Haz 04

MUSTAFA KEMAL’E ATATÜRK SOYADININ VERİLİŞİ

MUSTAFA KEMAL’E ATATÜRK SOYADININ VERİLİŞİ

 

Türk destanlarındaki bilge tipinin tüm özelliklerine sahip Atatürk, Türk halkının en önemli bilge tipidir. Bizce Atatürk ilkeleri de Atatürk’ün bilgeliğinin vesikalarıdır. Bu nedenle Atatürk, Türk halkının bilgesidir.

Soyadı Kanunu’nun çıkmasından 5 ay sonra 24 Kasım 1934 tarihinde TBMM tarafından oy birliği ile kabul edilen 2587 sayılı kanunla Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal’e “Atatürk” soyadı verilmiştir.

Soyadı Kanunu’nun çıkarıldığı sıralarda Mustafa Kemal Paşa için; 1. Etel, 2. Etelalp, 3. Korkut, 4. Arız, 5. Ulaş, 6. Yazır, 7. Emen, 8. Çoğaş, 9. Salır, 10. Begit 11. Ergin, 12. Tokuş, 13. Beşe, 14. Atatürk olmak üzere 14 soyadı adayı belirlenmiş, bunlardan ‘Atatürk’ soyadı, kimi kayıtlara göre Naim Nazım Onat, kimi kayıtlara göre de Saffet Arıkan’ın tavsiyesi üzerine Mustafa Kemal Paşa’nın seçtiği soyadı olmuştur. İsmet İnönü’nün de 22 arkadaşıyla birlikte imzalayıp sunduğu kanun teklifi üzerine TBMM tarafından oy birliğiyle çıkarılan kanun “Madde: 1- Kemal öz adlı Türkiye Cümhur Reisine 24/11/1934 tarih ve 2587 sayılı kanunla verilmiş olan ATATÜRK soyadı yalnız tek şahsına mahsustur, hiç kimse tarafından öz ve soyadı olarak alınamaz, kullanılamaz ve kimse tarafından hiç bir suretle bir kimseye verilemez.” biçimindedir. 17 Aralık 1934’te çıkarılan yasa ile de bu soyadının diğer kişiler tarafından kullanılması yasaklanmıştır.

Kanunun 1. Maddesinde geçen öz sözünün Mustafa Kemal’in eski soyadı olup olmadığı tartışma konusudur.

26 Ağustos 1936’da Dolmabahçe’de düzenlenen 3. Dil Kurultayı’nda Atatürk’ün huzurunda Atasözünün etimolojik kökenini inceleyip bir bildiri sunan Vecihe Kılıçolu (Hatiboğlu) sunumunu yaparken “Bilge anlamına da gelen ‘Ata’ sözü Türklük kadar eskidir ve Atatürk kadar bizimdir” demesiyle Atatürk’ün oturduğu yerden kalkıp omzunu sıvazlayıp bildirisini beğendiğini “Güzel yazmışsın, güzel de okudun” demesi üzerine Atatürk adının etimolojisi üzerine birçok çalışma yapılmış, yapılan bütün çalışmaların ‘Ata’ sözünün ‘Bilge’ sözüne Atatürk’ün de ‘Türk Bilgesi’, ‘Türk Atası’ kavramlarına çıktığı perçinlenmiştir.

Soyadı kanunundan sonra bazı kişilerin soyadlarını Atatürk bizzat seçip vermiştir. Bunlar: İsmet Paşa (İnönü), Celal (Bayar), Dr. Tevfik Rüştü (Aras), Recep (Peker), Hasan Rıza (Soyak), Salih (Bozok), Nuri (Conker), Ali Saip (Ursavaş), İbrahim Necmi (Dilmen), Ahmet Cevat (Emre), Naim Hazım (Onat), Dr. Refik (Saydam), Dr. Saim Ali (Dilemre), Ali Canip (Yöntem), Cevat Abbas (Gürer), Kazım Paşa (Özalp), Ali (Çetinkaya), Ruşen Eşref (Ünaydın), Vasıf (Çınar), Fahri Sabit (Korutürk)’tür.

