Nis 14

“Fitneci,Bölücü Sözler”

images (1)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
* “Biz, PKK ile görüşecek kadar alçak, namussuz değiliz” Bülent Arınç
 
* “Görüşmeyip de kanın akmasına seyirci mi kalacağız” Bülent Arınç
 
*  “Her türlü milliyetçilik ayaklarımın altındadır.” RTE
 
* “Ok yaydan fırladı ve inşallah hedefine ulaşacak” RTE Mardin’deki açılım konuşmasından
 
* Açılımla ilgili olarak “Pandora’nın kutusu açıldı, artık geri dönüş yok” CIA danışmanı Yahudi kökenli Henri Barkey
 
* “ Seçimlerden sonraki anayasa değişikliğinin Kürt sorununa da çözüm getirebileceğini beklemekteyiz “ CIA danışmanı Yahudi kökenli Henri Barkey
 
* “Bir Kürt devleti kurabilseydim, Türkleri tarihten silecektim, başaramadım” Lawrence
 
* 12 Haziran genel seçimlerinden tam on gün önce, ABD Ankara Büyükelçiliği Siyasi Müsteşarı Berna Keen, merkeze “acil” ve “çok gizli” bir kripto çekerek ABD’nin seçimlerden sonra Türkiye’de işleteceği takvimin şifrelerini vermemiş miydi?
 
* Kriptoda TSK’ya yapılacak operasyonun satır başları şöyle değil miydi:
“Türk Silahlı Kuvvetleri muvazzaf personeli ile ilgili plan uygulamaları, beklenen gelişmeler doğrultusunda oluşmaktadır. İnisiyatifleri nötrdür. Aksi gelişmeler hususunda herhangi bir emare bulunmamaktadır. Genelkurmay eski başkanlarının yargılanmaları hususunda hukuki alt yapı hazırlıkları tamamlanmak üzeredir. Yargılamalar hızlanacaktır. Profesyonel ordu çalışmaları tamamlanmak üzeredir.”
 
Bütün bunları AKP iktidarı yapmadı mı veya yaptırmadı mı?
 
Kripto, ABD’nin Kürt plânı ve “Özerklik” ilanı için işletilecek takvimle ilgili önemli bilgiler de içermiyor muydu?
 
* “Bağımsız Kürt milletvekilleri çok sert muhalefet yaparak bölgesel özerklik konusunda etkili bir konumda tartışmalı; yerel özerklik, mahalli idareler planlarına işlerlik kazandırılmalıdır.”
 
* “Sömürgeci Türk devleti ve AKP Hükümeti’nin soykırımcı politikası ve saldırıları devam ettikçe de gerilla güçlerimizin direnişinin güçlenerek devam edeceği tartışmasızdır..
Karadeniz’den Amanoslara, Serhat’tan Kayseri’ye kadar Kürdistan’ın her yerinde ve Türkiye’nin birçok yerinde etkili eylemlilik süreci geliştirildi. Şu anda da operasyon ve gerilla güçlerimizin etkili eylemleri artarak devam etmektedir..Halkımız ve hareketimiz açısından belirleyici olan Önderliğimizin durumu söz konusuyken ve Roboskî (Uludere) gibi halka yönelik katliamlar gündemdeyken Ölümsüzler Taburu’nun inisiyatif kullanması kaçınılmazdır.” PKK elebaşısı ve son toplu cinayetin planlayıcısı Bahoz Erdal kod adlı Fehman Hüseyin
 
Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , | “Fitneci,Bölücü Sözler” için yorumlar kapalı
Nis 13

Bekirağa Bölüğü (2)

indir 1
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bu yazıdaki amacımız o dönemdeki olaylar ile günümüzdeki yaşananlar arasındaki benzerlikleri göstermektir.
Mütareke Döneminin sonuçlarını ve o dönemde yaşanan acı olayları, Nurten Arslan’ın yazdığı “Şeytan Üçgeni Mondros Mütarekesi – Küçük Anılarda Büyük Sırlar” adlı kitabından ( sf: 411 ) birlikte okuyalım.
 
