Mar 07

GİTME!

GİTME!

 

Dilim git dese de kalbim dur diyor

Gönül sesim sana gerçek nur diyor

Haydi, bakışınla kalpten vur diyor

Beni sensizliğe atıp ta gitme!..

 

Sensizlik işkence, sensizlik zulüm

Sensizlik bu cana vakitsiz ölüm

Kahrolsun sana git, git diyen dilim

Benlik girdabına batıp ta gitme!..

 

Özümüzle birdi sözümüz hani

Bizim için pirdi sevgimiz hani

Yemin verdik, sırdı aşkımız hani

Lütfen, haraç mezat satıp ta gitme!..

 

Dua varken bedduadan uzak dur

Gönül tellerime sevgi ile vur

Haydi yüreğinle sevdamızı kur

Onmaz kinlerini kusup ta gitme!

 

Özden olmayan bir sevgiye kanmam

Sevgisiz donarım, soğuktan donmam!

Sevginle yanarım, ateşten yanmam!

Aşkın ateşiyle yakıp ta gitme!

 

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , | GİTME! için yorumlar kapalı
Mar 06

SİZ HANGİ ZEKA TÜRÜNE SAHİPSİNİZ?

SİZ HANGİ ZEKA TÜRÜNE SAHİPSİNİZ?

 

TC Kimlik numaralarının ezberde tutulma şeklinin zeka türünüzü gösterdiğini biliyor muydunuz? Yapılan son açıklamalara göre kimlik numaranızı 2’li 3’lü veya 4’lü ezberleme şeklinize göre zeka türünüz ortaya çıkıyor.

Kimlik numarasının ezberlenme şekilleri herkese göre farklılık gösteriyor. Bazıları çift rakam tek rakam şeklinde ezberlerken bazıları da 4+4+3 şeklinde ezberliyor. Kimlik numaralarının ezberlenme şekilleri ise hangi zeka türüne sahip olduğumuzu gösteriyor.

Peki siz hangi zeka türüne sahipsiniz?

AdChoices

ADVERTISING

-2+3+2+2+2
Natüralist ve Kişisel-İçsel Zeka!

-2+2+2+2+3
Analitik Zeka!

-3+2+2+2+2
Sosyal ve Müzikal Zeka!

-4+4+3
Sorgulayıcı ve Sportif Zeka!

-4+3+2+2
Kişisel-İçsel ve Sosyal Zeka!

-3+3+2+3
Matematiksel ve Sosyal Zeka!

-2+2+2+2+2+1
Dilbilimsel ve Matematiksel Zeka!

-3+3+3+2
Müzikal ve Dilbilimsel Zeka!

-2+3+3+3
Sosyal ve Görsel Zeka!

Alıntı

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , | SİZ HANGİ ZEKA TÜRÜNE SAHİPSİNİZ? için yorumlar kapalı
Mar 05

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “Siyasi ve askerî zaferler ne kadar büyük olursa olsun, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa kazanılacak başarılar yaşayamaz, az zamanda söner.

Bu kuvvetli ve parlak zaferimizi de taçlandıracak olan bayındırlık yolunda sonuç alabilmek için, ekonomik egemenliğimizin sağlanması ve

güçlendirilmesi gerekir”. M. Kemal Atatürk

* “İnsan kendi felaketinin efendisidir.” Samuel Butler

* “Mutluluk gökten yağmaz, kazanılır”. Wilhelm Reich

* “İti qovan kimi qovuruq onları, iti qovan kimi!” Haydar Aliyev

* “Mantık bizi kandırır ama, vicdan asla.” Rousseau

* “En büyük suçlar gerekli olanı değil de, fazla olanı elde etmek için işlenir.” Aristoteles

* “Aptallarla birlikte yaşayanlar giderek aptal olmasalar da aptal gibi davranmak zorundadır. Ayağınızın altındaki karanlık uçurum, toplum dokusunun

onulmaz cehaletidir. Hızla çürüme aşamasına geldiğimizin farkında mısınız?” Doğan Kuban

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Mar 05

ALTIN ÖLÜM

ALTIN ÖLÜM

1971’de, Romanya’da Certeju altın madeninin atık barajı patladı. 300 bin metreküp zehirli atık su altında kalan Certej de Sus kasabasında 89 kişi öldü.