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , | MUSTAFA KEMAL’E ATATÜRK SOYADININ VERİLİŞİ için yorumlar kapalı
Haz 03

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “Fazla tevazuun sonu vasat insandan nasihat dinlemektir.” İbni Haldun

* “Hiçbir iyilik cezasız kalmaz…” Murphy kanunu

* “Yaşam ne kadar kötü gözükürse gözüksün, her zaman başarılı olacak bir yol vardır. Hayat varsa, umutta vardır.” Stephan Hawking

* “Bu ülke için, daha yapacağım çok iş var.” Doğan Cüceloğlu

* “İnsan beyni değirmen taşına benzer. İçine yeni bir şeyler atmazsanız kendi kendini öğütür…” İbni Haldun

* “Tarikatlar ve cemaatlar, batının Türkiye deki ileri karakollarıdır.” Fevzi Çakmak

* “O kadar ihanet gördüm ki, bağrım Karacaahmet Mezarlığı’na döndü.” Osman Bölükbaşı

* “Meşhûrdur ki fısk ile olmaz cihân harâb,
Eyler anı müdâhane-i âlimân harâb”
(Herkes bilir ki fitne, fesat ile dünya düzeni bozulmaz. Onu, -ancak- bilginlerin, hocaların, aydınların, okumuşların güce yaltaklanmaları harap eder.) Keçecizâde İzzet Molla

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Haz 02

ÇİFT DEĞİL, ÜÇLÜ, DÖRTLÜ, BALLI MAAŞLAR”

“ÇİFT DEĞİL,  ÜÇLÜ, DÖRTLÜ, BALLI MAAŞLAR”

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan’ın aylık maaşını Kuveyt Türk 2021 Genel Kurul Tutanağı’nı inceleyen CHP milletvekili Deniz Yavuzyılmaz tespit etti ve sosyal medya hesabından paylaştı:

– Bakan yardımcılığı maaşı: 27 bin 717 liracık,

– Kuveyt Türk Bankası Yönetim Kurulu üyeliğinin dolar endeksli ücreti: 64 bin 454 liracık,

– Kuveyt Türk Bankası Yönetim Kurulu üyeliğinin kâr payı: 84 bin 556 liracık,

– Toplam aylık: 176 bin 727 liracık/21 bin 450 Amerikan Doları…

Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni ve CNN Türk televizyonunda “Tarafsız Bölge” programını yapan Ahmet Hakan’a “Dolarla mı maaş alıyorsun?” diye soran ve Hazine ve Maliye Bakanlığı’nı bırakan Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın kulağı çınlasın…

***

Birçok yerden maaş alan bürokratların durumunu 25. dönem AKP milletvekili ile konuştum. AKP milletvekilinin çok önemli iddiaları var.

Soru: Bazı bürokratlar milletvekillerinden çok maaş alıyor. Bu durum AKP milletvekillerini rahatsız etmiyor mu?

– Dedi ki; “4-5 yerden maaş, huzur hakkı, kâr payı gibi gelir elde eden AKP’nin bürokratları gelirlerinin belirli miktarını bazı vakıflara bağışlıyorlar.”

Soru: Bu vakıfları kim ya da kimler belirliyor?

– Dedi ki; “Genellikle göreve atayanlar belirliyorlar ki tabii onlara da parti üst yönetiminden liste veriliyor…”

Soru: Hangi vakıflar bunlar? Hangi amaçla bu bağışları yapılıyor? Örneğin Erdoğan ailesinin vakıfları da var mı?

– Dedi ki; “Cemaat ve tarikatlarınkiler de dahil birçok vakıf var, göstermelik amaç yoksul aile çocuklarına yurt yapmak ve onlara burs vermek. Erdoğan ailesinin Türken Vakfı New York’ta dünyanın en pahalı yeri olan Manhattan’da süper lüks yurt inşa ediyor. Bağışlar olmasa nasıl yapılabilir?”

 

Alıntı: O. Uğuroğlu

Posted in Gündem | Tagged , , , , , | ÇİFT DEĞİL, ÜÇLÜ, DÖRTLÜ, BALLI MAAŞLAR” için yorumlar kapalı
Haz 01

ÇINGIRAĞI KİM BAĞLAYACAK

ÇINGIRAĞI KİM BAĞLAYACAK

Fareler, her gün bir arkadaşlarını kediye kaptırıyormuş, Toplantı yapmışlar, “Bu tehlikeden nasıl kurtuluruz?” diye herkesten çözüm üretmelerini istemişler. Genç bir fare, “Kedinin kuyruğuna çıngırak bağlayalım. Bize doğru geldiğinde sesini duyar, kaçarız” diye bir öneride bulunmuş. Hepsi öneriyi çok beğenmiş. Ancak en yaşlı fare, “İyi, güzel de çıngırağı kedinin kuyruğuna kim bağlayacak?” diye sormuş.