“Gazeteciler gerekli gereksiz birbirlerine ve kumandanlara saldırırken, emperyalistler Anadolu yu işgal ediyorlar.
Hiçbir gazeteci bu nasıl mütareke, bu nasıl antlaşma demiyor.
Satılmış gazetecilerin suskunluğu!
İstanbul un en güzel binaları, yalıları, iş yerleri, depoları ya işgal ediliyor ya da yabancılara üç kuruşa sözüm ona satılıyor. Anadolu karış karış işgal ediliyor.
Yine; ” Bu nasıl Mütareke?” diyen yok.
Satılmış siyasetçilerin suskunluğu!
Gemi azıya alan emperyalist kendisine azıcık direnme cesareti gösteren koca ordu kumandanlarını tutukluyor, koca valileri görevden aldırıyor.
Yine; ” Bu nasıl Mütareke?” diyen yok.
Satılmış yöneticilerin suskunluğu!
Millet aç, millet perişan, millet hasta…
Yine; ” Bu nasıl Mütareke?” diyen yok.
Türk halkı, Türk askeri ve Türk aydınları arasında; ” Memleketi bu kötü durumdan kurtarmak için kafa yoran” pek çok kişi vardır.
1919 başında dokuz kolordu ve yirmi tümen şeklinde iskelet kadrosu belirlenen Osmanlı ordusunun genel durumu hakkında emperyalistlere gerekli bilgi verilmişti. Mütarekenin imzalandığı sırada 560 bin asker mevcutlu Osmanlı Ordusu, orduların lağvı ve terhislerin sonunda nisan ayında 110 bin kişi civarına indirilmişti. Oysa emperyalistler asker sayısını 50 bin yedi yüz olarak belirlemişlerdi.
Mütareke gereği ordular lağvedilecek, asker terhis edilecekti.
İstanbul Hükümetinin istediği tek şey İttihatçıların biran önce cezalandırılmasıydı. İngilizlerin kendilerine yumuşak davranmaları için sadece ve sadece tek bir şeye ihtiyaç vardı; darağaçlarını İttihatçılarla süslemek!”
-Günümüzde de sabah akşam, köşelerinden Tv ekranlarından komutanlara söven, birbirleriyle gırtlaklaşan “gazeteciler” yok mu?.
-Ülkemizin Cumhuriyet dönemindeki bütün kazanımları zenginlikleri bir bir satılmıyor mu, Türk Telekom yabancılara satılmadı mı?.
-Konuşabiliyor mu Üniversiteler, valiler, kaymakamlar ?.
-Silivri’deki general sayısı dışarıdaki generallerin sayısını geçmedi mi?.
-15 milyon yoksul yok mu, her 4 gençten biri işsiz değil mi ?.
-Mümtazer Türköne “Ordu Lağvedilmeli yeni bir ordu kurulmalı” demedi mi?. Yeni ordu (polis ordusu) kurma, asker sayısını 250000’e düşürme bu bağlamda general sayısını azaltma hazırlığında değil mi bu hükümet ?..
Her türlü sindirme, medyayı yandaşlaştırma, yargıyı ele geçirme çabalarına karşı yine de bir dik duruş, bir itiraz, bir karşı koyuş var ülkemizde. Mütareke döneminde o acıları işgalci güçler ve mandacı hainler yaşatıyordu, Günümüzde de bu “ileri demokrasi” hamlelerini ABD ve yerli işbirlikçileri yaşatıyor.
Göbektaşı Çengisi; Mütareke döneminde, sulu, yalaka, işbirlikçi tiplere aydınların verdiği isim..
Günümüzdeki Göbektaşı Çengilerini, Bekir Ağa’ları, Tırnakçı Salim’leri, Enver Paşaları, Damat Ferit’leri saya saya bitiremeyiz, dört bir yanımızı sarmışlar ahtapot gibi. Ama yine de onlar kaybedecek..O zaman da kaybettiler, şimdi de kaybedecekler..
 
 
Kaynaklar: Son Söz Gazetesi. 
 
