Şub 10

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “İnsanlar bazen doğruyu duymak istemezler, çünkü içinde yaşadıklarının kaybolmasına razı olmazlar.” Friedrich Wilhelm Nietzsche

* “Ufak suda balık kendini büyük sanır.” Türk atasözü

* “Küpün dibinde kalanı idareli kullanmak, iş işten geçtikten sonra tedbir almaktır. Çünkü sona kalanlar sadece en az değil, aynı zamanda en kötü kısmıdır.” Seneca

* “Ne kadar hazin bir çağda yaşıyoruz, bir ön yargıyı ortadan kaldırmak atomu parçalamaktan daha güç.” Albert Einstein 

* “Ben doğru yolda kaybolmuş kişi görmedim.” Sadi Şirazi

* “Akıl olmasa para neye yarar?”  Ara Güler

* “Saza saz ile söze söz ile karşı konur.”  Türk atasözü

* “Ancak küçük insanlar birbirini küçümser.” Halil Cibran

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Şub 09

“YILIN ENLERİ” LİSTESİ

YILIN ENLERİ” LİSTESİ

Yılın olayı: Covid-19 salgını.

Yılın insanı: Fahrettin Koca. 

Yılının kazananı: (Kurduğu ittifak illet, zillet diye adlandırılır, FETÖ’yle irtibatlandırılmaya çalışılırken, bir anda Cumhurbaşkanı’nın “yerli ve milli” diyerek Cumhur İttifakı’na davet ettiği, tercihleri, hem iktidar hem de muhalefetin kaderini belirleyici hale gelen) Meral Akşener.

Yılın kaybedeni: (Kimse itiraz etmez sanıyorum) “Hukuk devleti”

Yılın skandalı: Cumhurbaşkanı’nın damadı Berat Albayrak’ın bakanlık görevinden istifasını sosyal medyadan duyurması ve medyanın bunu çok uzun bir süre haber yapamamış olması.

Yılın polemiği: İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli arasındaki “Evine dön/Evime dönüyorum” polemiği.

Yılın çıkışı: (Şeffaflığı, kutuplaştırmadan uzak dili, toplumsal dayanışmayı güçlendirme gayreti, “hak-hukuk-adalet” bağlamındaki tavizsizliği ve her geçen gün biraz daha bilinir hale gelen “insani yönü”yle) Mansur Yavaş.

Yılın çöküşü: Tarihinde ilk defa eksi rezerve düşen Merkez Bankası.

Yılın acısı: İzmir depremi.

Yılın sevinci: Yılın bitmesi.

Yılın ayıbı: (Hangi birini sayayım…) “Çoklu Baro”ya karşı çıkan baro başkanlarının ablukaya alınması ve pandemi şartlarında, Ankara ayazında, yağmur altında, sabaha kadar bekletilmesi… CHP’li belediyelerin pandemi mağduru vatandaşlar için başlattıkları yardım kampanyalarının engellenmesi… Gazetecileri hedef alan haksız/hukuksuz tutuklamaların esas ve usul açısından, kumpas süreçlerini anımsatır hale gelmesi…

Yılın başarısı: Emre Sakçı, Duygu Doğan, Azra Akıncı, Peri Berker, Nil Karabina, Eda Asar, Göksu Üçtaş Şanlı, İbrahim Çolak, Fatma Uruk, voleybolcu kızlarımız, para tekvandocularımız… Umutsuzluğun zirve yaptığı günlerde üste üste Avrupa ve dünya rekorları kıran, şampiyonluklar kazanan bütün genç sporcularımız…

Yılın kahramanı: Tabiri caizse “peygamber sabrı”yla ve canları pahasına mücadele eden bütün Türk hekimleri ve sağlık çalışanları.

Yılın başarısızlığı: Milli Eğitimin bir nevi “kefen parası” sayılabilecek fonların buharlaşmasının da etkisiyle oluşan “eşitsizliğin” aşılamadığı, birçok öğrenci için “haksız rekabet”i daha da derinleştiren “uzaktan eğitim” uygulaması.