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , | ÇINGIRAĞI KİM BAĞLAYACAK için yorumlar kapalı
May 31

“TÜRK DİYE BİR IRK YOKTUR” ÖYLE Mİ?

“TÜRK DİYE BİR IRK YOKTUR” ÖYLE Mİ?

Time dergisinden en yetkili ağızlardan “Büyük Sıfırlama” kapağı ile çıkararak en büyük sıfırlamanın Akdeniz havzasında yapılacağını ilan ettiler. Buna rağmen, insanlar, bütün bunlar doğal sürecin eseriymiş gibi konuşanlara inanmayı tercih ediyor. Çünkü gerçeklere inanmak canlarını acıtıyor… Time dergisinin o sayısında yazısı yayınlanan Sompo Holding yöneticisi Kengo Sakurada, “COVID-19 bir hesaplaşmadır. Dijitalleşme ve küreselleşmenin genişlemesiyle kapitalizm daha büyük eşitsizlikler ve bölünmeler üretti. Mevcut haliyle kapitalizm, insanlığın refahına gerçek anlamda katkıda bulunmuyor. Sosyal sürdürülebilirliği ve insanların refahını birleştirmek için kapitalizmi yeniden hayal etmemiz gerekiyor” diyordu ama sürecin bir hesaplaşma olduğunu biz söyleyince insanlar şüpheyle bakıyor.
***
Bu durum, İzmir işgal edildiğinde de yaşanmıştı.
İzmir’in işgal edildiği gün, dönemin Harbiye Nazırı Şakir Paşa, basına yaptığı açıklamada “Bu gibi söylentilere önem vermeyin” diyordu.
Hulki Cevizoğlu, “İşgal ve Direniş; 1919 ve Bugün” adlı kitabına bu sözlerle başlamıştı.
Çünkü bugünkü Türkiye’de yaşanan vahim olaylar da bir süre İzmir’in işgalinin saklandığı gibi halkın bilgisinden kaçırılıyor.
Ekonomik kararlar, Türkiye’yi ipotek altına sokarken, bir taraftan da “Andımız” kararında olduğu gibi Türk kimliğiyle uğraşmaya devam ediyorlar.
Hâlbuki Türk kimliğine yönelik operasyon, Bernard Lewis‘in 1996 yılında İstanbul’da verdiği konferansla başlamıştı. Adam, Orta Doğu’da Türk, Arap, Fars gibi kimliklerin yerini Orta Doğu kimliğinin alabileceğini söylemişti. The Wall Street Journal gazetesinin 28 Kasım 2006 tarihli sayısında, Hugh Pope düğmeye basmış ve Türk kimliğinin Anadolu’daki eski nüfusa katkısının yüzde 10 oranında olduğunu iddia etmişti..
Bu uydurmaları sözde bilimsel verilerle desteklemek için Boğaziçi Üniversitesi’nde bir anket yaptırılmış, bazı yazarlara, “Türk diye bir ırk yoktur” diye yazılar yazdırılmıştı!
Tarih Vakfı da Rockefeller Vakfı’nın parasıyla yerel tarih grupları kurarak Türkiye’deki eski azınlıkların tarihini araştırmıştı.
***
Yine de yolun sonuna gelindi. Hiçbir ülke Merkez Bankası’nın nasıl boşaltıldığını anlatamayan bir iktidara daha fazla dayanamaz. Dünyanın bütün güçleri desteklese de artık zamanı gelmişse, ülkenin aleyhine kararlar almaya çalıştığı anlaşılan bir iktidar ayakta duramaz.
Patates, soğan da dağıtsalar, her öğün sıcak yemek de verseler, gerçekler halk tarafından anlaşılmaya başlandı.

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , | “TÜRK DİYE BİR IRK YOKTUR” ÖYLE Mİ? için yorumlar kapalı
May 30

KENEVİR MUCİZESİ VE ABD ŞEYTANLIĞI!..

KENEVİR MUCİZESİ VE ABD ŞEYTANLIĞI!..

