May 09

ÜŞÜDÜ

ÜŞÜDÜ

Alevler sardı genç bedenleri, kara toprak üstündeki kar üşüdü.

Sorumsuz birileri vicdan dedi, sorumlu yüreklerdeki vicdanlar üşüdü.

Türkiye Türklerindir!” dedi bir akademisyen, havasız kaldı, akademilerin havası puslandı.

Türkiye Türk’tür, Türk kalacaktır!” sesleri yükseldi göğüslerden; çelik yelekli çevik adamlar döküldü, ak çadırlar, gök çadırlar söküldü.

Gençtiler, kararlıydılar, Atatürk’ün askeri idiler, kılıçları ışıl ışıl uzandı göklere, umut gönderdiler yüreklere; birileri disiplin dedi, disiplin şaştı kaldı.

Atatürk’ün askerleriyiz!” sesleri yükseldi kutlu vatanın kutlu göklerine, korku düştü birilerinin yüreklerine.

Ayağa vurulan prangalar ışıldadı, aydan arı yüzler, sudan duru gözler ışıdı, ekranlar ışıdı.

Ayağa vurulan prangalar ışıldadı, köşedeki demir prangalar utandı.

Bir kısık ses yükseldi bir yerlerden, gözleri velfecri okuyan birilerine gel etti, meclis utandı, meclisler utandı.

Bir kısık ses yükseldi bir yerlerden, şehitler bir daha al kanlara boyandı, ülküler utandı.

Kısık mı kısık sesler yükseldi kürsülerden, baykuşlar şaşkınca bakıştılar, düşüverdiler tüneklerinden.

Gülücükler kondu konukların dudaklarına; gittiler geldiler, bir adayı yol eylediler, mavi denizlerdeki köpükler salyalandı.

Yaratılanı severiz yaratandan ötürü!” diye haykırdı birileri, yaratılanlar depreme uğradıklarını sandı.

Birilerinin ağzından “Yetmiş iki millete bir gözle bakmayanın…” sözleri döküldü; Yunus Emre kabrinde ezildi, büzüldü, tortop oldu.

Biiiz, millete hizmetkârııız!” diye bağırdı biri bir kürsüden, önce kürsü, sonra dinleyenler, sonra bütün millet titredi korkusundan.

Utanmadılar, doymadılar; utanma duygusu beyinlerden, doyma duygusu karınlardan uzaklaştı; biat kültürü sindi zihinlere, insanlar uşaklaştı.

Günlerden bir gün, gecelerden bir gece özgürlük, uçuştuğu semalardan düşüverdi yerlere; gözaltılar, tutuklamalar düşüverdi ekranlara; insanlar yitirdiler kendilerini; yitirdiler özlüklerini, benliklerini.

Kara gecelerden birinde alevler sardı gökleri; bir başka kara gecede gözaltılar peş peşe sıralandı, kim bilir hangi karanlığa kapılar aralandı; peş peşe gözaltılar, peş peşe tutuklamalar sardı havayı, kim bilir hangi kapılar hangi karanlığa aralandı.

Adalet mülkün temelidir.” dediler, adaleti tepelediler. “El-adlü esâsü’l-mülk.” dediler; mülkü tepelediler, dili tepelediler.

Sorumsuz birileri vicdan dedi, sorumlu yüreklerdeki vicdanlar üşüdü.

Alevler kucakladı yavru bedenleri, kara toprak üstündeki kar üşüdü.

Ve…

Eşitlik umutla buluştu, gönüller sevinçle doluştu; kalpler özlemle geçmişi anımsadı, gözler umutla yarına gülümsedi.

Kaynak: MDM Ahmet B. Ercilasun

Posted in Gündem | ÜŞÜDÜ için yorumlar kapalı
May 08

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

8 Mayıs:

1821 – Osmanlı İmparatorluğu ile Yunanistan Krallığı arasında Gravia Muharebesi gerçekleşti.

1886 – John S. Pemberton, daha sonra en ünlü içecek haline gelecek olan Coca-Cola‘yı icat etti.

1902 – Martinik‘te Pelée yanardağı patladı: 30 bin kişi öldü.

1945 – Prag Ayaklanması sona erdi, ayaklanmayı bastıramayan Almanlar geri çekilmeye başladı.

1949 – Doğu Berlin‘deki Treptower Parkı’nda, Sovyet Savaş Anıtı‘nın açılışı yapıldı.

Gustave Flaubert (Ö. 1880)

Paul Gauguin (Ö. 1903)

Romain Gary (D. 1914)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
May 08

BAYRAK “ŞEHİDİMİN SON ÖRTÜSÜ” DEĞİL MİYDİ?

