Eki 13

GARİP, KİMSESİZ VE YAPAYALNIZ

GARİP, KİMSESİZ VE YAPAYALNIZ

 

Çevrem tıklım, tıklım insan dolu

Bir Ağustos ayında, yaz sıcağında

Aydınlıkta…

Öyle bir kalabalık ki zamansız

Oysa ruhum karanlıkta

Garip, kimsesiz ve yapayalnız

 

Issız bir dağ başındayım

Susuz bir çöl ortasındayım

Göz gözü görmüyor

Zifiri bir karanlıktayım

Garip, kimsesiz ve yapayalnız

 

Çağın vebası bu!

Bu hastalığa nasıl tutuldum?

Pek çok bilinen kalabalıklarda

Bir lokma ekmek

Bir yudum su gibi yutuldum

Yeri geldi hak aradım, imkânsız

Hukuk dedim, yasa dedim, adalet dedim

Ne yazık ki onlarda da uyutuldum

Garip, kimsesiz ve yapayalnız

 

Mademki yalnızlık özgürlükmüş

Ben de olsaydım gökyüzünde

Ya bir ay,

Ya bir güneş,

Ya bir yıldız…

Olmak istemedim asla

Milyonlar içinde

Garip, kimsesiz ve yapayalnız…

 

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , | GARİP, KİMSESİZ VE YAPAYALNIZ için yorumlar kapalı
Eki 12

TÜRK’E KARŞI DUYULAN KİN VE NEFRET

TÜRK’E KARŞI DUYULAN KİN VE NEFRET

Yüz kırk iki yıllık bir mesele. İnanılır gibi değil, ama gerçek. Bu süreçte Ermeni kimliği “Türk’e karşı duyulan kin ve nefrete” dönüştü. Emperyalist ülkeler Berlin Konferansında (1877-78) antlaşmaya özetle şöyle bir madde koydu: “Rusya, İngiltere, Almanya ve Fransa, Osmanlı Ortodokslarının hamisi olacak. Doğu Anadolu’da ilgili devletlerin gözetiminde Ermenilerin güvenliğini sağlamak üzere Kürtlere ve Çerkezlere karşı kapsamlı bir ıslahat yapmayı, garanti eder.”

İsyancı Ermenilerin ikna edilmesi ise, “İki deniz arasında Ermeni devleti” vaadiyle kolay oldu. 1887’de İngiltere’de Hınçak, 1890’da Tiflis’te Taşnak silahlı örgütleri kuruldu. Böylece emperyalistlerin iç işlerimize karışmasının yolu ilk defa açılmış oldu.

1975 yılında Lübnan İç Savaşı esnasında, Beyrut şehrinde, sempatizan Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nin yardımı ile Agop Agopyan tarafından kurulmuştur. Agopyan’a göre, örgütün temel amaçları Ermeni ilkesininin dünya kamuoyuna tanıtılması ve yurtdışı Ermeni toplumunda milliyetçi duygunun yükseltilmesi olmuştur. Bu örgüt tarafından pek çok büyükelçilerimiz ve büyükelçilik çalışanlarımız canice şehit edilmişlerdir.1988 yılında faaliyetlerine son verilmiştir.

PKK; Partiya Karkerên Kurdistanê (Türkçe: Kürdistan İşçi Partisi),

Türkiye‘nin doğu ve güneydoğusuIrak‘ın kuzeyiSuriye‘nin kuzeydoğusu ve İran‘ın kuzeybatısını kapsayan bölgede devlet kurmayı amaçlayan ve bu amaçla söz konusu toprakların Türkiye sınırları dâhilinde kalan kısmına sahip olabilmek için askeri hedeflere, köy korucularına ve sivillere karşı saldırılar düzenleyen yasa dışı ayrılıkçı silahlı örgüt. KADEK (Kürtçe: Kongreya Azadî û Demokrasiya Kurdistanê, Türkçe: Kürdistan Özgürlük ve Demokrasi Kongresi) ve Kongra-Gel (Halk Kongresi) isimlerini de kullanmıştır. 1978 yılında, Lice‘nin Fis köyünde Abdullah Öcalan ve kendisini destekleyen 21 kişi tarafından kurulan PKK’nın ideolojisi, 2005 yılına kadar Marksizm-Leninizm, ardından demokratik konfederalizm üzerine kurulu olmuştur. Her ne kadar Kürtçülükten bahse de kurucularının ve terörislerin ağırlıklı olarak Ermeni oldukları tespit edilmiştir

Türkiye hala bu terör örgütüyle mücadele etmektedir.

