Ağu 18

Terörün dünü…

Sizleri bilgilendirmek amacıyla geçmişe dönük  önemli gördüğüm konuları yazmaktayım. İnşallah yararlı olur.Terör örgütünün temeli 12 Eylül öncesinde atılmıştır. 12 Eylül öncesinden haberdar olmayan şimdiki gençlik birçok konuda bilgi sahibi değildirler. Sağ- sol kavgası olarak kamuoyunu kandırma çalışmalarında emperyalistler başarılı olmuşlardır. O dönemde etnik ayrımcılığa yönelik sloganların duvarlara yazıldığını bizzat okuyarak görenlerden biriyim. Duvarlardaki yazılar “DKK, Ala Rızgari, Biji Rızgari” gibi yazılar olmakla birlikte sol görüşlüler tarafından sloganlaşan “Halklara özgürlük” ifadesi de yerini almaktaydı. Sol grup içerisinde yer alan bölücü gruplar ağırlıklı bir etkiye sahipti. Hatta o günün CHP’sinde, daha sonra SODEP’te, DSP’de etkin çalışmalarda bulunmuşlardır.  Netice itibariyle kendilerine bir zemin oluşturmuşlar ve 12 Eylül sonrasında “düşük yoğunluklu çatışma ortamına
girmişlerdir.Bu  arada müttefiklerimizin “çekiç güç” marifetiyle terör örgütüne destek verdiği kesinleşmiştir. Birçok Nato toplantısında Türkiye’nin Güney Doğusu’nu farklı  bir devlet adıyla gösteren haritalar ortaya çıkmıştır. Buna ve benzeri olaylara TSK’nın tepkisi sert olmuş, Nato subaylarımız tarafından sorgulanmaya başlanmıştır…Bütün  bunlar yaşanırken siyaset sahnesinde de12Eylül sonrasında hükümeti kuran Turgut ÖZAL’ın “benim kanımda da Kürt kanı var” ifadesiyle başlayıp, Demirel’in “Kürt  realitesini kabul ediyoruz “ sözleriyle devam etmiş, Mesut Yılmaz’ın AB’nin yolu Diyarbakır’dan geçer söyleriyle gelişme göstermiş, Mehmet Ağar’ın “düz  ovada siyaset yapsınlar” sözleriyle de  bölücü hareket siyasette palazlanmış, Başbakan
Tayyip Erdoğan tarafından da önce “Kürt açılımı”adı altında çalışmalara başlanmış, tepki görmesi nedeniyle “Demokratik açılıma” dönüşerek devam etmiş ve bugün  kanla beslenen terör örgütü (adını söylemek ve yazmak onun reklamı yapmak demek olacağından yazmıyorum ve
söylemiyorum)Türkiye Cumhuriyeti Devletine yol haritaları hazırlayarak meydan okumaktadır.Terör örgütünü bitirmenin yolu bütün bağlantılarının kesilmesinden geçer. Örgüte adam kazandırmak için Kürt kökenli vatandaşlarımızı tehdit etmektedirler. Halk arasından para ve ilaç toplayabilmektedirler. Bu ve benzeri konularda maalesef devlet önlem almada geç kalmıştır.Bu acıları gelecekte yaşamamak için uzmanların görüşleri doğrultusunda çalışmalara hız vermek gerekmektedir. İstihbarat bunları başında gelmektedir.Bütün bunları yazarken bir fıkra aklıma geldi. Hikaye bölümünde de onu yayınlamayı düşünüyorum.

 

Posted in Gündem | Leave a comment
Ağu 17

Şehidim Hakkını Helat et!…

Şanla dolu tarihimiz biz buyuz
Hakikate doğru Hakk’a doğruyuz
Vatandan bayraktan hep sorumluyuz
Şehidim hakkını helal et bize…

 

Her zaman muhtacız bir millî tana
Caniler, vampirler doyar mı kana?
Kalleşler, kalleşçe kıydılar sana
Şehidim hakkını helal et bize…

 

“İyi şeyler oluyor!” tastamam şimdi
 Hain teröristler kahraman (!) şimdi
 Ülkenin son hali pek yaman şimdi
 Şehidim hakkını helal et bize…

 

 Şehitlere şehit eklendi yine…
 İmtiyaz verildi pek çok haine
 Sahip çıkacağız senin ülküne
 Şehidim hakkını helal et bize…

 

12.12.2009
Posted in Şiirlerim | Leave a comment
Ağu 17

Albay Reşat Bey!

