Oca 22

“Müftü” Böyle Olursa…

suudi_muftu

 

Suudi müftüden Suriyeli kadınlara fetva: ‘Cennete girmek için ÖSO militanlarının cinsel isteklerini giderin’

Suudi Arabistan’da Vahhabi müftü Muhammed El ArifiSuriyeli muhaliflerin uzun süredir savaştığı için cinsel ilişkiye giremediğini söyleyerek, militanların cinsel isteklerini karşılamanın cennete gitmek için yerine getirilmesi gereken bir görev olduğunu iddia etti.

Presstv’nin haberine göre, Vahhabi müftüMuhammed El Arifi Suriye ile ilgili verdiği fetvada insanlık dışı önerilerde bulundu. Suriye‘deki militanların iki yıldır savaştıklarını, bu yüzden uzun süredir cinsel ilişkiye giremediklerini söyleyen El Arifi, ÖSO militanlarının muta* nikahıyla Suriyeli kadınlarla kısa süreli evlilikler yapabileceğini söyledi.

Müftü El Arifi “mücahit” olarak nitelendirdiği yabancı militanların Suriyeli kadınlarla ilişkiye girerek cinsel arzularını tatmin edebileceğini, böylece militanların “Suriyelileri öldürmek için kararlılığının artacağını” savundu.
Cinsel ihtiyaçları gidermek için yapılacak evliliklerde dul, boşanmış ve 14 yaşından büyük kadınların tercih edilmesi gerektiğini söyleyen müftü, militanların cinsel isteklerini karşılamanın cennete gitmek için yerine getirilmesi gereken bir görev olduğunu iddia etti.

 

*habertürk

Posted in Yazılarım | “Müftü” Böyle Olursa… için yorumlar kapalı
Oca 21

Türkçe Düşün, Türkçe Söyle, Türkçe Yaz!

haber_50e04d2938247
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
İşlenmeli dağa, bağa arkadaş
Türkçe düşün, Türkçe söyle, Türkçe yaz!
Vuracaksan mührü çağa arkadaş
Türkçe düşün, Türkçe söyle, Türkçe yaz!
 
Unutma ırkının coşkun çağını
Bu dille, kültürle gönül bağını
Her an gönderde tut dil bayrağını
Türkçe düşün, Türkçe söyle, Türkçe yaz!
 
Çağlara hükmeden elin var senin
Her an açan Türkçe gülün var senin
Anne sütüne eş dilin var senin
Türkçe düşün, Türkçe söyle, Türkçe yaz!
 
İncinin, yakutun, zümrüdün mahı
Türkçe, bilim dili şahların şahı
Dillerin sultanı ve padişahı
Türkçe düşün, Türkçe söyle, Türkçe yaz!
 
Bülbülün, sakanın diline benzer
Ceylana, kekliğe, sülüne benzer
Cenneti Âlânın gülüne benzer
Türkçe düşün, Türkçe söyle, Türkçe yaz!
 
Başların üstünde tutulmak için
Kendini inkârdan kurtulmak için
İnsan sınıfına katılmak için
Türkçe düşün, Türkçe söyle, Türkçe yaz!
 
Türkçeyi yaratmış seni yaratan
Türkçe, gözlerde fer, yüreklerde kan
Sana ait olmaz dilsiz bir vatan
Türkçe düşün, Türkçe söyle, Türkçe yaz!
 
Türkçeye sahip çık, yaşat özünde
Bir başka değeri ilmin gözünde
Ben varım diyorsan bu yeryüzünde
Türkçe düşün, Türkçe söyle, Türkçe yaz!
 
Aklın da, fikrin de, o’dur güneşi
Her çağda bilimin o, kan kardeşi
Yakmak için akıl denen ateşi
Türkçe düşün, Türkçe söyle, Türkçe yaz!
 
Olmasın Türkçesiz asla bir anın
Varlık sebebidir dili insanın
Gereğini yap şu ulvî yasanın
Türkçe düşün, Türkçe söyle, Türkçe yaz!
 
Kültürden bir ışık, millî bir izdir
Yapacağın, başka dile perhizdir
Her çağda, çağlayan coşkun denizdir
Türkçe düşün, Türkçe söyle, Türkçe yaz!
 
Posted in Şiirlerim | Türkçe Düşün, Türkçe Söyle, Türkçe Yaz! için yorumlar kapalı
Oca 20

Ak Sözler(!)

images
 
*“Vatan dediğin toprak parçası, bunun için ölünür mü” Ahmet Altan
 
* Bir televizyonun canlı yayınında “Bana Atatürkçü denmesini hakaret sayarım”  Mümtazer Türköne
 
*“Ne mutlu Türküm diyene, lafını tutup her yere yaza yaza Türkiye aslında ilkel bir hale dönmüştür” A.Gül
 
* “PKK ile pazarlık yaptığımızı söyleyen alçaktır, şerefsizdir” RTE
 
* “Biz gerekirse terörün siyasi kanadıyla müzakere, askeri kanadıyla mücadele yaparız” RTE
 
* ‘Hedefime ulaşmak için gerekirse papaz kıyafeti bile giyerim’ RTE
 
* “Türkler alt kimliklerden biri ve Türkiye Türklerindir demek yanlıştır” RTE
 
*“Ne mutlu Türküm diyene, lafını tutup her yere yaza yaza Türkiye aslında ilkel bir hale dönmüştür” A.Gül
 
Posted in Atasözleri Vecizeler | Ak Sözler(!) için yorumlar kapalı
Oca 19

Vekillik beklentisine giren mayın eşekleri…

indir
 
Kasabanın hanına bırakılan kara ve boz renkli iki eşek, dertleşiyorlarmış. Söz, dönmüş dolaşmış sahiplerinden çektikleri eziyete gelmiş.
Kara eşek öfke ile dişlerini gıcırdatmış:
– “Yeter artık arkadaş. Aha buraya kadar geldi. Biz de can taşıyoruz. Eğer, sahibim bir daha beni eşek yerine koyarsa, üzerimden atıp çifteyi basacağım.”
Diğeri suskun, bir şey söyleyemiyor.
– “Yahu” demiş kara eşek, “Sen de bir şeyler söylesene, niye susuyorsun?”
Beriki iç geçirmiş:
– “Dediklerin benim de aklımdan geçmiyor değil, ama benim çok önemli bir
beklentim var.”
Meraklanmış, kara eşek:
– “Hayrola, beklentin ne ola ki?”
Boz eşek, keyifle kuyruğunu oynatmış:
– “Yıllar önce sahibimle eşi mutfakta yemek yiyorlardı. Bir ara kızıp, eşine tekme tokat girişen sahibim, ‘Bir daha dediklerimi yapmazsan eğer, vallahi de billahi de seni ahırdaki eşeğin yerine kor, eşeği eve alırım’ dedi. Kulaklarımla duydum. İşte o yüzden bunca eziyete katlanıyorum.”
İktidara yağcılıkta rekora koşan ‘liboş’, ‘entel-dantel’ ve ‘dönek’ takımının son günlerdeki haline bakınca ‘beklentinin’ insana neler yaptırdığı geliyor aklımıza.
 
*İsrafil K.KUMBASAR Yeniçağ
 
Posted in Fıkralar | Vekillik beklentisine giren mayın eşekleri… için yorumlar kapalı
Oca 18

“Barış ve Demokrasinin Zaferi” Böyle Olur!

1358448814
 
 
 
 
 
Fotograf Yeniçağ Gazetesi’nden alınmıştır.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HaberRes_27071Bu fotograf Ortadoğu Gazetesi’nden alınmıştır.
 
Devletin sağlamış olduğu her türlü imkânı kullanarak yaşayan kendini bilmezler “Dersimden özür dilerler,” “Ermenilerden özür dilerler.” Oldu olacak Kurtuluş Savaşı öncesinde Türkiye’yi işgal eden Fransa’dan, Yunanistan’dan, İtalya’dan, İngiltere’den de özür dileyelim. Hatta Mustafa Kemal Atatürk size karşı saygısızlık yapmış misafirperverlik gösterememiştir, cahilliğini bağışlayın diyerek özür dileyelim.
1984’ten bu yana ülkemizde kan döken, can alan cani örgütün elebaşının ayağına kadar gidilerek “sayın”dan neler istediği sorulmuştur. İstedikleri ve istemedikleri yerine getirilmiştir. Terör örgütünün azılı 3 kadınının “Kahraman” ilan edilmesine göz yumulmuş, cenazeleri Tunceli, Kahramanmaraş, Mersin’e değil de Diyarbakır’a getirilmiştir. Diyarbakır Hastanesi’ne örgüt paçavrası asılmış, tabutlara örgüt paçavraları örtülmüştür. Güvenliği sağlayacak olan polisler ortalıkta görünmemişlerdir. Bunun adına da “barış ve demokrasi “ denilmiştir. “Süper bir barış ve demokrasi “ için askeri de çeksek mi acaba!…
Öyle zannediyorum ki bu millet Aziz Nesi’nin dediği gibi “aptal” değildir.
Yüksek mevkilerde yer tutanların yerlerini koruma uğruna bütün bunları vatandaşlarına yutturmaya çalışmasının kendisine de faydası olmayacaktır. O şahıslara yüksek mevkileri sağlayan halk yok olursa kendileri için de herhangi bir mevki ve makam da kalmayacaktır
“Türkiye bütün kurumlarıyla teslim alınmıştır” diyenler haksız mıdırlar?
 