GAFLETLE, DALALETLE HAİNLERİ, BÖLÜCÜLERİ BİRLETMEYİN ŞEHİT ATALARIMIN KAN RENGİ ŞANLI BAYRAĞIMIZI KİRLERMEYİN (K.Ş)

BAYRAK, “ŞEHİDİMİN SON ÖRTÜSÜ” DEĞİL MİYDİ? Arif Nihat Asya, Türk bayrağı için “şehidimin son örtüsü” demişti ama o bayrak artık ömrü boyunca ona karşı mücadele edenlerin cenazesine sarılabiliyor… Böyle günlerde, Pençe-Kilit Harekâtı’nın Metina Bölgesi’nde 2022’de şehit olan Piyade Uzman Çavuş Nurettin Tokyürek’in naaşı iki yıl dokuz ay sonra bulunabildi. Tokyürek’in cenazesi, önce İstanbul’a oradan da Türk Hava Kuvvetleri’nin Türk Yıldızları uçağıyla Erzurum’a ulaştırıldı.
Tokyürek için Erzurum’da düzenlenen karşılama törenine askeri ve mülki erkânın yanı sıra şehidin babası Süleyman, annesi Lütfiye Tokyürek, kardeşleri, eşi ve yakınları katıldı.
Piyade Uzman Çavuş Nurettin Tokyürek için Narmanlı Camisi’nde tören yapıldı. Şehidin Türk bayrağına sarılı tabutu, kar yağışı altında düzenlenen törende, şehit düşmeden bir gün önce kardeşi Yusuf ile konuştuğu gibi “Şehit olursam bizim köyün güzel bir yerine defnedin” vasiyeti üzerine köyüne getirildi ve toprağa verildi.


Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, “Mezarı bile olmayan bir yiğit için yazmaya başladım, yıllar sonra ben cezaevinde, o ise toprağa kavuştuğunda bitirdim şiiri.” diyerek Nurettin Tokyürek için yazdığı şiiri paylaştı:
Bir yiğit gezdi bu dağlarda…
Vatanının tek bir çakıl taşını vermeyen…
Anacığının hasreti yüreğinde,
Ruh havalandı, bedeni toprakta…
Bir eve ateş düşmüştü artık,
Çakıl taşını vermeyen Nurettin canını vermişti vatan için.
Bir baba ocağı yandı kavruldu.
Sadece bir isim değildi Nurettin;
Seven, sevilen bir ana kuzusuydu
Tüm hayallerini mağarada bırakmıştı…
Bir tarafta uğruna gözünü kırpmadan can verdiği bir vatan vardı ama
Bir tarafta bayrağa sarılı bir bedeni yoktu.
Tüm aramalara rağmen bulunamayan bir beden…
Normalleşen caniler, normalleşen süreçler…
İkinci bir ateş düştü sevdiklerinin yüreğine…
Aradan yıllar geçti…
Mezarı yoktu Nurettin’in,
Mezarını bile sevemediler…


Nurettin’in iki yıl dokuz ay sonra bir mezarı oldu ama Malazgirt’ten 954 yıl sonra tarihin seyrini tersine çevirmek ve Anadolu’yu Türklere mezar yapmak isteyenler, yine aynı yerden başlayıp, dünyanın büyük güçlerinin desteğini de arkalarına alarak “barış” adı altında Türklere kefen biçmeye çalışıyor…
Terör örgütü silah bırakacak da, bunun için de Malazgirt’te kongre yapacak öyle mi?
“Özel kuvvetçiler hiçbir zaman emekli olmaz” şiarıyla Taner Baş ve arkadaşları da yollara düştü, Malazgirt’te basın açıklaması yaptılar ve “Bizim emperyalizmin kanlı maşası olan terörist başına ve teröristlere ikram edecek bir vatanımız yoktur.” dediler…
https://www.youtube.com/watch?v=cLz5t13-nY8-


Terörist başı için “babam” diyen cumhuriyetin hiçbir hayrını görmediğini söyleyen Sırrı Süreyya Önder’in cenazesi Türk bayrağına sarılarak, Atatürk’ün adını taşıyan kültür merkezine getirildiğinde bir başka uzman çavuş Önder Özen, Kuzey Irak’ta mayın patlaması sonucu şehit oldu… Şehit Özen, son yolculuğuna uğurlanırken, 4 yaşındaki kızı küçük Alya’nın yakasına babasının resmini toplu iğneyle takmaya çalışan kadın subay “Dikkat edelim iğne sana batmasın” deyince, Alya: “Toplu iğne babama batıyor…” diye cevap verdi. Kadın subay, “Babaya batmadan kenardan yapalım…” diye cevap verdi…
O babayı şehit eden mayını barıştan bahseden PKK döşemişti…


Nihat Genç’in belirttiği gibi “Barış kelimesi PKK jargonunda topraklarımız üzerinde bayrağı ordusu egemenliği olan ayrı bir PKK devleti kurmak anlamı taşıyor! Mesela, ‘tamam, hadi barış yapalım’ dediğinizde, ‘anayasayı değiştirip Kürt statüsünü tanıyın ve ayrı bir ordu ve bayrak açmamızı TBMM onaylasın’ diyorlar!

