Şub 06

PABUCU DAMA ATILDI

PABUCU DAMA ATILDI
Selçuk döneminde ve Osmanlı döneminde Türk halkı için saygı ve dürüstlük çok önemliydi.
Bunun yansıması da en iyi esnaf kültüründe görülmüştür.
Ahi Evran tarafından Hacı Bektaş-ı Veli‘nin tavsiyesiyle kurulan bir dayanışma teşkilatı olan Ahilik de bu düstur üzerine kurulmuş ve işlemiştir.

Herkesin meslek ahlakı ilkeleriyle çalıştığı o dönemlerde bir zanaatkarın yaptığı işte ihmal veya hileye sapması nadir görülen hadiselerdendir. Ancak çabucak bozulan, yırtılan veya çürüyen mallarda bir hile aranır, bulunursa o esnaf cezalandırılırdı.

Özellikle en çok tartışma konusu olan ve en çok kullanılan ürünler ise ayakkabılardı.
Eğer bir imalat hilesi söz konusu ise ilgili usta çağrılır, esnafın ileri gelenleri ve diğer meslek temsilcileri huzurunda yetkili tarafından tekdir edilir, aldığı ücretin müşteriye iadesi sağlanır, dava konusu olan ayakkabı da kullanılmamak için dama atılırmış.

Bir esnafın yaptığı ayakkabının dama atılması o usta için en büyük ayıp olup meslekteki şeref ve itibarını sıfırlar ve müşterisinin azalmasına yol açarmış.
Bu uygulama bütün esnaf teşkilatı için bir genelleme niteliğinde olup birisi hakkında “pabucu dama atıldı” denilmesi artık o meslekten ekmek yemesinin zor olduğuna işaret sayılır, esnafın bu titizlik ile iş görmesi temin edilirmiş.

Öte yandan bu uygulamanın Ahi Evran‘dan kalma olduğu, daha o zamanlarda da hatalı malzeme üreten zanaatkarın, Ahi Şeyhi tarafından meclisten çıkarılıp pabucunun tekke damına atıldığı ve evine yalın ayak gönderildiğine dair rivayetler de vardır.

 

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , | PABUCU DAMA ATILDI için yorumlar kapalı
Şub 05

TÜBİTAK

TÜBİTAK

Aşı konusunda ise belirsizlik sürüyor. Sayın Erdoğan tekrar kafaları karıştırdı. Çin aşısı söz konusu iken 50 milyon doz geleceği, 3 milyon doz geldiği söyleniyor iken tekrar Pfizer Biontec aşısından bahsetti. TÜBİTAK’ın görüşme yapacağını söyledi. Aslında tartışmalı bir alandan tartışmalı bir kuruma aşıyı havale etmiş oldu.

Bu TÜBİTAK, AKP ile beraber tartışmalı bir kurum haline gelmiş, AKP’nin arpalığına  dönüştürülmüştür. Artık TÜBİTAK eskisi gibi bilimi referans almıyor. Hayvanat bahçesi müdürü, TÜBİTAK’ta Daire Başkanı… Yine elektronik imza Daire Başkanı sahte diplomadan tutuklanmış durumda. Bu TÜBİTAK dini ağırlıklı konularda göstermelik çalışmalara büyük kaynaklar ayırırken, gencecik çocuklarımızın, lise üniversite öğrencilerimizin proje başvurularını ise reddediyor. Reddettiği  projeler Amerika’da Avrupa’da birinci oluyor Aslında TÜBİTAK’a artık TÜBİTAK değil bu haliyle AK-TÜBİT demek lazım.  Sultan’ın sofrasına oturan âlimin bilimine güven olmaz.

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | TÜBİTAK için yorumlar kapalı
Şub 04

DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN SULTANIM

DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN SULTANIM

 

Yağmur toprak için her an everken

Gündüzler geceyi sarıp överken

Âşıklar yürekten aşkla severken

Doğum günün kutlu olsun Sultanım

 

Vakti gelir çiçek bile tozlaşır

Sevmeyen gönüller birgün yozlaşır

Hak katında aşklar Hak’la sözleşir

Doğum günün kutlu olsun Sultanım

 

Gönülden gönüle sevgi ekilir

Neşesi, cefası her an çekilir

Bitmez ki sevgiler taşar, dökülür

Doğum günün kutlu olsun Sultanım

 

Samanyolu yıldız, aysız olur mu?

