyla Berlin Kongresi toplandı.

1891 – İstanbul Arkeoloji Müzesi ziyarete açıldı.

1924 – Fransa‘da Gaston Doumergue, cumhurbaşkanı oldu.

1982 – Fehd bin Abdülaziz Âl-i Suud, Kral Halid‘in ölümünün ardından Suudi Arabistan Kralı oldu.

1983 – Pioneer 10 uzay sondası, güneş sistemi dışına çıkan ilk insan yapımı nesne oldu.

Miyamoto Musashi (ö. 1645)

William Butler Yeats (d. 1865)

Irvin D. Yalom (d. 1931)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
Haz 13

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “Tarihten “TÜRKLERİ” çıkarırsanız ortada tarih diye bir şey kalmaz! -Prof Naumark

* “Adaletsizliği işleyen, çekenden daha sefildir.” Eflatun

* “Öldükten sonra yaşamak istiyorsanız ölmez bir eser bırakınız.” Hz.  Ali

* “Hiçbir şey, zamanı gelmiş bir fikir kadar güçlü değildir.” Viktor Hugo

* “Mutluluğun sırrı, sevdiğin şeyi yapmakta değil, yaptığın şeyi sevmektedir.” Leo Tolstoy

* “Bir gün dönüp geçmişe baktığınızda, mücadelelerle geçen hayatınızın en güzel yılları olduğunu fark edeceksiniz.” Freud

* “Bu bir kitap (Divanı Lügatit Türk) değil Türkistan ülkesidir”’ Ali Emiri

* “Bir kimsenin gözlerini kapatıp güneşi yok sayması, güneşin olmadığını göstermez.” Muhittin Nalbantoğlu

Posted in Atasözleri Vecizeler | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Haz 12

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

12 Haziran:

1772 – Kâşif Marc-Joseph Marion du FresneYeni Zelanda‘da Maoriler tarafından öldürüldü.

1776 – Virginia Haklar Beyannamesi, kongre delegelerinin oybirliği ile kabul edildi.

1898 – Filipinlerİspanya‘dan bağımsızlığını ilan etti.

1991 – Boris YeltsinRusya cumhurbaşkanı seçildi.

2016 – ABD tarihinde LGBT’lere yönelik düzenlenen en ölümlü saldırı olan Orlando gece kulübü saldırısı gerçekleşti.

Charles Kingsley (d. 1819)

Anne Frank (d. 1929)

Gregory Peck (ö. 2003)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı