Haz 07

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “Eğer, Tanrınız Türkçe bilmiyorsa kesinlikle Tanrı değildir. Zira Türkçe bilmiyor da Arapça konuşuyorsa, demek ki bu sadece Arapların Tanrısıdır.” Hülagü Han

* “İnsan kötüye esir olduğunda sadece zihni değil, ruhu da tutsak olur.” Prof. Dr. Nevzat Tarhan

* “Zeki bir insana en büyük işkence, cahillerin tercih ettiği düzende yaşamaktır.” George Orwell

* “Tanrı hiçbir çocuğu kötü olsun diye yaratmaz. Onu kötü yapan kötü eğitimdir, kötü anne- baba, kötü çevre, kötü yönetimdir.” Viktor Hugo

* “Ahlakı zayıf, terbiyesi kıt toplum, içindeki zorbalara ve soygunculara hayranlık doyar.” Andre Maurois

* “Büyük insanlar veda ederek gider, küçük insanlar ise ihanet ederek.” Lao Tzu

* “İnsanların ne kadar kötü olduğunu görmek beni hiç şaşırtmıyor, fakat bu yüzden hiç utanmadıklarını görünce hayretler içinde kalıyorum.” Goethe

Posted in Atasözleri Vecizeler | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
Haz 06

DÜNYA TARİHİNDE BUGÜN

DÜNYA TARİHİNDE BUGÜN

6 Haziran:

1523 – İsveç Bağımsızlık Savaşı sonucunda İsveç Krallığı bağımsızlığını ilan etti.

1808 – Joseph Bonaparteİspanya Kralı oldu.

1976 – Soyuz 21 uzay aracı, uzay yolculuğuna başladı.

1985 – Aleksey Pajitnov tarafından tasarlanan Tetris oyunu yayınlandı.

2012 – Venüs geçişi olarak adlandırılan astronomik olay gerçekleşti.

Aleksandr Lyapunov (D. 1857)

Carl Gustav Jung (Ö. 1961)

Robert F. Kennedy (Ö. 1968)

Posted in Tarihte Bugün | DÜNYA TARİHİNDE BUGÜN için yorumlar kapalı
Haz 06

KURBAN BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN

KURBAN BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN

Kurban Bayramı, Hz. İbrahim’in teslimiyetini, Hz. İsmail’in tevekkülünü ve Allah’a olan bağlılığımızı hatırlatan kutsal bir dönemdir.

Kurban Bayramı’nın bereketi, sevgi ve dayanışma ruhuyla kalplerimizi doldursun. Bu mübarek günlerde, küslerin barıştığı, gönüllerin birleştiği, sevgi ve hoşgörünün her yere yayıldığı, savaşların ve bilhassa soykırımın son bulduğu bir dünya diliyorum.

İsterim ki bu bayram, necip Türk Milletine sağlık, huzur ve mutluluk getirsin. Kurban Bayramı’nız mübarek olsun! 

NİCE BAYRAMLARA…

Posted in Gündem | KURBAN BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN için yorumlar kapalı
Haz 05

DÜNYA TARİHİNDE BUGÜN

DÜNYA TARİHİNDE BUGÜN

5 HaziranDünya Çevre Günü

1851 – Harriet Beecher Stowe‘un kölelik karşıtı romanı Tom Amca’nın Kulübesi bir gazetede tefrika edilmeye başlandı.

1926 – Birleşik KrallıkTürkiye ve Irak arasında Ankara Antlaşması imzalandı.

1947 – Marshall PlanıABD devlet bakanı George Marshall, savaş sonrası Avrupa‘ya destek için çağrıda bulundu.

1967 – İsrail ile Arap ülkeleri arasında Altı Gün Savaşı adı verilen çatışmalar başladı.

1975 – Süveyş KanalıAltı Gün Savaşı‘nın ardından, 8 yıl sonra uluslararası deniz trafiğine açıldı.

Adam Smith (D. 1723)

Giovanni Paisiello (Ö. 1816)

Ronald Reagan (Ö. 2004)

Posted in Tarihte Bugün | DÜNYA TARİHİNDE BUGÜN için yorumlar kapalı
Haz 05

PAŞA’NIN GÜNAHINI ALMIŞIZ

PAŞA’NIN GÜNAHINI ALMIŞIZ

İsmet Paşanın oğlu Erdal İnönü, bir seçim mitingi için Rize’ye gider. Kürsüde konuşan ince zayıf uzun boylu İnönü’yü gören Temel sorar:
– Habu konuşan adam da kimdur?
Derler ki: İsmet İnönü’nün oğlu Erdal’dır!
– Uy desene Paşanun çok günahını almışuz. Rahmetli II. Dünya Savaşı yıllarında bizleri çok aç bırakmıştı. Baksanıza ne kadar adaletli davranmuş, kendi uşağını da aç bırakarak ne hale getirmiş!

