Ağu 31

Birinci, İkinci ve Üçüncü Milenyum’a Dikkat!

     Milenyum sözcüğünü duymuşsunuzdur. Bu sözcüğün anlatmak istediklerini almış olduğum notlarımdan seçerek yazdım. Azınlık vakıflarının mal varlıklarının iadesi ile Ramazan ve Zafer Bayramı’nda neden bayram yaptıklarını  medya marifetiyle öğrenmiş bulunmaktayım. Bu vesileyle Milenyumu şimdi daha iyi anlayacağınıza inanmaktayım. “İbrahimi Dinler, Dinler arası diyaloğ, Ilımlı İslam”  vb. ifadelrele, kiliselerin açılması, kiliselerin onarılması, Torba yasa (KHK)ile Rum ve Ermeni vakıflarının bütün mal varlıklarının iade edilmesi, aşağıda belirttiğim milenyumun adım adım gerçekleştiğinin ispatı değil midir?Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışında Türk insanının kanına, canına, malına, namusuna, istiklâline kastedenler , Anadolu’yu yakıp yıkanlar, (Emperyalist devletlerin emrinde)Rum ve Ermeni eşkiyaları değil midir?
     
      Milenyum bin yıl demektir.Batılı  ve Latin asıllı bir kelimedir. Müslümanlıkla değil, Hıristiyanlıkla ilgili bir kelimedir.
      Hıristiyanlara göre;
      Birinci Milenyumda Hıristiyanlık bütün Avrupa’ya yayılacaktır.
      İkinci Milenyumda ise Hıristiyanlık Müslümanlıkla mücadele edecektir.
      Üçüncü Milenyumda Hz. İsa yeryüzüne inerek bütün insanları Hıristiyanlaştıracaktır.
      Dünya birinci Milenyumu yaşamıştır. Şu anda İkinci Milenyum yaşanmakta bu nedenle Müslümanlarla mücadele edilmektedir. Ardından sıra üçüncü Milenyuma gelecektir. Hz. İsa’nın yeryüzüne inerek bütün insanları Hıristiyanlaştırmasına. Bütün Hıristiyanlar bunun için çalışmakta , bunu beklemektedirler.
 
       Papa 2. Jean Paul;
     “Birinci yüz yılda Avrupa’yı,
       İkinci yüz yılda Amerika’yı,
       Üçüncü yüz yılda Asya’yı Hıristiyanlaştıralım” demiştir. İşte Milenyum budur.
      
   
 
       Türkiye hâlâ uyanmamış, gözlerini ovuşturmakla meşguldür.
    
Posted in Yazılarım | Leave a comment
Ağu 31

Benden Söylemesi…

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Uşakça şuura hâkim olursan
Hem de Sam amcandan akıl alırsan
İlimde, teknikte yaya kalırsan,
Ülke kurtuluşa ermez arkadaş!
 
Kimi ihtirasın uşağı olmuş
Merkebin yuları, kuşağı olmuş
Akılları belden aşağı olmuş
Ülke kurtuluşa ermez arkadaş!
 
Bak dünyaya bunun örneği dolu
Nasıl kırdırdılar sağı ve solu
Bence, bulunmazsa idrakin yolu
Ülke kurtuluşa ermez arkadaş!
 
İnsana benzeyen kaba taşlarla
Kafa diye içi bomboş başlarla
Bu zamanda badem gözlü şaşlarla
Ülke kurtuluşa ermez arkadaş!
 
Dalkavukluk merkebine binerek
Tavus kuşu görüntüsü vererek
Deve kuşu gibi başı gömerek
Ülke kurtuluşa ermez arkadaş!
 
Bunca nimetlere yok ise şükür
Eğer Yaradan’ a olmazsa zikir
Güneş kadar gerçek değilse fikir
Ülke kurtuluşa ermez arkadaş!
 
15.12.1993
Posted in Şiirlerim | Leave a comment
Ağu 30

Türk Olmaktan Şeref Duyarım

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Yaratıldığımda Türk konmuş adım
Mete Han, Alparslan, Fatih… Üstadım
Güçlü bir devlete nasıl susadım
Türk’üm, hakikate Hakka uyarım!
Türk olmaktan sonsuz şeref duyarım!
 
