Oca 16

Kutadgu Bilig’den Yöneticilere 8 Altın Öğüt

Kutadgu Bilig’den Yöneticilere 8 Altın Öğüt

www.kenansahbaz.com

 

  1. ÖĞÜT: İNANÇLI OL

Allah’a sığın, onun emrine itaatsizlik etme! Allah’tan ne gelirse ona razı ol! Ey nimet sahibi olan kimse, şükret. Şükredene Tanrı nimetini artırır. Her mahlûk kendi nasibini alır. Yürüyenler yiyeceklerini ve uçanlar da yemlerini bulurlar.

  1. ÖĞÜT: AKILLI OL

Akıl senin için iyi ve yeminli bir dosttur. Bilgi senin için çok merhametli bir kardeştir. Akıl bir meşaledir. Kör için göz, ölü için can, dilsiz için sözdür. Anlayış ve bilgi çok iyi şeydir; eğer bulursan, onları kullan ve uçup göğe çık. Bütün iyilikler bilginin neticesinde meydana gelir. Bilgi ile göğe dahi yol bulunur. Fenalık cahillikten doğar, hastalıklar, kötülükler hep aynı kusurdan ileri gelir. Fakat tedavi ile hastalara şifa verilebilir; terbiye ile kötüler iyi edilebilir; okumak yoluyla da bilgisizlere bilgi verilmiş olur. 

  1. ÖĞÜT: ADALETLİ OL

İşi adaletle yap, buna gayret et. Hiç bir zaman zulüm etme. Gönlünü ve dilini doğru tut! Halka faydalı ol, onlara zarar verme! İyi hareket et, kötülerin zararlarını ortadan kaldır! Başkasının zararını isteme, kendin de zarar verme. Hangi işe girersen, önce sonunu düşün. Sonu düşünülmeyen işler, insana zarar getirir. İnsan nadir değil, insanlık nadirdir. İnsan az değil, doğruluk azdır. İnsana insanlığı nispetinde mukabelede bulun. Böyle mukabelede bulunduğu için, insana insan adı verilmiştir. Kimin sana biraz emeği geçerse, sen ona karşılık daha fazlasını yapmalısın. 

  1. ÖĞÜT: MERHAMETLİ OL

Ey asil insan! İnsanlığı elinden bırakma, insanlığa karşı daima insanlıkla muamele et. Bütün halka içten gelen merhamet göster. Hep iyilik yap, kendi bencil isteklerine hâkim ol. Kötülük edersen, kötülüğün karşılığı pişmanlıktır. Elinden gelirse, kötülüğün inadına iyilik yap. Kötülük değersiz bir şey olduğu için, onu yapan da değersizdir. Daima iyilik yap ki, kendin de iyilik bul. İnsanların seçkini insanlığa faydalı olan insandır. Halk nazarında muteber kimse, merhametli olan insandır.

  1. ÖĞÜT: SABIRLI OL

İşe acele ile girişme, sabır ve ihtiyat ile hareket et. Acele yapılmış olan işler yarın pişmanlık getirir. Hiç bir işte acele etme, sabırlı ol, kendini tut. Sabırlı insanlar arzularına erişirler. Öfke ve gazapla işe yaklaşma; eğer yaklaşırsan, ömrü heder edersin. Diline ve gözüne sahip ol. Boğazına dikkat et, az ye, fakat helal ye. Huzur istersen zahmet ile birlikte gelir. Sevinç istersen kaygı ile birlikte bulunur.

  1. ÖĞÜT: KANAATKÂR OL

Her bakımdan tam zengin olmak istersen, kanaatkâr ol. Böylece kendi nasibini elde etmiş olursun. Bu dünya renkli bir gölge gibidir, onun peşine düşersen kaçar; sen kaçarsan o seni kovalar. İnsan, binlerce yaşasa, arzu ettiği şeylere kavuşsa bile, yine dileği bitmez. Menfaat sandalyeye benzer; başında taşırsan seni küçültür, ayağının altına alırsan seni yükseltir. Yalnız kendi menfaatini gözeten dosta gönül bağlama. Fayda görmezse, sana düşman olur, ondan vazgeç. İnsanın bunca zahmet çekmesi hep boğazı ve sırtı içindir: mal toplar, ama yiyemez; öldükten sonra da vebali altında kalır. Çok mal aç gözlüyü doyurmaz. Ölüm gelince pişman olur, fakat artık işini yoluna koyamaz.