Posted in Fıkralar | PAŞA’NIN GÜNAHINI ALMIŞIZ için yorumlar kapalı
Haz 04

DÜNYA TARİHİNDE BUGÜN

DÜNYA TARİHİNDE BUGÜN

4 Haziran:

1876 – 30 Mayıs 1876 Darbesi ile tahttan indirilen Osmanlı Padişahı Abdülaziz, gözaltında bulundurulduğu Feriye Sarayı‘nda bilekleri kesilmiş olarak ölü bulundu.

1917 – Pulitzer Ödülleri ilk kez verilmeye başlandı.

1946 – Juan PerónArjantin Cumhurbaşkanı oldu.

1961 – ABD Başkanı John F. Kennedy ile SSCB Devlet Başkanı Nikita KruşçevViyana‘da bir araya geldi.

2006 – Peru‘da başkanlık seçimlerinin ikinci turunda, sosyal demokrat Alan García zaferini ilan etti ve devlet başkanı oldu.

Giacomo Giralomo Casanova (Ö. 1789)

Bronisław Komorowski (D. 1952)

Angelina Jolie (D. 1975)

Posted in Tarihte Bugün | DÜNYA TARİHİNDE BUGÜN için yorumlar kapalı
Haz 04

ÇAĞ KAPATAN FİLOZOF BRUNO

ÇAĞ KAPATAN FİLOZOF: GİORDANO BRUNO

İnsanlık tarihinin en karanlık dönemi Ortaçağ, 324’te Kilisenin beş kişiyi kara büyü yapmakla suçlayarak, canlı canlı yakmasıyla başlar ve 1216 yıl sonra, Kilisenin Rönesans’ın gerçek filozofu, bilim adamı Giordano Bruno’yu yine canlı canlı yakmasıyla son bulur.
Bruno, doğa, evren ve tanrı konularıyla ilgilenerek Kilisenin asla affetmeyeceği suçlar işliyordu. Ama baskılar sonunda Roma’ya kaçmak zorunda kaldı. İşlemediği bir cinayetle suçlanınca, buradan da Cenevre’ye gitti. Bir süre sonra, bazı safsatalara karşı bir bildiri yayınladı, Kilise tarafından tutuklandı, aforoz edildi ve ağır işkenceler gördü.
Çok ağır koşullar altında önce İsviçre’ye sonra da Fransa’ya sığındı 1583’te, Oxford Üniversitesinde, Kopernik’in Yeni Evren kuramı konusunda bir dizi konferans verdi.
1585’te Paris’e döndü. Ne var ki, Paris’te Kiliseler arası barış kavgaya dönüşmüştü. Bruno bu yeni havaya hiç aldırmadan, Katolik Kilisesi’nin bağnaz tutumunu acımasızca eleştirdi. Paris Katolik Kilisesi’nin egemenliğindeydi; artık Paris’te kalamazdı, Almanya’ya kaçtı.
Burada, “Yüz Altmış Makale” adlı eserini yayınlayarak, bütün dinlerin barış içinde bir arada yaşamaları gerektiğini vurguluyor ve hoşgörüyü savunup bağnazlığı yeriyordu. Bu sefer de, Protestan Kilisesi tarafından, “kabul edilmiş doktrinlere aykırı düşünceler” taşıdığı gerekçesiyle aforoz edildi.
Engizisyon Bruno’yu Felsefeci değil, ca­sus olduğu iddiasıyla yakalayıp zindana attı. Yedi yıl işkence ettiler. Bruno’dan, herkesin gözleri önünde, bilimi lanetlemesini istiyorlardı. Ama Bruno’ya bunu yaptırabilecek işkence yoktu.
Defalarca kendi kendisine şu sözleri tekrarlıyordu: “Dayan. Mert ol. Cahillerin yargısı seni tehdit etse bile, fikrinden dönme. Işığı karanlıktan ayıracak bir yüksek akıl mahkemesi vardır. Kahramanlar bedenin değil ruhun ölümünden korkarlar.” Bruno, yedi yıl süren baskı ve işkencelere rağmen, geri adım atmıyor, özür dilemiyor, “Geri alınacak hiçbir sözüm yok,” diyordu.
Papa VIII. Clemens sıkıldı ve “Artık bitirin bu işi,” dedi. Emir yerine getirildi ve Bruno yakılarak ölüme mahkûm edildi. Yüzlerce Romalı, ünlü bir dinsizin yakılmasını seyretmeye koşuyordu. Papa, 50 Kardinal ve bütün ülkelerden özel olarak bu büyük kilise şölenine (!) gelen konuklar meydanı doldurmuştu.
Romalılar, başına taç yapıp övünmeleri gereken bu büyük insanla alay ediyor, ona küfrediyorlardı. Kalabalıkta biri, “Bruno sevinsene! Pek yakında, var olduğunu söylediğin dünyalara göç edeceksin,”diye bağırıyordu.
Bruno, bir odun yığınına çıktı. Korkusuzca seyircilerinin gözlerinin içine bakıyordu. Odunlar tutuşturuldu. Papazlar heyecanla Bruno’nun hiç olmazsa bu son dakikalarda fikirlerinden döneceğini ve büyük bir zafer kazanarak mutlu olacaklarını sanıyorlardı.