Yıl 1914, I. Dünya Savaşı yılları ve Amerikan doları üzerinde “Kenevir” tarımı yapan çiftçiler var.

Bunu aklınızın bir köşesinde tutunuz ve okumaya devam ediniz…

Endüstriyel Kenevir sadece bir tarım bitkisi değildir!

Petrolün ve doların panzehridir!

KENEVİR NİÇİN YASAKLANDI?

1-Bir dönümlük kenevir, 25 dönümlük orman kadar oksijen üretir.

2-Yine bir dönümlük kenevirden, 4 dönüm ağaca eş kağıt üretilebilir.

3- Kenevir tam 8 kez kağıda dönüştürülebilirken, ağaç 3 kez kağıda dönüştürebilir.

4-Kenevir 4 ayda yetişir, bir ağaç ise 20-50 yılda.

5- Kenevir, gerçek bir radyasyon temizleyicidir.

6-Kenevir dünyanın her yerinde yetiştirilebilir ve çok az suya ihtiyaç duyar. Ayrıca kendisini böceklerden koruyabildiği için tarım ilacına da ihtiyaç duymaz.

7-Kenevir ile yapılan tekstil ürünleri yaygınlaşırsa, tarım ilacı sektörü tamamen ortadan kalkabilir.

8-İlk kot pantolon, kenevirden yapılmıştır; hatta “KANVAS” kelimesi kenevir ürünlerine verilen isimdir. Kenevir ayrıca ip, halat, çanta, ayakkabı, şapka yapımı için de ideal bir bitkidir.

9-Kenevir, AİDS ve kanser tedavisinde kemoterapi ve radyasyon etkisini azaltma; romatizma, kalp, sara, astım, mide, uykusuzluk, psikoloji, omurga rahatsızlıkları gibi en az 250 hastalıkta kullanılmaktadır.

10-Kenevir tohumunun protein değeri çok yüksektir ve içindeki iki yağ asidi’de doğada başka hiçbir yerde bulunmamaktadır.

11-Kenevirin üretimi soyadan bile daha ucuzdur.

12.-Kenevirle beslenen hayvanlar, hormon takviyesine ihtiyaç duymaz.

13-Plastik ürünlerin tamamı, kenevirden üretilebilir ve kenevir plastiğinin doğaya dönüşmesi oldukça kolaydır.

 

Alıntı

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , | KENEVİR MUCİZESİ VE ABD ŞEYTANLIĞI!.. için yorumlar kapalı
May 29

“GRİ PASAPORTLA İNSAN KAÇAKCILIĞI” MI YAPILIYOR?

“GRİ PASAPORTLA İNSAN KAÇAKCILIĞI” MI YAPILIYOR?

Türkiye, 1961’den itibaren Almanya’ya işçi göndermeye başladı. Şimdi ise devlet memuru pasaportu ile ilticacı gönderiyor!
Halk TV’de Barış Terkoğlu‘nun  “Biz Avrupa’ya insan gönderiyoruz. Avrupa ise bize çöplerini veya atıklarını gönderiyor, Geldiğimiz yer budur…” sözlerine denk geldim.
Haberleri gözden geçirirken de BBC’de Avrupa Birliği İstatistik Ofisi, Eurostat’ın açıklamasını okudum. Eurostat’a göre Avrupa’dan yapılan atık ihracatının en büyük alıcısı Türkiye!
Eurostat verilerine göre, “AB ülkelerinden yapılan atık ihracatı 2004 yılından bu yana yüzde 75 arttı. Yıllık 32,7 milyon tonu bulan atık ihracatının 13,7 milyon tonu Türkiye’ye gidiyor. Avrupa makamlarına göre Türkiye, Batı Avrupa atıkları için en önemli depolama alanı!”
Kahredici ama Millî Bayramların çeşitli bahanelerle kutlanmasının yasaklandığı Türkiye’nin durumu bu!

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | “GRİ PASAPORTLA İNSAN KAÇAKCILIĞI” MI YAPILIYOR? için yorumlar kapalı
May 28

BAYKUŞLAR TÜNEDİ…

BAYKUŞLAR TÜNEDİ…

 

Kaygısız yaşamak ah ne güzeldi!

