Ara 18

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “Bir ulusun asker ordusu ne kadar güçlü olursa olsun, kazandığı zafer ne kadar yüce olursa olsun, bir ulus ilim ordusuna sahip değilse, savaş

meydanlarında kazanılmış zaferlerin sonu olacaktır. Bu nedenle bir an önce büyük, mükemmel bir ilim ordusuna sahip olma zorunluluğu vardı.” Atatürk

* “Çözebileceğiniz düğümü kesmeyin.” Joseph Joubert

* “Ölüm güç, lakin hayat daha güç.” Muhammed İkbal

* “İşleri düzene koymaktan bahseden kişilere dikkat edin! İşleri düzene koymak, diğer insanları denetim altında tutmak anlamına gelir…” Diderot

* “Bizim yolumuzu çizen, içinde yaşadığımız yurt, bağrından çıktığımız Türk milleti ve bir de milletler tarihinin bin bir facia ve ıstırap kaydeden

yapraklarından çıkardığımız neticeleridir.” Gazi Mustafa Kemal Atatürk

* “Bir insan ne kadar merhametliyse, o kadar kazık yer.” Bir dost sözü

* “Er, malına kıymayınca ismi duyulmaz.” Dede Korkut

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Ara 17

TÜRKİYE’Yİ BEKLEYEN TEHLİKE!

TÜRKİYE’Yİ BEKLEYEN TEHLİKE!

Amerika Başkan Yardımcısı Mike Pence, Cumartesi sabahı Irak’a sürpriz bir ziyarette bulundu. Pence orduya ait kargo uçağıyla El Esat Hava Üssü’ne indi.  ABD’li yetkililer, Irak başbakanı Abdülmehdi‘nin, Pence‘in daveti üzerine ABD üssüne gitmek istemediği, Pence‘in de güvenlik gerekçesiyle Bağdat’ın merkezine gitmemesi sebebiyle görüşmenin telefonda gerçekleştiğini açıkladı. Amerikan kaynaklarına göre bu görüşmede Pence, Abdülmehdi‘nin şiddet olaylarını önlemek ve demokrasinin parçası olan barışçı protestocuları korumak ve saygı gösterme sözü verdiğini söyledi.

Pence‘in Irak’ta ikinci durağı Erbil oldu. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani‘yle görüşen Başkan Yardımcısı’nın, ABD’nin Kürt birliklere destek ve ortaklık mesajı verdiği açıklandı.

Pence, “Trump adına ABD ve Kürt halkının ateş hattındaki bölgede kurdukları güçlü bağları koruma” yönündeki mesajını vurguladığını söyledi.

***

Pence “güçlü bağlar” derken, sadece kendi ilişkilerini kastetmiyor; Irak’ın kuzeyinde kurdukları devletçikle, Suriye’nin kuzeyinde kurdukları devletçik arasında da güçlü bir bağ kurmaya çalışıyor. Barzani yapılanması olan KDP, başlangıçta Irak’ın terör örgütüydü, şimdi devlet oldu. Türkiye’nin terör örgütü olan PKK’ya ise ancak Suriye’de devlet kurdurabildiler. Şimdi sıra bu iki devletçiği birbirine bağlamaya geldi. Bu bağlantı kurulduğu zaman, Türkiye, İran, Irak ve Suriye’nin ortasına yeni bir İsrail yerleştirilmiş olacak!

Trump, Erdoğan‘a “Suriyelileri vatandaş yapın” diye boşuna dayatmada bulunmadı. Suriye’nin kuzeyini bu proje için boşalttılar zaten. Türkler, beyinlerinin tamamını bu büyük kumpasa vermezse, içerdeki kumpas senaryolarıyla meşgul olarak elindeki devleti de kaybeder!