Yılın umudu: Ayda bebek…

Yılın sözü: Ne oldu Paşinyan? (İlham Aliyev), Masaya çık tepin istersen. (Mansur Yavaş)

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | “YILIN ENLERİ” LİSTESİ için yorumlar kapalı
Şub 08

ANZER BALINDAN KİŞİLİK GELİŞİMİ DERSLERİ(*)

ANZER BALINDAN KİŞİLİK GELİŞİMİ DERSLERİ(*)

 

Dünyada eşi benzeri yok: Sizin de benzeriniz yok! Özgün yaratılmışsınız. O halde eşi benzeri bulunmayan başarı ve mutluluklara imza atmalısınız.

Dertlere deva, hastalıklara şifa: Siz de problemin değil, çözümün içinde yer almalısınız. Size “adamı hasta eder dememeliler, akıllara ve kalplere şifa olmalısınız.

2.100 rakımlı tepede üretiliyor: Aman dikkat eden; çukurlarda kalmayın, manen ve maddeten yükseklerde olun.

Yöreye has 35 özel çiçek türünden alınan polenlerden üretiliyor: Siz de çevrenizi, arkadaşlarınızı iyi seçmeli; idealinize has özel şahsiyet ve muhitlerde bulunmalısınız.

Anzer balı az ve öz oluyor: Siz de az ve öz konuşmalı, icraatınızı konuşturmalısınız.

Alıcıları her zaman hazır bekliyor: Sizi de böyle bekleyenler var mı? Köşe taşı olabildiniz mi?

Dünyada en fazla aranan ürünler arasında yer alıyor: Peki siz de arana biri misiniz? Interpol tarafından değil!

Sahte olup olmadığını anlamak için polen analizi yapılıyor: Sahtecilere ve sahteciliğe karşı aklınızı ve kalbinizi analize tabi tutabiliyor musunuz?

Sıcağı seven arılar çabuk ölüyor, soğuk sağım yapılıyor: Kaloriferli ya da klimalı dairenizde TV karşısında yan gelip yatarak bir yere varamazsınız, çileye talip olmalısınız..

Kuvvet macunu olarak veriliyor: Siz de insanlara itici güç olabilmeli, kuvvet verebilmelisiniz; güçsüz kalmak bırakmak size yakışmaz.

Çabuk enerjiye dönüşüyor: Sizin de enerjiniz hep yüksek olmalı, söz ve fiilleriniz başkalarının aklında ve kalbinde yüksek enerjiye dönüşmeli.

 

Değişik çiçeklerden bal toplayan arı gibi ol, herkesten ve her şeyden ders ve hisse almasını bil.

 

Benim kaliteli (pekmezim) balım olsun sineği Bağdat’tan gelir.   Atasözü

 

 

 (*)Genç Beyin Dergisi’nden

 

 

 

 

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , | ANZER BALINDAN KİŞİLİK GELİŞİMİ DERSLERİ(*) için yorumlar kapalı
Şub 07

“DÜNYA NEYİ BEKLİYOR

“DÜNYA NEYİ BEKLİYOR”

 

Bugüne kadar dinlemeyen varsa mutlaka dinlemelidir; Uygur kızı Nursimangül Abdurreşid’i mutlaka dinlemelisiniz. Onun “Dört sene oldu, annemin sesini duyamıyorum; annem babamı görmek, onlara sarılmak, insan gibi yaşamak istiyorum.” diyen sesini mutlaka duymalısınız. Çin’deki soykırıma duyarsız kalınmasına isyan ederek “Ben nasıl inanırım Müslümanların, Türklerin kardeş olduğuna?” diye soran sesine mutlaka kulak vermelisiniz.

Nursimangül Abdurreşid sözlerini bitirirken sormaya devam ediyor: “Dünya neyi bekliyor, oradaki milyonlarca insanın ölmesini mi?

