Oca 14

Altın Sözler

images (1)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

* “En ummadığın keşfeder esrar-ı derunun, sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın.”Ziya Paşa

 
*“Bilmediklerimi ayağımın altına koysam başım göğe değer” Gazali
 
* “Eğer insanları, önyargılarından kurtaracak bir şey yapabilirsem, kendimi ölümlülerin en mutlusu sayarım. Önyargı dediğim, bazı şeyleri bilmemek değil, kendi kendini bilmemektir” Montesquieu (Monteskiyö (Kanunların Ruhu adlı meşhur e
serinden)
 
* “İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor…
Kendisini sevilmeye layık görmediği için, sevilmekten korkuyor…
Sorumluluk getireceği için, düşünmekten korkuyor…
Eleştirilmekten korktuğu için, konuşmaktan korkuyor…
Reddedilmekten korktuğu için, duygularını ifade etmekten korkuyor…
Gençliğin kıymetini bilmediği için, yaşlanmaktan korkuyor…
Dünyaya iyi bir şey vermediği için, unutulmaktan korkuyor…
Ve aslında yaşamayı bilmediği için, ölmekten korkuyor…” W.Shakespeare
 
Posted in Atasözleri Vecizeler | Altın Sözler için yorumlar kapalı
Oca 13

Bizim (2,5) Dervişimiz Var!

images
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Yıldırım Beyazıt Han oğlu Murat Bey Hacı Bayram Veli’ye “sizin müritleriniz olan dervişlerden vergi almayacağım” deyince, Hacı Bayram Veli’nin müritlerinde müthiş bir artış olur. Devlet o yöreden vergi toplayamaz duruma gelir. Bunun üzerine Hacı Bayram Veli “benden haber bekleyiniz” diyerek Murat Bey’e haber gönderir.
Bir gün tellal çıkararak “ Bütün müritler şeyhimizin çadırının bulunduğu yerde toplansınlar. Şeyhimizin açıklamaları olacaktır” diye bağırtır. Çadırının bulunduğu yerde toplanan müritlerine “Bu gün kurban günüdür, şeyhimize kurban olacaklar çadıra gelsinler” diye çağırttığında, çadıra bir köylü, bir genç ve bir de gelin gelir. Gelin çadırın kapısında bayılır. Hacı Bayram Veli bunun bir deneme olduğunu önceden hazırladığı koyunları keserek çadıra girenlere gösterir. Çadırın dışında bulunan ve “ Hacı Bayram Veli çıldırmış, böyle şey mi olur” diyenler çadırın dışına doğru akan kanları görünce daha da kızgın bir biçimde “delirmiş bu adam” diyerek oradan kaçarlar.
Hacı Bayram Veli Murat Bey’e “bizim 2,5 dervişimiz var. Vergi alınmayacaksa onlar- dan alınmasın diye bildirir.
 
Posted in Hikayeler | Bizim (2,5) Dervişimiz Var! için yorumlar kapalı
Oca 12

Özgürce İnanmak!

 
 images (1) images 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
İstanbul’a cami yaptırma tartışmalarına yeni bir boyut kazandıran Yaşar Nuri Öztürk’ün konuşmalarını (http://www.sonkale.org/isim-verilen-camilerde-namaz-kilinmaz-h192396.html) adresten seyredebilir, dinleyebilirsiniz.
 
Cami konusu bitmeden türban konusu tekrar gündeme geldi. Türban… Yine türban… Tekrar türban… Hatta başörtüsü diye insanımızı şaşırtma pahasına türban…
Dindarlıklarından hiç mi hiç şüphe etmediğimiz ancak dincilik akımı ile dindarlığı karıştırdıklarını fark ettiğimiz birçok vatandaşın asıl amacı anlamadıklarını düşünüyorum.
Bir kişinin dinini sorgulamak ya da onu inancı ile ilgili olarak yargılamak hiç kimsenin hakkı da, hukuku da değildir! Fakat çevrenizde sık sık şahit olduğumuz bir anlayışın samimi Müslümanları rahatsız ettiği görülmektedir. Dinden, imandan, Allah’tan, Kur-an’dan bahsetmek, hacı olmak vs. bir referans olarak gösterilmektedir. Asıl olan söz ile söylemenin kutsal yerleri ziyaret etmenin ötesinde davranışlarının ve sosyal hayatının dine, diyanete, Kur-an’a, Hacca uygunluğu değil midir? Ama amelde Müslümanlığa dikkat etmeyenlerin sözde dikkat etmesi insanımızı şaşırtmaya yetiyor ve artıyor bile… Bunun acısını hep birlikte çekiyoruz, çekmekteyiz.
İmam Hatip Okulları ve türban Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden çok daha önde tutulmuş ve tutulmaya da devam edilmektedir. Devlet zarar görürse senin ne İmam Hatip Okulların kalır, ne de (başörtüsü değil) türbanın. Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkıldığı ve ülkemizin batılı devletler tarafından işgal edildiği günlerde hiç unutmadığımız acısını yaşadık.
Sözlerimi Din âlimi sıfatına layık İstiklâl Marşımızın yazarı Mehmet Akif Ersoy’un;
 
