Şub 05

ABDULLAH AĞAR’DAN SORULAR:

ABDULLAH AĞAR’DAN SORULAR:

“1 – Keta-ib Hizbullah, ABD hedeflerini şu ana kadar 11 kere, ABD ve İsrail de Şii milisleri 50’den fazla vurduğu ve birbirlerini apaçık suçlamadıkları-hedef göstermedikleri halde oyunu neden şimdi açık oynamaya başladılar?

2 – ABD şu ana kadar yaptıkları saldırıları üslenmemişti. Şimdi neden resmi açıklama yaparak saldırıları üslendiğini ilan etti?

3 – Göstericiler “Yeşil Bölge” içine nasıl girdi?..

4 – Hadi cenazeyi gerekçe göstererek girdiler, neden ABD Büyükelçiliği’ne ulaşmalarına izin verildi?

5 – Irak güvenlik kuvvetleri neden araya girmedi?

6 – Yaşanan bu süreçlerin üreteceği gerekçelerle kimler yapacakları hamleleri meşrulaştırmaya veya daha etkili hale getirmeye çalışacak?

7 – Kasım Süleymani nerede?

8 – Neden, İran ve ABD, Irak’ta vekil bir alanda rekabet ediyorlar da, asil alanları kullanmıyorlar?

9 – Yoksa bu bir kayıkçı kavgası mı?

10 – Bu kaos-karmaşa ortamında ABD neden YPG-PKK ile ENSK üzerinden ve doğrudan Irak’ın kuzeyindeki Kürt grupları birleştirme projelerini yürütüyor ve geliştiriyor?

11 – Bu sürecin sonunda Türkmenlerin yaşadığı, Araplaştırılan ve Kürtleştirilen Kerkük başta tartışmalı bölgelerde ne olacak, nasıl bir statü gelişecek?

12 – Irak parçalanmak mı isteniyor?

13 – Türkmenler ne olacak?

14 – Irak parçalanırsa Türkmenler Araplar tarafında mı, Kürtler tarafında mı kalacaklar, ortadan mı bölünecekler, yoksa aradan sıyrılıp bir devlet mi kuracaklar?Ve en kritik soru?

15 – Türkiye Irak’ta ne yapacak?”

***

Abdullah Ağar, “Ortadoğu’nun kalbi Irak, Irak’ın kalbi de Kerkük olduğuna göre… ABD Kerkük’teki üssünü hiç bir zaman boşaltmadığına, Keta-ib Hizbullah, ABD’nin Kerkük’teki üssünü boşuna vurmadığına, ABD de Kerkük üssü vurulunca uçaklarına sarılıp, resmi açıklamayla Keta-in Hizbullah’ı boşuna vurmadığına göre…”

Biz de çok merak ediyoruz; Libya’daki iç savaşta, iktidarının kendi lehine olacağına inandığı tarafı kurtarmak üzere resmi ve fiili pozisyon alan Türkiye, Irak’ta soydaşımız  yani doğal olarak “taraflarında” olmamız gereken Türkmenleri ve Türkmen illerini kurtarmak üzere aynı netlikte pozisyon alacak mı? Onları ABD’nin yahut Kürtlerin himayesi(!)ne terk etmeden, lafta değil; resmen ve fiilen bunu yapacak mı?

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | ABDULLAH AĞAR’DAN SORULAR: için yorumlar kapalı
Şub 04

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “Bütün olacak şeylerin olacağını gösteren bir belirtisi vardır: Küçüklükten itibaren büyüyünceye kadarki belirti hep kendini gösterir.” Kutadgu Bilig’den Hükümdar Gündoğdu’nun sözü.

* “Iraklı tarihi eserler uzmanı Berlin’de müzeyi gezerken ülkesinden kaçırılan tarihi eserleri görünce, ‘çaldılar seni ey Irak’ diye haykırdı ve gözyaşlarına boğuldu…” Irak’ın işgali sonrası

* “Ben bir kişiyi öldürdüm bana katil diyorsunuz, ama Napolyon bir milyon kişiyi öldürdüğü halde ona niçin kahraman diyorsunuz?” Dostoyevski’nin “Suç ve Ceza” romanından