Hangi eğitimden geçip de geldi

Bir mermi hızıyla sineyi deldi

Baykuşlar tünedi öz yurdumuza…

 

Bir yağdanlık bulmuş herkes kendine

Biz de esir olduk cahil fendine

İş, nasıl yapılsın dengi dengine

Baykuşlar tünedi öz yurdumuza…

 

Nasıl bu karanlık zifiri, koyu

Yarınımız belli bir dipsiz kuyu

Söyleyin ne kaldı çıkmadık suyu?

Baykuşlar tünedi öz yurdumuza…

 

Gözümüze baka baka yalanı,

Söylüyorlar yapmak için talanı

Ayarlayıp onu, bunu, falanı

Baykuşlar tünedi öz yurdumuza…

 

Bilinçsizce ele verir talkını

Bu iştah ne yutmak için salkımı?

Bezdirdiler candan, maldan halkımı

Baykuşlar tünedi öz yurdumuza…

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , | BAYKUŞLAR TÜNEDİ… için yorumlar kapalı
May 27

GÜLEK KARBOĞAZI ZAFERİ

GÜLEK KARBOĞAZI ZAFERİ
Fransız ve Ermeni gönüllüleri Albay Ramsey kumandasında 16-21 Aralık 1918 tarihlerinde Adana’yı, 27 Aralık 1918’de Pozantı’yı işgal ettiler. Bir süre sonra İngilizler bölgeden çekildi. Onların yerini Fransızlar aldı. Fransa ise Çukurova bölgesinde bir Ermeni devleti kurmak istediğinden bu bölgeye Ermenileri getirmeye başladı. Fransızlar tarafından maşa olarak kullanılan Ermeniler bağımsız bir Ermeni devleti kurma hayali ile Çukurova bölgesine geldiler ve buradaki halka eziyet etmeye başladılar. Bundan rahatsız olan Adana halkı son olarak Kara Hasan’ın (Hasan Akıncı’nın) kardeşi Osman’ın şehit edilmesi sonucu patlama noktasına geldi ve Kara Hasan kuvvetleri ile Fransız kuvvetlerine rastladığı yerde saldırıya geçti. Böylece 1919 yılı başlarından itibaren Çukurova’da milli hareket fiilen başlamış oldu.
İşgalci güçler Çukurova’yı işgal etmeye başlayınca buna tepki olarak ilk önce İstanbul’daki vatansever Adanalılar tarafından 21 Kasım 1918’de Kilikya Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kuruldu. Ardından Adana’da gizli teşkilatlar oluştu. Sivas Kongresinden sonra da Adana işgal altında olduğundan Kayseri’de Adana Kilikyalılar Cemiyeti oluşturuldu. Özellikle bu cemiyet Toroslarda silahlı teşkilatlanmanın oluşmasına büyük katkı sağladı.
Fransızların Adana, Maraş, Antep ve Urfa’yı işgal etmeleri ile bu şehirlerde halkın girişimleri ile çeteler kuruldu. Sivas Kongresi sırasında Adana ve çevresinde düzenli bir Askeri teşkilat kurulmasına karar verildi. Topçu Binbaşısı Kemal Kilikya Kuvayi Milliye Komutanlığına, Yüzbaşı Osman Nuri (Tufan) de komutan yardımcılığına atandı. Bunlar merkezi Kayseri’de bulunan Kilikya Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ile temasa geçtiler. Burada 20. Kolordu Komutanı Ali Fuat (Cebesoy) Paşa ve 41. Tümen Komutanı Emrullah Bey ile görüştüler. Adana ve bölgesi, komuta idaresi bakımından Doğu-Batı diye ikiye ayrıldı. Gülek ve çevresini içine alan Batı Kilikya Komutanlığına Ali Ratıp ( Tekelioğlu Sinan) Bey atandı. Bu tarihten itibaren bölgede örgütlü direnişler başladı. Bundan sonra 31 Mart 1920’de Çamalan ve daha sonra Kadirhanı, Hacıkırı, Kelebek ve Belemedik Fransızlardan alındı. Böylece Pozantı’daki
Fransızların Adana ve Mersin ile olan kara ve demiryolu bağlantıları kesildi. Ayrıca Pozantı kuşatma altına alındı.
Çamalan, Kadirhanı, Belemedik ve Hacıkırı gibi yerler Türk kuvvetlerinin eline geçince bölgede komuta değişikliğine gidildi. Çünkü Türklerin denetimindeki saha genişlemişti. Cephe; Tarsus, Merkez, Seyhan ve Kurttepe olmak üzere dört komuta merkezine ayrıldı. Bu merkezlere bağlı veya bağımsız müfrezeler oluştu. Molla Nasuh komutasındaki Gülek müfrezesi Seyhan grubuna bağlandı. Nisan 1920’den sonra ise Gülek (Çamalan) nahiye merkezi, geçici olarak Karaisalı’ya taşındı. Nahiye müdürlüğüne de geçici olarak Mehmet Efendi atandı. Gülek nahiye merkezinin geçici olarak Karaisalı’ya taşınmasının nedeni, bu dönemde Adana cephesi karargâhının komuta merkezinin burası olması idi.
7 Haziran 1920’de Genelkurmay başkanı İsmet İnönü imzası ile yayınlanan bir emirle Kilikya cephesi 41. Tümen’e bağlandı. 41. Tümen karargâhının Pozantı’ya taşınması ve 11. Tümen’in Kilikya cephesi ile ilişiğinin kesilmesi istendi. Daha sonra cephe komutanlığı kendi içinde düzenlemeler yaptı. Bölge komuta bakımından 2’ye ayrıldı. Tekelioğlu Sinan komutasındaki 2. Bölge Gülek’i de içine alıyordu. Gülek’te 3 bölükten oluşan Molla Nasuh taburu oluşturuldu.
Molla Nasuh Gülek’e bağlı Eminlik köyündedir. Babası köyün ileri gelenlerinden Hamza Ağadır. Kaya soyadını alan Molla Nasuh milli mücadeleye ilk katılanlardandır. Kuşçular, Belemedik karakollarının zaptında, Pozantı kuşatmasında ve Karboğazı savaşında bulunmuştur. Daha sonra tabur komutanı olmuş 1938’de de vefat etmiştir.
9 Kasım 1920’de cepheler Batı ve Güney cephesi olarak ikiye ayrılınca Adana cephesi komutanlığı II. Kolordu Komutanlığı olarak değiştirildi.
Türk kuvvetlerinin Çamalan ve Belemedik gibi stratejik açıdan önemli geçitleri kontrol altına alması ve Pozantı kuşatması nedeniyle Fransızlar Pozantı’daki Menil taburuna yardım etmek ve kaybettikleri yerleri geri almak amacıyla 11 Nisan 1920’de saldırıya geçtiler. Ancak milli kuvvetler Fransızları geri püskürtmeyi başardılar. Tarihe I. Kavaklıhan savaşı olarak geçen bu savaştan sonra Fransızlar yeni bir taarruz hazırlığına başladılar. Düşmanın taarruz hazırlığını öğrenen milli kuvvetler çevre köylerden asker temin etmeye çalıştı. Gülek nahiye müdüründen askere alınabilecek kişilerin listesi istendi. 17 Mayıs 1920’de saldırıya geçen Fransızlar tarihte II. Kavaklıhan çatışması olarak anılan çatışmadan da yenilgi ile ayrıldılar. Türk kuvvetleri Pozantı’ya taarruz hazırlığına başladılar.
Kavaklıhan savaşlarından sonra Pozantı güneyden iyice kuşatılmış oldu. Kuzeyden de 11. Tümen komutanlığı harekete geçerek Pozantı’yı kuşatma altına almak istiyordu. Yüzbaşı Mehmet komutasındaki 11. Tümen Akköprü’ye geldi ve Pozantı kuşatması böylece gerçekleşti. 14 Nisan 1920’de Pozantı’daki Fransız komutanı Menil’e teslim ol çağrısı yapıldı. Menil buna uymayınca 15 Nisan 1920’de topçularımız ateşe başladı. Menil Adana’daki Fransız tabur komutanlığından yardım istedi ancak General Dufreux (Düfyo) yardım istemediğini huruç hareketi yaparak Pozantı’dan çıkmaları emrini bildirdi.
KARTAL YUVASI GÜLEK
Gülek’i tanımak, anlatmak için öncelikle şanlı KARBOĞAZI ZAFERİ’ nin anlatılması gerekir.
KARBOĞAZI BASKINI anlatılmadan Gülek anlatılamaz…
Orda, kahraman bir köy var. Uzakta değil çok yakınımızda. Akdeniz Bölgesinin kuzeyinde. Orta Torosların 3800 metre yükseklikteki Medetsiz Tepesi’nin bulunduğu Bolkar Dağı eteklerinde 29 Mayıs 1920’de kırk kahraman ile bir tabur Fransız askerini Karboğzı’nda teslim alan köy var. O köy Gülek’tir. O kahramanlar Güleklidir.
KARBOĞAZI SAVAŞINA KATILANLAR KAHRAMANLAR
Karaisalı Jandarma Komutanı Üsteğmen Hasan Akıncı (Kara Afet)
Çamalan Jandarma Komutanı Mehmet Tevfik
Merkez Süvari Takım Komutanı Kemal
Jandarma Çavuşu Cevdet
Aydınlı aşiretinden bir grup
Kenzinli Bodur Ali
Kenzinli Karaca Mehmet
KAHRAMAN GÜLEKLİLER
Abbak Fakir
Alışlı Hasan
Deli Hasan
Dubarcı Mehmet Kumcu Veli
Demirci Mehmet
Er Fettah
Güngör Reşit
Hacı Hüseyin
Hamit Hoca
Işıl Süleyman
Karahacı Ahmet
Keçeli Recep
Kelle Mustafa
Konur Ali
Kör Emin
Köse Mehmet
Lütfi Hoca
Muhtar Cin Osman
Musduk Mustafa
Ötebaş İbrahim
Piyade Ali
Reşid Ali
Rıza Çavuş
Süren Kamber
Şahbaz Yusuf
Tırlık Molla Mehmet
Tingil Fatma
Yanık Hacca
RUHLARI ŞAD OLSUN
KIRK YİĞİT
Tam kırk yiğit,
Kırkı da birbirinden yiğit
Kırkı da birbirinden yürekli
Kırkı da birbirinden Gülekli
Alpaslan’ın yiğitleri gibi kahraman
Alpaslan’ın yiğitleri gibi korkusuz
Karboğazı’nda o gün
Fransız’ın aklı şaştı
Kırk yiğidi görünce
Dağlar bile uysallaştı
Yıldırım oldu, şimşek oldu yiğitler
Vatanla, bayrakla doldu yiğitler
Karboğazı’nda o gün
Hürriyet en büyük haktı
Kırk yiğidi görünce
Vatan ayağa kalktı
Hepsi bir bayraktı, vatandı o gün!
Vatanı özünde tutandı o gün!
Tam kırk yiğit,
Kırkı da birbirinden yiğit
Kırkı da birbirinden yürekli
Kırkı da birbirinden Gülekli
Alpaslan’ın yiğitleri gibi kahraman
Alpaslan’ın yiğitleri gibi korkusuz
Kenan ŞAHBAZ
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , | GÜLEK KARBOĞAZI ZAFERİ için yorumlar kapalı
May 26