 

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | TÜRKİYE’Yİ BEKLEYEN TEHLİKE! için yorumlar kapalı
Ara 16

BİR ÖMÜR

BİR ÖMÜR

Giyinirsen ahlak denen libası

Yüreğinde kötü olmaz bir ömür

Savurur pisliği iman yabası

Şeytanlığa asla dalmaz bir ömür

 

Korumalı her can namusu, arı

Dupduru akmalı hayat pınarı

Temizler pisliği sevgi suları

Kirlilikler kalbe dolmaz bir ömür

 

Şeytanlar her vakit kışkırtsa bile

Çıksa da yoluna tuzakla hile

Çeker sabır ile her türlü çile

Hiç kimseden bir “ah” almaz bir ömür

 

Bilen için sonsuz sevginin ağı

İnanıp sevgiyle yaşamak çağı

İmandır hayatın asıl kaynağı

Zalimler zulmüyle kalmaz bir ömür

 

Sevgi cemreleri düşünce kana

Müthiş bir canlılık gelir insana

Gelirse bir gülün kokusu cana

Bilirim can gülü solmaz bir ömür

 

Kenan ŞAHBAZ

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , | BİR ÖMÜR için yorumlar kapalı
Ara 15

DİNİ TEBLİĞ ETMEK AKP’NİN İŞİ Mİ?

DİNİ TEBLİĞ ETMEK AKP’NİN İŞİ Mİ?

Hani “gençler arasında deizm yayılıyor” haberleri vardı ya, sonunda Tayyip Erdoğan da bu gerçeği “Hakla batılı karıştıran amorf inanç sistemlerinin genç kuşaklar arasında rağbet görmesinden endişe ediliyor.” sözleriyle kabul etti.

Erdoğan “Paylaşmanın yerini bencilliğin, dayanışmanın yerini yıkıcı rekabetin, diğergamlığın yerini umursamazlığın, mahremin yerini teşhirciliğin, tevazunun yerini kibrin, merhametin yerini vicdansızlığın, evliliğin yerini gayrimeşru ilişkilerin aldığı zorlu, sıkıntılı, garip bir dönemin içindeyiz.” diye konuştu.

***

Peki, bu olumsuz gidişin sorumluluğu, dini kendi çıkarları için kullananlara ait değil mi? Bir de darülharp meselesi var. Türkiye’yi bir İslam ülkesi olarak görmeyerek her türlü hırsızlığı ve yolsuzluğu mübah sayan anlayış sahipleri, bu uygulamalarıyla dini yozlaştırmış olmadı mı? Yeni nesillerin “din buysa ben bu dinden değilim” diye düşünmesinin sebebi, siyasal İslamcıların, her türlü haksızlığı, uğursuzluğu yaptıktan sonra, utanmadan, sıkılmadan adaletten bahsetmeleri değil mi?

FETÖ’nün sınav sorularını çalarak kendi mensuplarına dağıtması sonucu, hakkı yenilen milyonlarca öğrenci veya devlet memuru adayının ne yapmasını bekliyordunuz? Bu adaletsizliklere İslam kardeşliği veya aynı menzile yürüyor olmaktan dolayı yıllarca göz yuman siyasi kadronun, şimdi neden böyle oldu diye sormaya hakkı var mıdır?

Partiye mensubiyet belgesi getirmeyene hak tanınmayan bir ülkede yaşıyoruz. Hâkim-savcılar bile cemaatten atanırken şimdi, partili olmak şartı var! Oysa hâkim-savcıların hiçbir partiye üye olmaması gerekirdi!

Gerçekten İslam dinini tebliğ etmek isteyen varsa, her şeyden önce dürüst olur, adaletli olur. Rüşvet yemez, kayırma yapmaz, emaneti ehline verir, yani ehliyet ve liyakata bakar.

AKP dininde ise, herhangi bir devlet imkânından yararlanmak için birinci şart partiye destek vermek değil midir?

AKP dini diyorum, zira böyle bir uygulama İslam diye vaaz edilemez.

Yoksa en büyük imamınız, “Yolsuzluk hırsızlık değildir” diye fetva verir, siz de uygularsınız!

 

 

Alıntı Yeniçağ

Posted in Gündem | Tagged , , , , , | DİNİ TEBLİĞ ETMEK AKP’NİN İŞİ Mİ? için yorumlar kapalı
Ara 14