* “İyi, doğru ve dürüst olanlar kaybetmez. Onlar kaybedilirler.” Peyami Safa

* “Bütün insanlar yaratıcıdır, ama pek azı sanatçıdır.” Paul Goodman

* “Elinizdeki yüz tavşanla, bir at yaratamazsınız.” Dostoyevski

* “En iyi nasihat, güzel örnek olmaktır.” Malcolm

* “Ağırdan almak, zamandan çalar.” Edward Young

* “Uygarlık, uygar insanların yaratılmasıdır.” John Ruskin

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Şub 03

İSRAİL PROJESİ: MEHDİ

İSRAİL PROJESİ: MEHDİ

Uluslararası Savunma Danışmanlık Ticaret Şirketi SADAT’ın kurucusu ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘ın askeri konulardaki danışmanı Adnan Tanrıverdi, Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği ASSAM ile Üsküdar Üniversitesinin iş birliğiyle düzenlenen toplantıda “İslam Birliği olacak mı? Olacak. Nasıl olacak? Mehdi hazretleri geldiği zaman… Peki Mehdi ne zaman gelecek? Allah bilir. Peki bizim bir işimiz yok mu, ortamı hazırlamamız gerekmez mi? İşte ASSAM bunu yapıyor” dedi.

Tanrıverdi, daha önce de “Anayasa Komisyonu’na sunduğumuz, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yeniden yapılanması ile ilgili önerilerimizi tamamı 15 Temmuz’dan sonra gerçekleştirildi. Kuvvet komutanlıklarının, askeri okulların Milli Savunma Bakanlığı’na, Jandarmanın İçişleri Bakanlığı’na bağlanması ve başkanlık sistemine geçilmesi gibi önerilerimizin de aşağı yukarı tamamı 15 Temmuz’dan sonra gerçekleştirildi” demişti.

Erbakan, 2003 yılı Şubat ayında bana Hıristiyan âleminin İsrail’in işgal politikalarına neden destek verdiğini, anlatırken şöyle demişti:

“Amerikalı bir yazar, ‘Tanrıyı Kadere Zorlamak’ diye bir kitap yazdı. Yani onun manası şu, Hıristiyanlar, İsa Aleyhisselam tekrar yeryüzüne gelecek diye bekliyor. Siyonistler ise başka bir Mesih bekliyor. Sırf Hıristiyanları kendi maksatlarına yönelik kullanabilmek için, ‘Bizim beklediğimiz de aynı, İsa Aleyhisselamdır’ diyorlar. Takıyye yapıyorlar. ‘Ancak bizim dinimize göre, bunun yeryüzüne gelmesi için ön şartların yerine gelmesi lazım. Bu ön şartlar bildirilmiş. Bunun için Büyük İsrail kurulacak’ diyorlar… Bu tabii asırlardan beri söyledikleri bir sözdür. ‘Ve Arz-ı Mevud’a sahip olacağız. Süleyman Mabedi’ni yeniden yapacağız. Cenab-ı Hakk’ın asıl kulları biziz. Diğer kullar bize köle olarak yaratılmıştır’ diyorlar.

500 sene evvel İspanya’da, büyük bir hahamlar toplantısı yapıldı. ‘İsa Aleyhisselam’ın, (daha doğrusu onların söylediği Mesih’in), yeryüzüne gelmesi, Cenab-ı Hakk’ın takdirine mi bağlıdır, yoksa kullar olarak bizim bazı olayları hızlandırmamızla bu olay çabuklaşır mı?’ sorusunu ortaya attılar. ‘Biz ne kadar çabuk İsrail’de toplanırsak ne kadar çabuk Süleyman Mabedi’ni yaparsak, kurtarıcımız o kadar çabuk yeryüzüne gelecektir. Öyleyse bunları bir an evvel gerçekleştirelim’ dediler. Bu Amerikalı yazar da kitabın adını bunun için, ‘Tanrıyı Kadere Zorlamak’ koydu.”

***

Mehdi propagandası, hahamların 500 yıl önce aldığı kararın İslâm dünyasına yansımasıdır. Halka, “İslâm birliği” hedefi gösterilirken bilerek veya bilmeyerek Yahudi emellerine hizmet ediliyor olmasın!

Fakat devletin temelini dini esaslara dayamak, Anayasa’ya göre suçtur ve parti kapatma gerekçesidir.