Nursimangül Hanımın son sözleri, 21. yüzyıl insanlarının, İslâm âlemindeki, Türk Dünyası’ndaki bütün Müslümanların ve Türklerin vicdanlarına kazınmalıdır:

Ben sözümü söyledim, imdi insanlıktan cevap bekliyorum.

Avusturya, Danimarka, Belçika, İngiltere, İspanya, İtalya, “Milyonlarca insan kamplarda tutuluyor.” diyerek isyan ediyor.

Avustralya, Yeni Zelanda, ABD, Kanada, “Hiçbir ülke Çin’den gelen sığınmacıları geri göndermemelidir.” diye sesini yükseltiyor.

Tam 39 ülke, “Uygur kültürü, din ve inanç özgürlüğü, serbest dolaşım hakkı, ifade hürriyeti kısıtlanıyor.” diye haykırıyor.

Bütün bunlara karşı Müslüman ve Türk ülkelerinin gözleri kör, kulakları sağır.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’ne üye Avustralya, Kanada, Japonya, Almanya, Fransa… tam 22 ülke, Doğu Türkistan’daki kitlesel gözaltıların durdurulması için çağrıda bulunarak mektup yazıyor.

 

 

Alıntı:

Posted in Gündem | Tagged , , , , , | “DÜNYA NEYİ BEKLİYOR için yorumlar kapalı
Şub 06

PABUCU DAMA ATILDI

PABUCU DAMA ATILDI
Selçuk döneminde ve Osmanlı döneminde Türk halkı için saygı ve dürüstlük çok önemliydi.
Bunun yansıması da en iyi esnaf kültüründe görülmüştür.
Ahi Evran tarafından Hacı Bektaş-ı Veli‘nin tavsiyesiyle kurulan bir dayanışma teşkilatı olan Ahilik de bu düstur üzerine kurulmuş ve işlemiştir.

Herkesin meslek ahlakı ilkeleriyle çalıştığı o dönemlerde bir zanaatkarın yaptığı işte ihmal veya hileye sapması nadir görülen hadiselerdendir. Ancak çabucak bozulan, yırtılan veya çürüyen mallarda bir hile aranır, bulunursa o esnaf cezalandırılırdı.

Özellikle en çok tartışma konusu olan ve en çok kullanılan ürünler ise ayakkabılardı.
Eğer bir imalat hilesi söz konusu ise ilgili usta çağrılır, esnafın ileri gelenleri ve diğer meslek temsilcileri huzurunda yetkili tarafından tekdir edilir, aldığı ücretin müşteriye iadesi sağlanır, dava konusu olan ayakkabı da kullanılmamak için dama atılırmış.

Bir esnafın yaptığı ayakkabının dama atılması o usta için en büyük ayıp olup meslekteki şeref ve itibarını sıfırlar ve müşterisinin azalmasına yol açarmış.
Bu uygulama bütün esnaf teşkilatı için bir genelleme niteliğinde olup birisi hakkında “pabucu dama atıldı” denilmesi artık o meslekten ekmek yemesinin zor olduğuna işaret sayılır, esnafın bu titizlik ile iş görmesi temin edilirmiş.

Öte yandan bu uygulamanın Ahi Evran‘dan kalma olduğu, daha o zamanlarda da hatalı malzeme üreten zanaatkarın, Ahi Şeyhi tarafından meclisten çıkarılıp pabucunun tekke damına atıldığı ve evine yalın ayak gönderildiğine dair rivayetler de vardır.

 

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , | PABUCU DAMA ATILDI için yorumlar kapalı
Şub 05

TÜBİTAK

TÜBİTAK

Aşı konusunda ise belirsizlik sürüyor. Sayın Erdoğan tekrar kafaları karıştırdı. Çin aşısı söz konusu iken 50 milyon doz geleceği, 3 milyon doz geldiği söyleniyor iken tekrar Pfizer Biontec aşısından bahsetti. TÜBİTAK’ın görüşme yapacağını söyledi. Aslında tartışmalı bir alandan tartışmalı bir kuruma aşıyı havale etmiş oldu.