ABD’de, Zortman-Landusky altın madeninin, 1979’dan 1992’ye kadar, siyanür sızıntısı, serpinti ve asit drenajından kaynaklanan sorunlarla, nehirleri ağır metaller ve asitle kirlettiği belgelendi.

1992’de iflas eden Summitville Altın Madeni’nin kapanmasından bir ay sonra yağan kar, yığın liçi sisteminin taşmasına ve Alamosa Nehri’nde on sekiz millik bir alanın siyanürle dolmasına yol açtı.

1995 yılında, Güney Amerika’daki Omai Madeni’nin zehirli atık barajı çöktü. 3 milyar 200 milyon litre siyanürlü atık, Essequibo nehrine döküldü. 4 km çapındaki alanda bulunan su canlılarının tamamı öldü.

1996’da, Filipinler’de Mount Tapian altın madeninin tünellerinde oluşan çatlaktan sızan zehirli atıklar Makulapnit-Boac nehrine karıştı. Onlarca köy tahliye edildi. Tarım alanları kullanılamaz hale geldi.

2000 yılında, Romanya’da, Bana Mare madenin siyanür havuzu çöktü. 100 milyon litre siyanürlü atık çamuru Tuna Nehri’ne aktı. Milyonlarca balık öldü. Koruma altındaki Tizsa Nehri’ndeki balıklar ve onlarla beslenen bütün diğer canlılar zehirlendi. Bu nehirlerin suladığı tarım alanları ve tarım ürünleri zehirlendi. Romanya ve Macaristan’da, insanlar aylarca musluklarını açamadılar.

2002’de, ABD’de bulunan Twin Creeks madeninden 34 milyon litre siyanür atığı sızdı.

2003’te, Honduras’ta San Andres madeninden Lara Nehri’ne ve Santa Rosa kasabasının içme suyuna siyanür karıştı. Nehirdeki bütün canlılar öldü.

2005’te, Laos’taki madende yaşanan siyanür sızıntısı dolayısıyla, madene 3 km mesafede yaşayan 100’e yakın Laos’lu zehirlendi.

2006’da, Gana’da Whassa bölgesindeki altın madeninin zehirli atık barajlarında hasar dolayısıyla Asuman nehrindeki yaşam bitti.

2009’da, Gana’daki Ahafo madeninden akar sulara karışan siyanür dolayısıyla çok sayıda balık ölümü yaşandı. 2001 ve 2005’te de iki büyük siyanür sızıntısına maruz kalan Gana’da, Aprepre nehrinden balık yiyen çok sayıda yerli zehirlendi.

2010’da, Macaristan’da, Budapeşte’nin 160 km güneyindeki Ajkai Alüminyum Rafinerisinde yaşanan kaza sonrası en az 1 milyon metreküp zehirli çamur 40 km alana yayıldı. Atık selinde 4 kişi öldü, yüzlerce insan yaralandı. Zehirli atıkların Marcal Nehrinden Tuna’ya karışmaması için nehre tonlarca alçı döküldü.

***

Papua Yeni Gine’den, suyun, toprağın, sonra bitkilerin, hayvanların, insanların zehirlenmesinin halk ayaklanmasına yol açtığı Endozenya’ya, Arjantin’den Brezilya’ya, Rusya’dan Meksika’ya ve dahi ülkemize Gümüşköy’e kadar sayısız “siyanür” sebepli çevre faciasının sıralandığı bir kitap var elimde; Altın Ölüm.

 

 

Alıntı: Selcan Taşçı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , | ALTIN ÖLÜM için yorumlar kapalı
Mar 04

CİN ÇIKTI!

CİN ÇIKTI!