Güvenme insanların samimiyetine,
Menfaatleri uğruna gelirler vecde.
Cenneti vaat etmeseydi eğer,
Allah’a bile etmezlerdi secde.
 
Ve Hacı Bektaş-ı Veli’nin;
 
Hararet nardadır sacda değildir,
Keramet baştadır taç’da değildir
Her ne arar isen, kendinde ara,
Kudüs’te Mekke’de hac’da değildir
 
şiirleriyle noktalamak istiyorum. Din ile bir kişinin ilişkisi ancak bu kadar güzel açıklanabilir. Selam ve sevgi ile…
 
 
 
Posted in Yazılarım | Özgürce İnanmak! için yorumlar kapalı
Oca 11

Öz Bulamadım

Öz Bulamadım
 
Dertler sıra, sıra bitmez ağrısı
Nerde, hani mutluluğun çağrısı
Adam sandım birçoğunu doğrusu
Utanan, sıkılan yüz bulamadım
 
Tüm vicdanlar birer, birer bağlanmış
Makam, mevki para ile sağlanmış
Türk’e sahip çıkan gözler bağlanmış
Gerçekleri gören göz bulamadım
 
Aç kaldım, süründüm, verdim hep destek
Bencillikten başka görmedim istek
Her zamanı inceleyince tek, tek
Hiç doğrudan yana söz bulamadım
 
Kan sülüklerini vatandan sürdüm
Cumhuriyet kozasını ben ördüm
Pek çok kafaları bağımlı gördüm
Hiç birinde asil öz bulamadım
 
Posted in Şiirlerim | Öz Bulamadım için yorumlar kapalı
Oca 11

Çaresiz Mehmetçik ABD’ye asker oldu!

1356125241
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
6 yıl önce çıkardığı yasayla ordusuna Meksikalı, Koreli İspanyol asker alan ABD, şimdilerde tercihini Türklerden yana kullanıyor. Özellikle Afganistan ve Irak gibi yerlere gönderilen ve 9 yıl 11 aylık sözleşme imzalanan gençlere 5.500 dolar maaş ve ABD’de yaşamaları için kart veriliyor
 
İşte o sahipsiz gençlerden biri…
Nurettin M. 24 yaşında. Askerliğini komando olarak Uludere’de yapmış. Onlarca sıcak çatışmaya katılmış. Birçok arkadaşı şehit düşmüş. En az 10 kez pusudan kurtulmuş. Baba ocağına döndüğünde yüzlerce iş başvurusundan sonuç alamamış. Babadan harçlık almak psikolojisini daha da bozmuş.
 
Türk çocuğundan ABD askeri!
İşsizlik bunalımı askerde yaşadıklarını bile unutturmuş. Emekli babadan aldığı harçlık, gururunu incitmeye başladığında bir çocukluk arkadaşı dünyasını değiştirmiş. Arkadaşı ABD ordusunda askerlik yaptığını anlatmış ve aynı işi de kendisine önermiş. Türk çocuğu nasıl ABD askeri olur ki? Bal gibi oluyor.
 
“Tanrı Amerika’yı kutsasın!”
Nurettin M. şimdi Afganistan’da ABD askeri. Morali iyi. Çünkü her ay ailesine 5 bin dolar yolluyor. Taliban saldırılarına karşı ‘siper’ olarak görev yapıyor. Ölmezse 8 yıl sonra Green Card kazanacak. Ülkesinde bulamadığı işi ve huzuru ABD’de sağ elini kalbinin üzerine götürüp “Tanrı Amerika’yı kutsasın” diyerek bulacak!
*Yeniçağ
Posted in Gündem | Çaresiz Mehmetçik ABD’ye asker oldu! için yorumlar kapalı
Oca 10

Olmayan Şey!…

images
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Yolu camiye düşen Bektaşi namazdan sonra:
 
-Ey ulu tanrım, bana bol bol şarap ver. Diye dua etmiş.
 