Pek tabii taziyenin saygı sınırları içinde bir arada yaşanılan insanlar için nezaket diline dikkat etmek yüksek bir gelenektir ancak arkasına emperyalizmin silahlarını, parasını alıp ülkeyi ortadan ikiye bölen bir zihniyete-oluşuma yerli ve milli demek, kendi milli ruhunuzu kaybettiğinizi gösterir; delilik, ihanet dedikleri şey, tam da bu!”


Arif Nihat Asya, Türk bayrağı için “Barışın güvercini, savaşın kartalı” da demişti. Yani, Türk bayrağı barış içinde yaşamanın güvencesidir. Onun için şehitlerin son örtüsüdür…

ADIYLA SANIYLA TÜRKOĞLU TÜRK’ÜM!

* * *

Irkım özgürlüğe her an müptela

Adaletim asrın aklında hâlâ

Hakk’a adanmışım vız gelir bela

Çağlar ötesine geçmektir ülküm

Adıyla, sanıyla Türkoğlu Türk’üm!

* * *

Dünyaca bilinir benim erliğim

Dile mi, göze mi geldi dirliğim?

Peygamber ocağı ordu birliğim

 Millî devlet benim en büyük ülküm

 Adıyla, sanıyla Türkoğlu Türk’üm!

* * *

Sabrım sınanmaya gelmez hiç benim

Dört bir yanı şehit dolu ülkemin

Çağdaş medeniyet özü ilkemin

Türklük ülküsüdür gönülde ülküm

Adıyla, sanıyla Türkoğlu Türk’üm!

* * *

Ruhumdaki volkan kaynayıp durur

Bu ümit bu özlem sanmayın kurur

Yiğitler can verir vatan kurtulur

Benim ilelebet Turan’dır ülküm

Adıyla, sanıyla Türkoğlu Türk’üm!

* * *

Başka bir ad yakışmaz ki hiç bana

Türk adıyla tarih yazdım her yana

Soyum ile kucaklaşıp can, cana

Tam hür ve bağımsız Türkiye ülküm

Adıyla, sanıyla Türkoğlu Türk’üm!

* * *

Kenan Şahbaz

Posted in Gündem, Şiirlerim | BAYRAK “ŞEHİDİMİN SON ÖRTÜSÜ” DEĞİL MİYDİ? için yorumlar kapalı
May 07

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

7 Mayıs:

558 – Ayasofya‘nın kubbesi çöktü. I. Justinianus kubbenin onarılma emrini verdi.

1682 – I. Petro, Rus Çarı oldu.

1930 – Hakkari’de meydana gelen depremde 2.514 kişi öldü, yaklaşık 3000 bina hasar gördü.

1945 – II. Dünya Savaşı: Alman General Alfred JodlReims‘de Almanya‘nın Müttefik Devletler‘e kayıtsız teslim olma şartlarını imzaladı. Belge ertesi gün yürürlüğe girdi.

1954 – Vietnam‘da Viet Minh kuvvetleri, Dien Bien Phu Muharebesi‘nde Fransızları yenilgiye uğrattı.

Johannes Brahms (D. 1833)

Pyotr İlyiç Çaykovski (D. 1840)

Haldun Taner (Ö. 1986)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
May 07

“I WILL PUNISH ENGLAND!, (İNGİLTEREYİ CEZALANDIRACAĞIM!)”

“I WILL PUNISH ENGLAND!, (İNGİLTEREYİ CEZALANDIRACAĞIM!)”

105 yıl önce Mustafa Kemal Paşa’nın bir İngiliz gazeteciye verdiği demeci, “The Mail Gazetesi” 1 Mayıs 1920 de şu sözlerle manşete taşımıştır.

“I WILL PUNISH ENGLAND!”
(İNGİLTEREYİ CEZALANDIRACAĞIM!)

