Tem 06

Trafik Canavarına Dikkat!

                                
 
                                                                                                                                                                                                                                                                                          
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
          Emniyet Genel Müdürlüğü Türkiye’de son 10 yılda 43 bin 691 vatandaşın trafik kazalarında hayatını kaybettiğini açıkladı. Aynı dönemde meydana gelen kazalarda, 131 bin 468 vatandaşın da yaralandığını bildirdi. 2011 yılında meydana gelen; 131 bin 468 ölümlü ve yaralanmalı trafik kazasında ise 3 bin 821 kişinin kaza yerinde hayatını kaybettiği ve 237 bin 21 kişinin de yaralanarak sakat kaldığı ifade edildi. 
         Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığı, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada her yıl trafik kazalarında 1 milyon 250 bin insanın öldüğünü ve 50 milyona yakın insanın da yaralandığını ya da sakat kaldığını bildirdi.   
         Bütün bu kazalar ile can ve mal kaybının çeşitli sebepleri vardır. Öncelikle sürücü hatalarından kurallara uymama, alkollü araç kullanma, kırmızı ışıkta geçme ve aşırı kız sayılmaktadır. Ayrıca teknik arızadan ya da yol şartlarından oluşan kazalarda bir hayli fazladır. Sürücü hatalarından meydana gelen kazaları azaltmanın en önemli hususlarından biri sürücülerin her türlü olumsuz düşüncelerden uzak olması, mutlu ve huzurlu bir hayat yaşaması sayılabilir. Evinin geçimini sağlamak için kılı yüz kırk yaran sürücülerin gözleri yola bakarken akıllarında da tilkilerden korunma tedbirleri kol gezmektedir. Nakliye işlerinde firmaların aşırı baskısı, trafikteki düzensizlik, Trafik polislerine ‘çorba parası’ verme, kantarcılardan kurtulma, araç muayenesindeki sıkıntılar at başı giderken sürücünün yolu görmesi ve aracını dikkatli sürmesi mümkün olabilir mi? Bu ve benzeri konuların sebep olduğu olumsuzlukları gidermek için yetkililerin herhangi bir gayreti var mı? ‘Yok…Yok…Yok!..’ Açıkçası bunca yoklar içinde var olabilmek her sürücünün becerisi de, haddi de değil! 
        Aman, canınızı ve malınızı trafik canavarından koruyun!
Posted in Gündem | Trafik Canavarına Dikkat! için yorumlar kapalı
Tem 05

Hz. Mevlana ve 40 Papaz

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
  Eflâtun Kilisesi’nde bir kimse vardı. Üzerine rahip elbisesi giyer, kiliseye gelenlere İslâmiyet’in üstünlüğünü anlatır, konuştuğu kimselerin Müslüman olmasına vesile olmaya çalışırdı. Bu arada Mevlana hazretlerinin talebelerine de çok saygılı davranırdı. Bir gün kendisine:
‘Senin, Mevlânâ’nın yakınlarına bu kadar hürmetli olmanın, iltifat göstermenin sebebi nedir?‘ Diye sordular.
O da cevap olarak:
‘Biz Mevlânâ’nın pek çok kerametlerini gördük. İsterseniz size içlerinden birini anlatayım. Bir gün biz kırk papaz, cümlemiz Mevlânâ’ya bir suâl sormak için giderken, kendisiyle bir fırının önünde karşılaştık. İçimizden biri:
‘Kur’ân-ı kerîmde, Meryem sûresinin yetmiş birinci âyet-i kerîmesinin meâlinde: ‘İçinizden, hiçbiri istisnâ edilmemek üzere, mutlaka Cehennem’e varacaktır. Bu, Rabbinin katında kesinleşmiş bir hükümdür.’ buyruluyor. Bu âyet-i kerîmeye göre, müslüman olsun kâfir olsun, herkesin Cehennem’den geçeceği bildiriliyor. Mâdem ki herkes Cehennem’e girecek, o zaman İslâmiyetin üstünlüğü nereden belli olacaktır’ dedi. Mevlânâ:
‘Evet. Âyet-i kerimede bildirildiği gibi, herkes Cehennem’e uğrayacaktır. Müminler Cehennem’e uğradığında, Cehennem’in ateşi ona tesir etmeyecektir. Hatta Cehennem;
‘Ey mümin, çabuk geç, nûrun ateşimi söndürüyor.’ diyecektir. Aynı ateş, Allah’u Teâlâ’nın emriyle kâfiri yakacaktır. Ateş, aynı ateştir. İsterseniz deneyelim ve şimdi size bunu göstereyim.’ dedi. Bizden, üzerimize giydiğimiz gömlekleri çıkarmamızı istedi. Çıkarıp, kendisine verdik. O da hırkasını çıkarıp, bizimkilerin içine sardı. Öylece fırının içine attı. Biraz sonra fırının kapağını açıp, elini alevlerin içine soktu. Biz hayretle hâdiseyi tâkip ediyorduk. Sonra içerden hırkayı alıp önümüze koydu. Hırkada en ufak bir yanık izi yoktu. İçini açtığında, bizim gömleklerimizin hepsinin yanıp kül olduğunu gözlerimizle gördük. Sonra Mevlânâ bize dönerek: 
‘Ey rahipler! İşte gördüğünüz gibi, biz ateşe böyle uğrarız. Siz de böyle uğrarsınız.’ deyince, hepimiz insaf edip, Kelime-i Şehadeti getirerek Müslüman olduk. Her birimiz de, bundan sonra İslamiyet’in yayılması için çalışacağımıza, Hristiyanların doğru yola gelmesi için uğraşacağımıza söz verdik. İşte benim Mevlânâ’nın talebelerine hürmet ve iltifat etmemin sebebi budur.’

