Oca 06

KÖR VE SAĞIR NUMARASI AKP’Yİ KURTARIR MI?

KÖR VE SAĞIR NUMARASI AKP’Yİ KURTARIR MI?

 

Sınırlarımızda ateşle oynayan Yunanistan’ın küstahlıkta sınır tanımayan Savunma Bakanı Kammenos adalara ve Türkiye sınırına toplam 7 bin askerin gönderildiğini söylemekle yetinmedi. Belgelerde Ahikerya, Lozan Antlaşması’nda İkarya olarak adı geçen burnumuzun dibindeki adada, Kammenos, ağzından salyalar akıtırken namluların Türkiye çevrildiği gerçek mermilerle büyük bir tatbikat yapıldı…

Kuşadası sakinlerinin kulakla duyabileceği mesafede gerçekleşen askeri tatbikatta namluları Türkiye’ye çevrili toplardan yoğun atışlar yapıldı. Türkiye’de hükümet yetkilileri, küstah Yunan Bakan’a cılız bir şekilde “akıllı ol” tepkisi vermekle yetinirken, tatbikatı görmemezlikten, top atışlarını da duymamazlıktan geldi!.. Yunanistan’ın adada alay seviyesinde askeri birliği de var… Ahikerya Adası’ndaki tatbikata Kammenos ile birlikte önemli sayıda üst düzey Yunan askeri yetkililerin katılması da dikkat çekti. Yunan Savunma Bakanı Kammenos, Kara Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Stefanis ve ASDEN Adalar Komutanı Korgeneral Manolakosile birlikte Sisam Adası’nın batısında bulunan Ahikerya Adası’nda, 4 Nisan Çarşamba günü icra edilen askeri  tatbikatla ilgili haber, resim ve video görüntüleri Yunan Savunma Bakanlığı’nın resmi internet sitesinden tüm dünyaya yayınlandı. Türkiye’den ise “eyt”, “üyt” eden çıkmadı!..

Yunanistan’ın Lozan Antlaşması’nı ihlal ederek Türkiye’ye meydan okumaya cesaret edebildiği bu küstahlığını fotoğraflı belgeleriyle izah etmeye çalışalım;

Tatbikatta gerçek mermilerle atış yapıldı, sis bombaları da kullanıldı.

Tatbikatta 105 mm.lik çekili obüslerle atış yapılması dikkat çekti.

 Yunan Savunma Bakanı Kammenos, tatbikat bitiminde askerleri tebrik etti ve tatbikata katılan askerler ile birlikte toplu fotoğraf çektirdi.

Yunan işgali altında bulunan 18 Türk adası ve 1 Türk kayalığında hâlihazırda 5 binden fazla Yunan askeri bulunduğuna dikkat çeken Millî Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, “önümüzdeki günlerde Ege adalarına yapılacak takviye ile bu sayının 6 bini aşması bekleniyor” dedi.

Ümit Yalım, “Ahikerya Adası, Lozan Antlaşması’nın 12 ve 13’üncü maddelerine göre gayriaskeri statüde. Yunanistan açık bir şekilde Lozan Antlaşması’nı ihlal etti. Yunanistan başta Ahikerya Adası olmak üzere Kuzey Ege adalarının üzerindeki kullanma hakkını kaybetti. Yunanistan gayriaskeri statüdeki Ahikerya Adası’nda icra ettiği askeri tatbikatta gümbür gümbür topçu atışı yaparken, Lozan Antlaşması’nı ihlal ederken AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Savunma Bakanı Nurettin Canikli olanı biteni turist gibi seyretti. Yunanistan’a müzik notası bile verilmedi” diye konuştu.

 

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , | KÖR VE SAĞIR NUMARASI AKP’Yİ KURTARIR MI? için yorumlar kapalı
Oca 05

HER İYİLİK SONSUZDUR

HER İYİLİK SONSUZDUR

İskoçya’da yoksul mu yoksul bir çift yaşardı. Fleming’di adı. Günlerden bir gün tarlada çalışırken bir çığlık duydu. Hemen sesin geldiği yere koştu. Bir de baktı ki beline kadar bataklığa batmış bir çocuk, kurtulmak için çırpınıp duruyor. Çocukcağız bir yandan da avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Çiftçi
çocuğu bataklıktan çıkardı ve acili bir ölümden kurtardı.