Hüküm, yüzüne karşı okunduğunda, Bruno, ”Ölmemi buyuran sizler, şu anda benden daha fazla korkuyorsunuz,” diye haykırınca, susturabilmek için ağzına bir askerin mendilini tıkadılar. Öpmesi için uzatılan haça tükürdü. Dilini kerpetenle kopardılar ve diri diri yaktılar. Ağzından ne bir söz, ne bir inilti çıktı. Bilincini de kaybetmemişti.
Tam 400 yıl sonra, haklı bulunarak heykeli dikildi. Nereye mi? Yakıldığı, Roma’nın meşhur “CampodeiFiori” meydanına. CampodeiFiori, “Çiçek Tarlası” demek, İtalyan gençler her gün o heykeli canlı çiçeklerle, çiçek tarlasına dönüştürüyor, hiç çiçeksiz bırakmıyor

BRUNO DA BİZİ ŞU SÖZLERİYLE İKAZ EDİYOR:
“Tanrı, iradesini hâkim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hâkim kılmak için Tanrı’yı”


Alıntı

Posted in Hikayeler | ÇAĞ KAPATAN FİLOZOF BRUNO için yorumlar kapalı
Haz 03

DÜNYA TARİHİNDE BUGÜN

DÜNYA TARİHİNDE BUGÜN

3 Haziran:

1965 – Edward Higgins White, uzayda yürüyen ilk Amerikalı oldu.

1974 – İzak Rabinİsrail Başbakanı oldu.

1989 – Pekin‘de Tiananmen Meydanı‘ndaki büyük gösteriye asker müdahale etti: 2 bin civarında öğrenci öldü.

2006 – KaradağSırbistan-Karadağ‘dan bağımsızlığını ilan etti.

2017 – İngiltere‘nin Londra kentindeki Southwark bölgesinde bir terör saldırısı düzenlendi.

Jefferson Davis (D. 1808)

Georges Bizet (Ö. 1875)

Nâzım Hikmet (Ö. 1963)

Posted in Tarihte Bugün | DÜNYA TARİHİNDE BUGÜN için yorumlar kapalı
Haz 03

Saldırı, geldiği yerden defedilir!

Saldırı, geldiği yerden defedilir!

2003 yılında hazırlanışına benim de katkıda bulunduğum bir bildiri vardı. O günlerde “50 yıldır sinsice fakat son yıllarda açıkça uygulanan Türkiye’yi işgal operasyonu tamamlanmak üzeredir. Mevcut hükümet programları, Damat Ferit Hükümeti’nin işgalcilere tanıdığı imtiyazlardan çok daha ağır sonuçlar doğuracaktır. Zira canımızdan aziz bildiğimiz vatanımız, bizzat hükümetler tarafından parti disiplinleri adına, bir halı gibi süratle altımızdan çekilmektedir.” diyorduk.

***

Özetle görüşüm şöyleydi:

“19 Mayıs 1919 öncesi, silahla geldiler. Vatan, namus ve din tehlikedeydi. Ve geldikleri gibi gitmeye mecbur kaldılar. Zaten, saldırı ancak geldiği yerden ve geldiği yöntemle defedilebilirdi. Bugün ise silahsız kuvvetlerle; sermaye, bilim, teknoloji ve medya ordularıyla geldiler. Bunlar yetmediği için, misyonerlerini, ajanlarını Türkiye’ye gönderdiler.

Bunlar da yetmediği için, bütün milli kurumlara sızdılar ve her alanda işbirlikçiler bularak, karar mekanizmalarını ele geçirdiler.

Bugün, daha tehlikeli durumdayız. Çünkü bu defa saldırıyı, milli, dini ve çağdaş değerler adına ortaya çıkanlara yaptırıyorlar!

Halk olarak, bu yapılanmalar içinde bölük-pörçük halde bulunduğumuz, fakat bizleri yöneten kişilerin kanlarındaki ve vicdanlarındaki asli cevheri tespit etmediğimiz için, Atatürk’ün vasiyetini tutmadığımız için, soylu oğullarımızı köle, kızlarımızı cariye haline getirmek üzeredirler.

