1866 Mayıs’ında Girit Rumları (Avrupalılarında teşvikiyle) toplanıp padişah’a bir dilekçe gönderirler. Avrupalı Devletlerin garanti etmiş olduğu ıslahatların yapılmasını isterler. Bab-ı Ali yumuşak davranır; ancak önceden kararlı olan Rumlar Ağustos ayında isyan ederler ve Osmanlı hâkimiyetini tanımadıklarını, Yunanistan’a bağlanmak istediklerini ilan ederler.
Girit’te Hıristiyan ahali dağlara, Müslüman ahali kalelere çekilmeye başlar. Fransa ve Rusya isyanı desteklemekte, İngiltere uygun bulmamaktadır.
Fransa Girit’in artık kangren olduğunu ve kesilip atılmasını, yani Yunanistan’a bırakılmasını ısrarla istemektedir. Keçecizade Fuat Paşa ise, sivilce olduğunu söyler; “Bununla beraber sizde pekala bilirsiniz ki, Girit başımızdır. Baş, hiçbir vakit kesilmez. Başımızı kurtarmak için icabettiği vakit bütün vücudumuzu feda etmek hem hakkımız, hem de vazifemizdir. Biz hak ve vazifemize istimad eden encamı ne olursa olsun her fedakârlığı göze aldırmaya mecburuz”… Sultan Aziz de, Girit’ten vazgeçmeyeceğini; bunun için bir Navarin olması gerektiğini söyler. Avrupa seyahatinde Paris’te Fransız İmparatoru ile görüşürken şöyle der; Girit toprağı Osmanlının kanı ile yoğrulmuştur… Düvel-i Muazzama istifak ederek Yunanistan’a terkini notalarla teklif etseler bile teklifatı meyhumeyi ret ve askerimin son neferine varıncaya kadar cezireye sevk eder ve donanmamdan bir sandal kalıncaya kadar sebat eder ve çaresiz kalınır ise Girit’i o zaman terk ederim.” Bu kararlı tutum müdahaleci Avrupa devletlerini biraz geriletir.
Ömer Paşa Girit’e gönderilir. Asilere büyük darbeler vurur, fakat sonuç alınamaz. 1867’de Sadrazam Ali Paşa bizzat Girit’e gitmeye karar verir. Ali Paşa’da Girit’te kesin netice alamamakla beraber eşkıyanın belini kırar, eşkıyanın ümidi kalmaz. Ali Paşa 1868’de Dersaadet’e döner. Yunanistan’a tahrik ve teşviklerinden ötürü bir kesin uyarı verir. Sekiz gün tanır ve peşinden, Osmanlı donanması Girit’e gidecek yardımları önlemek üzere Yunan sahillerini abluka eder. Eşkıya durumun kötüye gittiğini görünce bir kısmı adadan kaçar. Diğerleri Sultan Aziz’in çıkaracağı affın şümulüne alınır, isyan filen biter. Ancak Girit Osmanlı’ya pahalıya mal olmuştur. Yabancı müdahalelerden ve Devlet-i Aliyye’nin zafiyetlerinden çekinilmektedir. Ve yabancı bir sefirin ALİ Paşa’ya “Bu yeri terk etmeniz gerekse kaça verirsiniz?” diye sorulduğunda, “Aldığımız fiyata!” cevabını vermiştir. Girit’in pahası pek ağırdır.







* “Bu tepenin arkası Kürdistan’dır. Bu tarafı da Kürdistan’dır. Ölenler Kürt’tür… Öldürenler Türk savaş uçaklarıdır. Kürdistan yok diye mi bize bu zulüm yapılıyor?.. O zaman Kürt halkının yapması gereken bir şey var… Adı ister özerk, ister federasyon, ister bağımsızlık olsun, Kürt halkı bu eksikliği tamamlamalıdır. Kürt’ün Kürdistan’ı olsaydı, olması gerekirdi, bunun hesabı sorulurdu…
“Bunları kaçakçı ve terörist olarak göstermeye çalışacaklar… Kaçak olan tek bir şey vardır, o da sınırlardır… Burada kaçakçılık yoktur… Roboski (Uludere) bir Kürdistan meselesidir… Roboski’de yapılmak istenen Kürdistan’ın önünü kesmektir… Kürt ulusal ittifakı buna cevap vermelidir…” BDP Eşbaşkanı Demirtaş’ın Uludere’nin yıldönümüyle ilgili sarf ettiği sözler
* “Yegâne yol, bütün Orta Doğu coğrafyasında, Irak’ta olduğu gibi Türkiye’de de özerk Kürdistan olacaktır. Yegâne yol, bütün Orta Doğu coğrafyasında, Irak’ta olduğu gibi ya da benzeri İran’da da özerk Kürdistan olacaktır, Türkiye’de de özerk Kürdistan olacaktır, Suriye’de de özerk Kürdistan olacaktır. Bunun başka bir yolu yoktur!” Diyarbakır Belediyesi Başkanı Osman Baydemir
* “CHP yöneticisi Mesut Değer’in de katıldığı KDP kurultayında “Kerkük Kürdistan’ındır, bunu tartışmaya dahi açmıyoruz. Birleşik Kürdistan’ı oluşturmak istiyoruz. Kürtler parça parça olamazlar artık. Kürtler tek vücuttur ve dil ekseninde bölünemezler. Çok farklı lehçeler olsa bile, Kürtçe tek dildir” Barzani
* “Bu coğrafya, siyasi olarak da tek bir bölge olacak, Türk askeri işgal ettiği Kuzey Kürdistan’dan çekilecektir” Barzani’nin İnternet sitesinde
* “Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğusu dahil Erzurum’dan Bağdat’a kadar uzanan toprakların tek bir ekonomik bölge olmalıdır.” ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Pearson
* “Kürtlerin artık Türkiye’nin her yerinde yaşadığını, bu sebeple yerel düzeydeki çatışmaların artabilecektir.” CIA danışmanı Yahudi kökenli Henri Barkey