TEMEL ASKERDE

TEMEL ASKERDE

Savaş esnasında ordu büyük kayıplar vermektedir. Ordu Generali bu gidişata dur demenin yollarını ararken birden aklına zekice bir fikir gelir. Hemen taburu geniş bir arazide toplar ve tabura şöyle hitap eder :
-Bu günden sonra düşman tarafından bir kelle getirene on dolar vereceğini taahhüt eder ve taburu düşman cephesine gönderir. Ertesi gün bölük şahlanır ve herkes 2,3 kelle getirip ordu komutanından parasını tahsil eder. Savaşın 3.günü ordu generali Temel ‘in olmadığını fark eder. Tabura haber gönderir ve tüm ölülerle yaralıların arasında Temel ‘i araştırır. Yapılan aramalarda Temelden hiç iz yoktur..Temel siz geçen 5 günden sonra nöbetçilerden biri tabura doğru bir toz bulutunun yaklaştığını haber verir..Dürbünü eline alan General yaklaşan toz bulutunun bir kamyon olduğunu görür. Gözlerine inanamaz kamyonun kasası düşman kelleleriyle doludur ve direksiyondaki kişi de Temelden başkası değildir. Sevinçle temeli karşılayan ordu Generali ordusuna dönerek asker dediğin böyle olmalı der ve temeli odasına çağırır. Odaya giden temele ordu komutanı:
-Bak evladım devletimiz savaş halinde ve ekonomimiz bozuk. Ben sana düşman kellesi başına on dolar sözü verdim lakin bu kadar kelleye ödeyecek bütçemiz yok. Gel seninle bir anlaşma yapalım kelle başına sana 6 Dolar verelim demiş. General’in teklifine şiddetle karşı çıkan Temel parasını tam olarak ister. Bir türlü Temeli ikna edemeyen general kızgın bir ifadeyle 6 doları niye kabul etmediğini sorar. Temelin cevabı enteresandır :
-Komutanım valla billa 7 Dolardan ben aldım o kelleleri

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , | TEMEL ASKERDE için yorumlar kapalı
Ara 13

OSMANLI KİMİN, TÜRKİYE CUMHURİYETİ KİMİN? (K.Ş)

OSMANLI KİMİN, TÜRKİYE CUMHURİYETİ KİMİN? (K.Ş)

Dünü değil bu günü yaşamalıyız. Osmanlı iyi olaydı işgal edilmez, yıkılmazdı.(K.Ş)

Osmanlı’ da1927’de yapılan araştırmaya göre; okuma-yazma oranı erkeklerde %12.99, kadınlarda ise %3.67’dir.

Cehalet içindeydik ve Türklere “ Etrak-ı bi idrak” (İdraksiz Türk) diyen de Osmanlı değil miydi?

Şevket Süreyya Aydemir‘in”Suyu Arayan Adam” kitabında “Peygamberin kim?”  sorusuna bakın nasıl karşılık verilmiştir.

 “[Aydemir] Birinci Dünya Savaşı’nda askerdir… Makineli bölüğündedir… Askerlerine ders verirken sormuş, hangi dinden olduklarını, çok azı ‘İslâm dininden’ demişti.

Devam ediyor: / ‘-Peygamberiniz kimdir? / deyince onlar da pusulayı şaşırdılar. Akla gelmez peygamber isimleri ortaya atıldı. Hatta birisi: -Peygamberimiz Enver Paşa’dır! dedi. İçlerinden Peygamberin adını duymuş olan birkaçına da: / -Peygamberimiz sağ mı? Ölümü? / deyince iş gene çatallaştı. Herkes aklına gelen cevabı veriyordu. Bir kısmı sağ, bir kısmı ölüdür tarafını tuttu. Fakat birisinin kuvvetle konuştuğunu yahut bir tarafın daha ağır bastığını görünce, diğer tarafın da kolayca o tarafa kaydığı görülüyordu…”

(Suyu Arayan Adam, İst. 1967, s. 110)”

 

Her yöremizden cehalet fışkırıyordu

Osmanlı da bizim, Cumhuriyet de. Sürekli Osmanlı’yı öne çıkarma, Cumhuriyet’i geri plana itme, Millî Mücadele’yle hesaplaşmanın bir diğer adıdır.

 

 

Alıntı: Arslan Tekin

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | OSMANLI KİMİN, TÜRKİYE CUMHURİYETİ KİMİN? (K.Ş) için yorumlar kapalı
Ara 12

BU TOHUMU KİM EKEBİLİR?

BU TOHUMU KİM EKEBİLİR?

Bir zamanlar Çin’de bir adam o kadar aç ve bitkin düşmüştü ki, dayanamayıp bir armut çaldı..
Adamı yakalayıp cezalandırılmak üzere İmparator’un karşısına çıkardılar. Hırsız İmparator’u görünce ona şöyle dedi;
“Değerli efendim, çok açtım,
dayanamadım çaldım ve yedim. Beni affetmeniz için yalvarıyorum. Eğer affedersiniz size paha biçilemez bir armağanım olacak..”