  1. ÖĞÜT: GÜZEL SÖZLÜ OL

Hangi iş olursa olsun, sen onu tatlı dille karşıla. Her işte tatlı dil kullanırsan saadet sana bağlanır. Aklın süsü dil, dilin süsü sözdür. İnsanın süsü yüz, yüzün süsü gözdür. İnsan sözünü dili ile söyler; sözü iyi olursa, yüzü parlar. Bak, doğan ölür; ondan, eser olarak, söz kalır. Sözünü iyi söyle ki ölümsüz olasın. Çok dinle fakat az konuş. Sözü akıl ile söyle ve bilgi ile süsle. Her sözü söz diye ağzından çıkarma. Lüzumlu olan sözü düşünerek ve ihtiyatla söyle.  İnsanı dil kıymetlendirir ve insan onunla saadet bulur. Söz ağızda iken sahibinin esiridir, ağızdan çıktıktan sonra sahibi onun esirdir. İnsanı dil kıymetten düşürür ve insanın dili yüzünden başı gider. 

  1. ÖĞÜT: ALÇAKGÖNÜLLÜ OL

Gurur faydasızdır, o insanları kendinden soğutur. Alçak gönüllülük ise insanı yükseltir. Büyüklük taslayan, kibirli ve küstah adam, tatsız ve sevimsiz olur. Kibirli insanın itibari günden güne azalır. Elini uzatarak gökteki yıldızları tutsan ve başın göğe değse bile, sonunda sen yine yerdesin. Kara toprak altındaki altın, taştan farksızdır. Oradan çıkınca, beylerin başında tuğ tokası olur. İnen yükselir, yükselen iner, parlayan söner ve yükselen durur.

 

YAZAR: SEFER JAN
seferjan@gmail.com

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , , | Kutadgu Bilig’den Yöneticilere 8 Altın Öğüt için yorumlar kapalı
Oca 15

“Dünyanın En Zeki Kadını” (1)

“Dünyanın En Zeki Kadını” (1)

www.kenansahbaz.com

Atatürk’e çok şey borçluyum!

Prof. Dr. Feryal Özel: Ben nasıl bir Türk kızı olarak güzel bir okula gidip okuduysam, ilgi duyduğum alanda beni ittilerse ben de bunu Atatürk’e borçluyum.

Ünlü fizikçi Albert Einstein, matematikçi John Nash gibi dünyanın en tanınmış bilim insanları ile birlikte 20 kişilik “Büyük Fikirler” listesine adını yazdırmasından dolayı “Dünyanın En Zeki Kadını” olarak anılan, NASA’daki gururumuz Prof. Dr. Feryal Özel, Türkiye’ye geldi.

Prof. Dr. Özel, “Ben nasıl bir Türk kızı olarak güzel bir okula gidip okuduysam, ilgi duyduğum alanda beni ittilerse ben de bunu Atatürk’e borçluyum” Dedi.

Üsküdar Amerikan Lisesi mezunu Prof. Dr. Feryal Özel, NASA’nın başarılı Astrofizikçisi ve şu an Arizona Üniversitesi Fizik bölümünde profesör olarak çalışıyor.

Bir dizi programa katılmak üzere Türkiye’ye gelen Prof. Dr. Feryal Özel, Üsküdar SEV Ortaokulu’nun da konuğu oldu. Okulun 7. ve 8. sınıf öğrencileriyle yaptığı sohbette nötron yıldızları ve karadelikler hakkında çok çarpıcı ve ilginç bilgiler paylaştı.

Özel, mezun olduğu Üsküdar Amerikan Lisesi’nden de övgüyle bahsederek şunları söyledi:

“KIZLAR NE İSTİYORLARSA ONU YAPAR”

” Üsküdar Amerika’nın benim hayatımda çok önemli bir rolü oldu. Hem öğretmenlerime hem o dönem arkadaşlarıma çok şey borçluyum çünkü hem çok iyi bir eğitim aldım hemde önüme çıkan engelleri aşabilmek konusunda da çok güzel bir destek aldım. O zamanlar Amerikan Kız Lisesi’ydi fakat bize hiçbir zaman kızlar şunu yapmaz, bunu yapar demediler. Kızlar ne istiyorlarsa onu yapar, dediler. Bu yüzden ben çok şanslıydım. İlkokul 3. sınıfta bilim ansiklopedileri okuyordum ve okulumun da desteğiyle bugün olduğum yerdeyim.

