Ara 10

RÜŞVET!

.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Açmadığım, açamadığım
Kapı yoktur Dünyada
Âlimin elinde kalem
Askerin silahında kurşun oldum
Nice diktatörlere aman dedirttim
Beni dinlemeyenlere
Kanun, tüzük, kararname… Kemirttim
Benden çekinmeyen
Amir-memur, işçi-işveren… Var mı hiç?
Durağım, yerim-yurdum yok benim
Kimliğim uluslararası
En dürüst insanın beyninde
Ateş böceği gibiyim
İş görmek, gördürmek için
Amansızca seğirttim
Doğrunun kellesini kopardım
Dürüstlüğün kanına girdim
Ahlâkı ipte sallandırdım
Haklıyı sürgün ettim
Mao mu?
Lenin mi?
Stalin mi?
Hitler mi?
Bush mu?
Yeltsin mi?
Dize gelmedi benim karşımda
Çağın atomu, lazeri
Yok, edebildi mi beni?
Ben, RÜŞVET!
 
Posted in Şiirlerim | RÜŞVET! için yorumlar kapalı
Ara 09

Cumhurbaşkanı Senfoni Orkestrası

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Çağdaş müziği tanıtma amacıyla bir zamanlar Bayburt İline Cumhurbaşkanı Senfoni Orkestrası götürülür. Bayburtlulara Mozart’tan, Çarskovski’den, Bethoven’dan eserler seslendirilir. Herkes koltuklarında sessiz bir şekilde dinlemişlerdir. Konser bittikten sonra Bayburtlulara nasıl buldukları sorulur. Bayburtlular:

“Biz Fransız’ı da, Ermeni’yi de, Yunan’ı da gördük ama bu günkü kadar zulüm gördüğümüzü hatırlamıyoruz,” derler.

 

 

Posted in Fıkralar | Cumhurbaşkanı Senfoni Orkestrası için yorumlar kapalı
Ara 07

“Türk’ü yok etme projesi mi!”…

 
 
 
 
 
 
 
 http://www.facebook.com/video/video.php?v=10150133604949140 linkten videoyu izleyiniz.
 
“Türk’ü yok etme Projesi mi!”… başlığı altında (Sadi Somuncuoğlu’nun Yeniçağ gazetesindeki yazısından yaralanarak) hazırladığım ve Türk Milleti için çok önemli gördüğüm konuları sizlerle paylaşmak istiyorum.
 