Ertesi gün Fleming’in evinin önüne gelen gösterişli arabadan şık giyimli bir aristokrat indi. Çiftçinin kurtardığı çocuğun babası olarak tanıttı kendini. ‘‘Oğlumu kurtardınız, size bunun karşılığını vermek istiyorum’’ dedi. yoksul ve onurlu Fleming ‘‘Kabul edemem!’’ diyerek ödülü geri çevirdi.

Tam bu sırada kapıdan çiftçinin küçük oğlu göründü. ‘‘Bu senin oğlun mu?’’ diye sordu aristokrat.

Çiftçi gururla ‘‘Evet!’’ dedi. Aristokrat devam etti: ‘‘Gel seninle bir
anlaşma yapalım. Oğlunu bana ver iyi bir eğitim almasını sağlayayım. Eğer karakteri babasına benziyorsa ilerde gurur duyacağın bir kişi olur.
‘‘ Bu konuşmalar sonunda Fleming’in oğlu aristokratın desteğinde eğitim gördü.

Aradan yıllar geçti. Çiftçi Fleming’in oğlu Londra’daki St. Mari’s Hospital Tip Fakültesi’nden mezun oldu ve tüm dünyaya adini penisilini bulan Sir Alexander Fleming olarak duyurdu. Bir süre sonra aristokratin oğlu zatürreye yakalandı. Onu ne mi kurtardı?

Penisilin!

Aristokratin adi: Lord Randolp Churchill.
Oglunun adi: Sir Winston Churchill.
Kurtaran doktor: Çiftçinin oglu Sir Alexander Fleming.

Paraya gereksiniminiz yokmuş gibi çalışın.
Hiç acı çekmemiş gibi sevin.
Hiçbir şey beklemeden verin.
Karşılığı nasıl olsa gelecektir.

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , | HER İYİLİK SONSUZDUR için yorumlar kapalı
Oca 04

“YERLİ VE MİLLΔYMİŞ!!!

“YERLİ VE MİLLΔYMİŞ!!!

AKP iktidara geldiğinden bu yana “yerli ve milli” sözcükleri ağızlarda sakız oldu!..

“Yerli ve milli” propagandası almış başını gidiyor… Bilmeyen de sanacak ki, Türkiye kendi ayakları üzerinde, kendi öz kaynakları ve kendi mühendisleri ile çığır açıyor!!!

Oysa “yerli ve milli” sözcüklerini ağzından düşürmeyenlerin iktidarında, satılmadık “yerli ve milli” kuruluş kalmadı:

– Türkiye’de priz üretiminin en büyük şirketi Viko’nun çoğunluk hisselerini Japon devi Panasonic satın aldı.

– Hakan Plastik’in çoğunluk hissesi, İsviçreli boru üreticisi George Fisher şirketine satıldı.

– Fransız Danone, Sırma Su’yun yüzde 50.1 hissesini satın aldı…

– Yapı Kredi Sigorta ve Yapı Kredi Emeklilik’in hisseleri Alman Allianz’a satıldı…

– Akbank’ın yüzde 70.84’ü Katarlı Commercial Bank’a satıldı.

– Amerikalı The Carlyle Group, Penti’yle ortak oldu.

– Fransız kozmetik devi Yves Rocher, Türkiye’nin köklü kozmetik firması Flormar’ın yüzde 51’ini satın aldı…

– 46 yıllık Baymak’ın yüzde 100’ü Hollandalı BDR Thermea’nin oldu…

– Türkiye’nin köklü tarım makineleri üreticisi Hisarlar Makine Hintlilere satıldı…

– Hindistan merkezli Mahindra & Mahindra, Hisarlar’dan sonra Erkunt Traktör’ü de satın aldı.

– Türkiye’nin en büyük fındık ihracatçısı Oltan Gıda, Nutella’nın üreticisi İtalyan Ferrero’ya satıldı.