Türk, bembeyaz lekesiz kara benzer
Cana hayat veren sulara benzer
O cennet denilen diyara benzer
Türk’üm, bu ada canım koyarım!
Türk olmaktan sonsuz şeref duyarım!
 
Türklüğüme haset eden var gibi
İblis yüreğimde gerçek yar gibi
Türk, Dünyayı koruyan bir zar gibi
Türk’üm, beş bin yıldır Türk’tür ayarım!
Türk olmaktan sonsuz şeref duyarım!
 
Baş eğmek, diz çökmek yakışmaz Türk’e
Adalete doyar girdiğim ülke
Atam, Mete Han’dan ta Atatürk’e
Türk’üm, ecdadımı candan sayarım!
Türk olmaktan sonsuz şeref duyarım!
 
28.05.1994
Posted in Şiirlerim | Leave a comment
Ağu 30

Fatiha İle Açılır Bütün Kapılar

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Rabbimim kelamı o can Kuran’ın
Açılır kapısı Fatiha ile…
Bu âlem de kula gelen zor anın
Açılır kapısı Fatiha ile…

 

Yazılmış katında bu alın yazın
Akılla varılır tadına hazın
Beş vakit kılınan bütün namazın
Açılır kapısı Fatiha ile…

 

Sıkıntıya karşı güçlü ve metin
Bilin değerini ulvî hikmetin
İstenen, beklenen bütün rahmetin
Açılır kapısı Fatiha ile…

 

İslam abidesi inancın, tarzın
Her şeyden tatlıdır lezzeti farzın
Gök kubbenin, ahiretin ve arzın
Açılır kapısı Fatiha ile…

 

Rahmetine banar aklıyla Bir’in
İsrafil’in suru ile kabirin
Cenneti Ala’da bütün her yerin
Açılır kapısı Fatiha ile…

 

11.01.2000
Posted in Şiirlerim | Leave a comment
Ağu 30

Arabanın Rengi

           Ahmet Vefik Paşa Fransa’da Devlet-i Aliye elçisidir. Faytonunu Fransa İmparatorunun faytonunun renklerine boyatır. Şehre her çıkışında halk İmparatorun arabası geliyor diye ona saygı duymak için işini gücünü bırakarak sokaklara dökülür ve selama durur. Bunun üzerine Fransız İmparatorluğu’ndan Ahmet Vefik Paşa’ya bir teklif gelir. Faytonunun rengini diğer faytonların renklerine boyamasını isterler. Ahmet Vefik Paşa Hay hay! Yalnız bir şartım var der. “Sizin, İstanbul’daki sefaretinizdeki görevliniz Padişahın kayığının rengine boyadığı kayığının rengini değiştirsin hemen arabamın rengini değiştiririm” der.
Posted in Hikayeler | Leave a comment
Ağu 30

Etten, Kemikten Ve Ruhtan Bir Çelik!

 Vatana, bayrağa adamış ser-i,
Vatan, bayrak olmuş nazlı dilberi,
Var mı bu Dünyada eşi, benzeri?
Etten, kemikten ve ruhtan bir çelik!
İşte, ölümsüz kahraman MEHMETÇİK!
 
Canıyla verilmiş ibadet ona
Bayrağa kan vermek saadet ona
Bir şereftir Haktan şahadet ona
Etten, kemikten ve ruhtan bir çelik!
İşte, ölümsüz kahraman MEHMETÇİK!
 
Bir cepheden bir cepheye varan o
Vatan toprağına kanın karan o
Al Bayrağı bedenine saran o
Etten, kemikten ve ruhtan bir çelik!
İşte, ölümsüz kahraman MEHMETÇİK!
 
 
18.03.1996
Posted in Şiirlerim | Leave a comment
Ağu 30

Neyzen Tevfik’ten

    
 
     Ünlü hiciv şairi Neyzen Tevfik bir ara hükümetten belli bir tahsisat almaya başlar. O zamanki Cumhuriyet Halk Partisi’nin en etkili ve yetkili
 
sözcülerinden biri olan Cevdet Kerim, Neyzen’in cebine giren bu 3–5 kuruştan rahatsız olur ve tahsisatın kesilmesi için harekete geçer. Bunu duyan
 
Neyzen Tevfik şu iki mısra ile taşı gediğine kor:
 