 

Posted in Hikayeler | Hz. Mevlana ve 40 Papaz için yorumlar kapalı
Tem 04

Berat Kandiliniz Mübarek Olsun.

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
“Berat, kırılan kalpleri onarma, dargınlık duvarlarını yıkma, kin, nefret ve intikam duygularını aşma günüdür. Yüce Yaradan’ın affına erebilmek için yaradılanı affetme günüdür. Berat Kandili, arzularımızın, tutkularımızın, heva ve heveslerimizin, bencilliklerimizin egemenliğinden, nefsimizin esaretinden kurtularak gerçek özgürlük beratımıza nasıl kavuşacağımızı öğretir. Nefis ve şeytanın hile ve tuzaklarına karşı her zaman yüksek bir teyakkuzda olma bilincini diri tutar. Bu kandil, beratımızı almamızın ancak, hayat rehberimiz olan Kur’an-ı Kerim’i anlamakla, yaşamakla, Sevgili Peygamberimiz’in (sav) bizlere miras bırakmış olduğu sünnetini ve evrensel ahlakî erdemleri hayatımıza yansıtmakla mümkün olacağını öğretir. Berat Kandili vesilesiyle bir kez daha hatırlatmak isterim ki, bugün İslam dünyası, bir taraftan Müslüman halkların kendi hür iradeleriyle yönetimlerini belirleme isteklerinin açıkça ortaya çıktığı; diğer taraftan tarihte yaşanmış mezhep farklılıklarının çatışmaya sürüklenmesinin tahrik edildiği; zulümlerin, savaşların, çatışmaların, insan hakları ihlallerinin, cinayetlerin, terör ve şiddetin, ekonomik sıkıntıların, fakirliğin, cehaletin, geri kalmışlığın yaşandığı zorlu bir süreçten geçmektedir.
“Bu mübarek gece; kin, nefret, öfke, kibir, dünyevileşme, güç tutkusu gibi beratımızın önünde duran ve gün geçtikçe artan engelleri bertaraf ederek birbirimizin beratına yardımcı olmayı; İslâm dünyası olarak barış, huzur ve güven içerisinde arınmış gönüllerle, günah yüklerimizden berat etmiş olarak Ramazan-ı şerife girmeyi nasip etmesini Cenab-ı Mevla’dan niyaz ediyorum.”
*Diyanethaber.com 
Posted in Gündem | Berat Kandiliniz Mübarek Olsun. için yorumlar kapalı
Tem 03

Havalanınca kafamıza sıçıyorlar

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 

 

İki emekli parkta güvercinlere yem atıyorlardı,

 

Birinci ihtiyar:

 

-“Su güvercinlere ne zaman yem atsam, siyasetçileri hatırlıyorum” dedi.

 

Diğer ihtiyar;

 

– Neden? Diye sorunca ekledi;

 

“Yerde dolaşırlarken elimizden yiyorlar, havalanınca kafamıza sıçıyorlar…”
Posted in Fıkralar | Havalanınca kafamıza sıçıyorlar için yorumlar kapalı
Tem 02

Gaflet Mi, Delâlet Mi, İhanet Mi?

 
 
 
 
 
30 yıldır Irak’ın kuzeyinden Türkiye’ye yapılan saldırıların bugün görmezden gelinmesi ve buna sebep olanların, buna destek verenlerin “Barzani’ye “Abi”, “Talabani’ye “Amca” gibi sözlerle iltifat edilmesi ve hatta terörün hamisi kişilerin üst düzeyde kırmızı halılarla karşılanması Türk Milleti’ni şaşkına çevirmektedir. Daha dün ülkesinde Abdullah Öcalan’ı barındıran ve ülkemize terör ihraç ettiği bilinen Suriye’ye karşı kardeşlikten bahsedenler Askeri keşif uçağımızın Suriye tarafından düşürülmesinin ardından kapıkulu olduğumuz NATO’nun verdiği “kuvvetli desteği”  sayesinde Suriye’yle  kanlı, kinli olmak için çalışmaktadırlar.  Fakat CHP Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu’nun şu açıklamaları herkesi şaşırmıştır.  “10 gün önce Lübnan’a kaçırılan bir Suriye uçağı vardı. O uçağın Tel Aviv’e götürüldüğü, şifrelerinin orada çözüldüğü, bilgisayar şifreleri çözülen bu uçağın İncirlik’e getirildiği ve kodlarının, şifrelerinin bizim uçağa aktarıldığı, onun Suriye’de bir Suriye uçağı gibi algılanacağı varsayılmış ve o şekilde gönderilmiş. Burada F-4 uçağına aktarılmış. Bu iddia da Suriye’de konuşuluyor” Bütün bunlara rağmen savaştan bahsedebilmektedirler. 30 yıldır ülkeyi bölmek istediklerini açık açık dile getiren, askerimizi, polisimizi,vatandaşlarımızı haince katleden, şehit eden hainlere karşı ise görüşmeler hazırlayan bu hükümet “Kandil’i” yerle bir edelim diyememektedir. Liderleri ile görüşmekte, İmralı’daki caniyi en güzel şekilde beslemektedir. Bunun sebebi ABD projesi olan “BOP =Büyük Orta Doğu ve KAP=Kuzey Afrika Projesi  mi, Eş Başkanlığı” görevini mi,  Yoksa Oslo protokolünde bulunduğu iddia edilen ve TSK’nın terörle mücadelesini olumsuz etkileyebilecek olan, “TSK mensuplarının, terörle mücadeleden dolayı, ileride savaş suçlusu olarak yargılanacağı” haberi midir?  Demek ki, Türkiye’yi  yönetenler, ABD’ye taşeron olma konusunda kesin kararlı görünmektedirler. 
Ülkemizde “Kürt Sorunu” değil “Terör Sorunu” vardır. Sınırlarımızdan geçip 300-400 civarındaki kudurmuşlara karşı bir şey yapmayanlar günü geldiğinde bu millete hesap vereceklerini asla unutmasınlar. Umursamaz davrananları kınıyor ve lanetliyorum. 
Posted in Gündem | Gaflet Mi, Delâlet Mi, İhanet Mi? için yorumlar kapalı
Tem 01

Bu İddia Doğru Mu?