Karı-koca tenis oynuyorlarmış. Ters bir vuruşla top yandaki villânın camlarını indirmiş. Ortayaşlı çift gidip kapıyı çalmış. Zeki bakışlı, cin gibi bir adam açmış.
— Camınızı kırdık, ödemek istiyoruz.
Kapıdaki adam cevap vermiş:
– Ne özrü; siz benim kurtarıcımsınız. O top benim 50 yıldır kapalı olduğum şişeyi de kırdı ve dışarı çıkmamı sağladı. Ben cinim, dileyin benden ne dilerseniz!
Uzatmayalım, adam 25 milyon dolar para, kadın ise bir villa istemiş. Cin de bu servetin adlarına hemen kayıt olduğunu söylemiş. Ama cin bir şart öne sürmüş:
– Elli yıldır kadın kokusuna hasretim. Bir saatliğine eşinizle yalnız kalabilir miyim?
Bir saat sonra memnuniyet-mahcubiyet duyguları arasında sıkışmış giderlerken cin arkalarından seslenmiş:
– Beyefendi, siz kaç yaşındasınız?
— Elli yaşındayım.
– Bu yaşta halâ cin hikâyelerine inanıyor musunuz?…..

Sağladıklarını sandıkları menfaatler yüzünden iktidarların kusurlarını görmemekte direnen açgözlülere ithaftır!

 

* Güngör Mengi / Vatan

Posted in Fıkralar | Tagged , , , | CİN ÇIKTI! için yorumlar kapalı
Mar 03

ABD, TÜRKİYE’Yİ NEDEN KUŞATIYOR?

ABD, TÜRKİYE’Yİ NEDEN KUŞATIYOR?

Yaklaşık 20 yıldır, ABD’nin “üsler zinciri”yle bir taraftan Avrupa ve Rusya arasına girerken, diğer taraftan da Çin’i güneyden kuşatmaya çalıştığını, bütün bu hazırlıklar sırasında da ayrıca Türkiye’yi Balkanlar’dan, Doğu Akdeniz’den, Irak ve Suriye’nin kuzeyinden hava üsleriyle ve terör örgütleriyle kuşattığını yazıyorum…
Türkiye’nin kuşatılması zaman zaman Türkiye’deki siyasi kadroların ABD ile iş birliği yapması sonucunda mümkün olabilmiştir!
Mesela, Irak’ın kuzeyindeki bugünkü Barzani devletinin temelini atan Çekiç Güç, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve Başbakanı Mesut Yılmaz tarafından ülkeye davet edilmişti. Muhalefet de bu süreci onaylamıştı. MGK toplantılarında, bu gücün görev süresinin uzatılması yönünde tavsiye kararları alınmış ve kararlar Meclis’te kabul edilmiştir.
Çekiç Güç, Türkiye’ye yerleşmiş, Irak devletinin, Irak kuzeyine girmesini yasaklayıp devleti kurdurmuştu. ***
Suriye’nin iç savaş sürecine sokulması, ABD’nin “İslam içi çatışma stratejisi”nin eseriydi. Türkiye’yi yöneten siyasi kadro, Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan yönetimleri, bu sürece yardım etmiş, Suriye’de iç savaş çıkaracak güçlerin bir kısmının “eğit-donat” projesiyle Türkiye’de eğitilmesini sağlamış sonra da onlara lojistik destek ve silah vermiştir. ABD, AKP iktidarının iç politikada güç duruma düşmemesini bile sağlamış, sığınmacılara güvenli bölge oluşturmak amaçlı olduğu söylenen ama Türk askerinin 30 kilometre derinlikten öteye geçmesine izin verilmeyen operasyonlar yapmasına yol vermiştir. Böylece 30 kilometrelik kuşağın altındaki bölgede PKK’nın Suriye kolunun da hiç rahatsız edilmeden devlet kurması sağlanmıştır.
***
Bütün bunlar yapılırken, Türkiye’de kamuoyu Osmanlı hayalleriyle ve filmleriyle avutulmuş, millî ve dini heyecanlara hitap edilmiş, bazen de Kanal İstanbul gibi, aya gitmek gibi projelerle halk adeta kuşa baktırılmıştır…
Bu arada tarım çökertilmiş, Hazine boşaltılmış, önce merkezi ABD’de olan bir cemaatin insafına teslim edilen ordu ve yargı 15 Temmuz’dan sonra ise siyasallaştırılmıştır.
Ülkenin direnç gücü olan kamu kurumları birer birer teslim alınırken, millî hedeflere sahip bütün siyasi kurumlar dönüştürülmüş ve artık yeni bir devlet kurmaktan bahsedilir olmuştur.
Yunanistan, 2004 yılında, 18 Türk adasını, AKP iktidarının onayı ile işgal etmişti. O zaman da halk Avrupa Birliği hayalleri peşinde oyalanıyordu.