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | TÜRK’E KARŞI DUYULAN KİN VE NEFRET için yorumlar kapalı
Eki 11

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “Avrupa’nın, yani ‘Hıristiyan beynelmilliyeti’nin yegâne gayesi ve düşüncesi son İslam hükûmeti olan Türkiye’yi ve Türkleri mahvetmektir. Bunu

anlamamak için tamamıyla kör ve duygusuz olmalı. ‘Tamamiyet-i mülkiye’mizi temin eden Avrupa’nın yalanlarına inanmak, onların nazariyelerine itikat

etmek -işte gayet doğru ve serbest söylüyoruz- eşeklikten başka bir şey değildir.” Ömer Seyfettin

* “Mükemmele giden yol, kusurunu görene açıktır.” Ali Suad

* “Öyle yaralar var ki, kolaylıkla sargısı açılmaz.” Alfred De Musset

* “Sabır, yüzünü ekşitmeden acıyı yudumlamaktır.” Cüneyd-i Bağdadi                                       

* “Her an gülümse, boş ver ne düşündüğünü bilmesinler. Ve her şeye rağmen patlat bir kahkaha. Bırak neden güldüğünü merak etsinler.” Gabriel García Márquez                               

* “Hakça düşünebilmek için başkalarının ne demek istediğini anlamalıyız; düşüncelerimizin değerini anlamak için başkaları üzerindeki etkisini sınamalıyız.” William Hazlitt                                                                                        

* “İnsan kulağına değil, gözüne inanmalı.” Friedrich Hebbe

* “Nutuklar, fikirleri saklamak için atılır.” W. Osler

* Bu çağda toplumlar “gündem kaymaları” ile “tutsak edilen dev bir dinleyici yığınıdır” Marcuse

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Eki 10

BİZ IRKÇI DEĞİL, TÜRKÇÜYÜZ

BİZ IRKÇI DEĞİL, TÜRKÇÜYÜZ

Tarihimiz yeter.”Vatanın bütünlüğü ve milletin istiklali” için verilen mücadelenin kahramanlarıydı. İstiklal Madalyası verilir

Bu gün o kahramanlarda 13’ünü yad edelim dedik; Ohannes Erkan, Stepan Talaşlıoğlu, Kiyork Gülsöken, Agop Ayık, Karabet Ayvat, Hrant Kiremitçi, Karabet Kargıcı, Ohannes Özçınar, Artin Gülükyan, Petir Sevinç, Vahan Keleşoğlu, Ohannes Kasparyan ve Agop Özel…

Durun lütfen. Hemen tepki vermeyin devamını okuyun

***

Türk istiklal savaşında;

Ohannes Özçınar, Yozgat’tan Kayseri’ye develerle cephane taşıdı. Yaralandı, üç ay hastanede yattı.

Karabet Kargıcı, babası Kirkor’la birlikte cephede savaştı.

İşgal başladığında İstanbul’da Selimiye Kışlası’nda olan Artin Gülükyan, Kuvayı Milliye’ye katıldı, tezkeresini Diyarbakır’da aldı.

Marangoz olan Karabet Ayvat önce Garp cephesinde sonra Ankara’da cephe gerisinde görev yaptı.

Ohannes Erkan, askerimizin kullandığı sığınakların, karargâhların yapımı, bakımı ve onarımdan sorumluydu.

Agop Ayık, Eskişehir’deki taburlarda cansiperane mücadele etti.

***

Agop Martayan…

Yedek subay olarak katıldığı Kafkas Cephesi’de kahramanca savaşmış, yaralanmış, madalya ile ödüllendirilmişti. Daha sonra Güney Cephesi’nde görevlendirildi. Halep yolunda karşılaştığı Hintli albay ile İngiliz askerlere tercümanlık yaptığı için  “casusluk”la suçlamasıyla, Şam’da, Mustafa Kemal’in karşısına çıkarıldı.

Mustafa Kemal sordu:

– Nasıl oldu da kaçmadın? Kolaylıkla kaçabilirdin…

– (Madalyasını göstererek) Bu vatan için kan dökmüşüm, bu madalya sahte değildir.

– Kafkas Cephesi’nden kaçmayan her halde Şam sokaklarından kaçacak değildir. Emir buyurun süngüyü çıkarsınlar.

Martayan savaştan sonra kendisini bilime adamı. O tarihe kadar hep yabancı uzmanlarca incelenmiş olan Orhun Abidelerini bu topraklarda ilk okuyan, çözen, anlatan kişiydi; keza Kutadgu Bilig’i de…

Atatürk’ün, bu alandaki çalışmalarından dolayı “Dilaçar” soyadını verdiği Martayan, Atatürk’ün tarih tezini eleştirenlere şöyle cevap verecekti:

“Atatürk’ün tarih anlayışı şovenist bir tarih anlayışı değildi. O, Batılıların Türklere karşı söyledikleri barbarlık tarihi yakıştırmasını şiddetle reddeder, Türklerin medeniyetler kurmuş büyük bir ulus olduğunu kanıtlar. Türk Tarih Tezi budur. Bir ırkın öbür ırktan üstün olduğu iddiasında değildir. Kendini büyük görme hastalığı değildir. Ulusal kimliğine sahip olma, başka uluslardan kendini küçük görmeme ve kendini bulma anlayışıdır. Diğer bir deyimle Türk milletinin diğer milletlerden aşağı olmadığını tarih boyunca medeniyetler kurmuş bir ulus olduğunu ortaya koyan bir tarih anlayışıdır.”

***

Mustafa Kemal, Şişli’deki evinde, Samsun yolculuğu öncesi son hazırlıklarını yapıyordu. Kapı çaldı. Gelen avukatı Saadeddin Ferid (Talay) Bey’di. Hayati bir haber getirmişti:

– İngilizler, Bandırma Gemisi’ni Karadeniz’de batıracaklar!

Bu tarihin uyarının Atatürk’e ulaşmasını sağlayan kişi, Berç Keresteciyan’dı. İhbarı değerlendiren Mustafa Kemal, Bandırma Vapuru’na biner binmez ilk iş kaptan köşküne çıkarak komutayı ele geçirdi ve önceden belirlenen rotayı değiştirdi.

Keresteciyan, savaş boyunca Türk ordusunun tıbbi malzeme ve ilaç ihtiyacının giderilmesinde de önemli role sahipti. 1934 seçimlerinde, Atatürk tarafından, Afyonkarahisar’dan milletvekili adayı gösterildi ve TBMM’ne girdi.

***

“Türkiye’de doğan, Türkiye Cumhuriyeti nüfus cüzdanını taşıyan, bir Türk gibi yaşayan bir adama ne denir? Ben bir Türk’üm. Türk olmanın anlamını hissediyorsan sen de bir Türk’sün.”

İmza: Kirkor Cezveciyan

Daha bilinen adıyla Kenan Pars. Adile Naşit… Nubar Terziyan…Vahi Öz… Selim Naşit… Sami Hazinses…

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | BİZ IRKÇI DEĞİL, TÜRKÇÜYÜZ için yorumlar kapalı
Eki 09

EŞEK ÖYKÜSÜ

EŞEK ÖYKÜSÜ

Bir inek, bir beygir, bir eşek aralarında sohbet ederken laf dönmüş dolaşmış “insanların kendilerine verilen ‘akıl’dan yeteri kadar yararlanıp

yararlanmadıklarına gelmiş.