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , | Bekirağa Bölüğü (2) için yorumlar kapalı
Nis 12

Bekir Ağa Bölüğü (1)

indir
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bu günkü Silivri, Hasdal, Hadımköy, Sincan, Mamak ve Şirinyer tıpkı  dünün Bekir Ağa Bölüğü’ne benziyor. Yalnız bir farkı var . O zaman askeri işgal vardı, şimdi ise “ekonomik ve siyasi işgalin”  var.
 
Bekir Ağa Bölüğü, Harbiye Nezareti’ne (1908’e değin Bâb-ı Seraskeri) bağlıydı.Beyazıt’ta Harbiye Nezareti’nin arkasındaki iki katlı kâgir bina, daha önce Hassa Ordusu komutanlık makamı ile bazı askeri daireler ve inzibat bölüğü koğuşunu kapsıyordu. Burasının bir tutukevine dönüştürülmesi yaklaşık 1870’te, Abdülaziz’in (hd 1861-1876) son yıllarındadır. II. Meşrutiyet (1908) öncesinde yöneticisi olan Bekir Ağa’nın adıyla anılan Bekir Ağa bölüğü, İstibdat döneminin simgelerinden biri olarak ün kazandı. Tutukevi ilk yıllarında, II.Abdülhamid’in koruduğu ve binbaşılığa yükselttiği, okur-yazar olmayan subaylardan olan Bekir Ağa’nın (1817-87) yönetimindeydi ve komutasındaki özel bir zaptiye bölüğünce korunuyordu. Bekir Ağa’nın başında bulunduğu yıllarda burası azılı asker kaçaklarından suçlu görülen müşirlere kadar ordu mensuplarının, gazetecilerin, aydınların ve bürokratların kapatıldığı bir yerdi. Daha sonra Bekir Ağa’nın yerini alan Salim Bey de işkence yaptığı kişilerin ayak tırnaklarını söktüğü için Tırnakçı Salim diye adlandırılmıştır.
 
30 Ekim 1918 yılında imzalanan Mondros Mütarekesini takip eden yıllar Mütareke Dönemi olarak bilinir. (1919-1922) Sonu Sevr’e ve en sonunda da Kurtuluş Savaşı aydınlığına kadar gidecek olan bu karanlık dönemde, İşgal Güçlerinin ve yerli işbirlikçilerinin ülkede estirdikleri terör ve bu bağlamda Bekir Ağa bölüğünün işlevi, yüz yıl sonra Atatürk’ün Laik Cumhuriyetinin başına örülecek çorapların habercisi olmuştur sanki.
Önceleri İstibdat dönemi muhalifleri olan ve batıda Jön Türkler olarak ta adlandırılan İttihat ve Terakkicilerin doldurulduğu yer olan Bekir Ağa Bölüğü, sonradan bu kahramanların Malta’ya sürülmeleri ile yeni misafirlerini yani İttihatçılar, Kuvay-i Milliyeci’ler ve Ermeni Tehciri ile suçlananları (ki bu sanıklardan idam cezasına mahkûm edilen Boğazlıyan Kaymakamı Kemaleddin Bey Bekir Ağa Bölüğünün karşısındaki dar ağacında infaz edilmiştir.) ağırlamıştır.
Kimler gelip geçmemiş ki bu bölükten. Eski sadrazam Said Halim Paşa, eski seyhülislamlardan Musa Kazım Efendi ve Hayri Efendi, Meclis-i Mebusan eski reisi Halil Menteşe, Ayan Meclisi eski reisi Rıfat, eski hariciye nazırı Ahmet Nesimi, Adliye Nazırı İbrahim, Maarif Nazırı Şükrü, mebuslardan Hüseyin Cahit Yalçın, Mithat Şükrü Bleda, Ahmet Ağaoğlu, Süleyman Nazif, İsmail Canbulat, Salah Cimcoz, Kara Kemal, Emanuel Karasu, Hasan Fehmi, Celal Nuri İleri, Mehmet Emin Yurdakul, Yunus Nadi vb.
Kaçanlar da olmuş bu zindandan. Diyarbakır valisi Dr.Reşit Bey kaçmış mesela, tabi bu kaçış daha büyük tutuklulukları da getirmiş ardından. Hani günümüzde de dalga dalga tutukluluklar görüyoruz ya, öyle. Mustafa Kemal Anadolu’ya hareket etmeden önce tutuklu arkadaşı Ali Fethi Bey’i ziyaret etmiş.
Şu anda da zindanlar Silivri, Hasdal, adını almıştır. Genelde değişmeyen oralarda yatanların karakterleridir.
 (Devam edecek)
 