Posted in Gündem | “Barış ve Demokrasinin Zaferi” Böyle Olur! için yorumlar kapalı
Oca 18

Necip Türk Milleti!

İşte ABD’nin Türkiye’yi böldüğü harita!

basliksiz_5jpg_h330

ABD’nin, AB’nin, Barzani’nin ve “CANİ”nin bütün istekleri adım adım yerine getirilirken sizi uyutmak görevini yıllardır sürdüren “Benimle Evlenir misin?, Yemekteyiz, Evim Şahane, Bana Her Şey Yakışır, Ben Bilmem Eşim bilir, Yetenek Sizsiniz, Muhteşem Yüzyıl, Öyle Bir Geçer Zaman Ki, Kuzey Güney, Dila Hanım, Huzur Sokağı, Hayat Devam Ediyor, İntikam vb. programlardan başınızı kaldırıp ta “Türkiye’de Neler Oluyor” diye düşünmenizi ve olanları gizlemeye çalışan medyaya rağmen ‘açık oturumları ‘takip etmenizi, uyumaktan kurtulmanızı tavsiye ederim. Yarın çok geç olabilir…

Ülkemiz adım adım uçuruma giderken sessiz kalmanın vebalinden kurtulmak için tanıdığınız bütün siyasilere mesajlar gönderiniz Gördüğünüz yerde hesap sorunuz. Hangi partiden olursanız olun partinizin genel merkezini, yönetim kadrosunu ve milletvekillerini uyarınız. Aksi takdirde en kutsal emanetlerden biri olan vatanı emanete ihanet etmiş, kınanmış ve hatta lanetlenmiş olarak anılacaksınız. Gelecek nesillerin sizleri bu şekilde hatırlamasını istemeyenler lütfen okuyun, okuyun, okuyun! Bütün TV’lerdeki açık oturumları seyredin…Siyaseti ve siyasileri takip edin… Varsın moraliniz bozulsun… Memleket bozuluyor….

Hepinizin bildiği gibi TSK’nin terörle mücadelede üstün başarı gösterenler “Dijital Terör” suçlamasıyla terörist diye tutuklanırken 40.000 kişinin ölümünden sorumlu “teröristler tanık” oldular. Terör elebaşı ile destekçisi Barzani, (hükumetin değil!) devletin en güvendiği kişiler oluverdiler. TSK Genel Kurmay Başkanı terör suçlamasıyla tutuklanırken ülkeyi yönetenlerden hiç kimse Genel Kurmay Başkanını muhatap bile almamışlar, ancak terörist başı ile görüşmek için kuyruğa girmişlerdir. Yıllar öncesinde terörist elebaşı caniye “sayın” ve aziz şehitlerimize ise  “kelle” diyen zihniyetin asıl niyeti yeni yeni anlaşılıyor diyebiliriz…

İleri demokrasimiz, açılımla başladı, Habur’la, Oslo ile  devam etti,. Şimdi de İmralı’daki CANİ ile görüşülüyor. Anlayacağınız gibi; CANİ ile görüşülüyor… “Terörle bir yere varılmaz” diyenler yüzünüz kızarmıyor mu?…

“Benim oğlum bina okur, döner döner yina okur” sözü bu gün için söylenmiş olsa gerek…

Sen uyumaya devam et necip Türk Milleti! Rahatını bozma… Yarın ülkeni saran “eşek arılarından” nasıl kurtulacağını düşünme zahmetine dahi katlanma bakalım…

 

Bence bu bir milletin açık açık intiharıdır!…

 

Posted in Yazılarım | Necip Türk Milleti! için yorumlar kapalı
Oca 17

“Ben de bu millettenim, elini öpmeliyim”

Büyük önder Atatürk, devlet ba?kan?<br /><br /><br /><br />
oldu?u zaman da annesi Zübeyde Han?m??n<br /><br /><br /><br />
elini öpmeyi ihmal etmezdi.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Fatih Rıfkı’nın  anısından:
 