– Yörsan, Dubaili Abraaj Capital’e satıldı…

– Bridgepoint, hissedarları arasında Esas Holding’in de bulunduğu kuruyemiş üreticisi Peyman’ı satın aldı…

– Dört nesil önce Sakarya’da kurulan Namet Gıda’yı Amerikalı firma satın aldı…

– MNG Kargo, Dubai merkezli Mirage Cargo’ya satıldı…

– Mutlu Akü, Güney Afrikalı Metair’e satıldı…

– Banvit hisselerinin yüzde 79.48’i Brezilya merkezli BRF’ye satıldı…

– Tekin Acar Kozmetik Fransız Sephora’ye satıldı.

– Polisan Boya’nın yüzde 50’si, Japon boya üreticisi Kansa’ya satıldı.

– 11 yıl önce kurulan yemeksepeti, Amerikan General Atlantic’e 44 milyon dolar karşılığında hisse sattı.

– Damat ve Tween markaları ile tanınan Orka Group’un azınlık hisseleri, New York merkezli yatırım şirketi Investcorp’a satıldı.

– Fransız-Belçika ortaklığı Dexia’ya satılan Denizbank bu kez de Rusya’nın en büyük bankası Sberbank’a satıldı.

– TAV Havalimanları Holding’in yüzde 38’i ve TAV Yatırım Holding’in yüzde 49’u Fransız Aéroports de Paris’e satıldı.

– Mustafa Nevzat İlaç Sanayii’nin yüzde 95.6’lık hissesi, ABD’li Amgen’e satıldı…

Adım adım işgal!..

Memlekette sosyo ekonomik bunalımlar, ekonomik sıkıntılar ve gelecek kaygısı yüzünden satılan “yerli ve milli” kuruluşlar saymakla bitmiyor;

– Dubai merkezli Eastgate Capital Group Silk&Cashmere’in yüzde 45’ini satın aldı…

– Koton’un yüzde 50’si Hollanda merkezli Nemo Apparel BV’ye satıldı…

– ABD merkezli Carlyle Grubu Bahçeşehir Kolejleri’nin yüzde 48’ini aldı…

– Japon imalat şirketi Nitto Denko, Türk sanayi tipi yapışkan film üreticisi Bento’yu satın aldı…

– Hak Menkul’ün yüzde 95.9 hissesi 20 milyon dolar karşılığında Singapurlu Philip Brokarage firmasına satıldı.

– New York merkezli Capital Partners, İDAŞ’a 30 milyon lira ile ortak oldu…

– Limak, İskenderun Limanı’nın yüzde 20’sini Avrupa Yatırım Bankası ile Fransız ve İtalyan ortaklığı InfraMed’e devretti…

– Petkim’deki yüzde 10,32’lik son kamu hissesi, 168 milyon 500 bin dolara Socar’a satıldı…

– Pronet, Londra merkezli girişim sermayesi şirketi Cinven’e satıldı…

– Graniser’in yüzde 75 hissesi İngiliz yatırım fonu Bancroft Private Equity LLP’ye satıldı…

– Borsa İstanbul’a, dünya devi Nasdaq ortak oldu…

– 1957’de kurulan Polimer Kauçuk ABD’li enerji yönetimi devi Eaton Corporation’a satıldı.

– Türkiye’nin ilk otobüs şirketi Kamil Koç’un yüzde 100 hissesi yabancılara satıldı…

Memleket satılırken!..

Peki, köklü firmaların satışının yanı sıra, “yerli ve milli”yi adeta talan ettiren özelleştirme rezaletine ne demeli;

TEB Fransızlar’a,

Cbank İsrailliler’e,

MNG Bank Yunanlılar’a,

Dışbank Hollandalılar’a, Yapı Kredi’nin yarısı İtalyanlar’a, Beymen’in yarısı ABD’lilere

Enerjisan’ın yarısı Avusturyalılar’a,

Garanti’nin yarısı Amerikalılar’a, Finansbank Yunanlılar’a, Eczacıbaşı İlaç Çekler’e, İzocam Fransızlar’a,

Demir Döküm Almanlar’a,

Döktaş Finli’ye,

Migros İngiliz’e, MNG Kargo Dubaililer’e satıldı…

Bir de özelleştirmenin yok ettiği milli kuruluşlar var:

