Ağır bir hasta hastanede yatmaktayken tüm ailesi bekleme odasında doktorlardan haber beklemektedirler. Yorgun ve umutsuz bakışlı bir doktor çıkar:
-Yaşaması için tek bir şansı var, o da beyin nakli. Böyle bir ameliyatı ilk olarak deneyeceğiz. Tabi ki bütün masraflar hastanın ailesine ait.
Aile suskun, yorgun, çaresiz… Aralarından biri:
-Peki, ama doktor bey bunun fiyatı nedir? Doktor:
-Değişir..Erkek beyni kullanırsak 5000 euro, Kadın beyni kullanırsak 200euro’dur.
Uzun bir sessizlik olur. Beyler gülmemek için kendilerini tutmaya çalışırlar. Hanımlarla göz göze gelmemeye çabalarlar. Ama aralarından biri merak eder ve sorar:
-Doktor bey, bu fiyat farkının sebebi nedir?
Cerrah Doktor gülümser:
-Eee, tabi aynı arabalar gibi… Kadın beyinleri ucuz oluyor. Akıllarını çok ama çok kullandıkları için. Kullanılmış bir akıl, kullanılmış bir beyin. Erkek beyni ise, hiç kullanılmamış beyin, hiç kullanılmamış akıl olduğu için sıfır km. bir araba gibi pahalı oluyor.
Kaynak: http://www.erenet.net/fikralar.php?id=Kadin_Beyni&op=FikraOku
Kadın Beyni
Ağır bir hasta hastanede yatmaktayken tüm ailesi bekleme odasında doktorlardan haber beklemektedirler. Yorgun ve umutsuz bakışlı bir doktor çıkar:
-Yaşaması için tek bir şansı var, o da beyin nakli. Böyle bir ameliyatı ilk olarak deneyeceğiz. Tabi ki bütün masraflar hastanın ailesine ait.
Aile suskun, yorgun, çaresiz… Aralarından biri:
-Peki, ama doktor bey bunun fiyatı nedir? Doktor:
-Değişir..Erkek beyni kullanırsak 5000 euro, Kadın beyni kullanırsak 200euro’dur.
Uzun bir sessizlik olur. Beyler gülmemek için kendilerini tutmaya çalışırlar. Hanımlarla göz göze gelmemeye çabalarlar. Ama aralarından biri merak eder ve sorar:
-Doktor bey, bu fiyat farkının sebebi nedir?
Cerrah Doktor gülümser:
-Eee, tabi aynı arabalar gibi… Kadın beyinleri ucuz oluyor. Akıllarını çok ama çok kullandıkları için. Kullanılmış bir akıl, kullanılmış bir beyin. Erkek beyni ise, hiç kullanılmamış beyin, hiç kullanılmamış akıl olduğu için sıfır km. bir araba gibi pahalı oluyor.
Kaynak: http://www.erenet.net/fikralar.php?id=Kadin_Beyni&op=FikraOku

Muhalefette iken şehide ‘Kelle’, katile de’Sayın’ diyen RTE’nin hoş göstermeye çalıştığı vampirin cinayetleri:
22 Ocak 1987’de, PKK’nın, Hakkâri’ye bağlı Ortabağ’da soba içine koyduğu bombalarla katlettiği 8 köylüyü…
20 Haziran 1987’de, PKK’nın, Mardin’in Ömerli ilçesine bağlı Pınarcık’ta katlettiği 6’sı kadın, 16’sı çocuk 30 köylüyü…
9 Temmuz 1987’de, PKK’nın, Mardin’in Midyat ilçesinde katlettiği 16’sı çocuk, 31 kişiyi..
18 Ağustos 1987’de, PKK’nın, Eruh’a bağlı Kılıçkaya köyünde katlettiği 23 kişiyi…
29 Mart 1988’de, PKK’nın, Eruh’a bağlı Yağızoymak köyünde boğduğu 9 çobanı…
22 Mart 1990’da, PKK’nın Elazığ’da katlettiği 9 mühendisi…
16 Nisan 1990’da, PKK’nın, Elazığ’da katlettiği 4 öğretmeni…
11 Haziran 1990’da, PKK’nın, Şırnak’ın Güçlükonak ilçesi Çevrimli köyünde katlettiği 12’si çocuk, 7’si kadın 27 kişiyi…
14 Temmuz 1991’de, PKK’nın, Kahramanmaraş’ın Çağlayancerit ve Pazarcık ilçelerinde katlettiği yine aralarında çocukların da bulunduğu 9 kişiyi…
11 Haziran 1992’de, PKK’nın, Bitlis’in Tatvan ilçesinde minibüs tarayarak katlettiği 13 kişiyi…
27 Haziran 1992’de PKK’nın Silvan’ın Yolaç köyünde camide namazdan kaldırıp taradığı 10 kişiyi…
1 Ekim 1992’de, PKK’nın Bitlis’in Cevizdalı köyünde katlettiği 30 kişiyi…
22 Ekim 1992’de, PKK’nın Malazgirt’teki Dedebağ köyünde katlettiği 12 kişiyi…
5 Temmuz 1993’te, PKK’nın Erzincan’ın Başbağlar köyünde katlettiği 33 kişiyi…
18 Temmuz 1993’de PKK’nın, Van’ın Bahçesaray ilçesine bağlı Sündüzlü yaylasında katlettiği 24 kişi kişiyi…
25 Ekim 1993’te, PKK’nın Erzurum’da Çat ilçesine bağlı Yavi beldesinde katlettiği 35 kişiyi…
5 Ağustos 1995’te, PKK’nın Hatay’ın Hassa ilçesine bağlı Akbez beldesinde katlettiği 3’ü çocuk 8 kişiyi..
23 Nisan 1996’da PKK’nın, Kahramanmaraş’ın Ekinözü ilçesinde katlettiği 3 öğretmeni…
13 Mart 1999’da, PKK’nın İstanbul Kadıköy’de katlettiği 13 kişiyi katleden caniler.i sevimli göstermeye çalışanlar intihar etmekteler..
***
Ne çabuk unuttunuz!…
Yüzünün hiçbirinizin zihninden silinmediğine inandığım, beyaz kundağı karnını delen kurşun yarasından süzülen kana bulanmış o bebeği…
Kafatası ikiye ayrılmış, kurşunlanmış, kesilmiş, doğranmış, yakılmış çocukları …
Son nefesini verdiği yere beyni akmış çocukları…
El kadar bedenlerinden kan gölleri dolup taşan çocukları…
Abilerinin elini sımsıkı tutmuş, annelerinin koyunlarına girmiş ama caniliğin pençesinden kaçamamış çocukları…
Çırılçıplak bedeni parçalanmış, gözleri, yüzleri oyuk oyuk kadınları…
Kolu bacağı kopmuş adamları…
Fotoğrafları dahi hâlâ yanmış insan eti kokan, küle dönmüş bedenleri … Ne çabuk unuttunuz!…
***
PKK’nın, Amerika’dan, İngiltere’den, Almanya’dan, Rusya’dan, Çekoslovakya’dan, İspanya’dan, Macaristan’dan, Bulgaristan’dan, Çin’den aldığı (kaydedilebilen) 4 bin 500 AK-47 kaleşnikof, 5 bin 713 tüfek, 2 bin 885 tabanca, 3 bin 490 el bombası, 11 bin 568 mayın ve roketatarlarla işlediği cinayetleri… Ne çabuk unuttunuz!…
Kaynak: http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=25859.
Hiçbir insan bunu kabul edemez. Edenler haindir.
Bir devlet halkına zulüm ederse
Elbette ki yıkılması hak derim
Rüşvet, torpil başın almış giderse
O devlet her şeye müstahak derim
Adalet ağacı dal dal kurursa
Kendi kültürüne yama vurursa
Etnik ırkçıları övüp durursa
O devlet her şeye müstahak derim
Kesilmişse öz dilinin pençesi
Bir pula dönmüşse altın akçesi
Hayâsızlık kol gezerse, Türkçesi
O devlet her şeye müstahak derim
Bir yanda zenginler, bir yanda açlar
Olur, olmaz yerde alınsa baçlar
Kum gibi kaynarsa çevrede Haç’lar
O devlet her şeye müstahak derim
Köklü, ayrık otu gibi illetin
Uçan kuşa borcu varsa milletin
Taşeronu oluyorsa zilletin
O devlet her şeye müstahak derim
Hizmet farklı farklı yapılıyorsa
Rüşvet ve avanta kapılıyorsa
Hak varken batıla tapılıyorsa
O devlet her şeye müstahak derim
Çare bulmak için sürekli kaşın
Soğan, bulgur, ekmek, sofrada aşın
Hak ararken ipe giderse başın
O devlet her şeye müstahak derim
O devlet benimse susar susarım
Varım, yoğum her şeyimi asarım
Bütün hainlere kinim kusarım
Her şeye müstahak demem, diyemem

Kayseri’de Müslümanlığı seçen gayrimüslim aile yeni dinlerini de öğrenmeye gayret gösteriyorlarmış. Zaman da mübarek Ramazan ayı imiş. Eşiyle birlikte bir akşam gezintisi yaparken cemaatin namaz kıldığını görmüş. Hanımına dönüp :
-Ben de namaz kılayım, demiş.
Camiye girmiş. Kılınan namaz teravih namazı imiş. O da cemaate uyup namaza başlamış ama bitmiyor ki gitsin. Terin suyun içinde kalmış adam. Hemen üzerindeki ceketi hanımına verip tekrar namaza dönüyormuş ki hanımı ardından sormuş:
-Ne oldu, namaz bitmedi mi?
-Hoca bitiriyor ama arkada biri hocaya fit veriyor
– iş iddiaya bindi galiba!

Hoş bizim 1000 yıllık Türkleştirmemiz bu yurdu Türk yurdu kılmaya yeter ama Batı maşaları bu toprakların aslında Hint-Avrupai ulusların olduğunu şöyle yahut böyle dile getirmektedir.
Nisan 2005 ayı içinde İTÜ’de konferans veren Avusturyalı yazar ve belgesel film yapımcısı Erich Feigl, konuşmasını söyle bitirdi: “This land is yours. You didn’t settle in Anatolia after the Battle of Malazgirt. Archeological findings at Catalhoyuk prove that you have been here for more than 10,000 years”
Türkçesi: “Bu topraklar size ait. Sizler Anadolu’ya Malazgirt zaferiyle yerleşmediniz. Çatalhöyük’teki arkeolojik bulgular, sizlerin 10.000 yıldan uzun süredir burada bulunduğunuzu kanıtlamaktadır.” ( Kaynak : Tufan Türenç, 22 Nisan 2005 )
Anadolu’daki çok eski Türklerin izlerini aramak hep Güneş-Dil Kuramına vurulup alaya alınır. Ama gerçek gerçektir. Resmi Tarih Aryan ırkçısıdır. Türklere herhangi bir uygarlık biçmez. Onların uygarlıktan nasipsiz göçebeler olduğunu yineler durur. Batılıların bu konudaki huyu hakkında küçük bir örnek verelim.
http://onturk.wordpress.com/2011/03/03/anadolu-oz-be-oz-turk-yurdudur/
“Sir Henry Rawlinson’un Sümer dilini Turani bir dil olarak tanımladığı dönemde Sümer medeniyeti henüz keşfedilmemişti. Bilim adamları onların, büyük Sami medeniyeti içinde yaşayan geri bir toplum olduğunu düşünüyordu. Daha sonra arkeolojik araştırmalar Sami medeniyetinin asıl dayanağı olan büyük Sümer gerçeğini ortaya çıkarınca Batı bilim çevreleri Sümerlilere atfedilen Turani damgasını bırakıp onların bilinmeyen bir dile ve ırka sahip oldukları tezini ortaya attılar. Böylece asrımızın başında tarihçi Prof.Goodspeed Sümerlilerin Samilerden üstün bir medeniyete sahip olduklarını fakat hangi ırka mensup oldukları bilinmeyen bir millet olduğunu yazıyordu.” ( Selahi Diker – Türk Dilinin Beş Bin yılı)