 

Alıntı: Arslan Bulut

Posted in Gündem | Tagged , , , , , | ABD, TÜRKİYE’Yİ NEDEN KUŞATIYOR? için yorumlar kapalı
Mar 02

CACA BEY KİMDİR?

CACA BEY KİMDİR?

Kardelen Karaağaç, “Moğollar Döneminde Anadolu’da Yaşanan Türk İnsan Kaybı” isimli yüksek lisans tezi:

“Sultan II. İzzeddin Keykâvus, Anadolu’yu terk edince Sultan IV. Rükneddin Kılıç Arslan, Sultan II. İzzeddin Keykâvus taraftarlarına karşı mücadeleye girişti. Muineddin Süleyman Pervâne, II. İzzeddin Keykâvus yanlısı olan Müstevfî Necibüddin, Müşrif-i Memalik Kıvamüddin Eşher b. Hamid, Kadıasker Celâleddin Sivrihisarî, Seyfeddin Has Kayı-aba, Kerimüddin Alişîr, Emir-i Silah Bedreddin Gevhertaş, Eminüddin Yakut ve diğer önemli emirler Alıncak Noyan’a teslim etti. Alıncak Noyan, bu devlet adamlarının hepsini öldürdü. Bunun üzerine Anadolu’nun birçok şehrinde Moğollara ve Moğol yanlısı Selçuklu devlet adamlarına karşı Ahiler ve Türkmenler ayaklandılar. Konya’da bazı emirlerin öldürülmesinden sonra bu isyanın başlatıcısı olarak düşünülen Ahi Evren Hâce Nâsirüddin’in ifadesi alınması için Kalecik kadısı Kırşehir’e gönderildi. Hacı Bektaş’ın araya girmesi ile Ahi Evren Hâce Nâsirüddin, Kalecik kadısına ifade vermeyi reddetmesinin ardından bunu bir başkaldırı sayan IV. Kılıç Arslan ve onu destekleyen devlet adamları bu isyanı bastırmak için Süleyman Pervâne’yi ve Nureddin Caca’yı görevlendirdiler. Nureddin Caca, Kırşehir’e gelerek şehri kuşattı. Şehre zorla giren Cacaoğlu Nureddin buradaki Ahi ve Türkmenleri öldürdü. Ahi Evren Hâce Nâsirüddin, büyük bir tacir olan el-Hac Taceddin Kâşî, Ahi Muallimi Mevlana’nın oğlu Alâaddin Çelebi, Konya’da Sadırlar’daki Hanikâhın şeyhi (Kirmani’nin Halifesi) Zeyneddin Sadaka ve Sadreddin Konevî’nin pek çok dostu ve hatta oğlu Sâdeddin Çelebi de bu katliamlar sırasında öldürülmüştür.”

Anadolu’daki Türkmen katliamının mesulü Caca Bey, Tük ülkesinin Moğol işgalciler tarafından paymal edilmesinin haksız, zulüm ve tecavüzlerin hatırasını yansıtır.

İsim için acele etmeyelim, bir soluklanalım, bir şeyler içelim, biraz okuyalım vakti gelince isim kendiliğinden tekevvün edecektir inşallah.”