AKP Kongresinde basın mensuplarına “AK Parti” amblemi taşıyan, iki sayfalık, 63 maddeden oluşan bir belge dağıtıldı. Belge, cani terör örgünün istekleriyle birebir örtüşüyor.
Bunlardan; Merkezi idareden koparılan  “Özerk Şehir Devletçikleri” ne hemen dönüşecek olan  “Büyükşehir Belediyeleri”  tasarısı yasalaştı. Egemenliğimize isyan eden  “Ana dilde savunma”  imtiyaz tasarısı Mecliste. Çok dilli yeni bir devlet demek olan “Ana dilde kamu hizmetlerine erişim” ile “Bağımsız kolluk denetim merkezinin kurulması” ve devletin hukukundan Türk Milleti ibaresinin çıkarılması için  “Mevzuatta etnik ayrımcılık algısı yaratan bütün hükümlerin ayıklanması”na dair düzenlemeler sırada bekliyor.
Bunları AB, ABD, İngiltere gibi ülkeler hazırladılar. Buna, “BOP”  veya “Haçlı” da diyebiliriz. Bu konuda birinci delilimiz, 2000 yılında, PKK’nın yan kuruluşu İHD adına yayımlanan  “Kopenhag Siyasi Kriterleri ve Türkiye (Mevzuat Taraması)”  kitabıdır. Yerli-yabancı uzmanların hazırladığı, 2003’ten bu yana AB istekleri ile bizim yetkililerin söylem ve düzenlemelerinin ana kaynağı bu kitaptır. İkinci delilimiz, 8 yıl öncesinin 2004 İlerleme Raporu’dur. Lütfen, bu raporun şu maddelerini anlayarak okuyalım:
1- Kamu Reformu, Özel İdare Kanunu, Belediyeler ile Büyükşehir Belediyeleri kanunlarının çıkarılıp, merkezi idari sistemin “ademi merkeziyetçi” yapıya dönüştürülmesi,
2- Ana dillerde yayınlarda süre sınırı ile devletin bölünmez bütünlüğüne saygı gibi kesin prensiplere bağlı olunmaması,
3- Azınlık vakıflarına engel çıkarılmaması, dini topluluklara tüzel kişilik verilmesi,
4- Katolik ve Protestan topluluklara vakıf kurma hakkının tanınması,
5- Cami dışındaki ibadet yerlerinin açılması ve tamirinde koşullar öne sürülmemesi,
6- Gökçeada’daki Rum okullarının açılması, mülklerinin iadesi,
7- Öcalan’ın yeniden yargılanması,
8- Anadillerde bölgesel yayın ve eğitim yapılması, anadillerde kurs masraflarının devlet tarafından üstlenmesi,
9- Çıkarılacak yasalarda STK ve dini topluluklara danışılması,
10- Siyasi partilerin Türkçe dışında dil kullanabilmeleri,
11- Sivil toplumun güçlendirilmesi,
12- Vakıflar ve derneklerin, yurtdışındaki kuruluşlarla ilişki kurup, para yardımı alabilmesi ve siyasi partilere para yardımı yapması,
13- Gözaltı merkezlerinin bağımsız olarak denetlenmesi sisteminin kurulması,
14- Ermenistan sınır kapısının açılması, soykırımın tanınması,
15- Türkiye’nin, Orta Asya’nın Türk dillerinin konuşulduğu bölgeleri arasında, siyasi ve kültürel bağlarının bölgedeki ülkelerle olan ilişkilerde gerilimi tetiklememesi,
16- Fırat ve Dicle havzaları üzerindeki barajlar ve sulama projeleri başta olmak üzere su kaynaklarında uluslararası yönetimin düşünülmesi,
17- Türkiye’de ve diğer bölge ülkelerinde bulunan kayda değer Kürt azınlıklar ile AB’deki mevcut Kürt diasporasının dikkate alınması,
18- Yeni bir anayasa yapılması,
19- Komşu ülkelerle ilişkilerde, ulusal güvenlik stratejinin belirlenmesi ve uygulanmasında ordunun değil, sivil otoritenin ve sivil toplum örgütlerinin belirleyici olması,
20- MGK Kanunu’nun ulusal güvenliği tarif eden 2a md. değişmesi,
21- TSK İç Hizmet Kanunu’nun Cumhuriyet’i koruma ve kollama görevi ile ilgili 35. md. değişmesi.”
Bu tanıdık şartların 13, 14, 15, 16 ve 21. md. hariç tamamı fazlasıyla yapılmıştır. Zaman içerisinde parçalar halinde ele alındığı için bütünü görülememiştir. Hemen kaydedelim ki, bunların hepsi de AB müktesebatına aykırıdır, hiçbir ülkeden istenmemiştir. İstenemez de.
Tekrarlayalım, bunları AKP yöneticileri hazırlamamıştır. Sadece onaylamıştır.  İlerleme raporu 17 Aralık 2004’te açıklandığında; Başbakan Erdoğan, ‘dengeli’ bulduğunu, Dışişleri Bakanı Gül, raporun taslağını gördüğünü, ‘Gayet düzgün ve iyi bir rapor olduğunu, Türkiye’nin röntgenini aldığını, dolayısıyla herhangi bir özel şart, farklı uygulamanın zaten mümkün olmadığını’ ifade etmiştir.
Sonuç: Tamamı  “özel şartlardan”  oluşan  “BOP”  isteklerinin Türk Milletini ve devletini dağıtmayı amaçladığı açıktır. Sona yaklaşıldığı anlaşılmaktadır. Felakete giden adımlar hızlandırılmıştır. Başta AKP’lilere, muhalefet partilerine, tüm ilgililere, iktidardan çıkar sağladığı için sesini çıkarmayanlara sesleniyoruz.
Posted in Yazılarım | “Türk’ü yok etme projesi mi!”… için yorumlar kapalı
Ara 06

Altın Sözler

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
* “Kudüs Haçlıların elindeyken gülmek bana haram olsun!!” Selahaddîn Eyyubî
 