“…27 Ağustos 1922 sabahı. 57. Tümen, Sincanlı Ovası’ndan Dumlupınar’a kadar tüm
yolları tutan ve Büyük Taarruzun en stratejik noktalarından olan
Çiğiltepe’yi kuşatmış. Saat 10.30’da Mustafa Kemal telefonda:

-Reşat Bey, bu önemli tepeyi ne zaman
alacaksınız?

– Komutanım, yarım saat sonra alacağız.

– Başarılar diliyorum.

Mustafa Kemal (10.45):

-Düşmanın halen direndiğini görüyorum. Gözümüz o tepede, çok önemli.

– Komutanım tepeye düşman bir tümen yığmış direniyorlar. Ama alacağız
komutanım, mutlaka alacağız.

Mustafa Kemal (11.00):

– Reşat Bey’i istiyorum.

– Komutanım Reşat Bey size bir mesaj bırakarak intihar etti. Okuyorum: Yarım
saat zarfında bu tepeyi almak için söz verdiğim halde sözümü yapamamış
olduğumdan dolayı yaşayamam komutanım.

11.45 Başkomutanın telefonu çalar:

– Çiğiltepe alınmıştır komutanım. ”

Albay Reşat bırakın askerinin başına çuval geçirilmesini normal sayıp,
çuvalcısını misafir etmeyi, görevini 15 dakikalık gecikmeyle yerine getirmeyi
dahi üniformasına düşen leke saymış ve revolverini şakağına dayayarak ölmeyi
tercih etmişti. (27 Ağustos 1922)

 

 

Posted in Hikayeler | Leave a comment
Ağu 17

Devletin asli görevi

Medyanın bildirdiğine  göre 9 yılda 942 şehit. Buna hangi akıl, hangi can dayanabilir.

Siyasetçilerimizin sıksık söylediği sözlerden biridir. “Sözün bittiği yerdeyiz” Aslında biraz düşünürsek söze gerek olmadığını anlarız. Zira “söz gümüşse sukut altındır” ifadesini kabullenip gümüş yerine niçin altını tercih etmiyoruz.  İnsan dilinin davranışla bütünleşmediği sürece etkili olmadığı herkes tarafından bilmektedir. Bu sebeple dilin söylediğinin davranış olarak bir eyleme dönüşüp dönüşmediği önemlidir. Artık söz söyleme zamanının geçtiğini ve gereğinin yapılmasının bir mecburiyet olduğunu kavramamız gerektiği inancındayım.

Bu sıkıntıları ve acıları Türk milletine yaşatmak kimsenin hakkı da haddi de değildir. Asırlar boyunca Türk milletinin hoşgörüşü sayesinde dünya yüzünde yaşayışını devam ettiren ırkların ve etnikçilerin varlığı bütün tarihçilerce  tespit edilmişdir. Türk milletinin iyi niyetini yanlış anlayanlar olmuştur, olmaktadır.  Artık Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin varlığını tehdit etme cesaretine kalkan hainlere cezalarının acilen verilmesi devletin asli görevlerindendir. Bu asli görevin aksaması, gecikmesi, yerine getirilmemesi her hangi bir bahane ile ertelenemez. Ertelendiği takdirde acıları yaşayacağımız muhakkaktır.

Bu günkü 13 şehidimizin ardından yüreğimiz kan ağlıyor. Türk milletinin başı sağolsun. Şehitlerimize Allahtan rahmet, ailesine ve yakınlarına sabırlar diliyorum.  Yüce Allah hainleri Kahhar ismi Şerifi ile kahretsin. Amin…

Posted in Gündem | Leave a comment
Ağu 17

Askerin Mektubu

Asker kınasını yakıp elime
Salıyorsun beni gurbet eline
Bir de hıçkırığı takıp diline
Şu garip gönlünü dağlama anam!
Ardımdan bakıp ta ağlama anam!

 

 Hiç inmez bu sancak, ocaklar tüte
Bizim için vatan candan da öte
Bir dua söyle ki hasretlik bite
Şu garip gönlünü dağlama anam!
Ardımdan bakıp ta ağlama anam!