 

Alıntı: Yeniçağ

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , | CACA BEY KİMDİR? için yorumlar kapalı
Mar 01

“GARA’DAKİ GERÇEKLER…”

“GARA’DAKİ GERÇEKLER…”

 

Sosyal Antropolog ve Etnograf Sefa Yürükel, gönderdiği mesajda, “Gara olayı, Bir Amerikan-Türk Savaşıdır! Gara, sadece rehineler olayı değildir.” dedi.
Yürükel‘in tespitleri şöyle:
“Bu olay, bölgede ki ABD -Türk savaşının bir başka aşaması ve parçasıdır. Rehinelerin şehit edilmesi de PKK’nın kendi başına vereceği bir karar değildir. Bu bir ABD talimatıdır. ABD, PKK’ya tetiği  çektirip, 13 Türk’ün başına kurşun yağdırarak şehit ettiren  gerçek faildir. ABD bu şekilde Türkiye’ye, ‘Ben Irak, Suriye, Türkiye ve İran’da  BOP planımı işleteceğim ve 51’inci eyaletimi Orta Doğu’da  kuracağım’ diyor. Ve namlu gösteriyor.
Buna karşı bölgede  Türkiye, Irak, İran ve Suriye birlikte hareket etmez ise, bu senaryo gerçekleşmeye doğru gitmektedir.”
***
Yukarıdaki tespitleri doğrulayan veriler var! Birincisi, ABD Dışişleri Bakanlığı açıklamasında “Türk sivillerin terör örgütü olarak tanınan PKK tarafından öldürüldüğüne dair haberler doğruysa, bu eylemi mümkün olan en güçlü şekilde kınıyoruz” denilmiştir.
Oysa bu bölgede hava sahası kontrolü de karayolu kontrolü de ABD’ye aittir. Gara’da bir cephesi dağ yamacına bir cephesi, uçurumdan vadiye bakan dev kayaların içine geniş yer altı sığınakları inşa etmek, PKK’nın işi değildir. Üstelik teröristler, giriş kapısından saldırı olursa, vadiye bakan ve altı uçurum olan pencereden paramotorla, yani motorlu yamaç paraşütüyle kaçabilmektedir!
***
Gara olayının perde arkası konusunda, Arab News haber sitesinde yayınlanan “ABD, Türkiye sınırına yeni üs kuruyor” iddiasını da değerlendirmek gerekir.
Sputnik’in de yayınladığı Arab News sitesinin haberine göre, yeni askeri üs için belirlenen alan, YPG kontrolündeki Haseke’nin Ayn Divar (Çavuşköy) kesiminde. Ayn Divar, Suriye-Türkiye sınırının en doğu noktasının yakınında bulunuyor.
Habere göre geçen hafta lojistik teçhizat ve silâh taşıyan 50 zırhlı araç ve kamyondan oluşan bir konvoy, Barzani bölgesinden hareket ederek Ayn Divar’a geçti.
Arab News’ın görüşünü aldığı Washington merkezli düşünce kuruluşu Savaş Araştırmaları Enstitüsü’nün hükümet ilişkileri bölümünün direktörü Nicholas Heras, ABD askerlerinin, Erbil’deki hava üssünden takviye edilen bu yeni üsten “insansız hava araçları” gibi hava varlıklarını da kullanabileceğini belirterek “Ayn Divar, bir ileri operasyon üssü” dedi.
Gara’daki olay yeri de paramotorlar taşıyan konvoyun geçiş yolu yakınlarında ama dağlık bölgede bulunuyor!
***
ABD’de Brooking Enstitüsü ise, Türkiye-ABD ilişkileri üzerine yayınladığı raporda “Batı ile bağların yeniden kurulmasından fayda sağlayacağına demokratik olarak seçilmiş bir Türk hükümeti karar verecek. O zamana kadar Washington’un önündeki zorluk, bunu görünür kılmak için yeterli baskıyı sürdürmek olacaktır” ifadelerine yer verdi.
Raporda “NATO’ya üye ülkeler Ankara’nın veto gücünü kötüye kullanmasını önleyecek mekanizmalar hakkında ciddi düşünmeye başlamalı.” denildi!
***
Gara’da “mağara” denilen sığınağı kimin inşa ettirdiği ve insansız hava araçlarını, geçen hafta, bölgeye kimin taşıdığı bu haberlerden belli oluyor. Bu veriler, Gara’da Türk rehinelerin vurulmasının, Türkiye’ye bir Amerikan uyarısı olduğu değerlendirmesini kuvvetlendiriyor.

