Mar 08

Kadın Beyni

kadin_beyni
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Ağır bir hasta hastanede yatmaktayken tüm ailesi bekleme odasında doktorlardan haber beklemektedirler. Yorgun ve umutsuz bakışlı bir doktor çıkar:
-Yaşaması için tek bir şansı var, o da beyin nakli. Böyle bir ameliyatı ilk olarak deneyeceğiz. Tabi ki bütün masraflar hastanın ailesine ait.
Aile suskun, yorgun, çaresiz… Aralarından biri:
-Peki, ama doktor bey bunun fiyatı nedir? Doktor:
-Değişir..Erkek beyni kullanırsak 5000 euro, Kadın beyni kullanırsak 200euro’dur.
Uzun bir sessizlik olur. Beyler gülmemek için kendilerini tutmaya çalışırlar. Hanımlarla göz göze gelmemeye çabalarlar. Ama aralarından biri merak eder ve sorar:
-Doktor bey, bu fiyat farkının sebebi nedir?
Cerrah Doktor gülümser:
-Eee, tabi aynı arabalar gibi… Kadın beyinleri ucuz oluyor. Akıllarını çok ama çok kullandıkları için. Kullanılmış bir akıl, kullanılmış bir beyin. Erkek beyni ise, hiç kullanılmamış beyin, hiç kullanılmamış akıl olduğu için sıfır km. bir araba gibi pahalı oluyor.
 
 
Kaynak: http://www.erenet.net/fikralar.php?id=Kadin_Beyni&op=FikraOku
 
Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , , | Kadın Beyni için yorumlar kapalı
Mar 07

Dünya Kadınlar Günü

images
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bütün Kadınların Kadınlar Günü Kutlu Olsun
8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000’i aşkın kişi katıldı.
26 – 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın “Internationaler Frauentag” (International Women’s Day – Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.
İlk yıllarda belli bir tarih saptanmamıştı fakat her zaman ilkbaharda anılıyordu. Tarihin 8 Mart olarak saptanışı 1921’de Moskova’da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda (3. Enternasyonal Komünist Partiler Toplantısı) gerçekleşti. Adı da “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak belirlendi. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde anılması yasaklanan Dünya Kadınlar Günü, 1960’lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri’nde de anmaya başlanmasıyla daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977tarihinde 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılmasını kabul etti.
 
Türkiye’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü
Türkiye’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında ve onu izleyen yıllarda daha yaygın, ve yığınsal olarak kutlandı, kapalı mekanlardan sokaklara taşındı. “Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı” programından Türkiye’nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında “Türkiye 1975 Kadın Yılı” kongresi yapıldı. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nden sonra dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. 1984’ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından “Dünya Kadınlar Günü” kutlanmaya devam ediliyor.
 
Kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/D%C3%BCnya_Kad%C4%B1nlar_G%C3%BCn%C3%BC
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | Dünya Kadınlar Günü için yorumlar kapalı
Mar 07

Altın Sözler

images 

 

 

 

 

 

 

 

 

* “Efendiler, muhterem milletime tavsiye ederim ki; sinesinden yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanlarında ve vicdanlarındaki asil cevheri tahlil etmek dikkatinden bir an bile feragat etmesinler.” ATATÜRK

* “Her çağda, her ülkede, her zaman ortaya çıkabildiği gibi bizde de sinirleri zayıf, anlayışı kıt insanlarla birlikte, kişisel geçimini ve mutluluğunu yurdun ve milletin zararında arayan ‘VATANSIZ ALÇAKLAR’ vardır!..” (23.7.1919).. Yüce Türk Başbuğu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK

* 1919’da Türkiye savaştan yenik çıktığında bir İngiliz raporunda; “Türkler şu anda mağlup görülüyorlar, ancak ilerde Asya’daki Türklerle birleşirlerse canımıza okurlar” ATATÜRK
 
* Bir milletin başarısı, mutlaka bütün milli güçlerin bir istikamette oluşmasıyla mümkündür. Bu nedenle bilelim ki, elde ettiğimiz başarı, milletin güç birliği etmesinden, ortak hareket etmesinden ileri gelmiştir. Eğer aynı başarı ve zaferleri gelecekte de tekrarlamak istiyorsak, ayni esasa dayanalım ve aynı şekilde yürüyelim. “ ATATÜRK
 
* İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal… İkinci Mustafa Kemal, onu ” ben “ kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. ATATÜRK
O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur! ATATÜRK
* Mal kaybeden, bir şey kaybetmiştir, onurunu kaybeden birçok şey kaybetmiştir. Fakat cesaretini kaybeden her şeyini kaybetmiştir. Goethe
 
* Akıllı adamlar söyleyecek sözleri olduğu için, aptallar illa konuşmak zorunda oldukları için konuşurlar. Elatun
 
* Böcek olmayı kabul edenler, ayaklar altında kalmaktan ve ezilmekten yakınmamalıdırlar. Kant
 
 
 
Posted in Atasözleri Vecizeler | Tagged , , , , , , , , | Altın Sözler için yorumlar kapalı
Mar 06

“Vampirin” Canilikleri

1361522197
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Muhalefette iken şehide ‘Kelle’, katile de’Sayın’ diyen  RTE’nin hoş göstermeye çalıştığı vampirin cinayetleri:
22 Ocak 1987’de, PKK’nın, Hakkâri’ye bağlı Ortabağ’da soba içine koyduğu bombalarla katlettiği 8 köylüyü…
20 Haziran 1987’de, PKK’nın, Mardin’in Ömerli ilçesine bağlı Pınarcık’ta katlettiği 6’sı kadın, 16’sı çocuk 30 köylüyü…
9 Temmuz 1987’de, PKK’nın, Mardin’in Midyat ilçesinde katlettiği 16’sı çocuk, 31 kişiyi..
18 Ağustos 1987’de, PKK’nın, Eruh’a bağlı Kılıçkaya köyünde katlettiği 23 kişiyi…
29 Mart 1988’de, PKK’nın, Eruh’a bağlı Yağızoymak köyünde boğduğu 9 çobanı…
22 Mart 1990’da, PKK’nın Elazığ’da katlettiği 9 mühendisi…
16 Nisan 1990’da, PKK’nın, Elazığ’da katlettiği 4 öğretmeni…
11 Haziran 1990’da, PKK’nın, Şırnak’ın Güçlükonak ilçesi Çevrimli köyünde katlettiği 12’si çocuk, 7’si kadın 27 kişiyi…
14 Temmuz 1991’de, PKK’nın, Kahramanmaraş’ın Çağlayancerit ve Pazarcık ilçelerinde katlettiği yine aralarında çocukların da bulunduğu 9 kişiyi…
11 Haziran 1992’de, PKK’nın, Bitlis’in Tatvan ilçesinde minibüs tarayarak katlettiği 13 kişiyi…
27 Haziran 1992’de PKK’nın Silvan’ın Yolaç köyünde camide namazdan kaldırıp taradığı 10 kişiyi…
1 Ekim 1992’de, PKK’nın Bitlis’in Cevizdalı köyünde katlettiği 30 kişiyi…
22 Ekim 1992’de, PKK’nın Malazgirt’teki Dedebağ köyünde katlettiği 12 kişiyi…
5 Temmuz 1993’te, PKK’nın Erzincan’ın Başbağlar köyünde katlettiği 33 kişiyi…
18 Temmuz 1993’de PKK’nın, Van’ın Bahçesaray ilçesine bağlı Sündüzlü yaylasında katlettiği 24 kişi kişiyi…
25 Ekim 1993’te, PKK’nın Erzurum’da Çat ilçesine bağlı Yavi beldesinde katlettiği 35 kişiyi…
5 Ağustos 1995’te, PKK’nın Hatay’ın Hassa ilçesine bağlı Akbez beldesinde katlettiği 3’ü çocuk 8 kişiyi..
23 Nisan 1996’da PKK’nın, Kahramanmaraş’ın Ekinözü ilçesinde katlettiği 3 öğretmeni…
13 Mart 1999’da, PKK’nın İstanbul Kadıköy’de katlettiği 13 kişiyi katleden caniler.i sevimli göstermeye çalışanlar intihar etmekteler..
 ***
Ne çabuk unuttunuz!…
Yüzünün hiçbirinizin zihninden silinmediğine inandığım, beyaz kundağı karnını delen kurşun yarasından süzülen kana bulanmış o bebeği…
Kafatası ikiye ayrılmış, kurşunlanmış, kesilmiş, doğranmış, yakılmış çocukları …
Son nefesini verdiği yere beyni akmış çocukları…
El kadar bedenlerinden kan gölleri dolup taşan çocukları…
Abilerinin elini sımsıkı tutmuş, annelerinin koyunlarına girmiş ama caniliğin pençesinden kaçamamış çocukları…
Çırılçıplak bedeni parçalanmış, gözleri, yüzleri oyuk oyuk kadınları…
Kolu bacağı kopmuş adamları…
Fotoğrafları dahi hâlâ yanmış insan eti kokan, küle dönmüş bedenleri … Ne çabuk unuttunuz!…
 ***
PKK’nın, Amerika’dan, İngiltere’den, Almanya’dan, Rusya’dan, Çekoslovakya’dan, İspanya’dan, Macaristan’dan, Bulgaristan’dan, Çin’den aldığı (kaydedilebilen) 4 bin 500 AK-47 kaleşnikof, 5 bin 713 tüfek, 2 bin 885 tabanca, 3 bin 490 el bombası, 11 bin 568 mayın ve roketatarlarla işlediği cinayetleri… Ne çabuk unuttunuz!…
 