 

Bu vatan görevi kutsal mı, kutsal
Gönül durma diyor, yara haber sal
Koparsa, filizi andıran bu dal
Şu garip gönlünü dağlama anam!
Ardımdan bakıp ta ağlama anam!

 

Bu vatan, bu millet gelmesin göze
Bu bayrak, atamdan emanet bize
Şahadetle ulaştık en büyük ize
Şu garip gönlünü dağlama anam!
Ardımdan bakıp ta ağlama anam!

 

Gelse de, kanıyla nurludur naşım
Olsun başucumda bir mezar taşım
Yükselerek arşa değiyor başım
Şu garip gönlünü dağlama anam!
Ardımdan bakıp ta ağlama anam!

 

Adaleti dört bir yana salacak
Bu milletin, şehidi de olacak
Türk Devleti, sonsuza dek kalacak
Şu garip gönlünü dağlama anam!
Ardımdan bakıp ta ağlama anam!

 

Bir yaşarken, bin düşün bu vatanda
Bunu bekler senden şehit atan da
Huzur bulur, bu vatanda yatan da
Şu garip gönlünü dağlama anam!
Ardımdan bakıp ta ağlama anam!

 

26.05.1999
Posted in Şiirlerim | Leave a comment
Ağu 16

Çağın Hâli!

İtleşen menfaatler, kör nefisler dalaşır
İblis yumağı sokaklar ayaklara dolaşır

Afyon, kadın ve terör, tıpkı örümcek ağı
Hürriyeti yutuyor, çağın şeytan tuzağı

Sinsice köşe, bucak dört yanı kuşatmışlar
Ahlâkî değerleri haraç, mezat satmışlar

Cinnetleri biledik, ifritler beşiklerde
İman, idrak ve şuur varılmaz eşiklerde

Bu halde insanlığı tükenmiş görmekteyim
Bir kez değil, her gün, her anda ölmekteyim

28.04.1985

Posted in Şiirlerim | Leave a comment
Ağu 16

Aferin oğlum iyi halt ettin!…

Kıssadan hisse:
Adam oğlunu dünyanın en iyi hukuk okullarında okutarak tıpkı kendisi gibi avukat yapmış. Genç avukat stajını da bitirdikten sonra babasının yanında çalışmaya başlamış.
Aradan bir hafta geçmiş ki, genç avukat sevinçle babasının yanına gelmiş. “Müjde baba, müjde” demiş. Baba şaşırarak “Hayrola, ne oldu?” diye sormuş.
Oğlan ağzı kulaklarında “Baba hani senin 30 yıldır bitiremediğin dava var ya” demiş. Baba okuma gözlüklerini indirerek “Eeee” diye karşılık vermiş.
Oğlu aynı heyecanla sürdürmüş konuşmasını: “İşte o davayı hallettim, meğer çok küçük bir yasa maddesi hiç aklına gelmemiş. Bugün davaya girdiğimde onu fark ettim. Savunmamı bu yönde yapınca da hakim dosyayı bitirdi. Biz kazandık, yaşasın, bu ilk davamdı, öyle mutluyum ki anlatamam.”
Baba gözlüklerini eline alıp kıvırdıktan sonra “Aferin benim güzel akıllı, işbitiren evladım, iyi halt ettin” demiş. Ardından daha kuvvetli tonda eklemiş: “Sanki ben bilmiyordum o yasa maddesini. Ama senin bilmediğin şey şu, o dava sayesinde sen dünyanın en iyi okullarında okudun, hiç yokluk çekmedin, avukat oldun.”

* Can Ataklı / Vatan

Posted in Hikayeler | Leave a comment
Ağu 16

Perşembe’nin Gelişi…

* Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan bellidir.Atasözü

* Lafla peynir gemisi yürümez. Atasözü

* Herkes hata işleyebilir, yalnız ahmaklar hatalarında ısrar ederler. Çiçero

* Kendi hatalarını görmede gündüz gibi, başkalarının hatalarını görmede gece gibi ol! Hz.Mevlana

* Tarih değil, hatalar tekerrür eder. Sultan Abdülhamit Han

* Devletleri yıkan bütün hatanın altında nice gururun gafleti yatar. Yavuz Sultan Selim

Posted in Yazılarım | Leave a comment
Ağu 16

“Bıçak İliği Kesmek Üzere”