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Öcalan, ABD’lilerle yatta görüştü iddiası
Aydınlık gazetesi PKK lideri Abdullah Öcalan’ın “programlı tedavi” denilerek sık sık İmralı Adası’nın dışına çıkarıldığını yazmıştı
Habere göre Öcalan, MİT Bursa Bölge Başkanlığı Merkez Misafirhanesi’ne götürülüyor ve burası bazı görüşmeler için ara istasyon olarak kullanılıyordu.
Gazete bugünde yeni bir iddiayı manşete çekti. Haberde bu ifadeler kullanıldı:
“Öcalan, Çarşamba günü ABD’lilerle görüştü. Buluşma, MİT’e ait bir yatta gerçekleşti. İmralı’dan 14.00’da hareket eden yat, 16.00’da Ada’ya döndü. Öcalan’ın yattan inip inmediği ise bilinmiyor
Aydınlık, İmralı Adası’ndaki güvenlik görevlileriyle görüştü ve Abdullah Öcalan hakkında yeni bilgilere ulaştı. Kaynaklar şu bilgiyi verdi: Son zamanlarda sık sık Ada dışına çıkarılan Öcalan, Çarşamba günü, MİT’e ait bir yatta ABD’lilerle buluştu. Görüşme 2 saat sürdü”

  *MYNET

Posted in Gündem | Bu İddia Doğru Mu? için yorumlar kapalı
Tem 01

Altın Sözler

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Atatürk Diyor ki!…
 
*“Orduyu imha etmek için mutlaka subayları mahvetmek, aşağılamak lazımdır. Bundan sonra milleti koyun sürüsü gibi boğazlamakta engeller ve müşkilat kalmaz” 31 Temmuz 1920, Afyonkarahisar Kolordu Dairesi’nde subaylarla konuşması.

 

* Atatürk, Hitler’in en parlak günlerinde “Bu adam Almanya’yı felakete sürüklüyor”, Mussolini için de “Maskara” demişti.

 

*“Yeşil görmeyen gözler, renk zevkinden yoksundur. Burasını öyle bir ağaçlandırın ki, kör bir insan dahi yeşillikler arasında olduğunu anlasın” Atatürk.

 

* Atatürk’ün Paris camiinin yapılması için Abdülhamid Han’la birlikte, bu yapıma her sene on bin dolarla iştirak ettiği tarih kayıtlarında bulunmaktadır. Vefatından sonra bu para kesilmiştir. Tokyo camiinin başlatılması ve yapımında da Atatürk’ün katkıları vardır.
 
*”Ya istiklal ya ölüm”  Sivas kongresinde
*”Geldikleri gibi giderler” Suriye cephesinde Yıldırım Orduları Grup Komutanı iken Mondros imzalanmış ve 13 kasım 1918 de İstanbul’a çağrılmıştır. İstanbul’a geldiğinde itilaf donanmalarını görünce söylemiştir.*’Benim naciz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır ,fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır ”18 haziran1926 da -Gazi suikast dolayısıyla Anadolu Ajansına demeç verdiği sırada söylemiştir.

*”Ben, size taarruz emretmiyorum;ölmeyi emrediyorum!Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar geçebilir.”  Çanakkale Savaşı

*Vatanın bütünlüğü, Milletin istiklali tehlikededir. Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” Amasya Genelgesi

*”Siz orada yalnız düşmanı değil,Milletin makus talihini de yendiniz. İkinci İnönü Muharebesi—İsmet İnönü’ye Kutlama Telgrafı

*”Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla sulanmadıkça terk edilemez.”
Sakarya Meydan Muharebesi

*”Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri.” Baş Komutanlık Meydan Muharebesi

 

Posted in Atasözleri Vecizeler | Altın Sözler için yorumlar kapalı
Haz 30

Türklük bir kültürdür!

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Ülkeyi ayrıştırmaya yönelik soruların iliştirildiği anketler devam ediyor. Millet ise gereken cevabı veriyor.
 “Kendinizi hangi etnik kökene ait hissediyorsunuz?” sorusuna % 77.9 “Türk”, % 10.3 “Kürt” yanıtı geldi.
Türkiye’de 36 etnik grup var denilmesine rağmen milletin büyük çoğunluğu Türk olduğunu söylemiştir. Bazı yöneticilerimiz ise  Türk  olduklarını söylemekten kaçınmaktadırlar.
Bir zamanlar bu tür soruları sormaya hiç kimse cesaret edemezdi. Şimdi her şey çizgisinden çıktı. Medya karşısında söylenenlerden daha da önemlisi gizli yapılan görüşmelerde nelerin söylendiği değil midir. Gizli toplantılarda konuşulanlar kamuoyuna sızdırılınca farklı söylemlerde ardı ardına gelmektedir. Adeta kamuoyunun düşüncesi yoklanmakta. Nasıl bir tepki gelecek diye beklenmektedir. Kamu oyundan tepki var ise söylenen herhangi bir söz o kişinin şahsi fikri olarak ifade edilmekte, eğer tepki yok ise o zaman ileri sürülen fikrin güzelliğinden, demokratik olmasından, insan haklarına uygunluğundan bahsedilmektedir. Medya ise bu tür işlere borazancılık etmektedır.
Kısacası insan ile, insan aklı ile oynanmaktadır.

 

Posted in Gündem | Türklük bir kültürdür! için yorumlar kapalı
Haz 29

“Kürtçe Seçmeli”

 
 
 
(Kürtçe Seçmeli) Ders
Ne yapılmak istendiği açık değil mi?

 

İşletmeci Millî(!) Eğitim Bakanı tarafından Kürtçe’nin seçmeli ders olarak okutulacağı açıklandı. Daha önce TRT 6 kanalıyla yerelde farklı lehçelerden oluşan dili yani Kürtçe’yi bütünleştirmektedirler. Yapılan uygulamaların terör örgütünün istekleriyle bire bir örtüşmekte olduğu görülmektedir. Habur süreci, Oslo süreci, derken şu anda Kürtçe denilen aslında Arapça, Farsça, Türkçe, Ermenice, vs. dillerin karışımı bir dil meydana getirerek alfabesini de hazırlayacaklardır. Koordinatör ülke (İngiltere) Türkiye Cumhuriyeti Devletini parçalamak için ABD ve AB ile birlikte ve yerli işbirlikçilerle hızlı bir şekilde planı uyguluyorlar. Arap Dünyasında meydana gelen olayların nasıl bir aşamaya geldiği bilinmektedir. Şu anda Türkiye, Türk Milleti’ne ‘Ateşten Gömlek’ giydirmek isteyenlerin cirit attığı bir ülke haline gelmiştir. Bütün bunlara sesini çıkarmayanlara şu Hadis-i Şerifi hatırlatmakta fayda var. “Bir kötülük gördüğünde elinle düzelt, ona gücün yetmiyorsa dilinle düzelt, ona da gücün yetmiyorsa kalbinle buğz et. İşte bu ‘kalp ile buğz etmek’ imanın en zayıf derecesidir.” 
Biz, buğz etmeyi bile beceremiyoruz. Bu zayıf imanla Allah sonumuzu hayretsin!…

 

Posted in Yazılarım | “Kürtçe Seçmeli” için yorumlar kapalı
Haz 28

‘Radikal İslamcı, Masum Amerikan Köpeğini Öldürdü.`

 

                                                        
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
     Adamın biri New York, Central Park`ta yürüyüş yaparken, aniden kuduz bir köpeğin küçük bir kıza saldırdığını görür. Koşar ve köpekle boğuşmaya başlar. Hayli uzun bir uğraştan sonra üzeri yara bere içinde kaldığı halde köpeği öldürür. Ama küçük kızın da hayatını kurtarmıştır.
Son anda bu sahneyi gören polis nefes nefese olay yerine koşar ve adamın yanına gelir. Sarılıp teşekkür etikten sonra `Sen` der `bir kahramansın, yarın bütün gazeteler seni yazacaklar. Ve göreceksin başlık da şöyle olacak;
-Cesur New York`lu küçük kızın hayatını kurtardı.`
Adam `Ama ben New York`lu değilim!` der.
Polis `Fark etmez, bu durumda gazeteler şunu yazacaklar;
-Cesur Amerikalı küçük kızın hayatını kurtardı` cevabını verir.
`Ama ben Amerikalı da değilim` der adam artık şaşırarak. Polis `
-Ya, o halde nerelisin?` diye sorunca adam cevap verir;
-`Ben Iraklıyım!`
Polis adama başka bir şey söylemez. Ama adam ertesi gün gazeteleri aldığında şöyle bir başlıkla karşılaşır;
-`Radikal İslamcı, masum Amerikan köpeğini öldürdü.`!
 
Posted in Fıkralar | ‘Radikal İslamcı, Masum Amerikan Köpeğini Öldürdü.` için yorumlar kapalı