* “Fertlerin rüya gördüğü gibi bazen, milletler de rüya görürler. İşte bugünkü haller de bir nevi içtimai rüya hâletleridir. Bir gün cemiyetler bu rüyadan da uyanacaklar. Şimdi sevinen o zaman ağlayacak, şimdi ağlayan o zaman gülecek. Ferdler sarhoş olduğu gibi, bazen milletler de sarhoş olur. Sarhoşlar meclisinde neler söylenmez, ne kararlar verilmez!.” Ziya Gökalp
 
* Rus İşçiler Birliği’nin yayın organı olan Golos Truda’nın (Emeğin Sesi) Bakunin’in Marks’a ait olduğu anlaşılan “Yok etme tutkusu da yaratıcı bir tutkudur” sözünü, gazetenin adının altına yerleştirmiş olması, bu felsefenin etkilerinin ne denli derin olduğunu göstermektedir. İnkar edilse de Marks’a ait olduğu anlaşılan şu görüş ’yok etme ile yaratma’ arasındaki ilişkinin devrimci eylemdeki yerini belirlemesi açısından oldukça ilginçtir: “Bir Avrupalıyı öldürmek bir taşla iki kuş vurmaktır… Geriye kalan ölü bir adamla, özgür bir adamdır.”
 
* Napolyon’un “Akka önlerinde Türkler tarafından çetin bir mukavemet gördüğünde, ordunun kurtulması uğruna hasta askerlerini tereddütsüzce zehirletmesi, oldukça önemlidir.” Bu emri alıp da tereddüt eden ordu baştabibine general; “Ben, şu kadar yüz oğlumu, geriye kalan şu kadar bin oğlum kurtulsun diye zehirletiyorum! Size ne oluyor?” demiştir.
 
* “Çağdaş insan bugün hâlâ tedirginlik içindedir. Kendi özgürlüğünü her türden buyurganların eline bırakmaya ya da kendini makinenin küçük bir dişlisine dönüştürerek özgürlüğünü yitirmeye, iyi beslenen ve iyi giyinen, buna karşın özgür bir insan değil de bir robot olmaya doğru adeta zorlanmaktadır.” Onun için bilge “Eğer bakla ve sirke ile geçinecek kadar gücünüz varsa, kimseye boyun eğmezsiniz” Fromm
 
Posted in Atasözleri Vecizeler | Altın Sözler için yorumlar kapalı
Ara 06

Atatürk’ün dile ve dine verdiği önem

    

 

Yeniçağ Gazetesi yazarı Ağah Oktay Güner, Atatürk’ün dile ve dine verdiği önemi şöyle yazıyor.
Türk dili konusunda Atatürk, uzun süre çalışmıştır. Onun dil anlayışının en güzel belgesi, meclis kürsüsünde 15-20 Ekim 1927 tarihleri arasında bizzat okuduğu Nutuk’tur. Kendi türünde Türk Edebiyatının şaheserlerinden olan Nutuk, O’nun Türk diline hâkimiyetini, bu dili ne kadar güzel kullanabildiğini gösteren bir belgeler bütünüdür. Ayrıca o dönem kurmay subaylarının kültür düzeyini mükemmel ifade eden bir eserdir.
Atatürk, devletimizin temeli olarak milliyetçi düşünceyi esas almıştır. Bu prensip devlet yapısında ve “insan yetiştirme düzenimizde” tavizsiz uygulanmıştır. Türk milleti ve Türk milliyetçiliği üzerinde çok derin ve güçlü bir inanışa dayanan sözlerini O’ndan sonra aynı dirayetle dile getiren bir devlet adamımız ne yazık ki olmamıştır. Atatürk, büyük bir milliyetçidir. Asla ırkçı değildir. Emperyalizmin her türlüsüne karşıdır. Ülkemizi, işgal etmiş yabancı okullardan tamamen kurtarmıştır. Ne yazık ki kendisinden sonra gelenler, işi tamamen tersine çevirmiştir.
Atatürk, milletin Kur’an’ı daima saygıyla dinlemesini ve manasını da öğrenmesini istemiştir. 21 Şubat 1925 tarihli TBMM oturumunda Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) bütçesi görüşülürken verilen bir önerge ile Kur’an’ın Türkçe çeviri ve tefsirinin yapılması için 20 bin liralık ek ödenek konur. D.İ.Başkanlığı Kur’an’ın tercümesini Mehmet Akif’e, tefsir işini de Elmalılı M.Hamdi Yazır’a verir. M Akif manevi sorumluluk duygusuyla bu işten affını ister. Hem tercüme hem de tefsir M.H.Yazır’a kalır. Böylece Yazır’ın hazırladığı “Hak dini, Kur’an dili, Yeni Mealli Türkçe Tefsir” adlı 9 ciltlik meal ve tefsir Atatürk’ün de maddi ve manevi yardımı sonucu yayınlanmış olur. Ayrıca yine Atatürk’ün istek ve desteği ile Ahmed Naim ve Prof.Dr.Kamil Miras tarafından hazırlanan Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercümesi adlı 12 ciltlik hadis tercümesi de aynı tarihlerde neşredilir.
 