Son günlerde Türk Milleti’nin yüreği yine yandı. Hani bir çok atasözümüz vardır. Bunlardan biri “Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan bellidir.” Gelin Çarşamba’da neler oldu hep birlikte düşünelim. “Analar ağlamasın,” “Güzel şeyler olacak” diyerek teröristlerin yurda girmesini övenler, adliyeyi ayaklarına götürmediler mi? “Pişmansınız değil mi” diye soran savcıya “hayır biz pişman değiliz, terörist başının emri ile geldik” demediler mi? Bunlar hakkında nasıl bir işlem yapıldığını hepimiz medyadan öğrendik. Ardından “asit kuyuları,” “faili mechuller,” “gizli tanık,” “ergenekon terör örgütü(!)” “balyoz,” “internet andıcı” vb. dalgalarla TSK komutanlarının tutuklanmaları başlamadı mı? BDP’lilerin yaptıklarını, söylediklerini saymayacağım. Öyle zannediyorum ki, memleketini seven her Türk insanının sabrı ve dayanma gücü son noktasına gelmiştir. Bütün bunlar olurken yetkililerin konuyu bir kaç söz ile geçiştirmesi, yaklaşık 27 yıldır duyduğumuz ve duymakta olduğumuz diğer atasözümüze uygun -cek, -caklar. Elbette “lafla peynir gemisi yürümez.” Bir de sık sık duyduğumuz ama ne söyleyenin, ne de duyanın inandığı bir söz var. “Terörle bir yere varılmaz.” Terörle müzakere ortamına kadar geldiler. Dahasını yazarak moralinizi bozmak istemiyorum. “Analar ağlamadı mı? Güzel şeyler oldu mu?” Bütün bunlar Çarşamba günü olursa sizce Perşembemiz nasıl olur? (Yorumlarınızı bekliyorum.)
Öğrendiğime göre bu gün sayın Başbakanımız “bıçak kemiğe dayandı” demiş. Haddim olmayarak söylemek istiyorum ki; bıçak kemiği geçti, iliği kesmek üzeredir, sayın Başbakanım.
Herkese ümit ve huzur dolu günler dileyerek yazıma son veriyorum.

Posted in Gündem | Leave a comment
Ağu 15

Vatanına, Bayrağına Sahip Çık!

Sana imrenmekte bütün milletler
Azminle, yok olur azgın illetler
Yılan gibi çöreklenmiş zilletler
Kimi hain, kimi soysuz, kimisi kaçık
Türk Milleti vatanına, bayrağına sahip çık!

Tarihte rastladık o, hain ize
Yedi düvel, nasıl gelmişti dize?
Kanı, kanla yıkatmasınlar bize
ABD’nin AB’nin oyunu açık
Türk Milleti vatanına, bayrağına sahip çık!

Bu canlar, cananlar fedadır sana
Helal olsun kanım iç kana, kana
Türkoğlu Türk, kurban olur vatana
Milli değerlerin dağınık, saçık
Türk Milleti vatanına, bayrağına sahip çık!

Her Türk için bayrak şereftir, şandır
İstiklâl uğruna dökülen kandır
Türkiye Türklere ait vatandır
Vur mührünü bu vatana apaçık
Türk Milleti vatanına, bayrağına sahip çık!

Hilâlin Allah’ın (cc)adını taşır
Muhammed (sav), bayrakta hep yıldızlaşır
Ancak şahadetler Hakk’a ulaşır
Gazilik, şehitlik nurdan bir ışık
Türk Milleti vatanına, bayrağına sahip çık!

Allah’ın (cc) dediği, olacak elbet!
Sonsuza dek yaşayacak bu millet
Malazgirt, Çanakkale… Ne büyük hiddet
Hedef belli; gez, göz ile arpacık
Türk Milleti vatanına, bayrağına sahip çık!

Haçlı kafasında birleşmiş kinler
Gönüllere sevgi vermeli dinler
Tek tek sayılacak bütün hainler
Hepsinin dini, dili, halleri uçuk
Türk Milleti vatanına, bayrağına sahip çık!

Sana imrenmekte bütün milletler
Azminle, yok olur azgın illetler
Yılan gibi çöreklenmiş zilletler
Kimi hain, kimi soysuz, kimisi kaçık
Türk Milleti vatanına, bayrağına sahip çık!

28.03.2005

Posted in Şiirlerim | Leave a comment