Mustafa Kemal 1934’te Atatürk soyadını almıştır. Hiçbir büyük Türk ondan önce “Türküm!” dememişti. Türk Osmanlıcada, kaba ve köylü demekti. Şehir efendisi alafranga ise Osmanlı, alaturka ise Müslümandı.
Atatürk Cumhuriyet’in onuncu yıldönümündeki kısa nutkunu şu sözlerle bitirmiştir: “Ne mutlu Türk’üm diyene!”
O bir milliyetçi idi. Fakat ırkçı değildi. Onun anlayışınca vatan Türkiye, Türk de Türkiyeli demekti. Bir gün kendisine:
-Ya öteki Türkler? diye sormaları üzerine:
-Hepsinin vatanı burası. Hepsi için yurdumuzda yer var, cevabını vermişti.
Atatürk iyi aile çocuğu idi. Babasını bilmez. Övey babası Ragıp Bey’i önceleri hiç sevmemişti. Fakat her türlü güçlükleri yenerek kendisini yetiştiren anasına aşk ile bağlı idi. Onu çocukluğundan bu devlet ve milletin en büyüğü olduğu güne kadar daima saymıştır. Her eve gidişinde anasının elini öpmek adeti idi. Subay, komutan, başkomutan ve devlet reisi, o anasının yanında daima eski “Mustafacık” tı.
Mütarekede anası İstanbul’da iken işgal kuvvetleri evini basmışlar, ona çok çile çektirmişlerdi. Bu ana, sevgili yavrusunun padişahın askerî mahkemesinde idama mahkûm edildiğini gazetelerde okuduğu gün ömründen belki yıllar kaybetmişti. İlk fırsatta kendisini Ankara’ya, Çankaya’daki evine getirdi. Buluştukları zaman Atatürk yine anasının elini öptü. Fakat anası oğlunu bağrına basacağı yerde eline sarıldı. Atatürk:
-Ne yapıyorsun Anne? diyerek elini çekmek istedi. Anası Zübeyde Hanım pek ciddileşerek:
-Ben senin ananım, dedi. Elimi öpmekle vazifeni yapıyorsun. Fakat devleti ve milleti kurtardın. Ben de bu millettenim. Elini öpmeliyim, dedi.
 
*Muhittin Nalbantoğlu Yeniçağ
 
Posted in Hikayeler | “Ben de bu millettenim, elini öpmeliyim” için yorumlar kapalı
Oca 16

Aklın Işığı

indir (1)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bilgi aklın ışığı, yabana atmayın hiç
Ey ! Yön veren akıllar, uykuya yatmayın hiç
Medeniyet denilen güneşler batmayın hiç
Asrın ihtişamından kamaşsın gözlerimiz
 
İradesi sönenler, söndürmesinler seni
Şaşırtıp kıblegâhın döndürmesinler seni
Birde mankurtlaştırıp bön dürmesinler seni
İnsanca yaşamaya dirensin özlerimiz
 
Şimşekten, yıldırımdan ateşlerden ün alsın
Sıcaklarda kar suyu, soğuklarda yün alsın
Söz olsun, asırlara denk gelecek gün alsın
En çetin savaşları kestirsin sözlerimiz
 
Doğrudan yana çalış, varsın o küçük olsun
Gönül şelalesinde sevgide gürlük olsun
Sırtında adaletten sevgiden bir yük olsun
Her zaman, mahşerde de ağarsın yüzlerimiz
 
Üçler, yediler, kırklar, gönül aynamız bizim
Hak ve hakikat için bunca kavgamız bizim
Ferhat’la dağı deler gerçek sevdamız bizim
Halı ve kilimlere işlensin hazlarımız
 
Bir görkemli yarışta dünya bile dururdu
Tarihte adlarımız şan alarak konurdu
Erkeklerin kızlarla yarışması onurdu
Haydi, er meydanına doluşsun kızlarımız
 
Bir tomurcuk güzelin can gibi bakışında
Kalplerin seven kalbe kıvılcım çakışında
Yayla pınarlarının sessizce akışında
Gönül ezgileriyle söyleşsin sazlarımız
 
Bilin, bugünden sonra değişecek yazgılar
Kırdaki çiçekleri andırmakta ezgiler
Yok, olsun ufkumuzdan şu kapkara bezgiler
Bir seher yeli gibi okşasın nazlarımız
 
Çocukları koruyun batmasınlar çirkefe
Mevcut senin soyunda yiğit, kahraman, efe
Bir ok gibi nesiller yönelmeli hedefe
Çağdaş bilimler ile buluşsun gezlerimiz
 
Posted in Şiirlerim | Aklın Işığı için yorumlar kapalı
Oca 15

“Türkiye Bugün İşgal Altındadır”

HaberRes_26779

MHP Fatih İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen “Anadilde Eğitim ve Savunma Hakkı ile Yerel Yönetimler Yasası”  konferansına katılan İstanbul Barosu Başkanı Avukat Doç. Dr. Ümit Kocasakal, “Türkiye bugün işgal altındadır” dedi.