POAŞ Avusturyalılar’a, Telsim İngilizler’e, Başak Sigorta Fransızlar’a,

Adabank Kuveytliler’e, Avea Lübnanlılar’a, Tekel’in İçki Bölümü Amerikalılar’a, sigara bölümü ABD ve İngilizler’e, Oyakbank Hollandalılar’a,

Türkiye Finans Kuveytliler’e satıldı…

Paşabahçe’den ASELSAN’a, TEKEL’den Et Balık Kurumu’na ve SEKA’dan Telekom’a kadar son 17 yılda 278 “milli ve yerli” devlet kurumundan 206’sı özelleştirildi…

Ne tuhaf ki adında “milli” olan Piyango Kurumu bile yandaşlara satıldı…

Şimdi söyler misiniz; Türk mühendislerinin çizmediği, Türk uzmanların dizayn etmediği, 2 yıl önce Çin’deki otomobil fuarında sergilenen iki tane İtalyan aracını şatafatlı şovlarda, göz boyarcasına “yerli ve milli diye pazarlamaya kalkanlar kimi kandırıyor?..

İlk Türk uçağını yapan Vecihi Hürkuş’un, ilk uçak fabrikasını kuran Nuri Demirağ’ın ve binbir cefa ile “Devrim” otomobilini üreten Türk mühendislerin kemikleri sızlamıyor mu?..

 

Alıntı: Mehmet Saraç

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , | “YERLİ VE MİLLΔYMİŞ!!! için yorumlar kapalı
Oca 03

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “Gözler, aklın nazar boncuklarıdır.” William Agler

* “Yetenek ve güven, yenilmez bir ordudur.” George Herbert

* “Testi, taştan korkar.” Mevlânâ

* “Erdemlerimizle kusurlarımız birbirlerinden ayrılamazlar; tıpkı kuvvetle mantık gibi. Ayrıldıklarında insan diye bir şey kalmaz.” Nikola Tesla

* “Dostluk akrabalığın üzerindedir. Zira iyi niyet akrabalıktan koparılabilirken, dostluktan koparılamaz. Nitekim iyi niyet ortadan kalktığında dostluğun adı da kalmaz. Akrabanınki ise devam eder.” Çiçero

* “Zorla elde edilecek şeyden hayır gelmez…” Henry Miller

* “Severek çalışan, yorulup yıpranmaz.” Ali Fuat Başgil

* “Uyku acının en iyi merhemidir.” John Doune                                                                                             * “İnsan olmak bir sanattır.” Novalis

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Oca 02

“KANAL İSTANBUL”

“KANAL İSTANBUL”

Küresel Haçlı Seferi adlı kitabımda Aytunç Altındal‘ın verdiği bilgileri de ekleyerek incelemiştim.

Altındal‘a göre “Büyük Ortadoğu Projesi ile İstanbul tarafsız bir komisyon tarafından yönetilecek. Kurulması tasarlanan Birleşik Ortadoğu Devleti’nin böylece başkenti olacak. Türklüğün izleri silinecek. Bölge uluslararası serbest bölge haline getirilecek. Nüfus çoğunluğu Türklerden gayrimüslimlere geçecek. Sur içi Vatikan tarzı bir yapıya kavuşacak.”tı…

Bu tespiti doğrulayan bir açıklama da Barzani ve adamlarından gelmiş, “İstanbul’u ortak başkentimiz olarak görmek istiyoruz” denilmişti. Talabani de 1996 yılında, “Hayalim, İstanbul’un başkent olduğu Orta Doğu Birleşik Devletleri” demişti.

***

Altındal ise şöyle diyordu:

*”1948’de Max Weston Thornburg, ‘Türkiye nasıl yükselir?’ adlı bir rapor hazırlıyor, 1949’da da yayınlanıyor. Bu raporda ‘1950 yılında seçimler yapılacak ve Demokrat Parti iş başına geçecek’ deniliyor. Raporda, yapılacak işler arasında birinci olarak, İstanbul’da istimlak var. İstimlak sonunda İstanbul’un üç vilayete bölünmesi, Kadıköy-Üsküdar’ın bir vilayet, Eminönü, Fener, Balat, Edirnekapı’ya kadar, Sultanahmet ve Ayasofya’nın da içinde olduğu merkez bölgenin bir vilayet ve geride kalan bölgelerin bir vilayet olması planlanıyordu.