 

Alıntı: A.Bulut

 https://www.youtube.com/watch?v=Hv8s9PLdTkM

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , | İSRAİL PROJESİ: MEHDİ için yorumlar kapalı
Şub 02

ONUR KÜHEYLANI

ONUR KÜHEYLANI

 

Onur küheylanı şahlansın artık

Doluşun yiğitler er meydanına

Yalaka, dalkavuk dışlansın artık

Doluşun yiğitler er meydanına

 

Som altın gerdanlık almaya varsan

Onur makamına dalmaya varsan

Cesurca, erkekçe ölmeye varsan

Doluşun yiğitler er meydanına

 

Namert ellerinde bir gül olmayın

Hain kürsüsünde ödül olmayın

Çıkar için nokta, virgül, olmayın

Dolusun yiğitler er meydanına

 

Deccaldan almışlar bütün dersleri

Fitne üzerine daim kursları

Hakk’a, hakikate çatmak hırsları

Doluşun yiğitler er meydanına

 

Onur anıtını dikelim diye

Çakal dişlerini sökelim diye

Çöplüğe, lağıma dökelim diye

Doluşun yiğitler er meydanına

 

Alnı açık elbet her an dik başı

Onursuzluk zalim, zulüm ataşı

Onursuza karşı verin savaşı

Doluşun yiğitler er meydanına

 

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , | ONUR KÜHEYLANI için yorumlar kapalı
Şub 01

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli

 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ailesinin mal varlıkları konusunda tarihe mal olan sözler:

 

Devlet Bahçeli’nin 5 Temmuz 2014 tarihli açıklaması

“17-25 Aralık’ın çıkmayacak lekesi duran, kalbinde kin ve nefret bulunan Erdoğan

Milleti 36 etnik parçaya ayıran birinden cumhurbaşkanı olmaz dedik.

Teröriste kucak açandan cumhurbaşkanı olmaz dedik.

Rüşvetçilere göz kulak olanlardan cumhurbaşkanı olmaz dedik.

TSK’ya kumpas kurandan komutan olmaz diye seslendik.

Bir inkârcıdan cumhurbaşkanı olmaz dedik, olmaz dedik ve sarsılmaz duruşumuzu sergiledik Herkes cumhurbaşkanı olabilir ne var ki Recep Tayyip Erdoğan olmaz dedik.

17-25 kiri ile pasıyla yeterince aşınmış, yeterince küçülmüş, yeterince incinmiştir.

YSK’ya verdiği mal beyanı her şeyi ayan beyan ortaya çıkarmıştır.

Buna göre serveti üç yıl içinde 1 milyon lira, eski parayla bir trilyon lira artış göstermiştir.

Üç yıl içinde hangi yatırımı yapmış, hangi karlı işe girmiştir de serveti 1 trilyon lira artış göstermiştir?

Vatandaşımıza vurmayan talih; Bilal oğlanı, yandaş ve haramzade işadamlarını nasıl bulmuştur?

Demokrasiyle yönetilen hangi medeni ve gelişmiş ülkede bu kadar zengin, bu kadar mal mülk sahibi bir Başbakan vardır?

Yıllar içinde hiç azalma göstermeyen 500 bin liralık alacağını hangi borçlu ya da borçlular geciktirmektedir?

Aklımıza takılan bir başka konu ise Başbakan’ın hiç mi evi olmadığıdır?

Manşetleri süsleyen saray gibi villalar kimin üzerinedir, araziler, arsalar kimlerin geçici tapusunda gizlenmektedir?

Aklı bilezikte kalan Başbakan’ın, milletin cebini, devletin hazinesini boşaltması şüphesiz ki yanına kalmayacaktır.

Başbakan’ın altın kaçakçısı şarlatanları hayırsever diyerek taltif etmesinin sebepsiz olmadığı şimdi daha iyi netleşmiştir.

Milyar dolarlık vurgun parasıyla kuyumcu zinciri açacak seviyeye sıçrayan bu Başbakan’dan millete ve devlete Cumhurbaşkanı olamayacak, olmayacaktır.”

 

Alıntı: Gazeteler

Posted in Gündem | Tagged , , , , , | MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli için yorumlar kapalı
Oca 31

KAÇIRDIĞIN TERAVİH

KAÇIRDIĞIN TERAVİH

İstanbul’un âdetlerini pek bilmeyen Anadolulu bir fakir iftar vaktine doğru aç susuz çarşıda dolaşırken bir de bakar ki iki kanadı da ardına kadar açık bir konak… Sofralar hazır, insanlar akın akın girip sofralara oturuyorlar. Bizimki de kendini toparlayıp dalıyor içeriye. Top atılır atılmaz herkes gibi o da iftariyelere saldırır. Sıra çorbaya gelir, onu da içer. Derken “sallî” diye bir ses yankılanır. Kalkarlar, akşam namazını kılarlar.