Söyle bu yerküre faysız olur mu?

Asil at olur da, taysız olur mu?

Doğum günün kutlu olsun Sultanım

 

Dünyaya geldiğin anda gül açmış

Doğuşun mutluluk saadet saçmış

Kötülük şeytanlık o anda kaçmış

Doğum günün kutlu olsun Sultanım

 

Bir periymiş doğdu denen aslında

İnci, mercan, zümrüt gençlik faslında

Evlat, yuva aşkı var kafasında

Doğum günün kutlu olsun Sultanım

 

Olmaz düşünceyi söktün attırdın

Gönül kabendeki aşkı tattırdın

Dilime, gönlüme zemzem kattırdın

Doğum günün kutlu olsun Sultanım

 

Bir başkadır sende o dudak balı

Beden can suyuyla hep sulanmalı

Sardık yüreklere meşhur aşk şalı

Doğum günün kutlu olsun Sultanım

 

Büsbütün derdime dermansın bugün

Sen iki cihanda sevdamsın bugün

Aşkın meydanında kavgamsın bugün

Doğum günün kutlu olsun Sultanım

 

Aklım, fikrim, halim şaşkındır güzel

Bu aşk okyanusu taşkındır güzel

Beni benden alan aşkındır güzel

Doğum günün kutlu olsun Sultanım

 

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , | DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN SULTANIM için yorumlar kapalı
Şub 03

2021’de yaşayabilecek miyiz?

2021’de yaşayabilecek miyiz?

 

Op. Dr. Mehmet Okan Özdemir, yeni yıl kutlamasıyla birlikte “İnsanlığa çağrı” başlıklı bir metin gönderdi. Kısaltarak yayınlayabiliyorum:

* “1789 Fransız İhtilali ile kazanılmış olan insan hakları, demokrasi, milliyetçilik, işçi hakları,  liberalizm, adalet, eşitlik gibi tüm değerler, insanlığı hiçbir şekilde tehdit etmeyecek bir virüs salgının kullanıldığı global şirketler operasyonu ile elimizden alınmak isteniyor.

* Uygulayıcılarının “Büyük Sıfırlama” adını verdikleri bu projede asıl tehlike ne laboratuvarda makyajlanmış bir korona virüs ne de insan ırkını yok edecek bir salgındır.

Asıl tehlike, dünyayı yönetmek üzere tüm ülkelerde iktidar ve muhalefeti oluşturanları yetiştiren ve onlar üzerinden tüm insanları sınırsız borçlandıranlar olmalıdır.

* Ellerindeki akıllara sığmayan para gücü ile satın aldıkları bilim, medya, siyaset ve sanat dünyasındaki yüzbinlerce karakter yardımı ile yürütülen süreç, bu gücün uygulayıcı aparatı olarak kullanılan Dünya Sağlık Örgütü’nün Çin’de uygulamaya başladığı ve Türkiye’de de HES kodu olarak prototip çalışması sürdürülen Dijital Sağlık Kimliği ID2020 ve GAVI‘nin kademeli olarak dünya insanına dayatılmasından ibarettir.

* Bu yolla dünyaya hâkim kılınacak “Global Şirketler Komünizmi” ile insanın tüm özgürlük alanları kontrol altına alınarak modern köleliğe ve tutsaklığa razı edilmesi, bu aşıların dijital kimliklere işlenmesi bahane edilerek gerçekleştirilecektir.

* Asıl amaçları yalnızca nüfusu azaltmak değil, çünkü bunu isteseler yapabilecek durumdalar. İnsanların genetik dizinlerine mRNA aşıları ile müdahale ederek kadınların doğurganlığını kontrol altına alıp doğacak olan çocukların da kendi dizayn ettikleri genetik özellikte dünyaya gelmesini sağlamak bu çılgın projenin bir ayağıdır.