*Ortadaki merkez bölge ise üç dinin merkezi olacaktı. Fener Patrikhanesi’nin Vatikan modeli ile genişletilmesi, aynı şekilde Yahudiler için büyük bir sinagog inşa edilmesi ve Sultanahmet Camii’nin de Müslümanların merkezi yapılması öngörülüyordu. Ayrıca Kariye Camii de ‘Makarrı Hilafet’ olarak tespit ediliyordu. Bütün istimlak faaliyetleri bu merkezlere göre planlanıyordu. İşte bu üç din merkezinin çevresinde bulunan yerlerin açılması için… Demek ki, 1949’da İstanbul’un Bizanslaştırılmasını gündeme getiren ABD’dir. Ancak bir de 1919’da bir Marmara devleti projesi de vardı.

*İşte Menderes’in milletvekillerine hitaben “Siz isterseniz hilafeti bile getirebilirsiniz?” demesinin ardında yatan cüret, bu Amerikan planından kaynaklanmıştır. Menderes, bu istimlaklerin neredeyse tamamını yaptı. Gerçi, proje yarım kaldığı için iyi de oldu. Eminönü’ndeki pislik de istimlak edilerek ortadan kaldırıldı.

*1963-1964 yıllarında Haşim İşcan, belediye başkanı iken bu proje yeniden gündeme getirildi. Haşim Bey öldü, ondan sonra ilginçtir 84 gün süre ile İstanbul Belediye Başkanlığı’na Fenerbahçe kulübünün başkanı Faruk Ilgaz vekâlet etti. Ondan sonra da Fahri Atabey belediye başkanı seçildi. 84 günlük vekâlet döneminde bu proje, o kadar taraftar bulmuştu ki, Faruk Ilgaz İstanbul belediye başkanlığına seçilebilseydi, bu projenin taraftarları, İstanbul’un üçe bölünmesi ve üç ayrı vilayet haline getirilmesini çok zorlayacaklardı.

*Demirel ise bu projeye başlangıçta çok sıcak bakıyordu ama sebebini bilmediğim bir şekilde birdenbire çark etti.

***

*Bugün en büyük problem, İstanbul’un Büyük Orta Doğu projesi için merkez üs olarak görülmesidir. Neden merkez görülüyor, işte geçmişte var olan projeler gereği ve Ankara’nın Türkiye’nin başkenti olarak kabul görmesine itirazlar veya “Ankara, Türkiye’nin başkenti olabilir ama Büyük Orta Doğu projesinin başkenti İstanbul’dur” şeklindeki görüştür.

Siyaseten İstanbul’un statüsü uluslarüstü olacak! Bunu nasıl sağlayacaklar? En yakın zamanda Montrö Antlaşması’nı da gündeme getirecekler ve Boğazlar’ın kontrolü uluslararası bir komisyona devredilecek. Bunun için en çok çalışan da Rahmi Koç’tur!” (Bu röportaj, 2004 yılında yapılmıştır!)

Kanal İstanbul projesi ile birlikte Merkez Bankası’nın İstanbul’a taşınması da tamamlanacak! Bütün işler Thornburg raporuna göre yapılıyor!

 

Alıntı: Arslan Bulut

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | “KANAL İSTANBUL” için yorumlar kapalı
Oca 01

SÖYLEMESİN ŞARKILAR

SÖYLEMESİN ŞARKILAR

 

Ya hücrem ol, ya da kan, yüreğime öyle dol

İki cihanda yalnız, bir tek bana ait ol

Dileğimdir bir ömür sarmasın yabancı kol

Var mı yazgıdan gayrı bilmiyorum başka yol?