Bakar ki namazdan sonra kimse dağılmıyor. Anlaşılan diş kirası dağıtılacak. Midesi gibi cebini de doldurur. Derken bir ses daha: Sallî… Hep birlikte teravihe kalkarlar. İmam teravihi hatimle kıldırıyormuş. Adam perişan olur. Hoca selamı verir vermez kendini dışarı atıp bir kahvehane köşesine ilişir ve bir taraftan kendi kendine:

-Bilmediğin yere niye girersin be adam diye homurdanıyor, diğer taraftan da etrafta konuşanları dinliyormuş. Birisi demiş ki:

-Hiçbir şeye yanmıyorum, kaza da edemedim ona yanıyorum.

-Hayrola…

-Geçen yıl bir teravih kaçırmıştım da…

Bizimki dayanamaz ve lafa karışır:

-Amca, ne yan, ne de kaza et. Senin geçen yıl kaçırdığın teravih bugün beni yakaladı…”

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , , | KAÇIRDIĞIN TERAVİH için yorumlar kapalı
Oca 30

“KANAL İSTANBUL” ÇILGIN(LIĞI) PROJESİ

“KANAL İSTANBUL” ÇILGIN(LIĞI) PROJESİ

ABD askeri ve ekonomik, AB ise siyasi baskıyla, Türkiye’yi federe devletlere bölmeye çalışıyor. AB çevrelerinin öngörüsüne göre kurulması öngörülen federe devletlerin adları şöyledir: Trakya, Bitinya, Misiya, Lidya, Karya, Likya, Pamfilya, Firikya, Kilikya, Kapadokya, Galatya, Paflagonya, Pont, Ermeniya, Antakya, Mezopotamya!

***

ABD, İstanbul’daki “NATO’ya tahsis edilmiş” 3. Kolordu’nun Afganistan’a gönderilmesini istemiş, 1 Mart tezkeresi ile de İstanbul’daki Sabiha Gökcen Havaalanı’na yerleşmeye çalışmıştı. 

2003 Nisan ayında Akşam muhabiri Ercan Yavuz‘un haberine göre, Kamu Yönetimi Reformu için İsviçre Kanton Modeli ile İtalyan Birlik Modeli örnek alınmıştı.

Buna göre, İstanbul’un iki yakası, birbirinden bağımsız, iki süper başkan tarafından yönetilecekti. Avrupa yakası için “Rumeli Başkanı” Anadolu yakası için de “Anadolu Başkanı” sıfatı düşünülüyordu!

***

Bir de AKP iktidarının desteğiyle hazırlanan “Türkiye Markası Projesi” adıyla hazırlanan sözde turizm projesi vardı.

Proje çerçevesinde, “İstanbul Markası” incelenirken Napolyon’un “Bir dünya imparatorluğu kurulsa başkenti İstanbul olurdu” sözü hatırlatıldıktan sonra, “Matematiksel modellemelerle dünya merkezi olabilecek şehirlerin belirlenmesi amacıyla yapılan bir araştırmada İstanbul, Tel Aviv ve Kahire ile birlikte ‘dünya merkezi olabilecek bir şehir’ olarak belirlenmiştir” deniliyordu.

Sanki ABD’nin İstinye’deki Başkonsolosluk binası da bu türde bir hazırlığın eseriydi.

Projenin “İstanbul markası” bölümünde, “İstanbul, Müslümanlık Türklük gibi negatif çağrışımları olan kavramlardan soyutlanarak ele alınabilecek bir değerdir” deniliyor ve Ayasofya ön planda tutuluyordu.

Bu proje Yeni Şafak gazetesinde sürmanşetten “Tanıtımda devrim” diye duyurulmuştu…

Sertap Erener de Eurovision şarkısında, arkasındaki Ayasofya siluetini kullanıyor ve Avrupa’ya, İngilizce olarak Harem dairesinden “Filmi başa saralım” diye sesleniyordu!

Rum kökenli olduğu anlaşılan bir şair de İstanbul’un fethinin 550’nci yılında Gülhane’deki edebiyat buluşmasında Bizans’ın dirileceğine dair sayıklamalarını paylaşıyordu.

***

Türkiye coğrafyasını Rio Tinto şirketi ile stratejik işbirliği yaparak paylaşan AMDL adlı şirketin raporunda ise “Türkiye Federal Devleti” deniliyordu.