Kaynak: Son Söz Gazetesi. 
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , | Bekir Ağa Bölüğü (1) için yorumlar kapalı
Nis 11

“İMDAT !!!!!” T.C.

images (1)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Kısaltılmış olarak yazılan T.C’ nin ne anlama geldiğini herhalde herkes bilir. Ancak anlamını fazlasıyla bilen AKP kurum ve kuruluşların tabelalarından T.C’yi çıkarıyor. İnternet ortamında yayınlanan ve tepki gösterilen bu uygulama hala devam etmekte olup yalnız sağlık kuruluşlarında değil, Ziraat Bankası’nın tabelalarından da kaldırılıyor. Bütün bu uygulamalar AKP’nin T.C.’ye yani ‘Türkiye Cumhuriyeti’ne, yapmak istediklerinden “hazmettire hazmettire” dediklerinden bazılarıdır…
Ülkemizdeki basın ve yayın organları, AKP’nin kuruluş tüzüğünün ABD tarafından gönderildiğini iddia ediyor, yazıyor ve yayınlıyorlar. AKP’nin Türkiye Cumhuriyeti’nde yaptığı uygulamaları görünce buna inanmamak mümkün değildir! Türk’e ve Cumhuriyete bu kin ve bu düşmanlık nedir?
Ülkesiyle barışık olmayan, askeriyle, vatandaşıyla, gazisiyle, şehitleriyle alay eden ve onları bir terör örgütüne tercih eden hiçbir parti hiçbir ülkede ayakta kalamaz. Çoktan pılısını, pırtısını toplayıp geçer giderdi…
Türk Milletinde ki bu sabır da takdire şayandır. Öyle zannediyorum ki yeri ve zamanı geldiğinde o meşhur’ Türk tokadını’ okkalı bir biçimde vuracaktır. Vakit yaklaşmaktadır. ‘AKP’nin ‘akil insanları(!)’ bunun önüne geçmeyi başaramayacaklardır.
Bu ülkede Türk’ün Kürt’le, Kürt’ün Türk’le herhangi bir meselesi yoktur. İkisi de bir bütündür. Tarihi, kültürü, dini, sosyal yaşayışı aynı olup az da olsa yöredeki ağız farklılığı farklı olduğumuzu göstermez. Aklı başında olan insanlarımız Kürtleri katlederek terör eylemlerine başlayan terör örgütüne lanet okumaktadırlar. Onlar için çalıştığını söyleyen cani onları öldürdüğünü unutturmaya çalışıyor. Ülkemizdeki bilhassa Güney Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki ‘Ermeni Taşnak grupları‘ kendilerini ‘Kürt’ diye adlandırarak AKP’nin yardımıyla vatandaşları kandırmaya ve ayırmaya uğraşıyorlar.
 
EY TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞI!…
T.C’YE / TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NE SAHİP ÇIK!…
BU SENİN TARİHİ VE ASLİ GÖREVİNDİR!…
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , | “İMDAT !!!!!” T.C. için yorumlar kapalı
Nis 11

KULAKLAR MI SAĞIR, VİCDANLAR MI KÖR?

images
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Her an kurşunlanır bir can, bir hane
Gaye parçalamak terör bahane
Vatan da, bayrak da yalnız bir tane
Gören gözler susan diller mi nankör?
Kulaklar mı sağır vicdanlar mı kör
 
Hürriyet idraki girer mi kın’a?
Düşer bir kıvılcım  asil kanına
Dar gelir bu cihan  Türk’ün şanına
Gören gözler susan diller mi nankör?
Kulaklar mı sağır vicdanlar mı kör?
 
Garbın papazları asrın cinleri
Birbirine düşman eder dinleri
Besler “diyalogla” tüm hainleri
Gören gözler susan diller mi nankör?
Kulaklar mı sağır vicdanlar mı kör?
 