Prof. Dr. Feryal Özel, “Ben nasıl bir Türk kızı olarak güzel bir okula gidip okuduysam, ilgi duyduğum alanda beni ittilerse ben de bunu Atatürk’e borçluyum.

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , | “Dünyanın En Zeki Kadını” (1) için yorumlar kapalı
Oca 14

Cin çıktı!

Cin çıktı!

www.kenansahbaz.com

Karı-koca tenis oynuyorlarmış. Ters bir vuruşla top yandaki villânın camlarını indirmiş. Ortayaşlı çift gidip kapıyı çalmış. Zeki bakışlı, cin gibi bir adam açmış.
– Camınızı kırdık, ödemek istiyoruz.
Kapıdaki adam  cevap vermiş:
– Ne özrü; siz benim kurtarıcımsınız. O top benim 50 yıldır kapalı olduğum şişeyi de kırdı ve dışarı çıkmamı sağladı. Ben cinim, dileyin benden ne dilerseniz!
Uzatmayalım, adam 25 milyon dolar para, kadın ise bir villa istemiş. Cin de bu servetin adlarına hemen kayıt olduğunu söylemiş. Ama cin bir şart öne sürmüş:
–  Elli yıldır kadın kokusuna hasretim. Bir saatliğine eşinizle yalnız kalabilir miyim?
Bir saat sonra memnuniyet-mahcubiyet duyguları arasında sıkışmış giderlerken cin arkalarından seslenmiş:
– Beyefendi, siz kaç yaşındasınız?
-Elli yaşındayım.
– Bu yaşta halâ cin hikâyelerine inanıyor musunuz?…..

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , , , | Cin çıktı! için yorumlar kapalı
Oca 13

Ey Yar!..

Ey Yar!..

www.kenansahbaz.com

 

Gel, kibiri, kini  atacaksan gel!

Gel  ey yar, cana can katacaksan gel!

Eğer yar koynunda yatacaksan gel!

Zaman az, ömür kısa, haydi çabuk gel!

 

Geçti gitti ömür, mevsim sonbahar

Bir kor alev gibi yakar aşk-ı har

Sensiz bir kainat bu ömüre dar

Zaman az, ömür kısa, haydi çabuk gel!

 

Bu gönül derdine şifa, ilaç ol..

Seven yüreğime gelde bir baç ol..

Sevginle gönlüme altından taç ol..

Zaman az, ömür kısa, haydi çabuk gel!

 

Dindir sensizliğin kahrını şimdi

Yok et yalnızlığın zehrini şimdi

Ömrüm olsun al, mehrini şimdi

Zaman az, ömür kısa, haydi çabuk gel!

 

Gönül kabesini özlemedin mi?

Sevgimi gönlünde gizlemedin mi?

Ferhat’ı Mecnun’u izlemedin mi?

Zaman az, ömür kısa, haydi çabuk gel!

 

Bedenimde bir can olacak mısın?

Yürekte akan kan olacak mısın?

Gönül tahtında han olacak mısın?

Zaman az, ömür kısa, haydi çabuk gel!

Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Ey Yar!.. için yorumlar kapalı
Oca 12

Türk Kültürüne Emek Verenler (2)

Türk Kültürüne Emek Verenler (2)

www.kenansahbaz.com

Dr. Halil Atılgan da Türklüğün değerleri için ömür tüketenlerden birisidir. O gerçekten farklı bir deha! Türk Halk Müziği‘ne adanmış koca bir ömür! Sayın Atılgan’ı başka bir zamanda genişçe sizlere tanıtacağım; ama şimdi sadece Ankara’da Millî Düşünce Merkezi‘nde 02 Aralık 2015 tarihinde verdiği “Türkülerle din ticareti” konulu –Sayın Hakan Paksoy‘un yönetimindeki-konferansından kısaca söz edeceğim.

Türkülerle din ticareti olur mu? Hem de öyle bir oluyor ki, inanın sizler gibi ben de şaşırdım! Sayın Atılgan‘ın dikkati böylesi bir sahtekârlığı ortaya çıkardı. Sayın Atılgan diyor ki: “Türkülerin müziğini alıp, dinî sözler ilâve edip, ilâhi haline getirmek hırsızlıktır“, “Perişan bir divaneyim bir Urfa türküsüdür.  Notalı. Aynur Gürkan Radyoda okurdu. Fakat bunu; ‘Ben Resule doyamadım; yaralıyım, yaralıyım. Geliyorum Efendimiz, geliyorum’ diye ilâhiye çevirmişler”, “Ve bunu ilâhi sazları olan Bender, Kudüm, Ney, Rebab, Ud gibi sazlarla değil, ‘Bateri’ ile çalıyorlar.” “TRT repertuarında onlarca türkünün bu sahtekârlarca ilâhileştirildiğini gördüm”, “Uludağlar gibi kar olan başım” türküsünü Erkan Sürmen notaya almış. Söz, Davut Sulari’nin. Ama din tüccarı bu sahtekârlar türkünün müziğiyle ‘Bilâli Habeşi’yi anlatıyorlar“, “Osman Paşa marşını, ilâhiye çevirip ‘Ben bir zata âşık oldum ismi Muhammet Mustafa’ diye peygamberimizi de sahtekârlıklarına katıyorlar”.

Sevgili okuyucu. Sayın Atılgan bir saat boyunca türkülerimizin ilâhi adı altında nasıl satışa sürüldüğünü belgeleriyle açıkladı… Ne diyelim; Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz bir ‘haramzadeler’ içinde yaşıyoruz. 

Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/dr-yasar-kalafat-ve-dr-halil-atilgan-36549yy.htm

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , | Türk Kültürüne Emek Verenler (2) için yorumlar kapalı
Oca 11

Atsız’dan Altın Sözler

Atsız’dan Altın Sözler

www.kenansahbaz.com

» Milli ülkülerde onun şiir yönü olan bir romantizm bulunmakla beraber ülkü; aslında gerçeklere dayanan, açık ve kesin amaçları olan bir duygular ve düşünceler sistemidir.

» Milli ülküler, toplulukların yaratıcı kuvvetidir.

» Milli ülküler, yüzyıllar boyunca değişmeden yaşar

» Milli ülkü yalnız madde üzerine kurulamaz. Milletlerarası ilişkilerde, yalnız insanlarda bulunup öteki yaratıklarda bulunmayan şeref ve haysiyet kavramlarının, yani manevi faktörlerin de payı vardır.

» Milliyetçiliğin zamanı geçmez, dünyada milletler ve diller kaldıkça, milliyetçilik de kalacaktır.

» Milliyetçilik, öyle kuvvetli sosyal bir kanun, öyle müthiş bir hakikattir ki, hiçbir kuvvet onu kaldıramaz, yok edemez.

» Milliyetçilik, toplumların binlerce yıldan beri nice çilelerle, olgunlaşa olgunlaşa vardığı büyük sonuçtur.

» Ne kadar milliyetçi olsak, yine geçmişe bağlıyız. Çünkü; kökü mazide olan atiyiz.

Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Atsız’dan Altın Sözler için yorumlar kapalı
Oca 10

Çözüm İhaneti.. (1)

Çözüm İhaneti.. (1)

www.kenansahbaz.com

Ne diyordu Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç: “Çözüm sürecini deneriz. Kaybedeceğimiz bir şey yok. Tuttu tuttu, tutmazsa başa döneriz…” Hadi dönsünler bakalım başa dönülüyor mu? Bizler bu tahribatın sosyolojik tehlikelerini yazdıkça, 13-14 yaşındaki çocuklarda yaşanabilecek ‘terörist inşa süreci’ne dikkat çektikçe, örgütün şehirlerde hem insan kaynakları, hem de silahlanma anlamında nasıl bir organizasyonu hayata geçirebileceğini ve başa asla dönülemeyeceğini vurguladıkça hep duvara konuşmuş olduk…

Şimdi şikâyet ediyor İçişleri Bakanı NTV canlı yayınında “Çözüm süreci devam ederken, silahlandılar, şehirleri ona göre organize ettiler” diye… Spikerin aklına gelmiyor “O dönemde siz İçişleri Bakanı olsaydınız ne yapardınız?” diye… Ne diyebilirdi ki, aynı zamanda o dönemde de İçişleri Bakanlığı yapan zat?

Sanki PKK şehirlere yığınak yaparken, mahalle mahalle savaş düzeni alırken kendisi Makedonya İçişleri Bakanı’ydı!.. Bizimkine de Nikaragua İçişleri Bakanı bakıyordu vekâleten!..

 

Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/akp-surda-miting-yapabilir-mi-36773yy.htm

Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , | Çözüm İhaneti.. (1) için yorumlar kapalı
Oca 09

OĞUZLAR (1)

Oğuzlar (1)

www.kenansahbaz.com

Boz-Oklar: Dış Oğuzlar da denip, Sağ kolu teşkil ederler.

1. Gün-Alp/Gün-Han: Sembolü şâhin. Oğulları:

a) Kayıg/Kayı-Han: “Sağlam, berk” anlamındadır. Üç kıta ve yedi denize altı yüz yıldan fazla hâkim olan Osmanlı sülâlesi bu boydandır. Kayı Boyundan Ertuğrul Gâzi ve her biri birer müstesnâ şahsiyete sâhip, çoğu dâhî, cihangir, kumandan, şâir ve sanatkâr olan Osmanlı sultanları, Kayı Han neslinin kıymetini göstermeye kâfidir.

b) Bayat: “Devletli, nîmeti bol” anlamındadır. Maraş ve çevresine hâkim olan Dulkadiroğulları, İran’da Kaçarlar, Horasan’da Kara Bayatlar, Maku ve Doğubeyazıt hanları, Kerkük Türkmenlerinin çoğu, bu boydandır. Dede Korkut kitabını 1480’de Hicaz’da yazan Tebrizli Hasan ve meşhûr şâir Fuzûlî bu boydandır.

c) Alka-Bölük/Alka-Evli: “Nereye varsa başarı gösterir” anlamındadır. Türkiye ve Âzerbaycan’daki Alaca, Alacalılar adı taşıyan yerler bu boyun hatırasıdır.

d) Kara-Bölük/Kara-Evli: “Kara otağlı (çadırlı)” anlamındadır. Karalar ve karalı gibi coğrafî yer adları bunlardan kalmadır.

2. Ay-Alp/Ay-Han: Sembolü kartal. Oğulları:

a) Yazgur/Yazır: “Çok ülkeye hâkim” anlamındadır. Ab-Yabgu devrindeki Yenibent Yabguları, Batı Türkistan’daki Cend Emirleri, Kara-Daş denilen Horasan Yazırları, Ahıska’dan aşağı Kür boyundaki Azgur-Et (Azgur Yurdu) Kalesi, Kürmanç Kürtlerinin Azan Boyu, Toroslardaki Gündüzoğulları Hanedanı bu boydandır.

b) Tokar/Töker/Döğer: “Dürüp toplar” anlamındadır. Yenikentli Vezir Ayıdur, Harput-Diyarbakır-Mardin hâkimleri, Artuklular, Sincar-Siverek, Suruç arasında hâkim eski Caber Beyleri, Memluklar devrinde Halep Döğeriyle Hama Döğerleri, bugünkü Mardin-Urfa arasında yirmi dört oymaklı Kürt Döğerleri, Hazar Denizi doğusundaki Saka Boyu Takharlar; Şavşat’taki Ören kale, To-Kharis ve Malatya’nın Tokharis bucağı, Dağıstan’daki Digor ve Kars ve Arpaçay sağındaki Digor kazası bu boydan hatıradır.

c) Totırka/Dodurga/Dödürge: “Ülke almak ve hanlık yapmak” anlamındadır. Sivas doğusundaki Tödürgeler bu boydandır.

d) Yaparlı: “Misk kokulu” anlamındadır. Zaza Çarekliler ve misk ticareti yapan Yaparı Oymağı bu boydandır. Yaparı Oymağının Akkoyunlu ve Giraylı camilerinin mihrap duvar harcına bu güzel ıtriyattan kattıklarından hâlâ hoş kokmaktadır. Diyarbakır ve Kırım’da hatıraları vardır.

3. Yıldız-Alp/Yıldız Han: Sembolü tavşancıl. Oğulları:

a) Avşar/Afşar: “Çevik ve vahşî hayvan avına hevesli” anlamındadır. Hazistan Beyleri, Konya’daki Karamanoğulları, İran’daki Avşarlı Nâdir Şah ve hanedanı, Ürmiye ve Horasan Afşarları bu boydandır.

b) Kızık: “Yasakta pek ciddi ve kuvvetli” anlamındadır. Gaziantep, Halep ve Ankara çevresindeki Kızıklar, Doğu Gürcistan’da ve Şirvan batısındaki ovaya Kızık adını verenler bu boydandır.

c) Beğdili: “Ulular gibi aziz” anlamındadır. Harezmşahlar, Bozok/Yozgat-Raka/Halep çevresindeki Beğdililer, Kürmanç Badılları bu boydandır.

d) Karkın/Kargın: “Taşkın ve doyurucu” anlamındadır. Akkoyunlu-Dulkadiroğlu ve Halep-Hatay bölgesindeki Kargunlar, Doğu Anadolu ve Âzerbaycan’daki ilkbaharda eriyen karların suları ile kopan sel ve su kabarmasına da Kargın/Korkhun denilmesi bu boyun adındandır.

Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , | OĞUZLAR (1) için yorumlar kapalı
Oca 08

Türk Bengü Taşları

Türk Bengü Taşları

www.kenansahbaz.com

Türklerin bilinen ilk yazılı metinleri Türk bengü taşlarıdır. Bunlar genellikle Orhun Abideleri / Anıtları olarak bilinir. Diğerlerine göre üçü daha önemli ve hacimlidir: Tunyukuk anıtı, Köl Tigin anıtı, Bilge Kağan anıtı.
Tunyukuk, Türk kağanlığının ikinci döneminde İlteriş, Kapgan ve Bilge Kağanlara vezirlik, komutanlık ve danışmanlık yapmış bir devlet adamıdır. 720 yılı civarında kendi adına iki yazılı taş diktirmiştir. Moğolistan’ın başkenti Ulan Bator’a 40-50 km. mesafede bulunan Tunyukuk anıtı, İlteriş ve Kapgan Kağan dönemleri için birinci elden tarih kaynağıdır. Tunyukuk da bilinen ilk tarih ve hatıra yazarımızdır.
Bilge Kağan’ın kardeşi ve o zamanki Türk ordusunun başkomutanı olan Köl Tigin 731 tarihinde vefat etmiş, ağabeyi Bilge Kağan onun adına 732 tarihinde bir bengü taş diktirmiştir. Bengü taş, yanında bulunan heykellerle ve kapalı bir mekân olan barkla birlikte bir külliye oluşturur.
716-734 tarihleri arasında hükümdarlık yapan Bilge Kağan için de 735 yılında oğlu Tengri Kağan tarafından bengü taş diktirilmiştir. Bu taş da bir külliye içindedir. İki külliye de Orhun ırmağı kıyısındadır.
Köl Tigin anıtının tamamının ve Bilge Kağan anıtının 2/3’ünün yazarı Bilge Kağan’dır ve dolayısıyla Tunyukuk gibi Bilge Kağan da bilinen ilk tarihçi ve edibimizdir.
Köl Tigin ve Bilge Kağan anıtları da Türk kağanlığının birinci elden tarih kaynaklarıdır. Anıtlarda 552-734 yılları arasındaki olaylar anlatılır. Çin’e ve yabancılaşmaya karşı Türkler uyarılır. Fransız ihtilalinden yüzyıllar önce, 8.yüzyılda bu anıtlarda dile getirilen millî ruh ve milliyetçilik, konu üzerinde çalışanları çok şaşırtmıştır ve hâlâ şaşırtmaya devam etmektedir.
Köl Tigin ve Bilge Kağan anıtlarını 1889 yılında Rus coğrafyacısı Yadrintsev, Tunyukuk anıtını 1897’de Klements keşfetmiştir. Anıtlar üzerindeki bilinmeyen yazı, 1893 yılında, Danimarkalı dil bilimci Vilhelm Thomsen tarafından çözülmüştür.

 

Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/bakanlara-ve-bilumum-ileri-gelenlere-turk-dili-tarihi-dersi-36779yy.htm

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , | Türk Bengü Taşları için yorumlar kapalı
Oca 07

EL ELİN EŞEĞİNİ TÜRKÜ ÇIĞIRARAK ARAR

EL ELİN EŞEĞİNİ TÜRKÜ ÇIĞIRARAK ARAR

www.kenansahbaz.com

 Bir gün Nasreddin Hoca türkü çağırarak dolaşırken, Hocayla karşılaşan adam sorar:

 “Hocam, bu ne hal?”

 Nasreddin Hoca gayet sakin bir halde, üzerine bakınarak:

 “Halimde ne var, Eşek arıyorum evlat” der.

 Zavallı adam aldığı cevap karşısında şaşkındır.

 “Hiç türkü söyleyerek eşek aranır mı, Hocam?” der.

 Hoca:

 “Aranır evlat, elbet aranır. El, elin eşeğini türkü çığırarak arar…”

Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , | EL ELİN EŞEĞİNİ TÜRKÜ ÇIĞIRARAK ARAR için yorumlar kapalı