Bu arada hepimiz, ülkemiz altımızdan çekilirken, sahte gündemlerle; bizi birbirimize düşürmekten başka hiçbir işe yaramayan tartışmalarla meşgul ediliyoruz.

Dolayısıyla, bugünkü işgal kuvvetlerini de geldikleri yöntemlerle mağlup etmek durumundayız.

Türk Milleti’nin üzerine, bu defa Türkiye’yi teslim ettikleri taşeronların marifetiyle geldiler, o halde bu taşeronların hepsi gitmelidir!

Atatürk diyor ki, ‘Hükümetlerin icraatı menfi olup da millet itiraz etmezse ve iktidarı düşürmez ise bütün bu kusur ve kabahatlere katılmış demektir.’

Büyük Türk Milleti’nin her evladı durumdan vazife çıkarmalı, vatanın her karış toprağı gibi bulunduğu noktayı bir kale gibi görerek, enerjisini, kendisi için, çocukları ve torunları için, milletin istiklali ve istikbali için harcamak üzere gücünü kendisi gibi düşünen insanlarla birleştirmelidir.

Bütün mesele, bu bilinçle milli iradeyi, siyasi kadro ve irade haline getirebilmek; o andan itibaren de temeli adalet olan, varlığının hikmetini büyük Türk Milleti’nde arayan, güçlü bir devlet yapılanmasını kurmaktır.”

***

Türk Milleti’nin, milliyetçi zannederek, dindar zannederek veya çağdaş zannederek oy verdiği siyasi partiler, milli egemenliği ortadan kaldırmak için hep birlikte Yeni Anayasa yapmaya soyunmuştur.

Oysa egemenlik, oylamayla kazanılmadı ki can pahasına, kan pahasına kazanıldı…

Atatürk’ün belirttiği gibi “Egemenlik, hiçbir mâna, hiçbir şekil ve hiçbir renkte ve işarette ortaklık kabul etmez.

Toplumda en yüksek hürriyetin, en yüksek eşitlik ve adaletin devamlı şekilde sağlanması ve korunması ancak ve ancak tam ve kat’î anlamıyla millî egemenliğin kurulmuş bulunmasına bağlıdır. Bundan ötürü hürriyetin de eşitliğin de adaletin de dayanak noktası millî egemenliktir. Toplumumuzda, devletimizde hürriyet sonsuzdur. Ancak onun hududu, onu sonsuz yapan esasın korunmasıyla mevcut ve çevrilidir.

Hiç şüphe yok, devletimizin ebedi müddet yaşaması için, memleketimizin kuvvetlenmesi için, milletimizin refah ve mutluluğu için hayatımız, namusumuz, şerefimiz, geleceğimiz için ve bütün kutsal kavramlarımız ve nihayet her şeyimiz için mutlaka en kıskanç hislerimizle, bütün uyanıklığımızla ve bütün kuvvetimizle millî egemenliğimizi muhafaza ve müdafaa edeceğiz.

Millî emeller, millî irade yalnız bir şahsın düşünmesinden değil bütün millet fertlerinin arzularının, emellerinin bileşkesinden ibarettir.

Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir.

Kuvvet birdir ve o milletindir.

Bir millet, varlığı ve hukuku için bütün kuvvetiyle, bütün fikri ve maddî güçleriyle alâkadar olmazsa, bir millet kendi kuvvetine dayanarak varlığını ve bağımsızlığını temin etmezse şunun, bunun oyuncağı olmaktan kurtulamaz.”

***

O halde önce siyasi partileri, emperyalizme uşaklık eden özel olarak yetiştirilmiş kadrolardan kurtarmak gerekir. Millet, kendi kaderini kurtarmak, yani Türkiye’yi işgalden kurtarmak istiyorsa, önce siyasi partileri işgalden kurtarmalıdır.

Kaynak: Arslan Bulut

Posted in Gündem | Saldırı, geldiği yerden defedilir! için yorumlar kapalı
Haz 02

DÜNYA TARİHİNDE BUGÜN

DÜNYA TARİHİNDE BUGÜN

2 Haziran:

455 – Vandallar Roma‘ya girdiler ve iki hafta boyunca şehri yağmaladılar.

1909 – Alfred Deakin, 3. kez Avustralya başbakanı oldu.

1946 – İtalya‘da monarşi kaldırılarak Cumhuriyet ilan edildi.

1953 – Birleşik Krallık Kraliçesi II. Elizabeth taç giydi.

2012 – Eski Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek, ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.

Marquis de Sade (D. 1740)

Giuseppe Garibaldi (Ö. 1880)

Wentworth Miller (D. 1972)

Posted in Tarihte Bugün | DÜNYA TARİHİNDE BUGÜN için yorumlar kapalı