Eşek ortaya bir teklif atmış;

“Yahu ortada boş boş dolanıp duruyoruz..Her birimiz etrafa dağılıp bu insanların ne yaptıklarını gözlemleyelim. Kendilerine Allah tarafından verilen bu

akıldan yeterince yararlanıp yararlanmadıklarını araştıralım.Üç yıl sonra  da yine aynı gün ve saatte burada buluşup, bu gözlemleri birbirimize anlatalım”

Teklif kabul görmüş ve her biri ayrı yönlere dağılmışlar.

Aradan üç uzun yıl geçtikten sonra, buluşma yerinde toplanmaya başlamışlar.

Buluşma yerine önce inek ve beygir gelmiş.

İkisi de perişan bir halde, zayıflamış, dişleri dökülmüş, kamburları çıkmış, adeta çökmüşler.

Beygir merakla sormuş;

“Nedir bu halin inek kardeş?”

İnek acıklı bir şekilde içini çekerek anlatmış;

“Sorma beygir kardeş. Bu insanlar çok merhametsiz…Beni durmadan birbirlerine sattılar.

Alan sütümü sağdı. Bir inek daha bulup, onu yanıma koyarak bizi çifte koştular.

Adeta aç acına çalıştırdılar.

Canımı zor kurtardım be kardeş”

Beygir de başını sallayarak kendi hikayesini anlatmış;

“Ah, sorma…Benim de ağzıma bir demir parçası geçirdiler, ağzımı açamadım.

Üzerime bindiler, ses çıkaramadım. Biri indi öbürü bindi.

Binmedikleri zamanlarda da zincire vurdular, kaçmayayım diye.

Belim çöküp de onları taşıyamaz bir hale geldiğimde, arkama kocaman bir araba

 Bağladılar. Bu sefer birçoğunu yeniden taşımaya başladım.

Ben onları taşıdıkça, daha hızlı gitmem için kırbaçladılar..Canımı zor kurtardım inek kardeş”

İnek ve beygir böyle konuşurken uzaktan eşek görünmüş.

Hayli neşeli, ıslık çala çala, taşlara tekme ata ata, hoplaya zıplaya gelmiş yanlarına.

Besbelli çok mutlu.

Üstelik şişmanlamış, tüyleri pırıl pırıl parlamakta, gözlerinin içi gülmekte,üzerinde lacivert takımlar.

İnek ve beygir şaşkın bir şekilde;

“Nedir bu halin? Neler oldu bu üç senede” diye sormuşlar.

Eşek keyifli bir şekilde anlatmış;

“Sizden ayrıldıktan sonra uzakta bir memlekete vardım. Birisi yukarı çıkmış bağırıyor, bağırdıkça insanlar onu alkışlıyordu.

Ben de ona özenip bağırdım.

Benim bağırmamı bilirsiniz yeri göğü inletirim.

Sesimi duyan benim yanıma koştu, duyan duymayana haber verdi.

Etrafım insanla doldu.

Onlar geldikçe ben daha çok bağırdım.

Haktan, hukuktan, refahtan, adaletten filan bahsettim”

“Eee, sonra ne oldu?”

Ne olacak beni başkan seçtiler”

“Deme yahu. Yani sen başkan mı oldun? Peki neler yaptın?”

“Bir şey yapmama gerek kalmadı. Ben bağırdıkça ne söylediğimi anlamadan ‘Seninle gurur duyuyoruz’ diye alkışladılar..Ben de yedikçe bağırdım,

yedikçe bağırdım”

“Peki senin eşek olduğunu anlamadılar mı?”

“Valla yarısı anladı ama, diğer yarısına anlatamadılar? Kiminin de işine geldi”

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , | EŞEK ÖYKÜSÜ için yorumlar kapalı
Eki 08

ALIN “ÜMMETİNİZİ” BAŞINIZA ÇALIN

ALIN “ÜMMETİNİZİ” BAŞINIZA ÇALIN

Suudi Arabistan, son bir yıldır örtülü olarak sürdürdüğü Türk malları ambargosunu genişletiyor. Temmuz ayından bu yana kendi firmalarına Türkiye’den mal alınmayacağına yönelik resmi taahhüt alıyordu. Şimdi hükümetin ambargosu resmen 1 Ekim’de başlıyor.

     Aslında Suudi Arabistan’ın Türk mallarına boykotunu resmi hale getirmeden iki yıl önce uygulamaya sokmuştu. Bu süreçte çeşitli bahanelerle Türkiye kaynaklı ürünler bekletiliyor ve çürüyecek aşamaya gelmesi sağlanıyordu.

     İşte tam bu sırada Türkiye’den de beklenen jest geldi. 23 Eylül günü İstanbul Havalimanı’nda Suudi Arabistan’ın 90. Milli günü için “Suudi Arabistan’ın milli günü kutlu olsun” afişleri asıldı.

     Bu arada Kıbrıs Rum Yönetimine bir ziyaret gerçekleştiren Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Abdülaziz Al Assaf, “Türkiye’nin Akdeniz’deki yasadışı faaliyetleri karşısında baş müttefiklerimizden Güney Kıbrıs’ın yanındayız. Askeri işbirliğimizi artıracağız” açıklaması geldi.

     Türkiye, Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdülaziz el-Suud’un vefatı sebebiyle bir günlük milli yas ilan etmişti!

     Birileri birilerinin kralının ölümü dolaysıyla yas tutmak için biraz acele etmiş olmalı!

Normalleşme adımları sonrası birçok Arap ülkesinin de İsrail ile anlaşma yapacağı açıklanırken İsrail’e yeşil ışık yakmış olan Suud yönetimine BAE’den hiç kimsenin aklına gelmeyecek olan skandal bir talep geldi.

İsrail’de yayın yapan Maariv gazetesine açıklamalarda bulunan BAE’nin Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid’le de yakın ilişkileri olan aktivist Mazraui, Suudi Arabistan’ın Hz. Muhammed döneminde Hayber’den çıkarılan Yahudiler için İsrail’e tazminat ödemesi ve vatandaşlık vermesi çağrısında bulundu.

Bak şu bizim ümmettin (!) yaptığı işe!

 

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , | ALIN “ÜMMETİNİZİ” BAŞINIZA ÇALIN için yorumlar kapalı
Eki 07

İLK TÜRK AMİRALİ ÇAKA BEY

İLK TÜRK AMİRALİ ÇAKA BEY

1071 yılı sonrasında Anadolu’ya yapılan Selçuklu akınlarına katılan ve 1078 civarında Bizans İmparatorluğu’na esir düşen Çaka Bey, İmparator III. Nikiforos’un dikkatini çekerek protonobilissimus unvanıyla saraya alındı. 1081’de I. Aleksios’un imparator olmasıyla, kendisine verilen unvan ve ayrıcalıkların geri alınması sebebiyle saraydan ayrıldı. Aynı yıl, İzmir tarihindeki ilk Türk hâkimiyetini sağladı. Bir müddet sonra sınırlarını genişleterek Ege Denizi’ndeki bazı adalar ile denizin kıyı şeridindeki bazı yerlerde hâkimiyet kurdu. 1092 yılı civarında, Abidos’u kuşattı, fakat Bizans İmparatoru I. Aleksios’un Anadolu Selçuklu Sultanı I. Kılıç Arslan’ı kışkırtması üzerine damadı Kılıç Arslan tarafından öldürüldü ve kuşatma başarısızlıkla sonuçlandı.

1071’deki Malazgirt Meydan Muharebesi’nin ardından Selçukluların Anadolu coğrafyasına yayıldıkları dönemde Smirni merkezli bağımsız bir beylik kurmuştur. Türk tarihinin ilk donanmasını oluşturduğu için tarihteki ilk Türk amirali olarak kabul edilmektedir.

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , | İLK TÜRK AMİRALİ ÇAKA BEY için yorumlar kapalı
Eki 06

GELDİKLERİ GİBİ GİTTİLER

 “GELDİKLERİ GİBİ GİTTİLER”

4 yıl 10 ay 23 gün süren işgalin ardından özgürlüğüne kavuşan İstanbul’a, Türk ordusunun Şükrü Naili Paşa komutasındaki 3. Kolordu coşkulu bir bayram havası içinde, çiçek yağmuru altında girmesinin 97. yılı kutlanıyor. İstanbulun kurtuluş günü kutlu olsun.

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , | GELDİKLERİ GİBİ GİTTİLER için yorumlar kapalı
Eki 05

SENSİZLİK ÖLÜMDEN BETER

SENSİZLİK ÖLÜMDEN BETER

Sen, yüreğimdeki sesim

Sen, ciğerimde nefesim

Sen, gönlümde prensim

Sesini bir duymak yeter

Sensizlik ölümden beter

Yüzünü bir görmek yeter

Sensizlik ölümden beter

Havam, suyum sensin benim

Güzel huyum sensin benim

Gönül toyum sensin benim

Sesini bir duymak yeter

Sensizlik ölümden beter

Yüzünü bir görmek yeter

Sensizlik ölümden beter

Yüce dağlarımın karı

Eksilmez sevgimin harı

Gönlümün sonsuz baharı

Sesini bir duymak yeter

Sensizlik ölümden beter

Yüzünü bir görmek yeter

Sensizlik ölümden beter

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , | SENSİZLİK ÖLÜMDEN BETER için yorumlar kapalı
Eki 04

VATANA İHANETTEN YARGILANIRLAR MI?

VATANA İHANETTEN YARGILANIRLAR MI?

18 Türk adasının işgali konusundaki yazılarıma gönderilen çok sayıda mesajda, iki önemli konu başlığı yer aldı. Birincisi; Vatan toprağını terk etmek anayasa ve yasalara göre ağır suçtur. Suçlular neden cezalandırılmıyor? İkincisi; Cumhuriyet savcıları, vatan toprağının işgaline karşı neden gereğini yapmıyor?

Yunanlıların vatan toprağı ilk Türk adasını işgal ettiğinde iktidarda tek başına AKP iktidarı vardı.26 Kasım 2004’de, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’e soru önergesi vererek; Türkiye’ye yakın adalara Yunan bayrağı çekildiğini, anılan adaların Dışişleri ve Genelkurmay Başkanlığı listesindeki adalar olup olmadığını sordu. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan önergeye cevap dahi vermedi.6 Ekim 2016’da Meclis’te, MHP Milletvekili Ümit Özdağ (İYİ Parti) ile Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Ümit Yalım ortak basın toplantısında şu çarpıcı açıklamayı yaptılar.”2009 Yılı Ocak ayında Genelkurmay Karargâhında Dışişleri Bakanlığı ile toplantı yapıldı. Genelkurmay yetkilileri işgal altındaki adaların boşaltılmasını talep etti. Dışişleri Bakanlığı adına toplantıya katılan Basat Öztürk, adaların hükümetin bilgisi dâhilinde işgal edildiğini itiraf etti.”AKP hükümeti bu iddiaya da yanıt vermedi.                                                                                                                          AKUT başkanı Nasuh Mahruki bir televizyon kanalında şunları söyledi: “Neyi konuşalım biliyor musun? İstersen AKP hükümeti, istersen Ak Parti hükümeti 2004’den bu yana 16 adamızı ve 1 kayalığımızı Yunanistan’a verdi sattı. (Bugün 18 adamız işgal altındadır – OU)Abi bak ya herkes böyle söylüyor, vatana ihanetten yargılanacaklar, vatana ihanetten yargılanacaklar…”- Katılımcı soruyor: Kim yargılanacak? Mahruki diyor ki; “Cumhurbaşkanı da, Başbakan da, Genelkurmay Başkanı da hepsi…”                            

***                                                                            

“Cumhurbaşkanına hakaret” ettiği gerekçesi ile Recep Tayyip Erdoğan tarafından Nasuh Mahruki hakkında suç duyurusu yapıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 09/02/2017 tarih, 2017/4107 Esas sayılı iddianamesi ile Cumhurbaşkanına hakaret ettiği iddiasıyla; İstanbul 52. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından Türk Ceza Kanunu’nun 299/1-2. ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılması talebiyle Hâkim Celal Avar tarafından kamu davası açıldı. Değerli okurlarım, Türk Ceza Kanunu’nun 299/1. Maddesi:-   Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türk Ceza Kanunu’nun 299/2. Maddesi:-   Suçun alenen işlenmesi hâlinde, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır. Türk Ceza Kanunu’nun 53. Maddesi:·   53/1: Mahkûmiyetin kanuni / zorunlu sonucu olarak belli hakları kullanmak yasaklanabilir. Bu maddeye dayanılarak yapılan baskılar sonucunda Mahruki, Türkiye’nin en büyük sivil arama kurtarma derneği AKUT’un başkanlığından istifa etmek zorunda kaldı.6 Şubat 2018 tarihinde 52. Asliye Ceza Mahkemesi kararını özetle şöyle açıkladı: H Ü K Ü M: “Sözlerin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, eleştiri niteliğinde olduğu, bu itibarla sanığın üzerine atılı suçun unsurları itibariyle oluşmadığı dosya kapsamından anlaşıldığından CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca müspet suçtan sanığın BERAATİNE karar verildi…” İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi şu kararı verdi: “İstinaf başvurusunda bulunan Cumhuriyet savcısı ve katılan vekilinin (Erdoğan’ın avukatı-OU) ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, CMK’nın 280/1-a maddesi uyarınca ISTINAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE, CMK’nın 284 ve 286/2-g maddeleri uyarınca kesin olmak üzere, 26/04/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi. “Beraat kararı böylece kesinleşti. Değerli okurlarım, Mahruki, sorumluluğu olan bazı makamlardan televizyonda bahsetti. Ben de eksikleri tamamladım. Ekim 2004’den bu yana görev yapan ve vatan toprağının işgalini engellemeyerek anayasa ve yasalara göre suç işleyen isimler şöyle: Cumhurbaşkanları: Ahmet Necdet Sezer, Abdullah Gül, Recep Tayyip Erdoğan. Başbakanlar: Recep Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu, Binali Yıldırım. Milli Savunma Bakanlar: M. Vecdi Gönül, İsmet Yılmaz, Fikri Işık, Nurettin Canikli, Hulusi Akar Dışişleri Bakanları: Abdullah Gül, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu, Mevlüt Çavuşoğlu, Feridun Hadi Sinirlioğlu, Mevlüt Çavuşoğlu İçişleri Bakanlar: Abdülkadir Aksu, Osman Güneş, Beşir Atalay, Osman Güneş, İdris Naim Şahin, Muammer Güler, Efkan Ala, Sebahattin Öztürk, Selami Altınok, Efkan Ala, Süleyman Soylu. Genelkurmay Başkanları: Hilmi Özkök, Yaşar Büyükanıt, İlker Başbuğ, Işık Koşaner, Necdet Özel, Hulusi Akar, Yaşar Güler. Sahil Güvenlik Komutanları: Tümamiral Engin Heper, Tümamiral Can Erenoğlu, Tümamiral Atilla Kezek, Tümamiral İzzet Artunç, Tümamiral Serdar Dülger, Tümamiral Hasan Uşaklıoğlu, Tümamiral Adnan Özbal, Tümamiral Hakan Üstem, Tuğamiral Bülent Olcay, Tuğamiral Ahmet Kendir

 

Alıntı: Orhan UĞUROĞLU

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , | VATANA İHANETTEN YARGILANIRLAR MI? için yorumlar kapalı