Sürerken ülkede bu kör dövüşler
CİA ve MOSSAD adamı fişler
Bush’la Obama’yla gitmez bu işler
Gören gözler susan diller mi nankör?
Kulaklar mı sağır vicdanlar mı kör?
 
Bilgine, bilene  kurşun sıkan var
Türk’e “faşist” diye bir kulp takan var
Beslediğim itten bayrak yakan var
Gören gözler susan diller mi nankör?
Kulaklar mı sağır vicdanlar mı kör?
 
Yok, olmuş tarihte hakanlar, hanlar
Bin yıldır dökülür toprağa  kanlar
Bir hilal uğruna şehit bu canlar
Gören gözler susan diller mi nankör?
Kulaklar mı sağır vicdanlar mı kör?
 
Kafalarda şimşek çakmalı bence…
Yürekte bir ateş yakmalı bence…
Bu işe asil kan bakmalı bence…
Gören gözler susan diller mi nankör?
Kulaklar mı sağır vicdanlar mı kör?
 
Akıllar, fikirler, insanlar şaştı
Türklüğe hakaret haddini aştı
Türk milletinde de sabırlar taştı
Gören gözler susan diller mi nankör?
Kulaklar mı sağır vicdanlar mı kör?
 
Bayraktan, vatandan bıkmak isterler
Yurdun boğazını sıkmak isterler
Bu Türk devletini yıkmak isterler..
Gören gözler susan diller mi nankör?
Kulaklar mı sağır vicdanlar mı kör?
 
Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | KULAKLAR MI SAĞIR, VİCDANLAR MI KÖR? için yorumlar kapalı
Nis 10

AKP’nin Kilise Sevgisi…

akp2
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
AKP’nin kilise sevgisinin sebebi belli oldu.Rumları, Ermenileri ve Hıristiyanları ülkeye çağırıyorlar.
AKP hızını alamayarak 742 kiliseyi tamir ettirmiş ve kilise sevdasından Bursa’nın İznik İlçesindeki Ayasofya Camii de nasibini almıştı.
Kültür Bakanlığı tarafından 20 Ekim 2010 tarihli yazısıyla cami, ”Ayasofya Kilisesi ve Konsül Sarayı olarak” tahsis edilmişti.
. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, 7 yüzyıl ibadet edilen Ayasofya Camii’nde Hıristiyanların ayin yapmasına izin vermişti.
İznik Camii’nin kubbesindeki ‘Bismillahirrahmanirrahim’ Ayet-i Kerimesi üzerine İsa Figürü ve haç yerleştirilmişti
Ayrıca inanç turizminin geliştirilmesi amacıyla Dışişleri Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Kültür Bakanlığınca konu ele alınarak İzmir ili Selçuk ilçesindeki Meryemana Kilisesi ile St. Jean Bazilikası, Kapadokya’daki Derinkuyu Ortodoks Kilisesi, Kaymaklı Kilisesi, Göreme Kılıçlar Kilisesi, El Nazar Kilisesi, Ürgüp Mustafa Paşa Konstantin Eleni Kilisesi, Avanos Dereyamanlı Kilisesi, Antakya’daki St. Pierre Kilisesi, Antalya ili Derme beldesindeki St. Nikola Kilisesi (Noel Baba Müzesi) Mersin İli Tarsus ilçesindeki St. Paul Kilisesi, Isparta ili Yalvaç ilçesindeki St. Paul Kilisesi, Manisa ilindeki Sardes Örenyeri, Bursa ili İznik ilçesindeki Ayasofya Kilisesi ve Konsül Sarayı ile Denizli ili Laodicea’daki kiliseler gerekli bakım, onarım, düzenleme ve restorasyon çalışmaları yapılarak, ayin yapılmasına izin verilen mekanlar olarak belirlenmiştir.
Söz konusu mekanlarda ilgili valiliklerden önceden izin alınması kaydıyla ayin, dua, dini içerikli sempozyum vb. gibi etkinliklerin düzenlenmesi uygun görülmektedir.”
Ülkemizdeki Hıristiyan sayısı düşünülünce kilise açılışını akla zarar demekten kendimizi alamıyoruz.
Hıristiyanlara hizmette sınır tanımayanlara Fatih Sultan Mehmet’in sözlerini bir kez daha hatırlatırım: “Edindiğim yerleri ecnebilere satanlar Allah’ın gazabına uğrasınlar…”
 