   
    ‘Rızk için Allah Kerim,
 
     Fısk için Cevdet Kerim!’
Posted in Fıkralar | Leave a comment
Ağu 30

Altın sözler

* “Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırtmasın Mehmet Akif ERSOY

* “Budur cihanda en beğendiğim meslek; sözün odun olsun hakikat olsun tek.” Mehmet Akif ERSOY

* “Tekerleri dört köşe bir arabaya bindirdiler bizi, bir gidiştir gidiyoruz” Arif Nihat ASYA

* “O da bir gazi olmak istedi Fakat ona anlatmak gerekti ki, Şehit olmayı göze almayan gazi olamaz”Arif Nihat ASYA
                                                                                                                                                                                                                                                                                                     * * “Türk bir vazife için yaratılmıştır. O vazife kâinat güzelleştiği zaman biter.” Hüseyin Nihal ATSIZ

* “Bir millet, büyümek ve iş yapabilmek için kendisinin büyük bir millet olduğu inancını duymalıdır.” Hüseyin Nihal ATSIZ

* “Şerefliler taviz vermezler. Şerefin tavizi yoktur.” Hüseyin Nihal ATSIZ

Posted in Yazılarım | Leave a comment
Ağu 30

Ey Gençler!

Azınlık Vakıflarına verilen imtiyazları medya vasıtasıyla dinleyince, okuyunca  Ömer Seyfettin’in 1912’de yazdığı yazıyı sizlerle paylaşmak istedim. Yorumu siz okuyuculara bırakıyorum

Ey bugün eski devirden kalma mekteplerin dar dershanelerindeki kuru sıralar üzerinde müstakbeli kazanmak için çalışan gençler, sizi bekleyen vazifeler pek ağırdır. Siz, bütün dünyaca siyasi ve sosyal mevcudiyeti silinmek istenen bir milleti kurtaracaksınız. Evet bütün dünyaca… Avrupalıların hilal ve haç namına yaptıkları haksızlıkları şüphesiz biliyorsunuz. Unutmayınız ki, etrafımızdaki Bulgar, Sırp, Karadağ, Yunan hükümetleri ihtizar (bekleme) dakikalarımızı beklediklerini saklamıyorlar. Rumların, Bulgarların, Sırpların Osmanlıların vatanındaki mektepleri meydanda. Oralarda şiddetli bir Türk düşmanlığı talim olunuyor ve bunu bütün dünya biliyor, gazeteler yazıyor. O halde korkmayınız (…)
Harici düşmanlarımızın kırmızı pençeleri, bu pençelerin zehirli tırnakları içimizde, kalbimizin üzerinde kımıldıyor. Ey gençler bunları siz duymuyor musunuz? Yirminci asırdaki vâsi müthiş ehlisalib (haç ehli) silahsız ve medeni hücumlarını zavallı yetim hilâle, bizim üzerimize, Osmanlı Türklüğüne tevcih ediyor; 500, 600 sene evvelki mağlubiyetlerin intikam heyecanları bugün kabarıyor ve siz ey gençler, hâlâ uyuyor musunuz?
Uyanınız, zafer için düşmanlarımızı tanımak lazımdır ve biliniz ki, bu sırada muharebeyi ordular yaparsa da muzafferiyeti asla kazanamaz. Muzafferiyet intizam ve gelişmenindir (…) Gelişme ise ilmin, fennin, edebiyatın hepimizin arasında yayılmasına bağlıdır. Ve bunları neşir için evvela lazım olan millî ve umumî bir lisandır. Milli ve tabiî bir lisan olamazsa ilim, fen, edebiyat yine bugünkü gibi bir muamma halinde kalacaktır. Asrımız gelişme asrı, mücadele ve rekabet asrıdır. (Ömer SEYFETTİN  Genç Kalemler, 24 Nisan 1912)

 

*Raşim EKŞİ’nin ‘Türk’e ruh verenler’ yazısından

Posted in Yazılarım | Leave a comment
Ağu 30

Bayram Tebriği

30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 89. yılını kutlar Türk Milleti’ne nice zaferler bahşetmesini yüce Allah’tan niyaz ederim.

Ayrıca Türk Dünyası’nın ve İslam Alemi’nin Ramazan Bayramı’nı en içten dileklerimle kutlar, sağlıklı, huzur dolu, başarılı günler dilerim.

Posted in Yazılarım | Leave a comment