Eski BM Genel Sekreteri Butros Gali ise İstanbul’daki Habitat Toplantısı’nda, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel yanıbaşındayken “Türkiye Federal Cumhuriyeti” ve “İstanbul Federe Devleti” gibi ifadeler kullanmıştı.

İşte AKP’ye uygulatılmak istenen kanton modeli, böyle bir planın ürünüydü ve Erdoğan’a 2001 yılında gönderilen gizli memorandum da bunun açık belgelerinden biriydi… Memorandumda, “Ankara, merkezi hükümetin yetkilerini yerel yönetimlere devretmek zorundadır.” deniliyordu.

***

Büyük Ortadoğu Devleti’nin başkenti olarak düşünülen İstanbul, turizm projesinde ise 3 dinin kutsal mekânı olarak gösteriliyordu!

Yahudilerin yeni bir yorumuna göre, vaad edilmiş topraklar; Tevrat’taki gibi Nil’den Fırat’a kadar uzanan bölgeyi değil, Nil Nehri ile İstanbul Boğazı arasındaki bölgeyi kapsıyordu.

Ve Aytunç Altındal‘ın dikkat çektiği bir belge vardı:

1909 yılında ABD, İngiltere ve Fransa’nın üzerinde mutabakata vardığı bir istihbarat belgesine göre İstanbul bir dünya devleti yapılacaktı. Bu veriler ışığında diyebiliriz ki Kanal İstanbul, çok daha büyük bir projenin ilk adımıdır!

 

Alıntı: Arslan Bulut

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | “KANAL İSTANBUL” ÇILGIN(LIĞI) PROJESİ için yorumlar kapalı
Oca 29

“HAN ve TÖRE”

“HAN ve TÖRE”

Han’ın birisi ava çıkar. Bir geyiği ayağından vurur ve can havliyle koşup duran geyiğin ardına düşer.

Geyik orada konaklamış olan bir obanın bey çadırından içeri dalar ve yer sofrasının üstünden atlayarak karşıya geçip soluk soluğa durur.

Han da ardından içeri…

“Bu benim olcamdır (avımdır), ver bana!” diye haykırır.

O ailenin aksakalı ayağa kalkar, saygıyla selamlar Han’ı ve derki:

“Elbette senin olcan’dır. Ama burası sofradır, sen bu sofrayı atlayıp karşıya geçip onu alamazsın, ben de vermem bana sığınanı… Töre budur!”   

Han, hiçbir şey demeden çıkıp gider…

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , | “HAN ve TÖRE” için yorumlar kapalı
Oca 28

KERKÜK TÜRK’TÜR, TÜRK KALACAK!

KERKÜK TÜRK’TÜR, TÜRK KALACAK!

– ABD işgalini takiben, Kerkük’teki tapu ve nüfus kayıtları yakılıp, yok edildiğinde sustunuz,

– “Değişen dünya şartlarında ülkelerin kırmızı çizgileri olmaz” deyip, “Kerkük’teki bütün etnik gruplara eşit mesafede olduğumuzu” açıklayarak Türkmen katillerini cesaretlendirdiniz,

– Irak Türkmen Cephesi’nin basılmasını “Kerkük’ün kurtuluşu” diye kutlayan Barzani’ye,  peşmergenin maaşlarını ödesin diye 2 milyar dolar kredi vererek ve “Türkiye, seninle gurur duyuyor” nidalarıyla attırmayacaktınız.

–  “Ankara Kerkük’ü gündeme getirirse, Diyarbakır defteri açılır” tehditleri savuran, “Kerkük, Kürtlerin kucağına dönene kadar mücadeleye devam edeceklerini” ilan eden Talabani, Irak’ın ABD kuklası Cumhurbaşkanı olabilsin diye çırpınmayacaktınız,

– Kerkük’ü “Türkmenlerin DE” yaşadığı bir şehir kabul edip, Türk kimliğini inkâr etmeden, şecaat arz ederken sirkatin söyleyen merd-i kıpti gibi “O topraklar sadece Kürtlere ait değil. Türkmen’i de var, Arap’ı da var” diyerek aslında Kerkük’ün “Kürtlere DE” ait olduğuna rıza göstermeyecektiniz,

– Kerkük, Türkmen düşmanı Kürt valinin insafına terk etmey<Aecektiniz,

– Kerkük, Barzani’nin “mahalli anayasası”nda “Kürdistan Bölgesi’nin Başkenti” olarak damgalanmasını itiraz edecektiniz,

Başkonsolosluğu açmış olsaydık da önce Saddam, sonra ABD, ardından PKK ve Barzani, en sonunda da IŞİD terörüne maruz kalan Türkmenler bunca yıldır kendilerini bu kadar yalnız hissetmeseydiler daha iyi olmaz mıydı?