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “Korkaklıkta ar ve zillet, ileri atılmakta şeref ve izzet vardır” “Kişi korkaklık ile kaderden kurtulamaz” Hz. Muhammed’ in kılıcındaki yazı

* “Dünya yüzünde, Türk’ten daha büyük, ondan daha eski, ondan daha temiz bir millet yoktur ve bütün insanlık tarihinde görülmemiştir.” Mustafa Kemal Atatürk

* “Eğer böyle olmasaydı, bu yaptıklarımın hiç birisini yapamazdım.” Mustafa Kemal Atatürk

* “Hayatta yapılacak o kadar çok hata vardır ki, aynı hatayı yapmakta ısrar etmenin anlamı yoktur.” Paul Sartre

* “Asabiyet şerefin sırrıdır. Ancak asabiyet ile refah yakalanır. Asabiyetin varlığı sayesinde insanlar siyasi otoriteyi kabullenir.” İbni Haldun

* “Masum insanları öldürmenin, ayıbını örtecek kadar büyük bir bayrak yoktur.” Howard Zinn

* “Keşke insanlar güzelliğe düşkün oldukları kadar, dürüstlüğe de düşkün olsa.” Konfüçyüs

* “Bir gün geçmişe baktığınızda, en güzel yıllarınızın mücadele ile geçen yıllar olduğunu göreceksiniz.” Sigmund Freud

* “ Gerçeklik tasavvuru olmadan, o gerçekliğin yorumu olmaz.” İbni Haldun

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı