Eyl 19

ANDİÇMEK(3)

sözcü(5)

ANDİÇMEK(3)

Cumhurbaşkanı göreve başlarken Anayasa’nın 103. maddesine göre Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde aşağıdaki şekilde andiçer :

 CUMHURBAŞKANI ANDI:

Cumhurbaşkanı, görevine başlarken “Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına ve lâik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine andiçerim.”

MHP Genel Başkanı Bahçeli “Erdoğan, artık rutine bağlanmış anayasa suçunu bir kez daha işlemiştir. Dahası cumhurbaşkanı makamının tarafsızlığını darbelemiş, TBMM’de yarın yapacağı yemini peşinen bozmuş ve anlamsızlaştırmıştır. Recep Tayyip Erdoğan’ın Anayasa’nın 103. Maddesi’ne göre namus ve şeref üzerine edeceği tarihi yeminin inandırıcılığı ve bağlayıcılığı erkenden buharlaşmış ve budanmıştır. Erdoğan yanlıştadır, gaflettedir, hata üstüne hata yapmakta, çürük tahta üzerinde hamaset nutku atmaktadır.” “Ayan beyan ortadır ki AKP’nin başına vitrin süsü bir genel başkan atanmış, Erdoğan velayet ve vesayeti bu partinin hücrelerine kadar nüfus ve sirayet etmiştir. Bundan böyle AKP’ye genel başkan olacak şahıs kukla başbakan, iradesini çaldırmış, karar alma kabiliyetini devretmiş, zihnini ve basiretini kiralamış bir şahsiyet olarak anılacaktır” dedi.
CHP grup başkan vekili Engin Altay ise “Bu yemin samimi değildir. Yaşanan 13 günden sonra anlamını kaybetmiştir. Bu yemin milletimizin takdir ve tercihini istismar etmektir. Bu yemin bir tek ayak üstü yemini gibidir. İnsanlar yalan söylerken ayağını kaldırır. Eminim başbakan da ayağının birini yerden iki milim de olsa kesmiştir. Bu yemine, yalana takiyeye, şahit olmak istemedik” ifadelerini kullandı.
Gereği yerine getirilecek mi???    YORUM SİZİN!!!

Kaynak: http://www.yazete.com/gundem/bahceliden-erdogana-elestiri-794057.html

Kaynak: https://www.google.com.tr/webhp?sourceid=chrome-instant&ion=1&espv=2&ie=UTF-8#q=chp%20altay%C4%B1n%20ele%C5%9Ftirisi

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , | ANDİÇMEK(3) için yorumlar kapalı
Eyl 18

NEYZEN TEVFİK’TEN

images
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
NEYZEN TEVFİK’TEN
                 
Ünlü hiciv şairi Neyzen Tevfik bir ara hükumetten belli bir tahsisat almaya başlar. O zamanki Cumhuriyet Halk Partisi’nin en etkili ve yetkili sözcülerinden biri olan Cevdet Kerim, Neyzen’in cebine giren bu 3–5 kuruştan rahatsız olur ve tahsisatın kesilmesi için harekete geçer. Bunu duyan Neyzen Tevfik şu iki mısra ile taşı gediğine kor:
 
‘Rızk için Allah Kerim,
Fısk için Cevdet Kerim!’
Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , | NEYZEN TEVFİK’TEN için yorumlar kapalı
Eyl 17

EĞİTİM EN BÜYÜK SERVETİMİZİ ÖĞÜTÜYOR.

images
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
EĞİTİM EN BÜYÜK SERVETİMİZİ ÖĞÜTÜYOR.
Şu an ülkede’de veliler çocuklarını hangi liseye, hangi ilkokula kaydettireceklerinin derdindeler. Çocuğun eğitim branşının ne olduğu konusunda arama telaşlı yaşamaktadırlar. İktidarın eğitimin temel felsefesiyle kavgalı olması, memlekete ve vatan çocuklarına çok pahalıya mal olmuştur. 1 milyon civarında öğrenci ilkokul 1. sınıfta eğitime başlayacaktır. 12 yıl sonra liseden mezun oldukları gün bu evlatlar ne olacaktır? Ne acı ki geçmiş ve mevcut iktidarın eğitim anlayışlarındaki sakatlıklar sebebiyle vatan çocukları heder oluyor. Kara Avrupası ülkeleri içerisinde sosyal ilimler dalında eğitim görmüş insan yüzdesi nüfusuna göre en yüksek olan ülke Türkiye’dir. Hâlbuki bu oran teknik eğitimde olmalıydı. Düz lise eğitimi sonunda alınan diploma çalışma hayatının başlangıcında gence hiçbir şey vermemektedir.
1917 Sovyet devriminden sonra Lenin karısını eğitim sistemini incelemek üzere Almanya’ya göndermişti. Alman eğitimini Rusya’da uyguladılar. Bu sistemin özü; teknik eğitime önem vermek, her diploma aşamasında her genç insanı üretici hale getirmekti. Kültür dersleriyle de öğrenciye milli kimlik şuuru veriliyordu. Günümüzde bunun en canlı örneği Güney Kore’dir. 
Türk toplumu küçük Sokullu’yu belki 6-7 yaşında ailesinden almış, Müslüman Türk bir ailenin eğitim ve öğretimine terk etmişti. Belli yaşa gelince Enderun’a verilmiş, buradan devlet memuriyetine alınmış, sadrazamlığa, başbakanlığa kadar yükselmişti. Dün Hıristiyan Sırp ailenin çocuğunu İslâm Türk yapısına kazandıran eğitim sistemimiz bugün ne olmuştur da vatan çocuklarını diplomalarının sayısı arttıkça kendi ailelerinden, kendi köklerinden koparır olmuştur. Kurtuluş sade dini eğitimle mümkün değildir. Dinin gerçeğini idrâk ettiren bir eğitim sistemi yavruya insan olmanın şuurunu ve güzelliklerini verebilir. Eğitim aynı zamanda milli olmalıdır. Bir başka ifadeyle Türk dilini ve Türk tarihini gence vermeli, ona milli şuur kazandırmalıdır. Ancak böylece özlediğimiz insan tipini yetiştirebiliriz. İsraftan kurtuluşun birinci şartı planlı ekonomiye geçiştir. İkincisi insan gücü planlaması ve insanımızı israf etmemektir.
Eğitimin amacı bizim insanımızı bu ülkeyi sevecek, bu ülke için çalışırken hizmet aşkı duyacak insanı yetiştirmek olmalıdır. Bir ülkenin en büyük serveti insandır.
 
Faydalanılan Kaynak: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/egitim-ustune-31903yy.htm
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , | EĞİTİM EN BÜYÜK SERVETİMİZİ ÖĞÜTÜYOR. için yorumlar kapalı
Eyl 16

EŞKİYADAN DA BETER

Kervan-Dönüş-Yolundan
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
EŞKİYADAN DA BETER..
 
Yıl 1936, aylardan da kasımdır. 136 deveden oluşan bir kervan, yükünü Antalya’dan alarak yola çıkmıştı; Konya’ya doğru yol alıyordu.
Kızılay’ın Adana Yedinci İmdat Ekibi’nin kervanıydı. Çadır, yatak, yorgan, giyecek ve un, Konya’daki depolara ulaştırılacaktı. Develere yüklenmiş denklerin üzerinde “Türkiye Kızılay Cemiyeti” yazılıydı, cemiyetin sembolü kırmızı ay işareti de vardı.
Torosları aşmaya çalışırlarken birkaç el silah sesi duyuldu. Yüze yakın atlı eşkıya, ellerinde silahları olduğu halde kervanı çevirmişlerdi. Eşkıya başı öne doğru çıkıp sordu:
-Nereden geliyorsunuz?
Ona ekip başı cevap verdi:
-Antalya’dan geliyoruz.
-Yolculuk nereye?
-Konya’ya…
-Yükünüzde ne var?
Eşkıya başı, cevap almaya gerek görmeden develerden birine yanaştı.
Elde edecekleri ganimeti çok merak ediyordu. Deveye yüklü dengin üzerindeki kırmızı ay resmini görünce durakladı.
Okuma yazması yoktu ama Kızılay’ın sembolünü tanımıştı.
Adamlarına döndü, bağırdı.
-Silahlarınızı indirin. Bu, tüccar malı değil, Kızılay Cemiyeti’nin malı. Kızılay’ın malına dokunulmaz. Yürüyün, gidiyoruz.
Atını tepeye, ağaçların arasına doğru sürdü. Arkasından adamları da gittiler ve gözden kayboldular.
Kervan, yoluna devam etti.
Eğitimci yazar Hasan Kallimci, “Ben bu tarihî hatırayı, Dr. Orhan Yeniaras’ın yazdığı, İstanbul’da basılan Kızılay Tarihine Giriş adlı kitabından aldım” diyor ve ekliyor:
“Bu nasıl eşkıyalıktır?” diyenler, inanmazlarsa o kitabı temin ederek bakabilirler.
İnanmamakta da haklıdırlar, çünkü öyle bir zaman içindeyiz ki, 1936 yılının eşkıyasını bile arar olduk…
Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , , , , | EŞKİYADAN DA BETER için yorumlar kapalı
Eyl 15

ANDİÇMEK(2)

indir

ANDİÇMEK(2) 

MİLLETVEKİLİ ANDI: 

‘Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma, büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim. 

 

Peki, gereği yerine getiriliyor mu?

YORUM SİZİN…

 

Kaynak : http://www.forumdas.net/konu/milletvekili-yemin-metni.126026/

Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , | ANDİÇMEK(2) için yorumlar kapalı
Eyl 14

2014-2015 Eğitim-Öğretim Yılı Kutlu Olsun

     imagesDeğerli Müdürler, Müdür Yardımcıları, Saygıdeğer Öğretmenler ve Sevgili Öğrenciler
 İnsanoğlu için eğitim ana rahminden başlayıp üzere mezara kadar devam eden bir süreçtir. Bu süreci en iyi şekilde değerlendiren toplumlar huzur, mutluluk ve başarının zirvesine ulaşmış olurlar. 
   
“Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır” (Mustafa Kemal Atatürk)
Eğitimin kalitesinin  geliştirilmesi konusunda etkin ve belirleyici rol üstlenen,gerekli formasyon eğitimini almış, kendini geliştirme azmi içerisinde, işini ve öğrencisini seven, öğrenci merkezli eğitime önem veren, “Öğretmen hata yaparsa cezasını millet çeker” ifadesinde kendini bulan siz saygıdeğer yönetici ve öğretmenlerimiz, sizleri saygı ve sevgi ile selamlıyorum Bilgiye ulaşmanın yollarını araştıran, bulduğu bilgiyi paylaşabilen, teknolojiyi üretebilen ve insanlığın yararına kullanabilen dinamik, öz güvenli bir nesil yetiştirebilmek azminde olmanız bizim en büyük onurumuzdur.
“Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.”
    
Ülkemizin geleceği, geleceğimizin güvencesi sevgili öğrenciler
Kendi ayaklarınız üzerinde dik ve sağlam durabilmek iradesi ile vatanımızın bekasını, hürriyetini teminat altına almanız dileğimizdir. Bu gayelerin gerçekleşebilmesi için, öğretmenlerinizle, yöneticilerinizle, anne ve babalarınızla ana sınıfından yüksek öğretime kadar eğitimi bir vazife bilip çok çalışarak, kendinizi mümkün olan en üst düzeyde yetiştirmeniz idealiniz olmalıdır. 
Saygıdeğer Veliler;
Sorumluluğunuzun bilincinde çocuklarınızın iyi eğitilebilmesi için sürekli okulları, öğretmenleri ziyaret edin. Öğrencinizle ilgilenin. Hiç unutmayınız ki; Alimin mürekkebi şehidin kanından ağır gelir.(Hadis-i Şerif) İlim her Müslümana fardır. Bu konuda  siz velilerin hassasiyet göstereceğinize inanıyor, çocuklarınıza her an demokratik davranmanızı diliyor ve sevgi göstermenizi temenni ediyorum.
 
Bu duygu ve düşünceler içerisinde 2014-2015 Eğitim-Öğretim yılının, öğrencilerimize, öğretmenlerimize, yöneticilerimize ve milletimize hayırlı olmasını diler, sevgilerimi saygılarımı sunarım.
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , , , , | 2014-2015 Eğitim-Öğretim Yılı Kutlu Olsun için yorumlar kapalı
Eyl 14

Türk Soyusun!

            indir
 
 
 
 
 
 
 
                                                   
 
 
 
 
 
 
Türk soyusun!
 
Galiba dünyanın pili çekilmiş
Gözlerine haçlı mili çekilmiş
Söylemez, enseden dili çekilmiş
            Türkmen’imsin öz ve öz Türk soyusun!
            Türk soyunun kahraman bir boyusun!
 
Yüreğimsin, damarımsın, kanımsın
İrademsin, hayatımsın, canımsın
Dünyada, mahşerde kahramanımsın
            Azeri’msin sen öz ve öz Türk soyusun!
           Türk soyunun kahraman bir boyusun!
 
Soyumuz, sopumuz Oğuz elbette
Yediden yetmişe yağız elbette
Yüzeli milyon Türk sağız elbette
            Özbek, Tatar’ımsın öz ve öz Türk soyusun!
            Türk soyunun kahraman bir boyusun!
 
Sen Allah (cc) katında üne layıksın
Hatta yarınlara, düne layıksın
Sen hürriyet dolu güne layıksın
            Türkistan’ım, öz ve öz Türk soyusun!
            Türk soyunun kahraman bir boyusun!
           
Yüreklerinizde İstiklâl Marşı
İstiklâl savaşın kapladı arşı
Savaşın imansız devlere karşı
            Kırgız,Çeçen’imsin, öz ve öz Türk soyusun!
           Türk soyunun kahraman bir boyusun! 
 
           08.03.1996
Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , | Türk Soyusun! için yorumlar kapalı
Eyl 13

Sevr Muahedesi (3)

Sevres_Treaty_map_10.08.1920
Sevr Muahedesi (3)
12-Gayri müslimler, Osmanlı Devleti’nde siyasi ve medeni haklar mevzusunda  Türkler ile aynı haklara sahip olacaklar, Meclis’te temsil hakkına sahip olacaklardı.
13-Kapitülasyonların yürürlükte olduğu, Osmanlı Devleti’nce –eskisi gibi- kabul edilecekti.
14-Osamnlı Devleti’nin askeri ve mali işleri kontrol edilecekti.
15-İnzibat işler de ve hudut denetimlerinde görevlendirilmek üzere 50.000 kişilik bir kuvvet olacak, fakat harp gemisi bulundurmayacaktı.
16-Memletin geliri İtilaf devletlerinin işgal masraflarına sarf edilecekti.
17-Limanlar ve demiryolları devletlerarası bir komisyon ile kontrol edilecekti.
18-Osmanlı Devleti harp tazminatı ödeyecekti.
19-İstanbul, Osmanlı Devleti’nde kalacaktı. (Çünkü İstanbul’u paylaşamıyorlardı. Müslüman müstemleke halkını rencide etmemek icabediyordu.)
20İzmir, Osmanlı memleketi olarak kabul ediliyordu. Fakat şehrin idaresini Yunanlılar kontrol edecekti. İzmir kalelerinden birine Türk Bayrağı çekilecekti.
21-Harbe girmiş, harpte  idare mekanizmasında bulunmuş olanlar, İtilaf devletlerine teslim ve onlarca mahkeme edilecekti.
Bir milletin ölüm fermanı demek olan “Sevr Muahedesi”ni İstanbul Hükumeti gibi, Milli Harekatı idare edenler de kabul etmiş olsalardı, bugünkü müstakil Türk Milleti, Türk Devleti ve onun hükumeti mevcut olmayacaktı. Tarih boyunca , bir gün tahtı (buna bugün koltuk diyoıruz) ile memleketini kurtarmak gibi bir tehlike karşısında kalan hükümdarlar, millet ve memleketsiz saltanat süreceklerini sanarak kene gibi tahtlarına sarılmışlar, taht uğruna milleti ve memleketi feda etmekten çekinmemişlerdir.
Padişah’ın tahtını kurtarmak endişesine düştüğü bir sırada, can, mal, vatan,millet ve istiklal kaygısına düşmüş olan millet 19 Mayıs 1919’dan beri yaptığı çalışmalarına hız vermiş, kendisini feda etmekten çekinmeyip Padişah’a eyvallah etmeyerek ondan ayrı milli bir birlik cephesi kurmaya ve vatanı kurtarmaya muvaffak olmuştur.  
 
SEVR’i_Yirtan_Kahramanlar_Ataturk_ve_yoldaslari
 
(Son)
 
Kaynak: Türk Siyasi Tarihi / Tahsin Ünal
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , | Sevr Muahedesi (3) için yorumlar kapalı
Eyl 12

Behlül Dânâ’dan Kıssalar

20080404001638_havasu_falls_base.jpg
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
MÜJDE
Harun Reşid’in vezirlerinden biri, Behlül Dânâ’ya latife yollu takılarak:
– “Müjde sana ey Behlül, Sultanımız seni, domuzlarla maymunlara çoban tayin etti” dediğinde, Behlül şu cevabı vermiş:
– Öyle ise kulaklarını aç da emirlerimi yerine getirmeye hazırlan. 
 
*****   *****   *****
KABRİSTANDA


Bir gün Behlül’ü kabristanda gördüler. Ayaklarını kabir taşları arasına sokmuş toprakla oynuyordu. Kendisine; “Ey Behlül ne yapıyorsun?” diye sordular. Onlara gâyet sâkin olarak; “Bana eziyet etmeyen, gıybetimi yapmayan insanlarla oturup sohbet ediyorum. Bunlar sağ olanlardan daha emin.” diye cevap verdi.

 
*****   *****   *****
MEZARTAŞI YAZISI

Behlül Dânâ’ya biri sorar:
– Oğlum öldü. Mezar taşına ne yazdırayım?
Behlül Dânâ şu cevabı verir:
– Şunu yazdır: “Dün altında olan çimenler bugün üstünde yeşerdi. Ey yolcu anla ki, şu toprak günahtan gayri her şeyi örter.” 


 
 
Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , | Behlül Dânâ’dan Kıssalar için yorumlar kapalı
Eyl 12

12 Eylül Darbesinin Acı Bilançosu:

man_oet_10
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
12 Eylül Darbesinin acı bilançosu:
TBMM kapatıldı, anayasa ortadan kaldırıldı, siyasi partilerin kapısına kilit vuruldu ve mallarına el konuldu.
650 bin kişi gözaltına alındı.
1 milyon 683 bin kişi fişlendi.
Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.
7 bin kişi için idam cezası istendi.
517 kişiye idam cezası verildi.

Haklarında idam cezası verilenlerden 50’si asıldı (18 sol görüşlü, 8 sağ görüşlü, 23 adli suçlu, 1’i Asala militanı).
İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis’e gönderildi.
71 bin kişi TCK’nin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı.
98 bin 404 kişi “örgüt üyesi olmak” suçundan yargılandı.
388 bin kişiye pasaport verilmedi.
30 bin kişi “sakıncalı” olduğu için işten atıldı.
14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı.
30 bin kişi “siyasi mülteci” olarak yurtdışına gitti.
300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.
171 kişinin “işkenceden öldüğü” belgelendi.
937 film “sakıncalı” bulunduğu için yasaklandı.
23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu.
3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verildi.
400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi.
Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
31 gazeteci cezaevine girdi.
300 gazeteci saldırıya uğradı.
3 gazeteci silahla öldürüldü.
Gazeteler 300 gün yayın yapamadı.
13 büyük gazete için 303 dava açıldı.
39 ton gazete ve dergi imha edildi.
Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi.
144 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.
14 kişi açlık grevinde öldü.
16 kişi “kaçarken” vuruldu.
95 kişi “çatışmada” öldü.
73 kişiye “doğal ölüm raporu” verildi.
43 kişinin “intihar ettiği” bildirildi. 

 
Kaynak: http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/419690.asp
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , | 12 Eylül Darbesinin Acı Bilançosu: için yorumlar kapalı