İmparator dudak büker; “Senin gibi birinde paha biçilemez ne olabilir ki?”

Hırsız, avucunun içindeki armut çekirdeğini uzatır ve; “Bu çekirdeği ekerseniz bir gün içinde altın meyveler veren bir ağacın yeşerdiğini göreceksiniz..”

İmparator kahkaha atarak; “Ek o zaman, altın meyveleri görünce affederim seni..” der.

Yoksul adam; “Haşmetlim bu tohumu ben ekemem çünkü ben bir hırsızım..
Bu tohumu ancak, ömründe hiç çalmamış, başkalarına hiç haksızlık yapmamış, yalan söylememiş biri ekebilir. Tohum o zaman gücünü gösterir, aksi takdirde onu ekeni zehirler, tarif edilemez acılarla öldürür. Sultanım, bu tohumu ancak siz ekebilirsiniz..”

İmparator irkildi, suratını astı, bir süre düşündü, sonra hırçın bir sesle; “Ben imparator’um bahçıvan değil, o tohumu başbakana ver eksin de altın meyveleri görelim.” der..

Yoksul adam, tohumu başbakana uzatınca başbakan telâşe içersinde İmparator’a dönüp itiraz eder.
“Ben ekim biçim işlerinde çok beceriksizim efendim, sihirli tohumu ziyan ederim. Bence bu tohumu hazinadar başı eksin..”

Hazinadar başı da hemen bir bahane buldu ve bu görevi başkasına devretti.

Bir bir orada bulunan herkes sudan sebeplerle tohum ekme görevinden kaçındılar..

Sonra İmparator, doğan sessizliğin içerisinde bir süre düşündü. Başı önünde başbakana, hazinadara ve bütün görevlilere dik dik baktı ve;

“Hadi bakalım bu hırsız bahçıvana tohumun nasıl altın meyve verdiğini hep birlikte gösterip sevindirelim.” der.
Cebinden bir altın çıkarıp yoksul adamın tutması için atar.

Herkesin ceplerinden sessiz sedasız birer altın çıkarıp adama vermesini izler..

Sonra da gülerek;
“Bas git buradan be adam, bugünlük bu ders hepimize yeter.” der..

 

 


Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , | BU TOHUMU KİM EKEBİLİR? için yorumlar kapalı
Ara 11

ATATÜRK’E ATILAN İFTİRA; “MASON”

ATATÜRK’E ATILAN İFTİRA; “MASON”

“Savaşta ve Barışta Kemal Atatürk”, Atatürk’ün Ardından-Sir Percy Loraine’in Tanıklığı”, “Üç Jöntürk’ün Ölümü-Talat Cemal Enver” kitaplarının yazarıProf. Dr. Hikmet Özdemir‘in açıklaması:                                                                                                                                                            “Atatürk’ün mason olup olmadığına dair kaynaklardan aktardığınız bilgilere küçük bir katkıda bulunmak isterim.                                                                  925 yılında İkinci Ordu Müfettişi olan Fahrettin Altay, Çankaya Köşkünde bizzat reisicumhurun özel konuğu olarak bulunduğu 27 Ağustos akşamı sofrayı anlatırken adının Rasim Ferit Talay olduğunu öğrendiği bir doktor geldiğini, reisicumhurun elini öperek işaret edilen yere oturduğunu ve konuşmaya başladığını yazmış ve ardından şöyle devam etmiştir: ‘Kendisi mason imiş ve sözleri de masonluk hikâyeleri üzerine… Reisicumhur, bir zamanlar kendisini mason yapmak istediklerini ve fakat kabul etmediğini söylemiştir.’                                                                                                          Bu tanıklıkta adı geçen doktor tanınmış bir masondur ve Atatürk’ün en yakın arkadaşlarından ve hayat boyu sırdaşı diyebileceğimiz bir yakın dostudur. Atatürk’ün beyanını bu yakın arkadaşının yanında yapması ve o sırada sofrada bulunan diğer konuğun ev sahibinin bu sözlerini kendi hatıralarında aktarması önemlidir diye düşünüyorum. Doğrudan olmayan diğer tanıklıklar yanında Fahrettin Altay’ın hatıraları ‘daha doğrudan’ bir kaynak olarak kabul edilebilir. Rasim Ferit Talay’ın vefatı 1965 yılıdır ve 1950’de yayınlanan ve masonlar açısından bu kadar önemli bir tanıklığı aktaran Fahrettin Altay’ın hatıralarındaki ifadeden haberi olmadığını düşünmek zordur. (Rasim Ferit Talay’ın bu ifadeyi yalanlayan bir açıklaması olduğu bilgisine -şu ana kadar- rastlamadım.) Kaldı ki Talat’ın ve diğerlerinin mason olmaları vatanseverliklerine gölge düşürmez ve düşürmemiştir. Fakat, Atatürk’ün açık bir şekilde ‘teklif ettiler, kabul etmedim’ diye vurgulamasını önemli buluyorum.