Bu TÜBİTAK, AKP ile beraber tartışmalı bir kurum haline gelmiş, AKP’nin arpalığına  dönüştürülmüştür. Artık TÜBİTAK eskisi gibi bilimi referans almıyor. Hayvanat bahçesi müdürü, TÜBİTAK’ta Daire Başkanı… Yine elektronik imza Daire Başkanı sahte diplomadan tutuklanmış durumda. Bu TÜBİTAK dini ağırlıklı konularda göstermelik çalışmalara büyük kaynaklar ayırırken, gencecik çocuklarımızın, lise üniversite öğrencilerimizin proje başvurularını ise reddediyor. Reddettiği  projeler Amerika’da Avrupa’da birinci oluyor Aslında TÜBİTAK’a artık TÜBİTAK değil bu haliyle AK-TÜBİT demek lazım.  Sultan’ın sofrasına oturan âlimin bilimine güven olmaz.

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | TÜBİTAK için yorumlar kapalı
Şub 04

DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN SULTANIM

DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN SULTANIM

 

Yağmur toprak için her an everken

Gündüzler geceyi sarıp överken

Âşıklar yürekten aşkla severken

Doğum günün kutlu olsun Sultanım

 

Vakti gelir çiçek bile tozlaşır

Sevmeyen gönüller birgün yozlaşır

Hak katında aşklar Hak’la sözleşir

Doğum günün kutlu olsun Sultanım

 

Gönülden gönüle sevgi ekilir

Neşesi, cefası her an çekilir

Bitmez ki sevgiler taşar, dökülür

Doğum günün kutlu olsun Sultanım

 

Samanyolu yıldız, aysız olur mu?

Söyle bu yerküre faysız olur mu?

Asil at olur da, taysız olur mu?

Doğum günün kutlu olsun Sultanım

 

Dünyaya geldiğin anda gül açmış

Doğuşun mutluluk saadet saçmış

Kötülük şeytanlık o anda kaçmış

Doğum günün kutlu olsun Sultanım

 

Bir periymiş doğdu denen aslında

İnci, mercan, zümrüt gençlik faslında

Evlat, yuva aşkı var kafasında

Doğum günün kutlu olsun Sultanım

 

Olmaz düşünceyi söktün attırdın

Gönül kabendeki aşkı tattırdın

Dilime, gönlüme zemzem kattırdın

Doğum günün kutlu olsun Sultanım

 

Bir başkadır sende o dudak balı

Beden can suyuyla hep sulanmalı

Sardık yüreklere meşhur aşk şalı

Doğum günün kutlu olsun Sultanım

 

Büsbütün derdime dermansın bugün

Sen iki cihanda sevdamsın bugün

Aşkın meydanında kavgamsın bugün

Doğum günün kutlu olsun Sultanım

 

Aklım, fikrim, halim şaşkındır güzel

Bu aşk okyanusu taşkındır güzel

Beni benden alan aşkındır güzel

Doğum günün kutlu olsun Sultanım

 

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , | DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN SULTANIM için yorumlar kapalı
Şub 03

2021’de yaşayabilecek miyiz?

2021’de yaşayabilecek miyiz?

 

Op. Dr. Mehmet Okan Özdemir, yeni yıl kutlamasıyla birlikte “İnsanlığa çağrı” başlıklı bir metin gönderdi. Kısaltarak yayınlayabiliyorum:

* “1789 Fransız İhtilali ile kazanılmış olan insan hakları, demokrasi, milliyetçilik, işçi hakları,  liberalizm, adalet, eşitlik gibi tüm değerler, insanlığı hiçbir şekilde tehdit etmeyecek bir virüs salgının kullanıldığı global şirketler operasyonu ile elimizden alınmak isteniyor.

* Uygulayıcılarının “Büyük Sıfırlama” adını verdikleri bu projede asıl tehlike ne laboratuvarda makyajlanmış bir korona virüs ne de insan ırkını yok edecek bir salgındır.