 
 
* Tarık Tavatoğlu Ortadoğu
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , | AKP’nin Kilise Sevgisi… için yorumlar kapalı
Nis 09

Altın Sözler

Anlamli Sozler Forumacil
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
* “Adaletli sultan yeryüzünde Allah’ın gölgesi ve mızrağıdır.” Hz.Muhammed
 
* “Adaleti çiğneyen devlet adamlarını cezalandırmayan milletler çökmeye mahkumdurlar.” Hz.Muhammed
 
* “Adalet mülkün temelidir.” Hz Ömer
 
* “Adalet kainatın ruhudur.” Ömer Hayyam
 
* “Adaletsiz bir ülke mezbahadan başka bir şey değildir.” Clemencau
 
* “Adalet topaldır ağır ağır yürür fakat gideceği yere er geç varır.” Mirabeu
 
* “Adil olmak yeterli değildir. Adaletsizliğe müsaade etmemek gerekir.” Hz Musa
 
* “Allah herkese layık olduğu cevheri verdi. Eğer kedinin kanadı olsaydı serçenin nesli biterdi” Sadi
 
* “Adaletle zulüm bir arada durmaz.” Atasözü
 images
Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , , , | Altın Sözler için yorumlar kapalı
Nis 08

“Camiler Kapatıldı” İftirasına Tarihten Gelen Cevap

1
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Başbakan Erdoğan’ın camiler kapatıldı iddiasına tarihten gelen cevap:
Türkiye’de camilerin kapatılması iddiasının kaynağı Suriye’dir. O dönemde Hatay’ın Türkiye’ye katılmasını engellemeye yönelik olarak İngiliz ajanları tarafından ortaya atılmıştır. Bugün de devam ettirilmektedir. İçel Milletvekili S. Fikri Mutlu 27 Mayıs 1937’de TBMM’de Vakıflar Umum Müdürlüğü’nün bütçesi konuşulurken şu konuşmayı yapmıştır: “Arkadaşlar; tekrar huzurunuza gelmekten maksadım, kısaca bir noktayı aydınlatmak içindir. O da taşı, toprağı, suyu, içinde yaşayan insanları, 40 asırdan beri Türk olan Hatay’daki ırkdaşlarımızın temiz ruhlarını bulandırmak ve zayıflandırmak için bir takımı Suriye’de yaşayan ve hain maksatlar peşinde koşan insanların güya Türkiye’de camiler kapatılıyor, camiler yıkılıyor diye mütemadiyen propaganda yapmakta olduklarını çok yakından işittik. Yeni Türkiye, memleketin imarı, irfanı ve daha birçok yenilikler uğrunda birçok para sarf etmek ihtiyacında olduğu bir devirde bulunuyor. Böyle bir devirde görüyor ve anlıyoruz ki 300 küsur bin lira yalnız camilerin tamirine, saltanat devrinin ihmal ve teseyyübüne uğramış camilere sarf edilmiştir. Oradaki hain düşüncenin havayı bulandırmak istediği gibi, Türkiye’de camilerin kapatılmamış olduğunu, buradan aydınlatmak istiyorum.” (Salim Yavaşoğlu)
 
1924-1935 tarihleri arasında tamir edilen camiler olduğu gibi 1941 ve sonrası tamir edilen camiler bulunmaktadır. O dönem bin liranın altında harcama yapılan camiler listeye alınmamıştır.
 
 
 belge2
belge3
 
 
 
Kaynak: http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/habergoster.php?haber=82115
 
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , | “Camiler Kapatıldı” İftirasına Tarihten Gelen Cevap için yorumlar kapalı
Nis 07