***

* Ben bir bilim ve tıp insanı olarak iyi amaçlarla kullanılan hiçbir aşıya karşı değilim, olmam da mümkün değildir. * Karşıtlığım bu genetik değişim projesinin en kuvvetli kaldıracı olan PCR testi ile başlatılan, gerçek tıbbı ve bilimi yok sayan bilim, medya, siyaset destekli acımasız sürecedir.

* Bu acımasız proje sadece, insanların aşılanmayı reddeden kısmının aşılanmak isteyenlerden daha fazla sayıda olduğu durumda çökebilecektir.

* Direncim asıl olarak fişlenmeye, seyahat ve yaşam tarzı gibi özgürlüklerimizi, yaşam alanlarımızı, ekonomik kazanımlarımızı, mülkiyetlerimizi tek tuşla kısıtlayabilecek olan dijital karneye, istedikleri gibi oynayabilecekleri dijital paraya ve bir lütuf gibi sunacakları sefalet sınırındaki “Global Vatandaşlık Maaşı”nadır.

***

* Özgürlük aşığı bir insan olarak amacım bizi adım adım modern köleliğe taşıyan, kararını 1843 yılında New York’ta verdikleri “Tek Devlet, Tek Millet, Tek Din, Tek Bayrak” mezalimine engel olmaya çalışmak, ulus kalabilmeyi başarmak, Tanrıcılık oynayanlara köle olmaya hayır demek, kula kulluk etmeye karşı çıkmaktır.

İnsan kalalım, özgür düşüncelerimizi ve aklımızı kullanalım, böylece huzurla ve sağlıkla kalalım…

 

 

 

Alıntı

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | 2021’de yaşayabilecek miyiz? için yorumlar kapalı
Şub 02

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “Her ilerleyişin ve kurtuluşun anası hürriyettir.” Gazi Mustafa Kemal Atatürk

* “Lüzumsuz lafın müşterisi fazla olur.” Japon özdeyişi         

* “Dalgalar yumuşak kayayı oyar, sert kayayı cilalar.” Bedrettin Dalan

* “Gerçeğin bir kelimesi bile dünyaya bedeldir.” Soljenitsin

* “Kamil insan, ancak kendi noksanını arar.” Kemal İnal

* “Sol-sağ… Çılgın sevgilerin ve şuursuz kinlerin emzirdiği iki ifrit.” Cemil Meriç

* “Zalimleri bağışlamak yoksullara cefadır.” Sadi Şirazi

* “Kendini ulusuna hizmet etmeye adayan siyasetçiye devlet adamı, Ulusun kendisine hizmet etmesi gerektiğini düşünen devlet adamına ise siyasetçi denir… George Pompidou – Fransa’nın eski başkanı               

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Şub 01

UYGUR TÜRKLERİNİ “ÜÇ BEŞ KURUŞA” FEDA EDEMEZSİNİZ…

UYGUR TÜRKLERİNİ “ÜÇ BEŞ KURUŞA” FEDA  EDEMEZSİNİZ…

 

Nursimangül Abdurreşid, Abdukadir Calalidin, Abdurehim Heyit… ve daha milyonlarca Uygur Türk’ü, adı bilinen ilk Türk şairi Aprınçor Tigin’in çocuklarıdır. Türk edebiyatının bilinen ilk aşk ve tabiat şiirlerini yazan eski Uygur Türklerinin çocuklarıdır. Kendilerine, devletlerine, hakanlarına Türk diyen Karahanlıların çocuklarıdır. Kâşgarlı Mahmud’un, Yusuf Has Hâcib’in çocuklarıdır.

Karahanlılar, Uygurlarla beraber bütün Türklerin tarihteki büyük hanedanlarından biridir. Karahanlı bilgini Kâşgarlı Mahmud, “Türkler yirmi boydur.” diyerek Oğuz’u da, Kıpçak’ı da, Başkurt’u da, Tatar’ı da, Kırgız’ı da, Uygur’u da sayar. Karahanlı hakanı Satuk Buğra Han’ın Müslüman olmasıyla Türkler İslam dünyasına girer. 

İstemi Kağan’ın otağını kurduğu, Bizans elçilerini ağırladığı Doğu Türkistan, tarihî Türk yurdudur. Orada sadece Uygurlar değil, Kazaklar ve Kırgızlar da yaşamaktadır. Az da olsa Özbek ve Tatar Türkleri de vardır. Uzak kardeşlerimiz Salırlar, Sarı Uygurlar, Doğu Türkistan’ın az ilerisindedir. 