(Kaynak: Fahrettin Altay, On Yıl Savaş ve Sonrası, İstanbul, İnsel Yayınları., 1970, s. 407-408.)”

 

 

Alıntı

Posted in Gündem | Tagged , , , , | ATATÜRK’E ATILAN İFTİRA; “MASON” için yorumlar kapalı
Ara 10

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “Dokuz at, bir kazığa bağlanmaz.” Türk atasözü

* “En çok anlamak yoruyor bizi.” Fernando Pessoa

* “Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak, aramamaktır.” Mevlânâ

* “Ava giden, dönüşte kasaptan tavşan alır!” Eyüp Karadayı

* “Ziyadesiyle değerli olan tek şey vardır; hayatı hakikat ve adalet içinde tamamlamak.” Marcus Aurelius

* “Hayatı, hayatın anlamından daha çok sevin.” Dostoyevski

* “Kullanılan anahtar daima parlaktır.” Amerikan atasözü

* “Eleştiri kolay, sanat zordur.” P.N. Destouches

* “İnsan zengin olunca kuşkusuz kendini daha iyi koruyabilir. Başkalarına daha çok yardım edebilir. Ancak mal, insanı insanlıktan uzaklaştırmamalı,

kibire yol açmamalıdır.” Hz Muhammed                                

* “Sanatkâr uzun ceht ve gayretlerden sonra alnında ışığı ilk hisseden insandır. Sanatsız kalmış bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” Atatürk

* Kendi vicdanınızdan hiç bir şeyi gizleyemezsiniz. Anton Çehov

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Ara 09

NARSİSİZM= AŞIRI ÖZSEVERLİK

NARSİSİZM= AŞIRI ÖZSEVERLİK

Aşırı özseverlik, “kişinin kendi bedensel ve ruhsal benliğine karşı duyduğu hayranlık ve bağlılık, narsistlik, narsisizm” olarak tanımlanıyor.

Aynı araştırmaya göre, narsisizm, birçok kişilik özelliğinin bir araya toplanmasıyla ortaya çıkıyor ve bu özellikler, aslında birçok kişi de mevcut.

Ancak bunun ileri boyutlarda olmasına tıpta “Narsisistik Kişilik Bozukluğu” adı veriliyor.

Narsisistik Kişilik Bozukluğu alanında uzmanlaşan İngiliz terapist Dr. Tennyson Lee, psikiyatristlerin kullandığı rehber kitaba göre dokuz kriter bulunduğunu söylüyor.

Bir hastanın narsist olarak değerlendirilmesi için bu dokuz kriterin en az beşini taşıması gerekiyor:

* Büyüklenir: Başarılarını ve yeteneklerini abartır.

* Sınırsız başarı, güç, zekâ, güzellik ya da yüce bir sevgi düşlemleriyle uğraşır.

* Özel ve eşi bulunmaz biri olduğuna inanır

* Çok beğenilmek ister

* Hak ettiği duygusu içindedir

* Kendi çıkarı için başkalarını kullanır.

* Empati yapamaz.

* Başkalarını kıskanır.

* Başkalarına saygısız davranır, kendini beğenmiş tavırlar sergiler

Lee’ye göre, “kişilik bozukluğuna işaret eden şey, bu özelliklerin kişinin kendisi ya da etrafındakilere zarar verecek şekilde tezahür etmesi.”

Lee, tedavi sürecindeki en büyük sıkıntının, kişiyi rahatsızlığının bulunduğuna ikna etmek olduğunu belirtiyor…

 

 

Kaynak Yeniçağ

Posted in Gündem | Tagged , , , | NARSİSİZM= AŞIRI ÖZSEVERLİK için yorumlar kapalı