İstanbul’un işgalinden, Türkiye’nin yıkımından, İslamiyet’in ezilmesinden ve hatta sözde Ermeni olaylarından İngiltere’yi sorumlu tutan Gazi Paşa’nın açıklaması kısaca şöyle:
“İngiltere’yi cezalandıracağım. İngiltere kimle karşı karşıya olduğunu bilmiyor. İngiliz sömürgeleri içinde bir ihtilali başlatma gücü elimde. Bizleri ‘asiler’ ve ‘maceracılar’ olarak göstermek faydasız. Biz gerçek Türkiye’yi temsil ediyoruz. Tüm olanlar müttefiklerin suçudur.”

Atatürk’ten sonra 87 yıl için de batıya, özellikle ABD ve İngiltere’ye karşı böyle dik durabilen, siyasi irade gösterebilen bir lider oldu mu?

Alıntı

Posted in Hikayeler | “I WILL PUNISH ENGLAND!, (İNGİLTEREYİ CEZALANDIRACAĞIM!)” için yorumlar kapalı
May 06

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

6 Mayıs:

1889 – Eyfel Kulesi ziyarete açıldı.

1910 – V. George, Büyük Britanya ve kolonilerinin kralı oldu.

1972 – Deniz GezmişYusuf Aslan ve Hüseyin İnanAnkara Merkez Kapalı Cezaevi‘nde idam edildi.

1994 – Manş Denizi‘nin altından İngiltere ile Fransa‘yı denizden birbirine bağlayan Manş Tüneli açıldı.

2002 – Jean-Pierre RaffarinFransa Başbakanı olarak göreve başladı.

Sigmund Freud (D. 1856)

George Clooney (D. 1961)

Theodore von Kármán (Ö. 1963)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
May 06

ALTIN SÖZLER

ALTIN SÖZLER

* “Biraz bilmek tehlikelidir ya derinliklerden iç ya da bilgeliğin tadını tatmaya kalkma! Çünkü sığ sular beyni zehirler, bol sular insanı temizler.” Pompey

* “İnsanlar yalnızca anladıkları konularda konuşsalardı, Dünyadaki sessizlik dayanılmaz olurdu.”  Max Lemer

* “İnsanlar nişan almadıkları şeyi seyrek olarak vurular.” Thoreau

* “Sopayla kilime vuran kilimi dövmez, tozlarını silkeler.” Mevlânâ

* “Kusursuzluğun zirvesi bin savaşta bin zafer kazanmak değil, düşmana savaşmadan boyun eğdirmektir.”  Sun Tzu

* “Dünü hatırlamayanlar onu tekrarlamak zorundadırlar.” Santayana

* “Olayları ve fikirleri kritik etmek cins kafa ister, taklit etmek için fazla zeki olmaya gerek yoktur.” S.Ahmet Arvasî

* “Parayla satın alınabilecek kadar değersiz şeylerin peşinden koşmaya vaktim yok.” Emilie Serge

Posted in Atasözleri Vecizeler | ALTIN SÖZLER için yorumlar kapalı
May 05

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

5 Mayıs:

553 – İmparator I. Justinianus‘un çağrısı ile İkinci Konstantinopolis Konsili toplandı.

1260 – Kubilay HanMoğol imparatoru oldu.

1949 – BelçikaİngiltereDanimarkaFransaHollandaİrlandaİsveçİtalyaLüksemburgNorveç; bir araya gelerek Avrupa Konseyi‘ni kurdu.

1950 – Bhumibol AdulyadejTayland kralı olarak taç giydi.

1990 – Konstandinos KaramanlisYunanistan Cumhurbaşkanı oldu.

Karl Marx (D. 1818)

Napolyon Bonapart (Ö. 1821)

Atıf Yılmaz (Ö. 2006)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı
May 05

YA İSTİKLÂL YA ÖLÜM!

YA İSTİKLÂL YA ÖLÜM!

İster Nutuk’a ister hitabelere, isterseniz de Medeni Bilgilere bakın. Atatürk, Türk ulusuna yalnızca bir vatan bırakmadı; aynı zamanda bu vatanı nasıl koruyacağımızın ve yücelteceğimizin yol haritasını da verdi.

Cumhuriyetimizin 101. kuruluş yıldönümüne sayılı günler kaldı. İlelebet payidar kalacak Cumhuriyetimiz, ikinci asrının ilk yılını geride bırakıyor. Hainlerin belirlediği gündemler tarafından Türk ulusu yeniden bombardımana tutulurken artık ipte kaç cambazın olduğunu bile göremiyoruz. Bir yandan incecik bir ip üzerinde klikler savaşı verilirken, öte yandan Türk ulusunun en büyük kalabalıkları yeniden 1919 ruhuna geri dönmekte; umudun harlanarak Kuvvacı bir ateş yaktığını göstermektedir.