 
 
Posted in Hikayeler | Atatürk’ün dile ve dine verdiği önem için yorumlar kapalı
Ara 05

Cahiliye mi?

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
* Kılıçtaroğlu’na  “Hakkâri’de Türk bayrağı ile dolaş da görelim” Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
 
* Bursa’da beş gün cezaevinde misafir edilince, “Beş günün hesabını kim verecek!” Devlet Bakanı Faruk Çelik
 
* “Milliyetçilik öyle olmuş ki, Türkçülük şeklinde alınmış ve bu ister istemez aksini de bazı insanların aklına getirmiştir. Mesela bunları açık söylemek zorundayım, ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ lafını tutup her yere yaza yaza, Türkiye aslında ilkel bir hale dönmüştür. Türkiye’nin bütünlüğünü tehdit eden, en büyük tahribatı vermiş olan sistemin ilkelerinden biri de laiklik ilkesidir. İkinci Cumhuriyet, yeni Osmanlıcılık kavramlarının ve bu tartışmaların ortaya gelmesini ben çok sağlıklı görüyorum ve geleceğe çok ümitle bakıyorum” Abdullah Gül
 
* 38 kişinin öldüğü Pamukova’daki hızlı tren kazasında bakan; “Ben çok rahatım. O direksiyonu ben kullanmıyorum ki kardeşim.” Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım.
 
* “Ankaralılar tatile çıksın” ve “evinizi sel bastıysa üst kattaki komşunuzda kalın.” Melih Gökçek
 
* Pahalılıktan şikayet edenlere “Pirinç bulamıyorsanız bulgur yiyin.”
 
* Asgari ücretten şikayet edenlere “700 TL işçiler için nimettir” demişlerdi.
 
* Öğretmenlere “sözleşmeli öğretmenliği seçmeseydiniz”;
 
Posted in Atasözleri Vecizeler | Cahiliye mi? için yorumlar kapalı
Ara 04

ANA DİL Mİ, ANA DİLİ Mİ?

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ANA DİL Mİ, ANA DİLİ Mİ?
 
Elbette her ülkenin bir ana dili vardır. Bu kastedilen dil analarımızın kullandığı dil değil, o ülkede yaşayanların ortak olarak kullandıkları lisanın ta kendisidir. Bu dil, edebiyatta, sanatta, hukukta, inançta, örf ve adetlerde, geleneklerde yıllar boyu ilmek ilmek işlenmiş olarak kendini gösteren bir dildir.
Yoksa analarımızın kullandığı ağız ya da şive değildir.
Gürbüz Azak ana dil ve ana dili konusunda şöyle söyler; “Ana dil bir ülkede edebiyata, hukuka, sanata, tefekküre girmiş ve binlerce yılda oluşmuş esas ve tek lisandır. Diğer yöre, şive ve ağızlar bu ana dile yönelerek süzülür, güzelleşir.”
“Ana diline gelince her ülkede sayısız şive ve ağız bulunur. Bunu ana dil ile karıştırmamak gerekir.” Hele hele Türkçe, Arapça, Farsça, Süryanice, Ermenice vs. dillerin karışımından oluşan ve adına “Kürtçe” dedikleri bir dil değildir. Yöresel bir ağızdır. Her yöremizde benzer ağızları alarak dil diye kabullenmek “dile, lisana” iftiradır.
  
ARGO VE DİL HAKKINDA Cemil Meriç diyor ki;
 
“Kamus bir milletin hafızasıdır. Kamusa uzanan el, namusa uzanmış demektir.”
 