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , | “GARA’DAKİ GERÇEKLER…” için yorumlar kapalı
Şub 28

KAMAŞIR GÖZLERİM

KAMAŞIR GÖZLERİM

 

Yok eder bakışın kederi, gamı

Kamaşır gözlerim bakışlarından

Bu gönül özlemle o ihtişamı

Her an yaşar coşkun akışlarından

 

Bir canı bir yürek her an anarken

Bedenini mertçe aşka banarken

Ateş gibi, alev alev  yanarken

Tutuşur yüreğim yakışlarından

 

Bu aşk, altın diye kalbime koydu

Gönlümü, kalbimi, ruhumu soydu

Aşka susuz ruhum rahmete doydu

Her an şimşek gibi çakışlarından

 

Gelmesin istemem sensiz ölümü

Şahit oldum, gördüm aşkta külümü

Müebbete kaldım gönül gülümü

Sol göğsün üstüne takışlarından

 

Bu mevsim duygular şahlanır gider

Gönül, sevdiğine bir nazar eder

Terkeder bedeni gam ile keder

Sevgiyle zirveye çıkışlarından

 

Gönül dert etmiyor ıraklığını

Her an görmek ister berraklığını

Üstüme örtünce çıplaklığını

Kamaşır gözlerim nakışlarından

 

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , | KAMAŞIR GÖZLERİM için yorumlar kapalı
Şub 27

SAHTENİN HER ÇEŞİDİ VAR. VATANDAŞ SOYULUYOR

SAHTENİN HER ÇEŞİDİ VAR. VATANDAŞ SOYULUYOR

Senay Önal adlı bir avukat, düğünü için kolye, küpe ve yüzükten oluşan bir set almak için Türkiye genelinde 40 kadar şubesi bulunan bir markanın Maltepe’deki mağazasına gitmiş…
Genç avukat 10 bin liralık bir seti 9 bin liraya satın almış ama pırlanta ve yakut kullanılarak imal edilen takı seti ile ilgili kuşkuları, kuyum sektöründe faaliyet gösteren bir arkadaşı ile görüşürken iyice büyümüş…
Önal, arkadaşının  yönlendirmesi ile
İstanbul Kuyumcular Odası bünyesinde faaliyet yürüten Beyazıt’taki Türkiye Gemoloji Laboratuvarı’na gitmiş…
Takı setini inceleyen uzmanlar, bu üründe kullanılan taşların laboratuvar ortamında 10-15 dolara mal edilebilen sentetik taşlar olduğunu, doğal yakut taşların her birinin değerinin ise 200-300 dolar arasında değiştiğini söylemişler…
Laboratuvardan çıkan sonuçla büyük şok yaşayan Önal, ürünü aldığı mağazanın, takıyı değiştirme önerisini redderek hukuki süreç başlatmış…
Senay Önal, herkesin gözden kaçırdığı bir gerçeğe dikkat çekerken şöyle demiş;
“Tüketicinin çıplak gözle sahteciliği anlaması imkânsızdır… Satıcıların altın diyerek gümüş, doğal taş diyerek sentetik taş satması nitelikli dolandırıcılık suçunu da oluşturabileceğinden, tüketiciler savcılığa şikâyette bulunabilirler.”
Anlaşılıyor ki; son yıllarda arısız balın yanı sıra at – eşek etinden sosis- sucuk- üretenler bir çok sektöre de ilham vermiş!..
Değerli taş tacirleri de, tüketicilere çakma pırlanta hediye eden sahte bal üreticilerinden mi feyiz aldılar acaba?..
Son yıllarda çok merak ediyordum; televizyon reklamlarında pırlanta yüzükleri “yüzde 50 indirim”le pazarlayanların asıl dayanağı neydi acaba?..
Evet; Türkiye’de ürün hileciliği sahte baldan sahte pırlantaya kadar gelmişse, vay memleketin haline!..
Anlaşılıyor ki, geçen hafta akaryakıttaki 15 milyarlık vurgunu ortaya çıkartan devlet, pırlanta sektörünü de acilen denetim altına almalı…

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , | SAHTENİN HER ÇEŞİDİ VAR. VATANDAŞ SOYULUYOR için yorumlar kapalı