Hatırlatmakta fayda var ki tarihin tekerrürden ibaret olduğu kısmî olarak gerçektir. Hatalardan ders almamanın sonucu ne denli aynı hataları tekrarlamak olsa da tarihin sarmalı yalnızca bundan ibaret değildir. Bu tekrarlardan bir tanesi de tutan bir oyunun elden geldiğince yeniden oynanmasıdır.

Bütün medya bombardımanını bir kenara bıraktığımızda aslında mevcut durum zihnimizde daha berraklaşacak ve samanlıkta iğne aramaktan birçoğumuz vazgeçeceğiz. Bu suni gündemler boşuna değil ve uyguladıkları psikolojik harbin katmanlarını oluşturuyor. Oyunun senaryosu tabii ki de bu liyakatsiz ve basiretsiz aktörler tarafından kaleme alınmamaktadır. Onlar, sadece kendilerine emredilenleri söylemektedirler. Aktörler deşifre olduktan sonra çözüm oyunu anlayabilmekten geçer. Aksi takdirde enerjimiz onların dilediği biçimde harcanmaya devam edecek.

Geçmişe bir dönelim…

Misak-ı Millî hazırlanırken, İstanbul’un kayıtsız kalmasını Atatürk çok sert bir şekilde eleştirmiştir ve harekete geçemeyen kişileri inançsız, korkak ve cahil olarak olarak nitelemiştir. Neden mi? İnançsızdılar çünkü yürütülen milli davanın ciddiliğine ve kesinliğine inanmıyorlardı. Korkaktılar çünkü Milli Teşkilat’tan olmayı tehlikeli görüyorlardı. Cahildiler çünkü tek kurtuluş yolunun millet olduğunu takdir edemiyor; Padişah’a dalkavukluk edip, yabancılara hoş görünerek büyük amaçların gerçekleştirebileceği gafletini gösteriyorlardı.

Nutuk’ta geçen bu satırların, günümüzde yaşadıklarımızdan ne farkı var? Tarihimiz, olduğu gibi kendini tekrar etmektedir. Kurtuluşumuz, kuruluşumuzda bize yol göstermesi için kaleme alınan satırlarda mevcuttur.

İnançlıyız! Yiğidiz! Bilgiliyiz!

İster Nutuk’a ister hitabelere, isterseniz de Medeni Bilgiler’e bakın. Atatürk, Türk ulusuna yalnızca bir vatan bırakmadı; aynı zamanda bu vatanı nasıl koruyacağımızın ve yücelteceğimizin yol haritasını da verdi.

Cumhuriyetimizin 101. yılına giderken yaşadığımız bu karanlıktan kurtulmanın reçetesi, 1919’de atılan ilk adımın milli ülkümüz ve varlığımız için temsil ettiği şerefi yeniden anlamaktan geçmektedir. Ne doğada ne de insanın yapısında mücadelelerin asla bitmeyeceğini bilerek umudumuzu yitirmiyoruz. Değişimler, başladıkları gibi yok da edilebilirler. Lakin yok olacak taraf ilelebet Cumhuriyetimize diş bileyenler olacaklardır.

“Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam istiklâle sahip olmakla gerçekleştirilebilir. Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun istiklâlden yoksun millet, medeni insanlık dünyası karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye layık görülemez. Halbuki Türk’ün haysiyeti, gururu ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir!

O halde ya istiklal ya ölüm!”

Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk

Alıntı: MDM Selçuk Erenerol

Posted in Gündem | YA İSTİKLÂL YA ÖLÜM! için yorumlar kapalı
May 04

TARİHTE BUGÜN

TARİHTE BUGÜN

4 Mayıs:

1886 – Louisville, Kentucky‘de gerçekleşen Haymarket Olayında patlayan bomba nedeniyle 7 polis öldü, 69’u yaralandı.

1904 – Fransızların başarısız girişiminden sonra ABDPanama Kanalı‘nın inşasını üstlendi.

1924 – 1924 Yaz OlimpiyatlarıParis‘te başladı.

1926 – Birleşik Krallık‘ta yaklaşık 1,2 milyon madencinin katıldığı genel grev başladı.

1942 – II. Dünya Savaşı‘nda, Port Moresby‘ye doğru ilerleyen Japon kuvvetlerinin püskürtülmesiyle sonuçlanan Mercan Denizi Muharebesi başladı.

Hüsnü Mübarek (D. 1928)

Audrey Hepburn (D. 1929)

Josip Broz Tito (Ö. 1980)

Posted in Tarihte Bugün | TARİHTE BUGÜN için yorumlar kapalı