Argo, kanundan kaçanların dili,Uydurma dil ise tarihten kaçanların dilidir.
 
Argo, korkunun ördüğü duvar,Uydurma dil ise şuursuzluğun ördüğü duvardır.
 
Biri günahları gizleyen peçe, Öteki irfanı boğan kementtir.
 
Argo, yaralı bir vicdanın sesi,Uydurma dil hafızasını kaybeden bir neslin sesidir.
 
Argo her ülkenindir, uydurma dil ülkesizlerindir.
 
 
Posted in Yazılarım | ANA DİL Mİ, ANA DİLİ Mİ? için yorumlar kapalı
Ara 03

ÖZÜRLÜYÜ EĞİTELİM

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Çiçek açsın her ferde
Sevgimiz yükseklerde
Dağda, kırda, göklerde
Özürlüyü eğitelim
 
Eğitim aklın kanı
Bilim çağın hakanı
Onun da var bir canı
Özürlüyü eğitelim
 
Renk renk açsın laleler
Yakılsın meşaleler
Bilgilerden haleler
Özürlüyü eğitelim
 
Posted in Şiirlerim | ÖZÜRLÜYÜ EĞİTELİM için yorumlar kapalı
Ara 03

ÖZÜRLÜYE YARDIMCI OL

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Sakın ha! Alay etme
Özürlüye yardımcı ol!
Hiç birine kin gütme
Özürlüye yardımcı ol!
 
Kör, topal sağır deme
Gülümsesin tüm güne
Yakın ol, dostluk dene
Özürlüye yardımcı ol!
 
Ağız ve yüzün burma
Özürlüyü hor görme
Onlara zarar verme
Özürlüye yardımcı ol!
 
Kötü söylemesin dil
Sen de öğren, sen de bil
Özürlülük suç değil
Özürlüye yardımcı ol!
 
Posted in Şiirlerim | ÖZÜRLÜYE YARDIMCI OL için yorumlar kapalı
Ara 03

İŞTE KÜRT BİLİNEN ÜNLÜ ERMENİLER..!

 
 
 
 
 
 
 
 