Yanında namazı bitiren kişi de ellerini kaldırmış:
 
-Rabbim bana iman ver. Diye dua etmiş.
 
İki duayı da işiten hoca Bektaşi’ye dönmüş:
 
-Bak herkes iman istiyor tanrıdan sen de şarap istiyorsun. Utanmıyor musun? demiş.
 
Bunun üzerine Bektaşi hocaya dönüp:
 
-Ne yapalım hoca efendi herkes kendisinde olmayanı ister. Demiş.
 
Posted in Fıkralar | Olmayan Şey!… için yorumlar kapalı
Oca 09

Yüzü Var Mı?

indir
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Haktan, hakikatten, gerçekten yana
Söyleyecek sözü var mı batının?…
Çağın Firavun’u, Nemrut’u gibi
İnsanlıkta özü var mı batının?…
 
Müslüman’a karşı kinle yaşarken
Irak’ta… Libya’da… Vahşet kusarken
Hocalı’yı gözü görmez susarken…
Adalette gözü var mı batının?…
 
Yakındır, görecek şah ile matı
ABD’nin aygır ve soysuz atı
Dünya kan ağlıyor, ağlatan batı
Utanacak yüzü var mı batının?…
 
Posted in Şiirlerim | Yüzü Var Mı? için yorumlar kapalı
Oca 08

Altın Sözler

images (1)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
* “Problemi yaratan beyinle o problemi çözemezsiniz” Albert Einstein
 
*“Bizim işimiz yaşayan budalalarla” Lenin
 
* Zaloğlu Rüstem Hazreti Ali’ye “Allah sana aslanım dedi, bana bir kedim deseydi, görürdün neler olacağını”.
 
* “Merhamet etmeyene, merhamet edilmez!” Hz. Muhammet
 
* “Nasıl yargılarsan öyle yargılanacaksın.” Hz. İsa
 
* Bir posta pulu gibi olun, hedefe varana kadar gayeye yapışın. Josh Billings
 
* Kriz kelimesi Çince yazılınca iki harften oluşur; biri tehlikeyi, diğeri fırsatı temsil eder.
John F.Kennedy
 
*Meşhur olmak sevdasıyla yanıp tutuşana doğruluk nasip olmaz. İbrahim Edhem Hz.
 
Posted in Atasözleri Vecizeler | Altın Sözler için yorumlar kapalı
Oca 07

Organik Bal

images
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bal hepimiz için vazgeçilmez besin ve şifa kaynaklarından biridir. Her yaşta insanın beslemede kullanabileceği ideal besin maddesi olan bal vazgeçilemez olmakla birlikte Hakk’ın biz insanlar için en güzel nimetidir. Bu konuda Yeniçağ gazetesi yazarı İsfender Korkmaz şunları anlatmaktadır.
“Kamuoyunda bal konusunda yanlış bir anlayış vardır… Kristalize olan, halk diliyle şekerlenen bala iyi bal gözüyle bakılmıyor. Gerçekte ise tam tersine, iyi ve katkısız bal şekerlenir. Balın kristalleşmesi içindeki dekstrozun tanecikler haline gelmesi sonucu balın akıcılığını az veya çok kaybetmesidir. Bu sonuç balın özelliğidir.
Eğer balı kristalize olarak yemek istemiyorsanız, bal kavanozunu sıcak su dolu kap içine koyun kendiliğinden şekeri çözülecektir. Dikkat edilmesi gereken, balın sıcaklığının 60 dereceyi geçmemesidir. Eğer 60 dereceyi geçerse ve kötü depolama şartları olursa, balın kimyasal yapısı bozulur, zararlı hale gelir.
Söz gelimi, ısıtılınca balın içindeki kimyasallardan diastas sayısı düşmektedir. Diastas sayısının mevzuat değeri, çiçek ballarında en az 8’dir. Bu değerin daha düşük çıkması dolum tesislerinin balı ısıtmasından ileri geliyor. Gerçekte bal petekten süzüldükten sonra, işlemeye gerek kalmadan doğrudan kavanoza konulabilen bir üründür. Fakat bal firmaları, özellikle balın içinde kalmış olan ince petek, polen vs.. leri ince filtreden geçirmek ya da balın donmasını engellemek için genellikle ısı işlemi uyguladıklarından diastas sayısı düşer.
Yine, bal ısıtılınca veya depo şartları kötü olunca içindeki kimyasallardan Hidroksi Metil Furfurol’un değeri artıyor. Bu kimyasalın mevzuat değeri en çok 40’tır. Bal 60 derecenin üstünde ısınırsa veya uzun süreli ısınırsa bu değer artıyor. Bu değerin artması balın besin değerinin düşmesi demektir. Ayrıca bal ısıtılınca, rengi de daha koyu olmaktadır.”
Yeni yılınızın ve her gününüzün bal güzelliğinde, bal tadında olması dileğiyle…
 