Türkiye’nin Birinci Dünya Savaşı’ndaki gibi işgal edildiğini, bunun eskisi gibi silahla değil, zihinlerin işgaliyle olduğunu savunan Kocasakal, “Ülkenin genleriyle, değerleriyle oynanıyor. Toplumsal benliğine format atılıyor. Ve o şekilde tek bir mermi atılmadan o ülke işgal ediliyor ve bu demokratik değerlerle, insan hakları, özgürlük gibi o güzelim değerlerle içi boşaltılarak yapılıyor. Benim bugünkü saptamama göre Türkiye işgal altındadır. Bu yapılırken bir algı mühendisliği, psikolojik-zihinsel operasyon, bir gen mühendisliği ile yapmışlar, yapmaya devam ediyorlar” diye konuştu.

“Yüz yıllık bir hesaplaşmayı yaşıyoruz, bunu herkes bilsin” diyen Kocasakal, “1923’ten beri bu planlar yapılmıştı. Türkiye şu an bir kırılma noktasındadır. Birinci kırılma noktası 10 Kasım 1938 saat 09.06 geçe; ikincisi Türkiye’nin NATO’ya girmesi, üçüncüsü 12 Eylül 1980” ifadelerini kullandı.

“SAHTE ATATÜRKÇÜLERDEN KURTULACAĞIZ”

Birilerinin bugüne kadar din ile toplumu kandırdığını ileri süren Kocasakal, “Ama en az bunun kadar vahim olan, birileri de Atatürk ile aldattı, aldatmaya devam ediyor. Ama önce bu sahte Atatürkçülerden kurtulacağız. Vahdettin nasıl gittiyse, bunlar da öyle gidecek. Teknoloji gelişiyor. Ama bunlar helikopter ya da uçakla gidecekler. İşte bu anadilde savunma ve eğitim de bu 90 yıllık emperyalist planların bir ürünü” diye konuştu.

 

*Ortadoğu Gazetesi

Posted in Gündem | “Türkiye Bugün İşgal Altındadır” için yorumlar kapalı
Oca 15

Cenaze namazlarını Arınç kıldırsın

images
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 BU ‘LEŞLERİN’ ŞEHİTLERİN KANIYLA SULANMIŞ VATAN TOPRAĞINDA NE İŞİ VAR. BU KATİLLER ANCAK VATANI KİRLETİRLER .
 
Yeniçağ Gazetesi yazarı Servet Avcı’nın “Sürece katkı adına bir teklifi var… (Elçiye zeval olmaz düşüncesiyle paylaşmak istiyorum. K.Ş.)
 
Paris’te öldürülen üç teröristin cenazelerinin Türkiye’ye getirileceği söyleniyor… Bu durum kesinleşirse, cenazelerin havaalanından alınmasından defnedilmesine kadar protokol uygulansın… Kabine üç ekibe bölünsün, tabutları bu ekipler omuzlasın… Habur’a seyyar mahkeme tayin eden irade, üşenmesin çekinmesin, Ankara’dan Diyarbakır’a, cenaze marşını çaldı mı ciğerleri delen sıkı bir bando takımı götürsün…
Bu sürece katkının ‘olmazsa olmaz’ı ise tabii ki cenaze namazları… Cenazeler mümkünse Cuma namazından sonra kaldırılsın… Ama namaz devletin camilerinde değil, meydanda kılınsın; daha önce ‘alternatif imam’ öncülüğünde kılınan ‘alternatif Cuma namazı’ gibi… Ve mutlaka günün anlam ve önemine binaen ’alternatif imam’ Bülent Arınç olsun, cenaze namazlarını da o kıldırsın… Bir de otomatiğe bağladığı gözyaşlarını boca ederek, hüznünü, acısını, kederini musalla başında dualar eşliğinde sevenleriyle paylaşsın… Eğer tabutların üzerine üç renkli bez parçası atılırsa, ona da ilişilmesin, hatta kardeşliğimizin nişânesi sayılsın… Cenazeye katılmak isteyen Zerdüşt, merdüşt çıkarsa, en arka safa atılsın… Çelenk kabul edilmesin, bağış yapmak isteyenin yeterli nakti yoksa ‘yerli Gandi’den kredi kullansın… İktidar’ın üç B’si (Bülent, Bekir, Beşir) taziye bitene kadar oralardan ayrılmasın, raporlu sayılsın…
 
Posted in Gündem | Cenaze namazlarını Arınç kıldırsın için yorumlar kapalı