Asıl tehlike, dünyayı yönetmek üzere tüm ülkelerde iktidar ve muhalefeti oluşturanları yetiştiren ve onlar üzerinden tüm insanları sınırsız borçlandıranlar olmalıdır.

* Ellerindeki akıllara sığmayan para gücü ile satın aldıkları bilim, medya, siyaset ve sanat dünyasındaki yüzbinlerce karakter yardımı ile yürütülen süreç, bu gücün uygulayıcı aparatı olarak kullanılan Dünya Sağlık Örgütü’nün Çin’de uygulamaya başladığı ve Türkiye’de de HES kodu olarak prototip çalışması sürdürülen Dijital Sağlık Kimliği ID2020 ve GAVI‘nin kademeli olarak dünya insanına dayatılmasından ibarettir.

* Bu yolla dünyaya hâkim kılınacak “Global Şirketler Komünizmi” ile insanın tüm özgürlük alanları kontrol altına alınarak modern köleliğe ve tutsaklığa razı edilmesi, bu aşıların dijital kimliklere işlenmesi bahane edilerek gerçekleştirilecektir.

* Asıl amaçları yalnızca nüfusu azaltmak değil, çünkü bunu isteseler yapabilecek durumdalar. İnsanların genetik dizinlerine mRNA aşıları ile müdahale ederek kadınların doğurganlığını kontrol altına alıp doğacak olan çocukların da kendi dizayn ettikleri genetik özellikte dünyaya gelmesini sağlamak bu çılgın projenin bir ayağıdır.

***

* Ben bir bilim ve tıp insanı olarak iyi amaçlarla kullanılan hiçbir aşıya karşı değilim, olmam da mümkün değildir. * Karşıtlığım bu genetik değişim projesinin en kuvvetli kaldıracı olan PCR testi ile başlatılan, gerçek tıbbı ve bilimi yok sayan bilim, medya, siyaset destekli acımasız sürecedir.

* Bu acımasız proje sadece, insanların aşılanmayı reddeden kısmının aşılanmak isteyenlerden daha fazla sayıda olduğu durumda çökebilecektir.

* Direncim asıl olarak fişlenmeye, seyahat ve yaşam tarzı gibi özgürlüklerimizi, yaşam alanlarımızı, ekonomik kazanımlarımızı, mülkiyetlerimizi tek tuşla kısıtlayabilecek olan dijital karneye, istedikleri gibi oynayabilecekleri dijital paraya ve bir lütuf gibi sunacakları sefalet sınırındaki “Global Vatandaşlık Maaşı”nadır.

***

* Özgürlük aşığı bir insan olarak amacım bizi adım adım modern köleliğe taşıyan, kararını 1843 yılında New York’ta verdikleri “Tek Devlet, Tek Millet, Tek Din, Tek Bayrak” mezalimine engel olmaya çalışmak, ulus kalabilmeyi başarmak, Tanrıcılık oynayanlara köle olmaya hayır demek, kula kulluk etmeye karşı çıkmaktır.

İnsan kalalım, özgür düşüncelerimizi ve aklımızı kullanalım, böylece huzurla ve sağlıkla kalalım…

 

 

 

Alıntı

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | 2021’de yaşayabilecek miyiz? için yorumlar kapalı
Şub 02

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “Her ilerleyişin ve kurtuluşun anası hürriyettir.” Gazi Mustafa Kemal Atatürk

* “Lüzumsuz lafın müşterisi fazla olur.” Japon özdeyişi         

* “Dalgalar yumuşak kayayı oyar, sert kayayı cilalar.” Bedrettin Dalan

* “Gerçeğin bir kelimesi bile dünyaya bedeldir.” Soljenitsin

* “Kamil insan, ancak kendi noksanını arar.” Kemal İnal

* “Sol-sağ… Çılgın sevgilerin ve şuursuz kinlerin emzirdiği iki ifrit.” Cemil Meriç