Hiçbir şey yapamıyorsak, göçe zorlandıklarında, itilip, kakıldıklarında en azından bir sığınak, dayanak olabilirdik soydaşlarımıza.

Bir not: Umarım geçen yıl verdikleri “Kerkük Başkonsolosluğu” müjdesi gibi lafta kalmaz bu yıl verdikleri “Kerkük Başkonsolosluğu” müjdesi

Alıntı

– ABD işgalini takiben, Kerkük’teki tapu ve nüfus kayıtları yakılıp, yok edildiğinde sustunuz,

“Değişen dünya şartlarında ülkelerin kırmızı çizgileri olmaz” deyip, “Kerkük’teki bütün etnik gruplara eşit mesafede olduğumuzu” açıklayarak Türkmen katillerini cesaretlendirdiniz,

– Irak Türkmen Cephesi’nin basılmasını “Kerkük’ün kurtuluşu” diye kutlayan Barzani’ye,  peşmergenin maaşlarını ödesin diye 2 milyar dolar kredi vererek ve “Türkiye, seninle gurur duyuyor” nidalarıyla attırmayacaktınız.

–  “Ankara Kerkük’ü gündeme getirirse, Diyarbakır defteri açılır” tehditleri savuran, “Kerkük, Kürtlerin kucağına dönene kadar mücadeleye devam edeceklerini” ilan eden Talabani, Irak’ın ABD kuklası Cumhurbaşkanı olabilsin diye çırpınmayacaktınız,

– Kerkük’ü “Türkmenlerin DE” yaşadığı bir şehir kabul edip, Türk kimliğini inkâr etmeden, şecaat arz ederken sirkatin söyleyen merd-i kıpti gibi “O topraklar sadece Kürtlere ait değil. Türkmen’i de var, Arap’ı da var” diyerek aslında Kerkük’ün “Kürtlere DE” ait olduğuna rıza göstermeyecektiniz,

– Kerkük, Türkmen düşmanı Kürt valinin insafına terk etmey<Aecektiniz,

– Kerkük, Barzani’nin “mahalli anayasası”nda “Kürdistan Bölgesi’nin Başkenti” olarak damgalanmasını itiraz edecektiniz,

Başkonsolosluğu açmış olsaydık da önce Saddam, sonra ABD, ardından PKK ve Barzani, en sonunda da IŞİD terörüne maruz kalan Türkmenler bunca yıldır kendilerini bu kadar yalnız hissetmeseydiler daha iyi olmaz mıydı?

Hiçbir şey yapamıyorsak, göçe zorlandıklarında, itilip, kakıldıklarında en azından bir sığınak, dayanak olabilirdik soydaşlarımıza.

Bir not: Umarım geçen yıl verdikleri “Kerkük Başkonsolosluğu” müjdesi gibi lafta kalmaz bu yıl verdikleri “Kerkük Başkonsolosluğu” müjdesi

Alıntı

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , | KERKÜK TÜRK’TÜR, TÜRK KALACAK! için yorumlar kapalı
Oca 27

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

 

* “Bir hükümdar üç durumda askerin başını derde sokar…

1- Askerin ilerleyemeyeceğini bilmeden ilerlemesini söylemesi, askerin geri çekilmeyeceğini bilmeden geri çekilmesini söylemesi, askeri dizginlemesi.

2- Ordunun düzenini bilmeden askerin iç işlerine karışması, askerin kafasını karıştırması.

3- Ordunun hiyerarşik sistemini bilmeden orduyu yönetmesi, askerin kuşku duymasına neden olması.” “Savaş Sanatı” Sun Tzu

* “Bilge, kendi kaderini kendi yaratır.” Plautus

* “Bencil nereye giderse gitsin yalnızdır.” George Sand

* “Hayırsız ot tez büyür.” Carlo Goldoni

* “Yeryüzünün en büyük imparatoru menfaattir.” Montesquieu

* “Etrafında hiç kimse kalmazsa fişekliklerimi çapraz döşerim, Elmadağ’a çıkarım, gelir beni orada vururlar ama son fişeğime kadara savaşırım’ diyor.” M.Kemal Atatürk

* “Hedef yaklaştıkça, zorluklar artar.” Goethe

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı