Kas
04

* Kader, beyaz kâğıda sütle yazılmış yazı; Elindeyse beyazdan gel de sıyır beyazı! N.F.Kısakürek
* Başarıya koşacaksan onun altı düşmanından kaç: Uyku, uyuşukluk, korku, öfke, dağınıklık ve gevezelik. Pankotanra
* Büyük insanlar (Dahiler) fikirleri,
Orta insanlar (Zekiler) sistemleri,
Basit insanlar (Aptallar) olayları, kişileri tartışırlar.
* Muhabbet ve merhamet insanlığın, hiddet ve şehvet hayvanların sıfatıdır. Hz. Mevlana
* Kötülük insana tamahtan gelir; kanaatten kimse ölmedi, hırsla da kimse padişah olmadı. Hz. Mevlana
* Fırın tava gelir hamur biter, ev tava gelir ömür biter. Türk Atasözü
* Avcılıkta hedef; gez, göz, arpacıkla. İstikbalde hedef; bilgi, akıl ve kalp ile vurulur. Kenan ŞAHBAZ
* Sert huylu olursan çabuk kırılırsın, yumuşak huylu ol ki, kırılmayasın. K.ŞAHBAZ
Kas
03
Kas
03
“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” Ziya Paşa
Bir zamanlar İstanbul’da, Edirneli Aksi Yusuf adında bir peynir tüccarı varmış. Madrabaz ve cimri birisi olan tüccar Trakya’dan getirdiği peynirleri İstanbul’da satar, artanını da deniz yoluyla İzmir’e gönderirmiş. İzmir’de peynir fiyatları yükseldikçe elinde ne kadar mal var ise gemilere yükletir ama navlunu peşin vermek istemeyerek kaptanları yalanlarıyla oyalar durur, “Hele peynirler sağ salim varsın, istediğin parayı fazla fazla veririm” diye vaatlerde bulunurmuş. Birkaç kez aldanan tüccar gemi kaptanlarından birisi, yine İzmir’e doğru yola çıkmak üzere iken diklenmiş:
-Efendi, tayfalarıma para ödeyeceğim. Geminin kalkması için misafirim var. Navlunu peşin ödemezsen Sarayburnu’nu bile dönmem.
Aksi Yusuf her zamanki gibi,
-Hele peynirler salimen varsın… Demeye başlar başlamaz gemici:
-Efendi, lafla peynir gemisi yürümez. Buna kömür lazım yağ lazım, tayfalara para ödemem lazım.
Aksi Yusuf parayı ödemiş. O gün akşama kadar da şu bir tek cümleyi söyleyip durmuş:
-“Lafla peynir gemisi yürümez ha!?…”
Kas
02
Camiî yapma bahanesiyle Peygamberimizin kabrini buldozerlerle yıkmayı düşünen Suudlara ne İslamcılardan, ne Diyanet İşleri Başkanlığından ve ne de hükümetten her hangi bir tepki gelmiştir. Bu durum %99,9′ u Müslüman olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını hayrete düşürmüştür. Esad’a gösterilen tepkinin onda biri niçin Suudlara gösterilmemektedir.
En azından bu konu ile ilgili doğru bilgiler alınarak bütün Müslümanların bilgilendirilmesi Müslüman ülkelerdeki yetkililerin en asli görevi değil midir?
Daha önce de ecdadımızın yapmış olduğu tarihi Ecyat Kalesini yıkan Suudlara ses çıkarmayanlar şimdi de Peygamberimizin kabrini yıkmak isteyen Suudlara sessiz kalmaktadırlar. Bu davranışın Müslümanlığa yakışmadığı söylenmektedir. Ancak yıllar öncesi 1926 yılında kutsal mekanın yıkılacağını duyan Mustafa Kemal Atatürk Suud kralına bir telgraf çekerek “Tek taşına dokunursanız ordumu aşağıya gönderirim” dediği bilinmektedir.
Kas
02
TOBB’dan yapılan yazılı açıklamaya göre, TOBB’un, İslam Kalkınma Bankası (IDB) ile Şubat 2009 yılında imzaladığı işbirliği protokolü kapsamında, “TOBB IDB/ITFC-ICCIA Oda Akademisi” eğitim programının ikincisi 8-12 Ekim 2012 tarihleri arasında Ankara’da gerçekleştirildi.
Dünyanın en fakir 48 ülkesine baktığımız zaman 22 tanesi İslam ülkesi. Bunun sebebi ne diye düşünebildik mi? Dünya enerji kaynaklarının yüzde 90’ı İslam ülkelerinden çıkacak ama zengin olamayacaksınız. 57 İslam ülkesi bir Alman ekonomisi yapmıyor. Biz de bir noksanlık var.”
Zenginleşmenin yolunun ticaretten geçtiğine işaret eden Hisarcıklıoğlu, “Ülkelerimizi ve halklarımızı zenginleştirmemizin tek yolu ticaretten geçiyor. Onun için ticaret odaları çok önemli” değerlendirmesinde bulundu.
İslam ülkelerinde devletlerin zengin, halkların ise fakir olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, halkın zenginleşmesinin ticaretten geçtiğini ve bu yönden, tüccar ve sanayicilere hizmet etme noktasında odalara büyük görev düştüğünü ifade etti.
Niçin böyle olduğunu bence kendimize sormamız gerek!…
Kas
01
Önce Endülüs’ü birkaç parçaya böldüler. Hepsini teker teker yedikten sonra son Hükümdarı Sultan 13. Muhammed’ de Gırnata Sultanlığını İspanya Kralı ve Kraliçesine 30 bin altına sattı.13. Muhammed’in annesi de oğluna “ Memleketini savunamadın, sattın. Şimdi kadınlar gibi ağla” demiş. İspanya Kralı 13. Muhammed’e “Sen gırnata Sultanlığını sattın ama sarayında oturabilirsin” diye sarayında oturma izni vermiş. Orada da birileri gecenin bir yarısında “yabancılarda toprak alabilir” diye bir yasa çıkarmış. Bunun sonucunda 30 bin altına Gırnata Sultanlığı ve ardından da Endülüs Devleti tarihten böyle silindi.
Özellikle bizdeki batıcılara, küreselcilere, yenidünya düzencilerine, diyalogculara duyurulur.
Eki
31
Türk’üm diyemeyenler tarafından Türk’ün anayasadan çıkarılmaya çalışıldığı bu dönemde Macarlardan Milli maçta bütün Türklere tokat bir afiş açıldı. Macarlar Türk olduklarını beyan ettiler. Macarlar Türk olduklarının yanında ‘Bozkurt’ yaparak kendilerinin Oğuz boyundan olduklarını göstermektedirler.
Macarlar, özellikle son dönemde Türk kökenli olduklarını ve Türklerle Türkistan’dan aynı köklere sahip olduğunu her ortamda haykırıyorlar. Geçtiğimiz yasama döneminde Macar Jobbik Partisi’nden temsilciler MHP genel Merkezine gelmiş ve MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’ı ziyaret etmiş, bozkurt yaparak fotoğraf çektirmişti.
*Sonkale.org
Eki
29
Yaşadığımız bu günlerde Cumhuriyetin nimetlerinden faydalanarak cumhuriyete saldıranlar eninde ve sonunda layık olduklarını bulacaklardır. ülkenin içinde bulunduğu sıkıntılı bu günlerde Cumhuriyete sahip çıkmak her Türk vatandaşının boynunun borcudur.
Her yıl 29 Ekim’de ulusça, kıvançla kutladığımız Cumhuriyet Bayramı bir milli bayramdır. Cumhuriyet Bayramı bizim için önemli ve değerli bir gündür.Çünkü bugünde, 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet kurulmuş ve insanlar Cumhuriyetle birlikte özünde var olan hürriyete kavuşmuştur. Cumhuriyet bir halk yönetimi şeklidir. Cumhuriyet yönetiminde egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir. Ulu önder Atatürk’ün de dediği gibi : ” Türk ulusunun yaradılışına ve yaşantısına en uygun olan yönetim şekli Cumhuriyettir.” Atatürk bu sözüyle, Türk ulusuna yakışan yönetimin Cumhuriyet olduğunu belirtmiştir.Çünkü Cumhuriyet bağımsızlık, özgürlük ve eşitlik gibi kavramları içinde barındıran bir yönetim şeklidir. Bağımsızlık , özgürlük ve eşitlik Türk ulusunun önem verdiği unsurlardır,bunun için Türk ulusu ancak bir Cumhuriyetle yönetilebilir. Cumhuriyete kavuşmamız hiç kolay olmamıştır. Atalarımız uzun yıllar bu uğurda savaşıp, vatanı kurtarmak için kanlarını ve canlarını vermişlerdir.
Onlar vatan uğrunda korkusuzca savaşıp bizlere rahat, huzurlu, mutlu Cumhuriyetle yönetilen bir toplum bırakmak için ellerinden geleni yapmışlardır. Biz huzura, rahata, mutlu ve hür bir yaşayışa Cumhuriyetle kavuştuk. Bu yüzden atalarımızın bizlere bıraktığı Cumhuriyetin anlam ve önemini kavramış olarak her yıl 29 Ekim’de kıvançla bu milli bayramı kutlar, milletçe seviniriz. Şehitlerimize, gazilerimize şükranlarımızı sunarken aziz hatıraları önünde saygıyla eğilir yüce Türk milletinin en büyük bayramı olan Cumhuriyet bayramını yürekten kutlarım.
Eki
28
JAPON UYARLAMASI:
Karınca, bütün yaz boyunca çalışır çabalar, kışı sağ salim atlatabilmek için ’karınca kararınca’ hazırlıklar yapar.
Ağustos Böceği ise çalar saz, bütün yaz. ‘Vur patlasın çal oynasın’ gününü gün ettiği, ‘yan gelip yattığı’ yetmezmiş gibi bir de Karınca ile alay eder.
Ve nihayet kış gelir, kapıya dayanır.
Karınca sıcacık yuvasında karnı tok, sırtı pek bir şekilde kışı geçirirken, Ağustos Böceği açlık ve soğuktan helak olup gider.
FRANSIZ UYARLAMASI:
Karınca, bütün yaz boyunca çalışır çabalar, kışı sağ salim atlatabilmek için ‘karınca kararınca’ hazırlıklar yapar.
Ağustos Böceği ise çalar saz, bütün yaz. ‘Vur patlasın çal oynasın’ gününü gün ettiği, ‘yan gelip yattığı’ yetmezmiş gibi bir de Karınca ile alay eder.
Ve nihayet kış gelir, kapıya dayanır.
Karıncanın aniden kapısı çalar.
Söylene söylene kapıya koşan Karınca bir de ne görsün. Son model bir limuzinden inen Ağustos Böceği, şaşkınlıktan gözleri faltaşı gibi açılan Karıncaya gülümser:
– “Ne o komşu, yine yiyecek isteyeceğimi mi zannettin yoksa? Korkma, kışı geçirmek üzere Paris’e gidiyorum da, bir isteğin var mı diye sormaya geldim.
Bir son model jipe, bir de ona bakan karınca, öfkesinden ağzını bozmamak için azami gayreti gösterip “Ulan” diye bağırır:
– “Eğer o La Fontaine’ni görürsen, kendisine en güzel selamlarımı ilet.
* * *
TÜRK UYARLAMASI:
Karınca, bütün yaz boyunca çalışır çabalar, kışı sağ salim atlatabilmek için ‘karınca kararınca’ hazırlıklar yapar.
Ağustos Böceği ise çalar saz, bütün yaz. ‘Vur patlasın çal oynasın’ gününü gün ettiği, ‘yan gelip yattığı’ yetmezmiş gibi bir de Karınca ile alay eder.
Ve nihayet kış gelir, kapıya dayanır.
Kar ve tipi ortasında bir basın toplantısı düzenlenen Ağustos Böceği, “Etrafta onca aç ve üşüyen varken, Karıncalar nasıl bir vurdumduymazlıkla sıcak yuvalarında yaşayabiliyorlar” diyerek olayı kamuoyunun vicdanına sunar.
Malzeme sıkıntısı çeken gazete ve televizyonlar, aç ve açıktaki ‘zavallı’ Ağustos Böceği ile ‘karnı tok sırtı pek’ Karıncanın resimlerini yan yana yayınlayarak tarafları ‘tartışmaya’ davet ederler.
Türkiye olayın şokunu yasamaktadır.
‘Nerededir’ bu devlet?
Yeşil Böcekleri Koruma Derneği temsilcileri, Yenişafak, Star, Bugün, Zaman ve Türkiye’ye verdikleri röportajlarda, Kanal 7, ATV, Samanyolu, Kanal 24, TGRT, Ülke TV’de katıldıkları açık oturumlarda, 30 yıldan beri çektikleri sefaletin tek nedeninin ‘sırf yeşil renkli’ olmalarından kaynaklandığını anlatırlar.
Karıncayı canlı yayına çıkaran bir medya cambazı, “Ey Karınca, kendi reklamını yapmak için zavallı bir Ağustos Böceğinin içler acısı durumundan yararlanmaya utanmıyor musun?” diye bir güzel haşlar.
Ertesi akşam bir başka programa konuk olan Karınca, “Ağustos Böceğinden yürüttüğün para ve yiyecekleri nerede akladın, öt çabuk” diyen medya cambazından bir güzel dayak yer.
Mesele, Bakanlar Kurulu’nda da ele alınır.
Yandaş medyaya çok özel demeç veren iktidarın başı, “Daha önceki hükümetler tarafından bunca yıldır sorunları göz ardı edilen değerli Ağustos Böceği kardeşlerimizin bundan böyle huzur ve refah içerisinde yaşamaları için gerekenler yapılacaktır” diye buyurur.
Ve en nihayetinde Taraf alır sazı eline:
– “Böcek harekatında ayrıntılı şok belgeler!..”
– “Ağustos Böceği olayında asker parmağı!..”
– “Karınca cuntasının son ihtilal planları!..”
‘Suçlu’ ilan edilen Karınca apar topar içeri tıkılır.
Ağustos Böceği, Karıncanın yuvasına yerleşir, yiyeceklerine konar, eşyalarının üzerine yatar ve ‘ak günlerin’ huzuru içerisinde gül gibi yaşayıp gider.
Eki
27
İZİN ALMIYOR VE MAZERET BİLDİRMİYOR!!!
AKP’nin Milletvekili Şükür, yerel seçim tarihini öne çekmeyi amaçlayan anayasa değişikliğinin oylamasına, parti grubundan izin almadan ve mazeret bildirmeden katılmadı. AK Parti kurmayları, oylamada yer almayan Cevdet Erdöl ve Naci Bostancı’nın, mazeretli olduklarını, ancak Şükür’ün Meclis’e neden gelmediği konusunda bilgilerinin bulunmadığını söylediler.
“NEREDE OLDUĞUNU BİLMİYORLAR”
Gazeteport’un haberine göre, AKP grup yönetimi oylama öncesi ve sonrası Şükür’e ulaşmaya çalıştı, ancak irtibat kuramadı. Grup yöneticileri “Hakan Şükür’ün hacca gittiğini duyduk. Bir bilgi de ABD’de olduğu yönünde… Nerede olduğunu bilmiyoruz” dediler.
*sonkale.org