* “Zalimleri bağışlamak yoksullara cefadır.” Sadi Şirazi

* “Kendini ulusuna hizmet etmeye adayan siyasetçiye devlet adamı, Ulusun kendisine hizmet etmesi gerektiğini düşünen devlet adamına ise siyasetçi denir… George Pompidou – Fransa’nın eski başkanı               

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Şub 01

UYGUR TÜRKLERİNİ “ÜÇ BEŞ KURUŞA” FEDA EDEMEZSİNİZ…

UYGUR TÜRKLERİNİ “ÜÇ BEŞ KURUŞA” FEDA  EDEMEZSİNİZ…

 

Nursimangül Abdurreşid, Abdukadir Calalidin, Abdurehim Heyit… ve daha milyonlarca Uygur Türk’ü, adı bilinen ilk Türk şairi Aprınçor Tigin’in çocuklarıdır. Türk edebiyatının bilinen ilk aşk ve tabiat şiirlerini yazan eski Uygur Türklerinin çocuklarıdır. Kendilerine, devletlerine, hakanlarına Türk diyen Karahanlıların çocuklarıdır. Kâşgarlı Mahmud’un, Yusuf Has Hâcib’in çocuklarıdır.

Karahanlılar, Uygurlarla beraber bütün Türklerin tarihteki büyük hanedanlarından biridir. Karahanlı bilgini Kâşgarlı Mahmud, “Türkler yirmi boydur.” diyerek Oğuz’u da, Kıpçak’ı da, Başkurt’u da, Tatar’ı da, Kırgız’ı da, Uygur’u da sayar. Karahanlı hakanı Satuk Buğra Han’ın Müslüman olmasıyla Türkler İslam dünyasına girer. 

İstemi Kağan’ın otağını kurduğu, Bizans elçilerini ağırladığı Doğu Türkistan, tarihî Türk yurdudur. Orada sadece Uygurlar değil, Kazaklar ve Kırgızlar da yaşamaktadır. Az da olsa Özbek ve Tatar Türkleri de vardır. Uzak kardeşlerimiz Salırlar, Sarı Uygurlar, Doğu Türkistan’ın az ilerisindedir. 

Hangi açıdan bakarsanız bakın, tarihin hangi noktasından bakarsanız bakın Doğu Türkistan demek Türk demektir. Türkiye de Türk milletinin yaşadığı, Türk milletine ait bir devlettir; “Ben nasıl inanırım Türklerin kardeş olduğuna?” diye soran Nursimangül Hanımın sesini duymalıdır. Türkiye’yi yönetenler bu sese kulaklarını tıkayamazlar. Üç beş kuruşluk ticaret yapacağım, diye Uygur Türklerini feda edemezler. “Üç beş kuruşluk” sözünü de rastgele söylemiyorum. İlgilenenler Türkiye ile Çin arasındaki ithalat ihracat farkına bakabilirler. İhracatımız çok az, ithalatımız çok fazladır. Kaldı ki kazançlı olsak ne değişir? Ortada bir insanlık dramı, bir Türklük faciası vardır.

Yakın tarihte, Barzani yönetimiyle ticaret uğruna Irak Türkleri feda edilmiştir. Sıra Uygur Türklerine mi geldi? Orada bulunanlara yapılan işkenceler yetmiyor, şimdi de Türkiye’ye sığınmış Uygurları mı göndereceğiz? Suçluları iade anlaşmasının meclise gelmesi ne demek? Yoksa orası Türkiye Büyük Millet Meclisi değil mi?

Eğer Türk iseniz, eğer Müslüman iseniz, öyle olduğunuza inanıyorsanız bu anlaşmayı onaylayarak bu vebale ortak olamazsınız.

Yoksa siz, İnneme’l-mü’minûne iḫve (Şüphesiz müminler kardeştir.) derken ama Uygurlar hariç mi diyorsunuz?

Alıntı:  Ahmet B. ERCİLASUN

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , | UYGUR TÜRKLERİNİ “ÜÇ BEŞ KURUŞA” FEDA EDEMEZSİNİZ… için yorumlar kapalı