Kaynak: http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=25859.
 
Hiçbir insan bunu kabul edemez. Edenler haindir.
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , | “Vampirin” Canilikleri için yorumlar kapalı
Mar 05

MÜSTAHAK…( !)

indir (1)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bir devlet halkına zulüm ederse
Elbette ki yıkılması hak derim
Rüşvet, torpil başın almış giderse
O devlet her şeye müstahak derim
 
Adalet ağacı dal dal kurursa
Kendi kültürüne yama vurursa
Etnik ırkçıları övüp durursa
O devlet her şeye müstahak derim
 
Kesilmişse öz dilinin pençesi
Bir pula dönmüşse altın akçesi
Hayâsızlık kol gezerse, Türkçesi
O devlet her şeye müstahak derim
 
Bir yanda zenginler, bir yanda açlar
Olur, olmaz yerde alınsa baçlar
Kum gibi kaynarsa çevrede Haç’lar
O devlet her şeye müstahak derim
 
Köklü, ayrık otu gibi illetin
Uçan kuşa borcu varsa milletin
Taşeronu oluyorsa zilletin
O devlet her şeye müstahak derim
 
Hizmet farklı farklı yapılıyorsa
Rüşvet ve avanta kapılıyorsa
Hak varken batıla tapılıyorsa
O devlet her şeye müstahak derim
 
Çare bulmak için sürekli kaşın
Soğan, bulgur, ekmek, sofrada aşın
Hak ararken ipe giderse başın
O devlet her şeye müstahak derim
 
O devlet benimse susar susarım
Varım, yoğum her şeyimi asarım
Bütün hainlere kinim kusarım
Her şeye müstahak demem, diyemem
 
Posted in Şiirlerim | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | MÜSTAHAK…( !) için yorumlar kapalı
Mar 04

Bu Nasıl Devlet Yönetmek

HaberRes_27720

AKP Hükümeti’nin çiftçinin sorunlarını unutup sadece bebek katiline kulak vermesi tepkilere neden oluyor.Antalya’nın Alanya İlçesi’nde 2B arazilerini yüksek bedele alamayan köylüler otoyolda yaklaşık 3 saat eylem yaptı.

Yaklaşık 500 kişilik grubun kapattığı Alanya-Antalya D-400 Karayolu’nda 3 saat boyunca, yolun her iki yönünde kilometrelerce araç kuyruğu oluştu.

Kadın ve çocukların da katıldığı eylemde hükümetten tasarıyı geri çekmesini isteyen grup yolda oturma eylemi yaptı.

“Dağa çıkanın dediği oluyor, çiftçinin dediği olmuyor. Sesimizi duyan yok” diyen köylüler, “İmralı’ya değil, çiftçiye sahip çık”, “İmralı ile görüştün bizimle de görüş” pankartları taşıdı.

Haber Kaynağı: http://www.ortadogugazetesi.net/haber.php?id=27720
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Bu Nasıl Devlet Yönetmek için yorumlar kapalı
Mar 04

“Ey RTE, Şu an ki Makamını Milliyetçiliğe Borçlusun!”

indir HaberRes_27600

 Fotoğrafın Adresi: http://www.ortadogugazetesi.net/haber.php?haber=piskinligin-boylesi&id=27600

Türklüğü ayaklarının altına alan Başbakan Erdoğan, şimdi de “Türk sorunu çıkaracaklar” diye üste çıkmaya çalışıyor.

 
Kan kuyusunda işbirliği… Bu utanç size yeter! 

 

“Ey RTE, Şu an ki Makamını Milliyetçiliğe Borçlusun!”
 
“Bu süreçte kimse bizim karşımıza Kürtlükle çıkmasın, kimse bizim karşımıza Türklükle de çıkmasın. Biz her türlü milliyetçiliği, ayaklarının altına almış bir iktidarız. Kuru milliyetçilik yok. Bizim milliyetçilik anlayışımızda ne var biliyor musun? Vatanseverlik var. İnsan severlik var. Fakirin, fukaranın, garip gurebanın yanında yer almak var” RTE
 
Bu ifadeleri sarf eden, bu güne kadar Türk’ü yok sayan, sürekli etnik yapıdan bahseden Tayyip anne tarafından Batum göçmeni bir Gürcü Yahudisiymiş. Baba tarafından Cumhuriyet öncesi Potamya olarak bilinen Güneysu ilçesine bağlı Dumankaya ya da Rumca ismiyle Pilihoz köyünden eşkıya Bakatalı Teyup’un torunuymuş.
Yani Rum’muş.
Bu konuyu anlamak istemeyenlere bir kere daha açık bir ifadeyle izah edelim;
Tayyip;
Anne tarafından Gürcü Yahudisi…
Baba Yönünden ise Rum Çocuğu imiş… 
*(TAKUNYALI FÜHRER KİTABI – SAYFA 28 Ergün Poyraz)
 
Necip Türk Milleti seni etnik yönüne bakmadan 10 yıldır ülkesine ‘başbakan’ olarak seçmiştir. (Devlet Bahçeli) Bu âli-cenaplığa bu vefasızlık, niçin? Şimdi daha iyi anlaşılıyor… Böyle bir kişi “Türk milliyetçiliğini ayaklar altına aldık” demez mi? Adam Türk değil, adam Kürt değil. Ne tesadüf, cani terör elebaşı da Türk değil, Kürt değil… Agop Artinyan adlı bir Ermeni…. 
Siz %50 AKP’nin “Beraber yürüdük biz bu yollarda” şarkısını niçin söylediklerini şimdi anladınız mı?  
 
Milliyetçilik konusuna yeni bir yorum getiren RTE’nin bugüne kadar milliyetçiliğin (ırkını değil) milletini, vatanını, bayrağını sevmek ve milletin değerlerine sahip çıkmak olduğunu bilmemesi mümkün mü? Peygamberimiz “Kişi kavmini övmekle kınanamaz” demiştir. Buradaki kavim millettir. Millet Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan herkestir. Hainlik yapmadığı sürece milletin bir ferdidir.
“Muhteşem” RTE’ Suriye’de Esad kan akıtıyor diye onu kınıyor, onu “şeytana” benzetiyor. Ancak  RTE Türkiyeyi bölmek isteyen, askerini, polisini, öğretmenini, etnik ayrım gözetmeksizin bütün vatandaşını, silahla katleden terör örgütünün cani ele başı ile görüşüyor. Onun her isteğini yerine getiriyor. Bu nasıl bir anlayış, bu nasıl bir siyasettir…..  
Geçim derdine düşmüş vatandaşların sessiz kalmalarını anlıyorum da, yıllarca eğitim görmüş, hatta üniversitelerde ders vermiş, sözde bilim adamı ünvanlı ve AKP’de söz sahibi olan kişilerin sessizliğini şiddetle kınıyorum. Her şeyi gören, her konuda konuşan, herkese akıl veren fakat bunca olumsuzluğa rağmen, ülke adım adım bölünürken sessiz kalanların, hatta alkış tutanların sebebini vatandaş biliyor. Vatandaş ” makam, mevki veya menfaat ilişkisi olunca ülke unutuldu” diyor. Canlı bir varlık hiçbir zaman duyarsız kalamaz. Hele hele bu canlı insan olursa asla diye düşünüyorum. Galiba yanılıyorum….
Hz. Peygamberimiz birliği sağlamak için cahiliyeyi ayaklar altına almıştı. RTE ise birliği sağlayan “milliyetçiliği ayaklar altına aldığını” söyleyerek cahiliye dönemine çağrı yapıyor. Aynı zamanda Hz. Peygambere hakaret etmiş oluyor. En büyük “cahiliyeyi”  RTE yaşıyor. Kendisini kendi ayağı altına alıyor. “Türk milliyetçiliği olmasaydı bu devlet olmazdı. Bu devlet olmasaydı sen Başbakan olamazdın” diyen vatandaş haksız mı?
Her şeyin genetiği değiştiriliyor. İnsanlarının da genetiği değiştirilmiş olabilir mi?  
Bir zamanlar ABD’de “Deliğe süpürmeyin, kullanın” diyenler hala hayatta ve yanı başında!…
 