Söylemesin şarkılar seni anmasın diller

Sensiz açmasın bir an sensiz kokmasın güller

 

Benzeri yok bu aşkın ebediyen dinmesin

Sevgi huzur mutluluk hiç sırtını dönmesin

Aşkın semalarından aşk bayrağın inmesin

Ay ışığı o nurun mahşere dek sönmesin

Söylemesin şarkılar seni anmasın diller

Sensiz açmasın bir an sensiz kokmasın güller

 

Yaklaştırma yanına nefretin gölgesini

Benim için sakla şu mücevher hevesini

Nefesim her dakika özlerken nefesini

Ben duyayım kalbimin ritmi o şuh sesini

Söylemesin şarkılar seni anmasın diller

Sensiz açmasın bir an sensiz kokmasın güller

 

Ben Mecnun’un, Ferhat’ın, Yusuf’un çilesiyim

Ebediyen bu aşkın gönüllü halesiyim

Bir yârin fethettiği yüreğin kalesiyim

O can cihan güneşi ışığın kölesiyim

Söylemesin şarkılar seni anmasın diller

Sensiz açmasın bir an sensiz kokmasın güller

 

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , | SÖYLEMESİN ŞARKILAR için yorumlar kapalı
Ara 31

“Türkiye Birleşik Devletleri”

“Türkiye Birleşik Devletleri”

ABD Kongresi, 1896 tarihli gizli kararında, Türkiye’nin “Türkiye Birleşik Devletleri” adıyla Hıristiyan eyaletlere bölünmesi ve merkez olarak İstanbul devletinin ABD tarafından atanan bir kişi tarafından yönetilmesini hedeflemişti. BM Genel Sekreteri Butros Gali de İstanbul’daki Habitat toplantısında “İstanbul Federe Devleti, “Türkiye Federal Cumhuriyeti” gibi ifadeler kullanmış ve yanında duran Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ses çıkarmamıştı!

Sevr Antlaşmasına göre de “İstanbul ve Çanakkale Boğazları ile Marmara Denizi silahtan arındırılacak, savaş ve barış zamanında bütün devletlerin gemilerine açık olacak; Boğazlar’da deniz trafiği on ülkeden oluşan uluslararası bir komisyon tarafından yönetilecek; komisyon gerekli gördüğü zaman Müttefik Devletler’in donanmalarını yardıma çağırabilecek”ti…

Sahi, 1997’de Karadeniz’de dolaştırılan Venizelos gemisinde “Boğazları uluslararası bir komisyon yönetsin” diyen kimdi?

Şimdi Merkez Bankası İstanbul’a taşınırken, Kanal İstanbul’un düğmesine basılması ne anlama geliyor?

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | “Türkiye Birleşik Devletleri” için yorumlar kapalı
Ara 30

Kazığa… Kazığa…

Kazığa… Kazığa

İşlediği suçtan dolayı devrin padişahı Temel‘i ölüm cezasına çarptırmış.

İmam efendi gelmiş, “Senin için çok üzüldüm Temel. Seni asacaklar. Bari son arzun nedir? Söyle de yerine getirelim” demiş.

Temel, imam efendinin yüzüne gülerek bakmış. “Çok şükür hocam. Bir isteğim yok. Buna da şükür” demiş.

Hoca durumu garipsemiş. Bir daha sormuş; “Temel ipe gidiyorsun son isteğini söyle de yerine getirelim…”

Temel tekrar etmiş; “Çok şükür hocam, beterin de beteri var. Buna şükür.”

Temel ile imam efendi vedalaşmışlar. Muhafızlar idam sehpasına Temel’i götürürken sarayın

soytarısı bağırmış;

“Durun durun!.. Kazığa… Kazığa götürün…”

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , | Kazığa… Kazığa… için yorumlar kapalı
Ara 29

CHAMTRAİLSİN AMACI NEDİR?

CHAMTRAİLSİN AMACI NEDİR?

İYONOSFER’DE ARAŞTIRMA YAPMAK.

BU PROJENİN GERÇEKLEŞMESİNDE ÜÇ AMERİKAN ŞİRKETİ ARCO, RAYTHEON VE E-SİSTEMLERİ, ÖNEMLİ ROL OYNADI VE HÂLÂ OYNUYOR…

Amerikalı askeri yetkililere göre, HAARP şunları gerçekleştirecek:

1- Atmosferdeki termonükleer araçların elektromanyetik vuruşlarını değiştirmek.
2- Denizaltılarla haberleşmeyi kolaylaştırmak.
3- Radar sistemlerini son derece geliştirmek.
4- Çok büyük bir bölgede, ABD ordusu dışında tüm haberleşmeyi durdurmak,
5- EMass ve Cray bilgisayarları ile ortaklaşa, toprağın altını çok derinlere kadar incelemek,
6- Büyük alanlarda petrol, doğalgaz ve mineralleri tespit etmek,
7- Cruise füzeleri gibi her türlü saldırı silahı ve uçağı havada imha etmek.