Hangi açıdan bakarsanız bakın, tarihin hangi noktasından bakarsanız bakın Doğu Türkistan demek Türk demektir. Türkiye de Türk milletinin yaşadığı, Türk milletine ait bir devlettir; “Ben nasıl inanırım Türklerin kardeş olduğuna?” diye soran Nursimangül Hanımın sesini duymalıdır. Türkiye’yi yönetenler bu sese kulaklarını tıkayamazlar. Üç beş kuruşluk ticaret yapacağım, diye Uygur Türklerini feda edemezler. “Üç beş kuruşluk” sözünü de rastgele söylemiyorum. İlgilenenler Türkiye ile Çin arasındaki ithalat ihracat farkına bakabilirler. İhracatımız çok az, ithalatımız çok fazladır. Kaldı ki kazançlı olsak ne değişir? Ortada bir insanlık dramı, bir Türklük faciası vardır.

Yakın tarihte, Barzani yönetimiyle ticaret uğruna Irak Türkleri feda edilmiştir. Sıra Uygur Türklerine mi geldi? Orada bulunanlara yapılan işkenceler yetmiyor, şimdi de Türkiye’ye sığınmış Uygurları mı göndereceğiz? Suçluları iade anlaşmasının meclise gelmesi ne demek? Yoksa orası Türkiye Büyük Millet Meclisi değil mi?

Eğer Türk iseniz, eğer Müslüman iseniz, öyle olduğunuza inanıyorsanız bu anlaşmayı onaylayarak bu vebale ortak olamazsınız.

Yoksa siz, İnneme’l-mü’minûne iḫve (Şüphesiz müminler kardeştir.) derken ama Uygurlar hariç mi diyorsunuz?

Alıntı:  Ahmet B. ERCİLASUN

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , | UYGUR TÜRKLERİNİ “ÜÇ BEŞ KURUŞA” FEDA EDEMEZSİNİZ… için yorumlar kapalı
Oca 31

NİÇİN?

NİÇİN?

Mahpusa mendil kadar bir gök parçası
Şaire gökleri tımar için bir kaşağı
Ressama tosun gibi bir ebemkuşağı

Fidana sormuşlar: – Niçin büyürsün?
– Tohum itiyor, demiş.

Tohuma sormuşlar: – Niçin itersin?
– Toprak rahat bırakmıyor! Demiş.

Toprağa sormuşlar: – Niçin tohumla uğraşırsın?
– Sebebini toprak olduğun zaman kulağına söylerim, demiş.

Nara sonmuşlar: – Tanelerin kaç tane?
– Yiyenler saysın bana ne, demiş? …

Güle sormuşlar: -Niçin kokarsın?
– Bu benim ibadetimdir, demiş.

– Kavak ağacı sen hiç dua etmez misin? Demişler.
– Nasıl etmem demiş; benim boyumun yarısı toprağa gömülüdür.
Benim topraktaki parçam dua eder; ben secde ederim!

Kavağın dibini kazmışlar. Kavak devrilmiş ve devrilirken kavak ağacının dua ettiğini duymuşlar.

Bir buluta sormuşlar:

– Güzel bulut, sen niçin ele avuca sığmazsın?
– Ele düşersem beni ata benzetenler arabaya koşar. Bakraca benzetenler kuyuya atar. Ayıya benzetenler oynatır. Mendile benzetenler burunlarını silerdi! Demiş.

Yıldızlara sormuşlar:

– Niçin bizden bu kadar uzaklarda yanar tükenirsiniz?
– Ya sizin göz bebekleriniz demişler, niçin biz açılırken onlar kapanır?.

 

 

Alıntı

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , , , | NİÇİN? için yorumlar kapalı
Oca 30

OSMANLIYI YIKAN ŞERİAT VE EĞİTİMDİR.

OSMANLIYI YIKAN ŞERİAT VE EĞİTİMDİR.

Osmanlı İmparatorluğu’nda şeriat düzeni hâkimdi? Acaba İslam’da güncelleme yapabilseydi, Osmanlı İmparatorluğu şerait devleti olmasaydı, yine de bu kadar hızlı dağılırmıydı ?
Osmanlılar, kuruluş döneminde  devlet teşkilatını oluştururken, Türk-İslam devletlerini ve Anadolu Selçukluları’nı örnek almışlardı. Sonradan Osmanlı padişahı Yavuz Selim 1517’de Sünni mezhebinin dini liderliği olan Hilafeti uhdesine aldı.  Egemenlik, Allah adına padişaha aitti. Osmanlı’da mahkemeler şer’i mahkemelerdir. Şer’i mahkemeler, Tanzimat Fermanı’na kadar, Müslümanlar arasındaki bütün davalara, gayrimüslimlerin sadece kamu hukuku alanındaki anlaşmazlıklarına, Osmanlı tebaası ile yabancı devletlerin tebaası arasındaki davalara bakmıştır. Gayrimüslimlerin davalarına cemaat mahkemelerinde, kendi dinlerinin hukuk kurallarına göre bakılmıştır. Ayrıca Osmanlı egemenliğini kabul etmiş olanlarda din, inanç ve ibadet özgürlüğü vardı. Ancak o zamanda şeriat yanlıları devleti rahat bırakmadı.
Osmanlı İmparatorluğu’nun geri kalmasının bir nedeni eğitimdir, bir nedeni de  şeriat düzenine göre yönetilmesidir.
Bu durumu biz objektif olarak değerlendiremeyebiliriz. Bu alanda çalışma yapanlardan, Daron Acemoğlu ve James A. Robinson, Ulusların Düşüşü’nde  Ortadoğu’nun yoksul kalmasını da Osmanlı İmparatorluğu’nun şeriat düzenine bağlıyor; “Neolitik çağda Dünyaya öncülük eden Ortadoğu’ydu. İlk şehirler bugünkü Irak’ta ortaya çıkmıştı. Demir ilk kez Türkiye’de eritildi. Ortadoğu, Ortaçağ’a kadar teknolojik bakımdan dinamik bir bölgeydi. Ortadoğu’yu fakirleştiren coğrafyası değildi. Nedeni Osmanlı İmparatorluğu’nun kurumsal mirasıdır.”
Aslında Daron Acemoğlu ve James A.Robinson, İslam’da geri kalmışlığı dine değil, kurumlara bağlıyor. Ancak şeriat düzeninde kurumlar da dinsel kurumlardır.
Osmanlı İmparatorluğu’nda, batılılaşma hareketi, padişah ve ve sadrazamlar tarafından, Lale devrinde başlatılmıştır.  İlk defa Lale Devri’nde matbaa kuruldu, tiyatro başladı. Fakat Şeriatçılar Patrona Halil isyanını çıkardılar.
Matbaa neden Osmanlı Devleti’ne 1727 yılında yani Avrupa’dan 272 yıl sonra izinsiz gelebilmiştir? Bu Osmanlı Devleti’nin teknolojiye karşı tavrını da göstermektedir. Daha önce gayrimüslimler, Museviler, Ermeniler ve Rumların kurduğu matbaaların izinleri de padişah tarafından verilmişti. Ancak İslam devlet dini idi ve  Devlet yönetiminde ve bazı hukuk uygulamalarında şeriat kuralları geçerliydi. Bu kurallar aynı zamanda sermaye birikimini de olumsuz etkiledi.
III. Selim, Nizâm-ı Cedîd (Yeni Düzen) hareketini başlattı ve fakat yeniçeri isyanı, Kabakçı Mustafa Paşa İsyanı patlak verdi. III. Selim öldürüldü. Düşünebiliyor musunuz? Dünyada İslam’ın başı olarak bir halife dine zarar vermekle suçlanıp ve öldürülüyor. 
II. Mahmud, 1826’da ilmiyeyi yanına çekerek Yeniçeri Ocağı’nı yok etti. Bu büyük bir olaydı. Batılılaşma hareketi esas bu noktada başladı. Padişahın adı gavur padişaha çıkmıştı.
1839’da Sadrazam Mustafa Reşit paşa Tanzimat’ı ilan etti. Gülhane Hattı Hümayunu, bir rönasans’tı.
1856’da Islahat Fermanı ilan edildi. 1876’da Kânûn-ı Esâsî ilan edildi. 1868’de Şûrâ-yı Devlet kuruldu. Eğer Osmanlı şerait düzeninde olmasaydı, böyle bir tarihi çöküş yaşamazdı.