Padişahını Seversen Atla!…

ucurum_da_adam
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
6 Aralık 1921 tarihili “Anadolu’da Yeni Gün Gazetesi”nde Vahdettin’in Türkiye’yi terk etmesi “hikâyeci” tarafından şöyle nakledilir:
Bir padişah bir gün adamlarını denemek için bir uçuruma götürmüş ve atlamalarını istemiş.
Padişahı seven birkaç kişi uçurumdan atlamış. Padişah İncili Çavuş’a “Sen de Padişahını seversen atla!” demiş. İncili Çavuş önce vasiyetini yazmış ve sonra uçuruma doğru koşmaya başlamış, koşmuş, koşmuş fakat tam uçurumun kenarında durmuş. Padişah, “Hani severdin, atlasan ya!” demiş. İncili Çavuş da, “Severim, severim de, buraya kadar severim!” cevabını verivermiş.
Bu hikâyede olduğu gibi Vahdettin de Türk milletine uçurumu göstererek bağırdı:
“- Atla!”
Millet uçurumun kenarında cevap verdi:
“- Hayır, ben padişahı buraya kadar severim!”
Vahdettin bu sefer İslâm âlemine bağırdı:
“- Atla!”
İslâm âlemi aynı cevabı verdi:
“- Hayır, ben Halifeyi buraya kadar severim!”
 
Günümüzün kendini padişah zannedeni de milleti uçurumun kenarına götürmüş, Büyük Orta Doğu Projesi ile, kendinde Halife yetkisi gören kimi ulema da fetvalar yayımlayarak Ümmet-i Muhammed’e,“Atla!” dediler, diyorlar..
Bu emirler karşısında:
“- Buraya kadar!” diyenler de var.
“- Baş üstüne!” deyip, kendini boşluğa bırakanlar da…
 
 
*Hasan DEMİR (Yeniçağ)
 
Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , | Padişahını Seversen Atla!… için yorumlar kapalı
Nis 06

Müttefikimiz (!) ABD…

1364520006
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ABD ve Avrupa’nın asıl hedefi Türkiye’yi Hıristiyan eyaletlere dönüştürmektir. AKP iktidarının daha şimdiden, tehcirle ve mübadele ile giden Ermenilerin ve Rumların torunlarını Anadolu’ya yerleşmeye çağırması da bunun belirgin işaretleridir..
Emekli amiral İlker Güven’in ortaya çıkardığı, ABD Kongresi’nin 1896 tarihli gizli kararında, “Amerika’nın belirleyeceği bir Hıristiyan yöneticinin, Türkiye’nin başkanı olarak seçilmesini müteakip, Osmanlı İmparatorluğu’nun mevcut bölgelerinin sınırlarla ayrılması, bu bölgelerin Hıristiyan eyaletleri kabul edilip, Hıristiyan gücünün Utah Eyaleti yönetimi örnek alınarak Türkiye Birleşik Devletleri adında toplanması sağlanacaktır…” deniliyordu.
ABD, hedefinden hiç vazgeçmedi. PKK’nın Ankara’da bir istihbarat organizasyonu olarak kuruluşu ve bugüne kadar ayakta tutularak, Türkiye’yi eyaletlere bölmenin aracı olarak kullanılmasının asıl sebebi bu karardır. Başkanlık sistemi de bu projenin gereğidir.
 
***
Anadolu’da kurmayı planladıkları federe şehir devletlerinin adlarını ise 2001 yılında “Veneto’dan Batı Karadeniz Bölgesi’ne” sloganlı bisiklet gezisi sırasında açıklamışlardı.
Buna göre Anadolu şu devletlerden oluşacaktı:
“Trakya, Bitinya, Misiya, Lidya, Karya, Likya, Pamfilya, Firikya, Kilikya, Kapadokya, Galatya, Paflagonya, Pont, Ermeniya, Antakya, Mezopotamya.”
AB’nin İlerleme Raporu ve Başbakanlıktaki Azınlık Çalışma Grubu raporunun öngördüğü, Turgut Özal ve Cemalettin Kaplan’ın kurmak istediği “Anadolu Cumhuriyeti” de işte böyle bir devlet olacaktı!
Bu tabloya evet diyen, Türk de Kürt de olamaz. Bu projeye hizmet edenler, olsa olsa Büyük Ermenistan ve Büyük İsrail projelerine hizmet eden dönmelerdir.
 
Kaynak: http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=26253
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , | Müttefikimiz (!) ABD… için yorumlar kapalı