 
PKK 35 bin kişinin kanını ellerinde taşıyan PKK lideri Artin Agopyan (APO) ermenidir. 
“Parmaksız Zeki” kod adlı Şemdin Sakık, Ermeni’dir. Nenesinin Ermeni olduğunu kendisi açıklamıştır. 
Bölücü Kürt partisi milletvekili Sırrı Sakık Ermeni’dir. 
Bölücü Kürt partisi sözde “eş başkanı” Emine Ayna, katıksız bir Ermeni’dir. 
PKK’nın önderlik ettiği, şimdi pek adı duyulmayan “sürgünde Kürdistan hükümeti” delegesi, 1959-Silvan doğumlu Semra Bakır, Ermeni’dir. Semra’nın kardeşi Orhan Bakır’ın asıl adı Armenak’tır. Ermeni terör örgütü TİKKO mensubu idi, Örgütün merkez komitesine kadar yükselen Orhan Bakır, güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada öldürülmüştür. 
1977-Silvan doğumlu Bülent Bakır Ermeni’dir.
 “Sürgündeki hükümet” delegesi Meryem Tabaş Ermeni’dir. Dedesi Hokar, nenesi Haykanuş’tur.
 “Zazan Bertin” kod adlı 1980-Silvan doğumlu Ruşen Tapancı Ermeni’dir. Dedesinin adı Ohannis’tir. “Mavi Çarşı”nın yakılması eylemine katılmıştır.
 1975 doğumlu Yusuf Cihangir Ermeni’dir. Dedesinin adı Vartan’dır.
1965-Karakaçan doğumlu Adnan Dizin Ermeni’dir. Dedesinin adı Kirkor’dur.
1970-Siirt doğumlu Nihat Türksoy, hiç de TÜRK soylu değildir, Ermeni’ dir. Dedesinin adı Serkis, nenesinin adı Zerdo’dur.
1977-Bozova doğumlu Mehmet Güzel Ermeni’dir. Dedesinin adı Mıgırdıç, nenesinin adı İlsevik’tir.
“Cihan” kod adlı, 1974-Pertek doğumlu Akif Yadigâroğulları Ermeni’dir. Büyük dedesi Apkar, nenesi Maryam’dır.
1973-Ömerli doğumlu Metin Gümüş Ermeni’dir. Büyük dedesi Artin, ninesi Dihram’dır.
1948-Palu doğumlu Zülküf Demirtaş Ermeni’dir. Bu hıristiyan herif, “HADEP İmamlar Birliği” üyesi olmuştur!..
1978-Silvan doğumlu Sidar Şimşek Ermeni’dir. DEHAP ilçe teşkilatında görev yapmıştır. Büyük dedesi Bedros, nenesi Luşin’dir.
1977-Diyarbakır doğumlu Mehmet Sami Geniş Ermeni’dir.
Uyuşturucu madde kaçakçısıdır. Yakalanıp, 11.12.2002 tarihindeİstanbul; 6.DGM mahkemesinde CK/405 ve CK/403: Uyuşturucu madde ticaretinden yargılanarak 6 yıl 8 ay ağır hapis cezasına çarptırılmıştır. Büyük dedesi Serkis, nenesi Şuşi’dir.
1975-Afşin doğumlu Özgür Erbil Ermeni’dir. Sahte belgeler ile yurtdışına çıkmıştır. Almanya’da, uyuşturucu tâciridir. Büyük dedesi Akup (agop), nenesi Lüsye’dir.
1977-Silvan doğumlu Orhan Olsen Ermeni’dir. Büyük dedesinin adı İliyo, nenesinin adı Mari’dir. Sahte çürük raporu alarak askere gitmemiştir.
1968-Muş doğumlu Kutbettin Akşula Ermeni’dir. 1992 yılında Muş ilinde PKK terör örgütüne maddî yönden destek sağlamak amacıyla silah kaçakçılığı yapmaktan tutuklanmıştır Büyük dedesi Vartan, nenesi Zelha’dır. Sahte çürük raporu alarak askere gitmemiştir.
1979-Yurtbeyi doğumlu Barış Başak Ermeni’dir. Büyük nenesinin adı Kotine’dir. DTP kurucu üyesidir.
1953-İdil doğumlu Abdülaziz Özdemir Ermeni’dir. Dedesi Yusuf, ninesi Kazo’dur. 21.2.1991 günkü çatışmada ölü ele geçirilmiştir.
1972-Siverek doğumlu Levent Kayadağ Ermeni’dir. Dedesi Migdat, ninesi Havuş adındadır. 16.10.1993 günü çatışmada ölü ele geçirilmiştir.
1954-Beştüşşebap doğumlu Mehmet Öztunç Ermeni’dir. Dedesinin adı Musa, nenesinin adı Miran’dır. PKK’ya yardım ve yataklıktan tutuklanmış, daha sonra HADEP Antalya İl Kurulu’na seçilmiştir.
1977-Karayazı doğumlu İdris Sefil Ermeni’dir. Terörden hapis yatmış, sonra bir ara Konya HADEP Gençlik Komitesi üyeliği yapmıştır.Sahte çürük raporu alarak askere gitmemiştir.