Abdulhamit’te ümmeti tutkal olarak düşünmüş ve fakat hem İslam olmayanlar, hem de önce İslam olan Araplar İngilizler’le işbirliği yaparak isyan etmiştir.

 

Alıntı

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , | OSMANLIYI YIKAN ŞERİAT VE EĞİTİMDİR. için yorumlar kapalı
Oca 29

“PUNÇ”

PUNÇ”

Geçen yüzyılın ortalarında, başkentin en Avrupai lokantası, Rus asıllı Baba Karpiç’in lokantasıymış.

Siyasete atılmak için Ankara’ya gelmiş emekli bir diplomata, yemeğin sonunda Baba Karpiç “Punç” adlı bir içecek ikram etmiş.

Punç; çay, şeker, tarçın, limon, ya “rom”, ya “konyak” gibi damıtılmış bir alkolle yapılıyor ve içkinin buharlaşan alkolü, çay bardağının üstünde alev, alev yakıldıktan sonra içiliyormuş.

Emekli diplomat, Baba Karpiç’in kendisine ikram ettiği “Punç”a bayılmış, nasıl yapıldığının formülünü de alarak evde karısına götürmüş.

Avrupai bürokrat, evde akşam yemeğinden sonra eşinden “Punç” yapmasını istemiş.

Eşi:

– Evde çay kalmamış, kahveyle yapsam olmaz mı? Demiş.

Kocası da:

– Olur, demiş.

– Evde tarçın yok, kırmızıbiber koysam olmaz mı? Demiş.

– Olur.

– Evde limon da yok, yerine sirke koysam olmaz mı? Demiş.

– Olur.

– Biliyorsun biz de ne rom, ne konyak var; sadece rakı var. Demiş.

Kocası da,

– Sen de rakı koy o zaman. Demiş.

Karpiç’deki “Punç”tan sonra, evdeki “Punç” böyle oluşturulmuş.

Adam böyle yapılan bir Punç’ı içmiş mi, içtiyse ilkinden aldığı zevki almış mı almamış mı? Bilinmiyor.

 

 

Alıntı: Refik Halit Karay Hikayesi

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , | “PUNÇ” için yorumlar kapalı
Oca 28

KORANA AŞISININ İÇİNDEKİLER

KORANA AŞISININ İÇİNDEKİLER

MODERNE’na aşısının içindekilerin listesi

Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nden acil kullanım yetkisi kazanan diğer aşı üreticisi Moderna da COVID-19 aşısının içindekileri detaylı bir şekilde gösteren bir bilgi formu yayımladı.

Mesajcı ribonükleik asit (mRNA)

Aşağıdakiler de dahil olmak üzere lipidler veya yağlı bileşenler:

SM(sifingomiyelin)-102
Polietilen glikol [PEG] 2000 dimiristoil gliserol [DMG],
1,2-distearoil-sin-glisero-3-fosfokolin [DSPC]
ve kolesterol
Trometamin

Trometamin hidroklorür

Asetik asit

Sodyum asetat

Sukroz (şeker)

 

PFİZER-BİONTECH aşısının içindekilerin listesi:

SARS-CoV-2’nin viral diken glikoproteinini kodlayan (aşı bu sayede işe yarıyor), nükleositi değiştirilmiş bir mesajcı RNA (modRNA)

Aşağıdakiler de dahil olmak üzere lipidler ve yağlı bileşenler:

(4-hidroksibütil) azanedil) biz (hekzan-6,1-dil) biz (2-heksildesanoat),
2- [(polietilen glikol)-2000]-N, N-ditetradesilasetamit,
1,2-distearoil-snglisero-3-fosfokolin,
ve kolesterol

Potasyom klorür

Monobazik potasyom fosfat

 

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , | KORANA AŞISININ İÇİNDEKİLER için yorumlar kapalı