 
Posted in Yazılarım | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | “Ey RTE, Şu an ki Makamını Milliyetçiliğe Borçlusun!” için yorumlar kapalı
Mar 03

İş İddiaya Bindi

193-hindistan-namaz-teravih
 
Kayseri’de Müslümanlığı seçen gayrimüslim aile yeni dinlerini de öğrenmeye gayret gösteriyorlarmış. Zaman da mübarek Ramazan ayı imiş. Eşiyle birlikte bir akşam gezintisi yaparken cemaatin namaz kıldığını görmüş. Hanımına dönüp :
-Ben de namaz kılayım, demiş.
Camiye girmiş. Kılınan namaz teravih namazı imiş. O da cemaate uyup namaza başlamış ama bitmiyor ki gitsin. Terin suyun içinde kalmış adam. Hemen üzerindeki ceketi hanımına verip tekrar namaza dönüyormuş ki hanımı ardından sormuş:
-Ne oldu, namaz bitmedi mi?
-Hoca bitiriyor ama arkada biri hocaya fit veriyor
– iş iddiaya bindi galiba! 
 
Posted in Fıkralar | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | İş İddiaya Bindi için yorumlar kapalı
Mar 03

3 Mayıs Milliyetçiler Bayramı Kutlu Olsun

  HaberRes_23791

indir

 


 
 
 
 
 
 
 
 
 
5 Ağustos 1942 günü Başbakanı Şükrü Saraçoğlu, TBMM konuşmasında; “-Biz Türküz-Türkçüyüz ve daima Türkçü kalacağız. Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar bir vicdan ve kültür meselesidir” demişti. Onun bu davranışı, Atsız Hoca’nın çıkardığı Türkçü Orkun Dergisi’nde, kendi imzası ile “Başbakan Şükrü Saraçoğlu’na Açık Mektup” yazmasına sebep olmuştu. Ve “-Sayın Başvekil, hem Türkçü hem de Başvekil olduğunuz için size bu mektubu yazıyorum. Çünkü Türkçü olmayan bir Başvekil’e hitap etmenin, ne kadar boş olduğunu bilirim” demişti.
Hoca, iki açık mektubunun birinde, suçladığı ve yirmi beş yıl sonra, yurtdışına kaçarken öldürülen komünist Sabahattin Ali’nin açtığı hakaret davasının oturumu için Ankara’ya geldiğinde, milliyetçi gençlik tarafından karşılanmış, adliye sarayında ve şehir içinde kendisine gösterilen sevgi gösterileri, mevcut yönetimi endişelendirmişti. Verilen altı aylık mahkûmiyet cezası ertelenmiş ancak Orkun Dergisi kapatılarak Atsız’ın edebiyat öğretmenliğine son verilmiştir. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü de, 19 Mayıs Gençlik Bayramı’nın açılış konuşmasındaki söylemi ile Türk Milliyetçilerini, Turancılıkla suçlamıştı.
 
Bunların ardından aralarında Alparslan Türkeş, Zeki Velidi Togan, Nejdet Sancar, Orhan Şaik Gökyay, Reha Oğuz Türkkan, Fethi Tevetoğlu, Hikmet Tanyu, İsmet Tümtürk, Muzaffer Eriş, Said Bilgiç ve Osman Yüksel Serdengeçti’nin de bulunduğu sanıklardan bazıları “Turancılıkla” suçlanarak ‘tabutluk’ adı verilen ve ‘500’er mumluk’ ampuller ile aydınlatılan hücrelere tıkılmış ve insanlık dışı işkencelerden geçirilmişlerdi. Türkeş’in ise tırnakları sökülmüştü…
23 sanık hakkında ‘ihtilal hazırlığı’ yaptıkları ve halkı ‘hükümete karşı’ isyana sevk ettikleri gerekçesiyle İstanbul 1’inci Sıkıyönetim Mahkemesi’nde dava açılmıştı.
‘Türkçülük-Turancılık’ adı ile tarihe geçen ve 3 yıldan fazla süren davada, 10 kişiye on yıla kadar çeşitli hapis cezası verilmiş; Türkeş ise 9 ay 10 gün hapse mahkûm olmuştu.
Karar, Yüksek Askeri Mahkeme’den dönmüştü.
Yenilenen yargılama yapılmış ve 31 Mart 1947 tarihinde bütün sanıklar beraat etmişlerdi.
 
Alparslan Türkeş yıllar sonra Türkçülük ve Turancılık davasını savunanları Milliyetçi Hareket Partisi çatısı altında örgütlemiş, Türk milliyetçiliğini yok etmek isteyen ‘İnönü eksenli’ devlet politikalarına meydan okuyarak 3 Mayıs gününü tarihini ‘Türkçülük Günü” ilan etmişti.
Sonraları 3 Mayıs Milliyetçiler Günü’ olarak Başbuğ Türkeş vefat edinceye kadar bütün MHP teşkilatlarında ve yan kuruluşlarında kutlanmıştır.
 
Rahmeti Rahman’a kavuşan bütün Milliyetçilere Allah’tan rahmet dilerim
 
Tanrı Türkü Korusun ve Yüceltsin!
Ne Mutlu Türküm Diyene!
 
Posted in Gündem | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | 3 Mayıs Milliyetçiler Bayramı Kutlu Olsun için yorumlar kapalı
Mar 02

Anadolu Türk yurdudur

indir
 
Hoş bizim 1000 yıllık Türkleştirmemiz bu yurdu Türk yurdu kılmaya yeter ama Batı maşaları bu toprakların aslında Hint-Avrupai ulusların olduğunu şöyle yahut böyle dile getirmektedir.
 
Nisan 2005 ayı içinde İTÜ’de konferans veren Avusturyalı yazar ve belgesel film yapımcısı Erich Feigl, konuşmasını söyle bitirdi: “This land is yours. You didn’t settle in Anatolia after the Battle of Malazgirt. Archeological findings at Catalhoyuk prove that you have been here for more than 10,000 years”
 
Türkçesi: “Bu topraklar size ait. Sizler Anadolu’ya Malazgirt zaferiyle yerleşmediniz. Çatalhöyük’teki arkeolojik bulgular, sizlerin 10.000 yıldan uzun süredir burada bulunduğunuzu kanıtlamaktadır.” ( Kaynak : Tufan Türenç, 22 Nisan 2005 )
 
Anadolu’daki çok eski Türklerin izlerini aramak hep Güneş-Dil Kuramına vurulup alaya alınır. Ama gerçek gerçektir. Resmi Tarih Aryan ırkçısıdır. Türklere herhangi bir uygarlık biçmez. Onların uygarlıktan nasipsiz göçebeler olduğunu yineler durur. Batılıların bu konudaki huyu hakkında küçük bir örnek verelim.
 
http://onturk.wordpress.com/2011/03/03/anadolu-oz-be-oz-turk-yurdudur/
 
“Sir Henry Rawlinson’un Sümer dilini Turani bir dil olarak tanımladığı dönemde Sümer medeniyeti henüz keşfedilmemişti. Bilim adamları onların, büyük Sami medeniyeti içinde yaşayan geri bir toplum olduğunu düşünüyordu. Daha sonra arkeolojik araştırmalar Sami medeniyetinin asıl dayanağı olan büyük Sümer gerçeğini ortaya çıkarınca Batı bilim çevreleri Sümerlilere atfedilen Turani damgasını bırakıp onların bilinmeyen bir dile ve ırka sahip oldukları tezini ortaya attılar. Böylece asrımızın başında tarihçi Prof.Goodspeed Sümerlilerin Samilerden üstün bir medeniyete sahip olduklarını fakat hangi ırka mensup oldukları bilinmeyen bir millet olduğunu yazıyordu.” ( Selahi Diker – Türk Dilinin Beş Bin yılı)
 
 
Posted in Hikayeler | Tagged , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Anadolu Türk yurdudur için yorumlar kapalı