İdris’in akrabası Ersin Sefil de Ermeni’dir. Kuzey ırak’ta çatışmada öldürülmüştür.
1974-Hazro doğumlu Haci İçer’in hacılıkla hocalıkla alâkası yoktur, Ermeni’dir. Dedesi Ali, nenesi Gule’dir. HADEP Hazro İlçe Yönetim Kurulu üyesi idi. O da sahte çürük raporu alarak askere gitmemiştir.
1973-Yaylayanı doğumlu Dilâver Öncü Ermeni’dir. HADEP Konak Şubesi Yönetim Kurulu üyesi idi. Izmir’de misyonerlik faaliyetinde bulunmuş, kilisede vaaz vererek hıristiyanlık propogandası yapmıştır.
1965-Firke doğumlu Edip Yıldız Ermeni’dir. Büyük dedesi Gaço, nenesi Rihan’dır. HADEP Parti Meclisi üyesi idi. PKK’lı suçluların avukatlığını yapmaktadır. Nevşehir E tipi cezaevinde yatan PKK terör örgütü mensubu Nimet Can’ın avukatlığını yapmıştır
1964-Benek doğumlu Haşim Benek Ermeni’dir. Büyük dedesinin adı Şiho, nenesinin adı Kitro’dur. 16.03.1985 günü Şırnak ilçesi Dereler Köyü civarında, Eşek Mağaraları mevkiinde güvenlik kuvvetleri ile teröristler arasında çıkan çatışmada sağ olarak ele geçirilmiş ve Diyarbakır mahkemesinde CK/ 1 68 : yasa dışı silahlı örgüt kurmak veya katılmaktan yargılanmıştır. Hapis yatmış, sonra DEP Antalya-Muratpaşa Belediye Encümeni adayı olmuştur.
1954-Kamberşeyh doğumlu Mahmut Hakkı Eşiyok Ermeni’dir. Büyük dedesinin adı Hokar, nenesinin adı Haykanuş’tur. HADEP İstanbul il teşkilatı sekreterliği yapmıştır.
1959-Urfa doğumlu İzzettin Kalaycı Ermeni’dir. 11.7.1986 tarihinde Diyarbakır 1. As. mahkemesinde CK/168 : Yasadışı silahlı örgüt kurmak veya katılmaktan yargılanmış 8 yıl 8 ay hapis yatmış, sonra Şanlıurfa HADEP il teşkilatında görev almıştır. 23.06. 1 996 tarihinde Ankara’daki HADEP 2. olağan kongresinde Türk bayrağının indirilerek PKK bayrağı asılması olayına karışmıştır.
1948-Kölük doğumlu Mehmet Cantekin Ermeni’dir. Büyük dedesi Bedros, nenesi Meryem’dir. Diyarbakır merkez Kayapınar Belediye başkanlığı yapan Mehmet Cantekin, 1 995 tarihli milletvekili seçimlerinde Diyarbakır HADEP Milletvekili adayı olmuştur. Mehmet Cantekin Kulp Karpuzlu da köy koruyucularını yönlendirerek terör örgütü PKK’ya lojistik destek sağlamaktadır. 2003 yılında PKK’nın 1978′de kurulduğu Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Fis köyünde DEHAP ve Göç-Der yöneticileri ile birlikte ‘barış ağacı’ adı altında ağaç dikmek töreni düzenlemiştir. Törende bölücü başı Öcalan’ı övücü sloganlar atılmıştır.
1953-Siirt doğumlu Maruf Altın Ermeni’dir. Büyük dedesi Ohanis, ninesi Pori’dir. Ama babasının dönme adı Hüseyin, anasının dönme adı Nafiye’dir. Böylece pek çok kişinin yaptığı gibi Ermeni olduklarını gizlemişlerdir. DEP İzmir-Konak ilçe teşkilatı üyesi idi. 23 Eylül 1998 tarihinde TCK 1 68 : Yasadışı silahlı örgüt kurmak veya katılmaktan 1 2 yıl 6 ay ağır hapis cezasına mahkûm olmuştur.
1973-Urfa doğumlu Mehmet Sait Yalçın Ermeni’dir. Dedesi Girbuş, ninesi Varti’dir. Ancak babasının dönme adı Mehmet Kerim, anasının dönme adı Mevlude’dir. 1997′deki Bodrum bombalı saldırısının sorumlusudur. Müebbet hapse mahkûm olmuştur.
1975-Hazro doğumlu Zanamazak Yezidî’dir.
1973-Nusaybin doğumlu Mehmet Zeki Şaşmaz Yezidî’dir.
1971-Nusaybin doğumlu Abdullah Şaşmaz, kendini hiç de ALLAH’ın kulu saymaz, Yezidî’dir.