Elbette ki de, bu projeye karşıt olan Amerikalı bilim adamları da var. Bunun son derece tehlikeli olduğunu savunuyorlar. Çünkü, onlara göre, HAARP öylesine bir güç haline gelebilir ki, elinde tutan dünyanın tartışmasız hakimi olur..
Projenin karşıtlarından biri olan, ülkenin en ünlü jeofizikçilerinden Prof.Gordon J.F.MacDonald’e göre, elektromanyetik teknoloji bakın daha neler yapabilir?

1- İklimleri değiştirebilir,
2- Kutupları eritebilir veya yerinden oynatabilir,
3- Ozon tabakası ile oynayabilir,
4- Deprem yapabilir,
5- Okyanus dalgalarını kontrol edebilir,
6- Dünyanın enerji alanları ile oynayarak, insan beynini kontrol altına alabilir,
7- Radyasyon yaymayan termo nükleer patlama oluşturabilir…

“Bunlar yapabildiklerinin sadece bir kısmı”

Ancak, Amerika Hava Kuvvetleri, iklimlerin kontrolünü amaçlayan “Spacecast 2020” projesi ile ilgili olarak “Çevreyi değiştirme teknikleri ile bir başka ülkeyi yok etmek veya zarara uğratmak yasaktır” açıklamasını da yapmış durumda ama acaba buna kim uyar?

Bu proje çok küçük sinyallerle çok büyük enerjileri kontrol etme mantığı üzerine kurulduğuna göre, İleriki yıllarda teknolojiye bağlı daha kontrollü bir aşamaya geçileceği ve Emperyalistlerin iğrenç emelleri doğrultusunda bu imkânı kullanacağı açıkça belli oluyor…

ABD eski Başkanı George Bush’un “Yeni Dünya Düzeni” tanımlamasının içinde bu ve bu gibi her düzenbazlığın olacağını var sayabilirsiniz…

 

Bu konuyu merak edenler İnternette araştırma yapabileceği gibi, “Angels D’ont with HAARP” isimli kitabı okuyabilirler… “

 

 

Alıntı

 

Posted in Gündem | Tagged , , , , | CHAMTRAİLSİN AMACI NEDİR? için yorumlar kapalı
Ara 28

BATAKLIKTAN ÇIKAN MELEK

BATAKLIKTAN ÇIKAN MELEK

 

NTV yeni başlayan “İyi Hikâyeler.” programının kahramanı Ayşe Tükrükçü, çok küçük yaşlarda kimsesiz kalmış. Daha 9’undayken tecavüze uğramış.

Yine 9 rakamının gadrine uğruyor. Bu kadar sayıdaki randevuevine satılıyor. Sonra da bir yolunu bulup, İstanbul’a gelmiş. İlk ikametgâhı yine sokaklar olmuş.

İstanbul’da mütevazı bir lokanta açmış. Geceleri ne kadar mekânsız varsa, onlara bedava çorba dağıtmış.

Tükrükçü’nün şöhreti hızla yayılmış. Yakın zamana kadar çorba verdiklerinin birkaçını yanında çalıştırmaya başlamış. Servisten, yemek yapmaya kadar her şeyi öğretmiş.

Neticede 35 bini aşkın grubu daha şimdiden doyurmuş durumda.

 

Hani meşhur bir geleneğimiz vardır; “Ekmek askıda.” Bunu “Yemek askıda”ya çevirmiş durumda. 10 lira bağış yapan biri buna katılabiliyor..

Ayşe Teyze, başına gelen bütün talihsizlikleri anlatırken hiç gocunmuyor. Acı gerçekleri teker teker sıralıyor.

Ayşe Tükrükçü bize insanlığın tükenmediğini hatırlattı. Ona rahatlıkla “bataklıktan çıkan bir melek” diyebilirsiniz.

 

Alıntı: ​​​​​​​B. Ayeri

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , | BATAKLIKTAN ÇIKAN MELEK için yorumlar kapalı