Posted in Yazılarım | Organik Bal için yorumlar kapalı
Oca 06

“Şeyini şey ettiğimin şeyi!”

 

 

 

 

 

 

 

“Şeyini şey ettiğimin şeyi!” B.Arınç

Öcalan’ı ve hem de PKK’yı, mağdur ve haklı bir mücadelenin insanları olarak gösterme çalışmaları yoğun bir şekilde sürüyor. Arınç şöyle diyor: “Size üç arkadaştan bahsedeyim; üç kişi Anadolu’dan gelmişler, birisinin adı Durmuş, birisinin adı Yakup, birisinin adı Abdullah. Tapu Kadastro Meslek Lisesi’nde arkadaşlık yapıyorlar. Lise Ankara’da, Maltepe’de, Demirtepe tarafında bir yerde. Okulun karşısında da yurt var. Anadolu’dan gelen bu öğrenciler bu yurtta bir aradalar. Üçü namaz kılıyorlar, üçü de inançlı insanlar. Çok iyi arkadaşlıkları var, Maltepe Camisi’ne gidiyorlar, ders çalışıyorlar. Hepsi Anadolu’dan gelmiş, ailesinden bu eğitimi almış veya bu gelenekleri yaşatan insanlar. Sonra yıllar geçiyor; bunlardan birisi yurt dışında tahsil yapan, Hukuk’ta okurken benim de bir yıl arkadaşlığımı yapan Durmuş Yılmaz olarak Türkiye’de Merkez Bankası Başkanı oluyor. Uşaklı Durmuş Yılmaz, o üç arkadaştan birisi. İkincisi Yakup İnce, Konya’dan yetişmiş bir mühendis, 30 yıldır Medine-i Münevvere’de mühendis olarak çalışıyor. Üçüncüsü de Abdullah, Abdullah Öcalan. Tapu Kadastro Meslek Lisesi’nin öğrenci yurdunda, birbirlerini çok seven, namazı beraber kılan, orucu beraber tutan, iftarlara, sahurlara beraber kalkan bu insanların hayatları hangi noktada kesişmiş, hangi noktada ayrılmış. Türkiye’nin son 50-100 yılını bu tablonun içinde görebilirsiniz.”

Hrant Dink’in eşinin; “Bir çocuktan, bir bebekten katil yaratan karanlığı sorgulamamız gerekir” sözlerini hatırlatarak “İşte Abdullah Öcalan da öyle, belki bir karanlığın kurbanı olarak bu yollara götürülmüş içinde MİT’in parmağı da olabilecek şekilde şimdi İmralı’da tecritte yaşayan bir insan. Ama bir çocukluğu, bir gençliği var” Bülent Arınç

 

“Apo için hiç kimse 30 bin kişinin katilidir diyemez. Bunun ispatı mümkün değil. Çünkü Apo katil olarak yargılanmadı. Apo ve PKK olayı farklı şekillerde değerlendirilebilir. Güneydoğu’daki olaylardan dolayı Apo ne kadar suçluysa Teoman Koman da o kadar suçludur.” (Arınç’a Teoman Paşa Soruşturması “, Hürriyet, 7 Haziran 2002.) Arınç’ın hakkında bu açıklamasından dolayı soruşturma başlatılıyor. AKP iktidara gelince durduruluyor.

Özetle, Arınç, Türkiye Cumhuriyeti devletinden nefret ediyor.

*Gazetelerden

Posted in Gündem | “Şeyini şey ettiğimin şeyi!” için yorumlar kapalı