1975-Hazro doğumlu Nevzat Tedik Yezidî’dir. Halit-Revzete’ den olma Nevzat Tedik’in nenesi Hüsna Tedik Diyarbakır il teşkilatı HADEP üyesi de olan PKK’nın gençlik örgütlenmesi içinde yer alan Nevzat Tedik, 11 Ekim 2001 tarihinde TCK 1 68: Yasa dışı silahlı örgüt kurmak veya katılmaktan 12 yıl 6 ay ağır hapis cezasına çarptırılmıştır.
PKK’nın Avrupa’daki kasası Nuriye Kesbir Yezidî’dir. Aynı zamanda Kongra-Gel PKK’nın cephe örgütü Avrupa Kürt Demokratik Toplum Koordinasyonu (CDK) sözde meclis üyesidir. Eylül 200 1 ‘de Hollanda’ya yasadışı yollardan girmek isterken yakalanmıştır.
1980-Midyat doğumlu Şevkiye Atalan Yezidî’dir.
1966-Midyat doğumlu Fahrettin Şahin Yezidî’dir.
Adana’da yakalanan PKK’lı canlı bomba Hatice Arat Yezidî’dir. Dedesi Hasso, nenesi Meryem de Yezidî’dir.
1955-Beşin doğumlu Osman Ergin Yezidî’dir. DTP Merkez Yönetim Kurulu üyesidir.
Batılılar’ın aleyhimize kullanmak için sözüm ona “Türkler” arasından seçtirdiği, Avrupa Parlamentosu üyesi Feleknaz Uca, Yezidî’dir.
Feleknaz’ın babası Abdullah Uca, “Yezidî Kürdistan Birliği” başkanıdır, Elbette o da Yezidî’dir. Televizyonlarda boy gösteren Metin Uca nedir, size kalmış… Çünkü bu bölücü-militanların yumuşak uzantısı tüm medya, bürokrasi, parlamento ve hatta asker içindedir.
1971 -Midyat doğumlu Seyithan Alpar Süryânî’dir, yani SEYYİT Peygamber torunu) falan değil, düpedüz Hıristiyan’dır.
1976-Midyat doğumlu Metin Kesenci Süryânî’dir. “Beth Nehrin” adlı Süryânî ve Asurî örgütünün kurucusudur.
1975-Midyat doğumlu Adnan Kesenci Süryânî’dir.
1983-Nusaybin doğumlu Bilal Yürek Süryânî’dir.
1980-Pervari doğumlu Salih Boğdu Süryânî’dir.
1937-Ceylanpınar doğumlu Şemsi Emen Süryânî’dir. HADEP üyesi idi.
1969-Kurtalan doğumlu İhsan Kaya Süryânî’dir. Romanya’da PKK insan, silah, ve uyuşturucu kaçakçılığı yapmaktayken sahte pasaport ve kimlikle yakalanmıştır. Büyük dedesi Görgis, nenesi Şemuni’dir.
1962-Siirt doğumlu Basri Kaysi Süryânî’dir. Büyük dedesi Gorgis, ninesi Şemuni’dir. İHD Siirt Şubesi üyesi, ve DEHAP Siirt il teşkilatı delegesi idi.
1980-Siirt doğumlu Ayhan Kaysi Süryâni’dir. Büyük dedesi Gorgis, ninesi Şemuni’dir. Pek çok olaya karışmış, 1997′de teslim olmuştur. Itirafçı olmuş, 1999′da tahliye edilmiştir.
1952-Nusaybin doğumlu Mehmet Zeki Kanşiray Süryânî’dir. Büyük dedesi Zeytun, ninesi Meryem’dir. İzmir Köy Hizmetleri soygununa katılmıştır. 16.7.1990 günü Bornova Tarım ve Orman Bakanlığı İzmir İl Müdürlüğü Personeli maaşlarının silah zoruyla gasp edilmesi olayında tutuklanmıştır. Hapis yatmış, sonra HADEP Gaziemir İlçesi Yönetim Kurulu üyesi olmuştur.
1968-Derik doğumlu Fethi Oktay Süryânî’dir. Dedesi Turnas, nenesi Mennuş’tur. 1 997′de yakalanmış, müebbed hapse mahkûm olmuştur.
1948-Palu doğumlu Zülküf Demirtaş Ermeni’dir. Büyük dedesi Kinkos, ninesi Nazlı’dır. Ikisi de Ermeni idi.
Hala bu ermenilerin peşinden giden kürtlere şaşarım…..
 
(Hiç kimsenin etnik kimliğiyle işimiz yok. Ancak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve necip Türk Milletinin iyi niyet ve hoşgörüsünü kullanarak hainlik etmeleri ne olduklarının açıklanmasına sebep olmuştur.)
Atalarımızın dediği gibi; “Katranı kaynatsan olur mu şeker, cinsini  …………………  cinsine çeker.”
 
Posted in Gündem | İŞTE KÜRT BİLİNEN ÜNLÜ ERMENİLER..! için yorumlar kapalı